Etiket: Erkeklerin

  • Erkeklerin Bile Zorlandığı İşleri Yapıyor

    Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Yeşiltepe Mahallesi’nde yaşayan 55 yaşındaki Tenzile Yılmazer, erkeklerin bile zorlandığı işleri yaparak görenleri hayrete düşürüyor.

    4 çocuk annesi Tenzile Yılmazer’i elinde motorlu testereyle ağaç keserken görenler, şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Tenzile Yılmazer, sadece motorlu testere ile ağaç kesmekle kalmıyor, köy ürünlerini de satarak ailesinin geçimini sağlıyor.

    25 yıldır motorlu testere ile ağaç kestiğini belirten Yılmazer, “Komşuya gittim, ağaç kesmek için motorlu testere istedim ama bana vermedi. Ben de gittim motorlu testere aldım ve kendi işimizi kendi motorlu testeremizle yapmaya başladık. Yani atasözünde söylendiği gibi ’Kötü komşu insanı mal sahibi yapar’ derler ya aynen öyle oldu. Bir bayan olarak bu işe alıştım. Benim için zor değil. Bir kere geçen sene kazayla ayağımı kestim ama çabuk atlattım” dedi.

    EŞİ GÖRME ENGELLİ

    Görme engelli eşi Fahretin Yılmazer ile yıllar önce onlara yevmiyeye geldiğinde tanıştığını belirten Tenzile Yılmazer, “O zaman eşimin aile durumları çok iyiydi. Ben daha geri gitmedim ve evlendim. Onun görme engelli olması benim için sorun değildi. Bir de çok güzel türkü söylüyordu. Ben yıllardan beri bir kadın olarak eşime destek olmaktan ve ailemin geçini sağlamaktan çok mutluyum” diye konuştu.

  • Örümcek Ağı Kremi Erkeklerin De İlgisini Çekiyor

    Günümüzde dış güzellik kadınlar kadar erkekler için de önem taşıyor. Erkekler de cilt güzellikleri için yaşlanma belirtilerini önlemeye yönelik kremler kullanıyor.

    Geçtiğimiz aylarda uzun süredir formülasyonu üzerinde çalıştığı Örümcek Ağı kremini piyasaya süren Estetik Cerrah Op. Dr. Bülent Cihantimur, ürünün kadınlar kadar erkeklerin de dikkatini çektiğini ve bu duruma hiç şaşırmadıklarını dile getirdi. “Kozmetik ürünlerin genelde kadınlar tarafından kullanıldığı sanılır, oysaki son 5 senedir, erkekler, kadınların çok daha bakımlı hale gelmesinden ötürü, kendilerine dikkat etmeye başladılar” diyen Op. Dr. Cihantimur, Örümcek Ağı kremini satın alanların yüzde 35’ini erkeklerin oluşturduğunu söyledi.

    ANTİAGİNG, NEM VE MULTİVİTAMİN TAKVİYESİ

    Profesyonel iş yaşantısı içerisinde olan erkeklerin bedenlerine ve özellikle yüz bölgesindeki canlılığa dikkat ettiklerini ve yaşlanma belirtileri için önlem almak istediklerini dile getiren Op. Dr. Bülent Cihantimur, “Örümcek Ağı kremi bir aktif kozmetik ürünü. İçeriğindeki ödüllü ajanlar, nem ve multivitamin takviyesi ile günlük kullanımla alınması gereken destekleri cilde pratik bir şekilde sunuyor. Erkekler özellikle sabah tıraştan sonra Örümcek Ağı kremini kullanarak, hem ciltlerine nem veriyorlar, hem de ileriye yönelik bir bakım sağlıyorlar. Bu şekilde iş hayatı içerisinde canlı, enerjik ve tazelenmiş bir yüzle dikkat çektikleri de bir gerçek” ifadesinde bulundu.

    25 YAŞ ÜSTÜ HERKES KULLANABİLİR

    Op. Dr. Cihantimur ayrıca, “Biz gözle göremiyor olsak bile, cildimiz altında kolajen ve form kayıpları 25 yaşından itibaren başlıyor. Örümcek Ağı kremi yeni kolajen üretimini desteklemez ama var olan kolajenin çok daha kaliteli olmasına olanak sağlar. Kadın, erkek herkesin, sabah akşam kullanımla ciltlerine pratik bir uygulama yaparak, bu desteği sağlaması mümkün” dedi.

