Etiket: Evlenecek

  • Kepez’den Evlenecek Çiftlere Destek

    Kepez Belediyesi, Sağlık Merkezi laboratuvarı ile evlilik ve nikah işlemleri öncesi istenen talasemi tanı testini, çiftlere uygun ücretle sunuyor.

    Kepez Belediyesi’nin Sağlık Merkezi geniş kapsamlı laboratuvar hizmeti veriyor. Kepez Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü, evlenecek çiftlerden istenen talasemi testini daha hızlı ve daha ekonomik olarak sunuyor. Uzman sağlık personeli ile hızlı ve ekonomik sağlık hizmeti sunuyor.

    Çiftlere büyük avantaj

    Evlenecek çiftlerden nikah öncesi istenen talasemi testini gün içinde sonuçlayan sağlık merkezi laboratuvarı, sağlık piyasasının üçte bir fiyatına sunduğu hizmetle dünya evine girecek olan çiftlerin cebine de katkıda bulunuyor. Kepez Belediyesi’nin sağladığı bu kolaylık, özellikle çalışanlar için büyük avantaj sağlıyor. Kan testine başvuran çiftler, sıra beklemeden işlemlerini tamamlayarak, gün içinde de test sonuçlarını alabiliyor.

    Halkın daha iyi yaşam koşullarına kavuşturulmasına yönelik çalışmalar yapan bir belediyecilik anlayışında olduklarını vurgulayan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, gerek talasemi, gerekse diğer laboratuvar hizmetleri ile Kepez Belediyesinin örnek bir belediye olduğunun altını çizdi. Başkan Tütüncü, “Bu hizmetimiz Türkiye’de bir belediyenin talesemi testi merkezi açması anlamında ilktir ve örnek olmuştur. Son derece önemli bir hizmeti halkımızla buluşturduk. Kepez Belediyesi Talesemi Tanı Merkezi evlenecek olan çiftlerimizin hizmetindedir. Yine sağlık merkezi laboratuvarımız, halkımızın her türlü ihtiyacını karşılayacak nitelikte bir hizmet noktası olarak vatandaşa hizmet veriyor. Kepez için çok çalışıyoruz. Bundan sonra da vatandaşa en iyi hizmeti sunmak noktasında çabalarımız artarak devam edecektir” dedi.

  • Evlenecek çiftler işçiliği az olan takıları tercih ediyor

    Diyarbakır’da evlenecek çiftler takı tercihlerini işçiliği az olan ürünlerden yana kullanmayı tercih ediyor. Diyarbakırlı kuyumcular müşteri potansiyellerinin ‘düğünden sonra gelen takıları satabilirim’ düşüncesinde olan çiftler olduğunu belirterek, “Satışlarımız geçen yıl daha iyiydi. Müşterilerimiz sattığında zararı olmayacak ürünleri tercih ediyor” dedi.

    Düğün sezonunun açılmasıyla beraber hareketlenmesi düşünülen altın piyasası geçen yıla oranla bu sene Diyarbakır’da durgun. Diyarbakırlı kuyumcular, takı almaya gelen evlenecek çiftlerin de işçiliği az olan ve sattığında zararı olmayacak ürünleri tercih ettiğini ifade etti. Merkez Sur ilçesinde bulunan tarihi Kuyumcular Çarşısında 25 yıldır kuyumculuk yapan Necati Boz, altın fiyatlarının yükseliş veya düşüşünde düğün sezonlarıyla ilgili bir durum olmadığını vurgulayarak, “Şu anda altının fiyatı düşük sayılır. 2013 yılında 61 bin dolara aldığımız bir kilo altını bugün 39 bin dolara alıyoruz. Altın fiyatlarını belirleyen en önemli özellik, Amerika Merkez Bankası’nın (FED) aldığı kararlardır. FED ne karar alırsa onstaki fiyat oynamaları altına yansıyor. Bizim Türkiye’deki düğün sezonu ile veya Hindistan’ın alımıyla alakalı bir durum değil, fon piyasalarının yüklü miktarda altına yönelmesiyle alakalı bir durum” diye konuştu.

