Etiket: “Endüstri

  • Posbıyık, “Endüstri bölgesi kurdurmayacağız”

    Posbıyık, “Endüstri bölgesi kurdurmayacağız”

    Zonguldak’ın Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, ilçede faaliyet gösteren Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş.’nin (ERDEMİR) alanının özel endüstri bölgesi ilan edilmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

    Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, belediye binasında CHP’li Belediye Meclis üyeleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Erdemir’in özel endüstri bölgesi ilan edilmesi konusunda açıklamalarda bulundu. Kdz. Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, TSO Başkanı, AK Parti İlçe Başkanı ve Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Mustafa Demirtaş ile birlikte önceki gün Bilimi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ı ziyaret ederek taleplerini anlattıklarını ifade eden Başkan Posbıyık, Ereğli halkına bu konuda duyarlı olmaları ve mücadelelerine destek vermeleri çağrısında bulundu. Posbıyık konuşmasında “Birçok yerlerde endüstri bölgesi ilan ediliyor. Endüstri bölgeleri bir kentin sınırının ötesinde fabrikalar vardır. Mücavir bölgelerde vardır. Oralarda ilan edilebilir. Karadeniz Ereğli’de fabrika merkezin tam göbeğindedir. Merkezde Erdemir hava kirliliğinde bir numara. Cüruf dağlarını yasa dışı olarak fabrikanın içine yığmış. Oradan gelen tozu vatandaşın ciğerlerine gönderiyor, Ereğli’de nefes yolu hastalıkları iyice artmış durumda. Endüstri bölgesi ilan edildiğinde belediye filtreleri değiştirmesi için baskı yapamayacak. İnşaatları kaçak, imar kirliliği yapacak: Cüruf, mermer tozları etrafta dolaşacak. Cüruf tozları içme suyuna karışıyor, felaket yaratıyor. Aynı OSB gibi olacak, inşaat harçlarını da vermeyecek. Kirlilikte bağımsız olarak hareket edecek. Bu bölgede yaşayan insanlar, burası endüstri bölgesi yapıldığı takdirde bölgeyi terk etmesi gerekecek. Toprak zehirlenecek. Fütursuzca hareket edecek. Engel olan yok. Hava kirliliği makinesi bozulmuş, kimsenin haberi yok. Bir haftadır eleman bekliyoruz düzeltsinler diye. Şu anda hava kirliliğini bilmiyoruz” dedi.

    Kdz. Ereğli tüm siyasi partilerin temsilcileri ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gideceklerini ve taleplerini anlatacaklarını belirten Posbıyık, Erdemir’i özel endüstri bölgesi yapılmasına müsaade etmeyeceğini anlattı. Posbıyık açıklamasında şu sözlere yer verdi: “Biz Ereğli halkı olarak, AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi parti farkı gözetmeksizin bir mücadeleye giriyoruz. Cumhurbaşkanımız, Ereğli’nin milletvekili benim, dedi, milletvekili olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı görüyoruz. Lobi olarak kendisiyle görüşmek için randevu isteyeceğiz. Cumhurbaşkanımızın Ereğli halkının taleplerini dinleyeceğine bütün kalbimle inanıyorum. Ayrıca Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar’dan randevu alıp kendisine sorunlarımızı ileteceğiz. Tüm Ereğli halkına, Gülüç halkına, Ormanlı halkına içimden geldiği gibi seslenmek istiyorum. Değerli halkım, en büyük sanayi kuruluşlarının olduğu bir bölgede yaşamanıza rağmen, ekonomi, istihdam yönünden ezildiniz, yokluklar yaşıyorsunuz. Çocuklarınızı Erdemir’e işe sokamıyorsunuz. Başka bölgelerden gelen baskılarla onların çocukları alınıyor. Ereğli’den yok, çünkü Ereğli’nin sahibi yok. Neden? Niçin? Sebep ne? Sebebi çok iyi biliyorum. Bakana da bunları anlattım. Ereğli halkı olarak mahvolduğumuzu söyledim. Endüstri bölgesini yaptırmayacağımı, kanımın son damlasına kadar çalışacağımı söyledim. Bölgemin insanı sakindir, ensesine vur, lokmasını al. Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkan sessiz bir halk. Özelleştirme meselesinde büyük mücadeleler verdik ama istediğimiz desteği alamadık. Özelleştirmeden sonra herkes yandım Allah diye bağırıyor. İşçinin yüzde 35 haklarını kestiler, ayağa kalktık, sendika beni düşman belledi. Ama halktan destek göremedik. Şimdi haklıymışsın diyorlar ama iş işten geçtikten sonra. İşten adamlar atıldı haksız yere, formenleri, mühendisleri dövdüler, isyan ettik, ayağa fırladık ama istediğimiz desteği alamadık. Şimdi Ormanlı’ya, Kandilli’ye, Gülüç’e, Ereğli’ye sesleniyorum. Son şansımızı kullanacağız. Eğer Erdemir özel endüstri bölgesi hattına girdiği takdirde, tam bağımsız, daha fazla kirleten, cürufunu denize atan, lisans almayan bir tavır sergileyeceğini herkesin tahmin etmesi lazım. Erdemir’e taşerona dahi çocuklarınız giremez. Çocuklarınızı, torunlarınızı seviyorsanız, ilçe başkanlarımız, il genel ve belediye meclisi üyelerimiz, oda başkanları ve dernek başkanlarımızla birlikte bir planlama yapıp, demokratik kurallar içinde hakkımızı arayacağız. Endüstri bölgesini buraya kurdurmayacağız.”

