Etiket: Etmesin

  • Samsunspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam: “Kimse endişe etmesin”

    Samsunspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam: “Kimse endişe etmesin”

    Samsunspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, kaybedilen Bursaspor maçı sonrası, “Kimse endişe etmesin. Biz bu durumun üstesinden geleceğiz. Sezon sonunda hedeflediğimiz Süper Lig’e çıkacağız. Bursaspor akıllı oynadı ve maçı kazandı” açıklamasını yaptı.

    TFF 1.Lig’in 14’üncü haftasında Bursaspor’a deplasmanda 3-0 mağlup olan Yılport Samsunspor’da Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Sağlam, düzenlenen basın toplantısında şunları söyledi: “Maça çok iyi başladık. Bir süre oyun kontrolü bizdeydi. Kalemize gelen ilk iki top gol oldu. İkinci yarı hamleler yaptık. Pozisyonlarımız da oldu. Geçen haftadan devam eden gol kaçırma yarışlarımız bize katkı sağlamadı. Pozisyon bulduk ama maalesef bugün istemediğimiz bir sonuçla karşılaşmadık. Futbolda bu tür durumlar oluyor. Mağlubiyetin olumsuz etkilerinden kurtulup, salı günü Balıkespor karşılaşmasını kazanıp Samsun’a dönmek istiyoruz. Zor bir durum. Dolayısıyla bu durumun üstesinden gelmemiz lazım. Kimse endişe etmesin. Biz bu durumun üstesinden geleceğiz. Sezon sonunda hedeflediğimiz Süper Lig’e çıkacağız. Bursaspor akıllı oynadı ve maçı kazandı. Tebrik ediyorum.”

  • TMO Genel Müdürü Kemaloğlu: “Fındık üreticisi acele etmesin, fiyat arzu ettikleri seviyeyi bulacak”

    Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, “Fındık üreticisi acele etmesin, fiyat arzu ettikleri seviyeyi bulacak” dedi.

    Giresun’un Aksu Mahallesi’nde bulunan fındık alım merkezinde incelemelerde bulunan TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, fındık fiyatları konusunda açıklamalarda bulundu. Kendisinin de Giresunlu olduğunu ve fındık bahçelerinde büyüdüğünü ifade eden Kemaloğlu, üreticinin fiyat konusunda acele etmemesi, panik yapmaması gerektiğini söyledi. Kemaloğlu, “Biliyorsunuz TMO 2005 ile 2008 yılları arasında bu görevi yaptı. 2016 yılında yine bir piyasada fiyat sorunu dolayısıyla Nisan ayı itibari ile hükümetimiz görev vermişti. 21 Ağustos itibariyle de 2017 yılının fındık alımına başladık. Şuan Giresun’da 7, bölgede ise 23 noktada fındık alımı yapıyoruz. Bugün itibariyle yaklaşık 14 bin ton gibi bir randevu var, bölgede fiilen 500 tona yakın bir alım yaptık 300 üreticimizden. İnşallah bu önümüzdeki günlerde daha da yoğunlaşacak” dedi.

    “Üretici sabredecek, fiyat arzu edilen seviyeyi bulacak”

    Fiyatlar konusunda beklentilerin daha fazla olmasını anladıklarını ifade eden Kemaloğlu, “Üreticilerimiz geçmiş yıllarda 15 lirayı ve 20 lirayı gördü. Haklı olarak da fındığını daha iyi fiyata satmak ister. Bir şeyin altını çizmek lazım, TMO’nun açıkladığı fiyat aslında bir eşik fiyatıdır. Bu şu demek, ‘Ey fındık üreticisi bu fiyatın altında fındığını satma ve daha iyi bir fiyata fındığını satabilirsin.’ Ne bekliyoruz biz hemşehrilerimizden? Panik yapmasınlar, acele etmesinler, nihayetinde bu bir tarım ürünü. Herkes bir anda bardağı doldurmaya çalışırsa taşar ve taşan suyu biz kolay çekemeyiz. Üreticilerimiz bize destek olacak, acele etmeyecek ve fiyat arzu ettikleri seviyeyi bulacak” şeklinde konuştu.

    TMO’nun bir düzenleyici kurum olduğunu aktaran Kemaloğlu şöyle devam etti:

    “Biz piyasaya girdik, şöyle diyoruz; 10 liranın altında fındığın satılmaması için bütün gücümüzle yoğun bir şekilde alım yapacağız. Bu şu demektir, fındık üreticimiz 10 liranın üstünde daha iyi fiyatlarla fındığını satabilecek. Bunun için ne gerekiyor onu söylüyoruz; acele etmemek gerekiyor, panik yapmamak gerekiyor, 8,5 liraya fındığı satmamak gerekiyor. Niye? 10 liraya alan bir kurum var.”

