Etiket: Enflasyonu

  • ATSO Başkanı Çetin’den Eylül Ayı Enflasyonu Değerlendirmesi

    Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, alışık olunmadık enflasyon rakamlarıyla karşı karşıya olduklarını söyledi.

    ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklanan Eylül ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Davut Çetin, üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki makasın açılmaya devam ettiğini söyledi. Çetin, “enflasyon rakamları, tüketici için zor, üretici için çok daha zor bir süreçte olduğumuzu gösteriyor. Maalesef alışık olmadığımız enflasyon rakamları ile karşı karşıyayız. Artık durumun ciddiyeti nedeniyle ekonomi yönetiminin piyasaya vereceği güven, atacağı adımlardaki doğru zamanlama, kararlılık ve kapsayıcılık artık çok daha önemli hale gelmiştir. Bütün toplum olarak radikal bir istikrar programı uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu görmeli ve yapısal reformlara kendimizi hazırlamalıyız ” dedi.

    Başkan Çetin açıklamasında şunları kaydetti:

    “2018 Eylül ayı enflasyonu bir önceki aya göre TÜFE’de yüzde 6,30, Yurtiçi ÜFE’de yüzde 10,88 artış göstermiştir. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 24,52, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 46,15 artış göstermiştir. TÜFE’de 6.30 enflasyonun 1.67’si akaryakıt ve ulaştırma fiyatlarından, 1.49’u gıda sektöründen, 0.91’i ev eşyası grubundan, 0.82’si elektrik ve doğalgaz zammı nedeniyle konut grubundan kaynaklanmakta. Aylık olarak en yüksek artış gösteren seçilmiş maddeler yüzde 35,30 ile domates, yüzde 31,82 ile sivri biber ve yüzde 31,36 ile bilgisayar olurken; en fazla düşüş gösteren seçilmiş maddeler ise yüzde 28,53 ile limon, yüzde 13,46 ile balık ve yüzde 11,37 ile havuç olmuştur, bununla birlikte mevsim geçişi ve girdi maliyetlerinde artış sonucu artan gıda fiyatları enflasyonun tek nedeni değildir.”

    En yüksek artış “ev eşyası” grubunda

    ATSO Başkanı Çetin, “ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artışlar yüzde 11,41 ile “ev eşyası” , yüzde 9,15 ile “ulaştırma” ve yüzde 7,42 ile “çeşitli mal ve hizmetler” gruplarında gerçekleşmiştir. Yıllık bazda enflasyondaki en fazla artış yüzde 37,28 ile “ev eşyası”, yüzde 36,61 ile “ulaştırma” ve yüzde 30,61 ile “çeşitli mal ve hizmetler” gruplarında gerçekleşmiştir. Üretici fiyatlarında artışın yüzde 46’ya yükselmesi ve TÜFE oranının çok üzerinde seyretmesi reel sektör açısından oldukça sorunludur. Üretici fiyatlarında aylık yüzde 10.88 artışın 2.74 puanı, yani yüzde 25’i, elektrik ve doğal gaz zamlarından kaynaklanmıştır. Gıda, tekstil, metal gruplarının enflasyon katkıları da yüksektir. Yİ-ÜFE’de, sanayinin dört sektörünün bir önceki aya göre değişimleri; madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 5,65, imalat sanayi sektöründe yüzde 9, elektrik ve gaz sektöründe yüzde 40,21 ve su sektöründe yüzde 0,65 artış olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki aya göre en fazla artış; yüzde 40,21 ile elektrik ve gaz, yüzde 16,95 ile ham petrol ve doğal gaz, yüzde 13,74 ile kimyasallar ve kimyasal ürünler olarak gerçekleşmiştir” ifadelerine yer verdi.

