Etiket: Estetiğinde

  • Burun estetiğinde açık ve kapalı rinoplasti yönteminin önemi

    Burun estetiği uygulamalarından en popüleri olan rinoplasti yöntemi açık ve kapalı olarak uygulanabildiğini ifade eden uzmanlar, ancak öncesinde hastaya göre özel planlama yapmanın önemli olduğunu söyledi.

    Açık ve kapalı teknik yöntemiyle yapılabilen rinoplastinin her iki tekniğin de farklı avantajları olduğunu ve uygulamada en önemli seçimin ise cerrahın tecrübesine güvenmek olduğunu ifade eden Özel Esentepe Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Op. Dr. Önder Akdeniz, “Burun estetiğinde daha doğal, daha güzel ve fonksiyonel sonucu alabilmek için her şeyden önce ameliyat öncesinde kişiye özel planlama ile kullanılacak teknik belirlenmelidir. Ameliyatın amacına uygun tekniği seçmek ise başarı için vazgeçilmezdir. Estetik cerrahide konu rinoplasti olunca, uygulanabilecek yöntemler diğer tekniklere göre çok daha çeşitli olabiliyor. Günümüzde burun estetiği doktorları arasında bile, kapalı teknik mi açık teknik mi noktasında fikir birliği yok. Açık teknik rinoplasti, burun alt ucundan yaklaşık yarım santimetrelik küçük bir cilt kesisi ile cilt kaldırılarak, kemik ve kıkırdak iskeletin tamamen ortaya konması ile uygulanmaktadır. Kapalı rinoplasti ise, rinoplasti ameliyatının burun deliklerinin içinden yapılan şeklidir. Kapalı burun estetiği, açık rinoplastiyle birçok ortak nokta ve prensibe sahiptir. Ancak sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda birtakım farklılıklar görülür” dedi.

    Her iki tekniğin de kendine has avantajları olduğunu belirten Op. Dr. Önder Akdeniz, “Açık tekniğin avantajları, kemik ve kıkırdak yapının doğrudan gözlenebilmesi ve daha kesin anatomik tanı konabilmesi, kanama kontrolünün daha iyi yapılabilmesi, kıkırdak yapılara dikişlerle daha iyi ve kontrollü şekil verilebilmesi ve spesifik bir deformite için daha fazla alternatif teknik uygulama şansı vardır. Kapalı rinoplastinin de yadsınamaz avantajları olduğu bir gerçek. Bunları da sıralayacak olursak; kapalı teknikte yara izinin dışarıdan görülmesi mümkün değildir. Bu en önemli avantajı oluşturuyor. İkincisi, kesilen sinir miktarının azalması sebebiyle ameliyat sonrası uyuşukluk hissi burnun genelinde daha azdır ve iyileşme süresi daha kısadır. Yanı sıra iyileşme süreci de rahattır” şeklinde konuştu.

  • Erkekler burun estetiğinde daha titiz

    Günümüzde burun ameliyatının diğer estetik operasyonlara göre talebinin fazla olduğunu belirten Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr. Ümit Hardal, özellikle erkeklerin burun ameliyatı konusunda daha titiz olduğunu söyledi.

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr. Ümit Hardal, “Kadın-erkek her birey, aynaya baktığında daha güzel, alımlı ve çekici bir yüz görmek ister. Eğer burun yapılarıyla ilgili problemleri varsa da simetrik ve yüze uyum sağlayan bir burnun hayali kurarlar. Bu oldukça normal bir durumdur. Ancak burada dikkati çeken asıl detay; burun ameliyatı yaptıran erkek hastaların kadın hastaların oranına çok yaklaştığıdır. Yapılan araştırmalar da erkeklere uygulanan rinoplasti ameliyatlarında yüzde 50’ye varan bir artış olduğunu belirtiyor” dedi.

