Etiket: Endişesi

  • Kış şartlarında esnafın pandemi endişesi

    Kış şartlarında esnafın pandemi endişesi

    Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Çelik, yaklaşan kış şartlarında devam eden pandemi ve vadesi gelen finansal dönüşlerin SSK ve maliye ödemelerinin üstesinden nasıl gelinebileceğiyle ilgili somut çözümler ortaya konulması gerektiğini ifade ederek, “Aksi takdirde önümüzdeki süreçte daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya gelebiliriz” dedi.

    Tokat’ta basın mensupları ile bir araya gelen Başkan Çelik, gündeme ilişkin konularda açıklamalarda bulundu. Mart ayında tüm dünyanın ve ülkemizin yaşamış olduğu pandemi krizinin ekonomik problemlerin daha da hissedilir hale gelmesini sağladığını ifade eden Başkan Çelik, “Pandemi döneminde bir araya gelip bu tablodan olumsuz etkilenen özellikle sağlık, eğitim, ulaştırma, kafe, restoran gibi hizmet sektörlerinin desteklenmesini zorunlu kılmıştır. Ancak nakdi yardımların pandemiden fazla etkilenmeyen çalışmayan, üretmeyen insanlara yapılması, bulunabilen bütün kaynakların ötelemeli, düşük faizli finansal kaynak olarak tüm sektörlere verilmesi, SGK ödemeleri ve stopajların ertelenmesiyle kamu alacaklarının ötelenmesi; sorunun çözülmesine değil ötelenmesine sebep olmuştur. Bu süreci finans çevrelerinin iyi yönetememesi, doğru sektörlere ve ihtiyacı olan iş insanlarının kredi alamamasına araç, altın ve dövizde hareketliliğin artmasına sebebiyet verdi” dedi

    Başkan Çelik, iş dünyası ve ekonomi yönetimi her zamankinden daha çok bir araya gelerek çözüm önerilerini tartışarak ciddi ve radikal kararlar alması gerektiğini ifade ederek, “Toplumsal mutabakat sağlanmalı, ekonomi yönetimi samimiyetini liyakatını ortaya koymalıdır. Pandemiden etkilenen sektörler, nakit desteği, kira desteği, elektrik, doğalgaz, akaryakıt destekleri gibi somut yardımlarla desteklenmelidir. En önemlisi yaklaşan kış şartlarında devam eden pandemi ve vadesi gelen finansal dönüşler SSK ve Maliye ödemelerinin üstesinden nasıl gelinebileceğiyle ilgili somut çözümler ortaya konulmalıdır. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya gelebiliriz” diye konuştu.

  • İkinci el otoda ’’Kandırılır mıyım?’’ endişesi bitiyor

    İkinci el otoda ’’Kandırılır mıyım?’’ endişesi bitiyor

    Ticaret Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ‘İkinci El Araç Yönetmeliği’ kapsamında ikinci el araçlara ekspertiz raporu zorunlu hale getirilirken, araçlar mekanik veya elektrik arızası çıktığında garanti kapsamında tamir ediliyor. Asistans hizmetleri sektörü de hizmetlerini bu yönde geliştiriyor.

    İkinci el araca her geçen yıl rağbet artarken, otomobil hayali kuran binlerce kişi ise “Acaba kandırılır mıyım, aldığım araçta büyük sorun çıkar mı?” endişesi yaşıyor. Ticaret Bakanlığı, bu endişeleri yok etmek ve sektöre standart getirmek için 1 Eylül tarihinden itibaren ikinci el araç ticareti yapmak isteyenlere yetki belgesi ve araçlara ekspertiz zorunluluğu getirdi. Yönetmeliğe göre, ekspertizi yapılmayan araçlar satılamayacak, 2 ile 8 yaş arasındaki ve 160 bin kilometre altındaki araçlara, satış tarihinden itibaren 3 ay ve 5 bin kilometre garantisi uygulanacak. Asistans hizmetleri alanında sektörün liderlerinden biri olan Tur Assist ise yeni dönemde; Warranty Pratik &Warranty Plus İkinci El Otomobil Garanti Paketleri ile otomobil almak isteyenleri garanti altına aldığını duyurdu.