    Başkan Posbıyık ayrıca ilerleyen günlerde eylemlere başlayacaklarını söyledi.

  • Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi tanıtım toplantısı Adana’da yapıldı

    Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi tanıtım toplantısı Adana’da yapıldı

    Rönesans Holding’in Hollandalı şirket Port of Rotterdam ve Adana Sanayi Odası (ASO) işbirliğiyle yönetici şirketi olduğu Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi’nin tanıtımı; Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Rönesans Holding Başkanı Dr. Erman Ilıcak ‘ın da katıldığı toplantıyla Adana’da yapıldı.

    Arz ve talep açısından bir kesişme noktası olan Adana Ceyhan’da 8 milyar dolar yatırımla kurulan Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi ile petrokimya ürünlerinde dışa bağımlılığın, dolayısıyla cari açığın azalmasına 2 milyar dolarlık katkı sağlayacak.

    Cezayir’in milli enerji şirketi Sonatrach ve Güney Koreli GS E&C ile birlikte Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi’nin ilk yatırımına hazırlanan Rönesans Holding, aynı zamanda Hollandalı Port of Rotterdam ile bölgenin yönetim ve altyapı geliştirmesini üstlenirken, Ceyhan’a uluslararası yatırımcıların çekilmesinde de ön planda olacak.

    2007 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile kurulması kararlaştırılan, Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi’nin tanıtım toplantısı, Adana’da gerçekleştirildi. Kentteki bir otelde düzenlenen toplantıda yatırım ortakları ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı personelleri bir araya geldi.

    Gelişmiş ülkelerin en önemli kalkınma kaynaklarından biri olan petrokimya endüstrisinin Türkiye’de gerçekleştirilecek ve Türkiye’yi petrokimyada global üretim üssü olarak konumlandıracak en büyük projesi olan Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi Projesi, Cumhurbaşkanlığı 2019-2021 orta vadeli ekonomik programı doğrultusunda, Rönesans Holding tarafından, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi’nin yönetimi ve altyapısının geliştirilmesini, iş ortakları Port of Rotterdam ve Adana Sanayi Odası ile birlikte yürütecek.

    “Artık vaatler bitti, uygulamaya geçiyoruz”

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, toplantıdaki konuşmasında, tesisin tamamlandığında hem Çukurova’nın, hem de Türkiye’nin petrokimya sektöründe söz sahibi olacağının altını çizerek, projenin ortaklık anlaşmasının da 2018 yılında tamamlandığını hatırlattı. Kurum, “Artık vaatler bitti, uygulamaya geçiyoruz. Bu proje Adana’da sanayi, istihdam ve kentin geleceği açısından çok önemli. İstihdam açısından bakıldığında 10 yılda sadece inşaat aşamasında 40 bin kardeşimiz iş sahibi olacak. Tesis hizmete girdiğinde de 10 bin kişi burada doğrudan çalışacak” dedi.

    Yerli üretimi destekleyecek projelerle Türkiye’yi her alanda lider duruma getirmek için çaba gösterdiklerini kaydeden Bakan Kurum, Türkiye’ye ve bu ülke halkına büyük katkılar sağlayacak stratejileri uyguladıklarını anlattı. Kurum, “Bugüne anlamak, düne bakmakla mümkün. Son 16 yılda her alanda bağımsızlık mücadelesi verdik. Dünya 2008’de küresel bir kriz yaşadı. Hamdolsun o kriz döneminde yatırımlarımız hiç kesintiye uğramadı. Avrupa ve Amerika yerinde sayarken, o dönemde biz büyüme rekorları kırdık” diye konuştu.

