Etiket: Erdoğan

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan yüz yüze eğitimde tarih verdi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan yüz yüze eğitimde tarih verdi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “15 Şubat’ta köy okulların açılmasını kararlaştırdık. Vakalarda olağan bir artış söz konusu olursa eğitime yeniden ara verilecektir. Özellikle söyleyeyim. 8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel okulların eğitim öğretiminin 1 Mart’tan itibaren başlaması için hazırlıklara başlanacak” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Yılın ilk gününden itibaren bir yandan salgınla mücadeleye, bir yandan yatırımlara, eser ve hizmet kazandırma çalışmalarına hız verildiğini aktaran Erdoğan, ocak ayında hizmete sunulan projelere ilişkin bilgiler verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ikinci günü Kömürhan Köprüsü ile bağlantı tüneli ve yolunu hizmete açtık. Bu eser Elazığ ve Malatya’yı birbirine bağlamanın ötesinde ülkemizin doğu-batı- kuzey-güney ulaşımının en önemli bağlantısıdır. Kömürhan Köprüsü kendi kategorisinde dünyanın 4. büyük eseri olma hasebiyle ayrıca anlamlıdır. Türkiye’nin uzay çalışmalarındaki iddiasının ve gücünün son işareti olan Türkstat 5A uydumuzu 8 Ocak’ta Amerika’dan yörüngesine yolcu ettik. İnşallah 5B uydumuzu da önümüzdeki yaz başında uzaya fırlatacağız” dedi.

    Uzay çalışmalarında uzak mesafelerdeki büyük uydular yerine düşük maliyetleri ve teknik kolaylıkları sebebiyle daha kısa mesafelerdeki mikro uyduların öneminin giderek arttığına dikkat çeken Erdoğan, ”Bu amaçla ülkemizde bir mikro uydu fırlatma tesisi kurma çalışmalarına başladık. İnşallah çok uzak olmayan bir tarihte ülkemizin ve dostlarımızın uydularını kendi tesisimizden uzaya göndereceğiz. Haberleşmeden enerjiye, çevrenin korunmasından savunma sanayiine kadar geniş bir kullanım alanına sahip uzay ve uydu teknolojileri konusunda ülkemizi marka haline getirmekte kararlıyız. Bu adımın gençlerimizin 2053 vizyonlarının alt yapısına yapacağımız en büyük desteklerden biri olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

    “Diyarbakır topraklarını bölge ve ülkemiz için önemli bir kazanç kaynağı haline getireceğiz”

    2020 yılını 169 buçuk milyar gibi tarihin en yüksek ihracat rekoru ile kapatan iş adamlarının Türkiye’de ve dünyanın her yerinde yanlarında olmayı sürdüreceklerini ifade eden Erdoğan, “Silvan Projesi GAP’ın en bereketli bölümlerinden birini oluşturuyor. Bünyesinde 8 ayrı baraj, 23 sulama tesisi olan bu proje tamamlandığında 2 milyon 360 bin dekar alanı sulayacak. İnşallah hem barajın hem tünellerin hem de sulama tesislerinin inşasını hedeflediğimiz tarihlerde mutlaka ama mutlaka tamamlayarak Diyarbakır topraklarını bölge ve ülkemiz için önemli bir kazanç kaynağı haline getireceğiz. Elazığ ve Malatya illerimizde can kaybı yanında ciddi yıkıma yol açan depremin yıl dönümünde milletimize verdiğimiz sözleri tutmanın sevincini paylaşmak üzere Elazığ’a gittik. Depremin 6. ayından itibaren teslim edilmeye başlananlarla birlikte toplamda 8 bin konutun anahtarını hak sahiplerine verdik” şeklinde konuştu.

    Elazığ’da inşa edilen 20 bin konutun kalanının yaz aylarına kadar tamamlanacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde 6 bin konutun Malatya’da tamamını bitirip hak sahiplerinin hizmetine sunulacağını aktardı. Bu tür projelerde sadece konut yapılmadığını söyleyen Erdoğan, okulu, camisi, parkı ve yeşil alanıyla adeta yepyeni şehirler inşa edildiğini kaydetti. Elazığ ziyaretinde ayrıca Avrupa’nın en büyük çocuk ve gençlik merkezinin açılışının yapıldığını ifade eden Erdoğan, bu merkezde yazılımdan kodlamaya, tasarımdan montaja, tarımdan binicilik ve okçuluk sporlarına kadar geniş bir alanda gençlere hizmet verileceğini aktardı.

    “Bizim görevimiz dünyanın ve Türkiye’nin değişim şartlarında milletimizin değişen ihtiyaç ve beklentilerine göre yeni reform gündemleri oluşturmaktır”