    “Ekonomi yönetiminin tavrı artık çok daha önemli”

    Mevcut rakamların üretici-tüketici enflasyonu makasının açılmaya devam ettiğini gösterdiğini kaydeden Çetin, “diğer taraftan piyasadaki durgunluk ve daralma nedeniyle üreticilerimiz maliyetlerini fiyat etiketlerine yansıtamıyor. Türkiye ekonomisi yıllarca konuşulan düşük kur-yüksek faiz yapısından, şimdi yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz durumuna geçmiştir. Enflasyon faizleri yukarı çekmekte, faizlerdeki yükselme ise üretimi frenlemektedir. Bu stagflasyon sarmalından orta ve uzun vadede kalıcı çıkışın yolu sürekli dile getirdiğimiz adalet sisteminden eğitim sistemine, vergi sisteminden yönetişime uzanan yapısal reformlardır. Bundan sonraki süreçte ekonomi yönetiminin piyasaya vereceği güven, atacağı adımlardaki doğru zamanlama, kararlılık ve her alanda kapsayıcılık artık çok daha önemli hale gelmiştir” diye konuştu.

    Batı Akdeniz’de enflasyon Türkiye ortalamasının üzerinde

    ATSO Başkanı Davut Çetin şöyle devam etti:

    “Bölgemizdeki TÜFE oranı, aylık yüzde 6,87, dokuz aylık yüzde 21,12 ve yıllık bazda yüzde 26,05 olarak gerçekleşmiştir. TR61 Bölgesi (Antalya-Isparta-Burdur), 26 bölge arasında aylık enflasyonda 10., dokuz aylık enflasyonda 8., yıllık enflasyonda ise 11., sırada yer almıştır. Bu oranlara göre Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi’nin, aylık, dokuz aylık ve yıllık bazda Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görülmüştür.”

  • Ekonomi Bakanı Zeybekci: “Gıda enflasyonu, enflasyonun içindeki en önemli aktör olmaktan çıkacak”

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Başbakanımızın yakın bir gelecekte açıkladığı yeni bir paketle gıda enflasyonunu yakın ve orta vadede enflasyonun içindeki en önemli aktör olmaktan çıkarmak için çok önemli adımlar atacağız” dedi.

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleşen ve Türk iş dünyasının liderlerini bir araya getiren CEO Club Toplantısı’nda konuştu. Konuşmasına, “İşimi eşime devrettim de geldim” diyerek başlayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Kadınların elde kalan tek hazine olduğuna vurgu yapan Zeybekci, “Kendi işimizdeyken kendi üretim tesisimizdeyken çok severdim teknolojiyi, yenilikleri, ürün geliştirmeyi, tasarımı, tasarım ile ilgili programları kullanmayı da becermeye çalışırdım. Bu vesileyle, ‘işi kime devrettiniz de geldiniz’ denilince, dedim ki; işimi eşime devrettim de geldim. Yaklaşık olarak bin 60 civarında çalışanımızın olduğu işlerimiz hala devam ediyor. 2004 yılında Denizli Belediye Başkanlığı’na başladığımız andan itibaren tekstilden başladı sonra diğer alanlarda da işlerin başında olmaya çalışıyor. Ama tabii ki profesyonel arkadaşlarımız var o işlerin başında. Bazı işlerimizde de ortaklarımız var onlarla devam ediyoruz. Buradan başta eşim ve tüm değerli hanımefendilerin Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum ve tebrik ediyorum. Kadınlarımız elimizdeki en önemli hazinemiz. Çünkü erkekler kısmında yolun sonuna doğru geldik. Kullanabileceğimiz tüm kapasiteleri kullandık elden gelen bu kadar. Onun için şimdi elde kalan tek hazinemiz kadınlarımız” ifadelerini kullandı.

