Etiket: Eylemleri

  • Fransa’da liselilerin eylemleri sürüyor, 40 lise kapatıldı

    Fransa’da akaryakıt zamlarına yönelik başlatılan Sarı Yelekliler eylemlerine liseliler ve memurlardan sonra çiftçiler de katıldı. Lise öğrencilerinin eylemleri nedeniyle ülkede 40 lise kapatıldı.

    Fransa’da 17 Kasım’da akaryakıt zamlarına karşı eylem başlatan Sarı Yelekliler’e çiftçiler de katıldı. Sarı Yelekliler, liseliler ve tarım işçileri başta olmak üzere toplumun birçok kesimi Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu akşam yerel saatle 20.00’de yapacağı ulusa sesleniş konuşmasını beklemeden yeniden eyleme geçti. Lise öğrencileri, özellikle diploma sistemini konu alan eğitim reformunu protesto etmek için yeni bir haftaya eylem yaparak başladı. Liseliler iki haftadır aralıksız olarak liseleri blokaj eylemlerine devam ediyor. Ulusal Liseli Birliği (UNL) sendikası, eylemleri devam ettirme kararı aldığını açıklayarak, yarın “Kara Salı” çağrısında bulundu. Lise sendikasından yapılan açıklamada, “baskıya boyun eğmeyin” çağrısında bulunularak, “10 Aralık Pazartesi günü ders araları sırasında dizlerimizin üzerine çökelim Mantes-la-Jolie’deki arkadaşlarımızla dayanışma içinde olalım” ifadeleri kullanıldı. Perşembe günü Paris’in banliyösü Mantes-la-Jolie’de polisin eylem yapan öğrencileri diz çöktürerek gözaltına alması ülke genelinde tepki toplamıştı.

    Liseliler sendikası, üniversiteye girişlerin elemeli olmasına tepki gösterirken, mesleki, genel ve teknolojik diplomalardaki reformu reddediyor ve ekolojik geçişe destek amacıyla toplu taşıma araçlarında öğrencilerin ücretsiz seyahat etmelerini talep ediyor. 3-7 Aralık tarihleri arasında yaklaşık 400 lise bloke edilmişti.

    Fransa Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre eylemler sırasında ülke genelinde en az 100 lisede eğitimde aksaklıklar yaşandı, 40 lise ise tamamen kapatıldı. Bakanlık, eylemlerin geçen haftaya göre daha sakin geçtiğini açıkladı.

    Çiftçiler, Fransa genelinde hafta boyunca eylemde olacak. Hükümetin tarım politikasını ve vergiyi sistematik bir şekilde uygulamasına karşı çıkan çiftçiler, hükümetin Çarşamba günü Bakanlar Konseyine sunacağı “Beslenme Yasası”nı eleştiriyor.

  • AGİT Dönem Başkanı Kurz: “Terör örgütü PKK’nın eylemleri, binlerce insanın hayatına mal oldu”

    Avusturya’nın başkenti Viyana’da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) terörle mücadele konferansı düzenlendi. Avusturya Dışişleri Bakanı ve AGİT Dönem Başkanı Sebastian Kurz, “Terör örgütü PKK’nın eylemleri, binlerce insanın hayatına mal oldu” dedi.

    Avusturya’nın başkenti Viyana’da AGİT Terörle Mücadele konferansı düzenlendi. Avusturya Dışişleri Bakanı ve AGİT dönem Başkanı Sebastian Kurz’un açılış konuşmasıyla başlatılan konferansa Viyana merkezindeki üye ülkelerin temsilcileri katıldı. Kurz, açılış konuşmasında İngiltere’nin Manchester şehrinde meydana gelen terör saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek, “Konser olması nedeniyle hayatını kaybedenlerin çoğunu genç ve çocuklar oluşturuyor. Bu üzüntümüzü bir kat daha arttırıyor. Bu tür korkunç saldırılar, birlik içinde radikalleşme ve terörizmin her türlüsü ile mücadele edilmesinin önemini bir kez daha gösteriyor. AGİT üyesi ülkelerden 10 bin kişi terör gruplarına katıldı. Bu durum AGİT üyesi ülkelere de zarar veriyorlar. Radikalleşme ve terörizm, ülkelerin iç istikrarını, hukuk devlet anlayışını ve temel özgürlüklerini hedef alıyor. Bizim odaklanmamız gereken en önemli konu, gençleri yanlış yönlere çeken radikal grupların etkisinden kurtarmak olmalıdır. Terör örgütlerinin propaganda imkanlarının ortadan kaldırılması gerekiyor’’ dedi.