    Türkiye’nin son 18 yılının en büyük özelliğinin demokrasi ve ekonomide kesintisiz bir reform gündemine sahip olması olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Yıllarca siyasi istikrasızlıklar, ekonomik krizleri, darbeler, vesayet kıskacında bu ülkenin ve

    milletin enerjisini, vaktini, imkanını heba edenlerin yol açtığı kayıpları telafi etmek için gerçekten çok çalıştık. Bu mücadeleyi ülkeyi bu hale getiren vesayetçilerin, darbecilerin, kriz tüccarlarının nice sinsi tuzaklarına rağmen başarıya ulaştırdık. Tabii reform dediğimiz değişim ve dönüşüm gündemi dinamik bir süreci ifade ediyor. Bizim görevimiz dünyanın ve Türkiye’nin değişim şartlarında milletimizin değişen ihtiyaç ve beklentilerine göre yeni reform gündemleri oluşturmaktır. Her kim artık bu ülkede yeni reforma ihtiyaç yok derse bilinmelidir ki o kişi Türkiye’den de, dünyadan da toplumdan da bihaberdir. Mesela daha düne kadar kendi çocuklarına dahi üniversite eğitimi imkanı sunmayan bir Türkiye ile bugün 8 milyon evladı yanında 200 bin yabancıya yükseköğrenim sağlayan bir Türkiye’nin eğitim yaklaşımı aynı olabilir mi? Aynı şekilde geçmişte bırakın dünya ile rekabet etmeyi, kendi vatandaşlarının askeri ihtiyaçlarını karşılayacak, sağlık, ulaşım, enerji, sanayi, teknoloji, şehircilik, çevre, spor alt yapısına sahip olmayan bir ülkenin ihtiyaçlarıyla bugünküler aynı olabilir mi? Yine kendi sınırları içinde teröristle baş etmekte zorlanan bir Türkiye ile sınırları ötesinde güvenli alanlar oluşturan, çok daha ötelerde harekatlar yürüten bir Türkiye’nin güvenlik stratejileri aynı olabilir mi?” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemiz yıllarca küresel siyasi ve ekonomik değişimlerin gerisinde kaldı”

    “Hayatın bir gerçeği olan değişimin dışında kalan, değişimi doğru istikamette yönlendiremeyen toplumların yaşadıkları acı tecrübe ve yıkımları hemen yanı başımızda bizzat görüyoruz” diyen Erdoğan, “Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerinde siyasi, sosyal, ekonomik çalkantılar yaşanırken Türkiye’nin olduğu yerde çakılıp kalması elbette düşünülemez. Ülkemiz yıllarca küresel siyasi ve ekonomik değişimlerin gerisinde kaldı. Hep büyük bedeller ödemiştir. İnşallah bu defa küresel siyasi ve ekonomik değişimin önünden giderek kendi inisiyatiflerimizi hayata geçirmek suretiyle hedeflerimize ulaşacağız. Ülkemiz bu amaçla bir süredir ekonomiden güvenliğe her alanda bölgesel ve siyasal liderlik politikası izlemektedir” şeklinde konuştu.

    “Yasamanın alanındaki konularla ilgili Mecliste, idari alanlardaki konularla ilgili Cumhurbaşkanlığımızda gereken adımları atmaya başlayacağız”

    Gelinen noktada yeni ve köklü reform ihtiyaçlarının artık ertelenemez olduğunun görüldüğünü söyleyen Erdoğan, ”Bu çerçevece hukuki ve ekonomik reform paketlerinin hazırlıklarını zaten bir süre önce başlatmıştık. Adalet Bakanlığımız hukuki reformlarla, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ekonomik reformlarla ilgili teknik çalışmaları hamdolsun belirli bir seviyeye getirdi. Bu reform paketleri çalışılırken dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerin detaylı bir analizi yanında ilgili tüm bakanlıklarımızla, kurumlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşümeler yapıldı. Hazırlık çalışmalarında ortaya konan tespitler ve teklifler çerçevesinde her kesimin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı. Bu taslakları hem kendi içimizdeki kurumlarda, hem Cumhur İttifakı ortağımızla değerlendirip nihai aşamaya getireceğiz. İnşallah çok yakında reform paketlerimizin felsefesini, amaçlarını, hedeflerini ve faaliyet başlıklarını içeren kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Hemen ardından yasamanın alanındaki konularla ilgili Mecliste, idari alanlardaki konularla ilgili Cumhurbaşkanlığımızda gereken adımları atmaya başlayacağız” şeklinde konuştu.

    “Cumhur İttifakı ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz”

    “Türkiye’de sorunların kaynağının 1960’dan beri darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır” diyen Erdoğan, “Ne kadar değiştirirsek değiştirelim anayasanın ruhundan darbe ve vesayet izini silmek mümkün olmuyor. Bunun için daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk. Mecliste sandalye sayılarına bakmadan tüm partilerden eşit temsilciyle başlatılan çalışmalar CHP’nin süreci tıkaması ve uzlaşmaz tutumu sebebi ile maalesef neticeye ulaşamamıştır. Ülkemizin bu önemli fırsatı kaçırmış olmasından dolayı üzüntülüyüz. Belki şimdi Türkiye’nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir. Anayasa çalışması öyle gizli saklı mahfillerde, terör örgütü ile irtibatlı kesimlerin gölgesinde, ülkesiyle zihni ve kalbi bağlantısı kopuk isimlerle yürütülebilecek bir iş değildir. Bu çalışmanın milletin gözü önünde ve onun temsilcilerinin tamamının katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, ortaya çıkan metnin mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir. Cumhur İttifakı ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz” açıklamasında bulundu.

