Etiket: Engellemek

  • IDS akaryakıtta dolandırıcılığı engellemek için üretti

    Uluslararası Dizel Hizmeti (IDS), akaryakıt alımlarında ağır ticari araçlar için çipli kart üretti.

    Kuwait Petroleum Corporation (Kuveyt Petrol Kurumu) bünyesinde bulunan IDS (International Diesel Service / Uluslararası Dizel Hizmeti), ağır ticari araçlar için akaryakıt alımlarında Avrupa’da 600’ün üzerinde otomatik dolum istasyonunda kullanılması amacıyla çipli kart üretti. Şirketten yapılan açıklamada; ağır ticari araçlara yönelik temassız yakıt kartının kullanıma sunulmasının ardından geçen on sekiz ay boyunca ödeme konusunda hiçbir dolandırıcılık veya kart kopyalama olayı meydana gelmediği bildirildi. Güvenli dâhili çip sayesinde kopyalanması imkânsız olduğu belirtilen yakıt kartının diğer önleyici tedbirlerle birlikte piyasada yüzde 100 güvenli işlem imkânı sunduğu belirtiyor.

    “Yakıt kartlarımız en az banka kartları kadar güvenli”

    Global Kart İşletme Direktörü, Q8, Vincenzo Maniaci, konuyla ilgili olarak; “Yakıt, dolandırıcılara oldukça çekici gelen bir ürün olmaya devam ediyor. IDS kartlarıyla ilgili hiçbir dolandırıcılık olayı yaşanmadığını bildirmekten gurur duyuyoruz. Yakıt kartlarımız en az banka kartları kadar güvenli ve piyasada mevcut olan en güvenli çözüm. Kart kopyalanamadığı için, sahtesinin yapılması imkânsız; yani suçlular kullandığımız teknolojiyi aşamıyor”. dedi.

    Ayrıca; şirket aynı zamanda Avrupa’daki tüm istasyonlarında işlemlerin güvenle yapılması ve kartların tam denetimi için birtakım akıllı tedbirler de sunuyor. Kullanıcıların tüm araç ve sürücü yakıt kartlarını, iyi düzenlenmiş ve gezinmesi kolay bir kart yönetim sistemi olan iAccount sayesinde çevrimiçi olarak kontrol edebiliyor. Böylece işlemler, kredi bilgileri, fiyatlar ve ağ bilgilerine kolaylıkla erişilebiliyor.

  • Bakan Bozdağ: “Milletten korkmayın, anayasa değişikliğinin millete gitmesini engellemek için uğraşmayın”

    Referanduma götürülen Anayasa değişikliğini Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarafından Anayasa Mahkemesine götürülmesinin doğru olmadığını belirten Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Milletten korkmayın anayasa değişikliğinin millete gitmesini engellemek için uğraşmayın” dedi.

    Bir dizi etkinlik için Yozgat’ta gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat Valiliğine ziyarette bulundu. Bakan Bozdağ burada, Cumhuriyet Halk Partisi’nin anayasa değişikliğini, Anayasa Mahkemesine götürmesine yönelik açıklamalarda bulundu.

    Dün itibariyle anayasa değişikliği teklifinin Cumhurbaşkanlığına sunulduğunu hatırlanan Bakan Bozdağ, “Cumhurbaşkanımızın anayasa değişik teklifini referanduma götürme kararı veren onayının Resmi Gazetede yayınlanmasını takip eden 60. günden sonraki ilk Pazar günü yapılacaktır. Dün itibariyle anayasa değişiklik teklifi Cumhurbaşkanlığı makamına sunuldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın incelemesi söz konusu. Burada 15 günlük bir süre var. Bu süreyi doldurur mu doldurmaz mı ne kadar süre sonra bu konuda karar verir onu bilme imkanımız yok. Ancak önümüzdeki takvim 3 aşağı 5 yukarı gözüken bir takvimdir. Önümüzdeki 9-16 Nisan tarihleri daha yakın tarihler olarak görülmektedir. Ancak bunun nihaiyi şekli Cumhurbaşkanımızın onayına göre şekillenecektir” dedi.

    Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Anayasa Mahkemesine gideceğini açıklamasına ise Bakan Bozdağ, “Hem Genel Başkanları hem de parti adına konuşanlar açıkladı. Bu her zamanki yanlışlarını tekrar edeceklerini açıklamaktır. Bu güne kadar halka giden her meseleyi CHP, halka gitmesin diye engellemeye çalışmıştır. 2010 anayasa Değişikliğine ilişkin teklifte CHP tarafından Anayasa Mahkemesine götürüldü. Daha başka çok şey de Anayasa Mahkemesine götürüldü. Aman millete konu gitmesin diye. Hatırlarsanız daha önce Cumhurbaşkanını halk tarafından seçilmesine ilişkin değişiklik o zaman parlamento yapmıştı. O zamanda CHP zihniyeti, Sayın Cumhurbaşkanımızın 367’nin üzerinde kabul oyu almasına rağmen o da halka götürüldü” ifadelerine yer verdi.

    “Şu anda CHP’nin yapması gereken şey Anayasa Mahkemesine gitmemektir, doğru olan budur” diyen Bakan Bozdağ, “Çünkü ortada henüz yapılmış anayasa değişikliği yoktur. Anayasa değişikliğini yapma kararı almış ve bu kararın doğruluğunu bir de millete soralım diyen bir parlamento kararı vardır. Anayasa değişikliği, halk oylaması sonucu milletin kabulü üzerine olacaktır. Şimdi millete giden bir değişikli Anayasa Mahkemesine götürmenin bir anlamı var mı? Yok. CHP maalesef götürüyor. Biz diyoruz ki milletten korkmayın, milletten kaçmayın. Anayasa değişikliğinin millete gitmesini engellemek için uğraşmayın. Milletten kaçmanın, milletten korkmanın demokraside izah edilebilir bir yönü yoktur. Eğer halka inanıyorsanız adınız Halk Partisi inanmanız lazım. O zaman halka güvenmeniz gerekir. O zaman derdinizi gidin halka anlatın halk karar verecektir. Ben CHP’nin halktan bu kadar korkmasını kaçmasını ve meselenin halkın hakemliğine götürülmesinden rahatsız olmasını gerçekten anlamıyorum. Bırakalım halk karar versin halk ne diyorsa biz ona uyacağız. Halkımız Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine evet diyecekse bundan neden korkuyorsunuz neden çekiniyorsunuz? Bu millet neyin hayrına, menfaatine, zararına olduğunu hepimizden çok daha iyi bilecek bir basirete sahiptir” şeklinde konuştu.

    Bakan Bozdağ son olarak ise şu görüşlere yer verdi: “CHP’nin bazı temsilcileri, CHP zihniyetinde olan bazı gazeteciler, bazı çevreler şimdiden Türk halkına hakaret etmeye başlamışlar. Bunlar kendilerini çok akıllı zannediyorlar veya çok bilgili zannediyorlar. Onların cehaletleri bildiklerinden çok daha fazla. Türk milleti onların hepsinden daha akıllı ve geleceği daha iyi gördüklerine yürekten inanıyorum. Ama oturmuşlar, orada burada kendilerini bir yerde, milleti bir yerde görüyorlar. Hakaretin bin bir türünü yapıyorlar. O hakaretlere de milletimiz sandıkta eminim ki en büyük cevabı verecektir ondan da şüphemiz yoktur”

  • Darbeyi engellemek için Donanma kapısını kapatan sürücünün başına silah dayadılar

    Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Kocaeli’deki Donanma Komutanlığı girişini kapatmak isteyen otobüs sürücüsünün, bir grup asker tarafından araçtan indirilerek başına silah dayanması ve yere yatırıldığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

    FETÖ’cü bir grup askerin 15 Temmuz gecesi başlattıkları darbe girişimini engellemek için Gölcük Donanma Komutanlığı girişini kapatmak üzere yola çıkan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüs, askeriye girişinde silahlı askerlerce durdurulma anları kameralara yansıdı. Belediye otobüsünün güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, askeriye girişine gelen otobüs silahlı askerle tarafından kurulan barikatla durduruluyor. Otobüs içerisindeki sürücü ve bir belediye işçisi daha sonra başlarına silah dayayan askerlerce yere yatırılıyor. Askerlerin “Ne yapıyorsunuz siz” sorusunu sorduğu sürücü ise Donanma’nın önünü kapatmaya geldiklerini söylüyor.

