Etiket: Erkeklerin

  • Dr. Bilkay, erkeklerin saç dökülmesinin nedenlerini açıkladı

    Ege Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ufuk Bilkay, erkeklerde saç dökülmesine yol açan nedenleri açıkladı. Dr. Bilkay, erkeklerin alın ve tepe bölgesindeki saç köklerinin testosteron hormonuna duyarlı olduğunu, bu yüzden dökülmelerin yaşanabildiğini söyledi.

    Saç kaybının genetik, hormonal değişiklikler ve yaşlılık nedeniyle oluşabildiğini belirten Estetik Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Ufuk Bilkay, bu durumun hem kadınlarda hem de erkeklerde fiziksel ve psikolojik sorunlara sebep olabildiğini söyledi. Dr. Bilkay saç kaybının aynı zamanda çeşitli dermatolojik hastalıklar, yanıklar ve kazalara bağlı olarak da meydana gelebileceğini söyledi.

    Erkek tipi kellik

    Erkeklerde genellikle tepe ve alın kısmında saç kökü kaybı nedeniyle saçlarda seyreklik veya belirgin saçsızlık görülürken, ense bölgesinde iki kulak arasında kalan bölgede saç dökülmesi olmadığına dikkat çeken Dr. Bilkay, “Bunun nedeni iki farklı saç kökünün bulunmasıdır. Alın ve tepe bölgesindeki saç kökleri testosteron hormonuna duyarlıdır. Ve bu hormon etkisiyle saç kökleri zarar görmekte, dolayısıyla saçlar dökülmektedir. Ensedeki saç kökleri ise testosteron hormonuna duyarlı değildir. Ve bu sebeple dökülmezler. İşte saç ekimi işlemi; kafanın arka kısmında bulunan hormona duyarlı olmayan saç köklerinin alınarak, alın ve tepe bölgesindeki saçsız alanlara ekilmesidir. Bu şekilde ekilen saç kökleri hormona duyarlı olmadıklarından bir daha dökülmezler” diye konuştu.

    Saç ekim yöntemi

    Günümüzde gerçekleştirilen saç ekimi operasyonları hakkında da bilgi veren Dr. Bilkay, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Estetik ve plastik cerrahideki son yıllardaki en önemli gelişmelerden biride mini ve mikrogreft transplantasyonu ile saç restorasyonudur. Bu teknik ile diğer yöntemlere göre çok daha doğal ve başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu yöntem ensenin üzerindeki bölgeden uzun elips şeklinde bir şaçlı derinin çıkartılarak (FUT) bu deri şeridindeki kıl köklerinin 1 ila üçlü gruplara bölünmesi veya köklerin özel motor yardımıyla tek tek greftler şeklinde alınıp (FUE), restore edilmesi istenen bölgeye teker teker nakledilmesi şeklinde özetlenebilir. FUT yönteminde ense bölgesinde iz kalir iken FUE yönteminde ise iz kalmaz.”

  • Erkeklerin Yeni Gözdesi Lazer Epilasyon

    Özel Ortadoğu Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr.Hayriye Bilge Madak, son zamanlarda lazer epilasyona erkeklerin talebinin arttığını söyledi.

    Vücuttaki istenmeyen tüylerin lazer epilasyonla yok edilmesine yönelik açıklamalar yapan Uzm. Dr. Madak, uygulamanın mutlaka uzman dermatologlar tarafından yapılması gerektiğini vurguladı.

    Muayenede ilk olarak cilt tipine göre kıl yapısının belirlendiğini anlatan Dr. Madak, hormonal bozukluklar ve kullanılan ilaçların sorgulanmasının ardından işleme başlandığını dile getirdi.

    Ortadoğu Hastanesi Kozmetoloji Ünitesi’nde alexandrite, diod lazer ve nd yag lazer sistemlerinin bulunduğunu söyleyen Madak, “Cihaz seçilir ve gerekirse cihaz tipi değiştirilebilir. Lazer epilasyon afife alınacak, ucuz , basit teknololojilerle yapılabilen, dermatolog kontrolü olmadan yapılan bir yöntem değildir. Uygun cihaz seçimi, cilt tipi , kıl tipi, epilasyonun uygulanacağı bölge (en zor bölge yüzdür. Diod lazer en uygun lazerdir. Koltuk altı, genital bölge alt bacak lazer epilasyon açısından en iyi yanıt alınan bölgedir, Alexandrite tercih edilir, daha sonra NDYAG a da geçilebilir), kişinin sağlık durumu (hormonal bozukluğu varsa tedaviye dirençlidir), cinsiyet (kadınlar lazer epilasyon açısından daha avantajlıdır. Erkeklerde başarı şansı daha düşüktür), hatta mevsim bile etkiler” dedi.

