Etiket: Erol

  • İş Adamı Erol Günaydın İzmir’deki Lojistik Sektöründen Umutlu

    İş adamı Erol Günaydın, İzmir’de yapımı devam eden otoyol ve Çandarlı Limanı’nın ardından İzmir’in lojistikte altın çağını yaşayacağını söyledi.

    İstanbul ve İzmir arasında ulaşımın süresini 3 buçuk saate düşürecek dev otoyol projesi, İzmir’de herkesi heyecanlandırdı. Büyük ölçüde tamamlanan projeyi herkes merakla beklerken, İzmir’in önde gelen iş adamları da yeni düşüncelerini hayata geçirmeye başladı. Günaydın Group Yönetim Kurulu Üyesi Erol Günaydın ise İzmir’de yapımı devam eden otoyol ve Çandarlı Limanı’nın ardından İzmir’in lojistikte altın çağını yaşayacağına vurgu yaptı. Bir bölgenin ekonomik gelişimindeki temel unsurunun ulaşılabilirlik olduğunu belirten Günaydın, lojistik alanında kısa süre sonra tamamlanacak yatırımların ardından, kent ekonomisinin de buna paralel güçleneceğini kaydetti. Lojistiğin hızla büyüyen bir sektör olduğunu ve firmaların da artık ikinci kuşak lojistiğe yöneldiğini dile getiren Erol Günaydın, “Türkiye’de lojistik hizmetlere olan talep büyüyor. 2015 yılında Günaydın Grup olarak yüzde 25 oranında büyüdük. Bir önceki yıla göre daha düşük, fakat ekonomik büyümeye oranla iyi bir ivme yakaladık. Lojistik hızlı büyüyen bir sektör. Firmalar artık ikinci kuşak lojistiğe yöneliyor” diye konuştu.

    DEMİR YOLU TAŞIMACILIĞININ ÖNEMİ ARTIYOR

    Şu anda en yaygın olarak kullanılan kara yolları taşımacılığının tek başına yeterli olmadığını, demir yolu taşımacılığının öneminin arttığını belirten Günaydın, taşınan yükün bir kısmının raylı sisteme geçmesinin operasyonel maliyet anlamında avantaj sağlayacağına dikkat çekti. “Demir yolu, kara yolunun alternatifi değildir” diyen Erol Günaydın sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Fakat demir yolu, kara yolunun üzerindeki yükü hafifletebilir. Gelişmiş ülkelerde de ağırlıklı olarak kara yolu kullanılır. Ülkemizde demir yolu taşımacılığının geliştirilmesi ve devlet eliyle desteklenmeye devam etmesi gerekiyor. Türkiye’nin gelişimi açısından demir yolu taşımacılığı bir eşik niteliği taşıyor. Şu anda demir yolunda uygulanan tarifeler doğru da değil, rekabetçi de değil. Demir yolu taşımacılığının Türkiye’nin geleceğinde olmazsa olmaz diye düşünüyorum. Bu nedenle Günaydın Group olarak, Denizli ve Aydın’da yatırımlar gerçekleştirdik. Demir yolu ağı eğer düz bir hat üzerinde ilerliyorsa sıkıntı yok; ancak, coğrafi koşullar nedeniyle yol uzuyorsa bu durum maliyetlere de yansıyor. Demir yolu, hem ekonomik hem de ticareti kolaylaştırması açısından güvenli bir yöntem. Ülkemizin farklı noktalarında da kara terminallerimizi artırmak istiyoruz. Yeni araç kullanmak, hem yükün güvenliği, hem de yakıt ve bakım masrafları açısından ekonomik anlamda verimlilik sağlıyor. Geçen yıl istihdamımızı yüzde 20 oranında artırdık. Bin 200’ü aşkın çalışanımız ve bin 200 özmal aracımız var. 2015 yılında toplamda 10 milyon liralık bir yatırım gerçekleştirdik. Bu yıl da 10 milyon liranın üzerinde bir yatırım hedefliyoruz”

  • CHP Tunceli Milletvekili Erol: “Birbirimiz Anlamalı Ve Acılarımızı Bilmeliyiz”

    Uşak’a gelen CHP Parti Meclisi Üyesi ve Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, terör meselesinin ulusal bir sorun olarak görülmesi gerektiğini belirterek, “Birbirimizi anlamalı ve acılarımızı bilmeliyiz” dedi.