    Ellerindeki silahlarla sürücü ve diğer belediye çalışanının yere yatarak ellerini başlarının üzerine koymasını isteyen askerlerden biri, “Kimden talimat geldi” diye sorunca sürücü, “Daire başkanımız. Talimat var girişi kapatmaya geldik” diye cevap veriyor. Askerin “Daire başkanı kim, hangi kurum?” sorusunu şoför, “Belediyeden” diyerek yere oturuyor.

    Görüntülerin devamında sürücünün araç kontağını kapatıp anahtarı almak istemesi sırasında kıpırdamaması yönünde askerlerce tehdit edildiği anlarda ise Donanma önüne gelen başka araçlar da durdurularak sürücüleri yere yatırılıyor.

  • Darbeyi engellemek için tek koluyla askerlerin önüne atladı

    Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Denizli’nin Çardak ilçesindeki vatandaşlar, askerlerin Ankara’ya gitmesini engellemek için canı pahasına havalimanının önünü kapattı. Bir iş kazasında kolunu kaybeden 64 yaşındaki vatandaş da askerlerin önüne geçerek darbe girişimini engellemeye çalıştı. O anlar vatandaşların cep telefonları tarafından da görüntülendi.

    Denizli’nin Çardak ilçesindeki vatandaşlar, 15 Temmuz akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısından sonra Fethullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimini engellemek için kendilerini askeri birliklerin önüne attı. Çağrıyı duyan, genç, yaşlı, kadın, erkek tüm vatandaşlardan kimisi araçlarıyla, kimisi de koşarak 550 askerin Ankara’ya ulaşmasını engellemek için Çardak Havalimanı’nın önünde askeri araçların önünü kesti.

    Korkunç geceyi anlatan vatandaşlar, canları pahasına yolu kapattıklarını söyledi. O gece, hiç ölümü düşünmediklerini aktaran görgü tanıkları, “Vatanımızdaki huzuru ve demokrasiyi korumak için gereken görevi yaptık” dedi.

    15 Temmuz’da yaşananlar vatandaşların kameralarına saniye saniye yansıdı. Kameralarda, bir bayan askeri araca çıkarak, askeri araçtan indiriyor. Vatandaşların yoğun uğraşları soncunda askerler durduruluyor.

    Halkın önünde darbe girişimine karşı çıkan Çardak Belediye Başkanı Mahmut Öztürk, “Honaz’dan gelen belediye araçlarıyla hemen yolu tıkadık ve geçit vermedik. Yolu kapattıktan sonra, karar vermem gerekiyordu, çünkü bundan sonraki kararlar çok daha farklı olabilirdi, birçok insanın hayatına, canına mal olabilirdi. Sükuneti sağladıktan sonra, tabi bu arada kapıda çok mücadeleler oldu. Hanım kardeşlerimiz olsun, teyzelerimiz, arkadaşlarımız askeri durdurmak için büyük bir mücadele verdiler. Sayın bakanımız Nihat Zeybekci’yi aradım ve durumu arz ettim. ’Sayın bakanım askeri grubu araçları ile birlikte bloke ettik hava alanı girişindeyiz bundan sonra ne emir verirsiniz?’ diye kendisine sordum. Kendisi de ’başkanım ne pahasına olursa olsun o konvoyu o askerleri oradan çıkarmayacaksınız’ sözü üzerine biz tamamen bütün araçlarla yoğunlaştırılmış şekilde önlemimizi aldık ve kapadık” dedi.

    “Halkı karşılarında görünce çaresiz kaldılar”

    Özellikle yarbayların çok direndiklerini ve halkın üzerine silah doğrulttuklarını belirten Öztürk, “Havaalanı kapısına gelindiğinde vatandaşlar araçların kapısını açarak askerlerin yakasından tutup aşağıya indirmeye çalıştılar. ’Ne için buraya geldiniz, neden buradasınız?’ sorularını üst üste sordular. Askerlerden ziyade daha çok başında yarbaylar, binbaşılar vardı. Onlar özellikle yarbay çok yüklendi. Kaymakam bey de, ben sizi buradan geçirmem ne pahasına olursa olsun buradan geçirmem. Vali beyimizin emri var dediğinde, ’biz vali mali tanımayız, biz geçeriz’ diyerek yüklendiler. Hatta vatandaşlar tarafından oluşturulan o etten duvara silahlarla yüklenmek sureti ile zorladılar ancak baktılar ki karşılarında büyük bir güç var, millet var, iradesine sahip olmak istedikleri millet var ve buna geçit vermiyor. Onlar da bu direniş karşısında çaresiz kalarak beklemek durumunda kaldılar” diye konuştu.

