Etiket: Endüstriyel

  • Endüstriyel mutfakta hedef 2 milyar dolar

    Endüstriyel mutfak ürünleri sektöründe hızlı büyüyen Türkiye, ihracatta en önemli rakiplerinden İspanya’yı geçerek Avrupa’da ikinci sıraya oturdu. Sektörün 2018 ihracat hedefinin 2 milyar dolar olduğunu söyleyen İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki, mevcut pazarları geliştirip Türki Cumhuriyetler, Uzakdoğu ve Latin Amerika gibi yeni pazarlarla bu rakamı daha da yukarılara taşımak istediklerini ifade etti.

    Türkiye’de endüstriyel mutfak ürünleri pazarının son yıllarda büyüme trendi içerisinde olduğunu söyleyen İDDMİB Başkanı Tahsin Öztiryaki, sektör olarak 125 ülkeye ihracat yaptıklarını açıkladı. Endüstriyel mutfak sektörünün artık sadece turizme dönük olmadığının altını çizen Öztiryaki, “Türkiye’de iç turizm de hızla gelişiyor ve çeşitleniyor. Eskiden bazı şehirlerde kalınacak otel bulunamazdı ama artık gelinen noktada yoğun talep nedeniyle oteller yetmez hale geldi. Gastronomiye olan ilginin artması da sektörü besliyor. Bunun yanında ülkemizde yeme içme kapasiteleri değişti, lokantalar artmaya başladı. Türkiye’de genç nüfusun ilgi alanı değiştikçe bununla birlikte kafe kültürü çok hızlı gelişti. Kültürler geliştikçe Türkiye’de bu işe hizmet eden sektörler de büyümeye başladı. Türkiye’de sektörümüzde artık yapılmayan malzeme bulunmuyor” dedi.

    “İspanya’yı geçtik hedef İtalya”

    Türkiye’nin endüstriyel mutfak ihracatında en önemli rakiplerinden biri olan İspanya’yı geride bıraktığını ve yıl sonunda sektörün 2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşacağını anlatan Öztiryaki, “Avrupa’da İtalya’dan sonra ikinci sırada yer alıyoruz. İspanya artık ihracat yaptığımız ülkeler arasına girdi. İtalya da yakın zamanda bu listeye girecek” dedi.

    Öztiryaki, ihracatta yaşanan artışa karşın Türkiye’nin halen katma değerli üründe ve markalaşma konusunda yapması gerekenler bulunduğunun da altını çizdi. Endüstriyel mutfak sektörünün içerisinde yer aldığı tüm mutfak ekipmanları sektörü ile ilgili rakamları da paylaşan Öztiryaki, bu sektörün dünya genelindeki toplamının 200 milyar dolar seviyesinde olduğunu kaydetti. Türkiye’nin 4 milyar dolar ihracat ile toplam pastadan yüzde 2 pay aldığını ve dünyada 10’uncu sırada bulunduğunu ifade eden Öztiryaki, “10 sene içerisinde hedefimiz ilk beş içerisine girmek” ifadelerini kullandı.

    “Latin Amerika’ya ihracat yüzde 50 artacak”

    Türkiye’nin en önemli üç ihracat pazarının Almanya, İngiltere ve Fransa olduğunu ve ihracatın yarısının Avrupa’ya gerçekleştirildiğini belirten Öztiryaki, şöyle devam etti: “Hedefimiz bu ülkelerdeki payımızı artırıp aynı zamanda diğer pazarlara da ulaşmak. Türki Cumhuriyetleri, Uzak Doğu, Latin Amerika ve Afrika hedef pazarlarımız arasında yer alıyor. Son dönemde Latin Amerika’da yaptığımız çalışmalar ve ziyaretler meyvesini vermeye başladı. Biz burada Türkiye’ye karşı var olan pozitif algının üzerine yeni bir ilişki inşa ediyoruz ve ihracatta yüzde 50’lik bir artış yaşanmasını bekliyouz. Bölgede özellikle fiyat, kalite ve hızlı servis ile ön plana çıkıyoruz”.

    “Fuar 100 milyon dolarlık ihracat fırsatı oluşturacak”

    Yaklaşık 800 firmanın katılımı ile kapılarını açan HOSTECH by TUSİD 23’üncü Uluslararası Otel, Restoran, Kafe, Pastane Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı’nı da değerlendiren Öztiryaki, fuara yoğun bir yabancı ilgisinin olduğunu vurguladı.

    30 bin metrekarelik alanda bütün salonların dolduğunu kaydeden Öztiryaki, “Dernek üyeleri olarak bütün network’ümüzü bir havuzun içerisine koyduk ve dernek bu havuzun içerisinden misafirleri Türkiye’ye davet etti. Ekonomi Bakanlığı’ndan da destek aldık. Fuarımızı ziyaret eden çok sayıda yabancı iş insanı ve alım heyeti bulunuyor. Ben bu fuarın yaklaşık 100 milyon dolarlık yeni ihracat fırsatı oluşturacağını düşünüyorum” ifadesini kullandı.

