Etiket: eylem

  • Samsun Madımağı Tür Eylem Planı

    Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü tarafından “Samsun Madımağı Tür Eylem Planı Çalıştayı ve Sunuş Toplantısı” düzenlendi.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Orman ve Su İşleri Doğu Koruma ve Milli Parklar 11. Bölge Müdürü Mehmet Sıddık Kılınçer, OMÜ öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

    DOKAY ÇED-Çevre Mühendisliği Ltd.Şti. Şirket Ortağı Deniz Yurteri’nin sunumunun ardından açılış konuşmasını yapan Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürü Mehmet Sıddık Kılınçer, “İnsanların başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçların karşılanmasında vazgeçilmez bir yer olan canlı kaynakların temeli biyoloji çeşitliliktir. Üretimi yapılan tüm tarım ürünlerinin temeli doğada bulunan yaban akbabalarına dayanır. Günümüzde yeni tarım ürünleri elde etmek veya mevcut olanları iyileştirmek için doğadaki yabancı türden faydalanılmaktadır. Gıda, tarım, tıp, eczacılık ve özellikle turizm için önem taşıyan ve gittikçe azalan canlı kaynaklar bugün bir ülkenin sahip olabileceği en önemli avantajlar arasında sayılmaktadır. Ancak günümüzde hızla artan dünya nüfusu, kirlilik ve plansız kalkınma doğal kaynaklar üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Yakın bir gelecekte insanlığın minimun bir tüketim için maksimum üretim yapma zorunluluğu ile karşı karşıya kalacaktır. İnsanların başta gıda ve tarım olmak üzere ülkemizin çok büyük bir zenginliği vardır ve dünya arasında şanslı ülkelerden birisidir. Tüm Avrupa’da 12 bin 500 açık ve kapalı tohum türü varken, sadece Anadolu’da 11 bine aşkın tür olduğu ve bunların yaklaşık 3’te birinin Türkiye’ye özgü türler olduğu bilinmektedir. Türkiye’de 470 kuş türü, 160 memeli, 141 sürüngen, 480’i aşkın deniz balığı ve 80 bini aşkın böcek türü olduğu bilinmektedir. Ancak yerinde etkin ve sürdürülebilir koruma yetersizliği biyolojik kaçakçılık üzerinde önemli bir baskılar oluşturmaktadır. Yakın bir gelecekte bazı önemli türlerin yok olmasına ve eko sistem dengesinin bozulmasına neden olmaktadır” dedi.

    Daha sonra OMÜ Öğretim Üyesi Dr. Fergan Karaer, katılımcılara Türkiye florası hakkında bilgi verdikten sonra lokal endemik bir tür olan Samsun madımağının önemini, Samsun madımağı (polygonum samsunicum) türünün neslinin tehdit eden faktörler ve bu faktörlerin engellenmesi için yapılması gerekenleri anlattı.

  • Chp İstanbul İl Başkanlığı Seçim Güvenliği Eylem Planını Açıkladı

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı, 1 Kasım genel seçimleriyle ilgili olarak seçim güvenliği eylem planını açıkladı.

    CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan CHP İstanbul Bilişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Tayfun İşbilen, seçimde kendilerince uygulanacak güvenlik tedbirlerini anlattı.

    Türkiye’de seçmen sayısının 40 milyon civarında olduğuna dikkat çeken İşbilen, “10 milyonu İstanbul’da. Türkiye’de 174 bin sandık var, 28 bini İstanbul’da. Yani İstanbul Türkiye’nin yüzde 20’sini temsil ediyor. Sayısal olarak durum böyle ama İstanbul’un sosyolojik konumunu da düşündüğünüzde İstanbul’da her 3-4 puanlık artış, Türkiye’de 1-2 puanlık artışa denk düşen bir seçim sonucu veriyor” dedi.

