Etiket: Erdoğan

  • Erdoğan: “VAR sistemi varsa niye kontrol edilmiyor?”

    Erdoğan: “VAR sistemi varsa niye kontrol edilmiyor?”

    Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan maçta geriye düştüklerini ancak çabuk cevap vererek öne geçmelerine rağmen duran toptan gol yediklerini söyledi.

    Süper Lig’in 18. hafta maçında sahasında karşılaştığı Beşiktaş ile 2-2 berabere kalan A. Hatayspor’da Teknik Direktör Ömer Erdoğan, mücadele sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Erdoğan, duran topta sıkıntı yaşayacağımızı bildiklerini ve buna çalışmalarına rağmen kalelerinde gol gördüklerini belirterek, “Beklediğimiz gibi bir oyun oldu. Analizlerimiz de öndeki baskılarda Beşiktaş’ın sıkıntı yaşadığını gördük. Bunda da başarılı olduk. Aboubakar’ın uzaktan golü ile geriye düştük ama çabuk cevap verdik. Sonra bir duran topta gol yedik. Duran topta sıkıntı yaşayacağımızı biliyorduk, engellemek için çalışmasını da yaptık çünkü bugün boy ortalamamız kısaydı. Çalışmamıza rağmen bir anlık hatadan yedik. 3-2’yi bulmak için pozisyonlarda yakaladık” dedi.

    VAR sisteminin neden devreye girmediğini merak ettiğini belirten Erdoğan, “Teknik direktörlüğe başladığım günden beri hakemlerle ilgili açıklamama yapmama kararı aldım. Hakemin görmemesi normal ama VAR sistemi varsa Akintole’nin attığı golde benim gördüğüm kadarı ile top rakipten geliyor, gol olması lazım. Çabuk karar verdi. Daha önceki farklı maçlar da VAR’a gidilen pozisyonlar da yaklaşık 3-4 dakika sürüyor ama bizim pozisyonumuzda devam edildi. Biraz daha topu rakibe verip, kontratakla pozisyon bulmaya çalıştık. Takım savunmasını iyi yaptık, pozisyonlarda bulduk. Kamara’ya yapılan net bir penaltı yapıldı. VAR sistemi varsa, kontrol edilmiyorsa, niye başka maçlarda kontrol ediliyor?” dedi.

    Erdoğan, üç günde bir maç yaptıklarını ve artık bir haftalık aranın olduğunu, hem oyunsal, hem de fiziksel anlamda kendilerini geliştirdiklerini söyledi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan video konferans yöntemi ile Diyarbakır’daki açılışa katıldı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan video konferans yöntemi ile Diyarbakır’daki açılışa katıldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferans yöntemi katıldığı Devegeçidi Köprüsü ve bağlantı yolları açılışında yaptığı konuşmada, “Rutin bir atamayı üniversitelerimizi karıştırmak için fırsata çevirenleri hep birlikte takip ediyoruz. Terör örgütü ile iltisaklı kişilerin en ön safta aldığı bu eylemlerin demokrasiyle, hak arayışıyla, fikir ve ifade özgürlüğüyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Biz bu filmi 18 yıldır 100’lerce defa seyrettik” dedi.

    Diyarbakır’da Devegeçidi Köprüsü ve bağlantı yolları açılışı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferans yöntemi ile katıldığı açılışa, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mehdi Eker, Ebubekir Bal, Oya Eronat, Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Erdem, kamu kurum müdürleri, partililer ve çok sayıda davetli katıldı.

    Video konferans yöntemi ile katıldığı açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır-Ergani-Elazığ yolu üzerindeki Devegeçidi Köprüsü ve bağlantı yollarının Türkiye’ye hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu köprü ve bağlantı yolları sayesinde Diyarbakır ve Elazığ başta olmak üzere bölgemizdeki tüm şehirlerarası ulaşım daha kolay, konforlu ve hızlı hale gelecektir. Özellikle Eğil kavşağındaki trafiği kesintisiz ve güvenli hale getiren bu projeyle vakit ve akaryakıttan önemli bir tasarruf sağlanacak. Son haftalarda Kömürhan Köprüsünden Gölbaşı geçişine, Ankara-Niğde otoyolundan Kuzey Marmara otoyolunun çeşitli kesimlerine kadar pek çok ulaşım yatırımını hizmete açtık” dedi.

