Etiket: Esen

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletler tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletler tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletler tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur. Bu vahim tablo son dönemde kullanımı yaygınlaşan sosyal medya dili ve plaza dili ile daha da kötüleşmekte. Ne Türkçeye ne de İngilizceye uyan tuhaf bir dil ortaya çıkmıştır; bende anlamıyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülleri töreninde konuştu.

    Geçen yıl yaşanan olağanüstü şartlar sebebi ile ödül töreninin gerçekleştirilemediğini kaydeden Erdoğan, bugün 2019 ve 2020 ödüllerinin birlikte verileceğini belirtti. Kültürün en önemli taşıyıcısının dil olduğunu bildiren Erdoğan, Türkiye’deki kültür meselesinin işin uzmanlarınca dil meselesi dışında tutulmaya çalışıldığını belirtti. Erdoğan, “Hocalarımızın hakkını ne yapsak ne söylesek ödeyemeyiz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bu sanat üstatlarımızın şahsında Türk kültür ve sanatına sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. Sanat eserlerinin önemini hepimiz gayet iyi biliyoruz ancak kültürle ilgili tartışmalarda maalesef o kültürün taşıyıcı olan dili ihmal ediyoruz. Ülkemizdeki kültür meselesi ekseriyetle işin uzmanları tarafından dil meselesinin dışında değerlendiriliyor. Oysa bir milleti maziden atiye taşıyan kültürse o kültürün en önemli unsuru dildir. Kültür dil kalıbında şekillenip dil kabında gelecek kuşaklara aktarılır. Dil olmadan insan, aile , toplum, millet, kültür ve medeniyette olmaz. Bir gün Konfüçyüs’e sorarlar bir memleketi idare etmek için gelseniz ilk işiniz ne olurdu. Filozof soruya şöyle cevap cevap verir; ’İşe dil ile başlar, önce dili düzeltirdim.’ Çünkü dil düzgün olmazsa kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatamazsa yapılması gereken vazifeler iyi yapılmaz. Gereken yapılmazsa; ahlak ve kültür bozulur. Ahlak ve kültür bozulursa adalet yolunu şaşırır. Adalet yanlış yola saparsa halk güçsüzlük ve şaşkınlık içine düşer ne yapacağını işin nereye varacağını bilmez. Hiçbir şey dil kadar önemli değildir” dedi.

    “Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştirmeyen milletlerin tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur” diyen Erdoğan, “Peyami Safa bunu ‘Dilini kaybeden millet her şeyini kaybetmiş demektir’ diyerek ifade ediyor. Bu acı gerçeğe rağmen dil meselesine yeterinde eğilmiyoruz. Caddelerde dolaştığınız zaman dükkanları, marketleri görünce bakıyorsunuz. Bizim dil nerede? Buralarda bizim diller yok. Bambaşka şeyler var. Bunu kaybettiğimiz anda biz kendimizi kaybetmiş oluruz. Türkçenin Sırları adlı eserde çok nefis bir tespit yapılıyor. Diyor ki; Ketebe Yektübü Arap’ındır. Kitap katip benimdir bu kadar basit. İşte biz buna muhtacız. Milli kimliğimizin ve hafızamızın nişanesi olan Türkçeye hak ettiğimi ihtimamı göstermiyoruz. Bunda bir dönem özdeşleştirmecilik adı altında dilimizin çoraklaştırılmasının, sığlaştırılmasının, kısırlaştırılmasının payı bulunuyor. Dilde sadeleşme yolda Türkçemiz tarihimizin en büyük kelime katliamına maruz bırakılmıştır. Asırlar boyunca kullana kullana Türkçeleştirdiğimiz kelimelere getirilen yasaklar. İddia edildiği gibi dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmaya yetmemiştir bilakis, dil cellatlarının elinde, Türkçemiz bizzat Gazi’nin ifadesiyle bir çıkmaza saplanmıştır. Zengin kelime birikimi tasfiyesiyle ortaya çıkan boşluğu bir dönem Fransızca son dönemde İngilizce kökenli kelimeler doldurmuştur. Bugün geldiğimiz noktada gençler bir asır önce vefat eden dedelerinin mezar taşını dahi okuyup anlayamamaktır. Sadece gençlerimiz değil; üniversite mezunu insanlarımız bile 70-80 sene öncesi eserleri okurken zorluk yaşıyor” diye konuştu.