    Uşak İl Başkanlığını ziyaret eden Erol, burada yaptığı açıklamada, şehit ailelerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için gösterdikleri tepkinin doğal karşılanması gerektiğini belirtti.

    “TERÖRE 32 YILDIR ÇÖZÜM BULUNAMADI”

    Doğu ve batıdaki annelerin acısının, duygusunun anlatılabilmesi halinde terör sorununa çözüm üretilebileceğini belirten Erol, “Bu sorun, bir hükümetin, bir siyasi oluşumun, siyasi partinin çözebileceği sorun değil çünkü 32 yıl boyunca bütün siyasi partiler iktidar olmuş 6 cumhurbaşkanı, 10 başbakan, 11 genelkurmay başkanı, 20 hükümet değişmiş ama çözüm bulunamamış” dedi.

    Bölge halkıyla birlikte yaklaşık 40 bin insanın terör sebebiyle kaybedildiğini belirten Erol, “4 milyon insan terör nedeniyle büyük kentlere göç etmiş. Gittikleri kentlerde ne kendi kültürlerini yaşatabilmişler ne de o kentin kültürüne uyum sağlayabilmişler. Bir kültür çatışması yaşamışlar” dedi. Terörle mücadelenin yaklaşık 32 yıllık bir süreç olduğunu ifade eden Erol, “Siyasi hayatta faal olan tüm partiler ya tek başına ya da koalisyon ortağı olarak çeşitli politikalar üretmişler ancak bu sorun devam etmiş. Hükümeti ve parlamentoyu bu konuda uyardım. Şu an Türkiye’de şehir kadroları aktif. Dağ kadroları sonbaharda sığınaklarına çekilir, ilkbaharda sığınaklarından çıkarak eylem yapmaya başlarlar” şeklinde konuştu.

    “TERÖRÜN İNSAN KAYNAĞI SURİYE OLDU”

    Terör örgütünün artık tek bir bölgeyi tehdit etmediğini belirten Erol, “Benim endişem, insan kaynağı sorunlarının kalmaması. Bunu Suriyelilerle giderdiler. Geçmişte de örgüt içinde Suriyeliler vardı ancak sınırlardan rahatça geçemiyorlardı. Sınırların açılmasıyla artık rahatça giriş yapabiliyorlar” dedi. 32 yıllık süreçte, terör sorununa herkesin kendi siyasi bakış açısından yaklaştığı için bir çözüm bulunamadığını ifade eden Erol: “Bu olay Türkiye’nin ulusal bir sorunudur. Parlamento’da Toplumsal Uzlaşma Komisyonu kurulmalıdır. 7 Haziran öncesi terörle mücadele adı altında çeşitli hatalar yapıldı. Rusya uçağının düşürülmesiyle olay uluslararası bir olay haline geldi. Uluslararası istihbarat teşkilatları bölgeye sızdılar ve istedikleri gibi yönlendiriyorlar” ifadesini kullandı.

    “SUR’DA HENDEKLER 72 GÜN ÖNCE KAZILMAYA BAŞLANDI”

    32 yılda 1,5 trilyon doların terörle mücadeleye harcandığını belirten Erol, “Bu rakamı Numan Kurtulmuş açıklamıştır. Çok büyük bir rakam. Bir terör örgütü mensubunun devlete maliyeti 7 – 10 milyon arası ve öldürülen her teröristin ailesinden 3 kişinin kin duygusuyla örgüte katılma eğilimi var. Yine polislerin pek çoğu atanamamış öğretmenlerden oluşuyor. Yeterli eğitimi görmeden bölgede görev alıyorlar. Bu konuda mücadele yetenekleri kısıtlı kalıyor. Şehit oldukları zaman o bölgeye karşı olumsuz bir yargı oluşuyor. Oysaki bu durumdan en çok mağdur olan o bölgenin halkıdır. Hem terör eylemleri hem askeri müdahale arasında kalıyorlar” dedi. Sur’da 72 gün önceden hendeklerin kazılmaya başlandığının bilgisinin geldiğini belirten Erol: “Bu hendekler büyük iş makineleriyle kazılmış. Genel Başkanımız da açıkladı. Bölgeden hendeklerin kazıldığına dair 400’e yakın ihbar gelmiş” dedi. Teröristlerin, kimliklerinin ifşa olmaması ve ailelerinin baskı görmemesi için ölülerini geride bırakmadıklarını ifade eden Erol, “Bu yüzden bu konuda da bilgi kirliliği ve algı yönetimi var” dedi.