    “En güçlü ekonomiler bile küçülmeye, daralmaya başladı”

    Korona virüs salgınının ülke ayrımı yapmaksızın tüm dünyada tüketimi, üretimi, ticareti, yatırımı, turizmi ve sosyal hayatı derinden etkileyen sıkıntılara yol açtığını söyleyen Erdoğan, “En güçlü ekonomiler bile küçülmeye, daralmaya başladı. Hasarın boyutunu gösteren çarpıcı rakamları paylaşmak istiyorum. Yapılan son tahminlere göre 2020 yılında küresel ekonominin yüzde 3,5, gelişmiş ülkelerin yüzde 4,9, gelişmekte olan ülkelerin yüzde 2,5 oranında küçülmesi bekleniyor. Görmeye alışık olmadığımız bu oranlar, bu rakamlar yaşanan krizin ne kadar derin olduğunu işaret ediyor. Tabii bu denli bir ekonomik küçülme aynı zamanda işsizlik demektir. Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre 2020 yılında çoğu gençlerden ve kadınlardan oluşan 255 milyon iş kaybı yaşandı. Sadece bu iş kayıplarının ekonomik değeri 4 trilyon dolara yakın. Böylesine zorlu bir küresel konjonktürün Türkiye’yi olumsuz etkilememesi elbette mümkün değil. Fakat bizi dünyadan ve özellikle gelişmiş ülkelerden ayıran çok önemli avantajlarımız var. Biz son 18 senendir sağlığa, sosyal güvenliğe, sanayiye, teknolojiye, toplumun refahını artıracak her alana büyük yatırım yapan bir ülkeyiz. Yaptığımız yatırımların karşılığını bu gibi zor günlerde alıyoruz” diye konuştu.

    Salgın süresince Türkiye’nin direncinin kırılmadığı gibi tam tersine önüne yeni fırsatlar çıktığını belirten Erdoğan, ”Milletimiz azmini, çalışkanlığını, yardımseverliğini bu dönemde yeniden tüm dünyaya gösterdi. Sağlıkçılarımızın özverisini, sanayide, tarımda, hizmet sektöründe çalışan kardeşlerimin alın teri ile tamamladı. Aşı ve ilaç geliştirmeye kendini adayan bilim insanlarımızın tutkusunu uzaktan eğitimle öğrencilerine ulaşan öğretmenlerimizin çabaları tamamladı. Salgına karşı hep birlikte topyekûn bir seferberlik yürüttük. Hükümetimiz bu süreçte sağlıktan sosyal desteklere kadar her konuda vatandaşlarımızın yanında olacak adımları attı” dedi.

    Salgın süresinde verilen desteklere ilişkin bilgiler aktaran Erdoğan, “Yaklaşık 650 bin emeklimizi kapsayan en düşük emekli maaşı ödemesini bin liradan bin 500 liraya yükselttik. Bunu bu iktidar yaptı. Sosyal destek kapsamındaki tüm ailelere ilave nakdi yardım yaptık. Büyüklerimize sahip çıkarak yalnız yaşayan 80 yaş üstü vatandaşlarımızı yakın takibe aldık. Ekonomiyi canlandırmak ve istihdamı korumak için geliştirdiğimiz bir dizi tedbiri kararlılıkla uyguladık. Bay Kemal, öyle danışıklı dövüşte öyle gidip çöp konteynerleri içerisinden aldatmak suretiyle vatandaşlarımızı işte bak aç, açık, sefil gibi yalan yanlış haberlerle, spekülasyonlarla sen bu milleti aldatamayacaksın. Zaten böyle söyledikçe de bak artık partin kendi içinde dağılmaya başladı” ifadelerini kullandı.

    Kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştırdıklarını ve kapsamını genişlettiklerini söyleyen Erdoğan, ”Ayrıca kısa çalışmadan ve işsizlik sigortası şartlarından yararlanamayıp ücretsiz izne çıkarılanlar için nakdi ücret desteği vermeye başladık. Bunları biz yapıyoruz. Sosyal koruma kalkanı kapsamında bugüne kadar çeşitli kesimlere verilen hibe desteklerinin rakamı 49 milyar lirayı geçti. SGK teşviklerimiz ve İŞKUR desteklerimizle birlikte bu rakam 71 milyar liraya ulaştı. Geçtiğimiz yıl salgın şartlarına rağmen 16 milyonluk turist sayısına ulaştık. İhracatçılarımıza stok finansman desteği sağladık. İhracatçılara destekleme ve fiyat istikrarı fonu kapsamında 2,4 milyar lira destek ödemesi yaptık. Dijital ortamda yapılan pazara giriş çalışmalarını destekledik. Mart 2020’den itibaren belirli sektörler için mücbir sebep ilan ederek vergi yükümlülüklerini ve Sosyal Güvenlik Kurumu prim ödemelerini 6 ay erteledik. Böylece 29 milyar lira vergi alacağını, 40 milyar lira Sosyal Güvenlik Kurumu alacağını erteleyerek 2,5 milyon vergi mükellefini rahatlattık. Yurt içi yolcu taşımacılığında eğitim ve öğretim hizmetlerinde yeme-içme, sinema, tiyatro ve konaklama hizmetlerinde KDV oranını yüzde 1’e indirdik. Şu ana kadar 7 buçuk milyon vatandaşımız 108 milyar liralık alacağı yapılandırmak amacıyla vergi dairelerimize başvurdu” açıklamasında bulundu.

