Etiket: Faaliyetlerine

  • TEMA Vakfı Çavdarhisar’da faaliyetlerine başladı

    TEMA Vakfı Kütahya Çavdarhisar İlçe Sorumlusu Nursel Heybeli görevine başladı.

    Başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkları korumak için çalışan TEMA Vakfı’nı temsil etmenin büyük bir sorumluluk olduğunu belirten Nursel Heybeli, ’’Bugün ülke genelinde var olan 730 bini aşkın gönüllüsü,TEMA Vakfı’nın her zaman en büyük gücü olmuştur. Çavdarhisar’ın doğal varlıklarını ve sürdürülebilir yaşamı korumak üzere gönüllü ekibimle birlikte var gücümüzle çalışacağız. Minik TEMA, Yavru TEMA, Ortaokul TEMA, Lise TEMA ve Genç TEMA gruplarını oluşturarak ilçemizdeki gönüllü sayımızı artırıp, ilimize doğa ve çevre konusunda en üst düzeyde katkı sağlayacağız.Bunun için de her zaman daha çok gönüllüye ihtiyacımız var. Herkesi TEMA gönüllüsü olmaya ve destek vermeye çağırıyoruz” dedi.

    Heybeli, ’’TEMA Vakfı Kütahya Çavdarhisar İlçe Sorumluluğu ekibi, toprağı bereketli, havası temiz, dereleri çağlayan; yaşanabilir bir gelecek için çalışmalar gerçekleştirecek. Bu kapsamda doğal varlıkların korunması için kamuoyunu bilinçlendirme çalışmaları yürütecek; verimli tarım topraklarının, su varlıklarının, mera ve orman alanlarının korunması için çalışacak. Ekolojik okuryazar bireylerin yetişmesi için okullar ve gönüllü öğretmenlerle işbirliği gerçekleştirerek TEMA Vakfı’nın ücretsiz doğa eğitimlerini toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştıracak. TEMA Vakfı Kütahya Çavdarhisar İlçe Sorumluluğu ekibi, kamuoyunu bilgilendirme ve bilinçlendirmede en önemli desteği ilçede görev yapan basın mensuplarından alacağına inanıyor. Yapılan tüm faaliyetler düzenli olarak yerel basınla paylaşılacak’’ ifadelerini kullandı.(YD-EFE)

  • Aquarıus arama kurtarma faaliyetlerine son veriyor

    Aquarius gemisi, Avrupa’nın insanları denizde ölmeye mahkum eden uygulamaları nedeniyle arama kurtarma faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kaldı.

    Aquarius, uzun süredir İtalya’nın öncülüğünde yürütülen ve diğer Avrupa hükümetlerinden destek gören karalama kampanyasının bir sonucu olarak, geçtiğimiz iki ay boyunca limanda atıl bir şekilde beklemek durumunda kaldı ve denizdeki insani yardım faaliyetlerine devam edemedi. İnsanlar dünyanın en ölümcül göç rotalarından biri olan Akdeniz’i geçmek için hayatlarını tehlikeye atarken, hassas ve savunmasız durumdaki insanlara yardım ulaştıran kuruluşların faaliyetleri çeşitli iftiralarla lekelendi, yasa dışı kılındı ve engellendi.

    Karalama kampanyası, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin kötü planlanmış göç politikalarıyla birleşince, uluslararası hukuku ve insancıl ilkeleri planlı bir şekilde ortadan kaldırmaya çalıştı. Bu saldırılar karşısında kısa vadede acil bir çözüm bulunamadığından, MSF ve SOS Méditerranée’nin Aquarius’un faaliyetlerine son vermekten başka çaresi kalmadı.

    Avrupa hayat kurtarmaya çalışan kuruluşları sabote etti

    Konuyla ilgili açıklama yapan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Genel Direktörü Nelke Manders, “Bugün çok karanlık bir gün. Avrupa bugüne kadar arama kurtarma faaliyetlerini devreye sokma konusunda herhangi bir adım atmadığı gibi, hayat kurtarmaya çalışan diğer kuruluşları da bilfiil sabote etti. Aquarius’un faaliyetlerinin sona ermesi demek, denizde daha fazla insanın ölmesi demek. Bu durum ise, aslında engellenebilecek ölümlerin gözlerden ırak bir şekilde, geride hiçbir tanık kalmadan gerçekleşeceği anlamına geliyor.” dedi.

    AB ülkelerinin arama kurtarma faaliyetlerine karşı yürüttüğü saldırılar yaklaşık bir buçuk yıldır devam ediyor ve bugün dünyanın en baskıcı devletleri tarafından kullanılan yöntemleri temel alıyor. Aquarius, yetkili kurum ve kuruluşların kural ve yönetmeliklerine riayet etmesine rağmen yıl içinde iki kez bandırasını kaybetti. Şu anda ise organize suçla itham ediliyor.

    Karalama kampanyalarının devam ettiği ve uluslararası hukukun çiğnendiği bu süreçte, denizden kurtarılan insanların güvenli limanlara ulaştırılması ve çevredeki diğer gemilerden yardım alması da engellendi; insanlar haftalarca denizde mahsur bırakıldı.