    “BİRBİRİMİZ ANLAMALI VE ACILARIMIZI BİLMELİYİZ”

    Erol, modern ve çağdaş devletlerin, vatandaş haklarını ve ülkenin menfaatini koruyabilmesi için ulusal politikalarının olduğunu vurgulayarak, “Bizim de bu meseleye adını ne koyarsanız koyun terör, Kürt meselesi diyin bu sorun Türkiye için ulusal bir meseledir ve biz bunu ulusal bir sorun olarak görmeliyiz, mecliste bu işin çözümüyle ilgili siyaset üretmeliyiz” şeklinde konuştu.

    Parlamentoda kurucu değerler ve ünitel devlet yapısının asla tartışmaya açılmaması gerektiğini vurgulayan Erol, sözlerini şöyle tamamladı: “Onun dışında bu sorunun çözümüyle ilgili tüm siyasi partiler her şeyi konuşabilmeli, tartışabilmeli. Eğer tartışamazsak, konuşamazsak, gündeme getiremezsek bugünleri arayabiliriz. Ben o korku ve kuşkuyu yaşıyorum. Artık Doğu ve Güneydoğu terör bölgesi değil, Türkiye’nin 81 kenti terör bölgesi. Doğu milletvekilleri bu sorunu batıdaki insanlara anlatabilmeli. Batı milletvekillerimiz de doğu illerini gezerek şehit ailelerinin acısını, ızdırabını anlatabilmeli. Eğer bunu yapabilirsek, başarabilirsek biz bu sorunun çözümüyle ilgili CHP olarak bir katkı verebileceğimizin inancı ve düşüncesindeyim. İnsanlar birbirlerinin acılarını bilebilmeli çünkü acının dini, ırkı, mezhebi olmaz. Allah kimsenin evine ateş düşürmesin.

    Toplantıya, CHP Uşak İl Başkanı Ali Karaoba, CHP Uşak Milletvekili Özkan yalım, CHP Merkez İlçe Başkanı Sevinç Yazgan, ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve partililer katıldı.

  • Boğaz Köprüsü’nde Atlayan Erol Çetin Son Yolcuğuna Uğurlandı

    Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar eden Erol Çetin, son yolculuğuna uğurlandı. Çetin’in amcasının oğlu Abdullah Çetin, intihara teşvik ettiği iddia eden iki kadına tepki gösterdi.

    Boğaz Köprüsü’nde dün intihar eden Erol Çetin hayatını kaybetmiş, Çetin’in köprüye çıktığı sırada “trafiği tıkıyorsun hadi atla” dediği önü sürülen iki kadın, “intihara teşvik” suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

    Hayatını kaybeden 4 çocuk babası Erol Çetin bugün Sultanbeyli Bedir Camii’nde öğle namazına müteakip cenaze töreni düzenlendi. Cenazede Çetin’in annesi ve eşi gözyaşı döktü. Cenaze namazı ardından Erol Çetin için helallik alındı. Çetin’in cenazesi Osmangazi Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Çetin’in amcasının oğlu Abdullah Çetin, “Polis ikna ettiği sırada atla ne duruyorsun demiş. Davcıyız, şikayetçiyiz. Duyarlı vatandaş olalım. Başka vatandaşa da böyle bir şey yapmasın” ifadelerini kullandı.

  • SGK Antalya İl Müdürü Erol, Görevinden İstifa Etti

    Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başmüfettişliği görevine atanmasının ardından il müdürlüğü görevine iadesi için açtığı davayı kazanan SGK Antalya İl Müdürü Selim Erol, 6 gün sonra istifa etti. Erol, “Kendi işimi yapacağım, şu an için siyaset düşünmüyorum” dedi.

    Sosyal Güvenlik Kurumu Antalya İl Müdürü Selim Erol, il müdürlüğü görevinden 11 Kasım 2015 tarihinde SGK Başmüfettişliği’ne atanmış ancak eski görevine iadesi için dava açmıştı. Aradan geçen 4 ayın sonunda Erol, 26 Şubat 2016 tarihinde İl Müdürlüğü görevine iade edildi. Göreve iadesinden 6 gün sonra SGK Antalya İl Müdürlüğü’nde basın toplantısı yapan Erol, 21 yıllık görevinden istifa etme kararı aldığını açıkladı.