    “Artık ihracatta 50’li rakamları geride bırakacağız”

    Türkiye’nin, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu söyleyen Nihat Zeybekci, artık ihracatta 50’li rakamların geride bırakılacağını belirterek, şöyle konuştu:

    “Her ne hedeflediysek, tasarladıysak bunların hepsine ulaştık. 1 yıl önceki bugünleri hatırlayın. Dünyanın önde gelen bütün kuruluşları, enstitüleri, derecelendirme kuruluşları Türkiye ile ilgili büyüme ortalamalarını yüzde 2-2,5 aralığında söylüyordu. Hükümetin ekonomi yönetimi ki bizde bunu ilk söyleyenlerdeniz. Mart sonu itibariyle dedik ki; 2017’de Türkiye yüzde 6’nın üzerinde büyüyecek. İhracatını çift haneli artıracak. Çünkü görüyorduk, fırının öbür tarafındaydık. Talepleri, yapmış olduğumuz çalışmaları, yatırım teşvik istek ve taleplerini görüyorduk. İhracatçılarımızla ve yatırımcılarımızla her Allah’ın günü bir araya geliyorduk. Sonuç, Türkiye ne dedi? Türk ekonomisi ne yaptı? Dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. G-20, OECD aklınıza gelen bütün şeylerde dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi Türkiye. 16-17 aydan beri ihracatını üst üste çift haneli artırarak devam ediyor. 142 milyar dolarla başladık şuanda 159 milyar dolardayız. Mart ayında 160 olacak. Artık İhracatta 50’li rakamları geride bırakacağız.”

    “Gıda enflasyonu, enflasyonun içindeki en önemli aktör olmaktan çıkacak”

    Son dönemlerde gündemde olan faiz tartışmalarına da değinen Bakan Zeybekci, yakın gelecekte Başbakan Binali Yıldırım’ın da katılacağı bir programda yeni bir paket açıklayacaklarını kaydederek, “Ekonomi yönetimi olarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak bütün bu alanlarda bilerek ve isteyerek planlı çalışmalarımız var. Ama enflasyonla ilgili mücadelemizi de bırakmadık. İyi çalıştık ve iyi hazırlandık. Başbakanımızın yakın bir gelecekte açıkladığı yeni bir paketle gıda enflasyonunu yakın ve orta vadede enflasyonun içindeki en önemli aktör olmaktan çıkarmak için çok önemli adımlar atacağız. Bunu da hep beraber göreceğiz” dedi.

    “Elektrikli otomotivlerin pillerini Türkiye olarak biz üretmek istiyoruz”

    Dünya’nın hızla değiştiğini ve 2020 yılına gelindiğinde dünyadaki otomotiv satışlarının yüzde 20’sinin üzerindeki bir kısmını elektrikli otomotivlerin oluşturacağını söyleyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’nin hibrit otomotivler için pil ve hammadde üretimine talip olduğunu belirterek, “Almanya’daki yerel mahkemeler 2020’den itibaren dizel motorları yasaklıyor. Hibrit otomotiv üretimi bütün hızıyla devam ediyor. 2020’de dünyadaki otomotiv satışlarının yüzde 20’sinin üzerindeki bir kısmının elektrikli otomotivler olduğunu göreceğiz. İnsansız otomotivleri ve daha birçok yenilikleri göreceğiz. Peki biz otomotivde dünyada 14’üncü büyük, Avrupa’da 5’inci büyük otomotiv üreticisi olarak geleceğe hazırlanıyor muyuz? Artık arabaların karbüratör ihtiyacı olmayacak. Arabaların piston, şaft veyahut da başka şeyler ihtiyacı olmayacak. Benzin deposu ihtiyacı olmayacak. Bildiğimiz ürettiğimiz birçok yedek parçanın 5 yıl sonra birçoğuna belki artık ihtiyaç duyulmayacak. Peki, ne yapıyoruz? Bununla ilgili hazırlanıyoruz. O otomotivlerin pillerini Türkiye olarak biz üretmek istiyoruz. Nikel ve kobaltla ilgili sıfırdan aküdeki kullanımına kadar tüm hammaddesini üreten ülke olacağız yakında” diye konuştu.