    Çoğu insanın nispeten daha sade eserler bırakan yazarları bile sözlük yardımı olmadan anlayamadığını belirten Erdoğan, “Bu vahim tablo son dönemde kullanımı yaygınlaşan sosyal medya dili ve plaza dili ile daha da kötüleşmekte. Ne Türkçeye ne de İngilizceye uyan tuhaf bir dil ortaya çıkmıştır; bende anlamıyorum. Aynı şekilde kısaltma bahanesiyle uydurulan ve ne olduğu anlaşılmayan harf yığınları sosyal medyayı istila etmiştir. Dilde müstevlilerin adeta mahkumu durumundayız. Elbette başka dillerden kelime almak kusur değil asine bir zenginliktir. Dilin sesi ve cümle yapısını, yani Türkçenin mayasını bozmadığı sürece bundan bir beis yoktur. Halbuki Türkçe filler ve kelimeler yerine yabancı dillerdeki karşılıkları ikame edilmekle kalmıyor, asıl Türkçemizde olmayan zaman ve cümle yapılarıyla dilimizin özü tahrip ediliyor. Bu tuhaf dilin toplumun belli kesimleri arasında saygınlık meselesine dönüşmesi, meselenin başka bir halidir. Merhum Cemil Meriç’ten ilhamla söyleyecek olursak; ‘Bugün dilimiz perişan, mefhumlar kaypak, kelimeler ise köksüzdür” diye konuştu.

    Günümüzde siyasetten sanata beşeri ilişkilerden eğitime kadar pek çok alanda karşılaşılan sıkıntıların temelinde dil meselesi olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bu sorunu çözmeden, dilimize hak ettiği değeri göstermeden diğer konularda mesafe alamayız. Şayet millet olarak bizim bir kültür davamız varsa öncelikle Türkçeden başlamamız gerekiyor. Dilimize sahip çıktığımız sürece, kimliğimize tarihimize sanatımıza tarihimize sahip çıkacağımıza inanıyorum. Türk dilinin konuşulduğu coğrafyalarda yürüteceğimiz çalışmalar için öncelikle kendi dilimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bu bakımdan geleceğimize yapacağımız en büyük yatırımlardan biri bizden öncekilerin hatalarını tekrarlamadan yabancı dillerin istikası karşısında Türkçemizi korumak, zenginleştirmek ve geliştirmek olacaktır. Çünkü; yaşayan bir varlık olan dil, her canlı gibi emek ister, beslenmek, korunmak, geliştirmek ister. Bu konuda siyasetçilerden bilim adamlarımıza, gazetecilerden Üniversite hocalarımıza, ailelerden öğretmenlerimize kadar bir çok kesime önemli görevler düşüyor. Kültür ve sanat insanlarımız başta olmak üzere tüm kalem ve kelam erbaplarımızdan dilimize sahip çıkılmasını bekliyorum. Dil meselesinin siyaset ve ideoloji üstü bir konu olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy, tüm etkinliklerin dünyadaki çağdaş ve gelişen anlayışla paralel olarak yürütülmesini, yurt ve dünya sathında yankı bulmasını amaçladıklarını kaydetti. Ersoy, “Bu hedefe ilerlerken sanatsal ve kültürel faaliyetlerimizin, kadim medeniyetimizin beslediği derin kültürel dokumuzla ve benzersiz milli kimliğimizle uyumlu olması her zaman önceliğimiz olmuştur. Bugün de bizler devlet eliyle, kültür ve sanatı toplumun en geniş kesimine yayma gayretini gösterirken, yerel renklerimizi soldurmadan ulusaldan evrensele taşımaya, özgünlüğümüzle dünyada var olmaya, kimliğimizi daha da tanınır hâle getirmeye çalışıyoruz” dedi.

    Ödüllerin kültür ve sanat dallarında ortaya konulan üstün nitelikli eser ve çalışmalara binaen her yıl sahipleriyle buluşturulduğu ifade eden Ersoy,” Bu sene, içinden geçtiğimiz olağanüstü koşullar nedeniyle 2019 ve 2020 ödüllerini bir arada takdim edeceğiz. Değerlendirme Kurulumuzun yaptığı hassas ve titiz incelemeler neticesinde, Odunpazarı Modern Müze, Antakya Medeniyetler Korosu, Mimsanat Akademisi, Hisart Canlı Tarih Müzesi ile İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne layık bulunmuştur” açıklamasında bulundu.

    Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ödül törenine; Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.

  • İl Milli Eğitim Müdürü Esen: “Okullar yeni eğitim ve öğretim yılına hazır”

    İl Milli Eğitim Müdürü Esen: “Okullar yeni eğitim ve öğretim yılına hazır”

    Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen, okulların yeni eğitim ve öğretim yılına hazır olduğunu söyledi.

    Coşkun Esen, Alaçam ilçesini ziyaret ederek 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı için okulların hazırlıklarını İlçe Milli Eğitim Müdürü Sezai Tural ile birlikte yerinde inceledi.

    Yeni eğitim-öğretim yılında okulların hazırlık durumunu görmek için Alaçam ilçesini ziyaret eden İl Milli Eğitim Müdürü Esen, daha sonra İlçe Milli Eğitim Müdürü Sezai Tural ve şube müdürleri ile birlikte ilçe merkezinde bulunan Anadolu liseleri, ilkokullar ve anaokulunda incelemelerde bulunarak bilgiler aldı. Okulların hazırlıklarını denetleyen İl Milli Eğitim Müdürü Esen, ‘Mesleki Çalışma Programı’ kapsamında, okullarda öğretmenlerle bir araya geldi. Öğretmenlerin taleplerini dinleyen Esen, onlarla bir süre sohbet etti.

    Okulların yeni eğitim ve öğretim yılına hazır olduğunu ifade eden Esen, “Mutlu, huzurlu ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı geçireceğimizi temenni ediyorum” dedi.

    Esen son olarak Sezai Tural’dan hayata geçirilen projeler ve çalışmalar hakkında brifing aldı.

  • Başkan Esen Kılıçdaroğlu’na Konyaaltı’nı anlattı

    Başkan Esen Kılıçdaroğlu’na Konyaaltı’nı anlattı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’in de aralarında bulunduğu Akdeniz Bölgesi’nin CHP’li ilçe belediye başkanlarıyla video konferans toplantısı ile bir araya geldi.

    Toplantıya Antalya, Adana, Adıyaman, Burdur, Gaziantep, Hatay, Isparta, Mersin, Kahramanmaraş, Mersin ve Osmaniye’den 32 ilçe belediye başkanı katıldı. Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen de toplantıya katılarak, korona virüs tedbirlerine yönelik ilçede yaptıkları çalışmaları anlattı.

    Başkan Semih Esen, Konyaaltı’nda 1 milyon maske dağıttıklarını belirterek, Kılıçdaroğlu ve diğer belediye başkanlarına şu bilgileri verdi: “Nüfusumuzun beş katı oranında maske dağıttık. Pazar yerlerimizde gerekli tedbirleri alarak vatandaşlarımızın sosyal mesafe kuralına uygun bir şekilde alışverişlerini yapmaları sağladık. Halkımızın ortak kullandığı alanları sık sık dezenfekte ettik. Sokak hayvanlarımıza bu süreçte sahip çıktık. Vatandaşlarımıza evde kaldıkları süreçte kitap dağıttık. 65 yaş üstü vatandaşlarımızın bütün ihtiyaçlarını karşıladık. Bu süreci Büyükşehir Belediyemiz, diğer belediyelerimiz ve kamu kurumlarımızla koordineli bir şekilde çalışarak yönettik. Normalleşme dönemine ilişkin gerekli tedbir ve çalışmaları yaptık” dedi.

    Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarını başarılı çalışmalarından dolayı tebrik etti. Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarından koronavirüs sürecinde ve yeni normalleşme adımları çerçevesinde yapılan proje ve çalışmalar hakkında bilgi alarak, gelecek süreçte izlenecek yol haritasını değerlendirdi.

  • Emekli Kıdemli Jandarma Başçavuş Esen, memleketinin Kulu ilçesinde defnedildi

    İzmir’de tedavi gördüğü hastanede 78 yaşında hayatını kaybeden emekli Kıdemli Jandarma Başçavuş Mehmet Esen, memleketi Konya’nın Kulu ilçesinde defnedildi.

    Edinilen bilgiye göre, 78 yaşındaki emekli Kıdemli Jandarma Başçavuş Mehmet Esen, İzmir’de bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Memleketi Kulu ilçesine getirilen Esen için Merkez Camii’nde tören düzenlendi. Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Mehmet Esen, Merkez Mezarlığına defnedildi.