  • Erkeklerin Korkulu Rüyası Meme Büyümesi

    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mert Demirel, erkeklerin korkulu rüyası olan “meme büyümesi”nin artık kabus olmaktan çıktığını belirterek, “Çünkü bu durumdan muzdarip erkekler, teknolojinin nimetlerini de yanına katan jinekomasti ameliyatları ile artık çok daha kolay bir şekilde meme görüntüsünü düzeltebiliyor” dedi.

    Binlerce erkeğin meme büyütme problemine çözüm getiren Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mert Demirel, “Erkeklerin göğüs kısmının kadınsı bir hal alması kimi zaman genetik, kimi zaman da çevresel faktörlere dayanır. Sebebi her ne olursa olsun, bu erkekler için sıkıntı veren ve sosyal yaşamı etkileyen bir problemdir. Ancak bugün erkeklerin meme büyüklüğü problemini tamamen rafa kaldırabilmek mümkün. Jinekomasti ameliyatlarına birçok avantaj katan ileri teknolojik yöntemlerle; bugün çok daha hızlı iyileşen, çok daha etkin ve başarılı operasyonlara imza atıyoruz” diye konuştu.

    Erkekleri meme büyüklüğü probleminden kurtarmak için jinekomastide uzun zamandır iki tipik yöntem kullanıldığını anlatan Op. Dr. Demirel, “Bunlardan ilki, meme ucu çevresinden ufak bir kesi ile girilerek içerideki fazla dokuyu cerrahi olarak çıkarma prensibine dayalıdır. Birçok hasta bu yöntemin iz bırakacağını düşünse de kesi izi meme ucu çevresine gizleneceği için belli olmaz ve zamanla da görüntüsü silikleşerek belirsizleşir. Diğer yöntem ise liposuction ile memede kümelenmiş yağ dokuyu vakumlayarak, görüntüyü düzleştirmektir. Bu yöntemde ise meme çevresinden çok küçük noktalardan ince kanüllerle giriş yapılır. Bu iki temel yönteme şimdi de üçüncü yeni bir seçenek ekliyoruz. Erkeklerin çok daha hızlı bir iyileşme ile meme bölgesini düzelten işlemin adı ultrasonik liposuction. Hayatımızın her alanını kolaylaştıran teknoloji, estetik cerrahiye de birçok avantaj ve yenilik kattı. Ultrasonik liposuction ile yaptığımız jinekomasti ameliyatları temelde liposuction ile aynı prensibe dayanıyor. Ancak yöntemi çok tercih edilir kılan, yağ vakumlama öncesi cilt altına gönderilen ultrason dalgalarının işleme kattığı efektivite. Bu ses dalgaları cilt altındaki yağ dokuyu seçili olarak parçalıyor ve böylece etraftaki damarsal dokular zarar görmediği için ameliyat sonrası morluk ve ödem minimum düzeye iniyor. Deri altındaki kolajen üretimi uyarıldığı için iyileşme sonrası ciltte daha sıkı ve düz bir görünüm gözleniyor. En önemlisi de masa başı çalışanlar, 2 gün sonra rahatlıkla işine geri dönebiliyor. Ameliyat sonrası 2 hafta boyunca kullanım önerdiğimiz korse ise takım elbise ve gömleklerin altından belli olmadığı için artık jinekomasti ameliyatlarındaki süreç erkeklerin iş yaşamını olumsuz etkilemiyor” diye konuştu.

    JİNEKOMASTİ SONRASI ÖZGÜVEN

    Op. Dr. Mert Demirel, meme büyüklüğü probleminin erkekler için ciddi bir sıkıntı oluşturduğunu ifade ederek, “Sadece tatiller değil, kişinin kadınsı bir memeye sahip olduğu düşüncesi bile onu psikolojik olarak etkileyebilir. Ancak bu durumu düzeltmek yaklaşık 1 saatlik bir operasyon ile mümkün. Jinekomasti ameliyatlarının beraberinde getirdiği etki ise hiç şüphesiz daha mutlu ve özgüveni yüksek bir birey. Birçok erkeğin jinekomasti sonrası yaşadığı bu özgüven artışının, iş ve sosyal yaşamını da pozitif olarak etkilemesi de kaçınılmaz” şeklinde konuştu.