    “Kendi İHA’mızı üretmeseydik, Afrin’de başarılı olamazdık” diyen Bakan Kurum, savunma sanayisinde gerçekleştirdikleri yatırımlara da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Savunma sanayinde bağımlı haldeydik ama bugün kendi İHA ve SİHA’larımızı üretiyoruz. İHA’ları üretmemiş olsaydık, Afrin’de ‘Fırat Kalkanı Harekatı’nı yapamaz, başarılı olamazdık. Ekonomide dışa bağımlıydık. Daha önce IMF’ye bağımlı olarak hareket ediyor, kendi kararlarımızı kendimiz alamıyorduk. 23.5 milyar dolar borç ödeyip, ekonomik bağımsızlığımızı kazandık. 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 960 milyar dolara taşıdık. Yıllık 36 milyar dolar olan ihracatımızı 160 milyar dolara taşıdık. Eskiden darbe ve cuntalara teslim olana bir ülke vardı. Şimdi darbecileri karşısında aslanlar gibi dikilen, 16 saatte milletiyle birlikte tankların önüne geçip, ‘Dur’ diyen bir Türkiye var. Ağustos ayında tüm ekonomi temellerimizden bağımsız olarak, bir dış şokla karşılaştık. Ekonomik savaş başlattılar ama yerinde müdahalelerimiz sayesinde piyasalardaki dalgalanmaları bertaraf ettik. Ülkemize yatırımcıların gelip, yeni fabrikaların açıldığı çok önemli bir sürece şahit oluyoruz.”

    Türkiye’nin, yıllık 2 milyar dolarlık cari açığını kapatacak

    Ceyhan’da hayata geçirilecek olan ‘Polipropilen Üretim Tesisi’nde yıllık 450 bin ton üretim yapılacağını, bunun da Türkiye’nin yerli üretim yapıp, hammaddede dışa bağımlılığının da önüne geçeceğini kaydeden Bakan Kurum, tesisler tamamlandığında da Türkiye’nin, yıllık 2 milyar dolarlık bir cari açığı kapatıp, 4-5 milyar dolarlık bir gelir elde edeceğini vurgulayarak, “Dışa bağımlılığımızı azaltacak bu proje, ekonomimizi de her açıdan daha güçlü kılacak. İthal bağımlılığı, tüm sektörlerin direncini kırıyor. Artık bu firmalar, dövizdeki dalgalanmalara karşı dimdik durabilecek” dedi.

    Emlak Katılım Bankası’nın, sektörel bazda da ithal bağımlılığı azaltacak ihtiyaç duyulan malların Türkiye’de üretilmesinde stratejik bir rol üstleneceğini belirten Bakan Kurum, “Sanayicimize bir tesis ya da fabrika kurarken, kullanılan malzemelerdeki ithal oranını düşüreceğiz. Bu oranı düşürmek için gerekirse sanayicilerimizle ortak fabrikalar açacağız. Gerekirse bu süreci teşvik etmek adına her türlü maddi ve teknik desteği de sunacağız. Emlak Katılım Bankası da ithal malların burada üretilmesi için önemli bir süreç yürütecek ve dev projelerle de milyarlarca lira tasarruf sağlanacak” dedi.

    “10 bin vatandaşa istihdam sağlanacak”

    Rönesans Holding Başkanı Dr. Erman Ilıcak ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 ile 2021 yıllarını kapsayan orta vadeli ekonomik programında, öncelikli proje olarak yer alan Ceyhan’da petrokimya endüstri bölgesi oluşturulması ve bu kapsamda amaçlanan her yıl yaklaşık 15 milyar dolar ödenerek ithal edilen başta polipropilen, polietilen ve PVC olmak üzere birçok petrokimya ürününün Adana’da üretilmesi ve en az 10 bin vatandaşa istihdam sağlanması hedeflerini ulaşmak için ilk adımı attıklarını söyledi.

    Önceki yıllarda yapılan çalışmalara değinen Dr. Ilıcak, 2007 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Ceyhan’da 14 milyon metrekarelik bir alanda, enerji ihtisas bölgesinin kurulmasının kararlaştırıldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İçinde rafineri, petrokimya tesisleri, termik santraller, liman hatta tersaneler olan çok geniş kapsamlı bir projeydi. Başta Adana Sanayi Odası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere, birçok kurum bu projenin hayat bulması için emek verdi. Ama 2008 yılındaki global kriz, ardından petrol fiyatlarındaki düşüş, ilgili firma sayısını çok azalttı. Gelmek isteyenler de yıllarca süren kamulaştırma davaları, sonuçlanmayan imar çalışmaları ve başlayamayan, başta liman olmak üzere altyapı yatırımlarını bahane ederek maalesef gelmedi. Ankara’daki inşaat şirketinin Ceyhan’da Petrokimya işiyle ne alakası var diye düşünenler vardır doğal olarak. Biz 75 bin çalışanı, yaklaşık 10 milyar dolar aktif varlığıyla, Avrupa’nın 9. En büyük inşaat ve yatırım şirketiyiz.”

