Etiket: Faaliyetlerine

  • Yazarlık Atölyesi faaliyetlerine başlıyor

    Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde eğitim gören bir grup öğrenci, üniversitede oluşturulacak bir yazarlık atölyesi çalışmalarında destek istediler.

    Edebi ve akademik açıdan gelişimin hedeflendiği çalışma atölyesinde edebi metinlerin yorumlanması, bilgi ve metin paylaşımı ve yaratıcı metinlerin ortaya çıkarılması hedefleniyor. İlahiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Dilan Budak, edebi ve akademik açıdan nitelikli metinler üretmek amacı ile kurulan birlikteliğin akademik destekle daha nitelikli bir boyut kazanacağı düşüncesi ile hareket ettiklerini belirtti.

    Böyle bir girişimde bulundukları için öğrencileri tebrik eden Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun, bu girişimin hem takipçisi hem destekçisi olacağını belirtti.

  • TEMA Vakfı Erzurum Yakutiye İlçesinde faaliyetlerine başladı

    TEMA Vakfı Erzurum Yakutiye İlçe Sorumlusu Mine Erdemli Dikmen göreve başladı.

    Ülke genelinde 650 bini aşkın gönüllüsüyle birlikte yaşam anlamına gelen toprağa sahip çıkan TEMA Vakfı’nı temsil etmenin büyük sorumluluk olduğunu belirten TEMA Vakfı Erzurum Yakutiye İlçesi Sorumlusu Mine Erdemli Dikmen, “TEMA’nın en büyük gücü her zaman gönüllüleri olmuştur. Sahip olduğu doğal varlıkları ile Erzurum Yakutiye ilçesinde sürdürülebilir yaşamı korumak üzere gönüllü ekibim ile birlikte var gücümüzle çalışacağız. Minik TEMA, Yavru TEMA, Ortaokul TEMA, Lise TEMA ve Genç TEMA gruplarını oluşturarak, ilçemizdeki gönüllü sayımızı artırıp, ilçemize doğa ve çevre konusunda en üst düzeyde katkı sağlayacağız. Bunun için de her zaman daha çok gönüllüye ihtiyacımız var. Herkesi TEMA gönüllüsü olmaya ve destek vermeye çağırıyoruz” dedi.

  • TİKA Filipinler’de arama kurtarma faaliyetlerine destek veriyor

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Filipinler’de arama kurtarma faaliyetlerinde bulunan Bangsamoro Rescue Team (BARET) kurumuna ekipman desteğinde bulunuldu.

    Doğal afetler ülkesi olması nedeniyle Filipinler’de arama ve kurtarma faaliyetleri hayati önem taşıyor. Ülke çapında her yıl 20 kadar büyük afetin meydana geldiği ülkede yerel çapta etkili olan sel, taşkın, hortum ve fırtına gibi afetlerin sayısı yüzlerle ifade ediliyor. İllegal unsurların sivil halkı etkileyen faaliyetleri de birçok insani durum ortaya çıkarıyor ve acil müdahale, arama-kurtarma ve insani yardım faaliyetlerinin yoğunluk kazanmasına sebep oluyor. Daha çok kamu kurumlarınca icra edilen arama ve kurtarma faaliyetlerinde karşılaşılan eksiklikleri gidermek adına gönüllülük esasına göre hareket eden, kimi zaman başını profesyonellerin çektiği ve önemli bir boşluğu dolduran sivil oluşumlar bulunuyor. Bu oluşumlar arasında bulunan ve TİKA tarafından desteklenen BARET, Cotabato’da gönüllülerden oluşan ve son yıllardaki başarılı çalışmalarıyla adını duyurmuş sivil oluşumlarından biri olma özelliği taşıyor. Gönüllülükle profesyonelliği birleştiren ve bu yönüyle ARMM bölgesinde 2016 yılının en başarılı gönüllü kuruluşu seçilen ve 2017’de de aynı alanda ikinciliği elde eden BARET, TİKA’nın verdiği destekle faaliyetlerini genişleterek sürdürmeyi hedefliyor.

