Etiket: Erkeklerde

  • Kıl Dönmesi Erkeklerde Daha Çok Görülüyor

    Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Kadir Uskuay, kıl dönmesi hastalığının Türkiye’de sık görülen bir hastalık olduğunu ifade ederek, “Özellikle erkeklerde kadınlara oranla daha çok görülüyor” dedi.

    Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Kadir Uskuay, kıl dönmesi ve tedavisi konusunda yaptığı açıklamada, “Kıl dönmesi (Pilonidal sinüs) Pilonidal sinüs kuyruk sokumunda deri altında oluşan, genellikle içi kıl dolu iltihabi bir hastalıktır. Derinde bulunan infeksiyon yerinden deri yüzeyine sinüs denen kanallar uzanır. Pilonidal kıl yuvası demektir ve pilonidal sinüs genelde vücudu çok kıllı insanlarda görülür. Bazı doktorlar bunun deri içine doğru büyüyen kıllardan oluştuğuna inansa da bu henüz kanıtlanmamıştır. Kalça oluğu derin kişilerde sık görülür” diye konuştu.

    Kıl dönmesi rahatsızlığının hemen herkeste meydana gelebildiğini ancak 16-30 yaş arasındakileri etkilediğini anlatan Op.Dr. Kadir Uskuay, “Genellikle çok oturan, özellikle de kaykılarak oturan kişilerde sık görülür. Şişman olmak ve vücut kıllarının kalın/sert olması hastalığa yatkınlık sağlar. Erkeklerde daha sık görülmekte olup kadınların 10 katıdır. Bazı durumlarda antibiyotik ve melhemlerle tedavi edilebilir. Daha ciddi durumlarda ameliyat gereklidir. Ameliyatta sinüsün içi boşaltılır (drenaj yapılır) veya kesip çıkartılır. Drenaj tercih edilen tedavi yöntemidir ama boşaltılmış bir sinüs tekrar iltihaplanabilir. Nüksetme olasılığını tamamen ortadan kaldırmak için sinüsün alınması gerekir” dedi.

    Kuyruk sokumunda kaşıntı ve akıntı, çamaşırların lekelenmesi veya kuyruk sokumunda ağrılı veya ağrısız sert şişlikler şeklinde hastalığın ortaya çıktığını ifade eden Op.Dr. Kadir Uskuay, “Bazen herhangi bir muayene sırasında kuyruk sokumunda tesadüfen farkedilen akıntısız veya çok az akıntılı milimetrik delikleri olan şişlik-sertlik şeklinde olur. Bazen de aniden yükselen ateşle seyreden, üzerine oturulamayan, el dahi değdirtmeyen, yürütmeyen, çok ağrılı, büyük abse şeklinde ortaya çıkabilir. Enfeksiyon şiddetli olursa ateş, halsizlik ve bulantıya da yol açabilir” dedi.

    Genellikle ameliyatsız tedavilerin sonuç vermediğini vurgulayan Op.Dr. Kadir Uskuay, daha sonra şunları kaydetti; “Kalıcı tedavi için hastalıklı kitlenin mutlaka tamamen çıkarılması gerekir. Ameliyat sonrası en büyük problem nükstür. Yüzde 10-20 nüks edebilir. En etkin ameliyat Limberg flep kaydırma denilen çıkartılan dokunun yerine yandaki sağlam bölgeden doku kaydırılarak yara yerinin kapatılmasıdır. 1000’den fazla yaptığım ameliyat tecrübelerime göre en konforlu, en hızlı iyileşen, günlük yaşama en erken dönülen (istirahat süresi en kısa) ve en az nüks eden ameliyat şeklidir.”

  • Yıldız Erkeklerde Hentbolun Şampiyonu Mehmet Temel Ortaokulu Oldu

    kilis’te okullararası Yıldız Erkekler Hentbol müsabakalarında birinciliği Mehmet Temel ortaokulu elde etti.

    Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte organize edilen 2015-2016 Eğitim ve Öğretim yılı yıldız erkeklerde birinciliği Mehmet Temel Ortaokulu aldı. 7 Aralık Üniversitesi Spor Salonunda oynanan maçların ardından sona erdi. Müsabakalar sonucunda yıldız erkeklerde birinciliği Mehmet Temel Ortaokulu, ikinciliği Tahsin Panoğlu Ortaokulu,üçüncülüğü ise Atatürk Ortaokulu aldı.