    “2023’te kaliteli plastik ürünleri imal eden fabrikalar kümelenecek”

    Önümüzdeki 5 yıl içerisinde yapmak istediklerini de anlatan Dr. Ilıcak, şunları söyledi:

    “İlk aşamada bölgenin amacına uygun şekilde, altyapısının planlanması, imar ve parselasyon işlerinin tamamlanması ile başlayacağız. İkinci aşamada bölgede kurulacak ilk yatırım olacak. Yıllık 450 bin ton üretim kapasiteli, 1.3 milyar dolar yatırım tutarlı polipropilen fabrikasının ve bölgede hizmet verecek liman ile depolama tesisinin inşaatını başlatacağız. 1.3 milyar dolarlık bu yatırımı Sonatrach ile beraber Güney Kore’nin önde gelen mühendislik ve yatırım firması GS ile beraber yapacağız. Ve finansmanın tamamını yurtdışından temin edeceğiz. Polipropilen Fabrikası bölgemizin ilk kiracısı olacak. 3’üncü aşamada ise Rotterdam Limanı’nın değerli yöneticileri, Cumhurbaşkanımıza bağlı yatırım ofisi yetkilileri ve siz değerli sanayicilerimiz ile birlikte, ülkemizin her yıl 15 milyar dolar tutarında ithal ettiği etilen, polietilen, polipropilen ve PVC’yi üretecek yatırımcıları bulup, onların önünü açacağız. İlk başta da belirttiğim gibi, 10 milyar dolar yatırım çekmek 10 bin gencimize iş imkanı sağlamak ve dış ticaret açığımızı 4 milyar dolar azaltmak mecburiyetindeyiz. Projenin 4’üncü aşamasına gelince bugüne kadar beraber çalıştığımız, konuştuğumuz, Adana’ya getirdiğimiz her uzmanın aynı fikirde olduğu tek konu bu diyebilirim. Adana’da 2023 yılı itibarıyla devreye girecek polipropilen, ardından gelecek etilen, polietilen ve PVC’yi hammadde olarak kullanarak, yüksek kaliteli plastik ürünleri imal edecek fabrikalar kümelenecek. İmkan olursa hammadeyi üreten fabrikalara, boru hatlarıyla bağlanacak bir Plastik Organize Sanayinin, Adana Sanayi Odamız ve Valiliğimiz öncülüğünde kurulması.”

    “Türkiye için oyun değiştirici bir hamle olacak”

    Rotterdam Limanı’nın dünyanın en büyük limanı olduğunu ifade eden Port of Rotterdam Başkan Yardımcısı Rene van der Plas, coğrafi konumunun yanı sıra alt yapıya verdiği önemin, kendilerini bugünkü ölçeklerine ulaştırdığını söyledi. Ceyhan’da kurulacak petrokimya endüstri bölgesinin de büyük bir fırsat olduğunu dile getiren Plas, “Bu bölge Türkiye için oyun değiştirici bir hamle olacaktır. Yeni fırsatlar sunacak bir proje. Bu bölgede doğal gaz ve petrol boru hatları ile gerekli bağlantılar zaten var. Türkiye’nin Avrupa ile Asya arasında köprü görevi görmesi ve Ceyhan’ın Ortadoğu ile Afrika’ya rahatlıkla sevkiyat yapabilmesi, bence başarının anahtarlarından en önemlisidir. Bizim onlarca yıldır dünya genelinde nakliye konusundaki deneyimlerimizi burada değerlendirmeyi umuyoruz” diye konuştu.

    “Türkiye de altyapı gelişimine önem veriyor”

    GS E&C Başkan Yardımcısı Kim Yong-seon ise Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi Projesi’nin bir parçası olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek, projenin Ceyhan’ın ekonomisine büyük katkı koyacağını söyledi. Bugün tanıtım toplantısında atılan ilk adımın ardından Ceyhan’ın bölgenin önemli petrokimya merkezlerinden biri olacağını düşündüğünü belirten Yong-seon, “Bizim tarihimizde pek çok önemli proje var ve Türkiye ile de çok işbirliğimiz oldu. Biz dünyada epc projelerinde lider firmalardan biriyiz. Türkiye’de deneyimi 2011’lere dayanan 2’si İzmir’de, bir tane İzmit’te ve bir tane de Kırıkkale’de olmak üzere projelerimiz hali hazırda devam ediyor” diye konuştu.

    Farklı petrokimya projelerinde hem Güney Kore’de hem de uluslararası kapsamda deneyim ve yatırıma sahip olduklarını dile getiren Yong-seon, şirket olarak Ceyhan’daki projeden de başarılı olacaklarını belirterek, “Başarılarımızın Ceyhan’ın ve Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına güç ve hız katacağını düşünüyoruz. Bildiğiniz gibi Güney Kore’de petrol ve doğalgaz gibi kaynaklar yok. Ancak ülkemizde doğal kaynakların olmamasına rağmen hükümetimiz 1970’lerden beri altyapı gelişimine büyük önem vermiştir. Türkiye de bu anlamda model bir ülke. Biz de bu bölgeye değer katacağımıza ve tatminkar düzeyde hizmet vereceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Cezayir dışında yüksek kapasitede kurduğumuz ilk proje”