    Bakan Kurz, konuşmasının devamında, “Her türlü terör organizasyonu ile yüzleşilmesi gerekiyor. Örnek verecek olursak, terör örgütü PKK’nın eylemleri, binlerce insanın hayatına mal oldu” dedi.

    Avrupa Birliği Güvenlik Komiseri Julian King konuşmasında, “Aşırı bir tehditle karşı karşıyayız. Bir bütün olarak mücadele edilmeli. Şiddet yanlısı aşırıcılığı önlemek durumundayız. Bu güçlükle mücadele sürekli bir çabayı gerektiriyor” dedi.

    AGİT Radikalleşme ile Mücadele Özel Temsilci Prof. Peter Neumann ise, “Güvenlik güçleri bir yangınla savaşır gibi terör gruplarına karşı mücadele yürütüyor. Burada yangını başlamadan nasıl durdurabiliriz onu konuşmalıyız. Sosyal medya ve cezaevleri gibi alanlar radikal düşüncelerin yuvalandığı ve yaygınlaştığı yerler” ifadelerini kullandı.

    AGİT tarafından 500’e yakın uzman ve bilirkişinin katılımıyla düzenlenen ve 2 gün sürecek Terörle Mücadele Konferansı Avusturya’nın başkenti Viyanda yarın sona erecek.

  • Fransız polisinin öldürdüğü Çinli babaya destek eylemleri

    Paris’te Çin asıllı Liu Shaoyo’nun polis tarafından, ailesinin gözü önünde vurularak öldürülmesi Paris’te yaşayan Çinlileri sokağa döktü.

    Olayın gerçekleştiği ve Çin diasporasının yoğun yasadığı Paris’in 19. Bölge karakolu önünde eylem yapan ve sayılarının 300 civarında olduğu tahmin edilen Çinliler, son dönemde şiddet ve tecavüz skandalları ile gündeme gelen Fransız polisini protesto etti. Eylemciler ‘Katil polis’ “tecavüzcü polis”, “Shaoyo’ya adalet” sloganları attı. Eylemciler, barikatlar kurdu ve biri polise ait olan 4 aracı ve buldukları çöp konteynırlarını ateşe verdi. Polis ise eylemcilere karşılık verdi. Geçen gece 35 kişi gözaltına alındığı açıklanmıştı, bu gece en az 3 kişinin daha gözaltına alındığı bildirildi. Olay sosyal medyada büyük yankı buldu, polis tarafından yaralanan eylemcilerin görüntüleri paylaşılırken, internette “Liu shaoyo’ya adalet” adlı imza kampanyası başlatıldı.

    Pazar günü, aile içi şiddet sebebiyle Shaoyo’nun evine müdahaleye gelen polis kapıyı zorlayıp ailenin evine girdi. Polis açıklamalarına göre 56 yaşındaki Çinli aile babası Liu Shaoyo’nun polise makasla saldırdığı, polisin “bana saplıyor” demesi üzerine diğer polis memurunun Shaoyo’yu vurduğu ifade edildi. Çinli aile ise polis açıklamasını reddederek, Fransız medyasına yaptıkları açıklamada, aile babasının makası balık temizlemek üzere aldığını, o sırada polisin eve zorla girdiğini sonrasında ise baba Shaoyo’nun vurulduğunu ifade etti. Aile babasının daha önce psikolojik sorunlar sebebiyle tedavi gördüğü bildirildi. Ulusal Polis Soruşturma Birimi (IGPN) olay hakkında incelemesini sürdürüyor.

    Öte yandan olay, iki ülke arasında diplomatik gerginliğe yol açtı. Pekin Büyükelçiliği vatandaşlarının güvenliğini yakından takip ettiklerini duyururken, Fransa’dan olayın bir an önce aydınlatılması istendi. Olay sebebiyle Fransa’ya yılda 300 milyar avroya yakın para sağlayan Çinli turistlerin boykotundan korkuluyor.

  • Milletvekili Boynukara: “Terör eylemleri ile bize mesaj vermek istiyorlar”

    AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, son günlerde artan terör olaylarıyla verilmek istenilen mesajın, “Suriye ve Irak’tan çıkın” olduğunu kaydetti.