    “Ülkemizi hedeflerine ulaştıracak zemini inşa ediyoruz”

    Dün uzaya fırlatılan uydudan milli helikopter motoruna kadar pek çok kritik projeyi bu dönemde neticelendirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu projelerle Türkiye’nin kalkınma altyapısını sürekli geliştiriyor, ülkemizi hedeflerine ulaştıracak zemini inşa ediyoruz. Sağlık hizmetlerinden destek programlarına kadar her konuda herkesin örnek aldığı çalışmalar yürütüyoruz. Dünyanın korona virüs salgınından siyasi ve sosyal kaoslara kadar peç çok sorunla boğuştuğu bir dönemde hamdolsun Türkiye kendi kalkınma gündeminden taviz vermeden yolunda ilerliyor. Elbette bu fotoğraftan rahatsız olanlar çıkıyor. Nitekim rutin bir atamayı üniversitelerimizi karıştırmak için fırsata çevirenleri hep birlikte takip ediyoruz. Terör örgütü ile iltisaklı kişilerin en ön safta aldığı bu eylemlerin demokrasiyle, hak arayışıyla, fikir ve ifade özgürlüğüyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Biz bu filmi 18 yıldır 100’lerce defa seyrettik. Biz bu kirli senaryonun aktörlerini vesayetin dayatmalarına payandalık yaparken gördük. Cumhuriyet mitinglerinde darbe çağrısı yaparken gördük. Hepimizin yüreğini dağlayan cinayetleri istismar ederken gördük. Gezi olaylarında esnafın malını mülkünü yağmalarken gördük. Valide Sultan Camii’ni işgal ederken orada bira kutularıyla beraber nasıl bir işgalci hareket yaptıklarını da gördük. Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisine özellikle kalkıp kanal açmak suretiyle nasıl görüntüler verdiklerini gördük. Bölücü terör örgütünü desteklerken gördük. 6-8 Ekim hadiselerinde insanlarımız sokakta katledildiği sırada katilleri alkışlarken gördük. 17-25 emniyet-yargı darbe girişiminde FETÖ’ye borazanlık yaparken gördük. 15 Temmuz darbe girişiminde tankların arasından kaçıp giderken evinden televizyonda neticeyi beklerken gördük. Sınır ötesi harekatlarımızda karşımızda cepheye malzeme taşırken gördük. Ülkenin ve milletin hayrına hiç bir işe destek vermeyenleri Türkiye karşıtı her saldırının yanında yer alırken gördük. Velhasıl, milletimizle birlikte biz bunların her filmin senaryosunda, vesayetin, darbecilerin, terör örgütlerinin, ülkemize diz çöktürmek için yanıp tutuşanların saffında gördük. Dünyada ve Türkiye’de her şey değişti, herkes değişti, bir tek bu köhne zihniyet yerinde sayıyor. Kendileri ileriye gidemediği için ülkeyi geriye döndürmenin hesabı ve gayreti içindeler. Karşımızda bırakın ülkeye ve millete hizmete talip olma konusunda kendini geliştirmeyi, eylem biçiminde de bile yeniliğe gidemeyecek kadar tembel, dar kafalı bir zihniyet var. Türkiye bugünkü seviyesine bunlara rağmen gelmiştir. 2023 hedeflerine bunlara rağmen ulaşacaktır. 2053 vizyonunu bunlara rağmen hayata geçirecektir. Hep söylediğimiz gibi büyük ve güçlü Türkiye için durmak yok yola devam” diye konuştu.