    Modern ve hızlı yaşamın getirdiği bazı koşullara kişisel beklenti ve tercihler de eklenince erkeklerin fiziki görünümlerine bakış açılarının da değişmeye başladığını kaydeden Op.Dr. Hardal, “Eskiden bakım, estetik ve kozmetik gibi konuların daha çok kadınları kapsadığı düşüncesi hakim iken, günümüz toplumunda bu inanış adeta tarih oldu. Bunun sonucunda erkekler de en az kadınlar kadar estetik ve kozmetik yenilikleri yakından takip eder hale geldi. Öyle ki fiziki görünümlerinde hoşnut olmadıkları bölgeler için tereddütsüz operasyona başvuran erkekler var. Erkek yüzü ve özellikle burnu, anatomisi gereği kadınlara benzemez. Kadınlar daha yumuşak ve kıvrımlı yüz hatlarına sahipken, erkeklerde daha keskin, düz ve sert hatlar hakimdir. Ancak ülkemizin erkeklerine bakıldığında neredeyse büyük çoğunluğunda karakteristik burun yapısı (kanca burun, pinokyo burun, uzun burun, büyük burun vb.) gözlemlenir” diye konuştu.

    Erkeklerin burunlarından memnun olmama sebebinin kişiden kişiye değişkenlik gösterebildiğini belirten Op.Dr. Hardal, “Ancak çoğunlukla iş ve özel hayatlarındaki rekabette bir adım öne geçebileceklerini düşündüklerinden burun ameliyatına sıcak bakarlar. Böylelikle hem mesleki başarılarında hem de duygusal yaşamlarında daha dinamik, sağlıklı ve kendilerinden emin olmak isterler. Tabii sosyal statü, kariyer ve estetik kaygı haricinde nefes alma sorunu, uyku apnesi, horlama, burunda doğuştan ya da sonradan oluşan deformasyonlar (kaza, darbe) gibi sağlık problemleri için de ameliyat olanların sayısı fazladır” ifadelerini kullandı.

    “Erkekler burun ameliyatı konusunda daha titiz”

    Erkek hastaların estetik burun ameliyatına bakış açılarının kadınlarınkinden oldukça farklı olduğunu ifade eden Op.Dr. Hardal, “Hatta erkeklerin burun ameliyatı konusunda kadınlardan daha titiz ve özenli davrandığını bile söyleyebiliriz. Özellikle ameliyat sonrasında feminen bir görüntüye sahip olmak en büyük korkularıdır. Erkeklerin hayal ettiği burun, öncelikle yüzde doğal durması, maskülen yapının kaybolmaması, işlevselliğin korunması ve kendilerine karizmatiklik katacak ufak dokunuşların yapılması yönündedir. Erkek hastalar kadınların aksine burun yapılarının tamamen değişmesini değil, sadece rahatsız oldukları bölgenin düzeltilmesini isterler. Ayrıca operasyon sonrasında yaşanabilecek durumlara karşı da oldukça dikkatlidirler” açıklamalarında bulundu.

    Op.Dr. Hardal, “Cerrahi müdahale öncesi hasta-doktor iletişiminin çok iyi kurulması şarttır. Sonrasında burun yapısı ve yüz anatomisi detaylıca incelenip hastanın talepleri doğrultusunda kendisine en uygun burun şekli planlanmalıdır. Tabi erkeklere uygulanan burun ameliyatında asıl hedef sadece burun şeklinin değiştirilmesi olmamalı, aynı zamanda burnun fonksiyonel işlevlerini de kusursuz yapması sağlanmalıdır. Estetik ve güzel görünen bir burun hem içeriden hem de dışarıdan sağlıklı olmalıdır” şeklinde konuştu.

  • Burun estetiğinde başarı için planlama önemli

    Uzmanlar, başarılı burun ameliyatı için ameliyat öncesi yapılacak fotoğraflama ve planma çalışmalarının önemli olduğuna dikkat çekiyor.

    Burun estetiği operasyonlarında bazen yüzün diğer bölgelerine de müdahale etmenin gerekebileceğini anlatan, Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hasan Fındık, yüzün diğer bölgelerindeki orantısızlıkların, burnu olduğundan daha şekilsiz ya da daha iri gösterebildiğini ve ifadeyi değiştirebildiğini söyledi.

    Op. Dr. Hasan Fındık, burun ameliyatı öncesi yapılacak fotoğraflamada ve planlamada ana problemin burundan kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakıldığını belirtti.