  • Erkeklerde Yüzyılın Problemi İktidarsızlık

    Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, 40-70 yaş arası erkeklerin yarısında iktidarsızlık sorununun görülmekte olduğunu belirtti.

    İktidarsızlığın erkeklikleri en çok korkutan cinsel problem olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “40 yaşından sonra sertleşme problemi daha sık görülür. 40-70 yaş arası erkeklerin yarısında iktidarsızlık sorunu görülmektedir. 40 yaş öncesi iktidarsızlık problemlerinin neredeyse tamamı psikolojiktir. 40 yaşından sonra fiziksel problemlerde iktidarsızlığa sebep olur. İktidarsızlığın yüzde 40’ı sadece fiziksel hastalıklara bağlı, yüzde 20’si sadece psikolojik, yüzde 40’ı ise hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara bağlı oluşmaktadır. Fiziksel hastalılardan tansiyon sorunları, şeker hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, felçler, aşırı alkol tüketimi, aşırı sigara tüketimi ve bazı ilaçlar iktidarsızlık sorununa neden olabilmektedir” diye konuştu.

    İktidarsızlık sorunu yaşayan erkeklerin öncelikle üroloji doktoruna başvurmalarını öneren Üney, şöyle konuştu:

    “Eğer fiziksel bir hastalık yok ise durum psikolojik olarak değerlendirilmelidir. Psikolojik olması çabucak geçeceği anlamında değildir. Psikolojik kökenli iktidarsızlık durumunda kişi, cinsel terapi konusunda deneyimli bir psikiyatrist ya da deneyimli bir psikoloğa başvurmalıdır. Psikolojik nedenlerin arasında en sık görüleni endişe bozukluklarıdır. Bunun dışında stresli yaşam, alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı, eşle problemler, eşini beğenmeme, kişinin eşi dışında başka ilişkilerinin olması, yoğun çalışma temposu, eşin hamileliği, eşin emzirmesi, eşin fazla baskıcı tutumu da önemli nedenler arasındadır. Cinsel terapide öncelikle kişiye cinsellikle ilgili bilgi verilir. Tedavi genelde 8-12 seans sürer ve ilaç kullanılmaz. Çift olarak tedaviye gelinmesi tedavinin başarısını yükseltir. Cinsel terapide yaş sınırı yoktur.”

  • Meme Kanseri Erkeklerde Daha Hızlı İlerliyor

    Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İsmail Özsan, kadınlarda görülen meme kanserinin, erkeklerde daha agresif ve hızlı ilerlediğini söyledi.

    İzmir Üniversitesi Hastanesi doktorlarından Yrd. Doç. Dr. İsmail Özsan, kanserin çoğu zaman ileri evrelerde fark edildiğini belirterek, erkeklerin de kadınlar gibi ayda bir kez elle meme kontrolü yapmasını önerdi. Meme kanserinin kadınlara özgü bir hastalık olduğunun düşünüldüğünü; ancak tüm meme kanserlerinin yaklaşık yüzde birinin erkeklerde de görüldüğünü anlatan Özsan, “Hastalığın farkına geç varıldığı için tanı kadınlara göre daha geç konur. Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç.Dr. İsmail Özsan , kanserin en yaygın görülen belirtisinin meme dokusunda kitle olduğunu kaydederek, “Erkeklerde az da olsa bir meme dokusu vardır. Bu meme dokusu kadınlarda olduğu gibi meme hastalıklarına açıktır. Erkeklerde meme kanseri yüzde 1 oranında görülür. Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de memede kitle, meme başında akıntı, meme başı çatlaklıkları, şekil bozuklukları ve elle anlaşılabilen kitleler olarak belirti verir. Meme dokusu az olduğu için tanısı kolaydır. Ancak hızlı yayılır. Genelde ileri evrede anlaşılır. Erkeklerde kadınlara göre daha agresiftir. Meme kanseri erkeklerde daha ölümcül olabiliyor” dedi.

    Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İsmail Özsan, “Erkeklerde 40 yaşın üstü risk faktörünü arttırmaktadır. Elle muayene erkekler açısından çok önemli. Sadece kadınların yapması gerektiği düşünülüyor ancak erkekler elle meme kontrolünü bilmeli ve uygulamalı. Erkekler ayda bir kez ayna karşısında tıraş sonrası meme kontrolünü yapmalıdır. Kadınların yaptığı gibi hissedilebilen bir kitle olup olmadığına bakmalılar. Her kitle olumsuz değildir ancak bunun ayrımını hekimler yapmalı” diye konuştu.