    “Ülkemize karşı sergilenen çifte standart tekrar gün yüzüne çıkmıştır”

    Son dönemde Avrupa’da ve Amerika’da yaşanan pek çok hadisenin Türkiye’ye karşı sergilenen çifte standardı tekrar gün yüzüne çıkardığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Türkiye’yi demokrasiyi işletememekle hak ve özgürlükleri kısıtlamakla suçlayanların karşılaştıkları ilk tehditte nasıl çok ağır tedbirleri hayata geçirdiklerini ibretle takip ediyoruz. Ülkemizde kişi hak ve özgürlüklerinin en çok ihlal edilen sosyal medya mecralarını hukuki bir zemine oturtma çabamıza karşı çıkanlar, en ilkel sansürcülük örneklerine imza atmaya başladılar. Aynı ülkeler toplumun huzurunu bozan devletin işleyişine ve hukuka karşı açık saldırı anlamı taşıyan marjinal kesimin eylemlerine orantısız sertlikteki müdahalelerle bastırma yoluna gidiyorlar. Terörün bırakın bizzat kendisini imasına bile en küçük tahammül göstermeyenler yıllarca bizim terör örgütüyle mücadelemizi engellemeye çalışmışlardır. Bunun örnekleri daha bir kaç ay önce Fransa’da görmüştük. Amerika’da son günlerde yaşanan hadiselerde benzer tepkilere şahit olduk. Tüm bu gelişmeler batı dünyası kendisini demokrasi, hak ve özgürlükler konusunda samimi bir özeleştiriye tabi tutmasını zorunla hale getirmektedir. Şayet bu özeleştiri yapılmaz veya geçmişte örneklerini gördüğümüz gibi kendi yanlışını haklı gösterme anlayışı devam ederse dünya yeni bir yol ayrımına gelmiştir. İnsanlığın tamamını kucaklayacak köken, renk, inanç kültür gibi ayrımların üstüne çıkacak adil, hakkaniyete dayalı ve sürdürülebilir yeni ortak değerlere daha çok ihtiyaç duyulacaktır.”

    “Milletimizin arasına nifak sokmaya çalışanları hep hüsrana uğrattık”

    Salgınla birlikte yeniden yapılması kaçınılmaz hale gelen küresel siyasi ve ekonomik düzenin bu çerçevede şekillenmesini umut etiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bu yaklaşım insanlığı sadece son 1 asırda yüz milyonlarca cana mal olan çatışmalarda koruyabilecek yegane çıkış yoludur. Türkiye olarak bölgemizde ve dünyada işte bu anlayışın hem fikri savunuculuğu yapmanın hem de sahada fiili uygulamayı gerçekleştirmenin gayreti içindeyiz. BM başta olmak üzere içinde yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda yaptığımız tüm ikili görüşmelerde bu görüşlerimizi muhataplarımızla paylaşıyoruz. Kadim medeniyet birikimimiz binlerce yıllık devlet geleneğimiz pek çok renkle zenginleşmiş olan kültür zeminimizle insanlığa bu umudu verebilecek bir yerde durduğumuza inanıyorum. Ülkemizin yakaladığı bu tarihi fırsatı kendisi ve tüm dostları için başarıya ulaştırmayı öncelikli şartı millet olarak birliğimize, beraberliğimize kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmamızdır. Milletimizin arasına nifak sokmaya çalışanları, kısır siyasi hesaplar veya marjinal saplantılarla birliğimize, kardeşliğimize saldıranları hamdolsun bugüne kadar hep hüsrana uğrattık. İnşallah kritik bir dönem noktası olan 2023 yılı sürecinde 83 milyonu tek yürek çarparak, bu güzel fotoğrafı devam ettireceğiz. Cumhur İttifakı olarak hizmet ve eser siyasetinde taviz vermeden birlik ve beraberlik içinde atacağımız her adım bizi hedeflerimize yaklaştıracaktır. Devegeçidi Köprüsü ve bağlantı yollarının ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”

    “Diyarbakır’ın bölünmüş karayolu uzunluğunu 10 kat artırarak 44 kilometreden, 448 kilometreye çıkardık”