    “Dünyanın hiçbir ülkesi 15 yılda milli gelirini 4 kat arttırmadı”

    Son olarak, Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda en hızlı büyüyen ülke olma hedefini dile getiren Bakan Nihat Zeybekci, şu ifadeleri kullandı:

    “Avrupa’nın önümüzdeki 10 yılında Türkiye en hızlı büyüyen ülke olmaya devam edecek. Bu net. Hedefimiz dünyada ilk 10’un içinde olmak. Avrupa’da ilk 3 ekonomiden biri olmak. Bu hedefimize doğru da bilinçli ve kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Türkiye’ye inanıyoruz ve bugüne kadar Türkiye’ye inanan herkes kazandı. Dünyanın hiçbir ülkesi 15 yılda milli gelirini 4 kat arttırmadı. Önümüzdeki 10 yılda tekrar iki katına artırmak gibi bir potansiyeli bünyesinde barındırmıyor. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülke elektrik üretimini ve tüketimini 2 kattan fazla artırmadı son 15 yılda. 32 bin megawattan 84 bin megawatta, önümüzdeki 10 yılda ise bunu 150 bin megawattın üzerine çıkarmak gibi bir zorunluluğu başka hiçbir ülkede yok.”

  • ATB Başkanı Çandır: “Şubat enflasyonu umutlandırdı”

    Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Şubat ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi.

    ATB ve BAGEV Başkanı Ali Çandır, Şubat ayı tüketici enflasyonunun (TÜFE) aylık yüzde 0,73 ilan edildiğini belirterek, TÜFE’de piyasa beklentisinin yüzde 0,50 olduğuna dikkat çekti. Çandır, yüzde 0,73 gerçekleşmeyle yıllık TÜFE’nin yüzde 10,26 olduğunu kaydetti.

    “Enflasyon için fırsat aylar”

    Bu rakamların geçen yıl Şubat ayı enflasyonuna göre nispi bir düşüş gösterdiğini belirten Ali Çandır, “2018 yılını tek haneli enflasyon ile bitirebilmek için, geçen ay yaptığımız 11 aylık ortalama yüzde 0,80’lik hedef değerin altında kalmış olmak bizleri yılsonu enflasyonu için umutlandırmıştır. Aslında bildiğiniz gibi önümüzdeki Mart, Nisan ve Ekim, Kasım ayları enflasyonu tek haneye düşürebilmek için fırsat aylarıdır” dedi. Bu aylarda yüzde 1’in altında ve ortalama olarak aylık yüzde 0,80’lik enflasyon rakamı elde edilmesi durumunda yılsonunda tek haneli enflasyonun görülebileceğini bildiren Çandır, “Ancak hemen belirtmek gerekir ki geriye kalan altı ay, tek hane hedefi için kritik eşikler oluşturmaktadır. Çünkü bu aylarda sıfıra yakın ve sıfırın altında enflasyonlar söz konusu olmuştur” uyarısında bulundu.

    “Üretici enflasyonu son 13 yılın Şubat rekoru”

    Yurtiçi üretici enflasyonu (Yİ_ÜFE) aylık yüzde 2,68 ile 2006 yılından bu yana en yüksek şubat ayı üretici enflasyonu olduğuna dikkat çeken Çandır, yıllık üretici enflasyonunun yüzde 13,71 düzeyine çıktığını belirtti. 2017 yılındaki yüzde 15,82’lik ortalama yıllık enflasyonun altında rakamlar elde edilse de hala aşırı yüksek üretici enflasyonuyla karşı karşıya olduğumuzu kaydeden Çandır, üretici enflasyonunun TÜFE üzerinde oluşturduğu baskıya dikkat çekti. Çandır, “Yüksek Yİ-ÜFE, bu yılı tek haneli bir enflasyonla bitirmenin önündeki en büyük engel. Her ne kadar üretici kesim birçok nedenle üzerindeki bu yüksek enflasyonu tüketiciye yansıtma da eninde sonunda belirli ölçüde yaşamak durumunda kalacak. Yıl içinde yaşanması muhtemel kur yükselişleri üreticinin mevcut zorluklarını daha da artıracaktır” dedi.