    “Eskiden insanlar beğendikleri şeyleri alırdı”

    Eskiden insanların beğendikleri şeyleri aldığını ifade eden Boz, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Şimdi o durum yok. Bir gelinliğe 2 bin TL kira öderken bizim sattığımız 15 bin TL’lik bir takımda 2 bin TL’lik veya bin TL’lik zarar onlara çok geliyor. Bu yüzden işçilik olmayan ürünlere yöneliyorlar. Şuanda müşteri potansiyelimiz işçiliği az olan ürünleri tercih eden, sattığında zararı göze alamayan ve düğünde gelen takıları satabilirim düşüncesinde olan müşteriler.”

    “Geçen yıl satışlarımız daha iyiydi”

    Geçen yıl satışlarının daha iyi olduğunu anımsatan Mehmet Şerif Kulaksız ise şunları kaydetti:

    “Altın fiyatları ne kadar düşük olursa bizim de alış satışımız o kadar fazla oluyor ve iş potansiyeli yükseliyor. Fiyat yüksek olunca insanlar ne alabiliyor ne satabiliyor. Zaten malı olan yerinde duruyor. Bu seneye nazaran geçen sene satışlarımız daha iyiydi.”

  • (Özel Haber) Evlenecek Gençlere ‘Evlilik Öncesi’ Eğitimi

    Evlenecek gençlere yönelik Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen Evlilik Öncesi Danışmanlık Hizmeti Projesi ilk olarak Aksaray Devlet Hastanesinde uygulanmaya başladı.

    Evlilik öncesi sağlık raporu için hastaneye gelen çiftlerle görüşen psikologlar, cinsellikten iletişime kadar her alanda çiftlere eğitim veriyor. Proje kapsamında Aksaray Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği tarafından Devlet Hastanesinde özel bir birim kuruldu. Çok sayıda psikolog doktorun görev aldığı birimde, evlilik öncesi sağlık raporu almak için gelen çiftler psikolog tarafından eğitime alınıyor. Önce ayrı ayrı eğitim verilen çiftler daha sonra karşılıklı olarak yeniden eğitime alınarak birçok alanda farkındalıkları artırılıyor.

    Konuyla ilgili bilgi veren psikolog doktor Sebil Meral, evlilik öncesi çiftlere her alanda eğitim verdiklerini ve farkındalıklarını artırdıklarını söyledi.

    Evlilik öncesi danışmanlık hizmetinin Sağlık Bakanlığı’nın yeni geliştirdiği bir uygulama olduğunu anlatan Meral, şunları söyledi:

    “Aksaray Devlet Hastanesi bu uygulamaya ilk geçen hastanelerden biri. Evlilik öncesi danışmanlık hizmeti kapsamında evlilik için sağlık raporu almayan gelen çiftleri bize yönlendiriyor. Biz de çiftlerle ayrı ayrı görüşme yapıyoruz. Onlara evlilikle ilgili gerçekçi beklentilerini oluşturmalarını, iletişim becerilerini geliştirmelerini, nasıl sorumluluk paylaşacaklarını, duygusal yakınlıklarını nasıl kuracaklar, geniş aile ile ilişkilerini nasıl düzenleyecekler, bütçe yönetimini nasıl yapacaklar, empati konusunda birbirlerini nasıl daha iyi anlayabilirler gibi konularda eğitim veriyoruz. Evlilik öncesi danışmanlık hizmeti çiftlerin aile kavramı hakkında farkındalığını artırıyor, iletişim becerilerini geliştirdiği için sorunların daha rahat atlatmalarını sağlıyor. Evlilikle ilgili bilinçli yaşam becerilerini geliştirmelerini sağlıyor. Evlilik öncesi danışmanlık hizmeti alan çiftlerimiz bu konuda gerçekten faydalı olduklarını söylüyor. Çünkü olaylar hakkında, evlilik hakkında farkındalıklarını artırmış oluyoruz. Eğitim ile birlikte bir kere evliliğe böyle tamamen bilinçsiz bir şekilde başlamamış oluyorlar. Olayların farkına vararak başlıyorlar. Beklentilerini de ona göre belirliyorlar. Evlilik gerçekten ilk başlarda pembe panjurlu bir ev hayal ediliyor ama evlilik bir takım sorumluluk getiriyor. Bazen bu sorumlulukları kaldıramayabiliyoruz. Bu konuda farkındalık oluşturmaya başlıyoruz. Çünkü evlilik en başta bazı sorunlarla birlikte gelebilir. Çiftlere bunların doğal bir süreç olduğundan bahsediyoruz. Birbirlerine alışmaları için zamana ihtiyaç olduğunu anlatıyoruz. Bu uygulama ile ailelerin farkındalıklarını artırmış oluyoruz. Bunların dışında üreme sağlığı, cinsellik açısından da bilgi veriyoruz. Bu görüşmelerin sonunda ailelere devlet hastanemizin hazırladığı kitapçık ve broşürlerimizi veriyoruz. Evlilik sonrası da ihtiyaç duyarlarsa bize yeniden ulaşabiliyorlar. O zamanda gereken ne ise yapıyoruz” dedi.