    Daha sonra konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 18 yıldır aşkla bağlı oldukları bu güzel vatanın doğusu, batısı, dağı ile ovası, kenti ile köy arasında gelişmişlik açısından farkları ortadan kaldıracak projeleri bir bir tamamladıklarını söyledi. Bakan Karaismailoğlu, “Yolların akarsu gibi birleştiği her yerde medeniyet, iş, aş getirdiğiyle hep birlikte gururla şahit oluyoruz. İnsanımızın hayatına dokunan ulaştırma ve haberleşme projelerimizle tarımıza, sanayimize, ihracatımıza omuz veriyoruz. İşte de bugünde açılışını yaptığımız projemiz bütünsel kalkınma açısından bölgemiz için büyük bir kazanıma dönüşecek adımlarımızdan biridir. Cumhurbaşkanım, bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Diyarbakır’ı Elazığ’a bağlayan Diyarbakır-Ergani Yolu üzerindeki Devegeçidi Vadisi üzerinde yaptığımız köprümüz bölünmüş yol standardında ve bin 142 metre uzunluğundadır. Bağlantı yolları ile projemiz 3 bin metreye ulaşmaktadır. Vadideki mevcut tarihi köprüleri de koruyarak inşa ettiğimiz Deevegeçidi vadisini köprülü kavşak ile geçip Eğil yoluna bağlıyoruz. Bağlantı yollarını tamamlanmasıyla Eğil kavşağındaki trafik daha güvenli ve kesintisiz bir şekilde sağlanacaktır. Proje ile Diyarbakır’ın kuzeye açılan kapısı olan Ergani-Elazığ yolunda artık güvenli ve konforlu bir şekilde seyahat edebileceğiz. Köprü ile vadideki yüksek eğimler iyileştirildi. Zaman ve yakıttan tasarruf sağlarken, bakım onarım maliyetleriyle birlikte egzoz gazı salınımı da azalmış oldu. Cumhurbaşkanım, geriye baktığımızda son 18 yılda hükümetlerimizin Dicle Nehri üzerinde kurulu peygamberler ve sahabeler şehri Diyarbakır’ın kaderini de değiştiren büyük yatırımlara yürüyoruz. Diyarbakır’ın bölünmüş karayolu uzunluğunu 10 kat artırarak 44 kilometreden, 448 kilometreye çıkardık. İl genelinde de devam eden 10 adet karayolu projesiyle 214 kilometrenin üzerinde yol daha yapmış olacağız. İnsan, yük ve veri ulaştırma da geldiğimiz aşama sanayimizi, tarımımızı, turizmimizi kültürel gelişimimizi destekleyerek gelecek nesillere daha parlak bir geleceğe taşıyacaktır. Şanlı bayrağımız altında yerli ve milli kaynaklardan beslenen güçlü bir ekonomi, bağımsızlığımızın ve toplumsal huzurumuzun ilelebet teminatı olacaktır. Devegiçi Köprüsü bağlantı yollarının yapımında emeği geçen akıl ve alın terini esirgemeyen yüklenicisinden tedarikçisine, mühendisinden içsisine tüm ekip arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Projemizin hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum” dedi.

    Konuşmaların ardından Devegiçi Köprüsü bağlantı yollarının açılışı gerçekleştirildi.

  • Ömer Erdoğan: “Munir ilk başta bilerek yapılıyormuş gibiydi ancak şansız bir pozisyon yaşamış”

    Ömer Erdoğan: “Munir ilk başta bilerek yapılıyormuş gibiydi ancak şansız bir pozisyon yaşamış”

    Ligin 18. haftasında sahasında Beşiktaş’ı konuk edecek A. Hatayspor’da Teknik Direktör Ömer Erdoğan Gençlerbirliği maçında rakibe yaptığı hareket sonrasında kırmızı kart gören kaleci Munir ile ilgili olarak şansız bir pozisyon yaşadığını söyledi.

    Ligin 18. haftasında Beşiktaş’ı konuk edecek Hatayspor, Antakya Atatürk Stadı’nda çalışmalarını sürdürdü. İdmanda 5’e 2 top kapma ve core çalışması yapılırken, kaleciler ayrı çalıştı. Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan geçen hafta deplasmandaki Gençlerbirliği maçında, kaleci Munir Mohand Mohamedi’nin rakip oyuncuya yönelik hareketini “talihsiz bir maç yaşadık” diye ifade ederken, “Maç istediğimiz gibi giderken rakibin bize karşı kapanıp kontra ataklarla hücum edeceğini bildiğimiz için ilk golü atmamız çok önemliydi çünkü golü attıktan sonra rakibin de daha çok risk alıp oyunun bizim lehimize döneceğini beklerken maalesef talihsiz bir pozisyonla karşılaştık. Tabii ki sıcağı sıcağına açıkçası pozisyonu çok değerlendiremedik. İlk başta sanki bilerek yapılıyormuş gibiydi ancak detaylı inceleyince şansız bir pozisyon yaşamış. Kamerada detaylı bir şekilde incelediğimizde Munir kesinlikle rakibi görmüyor ve doğal olarak kalkarken destek alarak kullanacağı ayağını uzatıp bir kalkış şekli var. O ara zaten Gençlerbirliği futbolcusu Arda’nın da normalde yüzü kaleye dönükken Munir’e doğru tam dönmesiyle çok şanssız bir pozisyon yaşamışız. Tabi bu Munir’i kaybetmekle birlikte devamında penaltı, 10 kişi kalmamız bizi tabii ki sıkıntıya soktu. Dediğim gibi yaşandı, bitti. Üzüldük ama 10 kişi kalmalarına rağmen oradan iyi bir sonuç almaya çalışan oyuncularımız vardı.”

