Etiket: Etkilemez”

  • Putin: “Davos’a katılmamak prestijimizi etkilemez”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Rusya’nın Davos’a katılmama kararına ilişkin, “Bu kesinlikle Rusya’nın küresel ekonomideki prestijini etkilemeyecek” dedi.

    Singapur’da düzenlenen 33. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) zirvesine katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, zirvenin ardından önemli açıklamalarda bulundu.

    Zirvenin ardından Rus gazetecilerin sorularını yanıtlayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Avrasya Ekonomik Forumu ile Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği arasında ekonomik anlaşmalar yapıldığını açıkladı. Putin Singapur’daki zirvede Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin verdiği yemeğe katılmasıyla ilgili, “Biz arkadaşız. İyi dost olduğumuz için gösterilen ilgi normal” dedi.

    “Ekonomik yaptırımlar kalkınmayı engelleyemez”

    Rus lider Putin ABD başta olmak üzere birçok batılı ülkenin Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlarla ilgili ise “Bu gibi politik nedenli ekonomik kısıtlamalar ekonominin gelişmesini engeller. Bu gibi engellemeler ayrıca ortaklarımıza da zarar verir. Fakat bu ne ekonomik ne de teknolojik alanlarda kalkınmayı engelleyemez. Çin, Vietnam ve ASEAN ile serbest ticaret anlaşmaları imzaladık. Bu nedenle ortaklarımız ile anlaşmalarımızı sürdüreceğiz. Asya ülkelerindeki ticaret ciromuzun yaklaşık yüzde 25’ine sahibiz. Geçen yılki büyüme oranı yüzde 27 yani 200 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var” ifadelerini kullandı.

    Japonya ile yaşanan adalar sorunu

    Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile zirvede görüşen Putin, bir gazetecinin adalar sorunun nasıl çözüleceğine dair sorusuna, “1956 yılında Sovyetler Birliği ile Japonya arasında ‘1956 Deklarasyonu’ olarak adlandırılan bir anlaşma imzalandı. Bu barış anlaşmasından sonra Sovyetler Birliği, Kuril adalarını devretmeye hazır olduğunu söyledi. Bundan sonra anlaşmanın onayı Sovyetler Birliği parlamentosuna ve Japonya Parlamentosuna sunuldu. Fakat Japonya bu anlaşmayı kabul etmedi. Bu anlaşma doğrultusunda Sovyetler Birliği’nin adaları devretme isteği sabittir. Dün, Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile görüşmemizde kendisi 1956 deklarasyonuna dayanarak bu sorunun çözümü için görüşmelerin başlatılabileceğini söyledi. Şimdi bu deklarasyon için detaylı bir çalışma gerçekleştirmek gerekiyor. Çünkü bu deklarasyona göre Sovyetlerin adaları hangi şartlarda devretme kararı aldığı da incelenmeli” dedi.

    “Davos’a katılmamak prestijimizi bozmaz”

    Putin, Rus şirketlerine karşı ABD ve batılı ülkelerin başlattığı ekonomik yaptırım kararları sonrasında Rusya’nın “yaptırımlar kaldırılmazsa Davos’a katılmayız” çıkışıyla ilgili açıklama yaptı. Putin, Davos forumu gibi büyük forumların ülkelere yararının bulunduğunu söyleyerek, “Bu kesinlikle Rusya’nın küresel ekonomideki prestijini etkilemeyecek. Dünya ekonomisindeki herhangi bir ülkenin otoritesi, öncelikle ülkenin ekonomik gücüne, ekonominin yapısına, üretkenliği, GSYİH büyümesine, makroekonomik göstergelerine, düşük enflasyona, dış borç yüküne, bütçe açığı ya da bütçe açığı açısından gösterdiği sonuçlara bağlıdır. Bu bağlamda genel olarak ekonomik hedeflerimize ulaştığımızı söyleyebiliriz. Kendimize bu konuda güveniyoruz. Davos’a katılım konusunda herkesin bu konuda katılım hakkı var. İş insanlarımız ve şirketlerimiz özgürdür. Şirket ve iş insanlarımızın katılıp katılmama kararını kendileri alabilir” dedi.