    Göreve iadesi için açtığı davaya ilişkin bilgiler de veren Erol, “Yüce mahkeme kararında özetle, İl Müdürlüğü görevini yürütmede başarısız ya da yetersiz olduğumu gösteren hukuken geçerli somut bir bilgi ve belge bulunmadığı, görev değişikliğime ait işlemler bakımından İdarece kullanılan takdir hakkının kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun şekilde kullanılmadığı ve hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden yürütmenin durdurulması kararı vermiştir” dedi.

    “KENDİ İSTEĞİM VE İRADEMLE GÖREVİMDEN İSTİFA EDİYORUM”

    21 yıl boyunca onur ve şevkle görev yaptığına dikkat çeken Erol, “21 yıl boyunca büyük bir onur ve şevkle hizmet ettiğim devlet memuriyeti görevimden kendi iradem ve isteğimle istifa ediyorum. Bundan sonraki hayatımda, mesleki bilgi ve tecrübelerim doğrultusunda çalışma hayatıma yine Antalya’da devam etme kararlılığındayım” dedi.

    “ŞU AN İÇİN SİYASETİ DÜŞÜNMÜYORUM”

    Ayrıca Erol, gelecek dönemler içerisinde siyaseti düşünüp düşünmediği konusunda ise “Şu an ailemle birlikte Antalya’da yaşamayı düşünüyoruz. Kendi bilgilerim doğrultusunda kendi işimi yapmaya çalışacağım. Gündemimde şu an için siyaset yok ama zaman uzun karşımıza neler çıkacağı belli olmaz” ifadelerini kaydetti.

  • BÜ’de Erol Güngör Anıldı

    Bartın Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Şehir-İnsan Medeniyet Köprüsü: Örnek Kişilikler” panelinde önemli düşünürlerden Sosyal Psikolog Prof. Dr. Erol Güngör farklı yaklaşımlarla anlatıldı.

    Bartın Üniversitesi ile Bartın Kültür ve Turizm Müdürlüğü iş birliğinde “Şehir-İnsan Medeniyet Köprüsü: Örnek Kişilikler Erol Güngör” paneli gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, şehirleri ve kültürleri oluşturan insan üzerine yapılan düşünce faaliyetlerinin önemine vurgu yaptı. Rektör Kaplan, “İnsan, kültür ve medeniyet bağlamında söylenen her şey çok önemlidir. Ancak, mekân dediğimiz olgu insanın varlığıyla güzellik kazanmaktadır. Bazı insanlar vardır, insan üzerine düşünmüş ve eserler ortaya koymuşlardır. Erol Güngör de bunlardan biri olarak sadece öğrencilerine hocalık yapmamış, aynı zamanda bütün insanların hocası olmuştur. Onun için bu insanlar her zaman anılmaya layık bir hatıra bırakmışlardır” dedi.

    Kültür Turizm İl Müdürü Fuat Dursun ise gerçekleştirilen panelin önemine vurgu yaparak, “Kültür, medeniyet, şehirleşme aslında aynı kavramlardır. Şehirleri biz insanları yormayan, estetik kaygı taşıyan, büyük binaların altında ezilmeyen, geleneksel mimari tarzımızı yansıtan yerler olarak tarif edebiliriz. Şehirlerimizi kültürel yozlaşmadan kurtarmak için düşünce dünyamızda önemli roller üstlenmiş kişileri anmamız gerekmektedir. Bu noktada yapılan bu etkinliklerle kültürümüzü yozlaşmadan kurtarabilmek için Erol Güngör gibi kişileri gençlerimizle buluşturmamız oldukça önemlidir.” diye konuştu.

    EROL GÜNGÖR FARKLI BAKIŞ AÇILARIYLA KONUŞULDU

    Oturum başkanlığını Rektör Kaplan’ın yaptığı panelde, Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Alver “Türk Sosyolojisinde Erol Güngör”, Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın “Bir Düşünür Olarak Erol Güngör” ve İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Görgün ise “Erol Güngör Perspektifinden Kültür ve İlim Meselesi” konularında konuşuldu.

    Panele, Bartın Valisi Seyfettin Azizoğlu, Ulus Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Uzun, il müdürleri, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.