Etiket: ETİ

  • Yılbaşında hindi etinin yerini kaz eti alacak

    Balıkesir’de uzun yıllardır kümes hayvanı üreticiliği yapan Dalyan Özkan, yılbaşı sofralarının vazgeçilmezleri arasında yer alan hindinin yerini bu yıl kazın alacağını söyledi.

    Kaz etinin hindi etinden daha besleyici olduğunu belirten üretici Dalyan Özkan, yılbaşında sofralarda hindi yerine kaz etinin tüketileceğini söyledi. Hindi etinin vatandaşlar tarafından bu yıl talep görmediğinin altını çizen Özkan, kaz etiyle de birbirinden güzel yemeklerin yapıldığına dikkat çekti. Hindi eti yerine kaz etini tercih eden vatandaşların her geçen yıl sayısının arttığını da belirten Özkan, “Ben uzun yıllar hindi yetiştiriciliği yaptım. Fakat her geçen yıl hindi etine olan talebin azaldığına şahit oldum. O yüzden iki yıldır kaz yetiştiriciliği yapıyorum. Kaz etinin yılbaşı sofralarında hindi etinin yerini alacağını düşünüyorum. Çünkü vatandaşlarımız hindi etinden vazgeçmeye başlıyorlar. Ayrıca kaz eti hindi etinden daha besleyici ve yağlı olduğundan vatandaşlar tarafından daha çok talep ediliyor. Kaz eti ile vatandaşlarımız yılbaşı sofralarında değişik yemekler yapabilirler. Özellikle kazlı pilav yılbaşı sofralarının vazgeçilmezleri arasında yerini alacaktır. Bununla birlikte kaz etini tıpkı hindi gibi fırında da pişirerek sofralarını zenginleştirebilirler. Ben vatandaşlarımıza kaz etinin daha iyi olmasından dolayı yılbaşı sofralarında kullanmalarını tavsiye ederim” diye konuştu.

  • Buharlaştırma yöntemi ile geniz eti ameliyatı

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığının artması ile birlikte, çocukların daha fazla hasta olduğunu bunun en önemli sebeplerinden bir tanesinin geniz eti olduğunu söyledi. Yıldırım, “Geniz eti, burnun tıkanmasına sebep olarak gece boyunca ağızdan nefes almaya neden oluyor. Bu da boğaz enfeksiyonu sıklığını artırıyor” diye konuştu.

    Hisar Hospital Intercontinental Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, enfeksiyon geçiren çocukların antibiyotik kullanmak zorunda kaldığını, okullarına gidemediğini ve hastalıklarını çevresindekilere ve diğer çocuklara bulaştırdığını anlatarak, “Geniz eti, uyku bozukluğu, öğrenme güçlüğü, ağız yüz çene gelişim bozukluğu, işitme kaybı ve kulakta sıvı toplaması, konuşma bozukluğu, diş çürümesi, sık üst solunum yolu enfeksiyonu ve horlama gibi bir çok probleme neden olur. Günümüzde teknolojinin verdiği imkanlar ile bu problemlerden kolayca kurtulmak mümkün. Buharlaştırma yöntemi klasik geniz eti ameliyatına göre ağrı daha az, kansız bir cerrahi işlem çocuklarda kan kaybı olmuyor, yenileme olasılığı daha azdır. Çocuklar aynı gün içerisinde taburcu olabiliyor. Özel bir diyet kısıtlamasına gerek yok, ertesi gün okula dönebilir. Kanama ihtimalinin düşük olması önemli bir avantajdır. Buharlaşma yönteminde işlem ağız içerisinden yapılıyor, kamera ile burun içerisinde tüm geniz eti görülüyor. Dolayısıyla geride geniz eti dokusu kalmıyor. Bu nedenle yenileme ihtimali düşmüş oluyor” diye konuştu.

    Buharlaşma yöntemi için koblatör denen özel bir cihaz ve özel bir uç kullanıldığını kaydeden Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Bu uçlar hastaya özel olarak kullanılıp atılıyor, buharlaştırma yöntemi ile bu ameliyatı yapabilmek için bu cihaza sahip olmak gerekiyor. Geniz eti ameliyatı doğumdan itibaren tıkayıcı özelliği belirgin ise her yaş grubunda yapılabilir.

    Geniz etinin büyümesi 8 yaşına kadar devam edebiliyor.8 yaşından 16 yaşına kadar küçülüyor, yukarıda saydığımız hastalıklara neden oluyorsa vakit kaybetmeden tedavi etmek gelecekte bir çok sağlık probleminden korunmayı sağlar.

    Geniz etine işlik eden bademcik büyümesi ve kulaklarında sıvı var ise aynı anda tedavi edilebiliyor. Buharlaştırma yöntemi ile geniz eti ile beraber bademcikleri de küçültmek mümkün.” şeklinde konuştu.

  • Kırmızı eti nasıl ucuz tüketebiliriz

    BİLECİK (İHA) – Bilecikli iş Erdal Erşan, kırmızı etin üretiminin çok zor ve maliyetinin yüksek olmasından dolayı altına benzetildiğini, dünyanın her ülkesinde fiyatı en yüksek besin maddesi olan etin tüketicinin uygun fiyatlarla alması için neler yapılacağını anlattı.

    Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı ve bir et firmasının sahibi olan Erşah, insanoğlunun sağlıklı bir hayat sürdürebilmesi, yeterli ve dengeli beslenebilmesi için et tüketimi çok önem arz ettiğini anlattı. Ülkede ve Bilecik’te üretimin artması ve tüketicinin uygun fiyatlarla et alması için neler yapılacağını anlatan Erşan, “ Türkiye’de kırmızı etin pahalı olmasının ardında yatan başlıca yapısal faktör hayvancılıktaki yüksek yem giderleridir. Karkas dana etinin maliyetine baktığımızda yüzde 55-60 besi hayvanı, 30-35 yem giderleri, 10-15 işçilik, ilaç, finansman giderlerinden oluştuğunu görürüz. Burada yem fiyatlarının önemi çok daha iyi anlaşılıyor. Besicilikte iki türlü yem kullanılıyor. Çiğ süt fiyatları çok önem arz etmektedir. Üretici sütten para kazanırsa bu işi sürdürebilir. Anaç sığır olursa danası, düvesi olur. Süt destekleri hayati bir konudur. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir litre süt ile iki kilo yem alacak şeklinde destekler verilmelidir. Bugün bir litre süt ile bir kilo 300 gram yem bile alınamamaktadır. Banka, hayvancılık kredileri ve kaynaklar verilirken seçici olunmalı, gerçekten bu işi yapacak taşın altına elini koyacak üreticilere verilmeli. Kırsaldaki nüfusun yüzde 40’tan yüzde 20’nin altına düşmüş olması üretim açısından büyük risk oluşturmaktadır. Ayrıca kırsaldaki nüfus giderek yaşlanmaktadır. Gençleri köyde tutmanın yollarını aramak lazımdır. Bir takım destekler verilmektedir. Ancak bu destekler köyde tutmaya veya geri döndürmeye yetmemektedir. Örneğin köyde çalışan gençlerin sigortasının devlet tarafından belirli süre yatırılsa sosyal güvenliği olan gençler şehre gelmeyebilir. Bu konuda başka çalışmalar yapılarak tarımsal üretimi mutlaka arttırmalıyız. Ülkemizde 10 baş altı hayvan işletmesi yüzde 72 buçuktur. 10 ile 49 baş arası yüzde 25’dir. 50 baş üzeri yüzde 2 buçuktur. Buna göre küçük işletmelerin önemi ortaya çıkmaktadır” dedi.

    “Toplulaştırma kanununun gözden geçirilmeli”

    Bir diğer önemli bir konunun toplulaştırma kanununun gözden geçirilmesi olduğunu anlatan Erdal Erşan, “Ekilmeyen boş arazi kalmamalı, ekmek isteyenlerin, üretenlerin önü mutlaka açılmalıdır. Hayvan ıslahı, kültür ırkları çok önemli konulardır. Eğitim, bakım sorunları, hayvan hastalıkları ile mücadele ilave edilebilir” diye belirtti.

    “İlimize verilen teşvik adaletsizliğini mutlaka aşmamız lazım”

    Bilecik’e verilen teşvik adaletsizliğinin mutlaka aşılması gerektiğini ifade eden Erdal Erşan, “İlimiz hayvancılık teşviklerinden maalesef mahrum kalmaktadır. Örneğin Resmi Gazetede yayınlanan düve desteği verilen illerin içinde yer almamaktadır. Bursa ve Kütahya da düve alanın yarısı hibe, tesis yapanın yarısı hibe, ama Bilecik’te yapana hiçbir destek yok. Yine başka bir örnek Bilecik yıllardır Avrupa Birliği Destekli Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi (IPPARD) programı uygulanan iller içinde bir türlü alınmadı. Oysa komşu iller Bursa ve Kütahya da var, Bilecik’te yok. Tarımsal ve hayvancılık teşvikleri eşit ve adil olarak 81 ilimize de aynı şekilde verilmeli. Bazı illere verelim bazılarına vermeyelim şeklindeki uygulamalardan Bilecik olarak çok çektik. Bizi küçük il olarak düşünülerek mi, yoksa ilimizde hayvancılık yapan üretici olmaz mı, ya da ilimizde hayvancılık potansiyelini az olarak mı görüyorlar, bilmiyorum. Bu ilimize verilen teşvik adaletsizliğini mutlaka aşmamız lazım” dedi.

    “Kırmızı ete neden kırmızı altın benzetmesi yapılıyor?”