    “Batı, Donbass konusunda ikili oynuyor”

    Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donbass bölgeleri, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’nde geçtiğimiz hafta sonu yapılan başkanlık seçimleriyle ilgili düşünceleri sorulan Putin, “İlk olarak seçimleri kınayanlar, bu ülkelerde yaşanan cinayetlerle ilgili bir kınama yapmadı. Biz duymadık. Öncelikle burada yaşanan Zaharçenko suikasti için kınama yayınlanması gerekir. Ukrayna makamları hala Minsk anlaşmasına uyma arzusunu göstermemişlerdir. Ukrayna Parlamentosu tarafından kabul edilen Donbass’ın özel statüsü hakkındaki yasa bile henüz yürürlüğe girmemiştir. Herkes Rusya’dan Minsk anlaşmasının yürürlüğe konulmasını bekliyor. Kiev makamları ise bunu fark etmiyor. Bu insanlar Kiev’de iktidara geldikçe, bu bölgelerdeki sorunların barışçıl bir şekilde çözülmesine pek de imkansız” ifadelerini kullandı.

  • Putin: “Comey’in görevden alınması Rusya-ABD ilişkilerini etkilemez”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, FBI Başkanı James Comey’in görevden alınmasının, Rusya-ABD arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi.

    Rusya Devlet Başkanı Putin, konuyla hiçbir ilgilerinin olmadığını belirterek, Soçi’de oynanan kendisininde forma giydiği hokey maçı öncesinde Amerikan CBS kanalının sorularını cevapladı. FBI Başkanı James Comey’in görevden alınmasına ilişkin soru üzerine ise “Hiçbir şekilde bizi etkilemez. Bana kırılmayın, fakat sorunuz bana komik geldi. Bizim olayla herhangi bir alakamız yok. ABD Başkanı Donald Trump, anayasada ve yasalarda öngörülen yetkileri çerçevesinde hareket ediyor. Gördüğünüz gibi ben amatörlerle hokey oynamaya hazırlanıyorum” dedi.

  • Başbakan Yardımcısı Canikli: “Cumhurbaşkanın partili olması tarafsızlığını etkilemez”

    Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, yeni sistemde cumhurbaşkanının partili olmasının tarafsızlığını etkilemeyeceğini söyledi.

    Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, İstanbul Sanayi Odasının meclis toplantısına katıldı. Toplantıda sanayi sektöründen firma temsilcileri, iş adamları ve yatırımcılar hazır bulundu. Toplantıda iş dünyasına hitap eden Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, önemli açıklamalarda bulundu. “Referandum sonrası Türkiye’nin yeni vizyonunun ekonomi ve sanayi açısından önemi” başlığı altında bir konuşma yapan Canikli, cumhurbaşkanının partili olmasının tarafsızlığına gölge düşürmeyeceğini söyledi. Canikli, “Cumhurbaşkanı tarafsız olması gerekir. Tarafsızlığın ölçüsü de ‘görsel olarak bir siyasi partiye üye olmamasıdır’ şeklinde tanımlanıyor. Şu andaki anayasada da öyle tanımlanıyor. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra siyasi partiyle ilişiği kesilir maddesi var. Tarafsız olması ne demek? Bu şekilde partiden ilişiği kesildiği zaman o cumhurbaşkanı faaliyetlerinde objektif olmayacak mı anlamına geliyor. Eğer tanım bu şekilde ifade ediliyorsa başbakanı nasıl düşüneceksin? Bütün başbakanlar partilidir. Çoğu da aynı zamanda genel başkandır. Şu anda da öyledir. Geçmişte de böyleydi. Başbakanların yapmış oldukları icraatların objektif olmadığını mı söylemek istiyorsunuz? Ya da böylemi söylenmesi mi gerekir? Yürütme yetkisinin büyük bölümünü başbakan kullanıyor. Ama başbakan tarafsız değil, bir siyasi partinin genel başkanı bu mantık sakat bir mantıktır. Bir siyasi organa üye olursunuz bu başka bir şeydir. Yürütme noktasında da bir görev verildiği taktirde son derece tarafsız ve objektif olarak yürütme görevini kullanırsınız. Siyasi parti üyesi olunması bu tarafsızlığı ortadan kaldırmaz” dedi.