    Çekirdek enflasyon tehlikesi

    TÜFE üzerinde çekirdek enflasyonun yüksekliği tehlikesine de dikkat çeken Ali Çandır, “Şubat ayı çekirdek enflasyonu aylık yüzde 0,49 ve yıllık yüzde 11,94 olarak ilan edilmiştir. Bu rakamlar geçen yılki yüzde 0,70 aylık ve yüzde 8,56’lık yıllık çekirdek enflasyonlarla karşılaştırıldığında, aylık olarak yüzde 43’lük bir düşüşü gösterirken yıllıkta ise yüzde 40’lık bir artışı göstermektedir. Yani aylıktaki nispi iyileşmeye rağmen yıllık çekirdekteki artışın makul düzeye düşmesi uzun bir süreyi alacaktır. Bu da yıllık tek hane enflasyonu için diğer bir bariyer olarak önümüzde bulunmaktadır.”

    “Batı Akdeniz’in ateşi ülkenin üzerinde”

    Burdur, Isparta, Antalya illerini kapsayan Batı Akdeniz’in enflasyonunun Şubat ayında yüzde 0,75 ile ülke ortalamasına yakın olduğunu, yıllık enflasyonda ise yüzde 10,80 ile ülke ortalamasının üzerinde gerçekleştiğini bildiren Çandır, “Böylece Şubat ayı enflasyonumuz geçen aya göre bölgeler sıralamasında bir basamak yükselerek 7. en yüksek enflasyon olmuştur” dedi. 2018 yılı turizm hareketliliğinin geçen seneye göre daha yüksek olacağı yönünde beklenti olduğunu belirten Çandır, turizmdeki artış bölge enflasyonunu yükselteceği öngörüsünde bulundu. Çandır, yüzde 2,63 ile gıda, yüzde 1,27 ile lokanta ve yüzde 1,02 ile eğitim harcamalarının bölge enflasyonunu ülke ortalamasının üzerine çıkaran kalemler olduğunu bildirdi. Çandır, eğitim harcamalarının ülke ortalamasına göre 4 katlık bir yükseliş yaşadığına dikkat çekti.

  • ATSO Başkanı Çetin’den Şubat Ayı Enflasyonu Değerlendirmesi

    Merkez Bankası’nın enflasyon hedefine duyulan güvenin artırılması ve ekonomide verimliliği artıracak yapısal reformların enflasyonun kontrol altına alınması için son derece önemli olduğunu kaydeden Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, “bu konuları popüler konuların gölgesinde bıraktığımız sürece her ay enflasyonu konuşmaya devam ederiz.” dedi.

    2018 Şubat ayı enflasyonun bir önceki aya göre TÜFE’de %0,73, Yurtiçi ÜFE’de %2,68 olarak açıklandığını kaydeden Başkan Çetin, yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında %10,26, yurtiçi üretici fiyatlarında %13,71 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.

    Zam şampiyonu taze fasülye

    Aylık olarak en yüksek artış gösteren seçilmiş maddelerin %55,10 ile taze fasulye, %31,02 ile hacca gidiş ücreti ve %30,09 ile dolmalık biber olurken, en fazla düşüş gösteren seçilmiş maddelerin %11,47 ile bot (çocuk için),%11,14 ile erkek mont ve %10,72 ile kaban (kadın için) olduğunu söyleyen Çetin, ” Aylık %0,73 TÜFE artışının 0,52 puanı tek başına gıda grubu kaynaklıdır. Sebze ve meyvede üretici fiyatlarında son üç yılın düzeltmesi tüketici enflasyonuna yüksek oranda yansımaktadır. Bununla birlikte yıllık enflasyonun sadece %23’ü gıda enflasyonu olduğuna, kalanının ulaştırma, akaryakıt, ev eşyası gruplarından kaynaklandığına dikkat edilmelidir. Merkez Bankası tahminlerinde çift haneli enflasyonun yılın ikinci yarısına kadar devam edeceği öngörülmüş ve enflasyonun tek haneye düşmesi, gıda enflasyonun %7’ye gerilemesi varsayımına bağlanmıştır. İki aylık gıda enflasyonunun %3,95 olduğuna bakılırsa enflasyonda tek hanenin zor hedef olarak durduğu anlaşılmaktadır.” dedi.