    Lazer epilasyon uygulamasının nasıl yapılacağına dair bilgiler de aktaran Hayriye Bilge Madak, “Lazer ışınları bir el aleti ile cilde 8-15 mm lik alana her seferde tek tek atışlarla taranır, test atışı ile başlanır, kişinin duyarlılığına göre doz ayarlanır. Lazer epilasyon işleminde koruyucu gözlük takılmalıdır. Cilde uygulanan ışınlar kılın yapısındaki siyah rengi veren melanin isimli boya maddesi tarafından tutulur.Tutulan ışık enerjisi kılda ısı enerjisine dönüşür. Kıl köküne iletilen ısı , kıl kökünü tahrip eder, ancak çevre dokuda hasar yapmaz. Bu anda hafif bir iğne batmasına benzer bir his duyulur.Kıl kökünde kızarıklık ve kabarıklık gözlenir, bu kılların etkilendiğini gösterir, işlem sırasında soğutma sayesinde cilt korunur, acı ve yan etkiler azalır.Lazer epilasyon ayrıca batık kılların tedavisinde de etkilidir. Son zamanlarda lazer epilasyona erkek hastalardan da talep gittikçe artmaktadır. Özellikle yüz, kulak, ense, sakal çizgisi, boyun, sırt, göğüs bölgelerine yapılmaktadır” şeklinde konuştu.

    Seans aralıklarının yüzde ortalama 1 ay, vücut bölgesinde ise 1-2 ay olduğunu anlatan Uzm. Dr. Madak, seans sayısının ise ortalama 6-10 arası olduğunu kaydetti. Yüz, kol, sırt gibi bölgelerse seans sayısının 6-12 aralığına çıkabileceğini kaydeden Madak, “Vücut kılları anagen, katogen ve telogen olarak adlandırılan 3 gelişim evresinde bulunur. Lazer de daha çok anagen dönemindeki kılları etkilediği için tek seansda tüm kılları yok edemeyiz.Başarı şansı uzman ellerde, bilimsel verilere uygun parametrelerle yapıldığında yaklaşık yüzde 80 kadradır. Dudak üstünde birkaç dakika iken tüm bacak sırt gibi geniş alanlarda 30 dakika – 1 saat sürer” ifadelerini kullandı.

    Cildiye Uzmanı Dr. Madak, emzirenlerde, yüksek dozda A vitamini kullananlarda, enfeksiyon durumlarında, bağ dokusu hastalarına ve kanser tedavisi görenlere uygulama yapılamayacağının altını çizdi.

    Lazer tedavisi öncesi ve sonrası hakkında da uyarılarda bulunan Özel Ortadoğu Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr.Hayriye Bilge Madak, şöyle konuştu:

    “Lazer enerjisi aktif kıllara etkili olduğundan ağda/sir ağda, cımbız, epilatör, cımbızla alma işlemleri 2-4 hafta önce kesilmelidir. Lazer epilasyondan en az 1 ay öncesi bronzlaşma veya solaryumdan kaçınılmalıdır. Diod lazer koyu tenlililere uygulanabilir ancak, tedaviden 6 hafta öncesinde güneşlenmemeli, solaryuma gidilmemeli, uygulamadan 1 gün öncesi kılların alınması uygundur. Alexandrite lazerde tüylerin 3-5 gün önce alınması uygun olur.Tüyler alınmazsa kıllar yanar, hem acı verir hem de lazer enerjisini emer ve kıl köküne gidemez enerji, etkinlik azalır. Peeling yapılmışsa veya peeling ürünü (retinoik asit/glikolik asit) kullanılıyorsa, 15 gün önce kesilmelidir. Uygulama yapılacak bölgeye makyaj yapılmamalı, parfüm sıkılmamalıdır.Ağrı eşiği düşükse işlemden 2 saat önce ağrı kesici alınabilir. Tedaviden hemen sonra günlük yaşama dönebilinir.ilk 24 saat çok sıcak su ile yıkanılmamalı. Güneş koruyucu kullanılmalı, 1-2 hafta güneşlenilmemeli. epile kıllar 3-10 gün içinde uzama ve dökülmeye başlar.Lazer sonrası geçici yan etikler olabilir: bunlar işlem yerinde görülen ve işlemin etkinliğini gösteren ,kabarıklık(birkaç saat sürer) ,kızarıklık ve kabuklanmadır(bir kaç gün), Lazer yanığı deride renk değişikliği şeklinde yan etki de görülebilinir. Uzman ellerde uygun cihazlarla bu risk minimaldir.”

