Etiket: Ezgü

  • Sümer Ezgü Yörük Şenliğinde konser verdi

    Antalya’nın Serik ilçesinde faaliyet gösteren Demiciler Köyü ve Çevre Köyleri Kalkınma Dayanışma Yayla Turizmi Geliştirme Derneği (DEKAD) Andız Dibi Şenlikleri’nin 3.’sü yapıldı. Şenlikte ünlü sanatçı Sümer Ezgü, konser verdi.

    Demircileri Mahallesi’nde yapılan şenliğe siyasi parti temsilcileri, esnaf kuruluşu temsilcileri ve köy halkı olarak yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Şenliğe Türk Halk Müziği’nin sevilen sanatçısı Sümer Ezgü ve Yöresel sanatçı Gülhan Öz sahne aldı. Ünlü sanatçı Sümer Ezgü, şenlik alanına gelir gelmez az sayıda müzik aleti Iklığ çalabilen ve kendisi de Demirciler Köyünden olan yaşlı sanatçı Emin Kök’ü sahnede selamlayarak saygı gösterdi.

    Şenlik alanında konuklara yemek, gözleme ve geleneksel şerbet ikram edildi. Bu arada köy halkının tamamı şenlik alanına akın edince, mahallede kimsenin kalmadığı gerekçesiyle kendisi de şenlik alanında olan Demirciler Mahallesi Sarıcalar Camii İmamı Mustafa Ateş, öğle saati ezanını şenlik alanında okudu.

    Şenlik Beyliğini ise 7 bin 250 liraya İlyas Can aldı. İşadamı İlyas Can yurtdışında olduğu gerekçesiyle açık arttırmaya dernek Başkanı Nurettin Taş katıldı.

    Yörük Türkmen Kültürünü sevdiğini ifade eden Ezgü İHA Muhabirine yaptığı açıklamada, “Yörükler yeri burası böyle sırtına da dağlara dayamış kuş yuvası gibi yere konmuş insanlarının yeri, Burayı bilmeyenlerin de insanlar burada ne yapıyorlarmış acaba diye böyle söyleyebileceği ama gerçek bir yaşamın olduğu köyü burası. Bizim insanlarımız doğa insanı bunlar. İmece usulü birbiriyle paylaşan insanlar. Bizim kökümüzün kültürümüzün mayası bunlar. Benim okuduğum Türkülerin kökü buralarda zaten. Dolayısıyla benim buralarda olmam çok doğal. Ben zaten bu toprakların çocuğuyum. Kültürümüzü yaşatıyoruz. Sadece buralarda değil kültürü alıp başka yerlere de götürüyoruz” dedi.

    Köylerde bu tür otantik sanatçılara saygı gösterilmesi gerektiğini de ifade eden Ezgü, “Bu sanatçılar bizim değerlerimiz. Iklığ çalabilen kaç kişi kaldı? Devlet onlara sahip çıkılmalı” dedi.

    Otantik sanatçı Emin Kök ıklığ ile Türkü söyleyerek Sümer Ezgü’ye mini bir konser verdi. Ezgü de üç telli bağlaması ile Emin Kök’e eşlik etti.

    Otantik sanatçı Emin Kök ıklığ ile sahneye alan Sümer Ezgü yine birlikte düet yaptı. Ezgü, “Bugün de benim için anlamlı ve özel bir anı kaldı. Emin Ağabey ile sahne almak çok güzel” dedi.

    Sümer Ezgü birbirinden hareketli Yörük ezgileriyle konukları eğlendirirken, kendisine ayrılan sürenin tamamlanmasınınb ardından sahneyi meslektaşı Gülhan Öz’e teslim etti.

    DEKAD Başkanı Nurettin Taş ve yönetim kurulu Sümer Ezgü’ye üzerinde DEKAD yazılı Türk Bayrağı hediye etti. Bayrağı özel bir hediye olarak saklayacağını belirten Ezgü, “Burada bir çadır varsa eğer, bu memleket hiçbir zaman bölünmeyecektir” dedi.

    Ezgü’den sonra sahne alan Gülhan Öz şenlik alanını dolduran davetlileri hareketli Türküleriyle eğlendirdi.

  • Sümer Ezgü, otistik çocuklarla düet yaptı

    Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü, düzenlenen bir etkinlikte otistik çocuklarla birlikte türküler söyledi. Hareketli türküleriyle çocuklara ve ailelerine unutulmaz anlar yaşatan Ezgü, otistik çocuklar için 19 yaşından sonra yaşam evlerin kurulması gerektiğini söyledi.

    Dünya Otizm ayı nedeniyle, Muratpaşa Hatice-Ramazan Savaş Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi ve İş Eğitim Merkezi’nde farkındalık etkinliği düzenlendi. 200 otistik öğrencinin eğitim aldığı okulun bahçesinde düzenlenen etkinlikte, otistik çocuklar Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü’yle birlikte hem çaldı hem oynadı.