    “TMO’ya gelen herkes fındığını rahatlıkla satabilir” diyen Kemaloğlu, “Şuan Giresun’da isteyen vatandaşımız randevu aldığı gün fındığını satabilir, hiçbir sıkıntı yok. Hani üreticimiz şöyle dese; ’Randevular dolmuş, 3 ay sonra, 5 ay sonra TMO’da sıra var gelemiyorum.’ Bunu anlayabilirim ama randevuların yarısı geliyor, isteyen istediği zaman fındık satabilir. Fındıkta randevu alan üreticimizin yarısı randevusuna gelmiyor. Neden gelinmiyor diye sorduğumuzda? Yağışlardan dolayı kurutma problemi var ve vatandaşta beklenti var piyasada daha iyi değerlendirebilirim diye ama sizlerin aracılığı ile şu mesajı rahat bir şekilde veriyoruz; TMO Genel Müdürlüğü burada, tüm ekibiyle yoğun bir şekilde bölge insanımıza hizmet etmek için görev başındayız” diye konuştu.

  • Oturuşunuz sizi fıtık etmesin

    Uzmanlar, günlük hayatta oturma ve ayakta durma esnasında meydana gelen duruş bozukluklarının belirli bir yaştan sonra fıtığa sebebiyet verdiğini söyledi.

    Duruş şekilleri, insanın beden ve ruh durumunu etkiliyor. Günlük hayatta oturma ve ayakta durma esnasında meydana gelen duruş bozuklukları, belirli bir yaştan sonra kolay kolay düzeltilemeyen problemlere yol açabiliyor. Hareketsizlik, iş hayatında belli bir duruş vaziyetinde çalışma, yanlış pozisyonda oturma ve yatma alışkanlığı önemli duruş bozukluklarına sebep olabiliyor. Kötü postür, özellikle omurgamız üzerinde oluşturduğu deformasyonlarla birlikte bel ve boyun fıtığına zemin hazırlıyor.

    Birçok insan standart pozisyonda oturduğundan daha fazla bir zamanı bacak bacak üstüne atarak geçirmekte olduğunu belirten uzmanlar, bacak bacak üstüne atmak, oturma alışkanlıkları arasında en yaygını olduğunu söyledi. Devamlı tekrar eden ve süreklilik gösteren bir davranış olunca sağlığa zararının olup olmaması da ayrı bir önem taşıdığını ifade eden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, çok küçük bir zararı olan davranışın bile sürekli tekrarlanması durumunda ciddi rahatsızlıklara sebep olabileceğini söyledi.

    Sürekli aynı ve yanlış pozisyonda oturma şeklinin omurgayı zorlayarak kasların gerilmesine sebep olabileceğinin önemine değinen Uzm. Dr. Ali Şahabettinoğlu, uzun süre masa başında çalışanların, sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozukluklarına maruz kalabileceğini ifade etti. Ali Şahabettinoğlu, “Uzun süre bacak bacak üstüne atmak, otururken vücudun yanlış şekil almasına da sebep olabilir. Sürekli yapılan yanlış alışkanlıklarda bel incinmesine, sakroiliak sendromuna ve kronikleşen bel-kalça ağrılarına davetiye çıkarır. Uzun süreli bacak bacak üstüne atmanın bahsedilen bu olası zararları tabi ki bir günde ortaya çıkmaz. Ancak ortaya çıktıktan sonra da geri dönüşü hasta açısından zahmetli olur. Bu yüzden bacak bacak üstüne atılsa bile bu süreyi kısa tutarak ve sık tekrarlamayarak vücut sağlığını korumak gerekir. Özellikle bel fıtığı ve bel kayması geçiren hastaların buna daha da özen göstermesi gerekir” dedi.

    Bel fıtığı, boyun fıtığı, boyun düzleşmesi ve sakroiliak sendromda uyguladığı maniplasyon tedavisinin (elle tedavi) oldukça başarılı sonuçlar verdiğini belirten Uz. Dr. Şahabettioğlu, bu tedavinin seanslar halinde yapıldığını ve rahatsız bölgeye birtakım döndürme, germe, bastırma ve esnetme manevraları uygulandığını söyledi. Şahabettinoğlu son olarak boyundan kola-ele vuran ağrı veya uyuşma mevcutsa boyun fıtığı, belden bacağa yayılan uyuşma var ise bel fıtığı olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

  • Müzik keyfi işitme sağlığınızdan mahrum etmesin

    Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, “Kulaklıklarda öncelikle hijyenik koşullara dikkat etmek gerekiyor” dedi.

    Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, kulaklık kullanımı öncesi ve sırasında dış kulak kanalı ve kulak zarını tehlikeye atmamak için önerilerde bulundu. Günlük hayatın içerisinde sıklıkla kullanılan kulaklıkların enfeksiyon riskine neden olabildiğini belirten Doç. Dr. Titiz, “Bu nedenle kulaklıklarda öncelikle hijyenik koşullara dikkat etmek gerekiyor. Günlük hayatın içerisinde sıklıkla kullanılan kulaklıklar, çabuk yıpranarak saklanma ve temas ettikleri alanlara bağlı olarak enfeksiyon riski içerebiliyor. Bu nedenle kulaklıklarda öncelikle hijyenik koşullara dikkat etmek gerekiyor. Kişinin başkasına ait bir kulaklığı kullanması veya daha önce kullanılmış fakat yeterli temizlik yapılmadan paketlenmiş kulaklıkların kullanımı enfeksiyon açısından büyük risk yaratıyor. Bu açıdan özellikle seyahatlerde sunulan kulaklıkların tek kullanımlık olduğuna veya ilk kullanan kişi olunduğuna dikkat edilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra uzun süre kulak kanalının kapalı kalması bu alanın nemlenmesine, ısı artışına ve oluşan basınç değişikliğine bağlı olarak ortamın pH değerinin değişmesine, dolayısıyla da kulak cildi üzerinde tahrişe neden oluyor. Bu durum kulaklıkla taşınabilecek veya daha sonra bulaşabilecek bakteri, virüs ve mantarlar için üreme ortamı yaratıyor. Bu faktörler enfeksiyon riskini artırıyor” dedi.