    Seyir zevki güzel olacak bir maç beklediğini belirten Erdoğan, “Analizlerimizi yaptık, biz de iyi durumdayız. Özellikle son haftalardaki çıkışımızı devam ettirmek istiyoruz. İnşallah güzel bir futbolla sahamızda güzel bir sonuç alırız. Bana göre son haftalarda ofansif anlamda çok gol atan iki tane takım karşılaşacak. Seyir zevki güzel olacak bir maç bekliyorum” dedi.

    Kaleci Munir: “Umarım kötü niyetli olmadığıma inanılır”

    Gençlerbirliği maçında kırmızı kart gören kaleci Munir ise, yaşanan talihsiz olaydan dolayı üzgün olduğunu belirterek, “Hakemler de o şekilde karar verdi zaten. Benim de böyle bir niyetim yoktu. Sadece ayağa kalkmak istedim. Ayağa kalkamadım, hakemler de öyle düşündü. Hakemler açısından da çok normaldi çünkü ben de görüntüde gördüğüm üzere vuruyor gibi görünüyordum. Sadece bana inanlara veya inanmayanlara bir şey söyleyemem. Çok kötü bir durumda takımı bıraktığım için çok üzgünüm. Öncelikle bütün takım arkadaşlarıma, Hatay kamuoyuna, taraftarlarına çok özgün olduğumu söylemek istiyorum, umarım kötü niyetli olmadığıma inanılır” dedi.

    Munir, Gençlerbirliği oyuncusunu görmediğini belirterek, “O anda aslında topu aldım ve yere yattım. Tabii ki izleyenler, ’arkama baktığımda futbolcuyu gördüm ve öyle vurdum’ sanabilirler ama aşağıda yatan oyuncuyu görmedim ve ben de bir reaksiyonla hemen kalkmak istedim, ayağım suratına geldi. Takım olarak çok iyi durumdaydık, iyi gidiyorduk ve benim bu hareketim takımda moral kaybına ve maçı kaybetmemize neden olduğunu biliyorum ama şunu da umuyorum Türkiye Futbol Federasyonunun bana vereceği cezada umarım iyi niyetimden şüphe etmezler. Sadece bazen adım atarsınız, bazen yolunuza sert kaya çıkar ve ben o sert kayaya çarptım. O hareketim de öyle algılandı” şeklinde konuştu.

  • Erdoğan: “Geri düşmemize rağmen inancımızı kaybetmedik”

    Erdoğan: “Geri düşmemize rağmen inancımızı kaybetmedik”

    Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan 1-0 geriye düşmelerine rağmen maçı 2-1’e çevirmelerinin oyuncuların çok büyük mücadelesi ile oluştuğunu söyledi.