    Tur Assist Pazarlama Müdürü Nil Mutlu Turhan, “İkinci el otomobil garanti hizmetini 2003 yılından bu yana veriyoruz. Şimdi ise Ticaret Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirildi. Yaklaşık 17 yıllık deneyimimiz ile bu yeni dönemde de önemli hizmetlerimiz olacak. Şirket olarak, bireysel müşterilerimize sunduğumuz Warranty paketleriyle ikinci el araçlara artı değer katmaya devam edeceğiz” dedi.

    “Garanti kapsamındaysa ücret alınmıyor’’

    Turhan, sözlerini şöyle tamamladı: “İkinci el otomobilde alıcılar beklenmedik masraflar ile karşılaşabiliyor. Paketlerimizle ikinci el araç kullanıcılarını koruma altına alırken, bir yandan da Türkiye’nin her noktasına yayılmış geniş hizmet ağımız ile müşterilerimize hızlı ve profesyonel hizmet almaim kanı sunuyoruz. Ekspertiz raporu hazırlanırken, birçok parametreye bakılıyor. Kapsam dahilinde olmayan parçalar belirlenerek müşteri ile paylaşılıyor. Sorun olmayan parçalar ise garantimiz altında oluyor. Bir araç arızalanırsa durumuna göre çekici hizmeti veriyoruz. Sonra anlaşmalı servislerde arızası gideriliyor. Eğer arıza garanti kapsamındaki parçada gerçekleşmişse ücret talep edilmiyor’’.

  • İspanya’da ikinci dalga endişesi giderek artıyor

    İspanya’da ikinci dalga endişesi giderek artıyor

    İspanya’da yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınında son 24 saatte 3 bin 594 vaka tespit edilirken, toplam vaka sayısı 419 bin 849’e yükseldi.

    Avrupa’da yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınında ikinci dalga endişesi giderek artıyor. İspanya Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ülke genelinde son 24 saatte 3 bin 594 kişinin korona virüs testlerinin pozitif sonuç verdiği ve 47 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Ülkede son verilerle birlikte toplam vaka sayısı 419 bin 849’e, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 28 bin 971’e ulaştı.

    İspanya’da 21 Temmuz’da karantina önlemlerinin gevşetilmesinden önceki 7 günde toplam bin 668 vaka ve 27 ölüm kaydedilmişti. Son 7 günde ise toplam 41 bin 287 pozitif vaka ve 129 ölüm gerçekleştiği aktarıldı.

    Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanan veriler bir kez daha İspanya’da salgından en çok etkilenen bölgenin Madrid olduğunu gösterdi. Madrid’de son 24 saatte bin 513 vaka tespit edildiği ifade edildi. Madrid Bölge Başkanı Isabel Diaz Ayuso, karantina uygulanmayacağını ancak yeni bir alarm durumuna geçilebileceğini belirtti.

    Öte yandan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez dün yaptığı açıklamada, tehdit edici bir şekilde yeniden yükselen ikinci bir dalga ile karşı karşıya olduklarını ifade etmişti.

  • (Özel Haber) Gönen patlıcanında hastalık endişesi

    Balıkesir’in Gönen ilçesinde patlıcan üreticisi topraktaki hastalık nedeniyle düşen verimden dertli olsa da kısıtlı verimle para kazanmaya çalışıyor.

    Gönen’in dünyaca ünlü sebzesi patlıcan için hasat zamanı başladı. Yüzlerce işçi Gönen’deki patlıcan tarlalarında ürününü hasat ediyor. Son 3 yıl içinde toprakta meydana gelen bir hastalık nedeniyle mahsullerde önemli derecede bozulmalar meydana gelmiş olsa da, yetkililer bu yıl verimin kısıtlı olmasıyla birlikte üreticinin bir nebze de olsa para kazandığını ifade etti. Gönen Ziraat Odası Başkanı Necati Özkurt, kurum olarak Gönen patlıcanına coğrafi işaret kazandırma yolunda çalışmaların devam ettiğini ve İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerdeki pazarlarda önemli bir yere sahip olan Gönen patlıcanının yapılacak çalışmalarla Gönen ile tescilleneceğini belirtti.