    Enflasyon konusunun yarın basında ele alınacağını ve sonra bir ay unutulacağını söyleyen Davut Çetin, enflasyonun ve işsizlik aynı madalyonun iki yüzü olarak toplum refahını olumsuz etkilediğini, halen Türkiye’den yüksek enflasyon oranına sahip ülkelerin Venezüella, Libya, Sudan, Arjantin, Mısır ve Nijerya olduğunu kaydetti.

    Enflasyonun kısa dönemde ekonomide canlılık oluşturabildiğini fakat uzun dönemde verimliliği düşürdüğünü ve fiyat esnekliği düşük olan KOBİ’leri rekabet edemez duruma getirdiğinin anlaşılması gerektiğine dikkat çeten Çetin, yüksek enflasyonun yapısal verimsizlik dışında Merkez Bankasının enflasyon hedefine güvene de bağlı olduğunu belirterek bu iki konunun önemini kamuoyuna yeterince anlatamamış olmanın, bütün kurumların ve ekonomi basınının da sorumluluğu olduğuna işaret etti. Ekonomide verimliliği artıracak yapısal reformların popüler konuların gölgesinde bırakıldığı sürece bu sorunları ayda bir kez konuşmaya devam edileceğini söyledi.

    Enflasyon rakamlarına ilişkin detay bilgi de paylaşan Başkan Çetin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ana harcama grupları itibariyle 2018 yılı Şubat ayında endekste yer alan gruplardan, gıda ve alkolsüz içeceklerde %2,24, eğlence ve kültürde %1,89, ev eşyasında %1,23 ve lokanta ve otellerde %0,95 artış gerçekleşmiştir. Ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış %2,57 ile “sağlık”, %2,24 ile “gıda ve alkolsüz içecekler” ve %1,89 ile “eğlence ve kültür” gruplarında görülürken, “giyim ve ayakkabı” grubunda %4,09 düşüş görülmüştür. Yıllık bazda enflasyondaki en fazla artış %15,66 ile ”ev eşyası”, %13,19 ile “ulaştırma” ve % 11,77 ile “giyim ve ayakkabı” gruplarında görülürken, “haberleşme” grubunda %0.13 düşüş görülmüştür. Yİ-ÜFE’de, sanayinin dört sektörünün bir önceki aya göre değişimleri; madencilik ve taşocakçılığı sektöründe %1,82, imalat sanayi sektöründe %1,49, elektrik ve gaz sektöründe %21,10, su sektöründe %0,42 artış olarak gerçekleşmiştir.”

    Batı Akdeniz enflasyonu Türkiye ortalamasının üzerinde

    Bölgedeki TÜFE oranının, aylık bazda %0,75,iki aylık bazda %2,21 ve yıllık bazda %10,80 olarak gerçekleştiğini de hatırlatan Davut Çetin, Antalya-Isparta-Burdur bölgesinin, 26 bölge arasında aylık enflasyonda 11.,iki aylık ve yıllık enflasyonda ise 6.sırada yer aldığını kaydetti. Çetin, bu oranlara göre Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi’nin, aylık, iki aylık ve yıllık değerlendirmede Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu sözlerine ekledi.

  • TÜSİAD Başkanı Bilecik: “Türkiye’nin büyümeyi sürdürebilmesi için enflasyonu yüzde 5’in altına çekmesi gerekiyor”

    Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye’nin yüzde 11,1’lik büyüme oranının büyük bir başarı olduğunu ancak bunun sürdürülebilirliği için enflasyon oranını yüzde 5’in altına çekilmesi gerektiğini söyledi.