    “Öncü göstergeler 2020 yılını yüzde 1 büyüme ile kapatabileceğimize işaret ediyor”

    Salgın sebebi ile faaliyetleri tamamen durdurulan kıraathane, kahvehane, sinema salonları işletmelerinin mücbir sebep hükümleri kapsamında vergi yükümlüklerinin ertelendiğini hatırlatan Erdoğan, uygulanan ekonomi politikalarının olumlu etkilerinin üçüncü çeyrekten itibaren makro ekonomik verilere yansımaya başladığını kaydetti. Erdoğan, “Öncü göstergeler 2020 yılını yüzde 1 büyüme ile kapatabileceğimize işaret ediyor. Son yapılan uluslararası analizler, G20 ülkeleri içinde 2020 yılını pozitif büyüme ile kapatabilecek iki ülkenin Türkiye ve Çin olduğunu gösteriyor. Ekonominin üretim, tüketim, yatırım harcamaları ve ihracat tarafı oldukça güçlü seyrediyor” dedi.

    “Gıda enflasyonu önümüzdeki en büyük tehditlerden biridir”

    Son üç ayda 16 milyar doların üzerinde portföy girişi gerçekleştiğini söyleyen Erdoğan, bu olumlu gelişmelerin yanında ekonomide sorunlu alanların da bilindiğini, yüksel enflasyonun hem üretici hem tüketici cephesinde oluşturduğu tahribatın farkında olunduğunu aktardı. Erdoğan, “Gıda enflasyonu önümüzdeki en büyük tehditlerden biridir. Gıda ürünlerinde tarla veya fabrika, market arasındaki fiyat farklarının ekonomik süreçler ve gerekçelerle izah edilemeyecek seviyelere çıkması milletimizle birlikte bizi de rahatsız ediyor. Nitekim bugün yine gündemimizin en önemli maddelerinden biri oydu. 3-5 aç gözlü tüccarın milletimize ekmeğini ve aşını zehir etmesine izin veremeyiz. Bununla birlikte hükümet olarak görevimizin meseleyi tüm boyutlarıyla incelemek ve ona göre tedbir almak olduğu açıktır. Sıkıntının kaynağına indiğimizde kimi tüccarların aç gözlülüğü yanında uluslararası gıda fiyatlarında yaşanan yükselişin, bununla birlikte kuraklığın ve yapısal sorunların etkilerini görüyoruz. Kuraklığın bazı bölgelerde üretimi düşürmesi, Çin ve Hindistan gibi yüksek nüfuslu ülkelerin ürün taleplerinin artması, tüm dünyada gıda fiyatlarını hareketlendirmiştir. Özellikle uluslararası piyasalarda ayçiçeğinde iki kata varan, soya fasulyesinde yüzde 50, buğday ve mısırda yüzde 40’ı bulan fiyat artışları yaşandı” dedi.

    Türkiye’de alınan tedbirler ve kendi üretim gücü sayesinde market raflarının boşaldığı görüntülerin ortaya çıkmasına müsaade edilmediğini, bundan sonraki süreçte de müsaade edilmeyeceğine dikkat çeken Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl verdiğimiz 22 milyar liralık destekle tarımsal üretimin kesintisiz devamını sağladık. Bu sayede bitkisel üretimimizi bir önceki yıla göre 7 milyon ton artışla 124 milyon tonun üzerine çıkarak cumhuriyet tarihinin rekorunu gördü. Nitekim gıda komitesi harekete geçerek üretimden perakendeye kadar zincirin halkalarını değerlendirmeye ve gereken tedbirleri almaya başladık. Erken uyarı sistemi kurarak, çok hızlı ve etkin bir karar alma mekanizması oluşturacağız. Rekabet Kurulunu etkin bir şekilde harekete geçireceğiz. Tarımsal üretimle ilgili kronik sorunların çözümü hususunda 2019 yılında düzenlediğimiz Tarım ve Orman Şurası’nda alınan kararların uygulanmasına hız vereceğiz. Ülkemizi 2023’e inşallah hedeflerini gerçekleştirmiş olarak ulaştıralım. Bütün bunları salgın tehdidini en aza indirerek yapmamız gerekiyor. Bu çerçevede bugünkü kabine toplantımızda salgın tedbirlerimizi yeniden gözden geçirdik” şeklinde konuştu.

    “Salgınla mücadelede en kritik hususlardan biri olan yerli aşı çalışmalarını yakından takip ediyoruz”

    Aşı çalışmalarının hızla sürmesinin önümüzdeki dönemi görebilmek açısından önemli olduğunu bildiren Erdoğan, “Sahadaki aşı uygulaması belirlenen öncelikler doğrultusunda sürüyor. Covid-19’un mutasyona uğraması herkes gibi bizim de işimizi zorlaştırıyor. Buna rağmen Allah’ın izni ile bu küresel sağlık krizinin üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Dışarıdan aşı tedariki sürdürebilirliği şüphelidir. Dünyada bu konuda yaşanan ve giderek ayyuka çıkan kriz, bize yerli aşı çalışmalarına hız vermemiz gerektiğini gösteriyor. Salgınla mücadelede en kritik hususlardan biri olan yerli aşı çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz mart ayından bu yana süren bu salgın tedbirlerinin ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki olumsuz etkilerini de gayet iyi biliyoruz. Bunların değerlendirmesini, kazanımlarımıza halel getirmeyecek şekilde sürekli yapıyoruz. Bilim insanlarımızın görüşleri yanında milletimizin her kesiminden gelen seslere kulak veriyoruz” diye konuştu.