    “Türkiye her zaman güçlü yönetimi ele almak zorundadır”

    Türkiye’nin daha etkin bir yapıya geçtiğini belirten Canikli, “Şu anda uygulanan sistemde en büyük problemlerden birisi gereğinden fazla siyasi kademenin olmasıdır. Bürokrasinin vesayet kademesidir. Mevcut sistemde cumhurbaşkanı başbakana talimat veriyor. Bu talimat ayrıca değerlendiriliyor. Başbakanın bakanlara talimat veriyor. Talimat yine ayrı bir değerlendirmeye tabi tutuluyor. Dolayısıyla en üst kademede verilen talimatlar, birden fazla değerlendirmeden geçiyor. Bu da sistemin etkinliğini azaltıyor. Şimdi bu kademeler ortadan kaldırılıyor. Her şey netleştirilip sadeleştiriliyor. Yeni sistemde başbakan olmayacak. Siyasi kademeyi tam anlamıyla temsil eden cumhurbaşkanlığı olacak. Makamın verdiği karar ve talimatlar artık yeniden değerlendirilmeye tabi tutulmaksızın hayata geçirilecek ve iki başlılık ortadan kalkacak” dedi.

    Terör örgütlerinin siyasi istikrarsızlıktan beslediği de ifade eden Canikli, “7 Haziranda tek başına hükümeti kuracak bir çoğunluk oluşmadı. AK Parti ile CHP arasında bir koalisyon görüşmeleri başlamıştı ama hükmet yine kurulamadı. Bölücü terör örgütünün tekrar uzun bir aradan sonra saldırılara başlaması ile 7 Haziran seçim sonuçları arasında çok yakın bir ilişkisi vardı. Tesadüfi değildi. Zamanlama olarak tekrar saldırılarına 24 Temmuz 2015’te 7 Haziran seçimlerinden çok kısa bir süre sonra başladılar. Bu seçim sonuçlarıyla çok yakından bağlantılıdır. Türkiye her zaman güçlü yönetimi ele almak zorundadır” diye konuştu.

    “Türk ekonomisinin tek kırılganlığımız cari açığımızdır”

    Türk ekonomisinin en zayıf noktasının cari açık olduğunu kaydeden Canikli, “En sıkıntılı alanımız cari açığımız, cari açığın kaynağı da söylendiği gibi düşük tasarruflar değildir. Onlar birer sonuçtur. Esas neden yüksek ithalattır. İthalatın fazla oluşudur. Denklemden fazla ithalatları çektiğiniz zaman tasarruf değerlerinizin yükseldiğinizi göreceksiniz. Cari açığımız yüzde 4’ün altında, bir sonraki hedefimiz yüzde 3’ün altına indirmek. Türk ekonomisinin tek kırılganlığımız cari açığımızdır” dedi.

    Kıdem tazminatı konusunda işçilerin ve çalışanların geriye gidecekleri bir çalışma yapılmayacağını belirten Canikli, “Otomatik ve gönüllü BES(Bireysel Emeklilik Sistemi) tasarruf oranlarımızın yükseltilmesini sağlayacak araçlardır. Aynı zamanda finansal mekanizmalara da derinlik kazandıracaktır. Bu yükün bankalar üzerinden diğer alanlara kaydırılması sonucunu doğuracak olan bir sistemdir. Bankalar üzerindeki yükün finansal piyasalara paylaştırılmasıyla faizin düşürülmesini planlıyoruz. Bankalar faizlerin yüksek olmasından dolayı mevduat yarışına giriyor. Buradan bankalara sesleniyorum. Bu kesinlikle doğru bir yöntem değildir. Bu bankalara da bir katkı sağlamaz. Kurallara uygun şekilde serbest piyasa gereğince herkes işlemlerini yapacak ama bu konuda kesinlikle taviz vermeyeceğiz” şeklide konuştu.

  • Jak Galinko: “Soykırım Kabulü Ticareti Etkilemez”

    Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Galiko, Alman Parlamentosu’nun sözde ermeni soykırım tasarısını kabul etmesinin Türk-Alman ticari ilişkilerini etkilemeyeceğini belirterek, “1915 diyorlar 1945’i unutmasınlar” dedi.