    Başarılı çalışmalarına rağmen ekipman eksikliği nedeniyle ilgili idareler tarafından tanınmadıklarını ve birçok kez muhatap kabul edilmediklerini söyleyen BARET Başkanı Aladdin Palanggalan, TİKA’nın verdiği destek sonrasında akredite edildiklerini ve aranan bir çözüm ortağı olduklarını belirterek, verilen desteğin gönüllüler için büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu kaydetti. Palanggalan, bu sayede kendi mesleki yaşamlarını devam ettiren hemşire, doktor, VHF radyo operatörü, acil tıbbi müdahale teknisyeni, acil durum yönetimi alanında yetkin isimlerin BARET gönüllüsü olduklarını ve bu sayının artan kapasiteyle birlikte yükselmesini öngördüklerini ifade etti. BARET kurucularının İslam dinine mensup olmaları nedeniyle sadece Müslümanların BARET’te görev alabileceklerini düşünenlerin olduğunu söyleyen Palanggalan, “BARET sadece Bangsamoro’ya özgü bir kuruluş değildir. Tüm din, ırk, etnisite ve farklı gelir düzeyindeki insanın sahip oldukları yetenekleri paylaşma ve zor zamanlarda diğerleri için kendini riske atma konusunda samimi oldukları müddetçe kapımız herkese açıktır ve gönüllülerimiz arasında Hristiyan ve anemistler de vardır” dedi.

    2015 yılından itibaren Filipinler’deki faaliyetlerini yoğunlaştıran TİKA, Manila merkezli olarak Luzon, Visayas ve Mindanao bölgesinde özellikle kırsal kesimlerde yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yürütüyor. Nüfusun üçte birinin tarımla uğraştığı ülkede TİKA, tarımsal nüfusu hedefleyen ve geçim kaynaklarının çeşitlendirilmesine yönelik olarak TİKAbuhayan programını başlatmıştı. Program çerçevesinde gerçekleştirilen 8 projeden bugüne kadar 2 bin 157 kişi yararlandı.

  • Dünyaca ünlü spor markası Macron, Türkiye’de faaliyetlerine başladı

    Ünlü İtalyan spor giyim markası Macron, 2017 yılı itibarıyla Türkiye pazarında faaliyet göstermeye başladı.

    1971 yılında kurulan İtalyan spor giyim markası Macron, 2017 yılı itibarıyla Türkiye pazarında faaliyet göstermeye başladı. Futbol, basketbol, voleybol, hentbol, koşu ve beyzbol branşlarında spor giyim ve antreman malzemeleri üretimi yapan marka, Türkiye’de futbol başta olmak üzere diğer spor branşlarındaki takımlara hizmet verecek.

    2017 yılı itibariyle özellikle takım sporlarında futbol başta olmak üzere çalışmalarına başlayan Macron, süper lig takımlarının yanı sıra alt liglerdeki takımlarla görüşmelere başladığı kaydedilirken Macron’un Türkiye’deki hedefleri arasında 2017 yılında süper lig ve alt liglerden birçok takımı giydirmek ve 2017 sonrası Türkiye’de mağazalar açmak yer aldığı öğrenildi.

    Macron markasının Türkiye’deki haklarına sahip olan Bilce Group Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Bayram Bilce, “Dünyaca ünlü bir markayı Türkiye pazarına kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Macron dünyanın önde gelen spor markalarından biri konumunda. Türkiye’de de bu stratejiyle Macron’u ilk akla gelen spor markalarında biri yapma hedefiyle yola çıktık. Bu doğrultuda üst düzey takımlar başta olmak üzere alt liglerden de mümkün olduğunca çok takımla görüşüp anlaşmak istiyoruz. Hedefimiz, Türkiye’deki takımları Macron kültürü ve kalitesiyle tanıştırmak” dedi.

    Dünya’da 10 binden fazla takımın tercihi olan Macron, bugün 1.300 takım mağazası ve 114 Macron Store ile Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede faaliyet gösteriyor.

  • Haydar Çolakoğlu, YOLO ile Uber’in Türkiye’deki faaliyetlerine talip

    TEB Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Çolakoğlu, Uber’i hisse karşılığında satın almaya açık olduklarını belirterek, “Uber’e davetimiz açık ve net. Nasıl Çin’de Didi’ye hisselerini devrettiler ve hala Çin’deki Didi’de hissedarlar, bugün gelsinler bize de hisselerini devretsinler” dedi.