  • Çerkezköy Endüstriyel Fuarı 11 Ekim’de açılıyor

    Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde 11-13 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Çerkezköy Endüstriyel Fuarı 2018’in bölgedeki küçük ve orta ölçekteki firmaları büyük firmalar ile bir araya getirerek, bölgesel tedarik zinciri oluşturmayı hedeflediği bildirildi.

    Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığından yapılan açıklamada, “11 Ekim Perşembe günü saat 11.00’de açılışı yapılacak ve üç gün sürecek Çerkezköy Endüstriyel Fuarı 2018, bölgemizde bulunan küçük ve orta ölçekteki firmaları, büyük firmalar ile bir araya getirerek bölgesel tedarik zinciri oluşturmayı hedefliyor” denildi.

    Bölgedeki küçük ve orta ölçekteki firmaları büyük firmalar ile bir araya getirecek olan fuarın Çerkezköy Spor Salonu’nda gerçekleştirileceği kaydedildi.

  • Endüstriyel fırınlar Ramazan yoğunluğuna ilaç gibi geliyor

    Profesyonel mutfaklar için önem arz eden, zaman ve enerji tasarrufunu sağlayabilen teknolojik ekipmanlar, özellikle Ramazan ayının yoğunluğunda aşçıların imdadına yetişiyor.

    Geleneksel sofraların her mekanda öne çıktığı Ramazan ayında, mutfaklardaki telaşı en aza indiren, şeflerin en yakın yardımcısı endüstriyel fırınlar aynı anda birden fazla yemeğin pişmesini sağlarken zamandan ve enerjiden de tasarruf etmeyi sağlıyor.

    Tabakta pişirim özelliği ile aynı anda 82 porsiyon çıkarabilen Bursalı endüstriyel mutfak üreticisi İnoksan’ın geliştirdiği İnosmart Steam Touch Kombi Fırın Kendi kendini yıkama özelliği ile de ilgi görüyor.

    Her geçen gün genişleyen ürün gamında fırınlara ayrı bir yer veren köklü şirket, İnosmart Touch serisini profesyonellerin beğenisine sundu. Fırın Katlı pişirme seçeneği ile buhar-kuru oranını yüzde 10’dan yüzde 90’a kadar ayarlayabilme özelliğine sahip.

  • Kayseri Şeker’de endüstriyel hassas tartım sistemleri eğitimi

    Kayseri Şeker, sürdürdüğü başarılı çalışmalarını, gelişen yeni sistemleri teknik personele tanıtarak daha da ileriye götürmeyi hedefliyor.

    Bu kapsamda yaklaşık 250 teknik personele, saha cihazları, Laboratuvar ve Proses Ölçü Kontrol Ürün Grupları, hassas tartım cihazları tanıtım ve eğitimi verildi.

    Üretkenliği, kaliteyi, standartlarla uyumluluğu ve güvenliği birleştiren Kayseri Şeker, Mükemmel Kalite Kontrol sistemleri sayesinde güvenilir üretim yapmaya devam ediyor.

    Şeker Pancarı Kampanya döneminde Pancar çiftçisine eksiksiz bir çözüm sunmak amacıyla Kayseri ve Boğazlıyan Şeker Fabrikası çalışanlarına, Mettler Toledo Türkiye ekibi tarafından yapılan seyyar tır içinde konulan sistemlerin tanıtımı da yapıldı.

  • Türkiye’de endüstriyel enzim üretimi başladı

    İSTANBUL (İHA) – Öğretim Üyesi Dr. Serdar Uysal, “Bezmialem Vakıf Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nün açılısında yaptığı konuşmada, “Türkiye yılda 150 milyon dolarlık endüstriyel enzim ithalatı yapıyor. Endüstriyel enzim, 300 milyon dolarlık bir pazara sahip ve Türkiye’de üretilmiyor. Ama artık Türkiye’de üretilmeye başlıyor. Kanada’dan, Amerika’dan gelen hocalarımız bulunuyor” dedi.

    “Bezmialem Vakıf Üniversitesi Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nün açılışı düzenlenen törenle yapıldı. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Akça, yaptığı konuşmada, “Bir sağlık üniversitesi olarak istedik ki, Biyoteknoloji ve Yaşam Bilimleri Enstitüsü’nü kurarak yurtdışından çok değerli hocalar getirdik ve milyon dolarlara tekabül eden yatırım yaptık. Biz burada bir hayalin peşinde koşuyoruz. Hedefimiz, bugün Bezmialem’in ya da toplumun günlük ihtiyaçlarını karşılamaktan öte, 30-50 yıl sonrasının Türkiye’sinin ihtiyacı olabilecek bilimsel işleri burada yürütmek” dedi.

    “Bodrum katında laboratuvarını kurdu ve enzim üretti”

    Akça, Yaşam Bilimleri ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nün kadrosuna kazandırılan ilk Öğretim Üyesi Dr. Serdar Uysal’ın Harvard Üniversitesi’nden geldiğini belirterek, “Gelir gelmez dedi ki bize, ‘Ben enzim üretirim’ Biz restorasyona devam ederken, o bodrum katında laboratuvarını kurdu ve enzim üretti. Endüstriyel enzim artık Türkiye’de üretilmeye başlıyor. Kanada’dan, Amerika’dan gelen hocalarımız bulunuyor.” diye konuştu.