    Seçim günü İstanbul’da 100 bin kişi ile sahada olacaklarını belirten İşbilen, “On binlerce sandık sorumlumuz var. 28 bin sandıkta her sandıkta 3’er görevlimiz olacak. Okul, Bilişim, Veri Giriş sorumlularımız ve avukatlarımız var. Her seçimde olduğu gibi 100 bin kişi ile sahada olacağız” şeklinde konuştu.

    MOBİL UYGULAMA GELİŞTİRİLDİ

    Sandık başı anlık verisi ve ıslak imza verileri olmak üzere iki aşamalı bir eylem planı hazırlayan CHP, İstanbul’da kullanılmak üzere mobil uygulama da geliştirdi.

    Mobil uygulama ile ilgili bilgi veren İşbilen, “Mobil uygulama sadece İstanbul’da uyguladığımız bir uygulama olacak. Bizim her okulda bir bilişim sorumlumuz var. Toplamda 2 bin tane bilişim sorumlumuz var. Toplanan verileri bir mobil uygulama ile bulunduğu sandığı seçiyor. Bulunduğu sandığa ait bilgileri giriyor ve sandık kapandıktan hemen sonra merkezimize ulaştırıyor” ifadelerini kullandı.

  • Sarılma eylemine akıl sır erdiremediler

    Denizli’de cadde ortasında sarılma eylemi yapan bir gence vatandaşlar ilginç tepkiler gösterdi. Bazı vatandaşlar gence sarılırken, bir kadın ise, “Oğlum sen neden bu soğukta böyle duruyorsun? Sevgiye mi ihtiyacın var?” dedi.

     

    FREE HUG SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ

    Dünyada “Free Hug” olarak bilinen sarılma eylemini Denizli’de yaşayan Türk asıllı Avusturya vatandaşı Jurgen Willem, Gazi Bulvarı üzerinde yaptı. Öğlen saatlerinde Gazi Bulvarı üzerine gelen 27 yaşındaki Jurgen Willem, kollarını iki yana açarak gözlerini de bir atkı ile bağladı. Yanına bir kutu koyan ve kutuya da “Free Hug bir sosyal sorumluluk projesidir. Sarılmak tüm duyguların en güzel anlatılma şeklidir. Sarılmak bedava” diye yazdı.

    ÖĞRENCİLER DESTEK VERDİ
    Yoldan geçenlerin ilgiyle izlediği genç gözü kapalı bir şekilde kendisiyle sarılmak isteyenlerle sarıldı. Özellikle öğrenciler Jurgen Willem’e sarılarak destek verirken, kadınlar ise ilginç tepkiler gösterdi.

    “ÜÇ GÜNDÜR BU ÇOCUK BÖYLE DİKİLİYOR”
    Vatandaşların sarıldığı anda caddeden geçen bir kadın, “Bu neden böyle duruyor? Ne anlatmak istiyor? Sevgiye ya da ilgiye mi ihtiyacı var? Amacını ben anlamadım. Üç gündür bu çocuk böyle dikiliyor” dedi.
    Jurgen Willem isimli genç ise kadına dönerek, “Bu tüm dünyada yapılan bir sosyal sorumluluk projesidir. Amacımız sevgiyi, hoşgörüyü çoğaltmak. Her gün kötü şeyler oluyor. Biz zoru yenmeliyiz” şeklinde yanıt verdi. Bunun üzerine kadın da “Yaşanan olayları gördükçe canım sıkılıyor. Ben de mı buraya gelip kollarımı açayım? Senin sevgiye ihtiyacın var oğlum” dedi.
    Yaşanan ilginç diyaloglar toplananları güldürürken, Jurgen Willem bir süre daha sarılma eylemine devam etti.