    Milyonların merakla beklediği okullarda yüz yüze eğitime ilişkin de açıklamada bulunan Erdoğan şunları söyledi:

    “Kabinemizin bugünkü toplantısında da bu değerlendirmeleri ayrıntılı bir şekilde tekrar yaptık. Uzaktan eğitim öğretimin temeli olan internete erişimdeki sınırlılığı da dikkate alarak köy okullarında 15 Şubat’ta eğitim-öğretimin başlamasını kararlaştırdık. Ancak, okulların açıldığı köylerde vaka artışı yaşanması halinde eğitim – öğretime yeniden ara verilebilecek. Bunu özellikle söylemek zorundayım. Bizim için Covid hepsinden çok daha tehlikeli, çok daha Allah muhafaza önemli. Bizim yavrularımızın kaybına tahammülümüz olamaz. Onun için her türlü tedbiri almak durumundayız. 8. ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim-öğretimin 1 Mart’tan itibaren başlaması için hazırlıklara başlanacak. Vaka sayılarındaki iyileşmeye paralel olarak 1 Mart’tan itibaren il bazında eğitim-öğretimin kademeli başlaması için gereken çalışmalar yürütülecek. Yine vakaların belirli sayının altına düşmesiyle birlikte esnaflarımıza yönelik kısıtlamaların kademeli olarak gevşetilmesi ile ilgili takvimi başlatmayı planlıyoruz. Belediyelerden ve organize sanayi bölgeleri yönetimlerinden il hıfzıssıhha kararlarının uygulanması konusunda hassasiyet göstermelerini beklediğimizi belirtmek istiyorum. Yaklaşık 11 aydır sabırla ve metanetle tedbirlere riayet eden milletimin her bir ferdine yine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

  • Kayıp Gülistan ile ilgili aile, mahkeme çıkışı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptıkları görüşmeyi anlattı

    Kayıp Gülistan ile ilgili aile, mahkeme çıkışı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptıkları görüşmeyi anlattı

    Tunceli’de kayıp olan Gülistan Doku ile bağlantılı olan ve dosyada şüpheli olarak yer alan Z.A.’nın polislikten ihraç edilen üvey babasının yargılandığı dava sonrası aile, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerini anlatarak, umutlarının arttığını dile getirdi.

    Tunceli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde kayıp Gülistan’ın eski erkek arkadaşı Z.A.’nın üvey babası E.Y. hakkında gizli kalması gereken kişisel bilgileri sosyal medyadan ifşa ettiği gerekçesiyle açılan davanın duruşması görüldü. Duruşmaya, meslekten ihraç edilen E.Y. katılmazken, kayıp üniversite öğrencisi Gülistan’ın babası Halit, Ablası Aygül ve Avukatı Ali Çimen katıldı. Duruşma şüpheli E.Y.’nin talimatla ifadesinin alınmasına karar verilerek Nisan ayına erteledi.

    Duruşma çıkışı gazetecilere açıklama yapan Doku Ailesi’nin Avukatı Ali Çimen, “Müvekkil Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyordu. Buna ilişkin Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma vardı. Bu soruşturma dosyasının failleri Twitter üzerinden Gülistan Doku’nun intihara meyilli olduğunu göstermek için bazı evraklar paylaştı. Bu evraklar şimdiye kadar soruşturma dosyamızın içinde yoktu. Bu evrakı kamu görevlisi sıfatıyla ele geçirmişti. Buna ilişkin bir yargılama yapıldı. Diğer yandan yine Aygül Doku’ya yönelik Aygül Doku’nun kardeşinin dosyasını takip etmesinden rahatsız olan şüpheliler, Aygül Doku’yu sık sık tehdit ettiler. Yine soruşturma dosyasının insan öldürme şeklinde düşünülmemesi için Gülistan Doku’ya intihara meyilli olarak göstermişti. Buna ilişkin bir yargılama yapıldı. Kendisi duruşmaya katılmadı” dedi.

    Avukat Çimen, ailenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde de etkili bir süreç yürütüleceği yönünde söz aldığını söyledi.

    Abla Aygül Doku: “Ailem cumhurbaşkanı ile görüşmeden umutlu”

    Ailesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesine değinen kayıp üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku, “Sayın cumhurbaşkanımızla ailem görüşmeden çok mutlu, umutlu kalmış. Ailemin umutları büyük. Bu güne kadar birçok yetkiliyle görüştük. Ailemin bu sefer farklı şekilde umutlu olduğunu görüyorum. Cumhurbaşkanımız bize kızımızı bulacak. Bize bu günleri yaşatanlar yargı önünde hesap verecekler diyorlar. Ben de telefonla görüştüğümde her yıl şu cümleyi kuruyordum beynimde. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Gülistan bulunacak desin kesin bulunacaktır. Devletin tüm imkanları ellerinde. Sayın cumhurbaşkanımıza aynısını söyledim. Gülistan Doku bulunsun dediğinde bulunacak. O cümleyi kurduktan sonra umudumu yitirmedim, bütün aramalar devam edecek. Elimden ne varsa sonuna kadar götüreceğim. Biz de bu cümleye inanıyor ve güveniyoruz” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın intihar ettiği iddia edilen köprü üzerindeki fotoğrafa da uzun uzun baktığını belirten Doku, “O çok önemli bir detaydı. Şu ana kadar hiçbir yetkili bize bunu demedi. Annem o fotoğrafı gösterdiğinde bu Gülistan’a benzemiyor dedi. Bu şu demek oluyor. Gülistan aslında o köprüye gitmedi. Bir cinayete kurban gitti. Yaşasa bir yerden çıkacaktı. İntihar değil bu kız Gülistan’a benzemiyor dediği anda o da artık aile gibi düşünüyor. Bu da bizi umutlandırıyor” ifadelerini kullandı.