  • Erkeklerin En Büyük Problemi: ’Memede Büyüme’

    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Defne Erkara, erkeklerin en büyük probleminin memede büyüme olduğunu söyledi.

    Op.Dr.Defne Erkara, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “En sık neden ergenlik yaşında kilolu olan gençlerde meme dokusunun fazla gelişmesi ve sonradan kilo verilse de memenin küçülmemesidir. İkinci sıklıkta orta yaş üzeri erkeklerde kilo alımı ve spordan yoksun yaşam tarzı nedeniyle meme dokusunun gelişmesi şekilde rastlıyoruz. Tabi ki tüm bu nedenlerin yanında hormon salınım bozukluğu yapan hastalıklar ve bazı ilaçların yan etkileri nedeniyle de jinecomasti oluşabilir” dedi.

    En sık 20 ile 35 yaş arası erkeklerin bu sıkıntı nedeniyle kendilerine başvurduğunu kaydeden Op.Dr.Defne Erkara, “Pek çok insan için bir kadında meme olmaması ne kadar üzücü ise bir erkekte meme olması da o kadar rahatsız edicidir. Bunu saklamak için yelek giyenler, koyu renk bol tişört koleksiyonu olanlar ve denize girmeyen kişiler ile karşılaştım. Ameliyat başarılı geçtikten sonra ise yüzlerinde gördüğüm rahatlama gerçekten çok sevindirici.

    Jinecomastinin dereceleri vardır. Derecelerine göre ameliyat tekniği seçilir. Ameliyat lokal anestezi altında da yapılabilir. Ama benim tercihim genel anestezi. Meme bezi çoğunluk ile yağdan oluşuyorsa sadece etkin bir liposuction ile güzel sonuçlar elde etmek mümkün. Ameliyata liposuction ile başlıyorum. Liposuction işlemi sonrası meme bezinin belirgin olup olmadığını kontrol ediyorum. Hala belirgin meme bezi varsa o zaman meme başı altından açıklığı yukarı bakan ay şeklinde insizyon ile girerek meme bezini de alıyorum. Bazen çok ciddi kilo veren erkeklerde meme dokusu aynı doğum yapmış kadınların memesi gibi sarkar. Bu durumda liposuction ve meme bezinin alınması yapılsa da oluşan deri bolluğu devam ettiğinden meme varmış gibi görüntü olur. Meme başı da oldukça büyüktür ve aşağı doğru sarkmıştır. Bu durum da tek tercih meme dokusunun derisi ile birlikte alınması ve meme başının da küçük bir yama şeklinde uygun bölgeye konulmasıdır. Tüm yapılan cerrahi girişimler yaklaşık 30-60 dak sürer. Ameliyat sonrası dinlendikten sonra hasta aynı gün taburcu edilebilir. Çoğunlukla dren kullanmıyorum. Bu da hastaya çok konfor sağlıyor. Ameliyat sonrası bir korse giydiriyorum. Bu korsenin 1 ay devamlı kullanılması önemlidir. 1 aydan sonra spor aktivitelerine dönülebilir” diye konuştu.

    Meme dokusu tamamen alınan hastada jinecomastinin tekrarlanmadığını dile getiren Op.Dr.Defne Erkara, “Sadece liposuction yapılan hasta da ise zaten meme dokusu azdır. Aşırı kilo almadığı sürece tekrarlama olmaz. Zaten o bölgenin yağ oranı azaldığından o bölgeden kilo alması da zordur” dedi.

  • Erkeklerin Kabusu, Kıl Dönmesi

    Kıl dönmesi rahatsızlığının 20 ile 35 yaş arasındaki hafif gürbüz, cilt altı dokusu yağlı kişiler ile daha çok oturarak iş yapanlarda görüldüğünü ifade eden Op. Dr. Orçun Oral Şentürk, kıl dönmesinin, enseden ve sırttan düşen kılların kalçanın orta bölgesindeki oluğa (kıl folikülü) girerek bu bölgede yuva oluşturmasıyla meydana geldiğini ve hastalığın daha çok erkeklerde görüldüğünü kaydetti.

    Medilife Çapa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orçun Oral Şentürk, kıllı erkek hastalığı olarak da bilinen kıl dönmesi ve tedavisi konusunda bilgiler verdi.