    Bu planlama sonrasında daha güzel bir yüz görüntüsü elde etmek için yüzün diğer bölgelerine bazı müdahaleleri yapmak gerektiğini söyleyen Op. Dr. Hasan Fındık, “Örneğin çenenin daha belirgin yapılması ya da çenenin küçültülmesi, ileri ya da geri alınması, yanak bölgesi çökükse yanakların daha dolgun bir hale getirilmesi ya da tam tersi yanaklar çok çıkıntılı ise yuvarlak yüzü biraz daha çekici duruma getirmek için yüzdeki yağ dokularını almak gibi işlemlere ihtiyaç duyuluyor.

    Alın bölgesi çok ileride olan hastalarda alın kemiğinin törpülenmesi gerekebiliyor ya da alın bölgesine dolgular yapılarak yetersiz alın bölgeleri de çıkıntılı bir duruma getirilebiliyor. Bazı durumlar da ise göz çok çukurda görünüyor. Gözün çok çukurda olması burnu olduğundan heybetli gösteriyor. Bu tür durumlarda da tam kaşın altındaki alın kemiğinin törpülenerek daha belirgin yapılması, gözleri daha dışarıda göstereceği için çekiciliği arttırıp burnun belirginliğini de azaltıyor. Tüm bu işlemlerden sonra, burnun kendisine yönelik oranlamaları yapılıyor” dedi.

    Burun estetiğinde altın oran kuralı önemli

    Hastanın, burun çıkıntısının ön plandaymış gibi göründüğünü dile getiren Op. Dr. Hasan Fındık, “Örneğin çene küçüklüğünden, alın genişliğinden ya da yanakların çok çökük olmasından dolayı burnun kendisini çok ön planda gösterebileceğini, bu nedenle eğer bir operasyon yapılacak ise tüm estetik işlemlerde olduğu gibi altın oranlara yani komşu dokular arasındaki orantılara dikkat etmek gerektiğini belirtiyor. Altın oranlar, insan beyninin güzeli algılama biçimi olarak da ifade ediliyor. Belirli oranlar, kişilere hep daha güzel duygular hissettirir ve bahsedilen altın oranlara sahip kişiler daha çekici bulunuyor” dedi.

    Yüz ile uyumlu burun olmalı

    Burun ameliyatı planlanırken yüz ile oranının dengeli olması gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Hasan Fındık, “Doğal, ameliyat olduğu belli olmayan, yüz şekline uygun burun sonucu elde etmek için burnun kendi oranlarına da bakmak gerekiyor. Örneğin, burnun, iki kaş arasından başlayan bölgenin genişliğiyle burun kanadı denilen burun deliklerinin genişliği arasındaki fark, kıkırdak yapısı, profil görüntüsünde dorsum denilen çıkıntının olup olmadığını, alttan bakışta burun delikleri arasında asimetri olup olmadığı, konuşma ya da gülme durumunda burun ucunun aşağıya ne kadar inip inmediği, bu iki burun deliğinin ortasındaki burun eti tip bölgesi denilen bölgenin yetersiz veya aşırı fazla olması araştırılıyor. Burun estetiği, burun küçültülmesi, burun büyütülmesi, burun kaldırılması, burnun asimetriliğinin giderilmesi şeklinde planlanıyor” dedi.

    Burun küçültme ve büyütme işlemleri

    Burun küçültme ve büyütme işlemleri hakkında da bilgi veren Op. Dr. Hasan Fındık, “Burun küçültülecekse, burun kemiği ve kıkırdakları nefes almaya engel olmayacak derecede inceltiliyor ve güzel bir şekil veriliyor. Burun büyütülecekse burnun içerisindeki kıkırdak ve kemikler kullanılarak buruna bir hacim verilebiliyor. Burun kaldırılacak ise yine kıkırdak destekleriyle ya da kıkırdakların şeklinin değiştirilmesiyle ya da kıkırdaklar arasına dikiş atılarak yapılabiliyor. Örneğin tip bölgesi denilen burun ucunun genişliği, kıkırdakların yönlerinin değiştirilmesi ve kıkırdaklar arası geçişin atılmasıyla daha kibar, daha dar bir burun oluşturuluyor” dedi.