    Baba Halit Doku ise Cumhurbaşkanı ile görüşmelerinde kızının bulunacağı yönünde umutlarının arttığını söyledi.

    Davanın geçmişi

    Gülistan Doku’nun kaybolması dosyasında şüpheli sıfatıyla yer alan Gülistan’ın eski erkek arkadaşı Z.A.’nın polis olan üvey babası E.Y hakkında abla Aygül Doku ile ilgili gizli kalması gereken kişisel bilgileri sosyal medyadan ifşa ettiği gerekçesiyle Tunceli Valiliği tarafından idari soruşturma başlatılmıştı. İdari soruşturmanın tamamlanmasının ardından dosya, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilirken Yücel İçişleri Bakanlığı tarafından meslekten ihraç edilmişti.

  • Ömer Erdoğan: “Sahanın hakimiydik ve hak ettiğimiz bir puan aldık”

    Ömer Erdoğan: “Sahanın hakimiydik ve hak ettiğimiz bir puan aldık”

    Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan, Gaziantep FK maçının ardından yaptığı açıklamada, “Sahanın hakimiydik ve hak ettiğimiz bir puan aldık” dedi.

    Hatayspor, Süper Lig’in 21. haftasında konuk olduğu Gaziantep FK ile son saniyelerde attığı golle 1-1 berabere kaldı. Bu sonuçla puanını 32’ye yükselten Hatayspor, ligin ilk yarısının etkili takımlarından biri olmayı başardı. Maçın ardından karşılaşma ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan, son saniyelerde attıkları golle hak ettikleri bir puan aldıklarını söyledi.

    “Sahanın hakimiydik ve hak ettiğimiz bir puan aldık”

    Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan, “İlk yarının son maçıydı. Gaziantep maçı bizim için zorlu bir deplasman oldu. Gaziantep ekibi bu sezon özellikle topun arkasına geçip sahasında iyi oynayan ve rakibine pozisyon vermeyen bir takım. Bunu analiz ederken takım olarak maça kontrollü başlamayı tercih ettik. Sahada iki denk takım vardı. Biz rakibi ikinci bölgede karşılayıp, çabuk hücum etmek istedik. Gaziantep’in attığı golde sayısal anlamda ceza sahasında fazla olmamıza rağmen gol yememiz üzücü ve kötü oldu. Sonrasında çabuk toparlandık. İkinci yarı üçüncü bölgedeki baskı ile rakibi rahatsız edip uzun top oynamaya zorladık. İkinci yarıda takımımız sahada büyük karakter gösterdi. Sahanın hakimiydik. Kenarlardan, merkezden, her yerden denedik. Oyuncu değişikliği ile oyuna giren arkadaşlarımız bize katkı sağladı. Sonuçta hak ettiğimiz bir puanı aldık. Önümüzdeki hafta ikinci yarı başlıyor. Ligin ilk yarısında topladığımız puanları ve keyifli futbolu ikinci yarıda da devam ettirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içindeyiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içindeyiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Savunma Sistemleri’nin tüm dünyada gıpta ile takdir edildiğini söyleyerek, “2002 yılından itibaren millilik ve yerliliğin azami seviyeye çıkarılması için her türlü seferberliği yaptık. 2002 yılında 62 proje yürütülürken bugün bu sayı 700’e yaklaştı. Kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içinde yer alıyoruz. İHA, SİHA üretiminde dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİLGEM Projesinin 5. Gemisi Olan İstanbul (F – 515) Fırkateyni’nin Denize İniş Töreni ve Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 3’üncü Gemi İlk Kaynak Töreni’ne katıldı. Pendik’te bulunan İstanbul Tersanesi Komutanlığı düzenlenen törene, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin katıldı.

    Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün tarihten süzülüp gelen Türkiye-Pakistan kardeşliğini bir adım daha öteye taşıyoruz. Pakistanlı kardeşlerimizle savunma sanayi alanında çok ciddi potansiyelimizin olduğunu biliyoruz. Pakistan da oldukça zorlu coğrafyada. Terör örgütleriyle mücadele ediyor. İki kardeş ülkenin birbirine sunabileceği çok ciddi katkılar olduğunu inanıyorum” dedi.