    TEB Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Çolakoğlu, şehir içi VIP ulaşımı eskiden sadece zenginlerin aldığı bir hizmetken, şimdi herkesin buna erişebildiğini söyledi. Şehir içi VIP ulaşım endüstrisinin büyüklüğünün ne kadara ulaştığının henüz bilinmediğini aktaran Çolakoğlu, bilinmemesinin en büyük nedeninin bu endüstride fatura kesme ve vergi vermenin yaygın olmaması olduğunu dile getirdi. Çolakoğlu, şu anda Türkiye’de 20 bin D2 TÜRSAB belgeli aracın bulunduğunu, bu araçların büyük bir çoğunluğunun İstanbul’da olduğunu kaydetti. Buna karşın tüm Türkiye’de 60 bin korsan, 30 bin de ticari taksi olduğuna dikkati çeken Çolakoğlu, “Türkiye’deki taksi sayısı yeterli değil. Öyle ki insanlar artık korsan taksi kullanmakta ve parayı korsan taksiye ödemeyi tercih etmekte. Çünkü korsan taksileri genellikle mahallenin abisi dediğimiz kişiler kullanmakta. İnsanlar korsan taksiden daha konforlu hizmet almakta. Bugün korsan taksiye bindiğinizde lüks araca biniyorsunuz. Fakat ticaride çok eski, ufak ve hijyenik olmayan otomobillere biniyorsunuz” diye konuştu.

    “YOLO’da plaka sahibi ve şoför aynı olunca kalite artıyor”

    Çolakoğlu, arabayı işletenle plaka sahibi aynı olmayınca arabada özenin olmadığının altını çizdi. YOLO’da durumun tam tersi olduğunu vurgulayan Çolakoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bizde arabanın sahibi aynı zamanda aracın şoförüdür. Biz bu şoför arkadaşlarımıza uygun koşullarla araçlara sahip olabilme fırsatı sunuyoruz. Bir aracın fiyatı 100 bin lira. 10 bin liraya da içini dayayıp döşüyor ve toplam 110 bin liraya bu araca sahip olabiliyor. 110 bin liralık bu araca sahip olabilmek için 20-25 bin lira para ödemek zorunda, geri kalanını kredi ile alıyor. Kredisini 2 sene içerisinde kapatıyor, araç 4 sene de kendisine çalışıyor. Bu 2 sene içerisinde arabasının kredisini kapatırken her ay cebine 2 bin 500 lira şoför arkadaşımız para koyuyor. Bir arkadaşı daha kendisi ile birlikte kullanırsa ona da 2 bin 500 lira geliyor. Yani aylık toplam 5 bin liralık gelir sağlanıyor. 6 sene sonunda ciddi bir para biriktirmiş oluyor. Çünkü dördüncü, beşinci ve altıncı senelerde bu araçlar sırf kendilerine çalışıyor.”

    “Yurt dışına çıkma hedefimiz 2018’de”

    Haydar Çolakoğlu, YOLO olarak 15 Aralık’ta 250 araç ile hizmet vermeye başlayacaklarını söyledi. Hedeflerinin 2017 ortasında bin araca ulaşmak olduğunu aktaran Çolakoğlu, 2-3 yıl içinde bu sayının 5 bin araca, 5 sene sonunda da 10 bin araca ulaşmasını planladıklarını kaydetti. Çolakoğlu, bu alanda faaliyet gösteren yabancı markaların Türkiye’de KDV, Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi ödemediğine işaret ederek, “Hatta şoförlerine parayı direkt yolluyor. Şoförler de gelir vergisi ödemiyor. Yurt dışında kurdukları şirketlerle Türkiye’ye hiç vergi ödemeden iş yapıyorlar” diye konuştu.

    Kendilerinin hem Kurumlar Vergisini, hem yüzde 18’lik KDV’yi ödediğini belirten Çolakoğlu, şoförleri de gelir vergilerini ödeyecek şekilde sistemin içine soktuklarını, böylece devletin de kazandığını ifade etti.