    “11 ton yakıt toprağa döküldü”

    Havalimanındaki yarbayın uçakların yakıtlarını boşalttırdığını belirten Öztürk, “Biz peşine düşüp havaalanı kapısına geldiğimiz askerlerin yüzlerce silahlı askerin karşısında bir çakı bıçağımız bile olmadan, tüm vatandaşlarımızla tek vücut etten duvar örerek bekledik ve onları bloke etmeyi başardık. Orada da kahraman başçavuşlarımız, yarbaylarımız vardı onlardan da Allah razı olsun. Lojistik anlamda yapabilecekleri engellemeleri yaptılar. Bütün şartelleri kapattılar, jeneratörleri kapattılar, aydınlatmaları kapattılar, pistin aydınlatmalarını kapattılar. Son olarak yine Allah razı olsun yarbayımızdan yakıt ikmali yapmamaları için uçak benzinlerini boşaltmak marifeti ile çaresiz bırakmayı başardılar. Toprağa boşalttılar. Sanırım 11 ton civarında bir yakıtı boşaltarak olası yakıt ikmalini engellemiş oldular. Gelecek uçakların buradaki 550 kişilik grubu buradan alarak Ankara’ya götüreceklerini ve orada eylemlere katılacaklarını öğrendik. Bunu öğrenir öğrenmez de tüm iş makinelerimizi araçlarımızı piste çekmek marifeti ile pisti etkisiz hale getirmiş olduk. Bu da buradaki grubu çaresiz bıraktı” ifadelerini kullandı.

    Tek koluyla engellemeye çalıştı

    Darbe girişimi gecesi bir iş kazasında kolunu iş kazasında kaybetmiş emekli İsmail Arısoy, şu anda bir tane askerin önüne geçmesi söylense korkup geçemeyeceğini ama o anda farklı bir ruh hali taşıdıklarını söyledi. Arısoy “Yani bu iş kol meselesi falan değil onları bizden korktuğu için değil yani bizden korktukları için geri dönmediler. Allah’ın işi. Biz 8-10 kişi ne yapabilirdik ki en az 100’e yakın komando vardı bir tane komando inse darmadağın ederdi o anda. Yani bu iş planlı programlı değil o anda artık mantık öyle çalışmaya başladı. Ama o olayın heyecanı ile ben 64 yaşındayım ben bütün darbeleri gördüm yaşadım 60 darbesi dahil ve darbelerin neye mal olduğunu çok iyi biliyorum memlekete. Tabi o anda sinirlendik kasıldık, gerildik belki mantığımız arka planda kaldı sadece duygusal hareket ettik. Böyle olaylar gelişti yani” diye konuştu.

    İtfaiye aracıyla havalimanın giriş çıkışlarını kapattıklarını belirten Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Çardak ilçe Amiri İbrahim Aydın ise DESKİ ekiplerinden de yardımıyla bütün giriş çıkışları kapattıklarını söyledi. Aydın, “Şuna inanıyorduk ki biz oraya gittiğimizde o askerler o araçlar hareket etmemeliydi. Biz yalnızca bunu düşündük. Askerler bize ilk anda burada ne işiniz var çekin gidin diye bizi tehdit edercesine söylemlerde bulundular. Ancak bizler oradan gitmememiz gerektiğini, oradan ayrılmamamız gerektiğini çok iyi biliyorduk. Ve yalnızca onları geçirmemek için orayı kapatmamız gerektiğini biliyorduk bu şekilde hareket ettik” diye konuştu.

  • Sosyolog İsmail Öz: “Büyüyen Bir Türkiye Var, Bunu Engellemek İçin Terörle Vurmaya Çalışıyorlar”

    Sosyolog İsmail Öz, “Terör örgütlerini kimlerin kışkırttığını anlamamak için tarih bilgisinden yoksun olmak gerekiyor. Bugün karşılarında dünya beşten büyüktür diyen, 1. Dünya Savaşı’nda kendisine biçilen role itiraz eden, büyüyen bir Türkiye var. Bunu engellemek için bizi terörle vurmaya çalışıyorlar” dedi.