    Kırmızı etin kırmızı altına benzetildiğini ifade eden Erşan, “Fiyatının pahalı olmasından dolayı bu benzetme yapılıyor. Ancak üretiminin çok zor ve maliyetinin yüksek olmasını gözden kaçırmayalım. Dünyada her ülkede fiyatı en yüksek besin maddesidir. Mevcut et dünyada 300 milyon tondur. 2050 yılında 470 milyona çıkması gerekecek. Tarım dünyada suyun yüzde 70’ini tüketirken bunun üçte biri hayvancılığa gidiyor. Dünyada yıllık buğday, çavdar, yulaf, mısır üretiminin yüzde 40’dan fazlası hayvan yemi olarak ayrılıyor ve bunu üretmek için 14 milyar hektar ekili alanın üçte biri kullanılıyor. Bir kilo sığır eti üretmek için 15 buçuk litre su gerekiyor. Aynı su miktarı ile 12 kilogram buğday ya da 118 kilogram havuç üretmek mümkündür. Bir hamburger yapmak içinse 3,5 metre kareden fazla toprak lazım. Bir sığır 9 ay gebe kalır, doğan yavrusunu 1 buçuk seneden önce kesemezsin bugün kırmızı et yok derseniz 2 buçuk, 3 senede ancak üretebilirsiniz” dedi.

    “Çocukların ve gençlerin mutlaka tüketmesi gerekir”

    Erşan, kırmızı eti çocukların ve gençlerin mutlaka tüketmesi gerektiğini de anlatarak, “Ülkemizde kişi başına düşen et miktarı 13,9 kilogram kırmızı et, 24,8 kilogram kanatlı eti, 5,4 kilogram su ürünleri olmak üzere toplam 44,1 kilogramdır. Ayrıca kişi başına 214 adet yumurta tüketiyoruz. Diğer ülkelerde toplam et miktarı örneğin ABD de kişi başı 116,7 kilogram, Arjantin’de 99,5 kilogram, Avustralya’da 93,9 kilogramdır. Yıllık kişi başına düşen kırmızı et miktarı ABD 36 kilo AB Ülkelerinde 18 kilogramdır. Ülkemizde kişi başına 140 litre süt tüketilirken gelişmiş ülkelerde 300 litredir. İçme sütü ve süt ürünleri toplamı olarak verilmiş rakamlardır. Hedefimiz gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kişi başına 21 kilogram kırmızı et 300 litre süt olmalıdır. Mutlaka çocuklarımızın ve gençlerimizin tüketmesi gerekir” ifadelerine yer verdi.

  • 216 kilo kaçak tavuk ve hindi eti piyasa sürülecekti

    İzmir’in Buca ilçesinde, kaçak kasap dükkanına yönelik operasyonda, 216 kilo kaçak tavuk ve hindi eti ele geçirildi. İş yeri mühürlenirken, görüntülerse mide bulandırdı.

    Buca ilçesinde, sağlıksız koşullarda kaçak üretim yapıp, halk sağlığıyla oynayanlara geçit verilmiyor. Buca Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ve Buca İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri, ihbar üzerine harekete geçti. Göksu Mahallesi’nde, faaliyet gösterdiği kaçak kasap dükkanına operasyon düzenledi. Operasyonda, son derece kötü koşullarda piyasaya sürülmeye hazırlanmış; 31 kilo tavuk, 50 kilo tavuk kıyması, 94 kilo hindi eti ve 41 kilo çekilmiş iç yağ olmak üzere toplam 216 kilo kaçak et ele geçirdi.

    Görüntüler mide bulandırdı

    Suriye uyruklu Z.A tarafından ruhsatsız olarak işletilen imalathaneyi inceleyen ekipler ayrıca, insan sağlığı ve gıda güvenirliği açısından tehlike oluşturmanın ötesinde mide bulandıran görüntülerle karşılaştı. Temizlik ve hijyenden eser olmayan işletmede yerlere atılmış bozuk et torbaları tespit edildi. Halk sağlığıyla oynayıp, sağlıksız ortamda işlenerek saklanan ürünlere el koyan ekipler, ruhsatsız olarak işletilen kasap dükkanını da mühürledi. Kilolarca sağlıksız gıda maddesini toplayıp halka ulaşmasını engelleyen zabıta ekipleri, ele geçirdikleri 216 kilo eti büyükşehir belediyesi çöp transfer istasyonunda imha etti.

  • Sağlık düşmanlarına gece yarısı baskın:400 kilogram at eti ele geçirildi

    Adana’da boş arazide at kesimi yapıldığı ihbarı alan zabıta ekipleri baskın düzenlendi. Baskında yaklaşık 400 kilogram kesilmiş at eti ele geçirildi.

    Alınan bilgiye göre, Yüreğir İlçesi Bahçelievler mahallesi boş bir arazide 4 şüphelinin at kestiği ihbarı üzerine Yüreğir Zabıta Daire Başkanlığına bağlı ekipleri çalışma başlattı. Polis ile beraber boş araziye baskın düzenlendi. Ekiplerinin geldiğini fark eden 4 şüpheli kesimde kullandıkları bıçakları bırakarak ara sokaklara kaçtı.

    Kesimde kullanılan bıçaklar incelemeye alındı

    Ekipler, arazide yaptığı incelemede yaklaşık 400 kilogram kesilmiş at eti ele geçirdi. Bulunan bıçakların üzerindeki park izlerinin tespit edilmesi Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü çalışma yaptı.

    Olay yerinde bulunan at etleri, imha edilmek üzere Adana İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi.

    Öte yandan, olay yerinde at etlerini taşımak için kullandığı tespit edilen at ve arabasına el konuldu.