    Amaçlarının yeni evlenen çiftlerin sağlıklı bir şekilde evliliklerini yürütmelerini sağlamak olduğunu ifade eden Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Himmet Durgut, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Aksaray Devlet Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Kadın Doğum Bölümünde Şubat ayı itibari ile Evlilik Öncesi Danışmanlık Hizmeti vermeye başladık. Görevli psikolog arkadaşlar evliliğin bir adım öncesinde evlenecek gençlere sosyal, iletişim becerileri, cinsel, psikolojik gibi birçok konuda bilgi veriyor. Belediyemize ve halk sağlığı müdürlüğümüze evlenmek için müracaat eden gençlerimizi bu uygulamaya bekliyoruz. Buradaki amacımız evlilik sonrası evli bireylerin birbirleri arasındaki iletişim becerilerini artırmak, sağlıklı bir şekilde evliliklerini yürütmek.”

  • (Özel Haber) “Evlilik Ehliyeti” Projesi Onaylanırsa Eş Adayları Ehliyetle Evlenecek

    Köşe yazarı Leyla Liman Oruç, hazırladığı “Evlilik ehliyeti”, bir başka adıyla “Evlilik Sertifikası” projesini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sundu. Proje onaylanırsa bundan sonraki evlilik sürecinde kadın ve erkek adaylardan ehliyet veya sertifika istenebilecek. Proje, kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesini amaçlıyor.

    Nitelikli bir toplum olabilmenin tek yolunun nitelikli bireylerin artarak çoğalmasıyla mümkün olduğunu ifade eden Leyla Liman Oruç’un yıllardır yazdığı ve 6 yıl önce de gündeme getirdiği, birçok insana da ütopik gelen 2 projesinden biri olan ve büyük ilgi gören “Evlilik Ehliyeti”, bir başka deyişle “Evlilik Sertifikası”nın hayata geçmesi için ilk adım atıldı.

    İLGİLİ BAKANLIK PROJENİN İNCELENMESİNE ONAY VERDİ

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yakın ilgi gösterdiği proje, incelendikten sonra hayata geçirilip geçirilmeyeceğine karar verilecek. Kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesini amaçlayan proje onaylanırsa evlilik hazırlığı yapan adaylar evlenebilmek için Evlilik Ehliyeti veya sertifikası almaları zorunlu olacak.

    Projenin öncüsü Leyla Liman Oruç nitelikli bir toplum olabilme hayalinde hala ısrarcı olduğunu tekrar tekrar ifade etmekten kaçınmıyor. “Nitelikli bir toplum olabilmenin tek yolu nitelikli bireylerin artarak çoğalmasıyla mümkündür. Aksini iddia eden olursa bizden değildir” diyen yazarımız Oruç projesini şöyle anlatıyor:

    “Ülkemiz kadın cinayetlerinde neredeyse dünya şampiyonuna aday. Ne yazık ki durum bu… Peki neden? Bir yastığa baş koyup bir ömür boyu beraber olmak için imza atan adamlar bir süre sonra eşlerinin celladı oluveriyorlar? Sizce kadınlar nerede hata yapıyor? Evlenmeden önce sadece uzman kişilerin anlayabilecekleri potansiyel suçlu kocalarını tanıyamamalarından mı kaynaklanıyor bu vahim tablo? Nişanlılık döneminde eş adayları birçok rahatsızlıklarını, kötü alışkanlıklarını, sorunlu hallerini gizleyebilecekleri için bu durumun yaratacağı olumsuzlukları ortadan kaldırabilme veya azaltabilmek ancak konuya hakim uzmanların incelemeleriyle mümkün olacaktır. Hiç kimse kocası tarafından vahşice katledilmek için evlilik cüzdanına imza atmıyor. Suça eğilimli insanların evlilik öncesi tespiti mutlak suretle yapılmaya çalışılmalıdır.”

    Suça yatkın kişilerin genetik yapısına dikkat çeken Oruç, “Bazı ülkelerde suç işleyen suça yatkın olan kişilerin mutlak suretle genetik yapıları incelendiğini yapılan çalışmalarda görmekteyiz. Adam öldürmenin bir bağımlılık olduğuna ve kalıtım yoluyla geçtiğine inananlar olduğu gibi DNA’nın yapısını aydınlatanlardan biri olan Nobel ödüllü James Watsan, ‘Kaderimizin büyük ölçüde genlerimizde yazılı olduğunu biliyoruz’ dediği gibi bize ışık tutacak bunca tespit varken, hatta 1968’de ünlü tıp dergisi The Lancet’te yayınlanan bir araştırmada normal erkek kromozomunun XY olması gerektiği halde bir yerine iki ’Y’ kromozomu taşıyan erkekler ’daha fazla erkek’ olduğu, bu kalıtımsal kusurun kişiyi, elinde olmadan şiddet göstermeye ve suç işlemeye yönlendirdiği şeklinde yorumlanmıştır. XYY ile suçluluk arasında mutlak bir ilişki olduğuna inanan ve bu kromozomu taşıyor diye doğmamış oğlunun yaşamına son veren çok sayıda kadın olduğuna kayıtlarda rastlıyoruz. Bir başka husus ise, çocukluklarında anne şefkatinden yoksun dövülerek büyütülenlerin büyüdüklerinde suça yatkın oldukları kanıtlanan örnekler arasında. Bununda genlerle ilgili bağlantısını araştırdığımda ’MAOA’ genine rastladım. MAOA geninin 2 çeşidi varmış. Kısa ve Uzun olarak. Uzun şeklini taşıyanlar çocukluklarında fena muameleyle karşılaşsalar bile ileride şiddet göstermiyorlar. Kısa genini taşıyanlar ise risk altında. Dünya’da bazı mahkemelerin MAOA geninin suçlularda araştırılmasına izin vermediğini de araştırmamı yaparken öğrendim. Geni bozuk diye suç indirimi almasınlar gibi bir mantık geldi aklıma. Hele hele çocuk istismarında gözlemlenen anti sosyal kişilik bozukluğu olan insanların tespiti çok önemli. Yaşamı boyu kendini ifade edememiş, sorunlu bir çocukluk yaşamış, sevgiden yoksun ve toplumda var olmak isteyip kendine mutlu olabileceği bir yer edinememiş insanlara baktığımızda dahi suça meyilli halleri çok net göze çarpmaktadır” ifadelerini kullandı.

    “EVLENMEK İSTEYEN EŞ ADAYLARI MUTLAK SURETLE ‘EVLİLİK EHLİYETİ’ ALMAK ZORUNDALAR”