  • Erkeklerin Korkulu Rüyası: Meme Büyümesi

    Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mert Demirel, bir çok erkeğin kabusu olan meme büyüklüğü probleminin çözümü uzun yıllardır Jinekomasti ameliyatları ile mümkün olduğunu ancak artık ultrasonik liposuction tekniği ile Jinekomasti’de yepyeni bir dönem başladığını söyledi. Op. Dr. Mert Demirel, “Artık erkekler bu can sıkıcı probleme çok daha zahmetsizce veda ederek, özgürlüklerine kavuşabiliyor” dedi.

    Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mert Demirel, erkeklerde görülen meme büyümesi problemi, hiç de azımsanmayacak bir oranda karşılarına çıktığını anlatarak, “Buna kimi zaman genetik faktörler, kimi zaman hormon ilaçları neden olurken, sporsuz bir yaşam ve kötü beslenme de bu bölgedeki yağların kümelenmesini tetikleyici bir unsur olarak sayılabilir. Birçok erkek bunu dile getirmese de, meme büyüklüğü problemi kişide bir özgüven sorununa neden olur. Özelliklerde tatillerde ya da özel yaşantısında kişiye oldukça sıkıntı verebilir. Bu sıkıntı kişiyi psikolojik ve sosyal açıdan da etkiler. Erkeklerde görülen meme büyümesinin çözümü, bugün kullandığımız ileri cerrahi yöntemlerle artık çok daha kolay ve güvenli bir şekilde uygulanıyor” diye konuştu.

    Jinekomasti ameliyatlarında kullanılan iki ana yöntem bulunduğunu anlatan Op. Dr. Mert Demirel, “İlkinde fazla doku meme başından girilerek kesi ile çıkartılır. Bu yöntemde iz konusu çoğu zaman kafaları karıştırsa da, iz meme ucu çevresinde olacağı için dışarıdan fark edilmeyecek kadar belirsiz şekilde iyileşme gösterecektir. Diğer yöntem ise, gerekli yerden ince kanüllerle giriş yapılarak içerdeki yağ dokusunun liposuction yöntemi ile çekilmesi prensibine dayanır. Kanüllerin giriş yerlerinde iyileşme döneminin ardından hemen hemen hiç iz olmaz. Şimdi bu temel yöntem, ultrasonik liposuction ile tarihe karışmak üzere. Çünkü ultrasonik liposuction ile yapılan Jinekomasti ameliyatlarında hasta çok daha hafif ve kısa bir iyileşme döneminin ardından sosyal yaşamına hızlı geri dönüş yapabiliyor. Klasik liposuction yönteminde kanüllerle yağı çekme işlemi cerrahın bilek gücüne dayanmaktaydı. Cerrah ameliyat sırasında ileri geri hareketlerle deri altındaki yağı vakum ile çekerek vücut dışına alır. Ancak Ultrasonik Liposuction yönteminde deri üstünden bir ultrason dalgası ile içerdeki yağ doku sıvılaştırılıyor. Sıvılaşan yağ kanüllerle çok daha kolay alındığı için bu hastaya daha az morluk, ödem ve doku hasarı oluşturuyor. İyileşme dönemi kısalıyor ve işlem kolaylaşıyor. Ayrıca ultrasonik lipo ile içerdeki yağ hücreleri yakıldığı için, hasta kilo alsa bile yağların yeniden bu bölgede toplaşması çok daha zor hale geliyor” dedi.