    Büyük burun delikleri küçültülebiliyor

    Op. Dr. Hasan Fındık, burun delikleri çok geniş ve özellikle gülündüğünde daha belirgin olan hastalarda burun kanatları denilen burun deliklerinin yan kısımları daraltılarak normal bir oran oluşturulabildiğini belirtti.

    Burundaki asimetrik ve eğri görünmenin burnun kendisinden değil, burnun oturduğu yüzdeki kemiklerden kaynaklanabileceğini ifade eden Op. Dr. Hasan Fındık “Operasyon sırasında, üst çene damak kısmına da gerekli kıkırdak ve kemik destek yapılarak simetrik bir burun şekli elde edilmeye çalışılıyor. Burun estetiğinde, burnu güzelleştirirken nefes almaya engel olmamaya çalışmak gerekiyor. Operasyon sırasında eğer nefes almayı engelleyecek burun kemiği eğriliği ya da burun eti büyümesi denilen sorun varsa bunlara yönelik hamleler yapılarak hava yolu açılıyor. Tüm bunlar eş zamanlı yapılabiliyor” dedi.

  • Burun estetiğinde tek kriter güzellik olmamalı

    Özel Ümit Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fatih Gören, ’Rinoplasti’ estetik burun ameliyatı hakkında bilgiler verdi.

    Estetik burun ameliyatlarında kendileri için fonksiyonellik, güzellik ve doğallığın önemli olduğunu kaydeden Dr. Gören, hastaların ise ilk önem verdiği şeyin güzel görünmesi olduğunu belirtti. Dr. Gören, “Ama burun fonksiyonel bir organ. Dünyanın en güzel burnuna sahip olsanız, nefes alamıyorsanız sıkıntı. Öncelikle burnun içindeki problemleri değerlendiririz. Kemik mi, et mi, geniz eti mi, sinüzit mi var buna bakarız. Bu problemi nasıl çözeceğimizi hastaya izah ederiz. Daha sonra hastamızın resimlerini çekeriz. O resimler üzerinde tartışır, neler yapabileceğimizi anlatırız” dedi.

    Burun ameliyatlarında tek kriterin güzellik olmadığını ifade eden Dr. Gören, “Bizim için en önemli şey hastanın nefes alma oranında sıkıntı olmayan ve doğal görünümlü güzel bir burun olması. Burnun yüz oranlarına göre güzel olması önemlidir. Doğallık dediğimiz yüz oranları ile uyumlu bir burun. Burnun yüzde çok göze çarpan bir şekilde olmaması lazım. Sizi az tanıyan bir insanın ameliyat olduğunuzu çok fazla anlamaması, sizi tanıyan birinin ise ‘burnuna bir şey mi yaptırdın’ diye sorması bizim için başarıdır” diye konuştu.

    Hastaların burun örnekleri ile gelerek, ‘bu burundan istiyorum’ talebinde bulunduklarını söyleyen Op. Dr. Fatih Gören Gören, “Çok güzel görünümlü, kalkık, ince, dar, kemeri alınmış burunlar isteyebilirsiniz. Ama bu burun nefes alabilecek mi, fonksiyonel olabilecek mi, yüzünüze yakışacak mı? Hastaya bunları izah ediyoruz” dedi.

    “Hastanın genel iyileşmesi 1-2 hafta içinde tamamlanıyor”

    Ameliyat süreci hakkında da bilgi veren Dr. Gören, “Genel anestezi için gereken işlemler yapılıyor, gün veriyoruz. Ameliyat 2-3 saat sürüyor ve genelde bir gece hastanede kalınır. Eskisi gibi tampon sistemleri yok, silikon tamponlar kullanıyoruz. Çıkarırken de hastayı zorlamıyor. Hastanın genel iyileşmesi 1-2 hafta içinde tamamlanıyor. Ama burnun dış iskeletinin iyileşmesi yaklaşık 3-6 ay sürer” şeklinde konuştu.