    Uluslararası hukuk ihlal edildi

    Aquarius çok kritik bir dönemde faaliyetlerine son vermeye zorlandı. 2018’de yaklaşık 2 bin 133 kişi Akdeniz’de hayatını kaybetti. Bu ölümlerin çok büyük bir kısmı, Libya’dan yola çıkan insanlar arasında meydana geldi. Libya Sahil Güvenliğine destek veren AB ülkeleri, denizde 14 bin kişinin yolunun kesilmesi ve zorla Libya’ya geri gönderilmesi suretiyle, insanların daha fazla acı çekmesine neden oldu. Bu durumun, uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğu belirtildi.

    Oysa Avrupa, denizden kurtarılan insanların hiçbir surette zorla Libya’ya gönderilmeyeceği konusunda 2015’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne teminat vermişti.

    Konuyla ilgili açıklama yapan MSF Acil Durum Koordinatörü Karline Kleijer, “Bugün Avrupa ülkeleri göç yönetimi konusunda başarılı olduklarını iddia ediyorlar ama aslında zorla geri gönderme uygulamasına doğrudan destek veriyorlar. İddia ettikleri başarının tam olarak ne olduğunu biz açıklığa kavuşturalım: Denizde hayat kurtarmayı yönelik faaliyetlerin devreye sokulmaması; kadın, erkek ve çocukların kurtulma umudu olmaksızın keyfi gözaltı uygulamalarına maruz bırakılması ve denizdeki gemilerin zor durumdaki insanları kurtarma yükümlülüklerini yerine getirmelerini engelleyen bir ortamın oluşturulması. Başarı AB için bu demek. İnsanlar denizde ölüme terk edildiği sürece, Libya’da mahkum edilmeye zorlandığı sürece, MSF olarak tıbbi ve insani yardım sunmanın başka yollarını aramaya devam edeceğiz.”

    2016’nın Şubat ayında denizdeki arama kurtarma faaliyetlerine başlayan Aquarius bugüne kadar Libya, Malta ve İtalya arasındaki uluslararası sularda 30 bin kişiye yardım etti. Aquarius’un son arama kurtarma faaliyeti, 58 kişinin denizden kurtarıldığı ve Marsilya Limanı’na ulaştırıldığı 4 Ekim 2018 tarihinde gerçekleşti. MSF 2015’ten bu yana, önceki arama kurtarma gemileri Bourbon Argos, Dignity, Prudence ve Phoenix ile birlikte Akdeniz’de 80 binden fazla insana destek sundu. Diğer sivil toplum kuruluşlarının çabalarına rağmen, halihazırda Orta Akdeniz’de faaliyet yürüten başka bir arama kurtarma gemisi bulunmuyor.

  • Turkcell Vakfı faaliyetlerine resmen başladı

    Turkcell’in yürüttüğü toplumsal fayda projelerini çatısı altında toplayacak Turkcell Vakfı, ilk mütevelli heyeti toplantısını gerçekleştirerek faaliyetlerine başladı. Vakfın kuruluş kararı 30 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında hissedarların bilgisine sunulmuştu.

    Dezavantajlı bireylere ve topluma yatırım odaklı kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine her yıl gelirlerinin yüzde 1’ine tekabül edecek bir bütçe ayıran Turkcell, bu alandaki faaliyetlerini bir çatı altında toplamak üzere güçlü bir daha adım attı. Kuruluş kararı 30 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında hissedarların bilgisine sunulan Turkcell Vakfı ile ilgili Resmi Gazete kararı 28 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştı. Bugün yapılan ilk mütevelli heyeti toplantısıyla birlikte vakıf resmi olarak faaliyetlerine başlamış oldu.

    İlk mütevelli heyeti toplantısında vakfın mütevelli heyeti başkanlığına aynı zamanda Turkcell Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürütmekte olan Ahmet Akça seçilirken, mütevelli heyeti başkan yardımcılığına Atilla Koç seçildi. Toplantı neticesinde oluşturulan vakfın yönetim kurulunda ise şu isimler yer aldı: “Ahmet Akça (Başkan), Muhterem Kaan Terzioğlu (Başkan Yardımcısı), Ali Türk, Osman Yılmaz ve Banu Şensivas (Genel Sekreter)”.

    “Hem ülkemize hem insanlığa hizmet edeceğiz”

    Konuyla ilgili açıklama yapan Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça binlerce yıllık vakıf müessesesinin toplumsal refahın artırılması noktasında kamu-özel sektör işbirliğinin nasıl olması gerektiğine dair dünyaya bir model teşkil ettiğine dikkat çekerken şunları söyledi: “Günümüz dünyası, yalnızca devletlerin sorumluluk almasıyla çözülemeyecek kadar karmaşık problemlerle mücadele ediyor. Bu anlamda tüm dünyadaki özel sektör temsilcilerine büyük görevler düşüyor. Biz de bu sorumluluk bilinciyle hareket ederek projelerimizi daha güçlü, etkili, verimli, şeffaf ve daha yüksek fayda oluşturacak bir noktaya taşımak adına Turkcell Vakfı’nı kurduk. Bundan sonra her sene hissedarlarımızın da belirleyeceği çerçeve dâhilinde diğer yardımlarımız gibi Turkcell Vakfı’na da bağışta bulunulacak. Biz marka olarak ana faaliyet odağımız olan teknoloji alanında her zaman daha iyisinin mümkün olduğu inancıyla, en son teknolojilerle müşterilerimize hizmet veriyoruz. Aynı anlayışı kurumsal sosyal sorumluluk stratejilerimize de yansıtarak Turkcell markasının gücünü ve güvenini de arkasına alan Turkcell Vakfı ile hem ülkemize, hem de tüm insanlığa hizmet etmeye devam edeceğiz”.