    Çok sayıda üniversite, ticaret, sanayi odaları, mimarlar, inşaat mühendisleri, makine ve çeşitli kurum ile kuruşlar işbirliğinde gerçekleşen Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) Girişimcilik Günleri’nin 15’incisi Final etkinliği ile Antalya’da başladı. Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinliğe, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, MHP Genel Başkan Yardımcısı, Antalya Milletvekili Mehmet Günal, ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Erdoğan, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa Ünal,öğretim üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

    “7 ülkeden 11 şehir var ancak Türkiye’den yok”

    Programda konuşan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Dünya Start Up Genel Raporu’yla ilgili çarpıcı bir bilgi paylaştı. Rapora göre, dünyadaki girişimcilik ve yaratıcılık değerinin yüzde 78’inin 7 ülkede bulunan 11 şehirde olduğunu aktaran Bilecik, “Bu bence çarpıcı bir örnek. Bu bakımdan hem İstanbul olarak, hem Antalya, Ankara olarak önemli şehirlerimizin bu işe daha fazla itibak etmesi gerekir. Çünkü dünyadaki bu girişimcilik ekosisteminin yüzde 78’i 7 ülkede sadece 11 şehirde ve maalesef bu 11 şehrin içerisinde Türkiye’den bir şehrimiz yok” dedi.

    “Avrupa Birliği üyesi olma noktasında koşu içerisindeyiz”

    MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Günal’ın, 2023, 2053 hedeflerine ulaşabilmek için ekonomik yapılanmanın nasıl yapılması gerektiği hakkında soruya ise Erol Bilecik, “Avrupa Birliği üyesi olma noktasında koşu içerisindeyiz. Bir kere şu dış dünya ilişkilerinde gerçekten bir anlamda diplomatik dilin, iletişimin çok daha kalitelisi olmasını arzu ederiz. Dilimizin sağlam olması gerekir ki, insanlar bizlere olan yatırımlarını, özellikle Türkiye’ye gelecek olan yabancı yatırımların çok daha gönül rahatlığıyla, daha rahat bir yapıda yapsınlar. Teknoloji konusunda gerek üretime dönük olarak yeni teknolojilerin daha fazla Türkiye’de gerçekten yeşermesi, kendi teknolojilerimizin üretilmesi, bu konudaki yapılabilecek her türlü yatırımların desteklendirilecek reforma maddelerini artık açılması gerek düşüncesindeyim. İstihdam ve iş gücünde yapılabilecek olan müthiş reforma maddeleri var, hala beklemekte ama olacağını da sayın bakanlardan mesajını alıyoruz. Üçüncüsü vergi. Vergilerde yapılabilecek reform maddeleri. Bugün baktığınız zaman dünyada daha çok kurumlar vergisini indirme anlamında bir yarış var iken, biz de ama maalesef, son dönemde tahmin ediyorum mali bütçedeki açmazdan dolayı 20’den 22’ye geçmiş oldu. Oysa daha İngiltere bile 19’a indirdi, 17’ye indirme hazırlığı yapıyor. Bunları bekliyoruz ama verginin gerçekten reformist bir şekilde yapılanması en önemli noktalardan bir tanesi” cevabını verdi.

    “Girişimcilikte yüzde 50’nin üzerindeyiz”

    Türkiye’nin girişimcilik oranının iyi durumda olduğunu ve bunda teknokent kanununun etkisinin olduğuna vurgu yapan Bilecik, “Gelinen nokta yüz üzerinden bir reyting yapacaksak hakikaten 50’nin üzerine bence geçmiş bulunmaktayız. Buradaki iş dünyasının, kamunun devletin ve üniversitelerle birlikte atılan adımlar bakıldığı zaman özellikle bunu destekleyen güçlerden bir tanesi teknokent kanununun ortaya çıkmasıyla beraber olan gelişmeler oldu. Devletin üniversitelerin tamamında olduğu gibi şüphesiz özel üniversitelerde de bu anlamda da var. Baktığınız zaman iş dünyası, devlet ve üniversiteler yani bu üçlünün gerçekten iyi çalıştığı görebiliyorsunuz ama daha atılması gereken adımlar çok mu derseniz, sanki hala önümüzde atılacak yüzde 50 adımlar var gibi gözüküyor” diye konuştu.