    Vezneciler’de çevik kuvvet aracının hedef alındığı terör saldırısında 6 polis şehit düşmüş, 5 sivil hayatını kaybetmiş, 36 kişi de yaralanmıştı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sosyolog İsmail Öz, patlama henüz bir örgüt tarafından üstlenilmemişken gelinen aşamada örgüt ismi vererek amaçlarına hizmet etmeye gerek olmadığını, asıl yapılması gerekenin resmin büyük parçasını görmek olduğunu söyledi. Türkiye üzerinde oynanan zayıflatma hareketlerinde terör örgütlerinin maşa olarak kullanıldığına ve benzer sahnelere tarihin tozlu sayfalarında da şahit olunduğuna dikkati çeken Öz, “Karşılarında ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyen bir Türkiye var. 1. Dünya Savaşı’nda biçilen rolüne itiraz eden bir Türkiye var. Bugün dünyada kendisine alan açmaya çalışan bir devletin faaliyetleri, dünyadaki ekonomik yönlendirmeleri ve büyük ölçekli yatırımları yapan hiçbir gücün çıkarına hizmet etmiyor. Doğal olarak bu güçler kendilerine yeni rakipler çıkacağını öngörerek daha büyümeden sindirme girişiminde bulunuyorlar. Bu amaçla bugün Türkiye’yi sıkıştırmak istedikleri bir köşe var. Zaten bu tip örgütler kendi bulundukları yapı içerisinde dünyanın en büyük ordularından bir tanesine sahip olan Türkiye Cumhuriyeti’ne tek başlarına zarar veremeyeceklerini kendileri de gayet iyi biliyorlar. Buna rağmen terör faaliyetlerine devam etmelerinin tek bir açıklaması kalıyor o da; başka yapılar adına vekâlet mücadelesi yürütüyor olmaları. Benzer sahneleri bizler Osmanlı’nın zayıflama döneminde çok açık şekilde gördük. O dönemde de Ermeni çetelerinin faaliyetlerini finanse ederek ve destekleyerek ülkenin zayıflatılması yoluna gidildi. Bu unsurları destekleyenler gerçek amaçlarını ortaya koyarak geldiler. 100-150 yıllık tarihte bu coğrafyada yaşananları görebiliriz. Bunları görmemek için, bu sosyolojiyi, bu siyaseti, bu tabloyu okuyamamak için herhalde tarihi bilmemek ve yaşananlardan ibret almamış olmak gerekir” dedi.

    “ALMANYA’NIN VE DİĞER AVRUPA ÜLKELERİNİN PKK ÜZERİNDEKİ TESİRİNİ BİLİYORUZ”

    Almanya Parlamentosu’nda onaylanan soykırım tasarısının da patlamayla ilişkili olabileceğini söyleyen Öz açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Almanya’nın ve diğer Avrupa ülkelerinin terör örgütü PKK’yı nasıl kullandıklarını, nasıl kışkırtıcı faaliyetlerle Türkiye’nin üzerine saldıklarını biliyoruz. PKK’nın hangi yapılar ve Avrupa devletleri tarafından desteklendiği biliyoruz. Hareket alanlarını genişletmek için ne kadar yardım yapıldığı ortadır. Almanya bugün ortaya koyduğu tavırla bu tip durumları da bir şekilde değerlendirme noktasına taşımıştır. Bunun müsebbibi zaten Almanya’nın kendisidir bu sebeple patlamayı Almanya’nın teşvik etmiş olabilme ihtimali söz konusudur.”

    “Daha önce yapılan analizlere ve terör örgütünün hareket planlarına bakıldığında açık bir şekilde bugün Güneydoğu çevresinde verdikleri kayıpları ve neredeyse dağılma sürecine girmiş olmalarını saklamak ve yeniden yükselişe geçtikleri gibi bir algı operasyonu oluşturmak amacıyla bu eylemin gerçekleştirilmiş olduğu görülüyor” diyen Öz, “İstedikleri kadar hala ayakta oldukları mesajı vermeye çalışsalar da hareket alanlarının ne kadar daraldığı ve yok olma sürecine girdikleri bilinen bir gerçektir” diye konuştu.

    “Bir ibadet ve huzur ayı olan Ramazan ayında bile böylesi kanlı eylemleri gerçekleştirebilecek kadar gözleri kararmış ve canileşmişler ise bu insanların amaçları gayet açıktır” diye konuşan Öz, ancak ahlaki normu, kutsalı, sınırı olmayan odakların bu tip eylemleri gerçekleştirebileceğine vurgu yaptı.