    Süper Lig’in 16. hafta maçında sahasında karşılaştığı İH Konyaspor’u 2-1 mağlup eden A. Hatayspor’da Teknik Direktör Ömer Erdoğan, mücadele sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    Erdoğan, Konyaspor’un ligin takım savunmasını iyi yapan takımlardan biri olduğunu belirterek, “Maçtan önce de zor bir maç olacağını biliyorduk. Ligin takım savunmasını iyi yapan takımlardan birisi. İstatistiklere de bakılırsa lig ortalamasının üzerinde bir koşu mesafesi var, her maçta yaklaşık 112 kilometrelik koşu mesafesi var. Bu da ne kadar diri koşan mücadele eden bir takım olduğunu gösterdi. Oyuncularımızla da bunu paylaştık. 1-0 geriye düşmemize rağmen maçı 2-1’e çevirmemiz gerçekten oyuncularımın çok büyük mücadelesi ile oluştu. Oyuncularımın bu mücadelesinden çok mutluyum, kendilerine teşekkür ediyorum. Şimdi hemen Gençlerbirliği maçına hazırlanacağız. Oradan da bu seriyi devam ettiririz, mutluyuz, yolumuza devam edeceğiz. Oyuncular son haftalarda oynanan futboldan aldığımız skorlardan hiçbir zaman aldığımız mağlubiyetlerden sonra bile düşüş yaşamadık. Geri düşmemize rağmen inançlarını kaybetmediler. Maç öncesinde de toplantılarda söyledim, ’geriye de düşebiliriz, oyun düzenimizden taviz vermeyelim, biz her zaman rakibe karşı pozisyona girebilecek yeteneklere sahibiz, yeter ki konsantrasyonumuzu yüksek tutalım’ diye. Biz kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Beklediğimiz o sanatçı, ait olduğu milleti hor görüp sürekli şikayet etmek yerine kendi sanatını üretecektir. Beklediğimiz o sanatçı, muhalefetini sosyal medya hesabından savurduğu siyasi polemiklerle değil, kanatlanıp uçurduğu sanatıyla gösterecektir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde konuştu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törene MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de katıldı. 2020 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri’nin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, “Bugün gönlüne yansıyan ilhamları bizlerle cömertçe paylaşan sanatçılarımız, kültür ve fikir erbabımız için bir aradayız. Onlar ki sonsuzluğun güzelliklerini satırlara dizmek için sözü kelam derecesinde, kelamı şiir katmanında, şiiri mecazın kanatlarında kalemleriyle satırlara geçirirler. Bu şekilde ilim ilim ilerek kitapları, harf harf heceleyerek ciltleri, fasıl fasıl haşiye düşüp rafları doldururlar. Hayata, hakikatin anlamını aramak için geldiklerini bilirler ve hayatımıza zarafet katmak üzere gelmeye devam ederler. Onları siz de tanırsınız. Uzun tarih sayfalarında bazen renklerle, bazen desenlerle, bazen taşlarla, bazen de seslerle medeniyetler inşa ediyor, çağları çağlara bağlıyorlardı. Marifetleri iltifat gördükçe sanatın adını resim koyuyor, şiir koyuyor, beste koyuyor, kemerler ve kubbelerle güzellikler yükseltiyorlardı. Kadim zamanlarda o gönül eri gönlünden her ne üretirse caize ile himaye görüyor, sanat yüceliyor, marifet iltifatla itibara eriyordu. Bugün caize yerine telif hakları geldi. Hükümdarların sanatçılara verdiği kaftanlar eskimiş, caizeler tarih olmuştur. Ama sanatçıların onlara verdikleri eserler yaşıyor” ifadelerini kullandı.

    Üzerinde yaşadığımız toprakların, bereketli Anadolu’nun sanat üretimi için büyük bir klasör gibi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bu dosya dosya istiflenmiş kültürler ve medeniyetler içeren bir klasördür. Göbekli Tepe’den, Eti’den, Lidya’dan, Frigya’dan, Roma’dan, Selçuklu’dan, Osmanlı’dan bugüne katman katman kültür, tabaka tabaka medeniyet ve yığın yığın sanat barındıran zamanın ruhu bu topraklarda iftiharla yaşamaktadır. Bu coğrafyaya ait olduğu halde bugün dünya müzelerini dolduran tarih, yahut kimlik hırsızlığının işareti olan eserlerimize bakın. Sadece bu bile 100. yılına yaklaşan cumhuriyetimizin aslında ne kadar engin ve derin bir sanat mirasına, o mirasın yeniden üreterek dünyaya parmak ısırtacak eserler ortaya koyma potansiyeline sahip olduğunu göstermeye yeter. Bunu yapacak sanatçımız öncelikle kendi geçmişine, kültürüne, medeniyetine ait olanı özümseyip benimsemelidir. Bununla yetinmeyip evrensel olanı kucaklayan, dünyadaki gelişmeleri takipten asla geri durmayan bir anlayışla hareket etmelidir. Ne sadece geçmiş, ne yalnızca gelecek, şairin dediği gibi; ‘kökü mazide olan ati.’ Unutmayın ki, milli olmayan milletler arası olamaz. Yerli olmayan, evrensel içinde kendine yer bulamaz. Zenginliklerimizi sanata dönüştürüp, çağın idrakine yeniden ve yeni bir kimlikle sunacak olan sanatçılarımızdır. Bu bakış açısı körü körüne taklitle, yabancı olana öykünüp durmakla değil, gönle yansıyacak yerli ilhamlarla hayat bulacaktır” diye konuştu.