    Halk oyunları gösterileri, şiirler ve şarkıların da söylendiği etkinlikte, hareketli türkülerini otistik çocuklarla birlikte seslendiren Sümer Ezgü, çocuklara ve ailelerine unutamayacakları anlar yaşattı. Ezgü’nün türküleri eşliğinde oynayan miniklerin ise mutluluğu görülmeye değerdi. Otistik çocukların bu mutluluğuna diğer okullardan gelen öğrencilerde eşlik etti.

    “Yaşam evleri gerekiyor”

    Etkinlik sonrası bir açıklama yapan Ezgü, toplumda insanların otistik ve kimsesiz çocuklar, yaşlılar, şehit aileleriyle birlikte yaşandığına dikkat çekerek, böyle özel günlerde onların yanında olunması gerektiğini söyledi. Otistik çocukları çok sevdiğini belirten Ezgü, onların yaşamlarını ileride düzgün bir şekilde sürdürebilmesi için yaşam evlerinin olması gerektiğini söyledi. Bu konuda aile ve okul yöneticileriyle görüştüğünü kaydeden Ezgü, “Evet, bu güzel çocuklara sahip çıkan okullar, kurumlar var ama ben aileleriyle de konuştum, okul yöneticileriyle de konuştum. 19 yaşından sonra onlara yaşam evleri kurulması lazım. Nasıl ki yaşlılar için bu tür evler kuruluyor, yani kendilerini mutlu hissedebilecekleri, sosyal etkinlikler yapabilecekleri, üretken olabilecekleri, kendilerini var hissedebilecekleri yaşam evlerinin kurulması gerekiyor. Buna büyük ihtiyaç var çünkü aileler tedirgin. ‘Bizden sonra çocuklar ne olacak?’ ‘Allah göstermesin bizden önce kaybetsek onları’, ‘Eğer ki onlardan önce ölürsek, bizden sonra çocuklar ne olur’ diyorlar, bu çok ciddi bir durum. Biz otistik çocukları toplum olarak çok seviyoruz, onları çok sevimli buluyoruz ama Rahmetli Fikret Otyam bana bir şey öğretti. Dedi ki, hayatta iki şey çok önemlidir, birisi sevgi diğeri vefa’ Yani sevmek yetmiyor aslında. Bu çocuklar bizim çocuklarımı, onların yaşam ortamlarının daha güzel olması lazım” diye konuştu.

  • Sümer Ezgü Antalya’da kurduğu akademiyle 7’den 70’e müzik eğitimi veriyor

    Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü, “Doğu ve Batı’nın Sesi” sloganıyla Antalya’da açtığı sanat akademisiyle, evrensel kültür içinde var olan Anadolu’nun felsefesi ve tınılarının, eğitimle dünya vitrininde daha fazla yer almasını hedefliyor.

    Türk Halk Müziği sanatçısı, derlemeci, besteci ve yorumcu Sümer Ezgü, 5 yıl önce taşındığı Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde kendi ismini taşıyan Sümer Ezgü Sanat Akademisini açtı. Akademide, müzik ve tiyatro için konservatuvar hazırlıkları, şan, nota, solfej, drama, Latin, dansları, halk dansları, bale, batı ve geleneksel çalgı dersleri alanında uzman hocalar tarafından veriliyor. Akademiye başvuran her yaştan kişi ilk önce çalmak istediği enstrüman veya katılmak istediği etkinliğe göre eğitime tabi tutuluyor. Minik kursiyerlerle tek tek ilgilenen hocaları, başarılı olabilecekleri itina ile belirliyor. Sümer Ezgü’nün ise keman ya da piyano eğitimi alan kursiyerlerine bağlaması ile eşlik etmesi renkli görüntüler oluşturuyor.

    “Anadolu müziğini ön plana çıkaramadık”

    İstanbul’un iş stresi ve yoğunluğundan kaçıp Antalya’ya yerleştiğini aktaran Sümer Ezgü, gelen talepler üzerine bir sanat akademisi açmaya karar verdiğini kaydetti.

    Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nin, “Bir derdi var’ diyen Ezgü, “Ülkemizdeki müziğin gelişimi için halk danslarının sanatın diğer dallarının gelişimi için projeleri var. Bugüne kadar Türkiye’de bizim geleneksel müziğimizle, Batı müziği hep ayrı tutuldu. Okul eğitimlerinde de böyledir. Okullarda müzik öğretmenlerimiz yakın döneme kadar hep Batı eğitimlerinden geçtiler. Geleneksel müziğimizin eğitimi yapılmadı bu bir eksikti. Oysa her ikisinin de öğretilmesi ve evrensel müzikte değeri olan bizim etnik müziğimizin de orada yer alması gerekirdi. Anadolu’nun felsefesi, tınıları her şeyi evrensel kültür içinde vardır. Ama biz bunu eğitimde ve vitrinde çok fazla ön plana çıkarmaktan kaçındık” dedi.