    Ege İhracatçı Birlikleri tarafından Türk deri sektörüne yenilikçi, yetenekli ve eğitimli tasarımcılar kazandırmak amacıyla düzenlenen ‘6. Deri’n Fikirler Deri Tasarım ve Üretim Yarışması’ final gecesi defile ile sona erdi.

    Deriyi lüks teması ile birleştiren, birbirinden renkli tasarımlar podyumda hayat buldu. La Vie-Nouville’de düzenlenen geceye İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Galiko, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Süleyman Tahiroğlu, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler ve birçok davetli katıldı.

    “ÖĞRENCİLERİN TASARLADIKLARI AVRUPA”YA SUNULABİLECEK DÜZEYDE”

    Düzenledikleri yarışma ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiklerini belirten Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Galiko, farklı üniversitelerden bir deri ve bir tasarım öğrencilerinin harmanlayarak tasarımlarını oluşturduğuna dikkat çekti.

    Ortaya çıkan tasarımların Avrupa müşterilerine sunulabilecek değerde olduğunu belirten Galiko, “Bu çocukların yaptıklarını deriyi kullanabildiğiniz çanta, ayakkabı, ceket yani her şeye rahatlıkla empoze edebilirsiniz. Yani Avrupa’ya, ya da başka bir müşteriye bunları satabilirsiniz. Bu tür bir çalışmalar Türk sanayicisi için çok önemlidir. Yarışmada birinci olanları da Ekonomi Bakanlığı 2 sene staja gönderiyor. İlk üçe ödüller var. Biz Ege İhracatçı Birlikleri olarak orada neler teşhir ediliyor görsünler ve ufukları genişlesin istiyoruz” dedi.

    “AVRUPA ZOR DURUMDA, ARTIK MAL SATMAYA UĞRAŞIYORSUNUZ”

    Deri ihracatında genele bakıldığında rakamların iç açıcı olmadığını belirten Gaiko, “Ana iki ülke vardı Rusya ve Irak. İkisinin düşmesi muhakkak ki ihracat için çok büyük bir eksik. Ancak Avrupa çok kötü durumda. Unutulmaması gereken bir şey var ki Türk ihracatının yüzde 50’si bir ara yüzde 60’ı şu an belki yüzde 48’i Avrupa ülkelerine yapılıyor. Ama orada da sıkıntı var. Avrupa’daki hiçbir ülke ne kamu maliyetlerinde ne de işsizlik oranlarında eski oranlarını yakalayamıyor. Satın alma gücü yüksek olmaktan çıktı. Şimdi oralara mal satmaya uğraşıyorsunuz” diye konuştu.

    “KALKIP DA 1915’İ KONUŞUYORLAR 1945’İ UNUTMASINLAR”

    Bir Alman olarak Alman Federal Meclisi’nin oylayarak kabul ettiği sözde ermeni soykırım tasarısının geçmesine de üzüldüğünü belirten Jak Galiko, “Çok komik. Doğrudan doğruya kişisel kanım. Almanya ile ilgili konuşmam söz konusu olamaz ismimden dolayı. Kalkıp da 1915’i konuşuyorlar 1945’i unutmasınlar” dedi.

    “SOYKIRIM KABULÜ TÜRKİYE TİCARETİNİ ETKİLEMEZ”

    Almanya’nın, Ermeni soykırım kararının Türkiye’nin ekonomisini ve ticaretini etkilemeyeceğini öngören Galiko, şöyle devam etti: “Kalkıp da Sayın Cumhurbaşkanım ‘Ben bir daha Almanya’ya mal göndermem, almam’ gibi mantık dışı hiçbir şey yapmaz. Muhakkak ki iki ülke arasında mutlaka kısıtlamalar olur. Ancak bu ticareti etkilemez. Bu ticaret değil üst seviyedeki bir politikadır, sanayicilerin üstünde bir şey. Öyle bir oyuna ne onlar ne biz girmeyiz.”

    BİRİNCİYE YURT DIŞINDA 2 YIL EĞİTİM

    Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması’nda birinciye 10 bin TL, ikinciye 6 bin TL ve üçüncüye 4 bin TL’lik ödül verildi. Ayrıca yarışmada dereceye giren 1 tasarımcıya da Ekonomi Bakanlığının destekleri kapsamında yurt dışındaki önemli tasarım okullarından birinde 2 yıl süre ile eğitim hakkı tanındı.