    Türkiye’de gerçekleştirilen terör eylemlerinde küresel istihbarat örgütlerinin olduğunu vurgulayan AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, Türkiye’nin bölgede ve dünyada söz sahibi olmasını istemeyen küresel güçlere dikkat çekti.

    Türkiye’nin 2009 yılından itibaren farklı ülkelerin hedefine konulduğunu kaydeden Adnan Boynukara, “Türkiye 2009’dan sonra farklı ülkelerin hedefine konulmuş bir ülkedir. 2009’ın nedenlerini hatırlamakta fayda var. 2008 sonunda Birleşmiş Milletlerde batı ittifakının dışına çıkarak oy kullandı. Bu önemli bir kırılma noktasıydı. İkincisi dünyada milyarlarca insanın içinden geçirdiği ancak yüksek sesle konuşmaktan kaçındığı bir dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız açık bir şekilde dile getirdi. İsrail’in uyguladığı devlet terörünü kamuoyuna taşıdı. Onun ardından Türkiye AK Partiyle birlikte kendi iç sorunlarını halkıyla vatandaşıyla çözme yolunu tercih etti. ‘Türkiye bir şeyler yapıyor ve bizden habersiz yapıyor’ diye bakıyorlardı. Türkiye ilk defa insani yardım anlamında dünya birincisi oldu. Türkiye küresel vicdan oldu. Kendilerini dünyanın efendisi olarak görenlerini rahatsız etti.

    Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında hedefe konulmaya başlandı. Aslında denemeleri Brezilya’da denediler ve başardılar. Ama Türkiye’de istedikleri oyunu oynayamadılar. Çünkü bu millet Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete güveniyor.

    Bu olaylar üzerine MİT krizi yaşandı. Ardından çevre duyarlılığı üzerinden Gezi Kalkışması, ardından 17-25 Kalkışması yaşandı, ardından 15 Temmuz Kalkışması yaşandı. Bunların her biri başlı başına bir darbe girişimidir” dedi.

    Yaşanan terör eylemleri ile Türkiye’ye mesaj verilmek istendiğine dikkat çeken Boynukara, “Tüm darbe kalkışmaları boşa çıkınca DHKP-C gibi küçük terör örgütlerinin eylemleri ile ülke hedefe konulmaya başlandı. Bizim için terör örgütlerinin isimlerin ne olduğunun bir önemi yok. İstanbul Beşiktaş, Kayseri, İzmir’de ki eylemler gibi eylemler düzenleniyor. Bu eylemlerin arkasında küresel istihbarat örgütleri var. Eylemlerin tarzı, seçilen mekanlar, eylemlerde kullanılanlar ile bize mesaj vermek istiyorlar. Bize açık mesaj Suriye’den ve Irak’tan uzak durun diyorlar. Biz niye buralardayız buna bakmamız lazım. Bu ülkeler egemen devlet olsalar bizim burada bulunmak için hevesimiz yok. Yönetim boşluğu terör örgütleri tarafından dolduruluyor, bu terör örgütleri Türkiye’ye tehdit oluşturuyor. Kendi ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için pozisyon alıyoruz. Bölgemizde kaosun derinliğini önlemek için Rusya ile görüşme trafiğine giriyoruz. Ama diğerleri bu görüşmeye karşılar ve kaosun devam etmesini istiyorlar. Kaosun faturası Amerika’ya değil, Avrupa’ya değil. Bu kaosun faturası bize kesiliyor. Bizi bundan vazgeçirmek için terör eylemleri yapıyorlar. Terör eylemlerinde taşeron örgütleri kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin 200 yıllık makus tarihini değiştirmenin gayretinde olduklarını belirten Boynukara, “Biz vatandaşlarımızın can güvenliğini korumanın gayretindeyiz. Siz 100 eylemi önleseniz, çıkıp kamuoyuna biz bu kadar eylemi önledik diyemezsiniz. Ama bir eylemi kaçırırsanız üzücü bir durum ortaya çıkar. Umarız istihbarat ile kolluk kuvvetleri birlikte bu eylemleri sonlandırır. Şuan millet devletinin yanında, en ufak bir endişe kaygı söz konusu değil. Biz buradayız. Bu toplumun 200 yıllık makus tarihini değiştirmeyi amaçlıyoruz ve bunu gerçekleştireceğiz. Türkiye açısından geleceğin aydınlık olduğunu görüyorum” şeklinde konuşmasını tamamladı.