    “Anaokullarına indirilmesi gerekiyor”

    Girişimciliğin yoğun olduğu ülkelere bakıldığı zaman mahalle, hatta apartmanlarda bile özel teknokent statüsü verilebilen yapılara girdiğine işaret eden Bilecik, “Teknolojinin daha üst seviyede kullanılması, yazılım, coding, ana okullara kadar inilmesi gereken bir mevzu. TÜSİAD’ın projelerinin çoğundaki alt yapı anaokuluna kadar inmesi gereken yerlere gelmesi, Türkiye’nin teknolojik adımlarına katkı verecek seviyede olmasına inşallah katkı sağlar” dedi.

    “Enflasyonun yüzde 5 altına inmesi gerekir”

    Öğrencilerin ve vatandaşların sorularını cevaplayan Bilecik, “yüzde 11.1’lik büyümenin Türkiye’ye, vatandaşa etkisi nedir”? sorusuna ise şu cevabı verdi:

    “Büyüme sadece Türkiye için değil, dünya için önemli bir parametre. Yüzde 11.1’lik büyüme hakikaten alkışlanacak bir başarı bunun lami cimi yok. Ancak 3 nokta söylemek isterim, bundan dolayı görmezden gelmemek gerekli. Dünyada gelişmekte ülkeler arasında yapılmış önemli bir başarı. Bir önceki yıl eksi 1,8’di büyümemiz. Biliyorsunuz hain darbe girişimi olduğu döneme rast gelmesi ve eksi 1,8’den yüzde 11,1’e geldiği için önemli bir baz etkisi oldu. Enflasyonun artması, bu 11,1’i biraz gölgeleyen noktalardan bir tanesi. Yüzde 13 civarında bir enflasyon var. Sürdürülebilir olması için çift rakama devam etmek hakikaten mümkün değil. Yani yoğun nüfusu olan bir ülke için mümkün değil. Ama en azından yıl sonu ortaya çıkacak yüzde 7 gibi büyümenin sürdürebilir olması için özellikle enflasyonun mutlaka yüzde 5 ve altına indirilebilen bir noktaya gelinmesi gerekir. Çünkü baktığınız zaman, yüksek büyüme ve yüksek enflasyonun ekonomik literatürde beraber gittiği söz konusu değil. Bir de dış borçlarımızda önemli, 5 yıl önce milli gelirin yüzde 35’iken, şuan milli gelirin yüzde 51’i olmuş vaziyette. Bunlar bizi kırılganlar ülkeler listesinde maalesef listenin ilk tarafına atmış vaziyette. TÜSİAD olarak şunları söylemek istiyorum, yüzde 7’ler yüzde 8’ler gibi büyüyeceğimize, daha fazla hukukun devrede olduğu, daha fazla demokrasiye tutunduğumuz bir ülke olup, yine de tabi ki büyümede yüzde 5-6’lar civarında bile büyüsek, bunun 7-8 büyümeden çok değerli olur.”

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de girişimciliğe gazete ve matbaa işiyle 23 yaşında başladığını belirterek, yine girişimciliğin cesaret ve gayret istediğini aktararak gençlere örnekler verdi. Belediyenin hizmetlerinden de bahseden Türel, 2014 yılına göre belediye olarak 3 yılda 20 kat daha fazla hizmet ettiklerini, 4 yılda ise bu rakamın 30 kat olacağını kaydetti.