  • EKSİ 13 DERECEDE ÖZGECAN İÇİN TEK KİŞİLİK ÇIPLAK AYAKLI EYLEM

    ERZURUM’DA BİR KADIN, RÜYASINDA GÖRDÜĞÜ ÖZGECAN İÇİN BUZ GİBİ HAVADA TEK BAŞINA EYLEM YAPTI

    Mersin’in Tarsus ilçesinde, ormanlık alanda öldürüldükten sonra yakılmış halde cesedi bulunan üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ı rüyasında gören eczacı kadın, tek başına buz gibi havada çıplak ayakla eylem yaparak taciz ve tecavüz olaylarına dikkat çekmeye çalıştı.
    Pasinler ilçesinde eczacılık yapan bir çocuk annesi Firdes Korkmaz Akova, taciz ve tecavüz olaylarına dikkat çekmek için Erzurum kent merkezinde bulunan Havuzbaşı Atatürk Anıtı önünde tek başına eylem yaptı. Ayakkabı ve çoraplarını çıkaran Akova, termometrelerin eksi 13 dereceyi gösterdiği anda eylemini gerçekleştirerek, gözyaşlarına boğuldu.

     

    Tüm Türkiye’de infial uyandıran olayın etkisinden kurtulamadığını ve gece rüyasında Özgecan’ı gördüğünü belirten Firdes Korkmaz Akova, “Gencecik, üniversite öğrencisi bir kızımız katledildi. Çıplak ayakla buz gibi havada eylem yapmamın nedeni Özgecan’ın korkusunu anlatabilmek. Kendinizi Özgecan’ın yerine koyun. Taciz ve tecavüzlere karşı ceza kanunu yeterli mi? Kadın olarak hepimiz korkuyoruz artık. Bizimde başımıza gelir mi. İnsanlık ne kadar bozuldu” dedi.
    Firdes Korkmaz Akova, tek kişilik eylemini gerçekleştirirken çevrede toplanan vatandaşlar meraklı gözlerle izledi.

  • Öğrencilerden formasyon tepkisi

    Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi son sınıf öğrencileri, verilen Pedagojik Formasyon kontenjanının yetersizliğine tepki gösterdi. 
    Atatürk Üniversitesi kampüsü içerisinde bulunan Bilim Anıtı önünde toplanan öğrenciler, basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştı.
    Öğrenciler adına basın açıklaması yapan Türk Dili Edebiyat Bölümü son sınıf öğrencisi Muhammed Yusuf Binici, her dört kişiden birinin mağdur olduğunu belirtti.
    Açıklamada şöyle denildi:
    “Hakkımız olan Pedagojik formasyonun bize hak olarak tanınmaması her 4 öğrenciden 3’ünün bundan mahrum oluşu bizi üzmektedir. Bu derin meselenin ele alınması gerektiğini ve ehemmiyet verilmesini istiyoruz. Başvuru sayısının 3 bin 200 olmasına rağmen üniversitemizin son sınıf öğrencilerine 750 kontenjan ayrılmıştır. Bu sayı bizleri ciddi anlamda mağdur etmiştir. Bu kontenjanlar göz önüne alındığında Pedagojik formasyon alacak her 4 öğrenciden 3’ü bu eğitimden mahrum kalacaktır. Yaz okulu döneminde son sınıf öğrencilerine bin 124 kontenjan verilmişken şimdi bizlere 750 kontenjan verilmesinin haklı bir sebebi var mıdır? Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde olan Atatürk Üniversitesi’nin öğrencilerini bu çıkmazdan çıkarmamasının gerekçesi nedir? Atatürk Üniversitesi yönetimi öğrencilerine gereken desteği veremedikten sonra, öğrencilerini çıkmaza sokarcasına tavır takınması onun büyüklüğüne ne kadar yakışır. Her türlü ortam ve imkanın makul olduğu bir süreçte, binlerce kişinin mağdur edilmesi ve haksızlığa uğratılması kabul edilemez. Sözde çözüm önerisi olarak sunulan kontenjanlar bizler avutmaktan öteye gidememiştir. YÖK bizleri daha ciddiye almak zorundadır. Görmüş olduğumuz bu kadar eğitimden sonra formasyon alamayıp ortada kalmamız bizleri üzmektedir. Şimdiye kadar var olan uygulamaların sorunların çözümünde bir yarar sağlayamadığı aşikardır. Ümit ederiz ki bu açıklamamızdan sonra bizleri anlayabilecek insanlar çıkacaktır.”