    “Rinoplasti’de hekim tercihi çık önemli”

    Bazı hastaların yaptırdıkları burun ameliyatından memnun kalmayarak yeniden ameliyat olmak istediklerini söyleyen Op. Dr. Fatih Gören, bu durumda uygulanan yöntemler hakkında ise şunları söyledi:

    “Bazen çok ufak enjeksiyon teknikleri, dolgu teknikleri ile bunu çözebiliriz. Bazen de ufak bir müdahale gerekebilir. Rinoplasti yani 2. burun ameliyatı yaparız. Bu ameliyatlarda çok daha dikkatli olmamız ve burna daha önce yapılan işlemleri çok iyi analiz etmemiz lazım. Burna parça mı koyacağız, parça mı çıkaracağız, parça yoksa kulaktan kaburgadan kıkırdak mı alacağız bunları tek tek anlatırız. Hasta kabul ederse rinoplasti ameliyatını gerçekleştiririz. Bu çok zor bir ameliyat değil ama hem hasta hem hekim için zahmet ve sabır gerektirir. Bu ameliyatta hekimin maharetinin iyi sorgulanması lazım.”

    (MY-MET-Y)

  • Burun estetiğinde abartıya dikkat

    Estetik Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Baran Kul, burun estetiğinde abartıya dikkat edilmesi gerektiği söyledi.

    Klasik burun estetiği ameliyatlarında her iki tarafta burun kemiklerinin kırılarak ameliyat gerçekleştirildiğini belirten Op.Dr.Baran Kul, “Çok sağlam olan bu kemik yapılarının estetik amaçla kırılmasının ağır bir manevra olduğunu düşünmekteyim. Bu kemiklerin porselen kıymetinde olduğunu ve mümkün olduğunca kırılmaması gerekli diye düşünüyorum. Burun sırtındaki kemik çıkıntının ameliyat sırasında alınması ile açık çatı (open roof) denilen deformite gelişmekte. Bu deformitenin üstesinden gelmek, açık çatıyı kapatmak ve burun sırtının estetik çizgilerini daha düzgün hale getirmek için her iki yanda burun kemikleri kırılmaktadır. Öncelikle şunu belirtmek gerekli ki kemik kırma, uzman hekimlerce gerçekleştirildiği için nefesi ve şekli bozmayacak şekilde mümkün olan en iyi şekilde yapılmaktadır. Ancak doğal kemik yapısının kırılması başlı başına büyük bir travmadır, hekiminiz bu işte ne kadar profesyonel olursa olsun burun kemiğinin kırılması sonucu istenmeyen birçok durum gerçekleşebilir (komplikasyon). Kemik kırılması en iyi koşullarda yapılsa bile iyileşme süresi aylar ve hatta yıllarca sürebilmektedir” dedi.

    Burun kemiği kırılarak yapılan ameliyatlarda erken dönemde ciddi kanamalar, ileri derecede ödem, şişlikler, gözaltı morlukları, ağrı ve benzeri şikayetler sıklıkla yaşandığını anlatan Op.Dr. Kul, “İleri dönemde ise kemiklerle ilgili iyileşme problemleri, eğri kaynama, şekil bozukluğu ve aylarca süren iyileşme süreci. Günümüze kadar milyonlarca burun ameliyatında burun kemiği kırma işlemi yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Bilimseldir ve tıbbi olarak son derece geçerlidir” diye konuştu.

    Op. Dr. Baran Kul, “burun kemiği kırılması” konusunda mümkün olduğunca kırılmaması gerektiğini belirterek, “Estetik bir ameliyat yapacaksınız ve bu ameliyat için yüz bölgesinin en sağlam kemiklerinden birini, ister çekiç ister ultrasonik ister diğer teknolojik aletler kullanılsın, kıracaksınız. Bu hem bir hekim hem 2 kez burun ameliyatı geçirmiş bir hasta olarak düşündüğümde ağır bir müdahale olduğunu değerlendiriyorum.