    “Türkiye’de de Uber’in karşısında YOLO var”

    Çolakoğlu, tüm uygulamalarının yasal, açık, net ve şeffaf olduğunu bildirdi. Uluslararası bir şirket olma felsefesi ile yola çıktıklarını aktaran Çolakoğlu, “Hedefimiz yıkıcıları yıkmak. Son yılların yıkıcılık trendi artık öyle bir noktaya ulaştı ki, bu yıkıcılar milyar dolarlık firmalar haline geldi. Uber bugün dünyada 88 milyar dolarlık bir dev. Ama Uber’i yıkan birçok şirket de var. Bu şirketler Hindistan’da Ola, Güney Amerika’da Cabify, Çin’de Didi, Kuzey Amerika’da Lyft, Ortadoğu’da Careem. Bu şirketlerin hepsi yıkıcıyı yıkma projesiyle ortaya çıkarak kısa bir süre içerisinde milyar dolarlık değerlere ulaştılar. Türkiye’de de Uber’in karşısında YOLO var. Bu enerji Türkiye’den çıkıp yurt dışına açılmak istiyor. Yurt dışına çıkma hedefimiz 2018’de. İlk aşamada 3 ülkeyi hedefliyoruz. Bunlar Azerbaycan, Romanya ve Bulgaristan. Daha sonraki aşamada Kazakistan, Ukrayna ve Doğu Avrupa’dan bir ülke daha hedefliyoruz. YOLO olarak 2017 yılının ortasından itibaren de Anadolu’ya açılmak istiyoruz” dedi.

    “Sürücüsüz araca yönelik çalışmalarımız başladı”

    Çolakoğlu, YOLO olarak müşterilerine Türkiye’ye özgü inovatif ürünler sunmayı istediklerini belirterek, boğazı geçmenin çok ciddi bir külfet ve kambur olabildiğini, bu nedenle İstanbul için “boğaz taksi” düşündüklerini kaydetti. Özel uçaklarda koltuklar vermeyi planladıklarını aktaran Çolakoğlu, kuryelerle iletişime geçip araçlara boş vakitlerinde kuryelik yaptırmayı da hedeflediklerini dile getirdi. Bunun yanında insansız ve sürücüsüz araca yönelik çalışmalarının başladığı bilgisini veren Çolakoğlu, Uber ile birlikte kendilerinin de sürücüsüz araç teknolojisine geçmeyi planladıklarını ifade etti. Çolakoğlu, Didi’nin Uber’in Çin’deki faaliyetlerini satın aldığının hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:

    “Didi çok iyi bir örnek. Uber Çin’de bir numaralı ulaşım teknolojileri firması olmasına rağmen, Didi çok kuvvetli bir çalışmayla, yerel ve milli bir şirket olmanın avantajıyla ve halkla da bağını güçlendirerek Uber’i bugün yenmiştir. Uber, Çin’deki şirketini hisse karşılığında satmak zorunda kalmıştır. Ben inanıyorum ki Türkiye’de de aynı özverili çalışma ile yerli ve milli şirketlerimiz bir araya gelerek Uber’i uzun vadede yenecektir. Çünkü Türkiye’nin Çin’den bir farkı yoktur. Uber bugün bizimle bu konuyu konuşmak isterse biz buna açığız. Uber’i hisse karşılığında satın almaya açığız. Uber’e davetimiz açık ve net. Nasıl Çin’de Didi’ye hisselerini devrettiler ve hala Çin’deki Didi’de hissedarlar, bugün gelsinler bize hisselerini devretsinler. Bu konuyu düşünen diğer iş adamlarımıza da sesleniyorum; gelin birlik olalım, bizim çatımız altında toplanalım. Bu platforma herkesi dahil edip milli bir dev çıkarmayı hayal ediyoruz. Neticede Çin’de bütün yerli şirketler birleşip Didi’yi ortaya çıkardılar ve Didi, Uber’i satın aldı.”

    Çolakoğlu, önceki hafta 25 milyon dolarlık değer üzerinden yatırım aldıklarını da sözlerine ekledi.