    MEME KANSERİ ERKEKLERDE DAHA HIZLI İLERLİYOR

    Yrd. Doç. Dr. İsmail Özsan, meme kanserinin erkeklerde daha hızlı ilerlediğini ifade ederek, “Erkeklerde meme koruyucu ameliyat yapamıyoruz; çünkü meme kütlesi yok. Tedavi nedeniyle bütün meme dokusu çıkarılıyor. Kol altındaki lenf bezleri ve yağ dokusu temizleniyor. Bazı durumlarda meme altında bulunan kasların alınması gerekebiliyor. Meme altında doku olmaması nedeniyle hastalık hızla ilerliyor. Sigara içen erkekler risk grubunda yer alıyor. Ailede erkek meme kanseri öyküsü olan kişilerde risk artıyor. Erkeklerde meme büyümesi meme kanseri sanılabiliyor. Ancak bu hastalık kanser değildir. Kullanılan ilaçlar, genetik yapı ve testis tümörleri erkekte meme büyümesine neden olabilir. Şüpheli bir durumda bir hekime başvurulmalı” diye konuştu.

  • Erkeklerde İnce SES Depresyona Sokuyor

    Erkeklerde ergenlik döneminde başlayan ve ses incelmesine neden olan mutasyonel falsetto hastalığı, depresyona, içe kapanmaya ve hatta cinsel kimlik bunalımına kadar uzanan sorunları beraberinde getiriyor.

    İzmir Üniversitesi Hastanesi Vokoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İsmail İlter Denizoğlu, mutasyonel falsetto hastalığının erkek çocuklarda ergenlik çağı döneminde başladığını belirtti. Hastalık hakkında bilgi veren Denizoğlu, “Bu hastalık ses oluşumunu sağlayan kasların uygunsuz kullanımıyla ortaya çıkıyor. Erkek çocuğun ergenlik çağına girmesinin ardından kız sesi gibi sesi çıkmaya başlıyor. Fakat uzun süre devam ettiği takdirde davranış haline geliyor ve kişinin istemsiz olarak ince bir sesle hayatını sürdürmesine neden oluyor. Toplum tarafından adeta özür gibi görülüyor” diye konuştu.

    SOSYAL HAYATI BİTİRİYOR

    Sesin, bireyin karakteristik özelliğinin yüzde 80’ini yansıttığını ifade eden Denizoğlu, “Toplum ince sesli erkeklerle alay ediyor. 13-15 yaş aralığındaki erkekler okul arkadaşlarının acımasız şakalarına maruz kalabiliyor. Sesin ince olması kişinin içine kapanmasına ya da çevresine agresif ve saldırgan tavırlar göstermesine neden oluyor. Bu hastalığın psikolojik etkileri, tedavi edilmediği takdirde daha da büyüyor. Mesleki kariyerde düşüklük başlıyor. İnce ses yüzünden erkekler cinsel kimliklerini sorgulama noktasına gelebiliyor. Tıpta böyle bir hasatlık yok ki, bu kadar ağır ve psikolojik sonuçları ile basit tedavisi olsun” dedi.

    AİLELERE ÇAĞRI

    Denizoğlu, şöyle devam etti:

    “Çocuk, ergenlik döneminde değişikliği anlayamaz. Bu nedenle aileler dikkatli olmalı. Çocuk ergenlik çağına girdiyse ve sesi incelmiş, tiz bir hal almışsa aile zaman kaybetmemeli. Çok basit bir yöntemle bu sorunu ortadan kaldırmamız mümkün. Cerrahi işlem yapmadan ses terapisiyle başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz. Kişiye özel tekniklerle sorunu birkaç seansta çözüyoruz. Cerrahi operasyonu ise çok özellikli durumlarda kullanılıyor. İnce sesi yüzünden hayatta başarısız olan kişiler, iyileştikten sonra yepyeni bir sayfa açıyor. Bize çok olumlu geri dönüşler oluyor. Normal ses tonuna kavuştuktan sonra evlenen, mesleğinde yönetici konuma gelen birçok hastamız var.”