    Şentürk, “Oturarak iş yapanlar, kalça ortasındaki oluğun temizliğine dikkat etmeli. Özellikle o bölgedeki kıllar lazer epilasyonla ya da tüy dökücü kremlerle temizlenmeli. Her banyodan ve her berberden sonra, o bölgede kıl kalmamasına dikkat edilmeli. Uzun süre oturanlar kesinlikle kaykılarak oturmamalı, bunun yerine dik oturmalı. Spor yapılmalı. Çünkü günlerinin büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirenler hızla kilo alıyor ve cilt altı yağlanıyor. Oturdukça o bölgedeki kılların içeri girme ihtimali biraz daha artıyor. Her ne kadar bu isimle anılsa da “Pilonidal Sinüs” veya “Kist Dermoid Sakral” hastalığı kadınlarda da, az kıllı erkeklerde de görülebilir. Kıl dönmesi hastalığı Türkiye’de sık görülen bir hastalıktır. Özellikle erkeklerde kadınlara oranla erkeklerde 10 kat daha sık görülür. Kuyruk sokumundaki kıl köklerinin cilt altına doğru büyüyüp bu bölgede bir infeksiyon oluşturması durumudur. Yani Kıl ilerlediği yolu şaşırır. Cilt üstüne değil, kıl yuvasının içine doğru uzaması halidir.”

    “SADECE KUYRUK SOKUMUNDA OLMAZ”

    Op. Dr. Orçun Oral Şentürk, “Bu tarz kıl dönmesi kılın olduğu ve kökünden çekildiği vücudun her bölgesinde görülebilir. Bu tür kıl dönmesi daha çok batık veya kıl batması olarak tarif edilir” dedi

    Halk arasında kıl dönmesi olarak bilinen Pilonidal Sinüs hastalığının, ameliyatsız tedavisinin mümkün olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr.Orçun Oral Şentürk, uyguladığı tedavi yönteminin ameliyat kadar başarılı olduğunu belirtti. “İşlem 20 dakika sürüyor ve hasta yürüyerek taburcu oluyor. Buna bağlı olarak da kişinin sosyal ve iş hayatı da olumsuz etkilenmemiş oluyor” diye ekledi.

    Fenol tedavi yönteminin uzun süredir Türkiye’de birkaç üniversitede uygulandığını belirten Op. Dr.Orçun Oral Şentürk, bugüne kadar bu durumdaki yüzlerce hastayı tedavi ettiğini belirterek, “İşlem 20 dakika sürüyor ve hasta yürüyerek taburcu oluyor. Lokal anestezi ile yapılan yöntemde herhangi bir cerrahi tedavi ya da dikiş uygulanmıyor. Kıl dönmesi deliklerinden kılların özel bir aletle temizlendikten sonra odağın içine fenol uygulanıyor. Tedavinin sonrasında herhangi bir ağrı ve sızı olmuyor. Hasta 1 gün sonra işinin başına dönebiliyor. Kıl dönmesine uyguladığımız yöntem doğru hastalarda ameliyatlarda ki kadar başarı sağlayabiliyor” dedi.

    “ERKEN TEŞHİS BAŞARIYI ARTTIRIR”

    Hastalıktaki başarı oranının erken teşhise göre arttığını ifade eden Op. Dr. Orçun Oral Şentürk, Türkiye’de kıl dönmesi rahatsızlığının çok sayıda görüldüğünü, fakat hastalık kuyruk sokumunda oluştuğu için çoğu vatandaşın utancından rahatsızlığını kimseyle paylaşmadığını belirterek vatandaşları, doktora görünmeleri konusunda uyardı.

    “GECİKEN VAKALAR AMELİYATSIZ TEDAVİ ŞANSINI KAYBEDEBİLİR”

    Kuyruk sokumunda ağrı, bu bölgeden iç çamaşırı kirletecek akıntı (sarı, berrak veya kırmızı renkte) olması şikâyetlerine yol açar. Bu tip şikâyetleri olanların vakit geçirmeden muayene olmalarının önemine dikkat çeken Op. Dr. Orçun Oral Şentürk, hastalık derecesi evre 1 ve 2 olan hastalarda başarı sağlayan tedavi yöntemini, evre 3 ve 4’e uygulamadıklarını ve bu hastaları ameliyata yönlendirdiklerini ifade etti.