    “25-30 yıllık farkı kapatacak adım”

    Dr. Serdar Uysal ise endüstriyel enzim araştırmalarıyla ilgili, “Türkiye yılda 150 milyon dolarlık endüstriyel enzim ithalatı yapıyor. Endüstriyel enzim, 300 milyon dolarlık bir pazara sahip ve Türkiye’de üretilmiyor. Ama artık Türkiye’de üretilmeye başlıyor. Kanada’dan, Amerika’dan gelen hocalarımız bulunuyor. Araştırmaların iki yönü var. Bir tanesi, Türkiye gibi biyoteknolojide 25-30 yıl geriden gelen ülkelerde, yurt dışını yakalayabilmek adına, ki insanların belki 8-10 yılda yaptığını teknolojinin de inanılmaz ilerlemiş olmasıyla 2-3 yılda yapabileceğimiz ürünleri tersine mühendislikle (reverse engineering) yerel kaynaklarla yapmak. İkincisi temel bilimlere ciddi yatırım yapıp 20 yıl sonrasının teknolojilerini inşa etmek. İki alanın paralel gitmesini sağlayacak ve bu iki alanı da besleyecek çok ciddi insan kaynağına ihtiyacımız var. Bu enstitüde yapmak istediğimiz şey de bu” dedi.

    Uysal konuşmasına şöyle devam etti:

    “30 yıl geriden geldiğimiz endüstriyel enzimlerle, mikropları fabrika gibi kullanarak, onlara değerli kimyasallar ürettiriyoruz. Değerli kimyasal insülin olabilir, Hepatit B olabilir ya da ekmekte kullanılan amilaz olabilir. Rekombinant DNA ve mikrobiyel sistemler vasıtasıyla üretilen ürünler, 100 milyar dolar üstünde rakamlara ulaşan sektörler. Türkiye bunların tamamını şu anda ithal ediyor. Biz duvardaki, ekmekteki küfleri fabrika haline getiriyoruz. Bu fabrika haline getirdiğimiz organizmaların içine elektronik devre gibi DNA’dan devre dizayn ediyoruz. Sonra bu DNA’yı mikroorganizmanın içine koyuyoruz. Sonra buna emir veriyoruz. Şunu şu kadar sıcaklıkta, şu pH’ta, şu karbon ve nitrojen kaynağını kullanarak üret’ diye.

    Biz burada bunun Ar-Ge’sini yapıyoruz. Laboratuvarımızda kurduğumuz pilot sistemle üretimin endüstriyel olarak manalı olabilmesi için gerekli olan üretim koşullarının çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Bu şekilde ürettiğimiz enzimden farmasötik ilaçlara kadar tüm biyoteknolojik ürünlerin katma değerinin başka endüstri kollarıyla kıyaslanmayacak kadar yüksek olduğunun da bilinmesi gerekir. Özetleyecek olursak; bu enstitüde bir yandan 20 yıl geriden geldiğimiz biyoteknolojik ürünleri tersine mühendislik ile ülkeye kazandırıp ithal ürünleri yerel olarak ikame etme çalışmaları yaparken diğer yandan 20 yıl sonrasının teknolojik ürünlerinin temel bilimsel araştırmalarını gerçekleştiriyoruz.”

    100 kişilik araştırma ekibi ve 10 laboratuvar

    Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ziya Doymaz da, yaklaşık 100 kişilik akademik kadronun yer alacağı 10 laboratuvara sahip enstitüde ilk aşamada Harvard Üniversitesi ve Amerika Birleşik Devletleri’nde değişik üniversitelerde görev yapan 6 öğretim üyesinin göreve başladığını söyledi. Her öğretim üyesi ile çeşitli sayılarda doktoralı uzman, doktora, yüksek lisans öğrencisi ve teknisyenin çalışacağını belirten Doymaz, “Enstitünün araştırmacı öğretim üyesi ihtiyacı dünyanın saygın üniversitelerinden tersine beyin göçü yoluyla ülkeye kazandırılarak tamamlanacak. Hala öğretim üyesi alım sürecindeyiz” dedi.

    “Tüm vakıf üniversiteleri arasında 4’üncü sırada”

    Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu da, “Üniversite olarak 2010-2011 eğitim yılında ilk öğrencilerimizi almaya başladık. Alanlarında uzmanlaşmış 506 akademisyenle hizmet veren Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Sağlık Bilimleri Fakülteleri ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu bölümlerinde öğrencilerine eğitim hizmeti veriyor. Aralarında dünyanın sağlık alanında en saygın kuruluşlarının da yer aldığı 35 ülkeden 70 üniversite ile uluslararası iş birliği yapmakta. University Ranking by Academic Performance’a (URAP) göre Bezmialem Vakıf Üniversitesi 2017-18 sıralamasında, 2000’den sonra kurulan üniversiteler arasında birinci, 6 binden az öğrenci alan üniversiteler arasında 2’nci, tüm vakıf üniversiteleri arasında ise 4’üncü sırada yer alıyor” şeklinde konuştu.