    “Biz dünyaya karşı sözü olan bir milletiz”

    Savunma alanında güçlü bağımsız ve teknolojik bakımdan yeterli olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını belirten Erdoğan, “Türkiye milli güvenliğini garanti etmek, dostlarını da korumak için caydırıcılığını en üst düzeyde tutmaktadır. Kıbrıs nedeniyle uğradığımız ambargoları daha dün gibi hatırlıyoruz. Periyodik bakım için gönderdiğimiz uçakları dahi bu dönemde geri alamadık. Bize teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda kaldık. Suriye ve Doğu Akdeniz’deki savunma mücadelemize kadar milli güvenliğimizi korumak için attığımız her adımda baskıyla karşılaştık. İddia sahibi olmak bununla mütenasip imkan sahibi olmak çok çalışmayı gerektirir. Biz dünyaya karşı sözü olan bir milletiz” diye konuştu.

    “Proje sayısı 700’e yaklaştı”

    “Askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur” diyen Erdoğan, “2002 yılından itibaren millilik ve yerliliğin azami seviyeye çıkarılması için her türlü seferberliği yaptık. 2002 yılında 62 proje yürütülürken bugün bu sayı 700’e yaklaştı. Bütçesi 5.5 milyar doları ancak bulan projeleri 11 katlık artışla 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştırdık. 75 milyar dolarlık bir büyüklüğe ihalelerle ulaşıyoruz. Savunma sanayi alanında çalışan firma sayımız 56’dan 1500’e çıktı. 1 milyar dolarlık ciro rakamı 11 milyar doları buldu. İhracatımız ise 248 milyon dolar seviyesinden 3 milyar doları aşan noktaya geldi. Askeri gemi sektöründe de 3 kıtada 9 ülkeye 3 milyar doları bulan deniz platformları ihraç ettik” dedi.

    “Kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içinde yer alıyoruz”

    Erdoğan, “Kara ve deniz araçlarında kendimizle birlikte dost ve müttefiklerin ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içinde yer alıyoruz. İHA,SİHA üretiminde dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız” ifadelerini kullandı.

    “Hava araçlarımız tüm dünyada gıpta ile takdir ediliyor”

    “İçimizdeki gafillerin tüm karalama kampanyalarına rağmen hava araçlarımız tüm dünyada gıpta ile takdir ediliyor” diyen Erdoğan, “Türk SİHA’ları elde ettikleri başarılarla harp yöntemlerini değiştiriyoruz. Libya’da oradaki savaşın akışını değiştirmiştir. SİHA’ların göz dolduran başarılarıyla birlikte diğer ürünlere de ilgi artıyor. Bugüne kadar yapılan çalışmaların başarısını, kurumlarımız arasındaki iş birliğini geliştirmemize borçluyuz” diye konuştu.

    “Planlarımızın omurgası milli imkanlara dayanmalıdır”

    Tüm imkanları ve bilgi birikimlerini en etkin şekilde değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, “Bunu bir adım daha öteye taşımamız gerekiyor. Eksiklikleri süratle gidermeliyiz. Bilginin çok hızlı bir şekilde yayıldığı bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı yüzyılda yaşamanın avantajlarını çok iyi değerlendirmeliyiz. Mutlaka kendi firmalarımızı kendi milli kuruluşlarımızı tercih etmek birinci önceliğimizdir. Özellikle de dışardan temin yoluna gitsek bile planlarımızın omurgası milli imkanlara dayanmalıdır. Tüm bu hususlarda SSB, üniversite, SAGE, STM gibi kuruluşlarımıza iş düşüyor” dedi.

    “İstanbul’u mavi denizle buluşturduk”

    Erdoğan, MİLGEM projesinin 5. Gemisi olan İstanbul’u suyla, mavi denizle buluşturulduğunu söyleyerek, “İnşaası süren projede STM’nin altında 150’den fazla sistem için 80 civarında alt yüklenici görev yapıyor. Korvet sınıfı gemilerde yüzde 70 yerlilik, İstanbul gemimizde bunu yüzde 75’e çıkarmamız memnuniyet vericidir. İstanbul Fırkateynimizi 2023 tarihinde deniz kuvvetleri komutanlığına kazandırmayı hedefliyoruz. Geleceğe de hazırlanıyoruz. Yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Korkut alçak irtifa hava sistemini Gökdeniz’i İstanbul Fırkateyni ile envantere alacağız” ifadelerini kullandı.

    “6 yeni tip denizaltımızı hizmete alacağız”

    Erdoğan, “Bu sene içinde test ve eğitim gemimiz Ufuk’u, yine bu sene içinde İHA, SİHA’larla donatacağımız Anadolu’yu önümüzdeki yıl denizaltı Piri Reis’i 2023’te İstanbul Fırkateyn’ini deniz kuvvetlerimize kazandıracağız. 6 yeni tip denizaltımızı her yıl birer tane olmak üzere hizmete alacağız. Denizaltı platformlarından uçak gemilerine kadar çeşitli deniz platformlarının ileri teknolojiye sahip yerli ve milli silah ve sensörlerle geliştirilmesini ve ihracatını hedefliyoruz” dedi.

    “5 büyük proje ile donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Acil ihtiyaçları karşılayacak, özellikle de dışarıdan temin yoluna gitsek bile planlamalarımızın omurgası mutlaka milli imkanlara dayanmalıdır. Savunma sanayisinde sadece geçmişin eksiklerini gidermekle kalmıyoruz, aynı zamanda geleceğe de hazırlanıyoruz. İnşallah 5 yılda hizmete alacağımız 5 büyük proje ile donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz” diye konuştu.