    Bu nedenle; hem kendimi o ameliyat masasında hasta olarak düşündüğümde, hem yakınlarımı hem de hastalarımı, burun kemiği kırılmadan bu ameliyatı geçirebilmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha önce de söylediğim gibi, burun sırtında ki çıkıntıyı (hörgücü) aldıklarında burun kemikleri arasında bir boşluk oluşmakta, bu boşluk hem burun sırtının estetiğini bozmakta hemde kapatılmaması durumunda burun sırtında çukura sebep olmakta. Bu nedenle klasik burun ameliyatlarında her iki burun kemiği kırılarak bu deformite ortadan kaldırılmaya çalışılmakta. Ben de yüzlerce burun ameliyatı vakasında bu işlemi uyguladım. Ben ve diğer bütün meslektaşlarımın, burun estetiği vakalarında en çok odaklandığımız yerde tam burası (lateral osteotomi). Çünkü hata kaldırmaz bir yer. ’Bunu yapmak zorunda mıyız?’ diye uzunca üzerinde çalışarak, kırmadan burun sırtında ki çukuru kapatmayı ve burun sırtı estetiğini tekrar düzenlemeyi yeni bir teknikle (porselen burun estetiği) başarabildim” şeklinde konuştu.

    Porselen burun estetiğinin doku yönetme-yönlendirme sanatı olan plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi ana biliminin dayandığı temel prensipler (flep, greft) üzerinden yürütülen bir cerrahi tasarım olduğunu dile getiren Op.Dr.Baran Kul, “Bunu dokularla dolaşım ilişkisi devam eden bir kemik doku ile sağlamak tabii ki mümkün. İşte bu yöntemi “porselen burun estetiği” olarak tanımladık. Çünkü; porselen kıymetinde olan kemiği kırmak suretiyle oluşan ciddi travmayı ortadan kaldırıyoruz” dedi.

    Op.Dr. Kul, “Porselen burun estetiği ile neyi başarıyoruz?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:

    “Öncelikle burun kemiklerine ayrı bir müdahale yapmadığımız için ameliyat süresini klasik ameliyatlara göre yaklaşık 1 saat kısaltıyoruz. Kemikleri kırmadığımız için ameliyat sonrası oluşan kanamaları, morlukları, ileri derecede şişlikleri ortadan kaldırıyoruz. Bu teknikle kemik travmasını minimale indirdiğimiz için 4-6 saatlik gözlem sonrası hastaları taburcu edebiliyoruz. Kemikler kırılmadığı için klasik burun ameliyatında kullanılan ve 1 hafta-10 gün süreyle kullanılan alçı ve atelleri ortadan kaldırıyoruz.

    2. gün kontrolü sonrası hastayı kolaylıkla günlük yaşantısına uğurluyoruz. Şeklin ortaya çıkması ve şişliklerin inmesi için aylarca beklemeye gerek kalmadan 1-2 hafta içinde tam iyileşmeye yakın sonuç alıyoruz.

    Eskiden düğün, nişan, toplantı gibi organizasyonlara katılma programı olan hastalara en az 6 ay öncesinde burun estetiği ameliyatı olmaları gerektiğini söylüyorduk. Bu teknikle 2 hafta sonraki programına sevinçle giden hastaları görüyoruz.

    Bizler, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi uzmanları 6 yıl tıp fakültesi ve 6 yıl plastik cerrahi eğitimi sırasında her türlü akademik, bilimsel ve hukuki sertifikasyonu tamamlayarak bu ünvanı alıyoruz. Tıpkı diğer çok değerli hocalarımız ve meslektaşlarımızın, kendilerine has uyguladığı yöntemler ve teknikler olduğu gibi, ’porselen burun estetiği’ tekniği de Op. Dr. Baran Kul’un kendi deneyimlerinden hareketle geliştirdiği bir yöntemdir. Ayrı bir sertifikasyon gerekliliği yoktur. Nitekim, meme, karın ve diğer tüm estetik müdahaleler ve hatta tüm diğer cerrahi branşlarda her hekimin tecrübelerinden hareketle geliştirdiği cerrahi teknikler vardır. Biz farklı olarak geliştirdiğimiz bu tekniği ve getirilerini yüksek sesle ifade ediyoruz.”