    Doğru kulaklık seçimi çok önemli

    Bir diğer faktörün de kulaklıkta doğru seçim olduğunu kaydeden Doç. Dr. Titiz, “Profesyonel bir müzik sistemi için kulak içi küçük bir kulaklık ne kadar yanlış ise, parmak boyutunda bir müzik çalar için de profesyonel bir DJ kulaklığı da bir o kadar yanlış olacaktır. Bu nedenle kulaklık seçiminde ses kalitesini belirleyen unsurlara göre rahatlık odaklı bir seçim yapılması, kulak ve işitme sağlığı açısından önem taşıyor” diye konuştu.

    “Tıkaç şeklindeki kulaklık ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor”

    İşitme sağlığında sorun yaşamamak için alınabilecek önlemlerden birinin de kulak kanalına uygun, yumuşak ve doku uyumlu materyaller ile yapılmış kulaklık seçmek olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Titiz, “Böylelikle hem kulak kanalında oluşabilecek yabancı cisim reaksiyonu hem de cilde yapacağı baskı ile cilt travması ve enfeksiyon riski azalıyor” dedi.

    Tıkaç şeklinde kulak yoluna oturan modellerin kullanımı konusunda hassas olmak gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ali Titiz, “Çabuk kirlenen, kullanım süresi uzadıkça kulak kanalında ter ve nemi artıran bu modeller kulak cildi koruyucu bariyerlerini ortadan kaldırdığı için ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle kulak kanalı sorunlarına daha az rastlanan dış kulaklıkların kullanımı öneriliyor” ifadelerini kullandı.

    “Kulaklık günde en fazla 90 dakika kullanılmalı”

    Doç. Dr. Titiz, kulaklık kullanımında sesi dış ortamdan etkilenmeden kaliteli bir şekilde kulağa ulaştırmanın amaçlanması gerektiğinin altını çizerek, “Ancak aynı konforu sağlayabilen her tipte kulaklık, sesin kulak kanalına doğrudan iletilmesi nedeniyle iç kulak travması ihtimalini ortaya çıkartıyor. Buna bağlı olarak geçici veya kalıcı kulak çınlaması ve sinirsel işitme kayıplarıyla karşılaşılabiliyor. Bu durumları önlemek için cihazın en yüksek ses seviyesinin maksimum yüzde 80’i kadar olacak şekilde günde en fazla 90 dakika kulaklık kullanılmalı. Daha uzun süreli kullanımlar için ses seviyesinin yüzde 60’ı geçmemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Alınabilecek önlemler

    “Yaz aylarında havuz ve deniz faaliyetlerinin artması hem enfeksiyon riskinde artışa hem de dış ortamda daha fazla bulunma, kullanım sırasında daha yüksek ses şiddetine ihtiyaç duyulmasına neden olabiliyor” diyen Doç. Dr. Titiz şu bilgileri aktardı:

    “Tüm bu faktörler kapsamında dış kulak kanalı ve kulak zarı sağlığının yaz mevsimine girerken muayene edilmesi çok önemli. Kulak kiri olarak bilinen kulak tıkaçları, kulak zarında var olan delik durumunun belirlenmesi ve gerekli görülen küçük müdahaleler veya önlemler, hem sağlıklı işitme sağlıyor hem de kulaklık kullanımı sırasında oluşabilecek riskleri ortadan kaldırıyor. Ayrıca, kulak kirlerinin veya kulak zarının delik olmasının getirdiği işitme azlığı nedeni ile kulaklık kullanımı sırasında ses şiddetinden korunmuş olunuyor.”

  • Geline Dır Dır Etmesin Diye Kaynananın Dilini Kestiler

    Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde kına gecelerinde ’Kaynananın Dilini Kesme’ geleneği devam ediyor.

    Yıllardır Kaynarca ilçesinde kına gecelerinde yapılan ’Kaynananın Dilini Kesme’ geleneği Umutlu ailesinin kızları Elif Umutlu’nun kına gecesinde de devam etti. Ellerine aldıkları nacak ile kütük diye tabir edilen odun parçasına vuran gelinin yakınları, bu yapılanın kaynananın dilinin kesilmesi anlamına geldiğini söylediler.

    Gelinin yakınları, kaynananın geline dırdır etmemesi için yapılan bu örf ve adetin yıllardır ilçede yapıldığı, batıl bir inanç da olsa geleneklerin yıllardır devam etmesinin sevindirici olduğunu belirttiler.