    Oruç, şöyle devam etti: “Bu ve benzeri araştırma ve istatistikler o kadar çok ki. Ben de diyorum ki; evlenmek isteyen eş adayları mutlak suretle ’Evlilik Ehliyeti’ almak zorundalar. Kişinin ruhsal ve bedensel yapıları uzmanlar tarafından incelenerek tespitler yapılmalı. Kişilerin cinsel eğilimleri, cinselliğe bakış açıları da dikkatlice incelenmeli Kişilerin sosyo-ekonomik boyutları tespit edilmeli Kişilerin gerektiği durumlarda genetik detaylarına bakılmalı burada yazmadığım daha birçok yönden incelenilerek sağlıklı bir aile için uygun olabilme puanlamaları yapılmalı… Hem kadın hem erkek için. Sonuçlar uzmanların bilgi ve önerilerine göre açıklanmalı veya saklanılmalı. Nasıl ki sürücü belgesi alamayanlar trafiğe çıkamıyor ’Evlenebilme Ehliyeti’ veya ’Evlenebilme Sertifikası’ olmayanlar da bu kuruma adım atmamalı. Hatta belli yıl aralıklarıyla bu ehliyetlerin kontrollü yenilenmesi de mümkün kılınmalı. Aksi takdirde işlenen cinayetlerin devamı artarak gelecektir.”

    “DİLEĞİMİZ VE HEDEFİMİZ; EVLİ, MUTLU, ÇOCUKLU, UZUN VE GÜZEL BİR YAŞAM”

    “Dileğimiz ve hedefimiz; evli, mutlu, çocuklu, uzun ve güzel bir yaşam” diyen Leyla Liman Oruç, “Nitelikli, sağlıklı çocuk yetiştirebilmenin ilk aşamasının sağlıklı ruhlara sahip anne ve baba olmaktan geçtiğini hiç kimse unutmamalıdır. Bazılarınızı duyar gibiyim. Ruh sağlığı yerinde insanların sayıları ne kadar az ise bekar yaşamlar o kadar çok mu olacak? diye… Karar sizin! Evli ama katledilip ölecek! Bunu mu seçersiniz yoksa; bekar ama özgür ve huzurlu bir yaşamı mı? Tabii ki dileğimiz ve hedefimiz; evli, mutlu, çocuklu, uzun ve güzel bir yaşam… Haydi nitelikli bireyleri çoğaltmak için büyük projeme kulak verin ve hayata geçirelim. ’Evlilik Ehliyeti’ ya da ’Evlilik Sertifikası’ için çalışalım… Kısaca ’EE’ ya da ’ES’diyelim” dedi.

  • Çift Kol Nakilli Mustafa Sağır İyileşince Evlenecek

    Türkiye’nin 4’üncü, Akdeniz Üniversitesi’nin 3’üncü çift kol nakillisi Mustafa Sağır’ın aynı ismi taşıyan babası Mustafa Sağır, “Sabaha kadar Allah’a yalvardım çok uzun bir gece oldu. Oğlumun kolları çok güzel olmuş. Bana ’Üzülme’ dedi. İyileşince hemen evlenecek” dedi.

    Antalya’da motosiklet kazasında hayatını kaybeden 23 yaşındaki Emin Konar’ın bağışlanan iki kolu, 2008 yılında balık avlamaya gittiği nehir kenarında bulduğu patlayıcının elinde patlaması sonucu iki kolunu kaybeden Adıyamanlı 31 yaşındaki Mustafa Sağır’a nakledildi. Dün öğle saatlerinde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde başlayan ve yaklaşık 12 saat süren operasyonun ardından oğluyla aynı ismi taşıyan baba Mustafa Sağır’ın çok mutlu olduğu gözlendi.

    “SABAHA KADAR ALLAH’A YALVARDIM, ÇOK UZUN BİR GECE OLDU”

    Oğlunun gözlerini açar açmaz kendisine ’Baba üzülme’ dediğini söyleyen Baba Sağır, “Dünya benim oldu. Ameliyatı yapan hocalara teşekkür ederim. Bugünü bekledik. Oğlumu gördüm o da beni gördü ve ’Baba üzülme’ dedi. Çok mutlu oldum. Kendisini iyi hissettiğini söyledi. Ben burada beklemeye devam edeceğim. İyileşirse evlenecek. Kendisi nakil olmadan evlenemem demişti. Kollarını gördüm iyi olmuş maşallah. Dün gece çok uzun bir gece oldu. Çok çile çektim sabaha kadar. Gece boyunca hiç ümidimi kaybetmedim, dualar ettim, Allah’a yalvardım. İyi olduğu haberini sabah annesine verince annesi gelmek istedi. Gelmelerine izin vermedim” diye konuştu.