    Özkurt: “Verim kısıtlı, ekim az”

    Gönen patlıcanının bu yıl hem topraktaki hastalık nedeniyle hem de ekimin az olması nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçirdiğine işaret eden Gönen Ziraat Odası Başkanı Necati Özkurt, “Gönen denince akla gelen tarımsal ürünlerden biri de tabii ki patlıcan. İstanbul’a gittiğinizde pazarlarda Gönen patlıcanının yeri ayrıdır. Marka almış bir üründür. Bununla ilgili kurumumuz adına bir çalışmamız var yöresel ve coğrafi işaret alınması ile ilgili. Gönen patlıcanı Gönen’in olmazsa olmazlarından. Ama bu geçtiğimiz 3 yıl içerisinde toprakta yaşanan bazı hastalıklardan dolayı verim kısıtlı. Ekimler bu yıl biraz daha az. Şu an patlıcan üreten çiftçimiz bir nebze de olsa para kazanıyor. Tabi ki girdi maliyetleri önümüzdeki yıl ne kadar kazanır kazanamaz onlar tartışılır. Hasadımız olmakta, ürünümüz toplanmakta. Şu anda gayet normal bir fiyata seyrediyor. Bereketli bol kazançlı bir yıl olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Besicilerin ithal süt endişesi

    Bandırma ve Erdek İlçeleri Süt Üreticileri Birliği Başkanı Özgür Bakan, “Süt fiyatlarını belirleme hakkının Ulusal Süt Konseyinden alınıp Gıda Komisyonuna devredilmesi, süt üreticilerini endişeye sevk etti” dedi.

    Süt üreticilerinin uygulanan politikalar sebebiyle zor günler geçirdiğini söyleyen Özgür Bakan, “Süt üreticilerinin içine düştüğü krizin asıl sebebi et fiyatlarının yüksek olmasıdır. Hayvan sahipleri et fiyatlarının yüksek olması sebebiyle süt veren hayvanlarını bile kesime gönderiyor. Kesilen hayvan sayısı arttıkça süt veren hayvan sayısı da bir o kadar düşmüş oluyor. Bu krizi hayvan ithal etmek ile bitiremezsiniz. Çözüm ithalatta değildir. Yaklaşık 10 senedir süt fiyatları 1,1 ile 1,2 TL arasında seyrediyor. Bu zaman zarfındaki enflasyon düşünüldüğüne, yeme, gübreye, mazota ve ilaca gelen zamlar hesaplandığında süt fiyatlarının 2,1 TL olması gerekiyordu. Ancak süt üreticileri 10 senedir sütlerini aynı fiyattan satmak zorunda kaldılar” diye konuştu. Hükümetin

    Bakan, “Enflasyonu yükseltmeme adına süt fiyatlarını belirleme hakkını Ulusal Süt Konseyinden alarak Gıda Komisyonuna devretmesinin süt üreticilerini endişeye sevk etmiştir. Gıda Komisyonu bugüne kadar sıkıntıya sebep olan ürün açıklarını ithalat yoluyla kapatma yoluna gitti. Genel politika olarak ithalatat yolunu benimsedi. Şimdi süt üreticileri süt açıkları konusunda da Gıda Komisyonunun süt ithalatına yönelmesi korkusunu taşıyor. Süt ithalatı olursa zaten zor durumda olan süt üreticiliği tamamen perişan olma noktasına gelir. Eğer ucuz süt üretilmesi isteniyorsa bunun yolu süt ithal etmek değildir. Çözüm gayet basittir. Süt üreticilerinin girdi maliyetlerini azaltırsanız, süt fiyatları artmaz, üreticiler krizden çıkmış olurlar. Üretimin artmasıyla da süt açığı kapanmış olur. Üreticinin en büyük sorunu hızla artan yem fiyatlarıdır. Bu konuda üreticiye sağlanan KDV indirimi çözüm değildir. Bu KDV indirimi çiftçiye katkı sağlamadı. Biz yem faturalarına destekleme primi verilmesini istiyoruz. Çiftçinin kullandığı yemin fiyatı 30-35 lira olması gerekirken, yemin çuval fiyatı bugün 60-70 Lira civarındadır. Destekleme fiyatlarının arttırılmasını istiyoruz. Örgütlerin desteklenerek güçlendirilmesini istiyoruz. Süt üreticilerinin maliyet fiyatları sivil toplum örgütleri kanalıyla tespit edilmeli, üzerine yüzde 25 kar payı konularak süt fiyatları belirlenmelidir. Süspansiyonlu krediler, hibeler, bedava hayvan vermeler çiftçilere ilaç olmaz. Çiftçilere ve üreticilere hak ettiği ücretler verilirse onlar kendi meselelerin çözeceklerdir. Ayrıca hayvan alım kredilerinin tek bir devlet bankası aracılığı ile değil bütün bankalar aracılığı ile verilmesini talep ediyoruz“ dedi.