    Sonatrach Başkan Yardımcısı Hakkar Toufik ise 2017 yılında Sonatrach ve Rönesans’ın Ceyhan’da bir petrokimya tesisi kurarak polipropilen üretmek amacıyla mutabakat imzaladığını hatırlatarak, bugün ise bu projeyi gerçekleştirmek adına ilk adımı attıklarını söyledi. Bu projenin stratejik olarak her iki şirket için de çok önemli olduğunu ifade ederek, “Bu proje Türkiye’nin ve dünyanın bu bölgesinde polipropilen hammaddelerinin üretimi başlayacak. Aynı zamanda Sonatrach pazarı olarak da 2 milyon tonun üzerinde talep gösteren bir pazardır. Sonatrach Cezayir’de bir kamu firmasıdır. Özel bir kuruluş olan Rönesans ile ortak olarak kamu-özel ortaklığı kuruyoruz. Bu proje Sonatrach için çok önemli. Çünkü bu proje, Cezayir dışında bu kadar yüksek kapasitede kurduğumuz ilk projemiz. Bizim için de yurtdışına açılma stratejisinin de bir parçası” diye konuştu.

    Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise Ceyhan’da gerçekleştirilecek yatırımın Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nin bir başarısı olarak gördüklerini belirterek, “Bu projenin sonlanması için son bir yıl içerisinde tüm paydaşlar ekiplerini harekete geçirerek , çok özverili bir katkıda bulundular. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı personeli ile bakanlığımızda gece gündüz birlikte çalıştık. Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi’nin yönetici şirketlerine başarılar diliyorum” dedi.

    Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç ise bölginin yakın coğrafyasında yer alan 600 milyar dolarlık alana sunacağı ihracat ürünleriyle büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, yapılacak bu tip yatırımların, Türkiye’nin makro anlamdaki hedeflerine ulaşma noktasında önemli bir adım olacağını kaydetti.

    Toplantıya yatırım ortaklarının yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, milletvekilleri Abdullah Doğru, Tamer Dağlı, Mehmet Şükrü Erdinç, Ayşe Sibel Ersoy, Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe ve sektör temsilcileri katıldı.

  • KARDEMİR’de Endüstri 4.0 eğitim semineri düzenlendi

    Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) AŞ’de çalışanların bilgi birikim ve yetkinliklerinin artırılması için gerçekleştirilen eğitim faaliyetleri kapsamında, Endüstri 4.0 eğitim semineri düzenlendi.

    Kardemir Eğitim Kültür Merkezinde düzenlenen seminere Siemens Türkiye eski yöneticilerinden ve ION Academy kurucusu Ali Rıza Ersoy konuşmacı olarak katıldı.

    Kardemir Yönetim Kurulu Üyesi H. Çağrı Güleç, Genel Müdür Vekili Mansur Yeke, Mali İşler Koordinatörü(CFO) M. Furkan Ünal, Satış Pazarlama Koordinatörü Reyhan Özkara ve ünite müdürleri başta olmak üzere başmühendis, mühendis, formen ve işçilerden oluşan yaklaşık 500 çalışanın katıldığı eğitim seminerinde dördüncü sanayi devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0 ile birlikte dünyada yaşanan dijitalleşme süreci ele alındı.

    Seminer, Kardemir Mali İşler Koordinatörü M. Furkan Ünal’ın açılış konuşması ile başladı. Kardemir’in hayata geçirilen yatırımlar ile büyümeye devam ettiğini belirten Furkan Ünal, Endüstri 4.0 olarak adlandırılan dönüşüm sürecinin tüm sektörlerde yaşandığına dikkat çekerek, Kardemir’in de tüm dünyada yaşanan dijital dönüşüm sürecinin gerisinde kalamayacağını kaydetti. Düzenlenen eğitim seminerinin bu amaca hizmet edeceğini de söyleyen Ünal, tüm çalışanlardan bu dönüşüm sürecine adapte olmasını istedi.

    “Endüstri 4.0 bir tehdit değil, bir fırsattır”

    ION Academy kurucusu Ali Rıza Ersoy ise yaptığı sunumda Endüstri 4.0’ın tüm sektörler ve dünyanın geleceği için önemine dikkat çekti.

    Ersoy, konuşmasında dünya’da sanayileşmenin 1800’lü yıların sonunda su buharının devreye girmesiyle birlikte başladığını, arkasından elektrikle birlikte seri üretime geçildiğini ve sanayi ürünlerinin insanlık için ulaşılabilir hale geldiğini, 1970’lerden itibaren de elektroniğin devreye girerek otomasyon çağının başladığını da hatırlattı.