  • Sağlık Çalışanlarına Yönelik Yapılan Terör Eylemleri Protesto Edildi

    Son günlerde artan terör olayları ve özellikle sağlık çalışanlarına karşı yapılan terör eylemlerine bir tepki de Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden geldi.

    Yönetim adına Hastane Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Suha Şen tarafından Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapılan basın açıklamasına Hastane Yöneticisi Prof. Dr. Mustafa Paç Başhekim yardımcılarından Yrd. Doç. Dr. Hamza Bozkurt Hastane Müdürü Muammer Satılmış, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Keziban Avcı, İdari ve Mali işler müdür yardımcılarından Adnan Ünlü, Kadir Dinçer ve çok sayıda hastane çalışanları ile hasta yakınları katıldı. Şiddetle terörün lanetlendiği açıklamada şöyle denildi:

    “Bizleri bugünlere getiren ve gece, gündüz demeden sağlık hizmet sunmaktan onur duyduğumuz siz değerli vatandaşlarımız; Haziran ayından bu yana tırmanışa geçen saldırılarıyla, genç – yaşlı, çocuk – bebek demeden tüm halkımızı hedef alan eli kanlı terör örgütü, sağlık çalışanlarımıza, ambulanslarımıza ve hastanelerimize yönelik alçakça saldırına devam ediyor.

    3 sağlık çalışanımız terör örgütünün gerçekleştirdiği alçakça saldırılarda hayatını kaybetti. Aile Hekimimiz Dr. Abdullah Biroğul memleketi Diyarbakır’da, Sağlık Memurumuz Eyüp Ergen ve Ambulans Şoförü Şeyhmus Dursun memleketleri Şırnak’ta uğradıkları silahlı saldırı sonucu şehit edildiler. Onlarca çalışanımız alıkonuldu, ambulanslarımıza, hastanelerimize ateş edildi; sağlık hizmetleri aksatılmaya çalışıldı.

    Son olarak Hakkari Şemdinli’deki Devlet Hastanemiz bombalı saldırı sonucunda neredeyse kullanılamaz hale getirildi. En büyük zararı Şemdinli’de bizlerden sağlık hizmet bekleyen halkımız gördü.

    Vatandaşımızın en temel haklarından olan sağlık hakkının engellemesine yönelik bu çirkin saldırıları planlayanları ve gerçekleştirenleri şiddetle lanetliyoruz. Tek amaçları hayat kurtarmak, insanımızın sağlığına hizmet etmek olan çalışanlarımızın bu tür saldırılara maruz kalması asla kabul edilemez. Sağlık hizmetlerini engelleyerek devlet kurumlarını itibarsızlaştırmayı amaçlayan bu saldırılar en çok da bölge insanımıza zarar vermekte, onların en temel ve en doğal insani hakkı olan sağlık hizmetlerine ulaşımını güçleştirmektedir.

    Çalışanlarımızın ve masum insanların hayatlarına kastedilerek gerçekleştirilen bu eylemler, terör örgütünün insani değerlerden ne kadar uzaklaştığının da kanıtı niteliğindedir.

    Hiçbir dinde, hiçbir kültürde yeri olmayan acizlik göstergesi bu saldırılar ve bu çağdışı anlayış, dünya medeniyetine önderlik etmiş bu topraklarda kendine yer edinemeyecektir.

    Hastanelerimizde çalışanlarımızın güvenliği için gereken tedbirler alınıyor, güvenlik güçlerimiz terör örgütüne yönelik operasyonlarına aralıksız devam ediyor. Ancak unutmayalım ki teröre karşı en büyük cevap, en büyük mücadeleyi birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, birbirimize sımsıkı kenetlenerek verebiliriz.

    Bizler tüm engellemelere rağmen; din, dil, ırk ayrımı gözetmeden insanımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu topraklarda binlerce yıldır kardeşçe yaşayan insanımızın sağlığını daha ileriye taşıma gayreti içinde olacağız.

    Terör bizi asla yıldırmayacak ve asla amacına ulaşamayacaktır. ‘Terör değil; kardeşlik diyen gönüller, şifa eller veren kazanacak’.”