  • Meme Büyümesi Erkeklerin Psikolojisini Bozuyor

    Yaklaşan yaz mevsiminde deniz, güneş, kum üçgeni düşüncesi hemen herkeste heyecan uyandırırken, meme büyümesi (jinekomasti) olan pek çok erkek için bu dönem kâbusa dönüşüyor.

    Erkeklerin yüzde 60‘ında görülen jinekomastinin bir rahatsızlık olduğunu, fakat pek konuşulmadığını belirten Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mesut Özcan, bu durumun özellikle genç erkekleri çok rahatsız ettiğini kaydetti. Özcan, “Erkekte meme büyümesinin cerrahi dışında tedavi şansı yoktur. Jinekomasti genellikle estetik ve plastik cerrahlar tarafından ameliyat edilir ve öyle de olmalıdır. Genel anestezi altında gerçekleştirdiğimiz bu ameliyatta fazla olan yağ ve meme dokusu alınır. Ancak bazı ileri vakalarda daha iyi bir görünüm sağlamak için bir miktar cildin de çıkarılması gerekebilir” diye konuştu.

    Erkekte meme büyümesinin halk arasında sık konuşulmayan, ancak yaygın bir durum olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mesut Özcan, ergenlik döneminde 12-18 yaş grubunda görülen jinekomastinin nadiren gerilediği veya ortadan kalktığı durumlar olsa da, genellikle o büyümüş halinin devam ettiğini kaydetti. Özcan, “Jinekomasti ameliyatı tecrübeli bir estetik ve plastik cerrahi uzmanı tarafından yapıldığında komplikasyonlar sık görülmez ve görülse de bunlar genellikle önemsiz minör komplikasyonlardır. Jinekomasti operasyonu, görünümü düzelterek kişinin kendine olan güveninin artmasını sağlar. Ameliyat sonucu kalıcıdır ve eğer beklentileriniz gerçekçi ise yeni görünümünüz sizi oldukça memnun edecektir” dedi.

  • “Araç Tipleri, Erkeklerin Giyim Tarzlarına Yön Veriyor”

    Erkek giyim markası JFC Store’un Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır, araç tiplerinin erkeklerin giyim tarzlarına yön verdiğini belirtti.

    Erkek giyim markası JFC Store’un Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır, araba tiplerine göre giyim tarzı oluşturmanın önemine dikkat çekerek, “Erkekler son dönemlerde şıklıktan ziyade rahatlığa da önem veriyor. Bu giyim tarzları çalışma saatlerinde de geçerli oluyor. İşe giden ya da toplantılara katılan erkekler, kullandıkları araçlara göre giyim tarzı oluşturmaya başladı.” dedi.

    Suv tipi araç kullanan erkeklerin öncelikli olarak ceket giymeye özen gösterdiklerini söyleyen Çakır, “Son dönemlerde artan ceket trendi adeta erkeklerin kurtarıcısı oldu. Gömlek giymekten sıkılan baylar tek renk tişört üzerine giyinilen ceketle şıklığı yakalayabiliyor. Araç kullanırken de tarzından ödün vermemiş oluyor. Sedan tipi araç kullanan erkeklerde ceket giyme oranının fazla olduğunu görüyoruz. Bazen gömlek bazen tişört tercih edilebiliyor ancak kesinlikle ceket kullanmaya dikkat ediliyor” şeklinde konuştu.

    “SEDAN TİPİ ARAÇ KULLANANLAR TAKIM ELBİSEDE KOYU RENKLER TERCİH EDİYOR”

    Sedan tipi(Uzun kasa) araç kullanan erkeklerin takım elbiselerinde ağırlıklı olarak koyu renkler tercih ettiğini belirten Çakır, “Sedan araç tiplerinde erkekler genelde siyah ya da lacivert gibi koyu renkleri tercih ediyor. Kravat kullanımında ise renkler canlılaşabiliyor” dedi.

    “SPOR ARABADA GİYİM TARZI DA SPOR OLUYOR”

    JFC Store Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır, spor arabalarda erkeklerin spor giyindiklerinin altını çizerek “Spor arabalar çoğunlukla genç kesime hitap ettiğinden dolayı giyim tarzları da bu doğrultuda spora yönleniyor. Açık renklerin hakim olduğu giyim tarzlarında tercihen kot üzerine tek kazak, tişört ya da sweatshirtle (uzun kollu) kombinleniyor” diye konuştu.