    Ersoy “ Aslında buraya kadar her şey normal gidiyordu ancak, otomasyon çağı ile birlikte yeni bir tehdit ortaya çıktı. Bu tehdit doğunun yaptığı sanayi üretimin batının yaptığı sanayi üretimini geçmesi oldu. Endüstri tarihinde ilk kez batı, krallığını doğuya kaptırmaya başladı. Bu nedenle Endüstri 4.0’ı duyduğumuzda aklımıza gelmesi gereken ilk şey ‘çok büyük bir tehdit” oldu. Ama bunu ne batı ülkelerinin ne de bizim kabullenmemiz beklenemezdi” dedi.

    “Endüstri 4.0’ı ıskalama şansımız yok”

    Batı ülkelerinin doğudan gelen bu tehdit karşısında üç konuya yoğunlaştığını belirten Ali Rıza Ersoy, bunlardan birincisinin inovatif süreçleri hızlandırmak, ikincisinin doğunun yapamadığı şekilde tüm üretim hatlarını esnek haline getirmek ve bu esneklikle üretim hatlarını durdurmadan tüm kişisel beklentileri karşılayabilecek ürünler üretmek, üçüncüsünün ise üretimi verimli hale getirmek olduğunu kaydetti. Artık dünyanın, doğu ülkelerinden çok daha ucuza ve daha fazla üretebilmek için gerekli teknolojilere sahip olduğunu belirten ve bununda kas gücünü sistemden çekmekle mümkün olabileceğini söyleyen Ersoy konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “İnsanı sistemden çektiğinizde iki konu birden gerçekleşiyor. Çünkü artık sistem geçmişte olmadığı kadar mükemmel çalışıyor, çünkü hata yapan ana unsur insan oluyor. Her on trafik kazasından 9’unun insan kaynaklı olduğunu düşünürsek burada tartışılacak bir şeyin olmadığı da ortaya çıkıyor. İkinci konu ise sistem geçmişte olmadığı kadar ucuzluyor. Çünkü asıl pahalı olan insan. İlk defa 2011 yılında Endüstri 4.0 kavramı konuşulmaya başlandı. 2012 yılında Almanya bu konuya odaklanarak çalışmalara başladı. 2013 yılına gelindiğinde ise Almanya Endüstri 4.0 ile ilgili yol haritasını ortaya koydu. Çünkü Almanya dipten gelen dalgayı fark etti. Çünkü bu ülkenin tamamını etkileyebilecek bir durumdu. Türkiye olarak birinci sanayi devrimini birkaç yüzyıl, ikinci sanayi devrimini 150 yıl, üçüncü sanayi devrimini 30-40 yıl ıskalamış olabiliriz. Ama artık Endüstri 4.0’ı ıskalama şansımız yok. Bugün çok iyi biliyoruz ki Türkiye bu devrimi ıskalamayacak.”

    2020 yılına geldiğimizde dünyada 40 milyar nesnenin internete bağlı olacağı da sözlerine ekleyen Ali Rıza Ersoy,“ Gelecekte TC Kimlik numaraları yerine IP numaralarının kullanılacak. 2010- 2020 yılları arasında insanın ürettiği datanın 50 misli artmasının bekleniliyor ve insanlık tarihinin hiçbir döneminde hiçbir başlık altında hiçbir şeyin 10 yıllık süreçte 50 kez artmadı. 2000 yılında ilk kez 1 yılda üretilen verinin bütün insanlık tarihi boyunca üretilen veriye eşitlendi. Dünyayı işte böyle bir gelecek bekliyor. Bugün Almanya’da 365 gün 24 saat çalışan bir fabrikada 1000 değişik ürün yapılıyor. İnsan katkısı sadece yüzde 25. O da henüz makine ve robotlara devredemediğimiz insan kaynakları, satış pazarlama, muhasebe gibi fonksiyonlar. Tüm üretim hattı ise insansız. Hata oranı hemen hemen sıfır. Bunu, kas gücünü sistemden çekerek yapabiliyorlar ve böylelikle sistem mükemmelleşiyor” dedi.

    “Geleceğin fabrikaları artık tamamen robotlarla donatılmış olacaktır” diye konuştu.

    Ülkemizin de Endüstri 4.0 ile ilgili gerekli platformların kurulduğunu ve bu konuda ki yol haritasının belirlendiğini söyleyen Ersoy konuşmasını Türkiye’nin Endüstri 4.0 ile ilgili fırsatlarına dikkat çekerek şöyle tamamladı:

    “ Geleceğin fabrikaları artık tamamen robotlarla donatılmış olacaktır. Bu fabrikaları tabletlerden yönetiyor olacağız. Kol gücünün yerini beyin gücü alacak. Sistem insanın kol gücü yerine en kıymetli kısmı olan beynini istiyor. İnsanın okumuşluğunu, görmüşlüğünü, bilgeliğini, öngörü kabiliyetini, takım kurma, problem çözme kabiliyetini, mühendislik ve programlama kabiliyetini istiyor. Komşu ülkelerimizin içeresinde hiç birisinde bizdeki kadar köklü üniversiteler ve onların yetiştirdiği hocalar, onların yetiştirdiği işletmeciler, mühendisler yok. Bunların hiç birisinde batı ekonomisine tamamen entegre olmuş bir ekonomi yok. Bunların hiç birisinde Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında iş peşinde koşan girişimciler yok. Avrasya bölgesinde geleceğin üretim gücü olmak gibi bir fırsat var karşımızda. Bunu yaparsa Endüstri 4.0 yapacak. Sizler 4.0’ı kullanarak ülkemizi gelişmekte olan ülkeler statüsünden alarak gelişmiş ülke statüsüne getirmek gibi çok büyük bir şansa sahipsiniz. Tehditle başlayan bu konu aslında bizim için kocaman bir fırsattır. Eğer ülkemizde Endüstri 4.0 tartışılmaya başlamışsa, o dipten gelen dalgayı gördüğümüzdendir”

    Eğitim semineri sonunda Kardemir Yönetim Kurulu Üyesi H. Çağrı Güleç ve şirket koordinatörleri tarafından Ali Rıza Ersoy’a günün anısına Kardemir ürünlerinden oluşan bir masa seti takdim ederek teşekkür ettiler.

    Kardemir’deki eğitim seminerlerinin bundan sonra da farklı güncel konu başlıklarında devam edeceği belirtildi.

  • SAÜ’de ‘Endüstri 4.0 ve geleceğin teknolojileri’ konuşuldu

    Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezince (SASGEM) düzenlenen Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Erdal Çelik oldu.

    SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşen konferansta “Endüstri 4.0 ve Geleceğin Teknolojisi” konusu ele alındı. Prof. Dr. Erdal Çelik, konuşmasında endüstriyel devrimlerin tarihsel gelişimi, endüstri 4.0’ın ne zaman başladığı ve mevcut durumu, endüstri 4.0’ın Türkiye’de ve dünyada nasıl şekilleneceği ve buna bağlı olarak geleceğin teknolojisinin nasıl ilerleyeceği konularına değindi. Konuşmasının başında ilk üç endüstri devriminin tarihçesinden bahseden Prof. Dr. Erdal Çelik, “Birinci endüstriyel devrim, su buharı gücüyle çalışan mekanik sistemlere dayalı üretim olarak gerçekleşmiştir. Daha sonraki yıllarda ikinci endüstriyel devrimde, daha çok elektrik enerjisinin devreye girdiği bir yapıyı, insan gücüne dayalı kitle üretim araçlarının devrede olduğu bir yapıyı gördük. Üçüncü endüstriyel devrime baktığımız zaman ise burada da bilgisayar sektörü bilgisayar sistemleri devreye girdi” dedi.

    Endüstri 4.0’ın günümüzde başladığını ve önümüzdeki yıllarda etkin bir şekilde kendisini göstereceğini belirten Prof. Dr. Çelik, bu devrimin siber üretim sistemlerine dayalı fiziksel üretimi ifade ettiğini ve tamamen dijitalleşmeye yönelik bir çalışmayı oluşturduğunu kaydetti. Endüstri 4.0’ın otomasyon sistemlerinin veri alışverişleri ve üretim teknoloji sistemleri çerçevesinde bir bütünü oluşturduğuna işaret eden Çelik, “Buradaki hedef, üretim faktörlerini oluşturacak tüm parçalar arasında cihazların haberleşme ağını oluşturması, esnek, dinamik, kendi kendini yönetebilen bir sistemin kurgulanması şeklinde ifade edilmektedir. Tabi bunun altında pek çok sebep var. Endüstri 4.0 neden ortaya çıktı? Bunlardan birisi, yaşlı Avrupa’nın ortaya çıkması, buna bağlı olarak değişimlerin hızlı bir şekilde ayak uyduramamasıdır. Çin’in güçlü bir şekilde gelmesi, buna karşı rekabet üstünlüklerini gösterilememesi etkilidir. Böylece Almanya’da endüstri 4.0 stratejilerinin adı belirlenmiş oldu” diye konuştu.

    Endüstri 4.0’ın devamında ise yeni bir döneme girileceğini belirten Çelik, “Buna bağlı olarak farklı bir devir daha açılmaktadır. Toplum 5.0 adını verdiğimiz bu dönemde başta makine, mekatronik gibi alanlar olmak üzere her şey dijitalleşecek. İnsanlar burada nerede olacak, tam olarak bilemiyoruz. Buna bağlı olarak insanların mutluluğu da önem arz ediyor. Bu kapsamda fizik ve metafizik alemdeki mutluluğu ön plana çıkaran bir felsefe ile devam edilmiş oluyor” ifadelerini kullandı.