    Cenazeye, Mehmet Esen’in ailesi ve yakınları ile Kulu Kaymakamı Ali Edip Budan, Konya İl Jandarma Alay Komutan Yardımcısı Tolga Bektaş, İlçe Jandarma Bölük Komutanlığına Vekaleten bakan Cihanbeyli Garnizon Komutanı Yüzbaşı Yasin Keskin, Belediye Başkan Vekili İsmail Selvi ve vatandaşlar katıldı.

  • Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esen: “Memur-Sen özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisidir”

    Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Memur-Sen’in çatışmacı, çözümsüzlüğe odaklı ve çözümsüzlükten beslenen sendikal anlayışa karşı çözüm odaklı, milletin inancıyla ve dini değerlerle çatışan anlayışlara karşı inanç ve medeniyet değerleri ile uyumlu özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisi olduğunu söyledi.

    Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Denizli ve Şırnak’ta Eğitim-Bir-Sen Şubelerinin 6’ncı Olağan Genel Kurullarına katıldı. Katılımcılara hitap eden Esen, Memur-Sen olarak çeyrek asrı aşan tarihiyl, yeni bir anlayışın, yeni bir paradigmanın sendikal hayattaki karşılığı olduklarını belirterek, “Çatışmacı, çözümsüzlüğe odaklı ve çözümsüzlükten beslenen sendikal anlayışa karşı çözüm odaklı, Milletin inancıyla ve dini değerlerle çatışan anlayışlara karşı inanç ve medeniyet değerlerimizle uyumlu özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisidir” ifadelerini kullandı.

    Esen, Memur-Sen’in tarihinin vesayetle, darbelerle, baskılarla mücadele tarihi olduğunu belirtti. “Gerek Türkiye’de, gerekse de bütün dünyada olan bitenlere gözümüzü kapatmadık, kapatmıyoruz” diyen Esen, “Suriye, Haiti, Bayırbucak, Doğu Türkistan, Filistin ve daha nicesi bizim ilgi alanımızda, destek hattımızda oldular hep. Gerek Eğitim-Bir-Sen ve gerekse de Memur-Sen olarak tecrübe ve birikimlerimizi yeni bir dünya mümkün diyerek bütün dünyayla paylaştık. 5 kıtaya gittik. Yüzlerce ülke sendikasını Türkiye’de konuk ettik. Yetiştirdiğimiz onlarca uzman sendikacı üzerinden kardeşlik ve dayanışma köprüleri kurduk. Uluslararası sempozyumlar, forumlar ve programlarla küresel çapta buluşmalar ve tecrübe paylaşımları gerçekleştirdik” dedi.

    “Sadece sesi değil, sözü de yükselten bir teşkilatız”

    Bugünlere kolay gelinmediğini belirten Esen, hem Eğitim-Bir-Sen, hem de Memur-Sen’in son birkaç yıldır gerçekleştirdiği uluslararası toplantıların içe, dışa ve işe yönelik felsefelerinin bir yansıması olduğunu kaydetti. Esen, şöyle devam etti:

    “ILO sürecini düşünün. 50 yıldan fazla bir süredir devam eden geleneği yıkarak bu yıl Memur-Sen’in ILO temsiliyetini alması basit bir olay değildir. Hamdolsun imtihanı yüzümüzün akıyla verdik. Çünkü biz sadece sesi değil, sözü de yükselten bir emek hareketiyiz. Çünkü biz birbirimizin hukukunu riayet ederek bu toprakların değerleriyle de yoğrulmuş bir sivil toplum hareketiyiz. Bakınız, gerek İLO sürecinde, gerekse kendi gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bugünkü sömürü düzenine karşı öneriler getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Yeter ki birlik olalım, yeter ki birbirimizin hukukunu koruyalım, yeter ki birbirimize emanet olduğumuzu unutmayalım. Başımızı hep dik ve çıtayı hep yukarıda tuttuk. Bu bizim vizyonumuzu ve misyonumuzu gösteriyor.”

    Önemli bir seçim sürecinden geçildiğini ifade eden Esen, bu seçimlerin kazananının daima kamu görevlileri olduğunu vurguladı.

    Seçimleri Denizli’de Feyzullah Özelmiş ve ekibi, Şırnak’ta ise Abdullah Çatı ve ekibi kazandı.