    “Sanat teorilerinin çöktüğü, sanat tanımlarının başkalaştığı, sanat ortamının değişime uğradığı, sanat hırsızlıklarının yüzlere vurulduğu bir çağda yaşıyoruz. İşte bu çağda ülkemiz dünyaya yalnızca yeni eserler sunmakla kalmayacak geleceğin sanat mefhumlarının payandalarını da temellendirecektir” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Sanatçılarımız bu anlayışla hareket ettikçe, şairin, ‘O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler’ hükmü geçerliliğini yitirecektir. Biz işte o sanatçıyı bekliyoruz. Beklediğimiz o sanatçı, kimliğiyle birlikte, deryasını bilecektir. Beklediğimiz o sanatçı, önce kendisi olacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, davasını, sanatıyla ifade edecektir. Beklediğimiz o sanatçı, vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla dünya müzik listelerini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir. Beklediğimiz o sanatçı, slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacak, başarılarıyla dünyanın en muhteşem salonlarında ayakta alkışlanacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ortaya koyduğu bir sanat üslubuyla veya icat ettiği bir sanat formuyla adını sanat tarihine yazdıracaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ürettiklerinden dolayı parmakla gösterilecek, üslubuyla herkesi peşinden sürükleyecektir. Beklediğimiz o sanatçı, gündemin peşinden savrulmak yerine dünyaya gündem verecek, performansıyla rekorlar kitabına girecek, tarzıyla sanat modası oluşturacaktır. Beklediğimiz o sanatçı, ait olduğu milleti hor görüp sürekli şikayet etmek yerine kendi sanatını üretecektir. Beklediğimiz o sanatçı, muhalefetini sosyal medya hesabından savurduğu siyasi polemiklerle değil, kanatlanıp uçurduğu sanatıyla gösterecektir. Bu sanatçıyı benim kadar aziz milletimin de beklediğine inanıyorum. Her bir vatandaşımızın el üstünde tutacağı, baş tacı edeceği bu sanatçı belki evimizin çocuğudur, belki bir arkadaşımızdır, belki bir komşumuzdur, belki bu salondadır. Beklediğimiz bu sanatçı belki şu anda tuvalinin başında fırçasını boyaya bandırıyor, belki repliğini ezberliyor, belki rolüne çalışıyor, belki enstrümanını akort ediyor, belki bestesini notaya döküyordur. Her nerede iseniz siz ey gönül eri sanatçılar bilin ki bu millet estetik manada küllerinden dirilmek ve yitik hazinesine yeniden kavuşmak için sizi bekliyor. Gelin ve geç kalmışlığımızı medeniyete, kabalıklarımızı zarafete, gönüllerimizi barışa, huzura ve sevgiye yöneltin. Gelin Türkiye’nin gücüne birlikte güç katalım” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında bu yıl “kültür tarihi” ödülüne layık görülen Sadettin Ökten’in ödülünü Celile Ökten’e, “sosyal bilimler” ödülünü İsmail Kara’ya, “edebiyat” ödülünü İbrahim Tenekeci’ye, “sinema” ödülüne layık görülen Derviş Zaim’in ödülünü Emre Oskay’a, “müzik” ödülünü ise Özdemir Erdoğan’a verdi.

    Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında bu yıl koleksiyoner Mehmet Çebi ödüle layık görülürken, “vefa” ödülüne layık görülen Necmeddin Okyay’ın ödülünü ise Ali Mecdi Okyay aldı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.