  • Endüstri 4.0 Zirvesi’nde yeni iş yapma modelleri ve üretim metotları konuşuldu

    Türk iş dünyasına yön veren iş insanlarının buluşma noktalarından CEO Club çatısı altında düzenlenen ’Endüstri 4.0 Zirvesi’, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleştirildi.

    Türk iş dünyasına yön veren iş insanlarının buluşma noktalarından CEO Club çatısı altında düzenlenen ’Endüstri 4.0 Zirvesi’, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleştirildi. Sanayinin geleceği ve Endüstri 4.0 kavramı kapsamında yeni iş yapma modelleri ile üretim metotlarının masaya yatırıldığı zirve, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin’in açılış konuşmalarıyla başladı.

    Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin’in moderatörlüğünde, Koç Holding Dijital Lideri Murad Ardaç’ın katılımlarıyla ‘Holdinglerin Ajandası’ panelinde; holdinglerin dijitalleşme stratejileri konuşuldu. Zirve, Cisco Türkiye CEO’su Cenk Kıvılcım moderatörlüğünde, Kordsa CEO’su Ali Çalışkan, TAT CEO’su Arzu Aslan Kesimer, Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ve Schneider Electric Türkiye, İran ve Orta Asya Bölge Başkanı Bora Tuncer’in Endüstri 4.0 ile ilgili görüşlerini paylaştığı ‘CEO Vizyon 2019’ başlıklı panelle devam etti.

    Sanayide teknolojinin liderleri ödüllendirildi

    Zirve kapsamında ayrıca, Türkiye’de ilk defa CEO Club üyeleriyle gerçekleştirildiği kaydedilen anket ile ’Sanayide Teknolojinin Liderleri’ de açıklandı. Yapılan bilgilendirmede sanayide teknolojiye yatırımları, vizyonları ve şirket stratejileriyle yön veren CEO’ları belirlemeyi amaçlayan ankete, 300’e yakın CEO Club üyesi, CIO ve CTO katıldı. Anket sonucunda, ilk 10’a, son iki sırada 2’şer olmak üzere toplam 12 lider girdi. Zirvenin ardından düzenlenen törende; Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu, ASELSAN Genel Müdürü Haluk Görgün, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, Siemens Türkiye CEO’su Hüseyin Gelis, Havelsan CEO’su Ahmet Hamdi Atalay, Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, TÜPRAŞ Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy, Schneider Electric Türkiye, İran ve Orta Asya Bölge Başkanı Bora Tuncer, Mercedes Benz Türk CEO’su Süer Sülün, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün ve Kordsa CEO’su Ali Çalışkan’a ödülleri takdim edildi.

    “Endüstri 4.0 devrimi için gerekli dijital sıçramayı güç birliğiyle gerçekleştireceğiz”

    Başarılı bir Endüstri 4.0 dönüşümünün işletmeleri de, ekonomiyi de büyüteceğini ifade eden Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, “Dijitalleşme ile ortaya çıkan yeni ürün ve hizmetler, yepyeni iş fikirleri ve yeni üretim metotları, işletmeleri alışageldiğimiz geleneksel iş süreçlerini terk etmeye zorluyor. İleri teknoloji, sanal süreçler ve yüksek optimizasyon sunan Endüstri 4.0; ürünün tasarımından üretimine, pazara çıkışından servisine kadar tüm aşamalarda maksimum verimlilik, üretkenlik ve daha az maliyet potansiyeli taşıyor. Bu potansiyel ‘yeni rekabetçilik’ kavramının ve küresel rekabet gücünün iyileştirilmesinin de merkezinde yer alıyor. Biz de Vodafone olarak tam bu noktada devreye giriyoruz. Türkiye’de faaliyet gösteren tüm işletmelerin ‘dijital iş ortağı’ olarak, A’dan Z’ye tüm dijitalleşme ihtiyaçlarında, uçtan uca çözümlerimizle yanlarındayız.

    Amacımız Endüstri 4.0 devrimini yapabilmek için ülkemizin ihtiyacı olan dijital sıçramayı güç birliği ile gerçekleştirebilmek. Özellikle, Endüstri 4.0’ın temelinde yer alan nesnelerin interneti teknolojisi (IoT) sayesinde birbirleriyle iletişim kurarak hayatımızı kolaylaştıracak makineler, sistemler, hayatın hemen hemen her alanında kendini göstermeye devam edecek. Biz de 50’yi aşkın ülkede 77 milyondan fazla nesneye hayat vererek, dünyanın en büyük IoT hizmet sağlayıcısı konumunda bulunan Vodafone Grubu’ndan aldığımız güçle, ülkemizdeki tüm sektörlerin dijitalleşmesine ortak olma vizyonuyla faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’yi dijitalleşmeye götürecek yolda, iş ortaklarımız için tek çatı altında çözümler geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.