  • Ömer Erdoğan: “Zor bir maç olacak”

    Ömer Erdoğan: “Zor bir maç olacak”

    Ligin 21. haftasında deplasmanda Gaziantep Futbol Kulübü’ne konuk olacak olan A. Hatayspor’da Teknik Direktör Ömer Erdoğan, Gaziantep takımının kolay bir rakip olmadığını ve iyi oyunculara sahip bir ekibe karşı oynayacaklarını söyledi.

    Ligin 21. haftasında Gaziantep Futbol Kulübü’ne konuk olacak olan A. Hatayspor, Antakya Atatürk Stadı’nda çalışmalarını sürdürdü. İdmanda 5’e 2 top kapma ve dar alan çalışması yapılırken, kaleciler ayrı çalıştı. İdmanın ilk 15 dakikası basına açık gerçekleştirilirken, Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Malatyaspor maçında istemedikleri bir mağlubiyet aldıklarını Gaziantep maçında telafi etmek istediklerini söyledi. Erdoğan Malatyaspor maçında istediklerini sahada yapamadıklarını belirterek, “Tabii istemediğim bir mağlubiyet oldu. Sezon başından beri kendi sahamızda oynadığımız maçlarda daha üretken, hücumda fazla pozisyona giren, rakibe baskı yapan, üçüncü bölgede özellikle rakibi rahatsız eden futbol sergiliyorduk ama bu maçta bunu çok iyi yapamadık” dedi.

    “Kazanmak istiyoruz”

    Gaziantep maçının zor bir maç olacağını ama kazanmak istediklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zor bir maç, sezon başından beri onlar da farklı bir sistemle oynuyorlar. Rakibe arkada çok fazla pozisyon vermeyen bir rakip. Bu oyun sistemini geçen seneden itibaren daha önce çalıştıkları hoca ile birlikte iyi uyguluyorlar. Son iki maçta hocaları değişmesine rağmen bu sisteme devam ediyorlar, bize de öyle çıkacaklarını tahmin ediyorum. Kolay bir rakip değil, orta saha da ve hücumda iyi oyunculara sahipler. Ama bizim de sezon başından beri çok ciddi rakiplere üstteki takımlara karşı çok iyi oynadığımız maçlar oldu. İnşallah bu da onlardan bir tanesi olur.”

    “Ligin ilk yarısında en fazla kırmızı kart gören takımız”

    Erdoğan ligin ilk yarısında en fazla kırmızı kart gören takım olduklarını vurgulayarak, “Ligin ilk yarısında bizden fazla kırmızı kart gören yok. Ligin ilk başlarında bu sıkıntıları yaşadığımızda, bununla ilgili toplantı yaptık, uyarılarda bulunduk. Sıkıntı yaşadığımızı söyledik, oyuncularımız da bunu kabul etti. Devamı da gelmesi bizi ciddi sıkıntıya sokuyor. Hem o maç için hem de sonraki maçta cezalı duruma düşmesi bizim için de başka bir problem oluşturuyor. Sürekli uyarıyoruz, oyuncularımızın da art niyetli olduğunu dile getirmedim” diye konuştu.

    Aabid ve Sackey’nin dört sarı karttan dolayı cezalı duruma düştüklerini belirten Erdoğan birkaç tane oyuncusunun da sarı kart sınırında olduğunu söyledi.

    “Devre arası transferler çok zor oluyor”

    Transfer çalışmalarına devam ettiklerini açıklayan deneyimli teknik adam, “Transfer için sportif direktör ve yöneticilerimiz ile yoğun çaba harcıyoruz. Ancak devre arası transferler çok zor oluyor. Sözleşmeli oyuncuyu almak kolay değil. Almak istediğiniz de maliyeti çok yüksek oluyor. Bir de devre arasında kulübünden ayrılan oyuncu demek ki daha önce verimli olamadığı için olabilir düşüncesindeyiz. Birkaç iyi oyuncu tespit ettik, yöneticilerimiz görüşmelerini sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

    Kamara: “Burada olduğum için çok mutluyum”

    Hatayspor devre arası transferlerinden olan Kamara ise Hatayspor’da mutlu olduğunu ifade ederek, “Burada olduğum için çok mutluyum. Takıma yardımcı olabilmek için elimden geleni yapacağım. Birkaç hafta oldu buraya geleli. Malatyaspor maçında 2-0 geriye düşünce hocam benim takıma yardım etmem gerektiğini düşünerek oyuna aldı. Ben de bir asist yaparak takıma katkı da bulundum” dedi.

    Muhammed Mert ise takıma çabuk alıştığını dile getirerek, “Çok şükür her şey iyi gidiyor ve takıma alışma sürecim çok hızlı gidiyor. Zaten geçen seneden tanıdığım oyuncular var. Yerli ve yabancı oyuncu arkadaşlarımla anlaşabiliyoruz. Gaziantep iyi bir kadroya sahip, güçlü bir takım. İyi analiz ediyoruz, çalışmalarımız son hız devam ediyor. Oradan istediğimizi alıp geleceğiz” açıklamasında bulundu.

    Daha sonra Hatayspor’un Gaziantep maçı hazırlıkları basına kapalı olarak devam etti.