    “Müzik ayrımı yok”

    Halkın içinde yaşayan bir kültürün çok daha iyi işlenmesi gerektiğini vurgulayan Sümer Ezgü, “O nedenle bizim akademimizde müzik türünün ayrımı yok. Hem geleneksel hem de Batı müziğinin aynı anda eğitimi veriliyor. Bir tarafta bağlama dersi verilirken, diğer tarafta piyano, keman dersi veriliyor. Bir keman öğrencisinin bağlamayı da tanıması, bağlama öğrencisinin de piyanoyu tanıması benim en büyük arzum. Her öğrencimin daha geniş bir bakış açısına sahip olmasını istiyorum” ifadelerine yer verdi.

    “Derdimiz sanat”

    6 yaşından 65 yaşına kadar öğrencileri olduğunu dile getiren Ezgü, “Çağdaş drama, halk dansları, modern danslar, salon dansları, bale, konservatuar, güzel sanatlar liselerine hazırlık kursumuz var. Bunun yanında, piyano, bağlama, keman, kabak kemane, gitar,kaval, yan flüt, mey, ney, sipsi, bateri, kanun, ud, akardeon, klarinet kurslarımız var. Burası Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir kurum. Aynı zamanda London Kolej Of Music sertifikası veren uluslararası alanda eğitim ve burs imkanı sağlayan bir kurumuz. Bizim derdimiz sanat. Evren bir sanat, varoluş bir sanat. Müzik evrenin sesidir. Dengedir müzik, sanat. Biz de yeryüzündeki yansımalarıyız” dedi.

    “Milli kültürümüz dünyadaki yerini almalı”

    Sanatın varolduğu ülkede her şeyin daha güzel olduğunun altını çizen Sümer, “Siyaset, insan ilişkileri, yaşam çözümleri daha güzel olur. Sanat bir ışıktır. Biz bu ışığı yaşatmak ve geliştirmek için çabalıyoruz” ifadelerini kaydetti.

    Türkiye’ye güzel müzisyenler yetiştirmek istediğinin altını çizen Ezgü, “Güzel projeler akademimizden çıksın. Eğitim müziğini çok önemsiyorum. Curanın eğitim müziğinde, çocuklara ses tınısı itibariyle değerli olduğunu düşünüyorum. Her şey çalınabilir. Curanın eğitim müziğinde kullanılmasını öneriyorum. Mandolin, okul bittikten sonra iş bitti. Geleneksel sazımız cura, okul bitse de deva edilebilir. Çocuklar açısından cura, nitelikli bir eğitim aracı. Curadan bağlamaya gitara geçilebilir. Çocuklarımızın milli kültürüyle yetişmesi önemli. Bizim milli kültürümüz evrensel kültür içinde vardır. Mutlaka dünyadaki yerini alması gerekir, bu da okullardaki eğitimden başlıyor” diye konuştu.

    “Antalya kültür merkezi”

    Antalya’nın farklı uluslardan gelen kişilerin birleştiği bir yer olduğuna değinen Ezgü, “Müzik ve sanat için bulunmaz bir imkan. Diğer uluslardan insanlarla toplu çalışmalar hayal ediyorum. Etnik müzikle dünya müziğini birleştirmek gibi hayalim var” dedi.

    “Koro kursiyerleri ile konser”

    Akademide yetişkinlere yönelik Türk Halk Müziği korosunun da yer aldığını dile getiren Sümer, en büyük hayallerinden birinin bu koroyla bir konser vermek olduğunu sözlerin ekledi.

    “İkinci uğraşı”

    Koro kursiyerlerinden Ayşe Onaran, akademinin büyük bir değer olduğunu belirterek, “Ticaret üzerine çalışıyorum. Ama müzik alanında da kendimi geliştirmek istiyorum. Enstrüman eğitimi aldım, koro ya devam ediyorum. Yeni arkadaşlar edindim, sosyalleşmemize de katkı sağlıyor” ifadelerine yer verdi.

    “Hem resim hem müzikle uğraşıyor”

    14 yaşındaki Sena Ezgi Anadolulu, öğretmeninin tavsiyesi ile merkeze geldiğini aktararak, “Hem resim hem müzikle uğraşıyorum. Piyanoya karşı bir yeteneğimin olduğu ortaya çıktı. Ben de çaldıkça sevdim. Kemanı bıraktım ve piyanoyla devam ediyorum. Akademik kariyerimi yanında piyanoya da devam etmek istiyorum” dedi.