    “Türkiye’nin teknolojide üreten ülke olması için çalışmaya devam edeceğiz”

    Türkiye’yi uluslararası arenada temsil eden bir marka olarak teknolojik hizmetlere erişimdeki uçurumun giderilmesine yönelik çalışmalar yapmak, dijital ürün ve hizmetlerin yaygınlaştırılmasını sağlamak ve bu amaçlarla toplumun her kesiminin teknolojiden ve dijital imkânlardan faydalanması için projeler üretmek üzere yola çıktıklarını belirten Ahmet Akça sözlerini şöyle sürdürdü: “Vakfın çatısı altında ülkenin ve toplumun her alanda ihtiyaç duyduğu bilim insanlarının ve vasıflı işgücünün yetiştirilmesini sağlayarak bu suretle ülkenin istihdam imkânlarını artırıcı eğitim çalışmalarında bulunmak istiyoruz. Türkiye’nin teknolojide tüketen değil üreten ülke olması yolunda rol alacak öğrenciler ve öğretim elemanlarının yetişebilmesi için ekonomik, sosyal ve kültürel destek sağlamak üzere çalışacağız. Teknolojik girişim ve projelerin desteklenmesi amacıyla gerekli platformları ve yapıları kurarak bu girişimlerin daha büyük kitlelere ulaşmasını temin edeceğimize ve ihtiyacı bulunan projelere gerekli desteği vererek Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında da önemli katkıda bulunacağımıza inanıyoruz”.

  • MTÖÜ’de Öğrenci Toplulukları faaliyetlerine başladı

    Malatya Turgut Özal Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu Akademi Kültür Topluluğu, ‘Kampüse Hoş Geldin’ adlı ilk faaliyetinde Akçadağ ve Darende ilçesinde tarihi ve turistik mekanları gezdiler.

    Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’un öğrenci topluluklarının öncelikle Malatya ve ilçelerdeki tarihi eserler ile doğal zenginlikleri görüp tanımalarını istemesi üzerine, Akademi Kültür Topluluğu Akçadağ ilçesinde Levent Vadisi’ni, Darende ilçesindeki Günpınar Şelalesi, Somuncu Baba Külliyesi, Tohma Kanyonu ve Kudret Havuzu’nu ziyaret etti.

    Öğrencilerin etkinliklerini Hasan Gazi Türbesi ziyareti ile sonlandırarak burada şehitler için dua edip, ardından toplu halde İstiklal Marşı’nı okudular. Etkinliğe katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu ziyaret edilen mekanları ilk defa gördüklerini belirttiler.

    Akademik danışmalar Öğretim Görevlileri Cumali Aydoğan ve Asım Taş’ın eşlik ettiği etkinlikte öğrenciler Darende Belediye Başkanı Süleyman Eser tarafından ağırlandılar. Darende Kaymakamı Enver Hakan Zengince, ilçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Hüseyin Kuru ve adli hakimlerinde katıldığı toplantıda Başkan Eser, öğrencilere Darende’nin tarihi ve doğal güzellikleri hakkında bilgilendirme yaparak, Malatya’daki üniversite öğrencilerinin öncelikle okumuş oldukları kentin tarihi ve doğal güzelliklerini, turistik mekanlarını gezmelerinin çok önemli olduğunu söyledi.

    Darende Kaymakamı Enver Hakan Zengince’de öğrencilerle sohbet ederek, özellikle gençlerden bol bol kitap okumalarını isteyerek, üniversiteye kitap gönderme sözü verdi.

    İlçenin yöresel yemeklerinin ikram edildiği öğrenciler, Darende ilçe protokolünü Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne davet etme talebi de kabul edildi.

    Malatya Turgut Özal Üniversitesi Akademi Kültür Topluluğu, Rektör Prof. Dr. Karabulut’a verilen destekler için teşekkür ettiler.

  • “İyilik Afyon’da” faaliyetlerine başladı

    Afyonkarahisar’da yeni kurulan İyilik Afyon’da ekibi faaliyetlerine başladı.

    Afyonkarahisar’lı bir Astsubay tarafından kurulan İyilik Afyon’da ekibi, çalışmalarına çeşitli ziyaretler ile devam ediyor. Afyonkarahisar Huzur Evini ziyaret ederek çalışmalarına devam eden İyilik Afyon’da ekibi, yaşlılar ile beraber vakit geçirerek unutulmadıklarının mesajını verdiler.