Etiket: Eliyle

  • Güpegündüz tek eliyle genç kızı dövüp çantasını alan engelli gaspçı kameralara yakalandı

    Bursa’da, güpegündüz bir genç kızı darp ederek çantasını zorla alırken kameralara yakalanan gaspçıyı çolak kolu ele verdi.

    Edinilen bilgiye göre, Yıldırım Beyazıt Mahallesi’ndeki evinden çıkan 18 yaşındaki Sude A., işe gitmek için yol kenarında dolmuş beklemeye başladı. Uzun süre kızı takip eden Bayram Y. (38), tenha bir an kollamaya başladı. Kızın durmasını fırsat bilen zanlı, kolundaki çantayı almaya çalıştı. Uzun süre kızın kolundan çantayı almaya çalışan zanlı, genç kızın direnmesi üzerine şiddet uyguladı. Kızı darp ederek çantasını zorla alan zanlı, koşarak olay yerinden uzaklaştı.

    Bağrışmaları duyan mahalle sakinlerinden Erhan M, zanlının arkasından koşmaya başladı. Zanlıyı birkaç sokak sonra fark eden Erhan M, ‘Yakaladım seni’ deyince, elindeki çantayı atan Bayram Y., koşarak uzaklaştı. Çantayı alan Erhan M., kıza çantayı götürerek teslim etti.

    Çantasındaki bir miktar para ve cep telefonuna tekrar kavuşan Sude A, polise giderek şikayetçi oldu. Çevredeki güvenlik kameralarını inceleyen Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, zanlının çolak olduğunu tespit etti. Yapılan araştırmaların ardından daha öncede çeşitli suçlara karışan Bayram Y, Çekirge semtinde gözaltına alındı. Polis merkezinde ifadesi alınan zanlı daha sonra adliyeye sevk edildi.

  • (Özel Haber) Piranalar insan eliyle göle bırakılmış

    Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Temel Bilimler Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Çevik, pirana türü tropik balığın Türkiye’de dağılımı olmadığını belirterek, Seyhan Baraj Gölü’nde balıkçılar tarafından yakalanan pirananın, akvaryumdan satın alındıktan sonra vatandaşlar tarafından göle bırakılmış olabileceğini söyledi.

    Geçtiğimiz günlerde Amasya’daki Yeşilırmak’ta yırtıcı pirana balığının bulunmasının ardından dün de Adana’daki Seyhan Baraj Gölü’nde balıkçılar tarafından yakalanan pirana, bir kişinin eli ve ayağından yaralanmasına sebep oldu.

    Konuya ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Cem Çevik, pirana türü balığın tropik olduğunu ve Türkiye’de dağılımının bulunmadığını söyledi. Göllerde bulunan piranaların muhtemelen kedi-köpek gibi sahiplenildikten sonra suya terk edildiğini belirten Prof. Dr. Çevik, “Ülkemizdeki tüm akvaryumcularda bu balığı rahatlıkla satın alabilirsiniz. Büyük bir ihtimalle insanlar tarafından bilerek, kasten göle bırakılmış olduğunu tahmin ediyorum. Muhtemelen alan kişi ya bakamadı göle attı ya da kasten de atmış olabilir. ’Bakalım ne olacak’ diye gıcıklığına da yapmış olabilir. Ama yüzde 100 eminim ki bunun bir vatandaş tarafından göle bırakılmış bir balık olduğunu düşünüyorum” dedi.

    Timsah balığına da rastlandı

    Seyhan Baraj Gölü’nde, ’timsah balığı’ olarak bilinen atractosteus spatula cinsi balıklara da rastlandığını kaydeden Prof. Dr. Çevik, bu türün de aynı şekilde akvaryumculardan rahatlıkla satın alınabileceğine dikkat çekti. Akvaryumcularda bu konuda denetim ve kontrol mekanizması olmadığını söyleyen Çevik, şöyle devam etti:

    “Timsah balığı dediğimiz türü zaman zaman çıkarıyorlar ve bize getiriyorlar. Gölde oldukça da büyüyor. Üreme imkanı da bulabilirler çünkü yakalanan bireyler büyük bireyler. Akvaryumcularda denetim olmadığı için isteyen istediği balığı alıyor ve büyüdüklerinde tıpkı kedi köpeklerde olduğu gibi öldürmeye kıyamayıp doğaya bırakıyorlar. Bu türler zaten yabancı türler. Dünyada büyük bir problem. Ülkemizde de özellikle denizlerimizde büyük problem. İç sularımızda da özellikle yayılımcı türlerle ilgili son yıllarda çok çalışmalar yapılıyor ve çok ciddi sorunlarımız var. Akvaryum balıkları da bu yayılımcı türlerin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yayılmasına etkili bir tanesi.”

    “İnsanlara karşı da tehdit olabilir”

    Prof. Dr. Cem Çevik, piranaların iç sularda üreme şansının zayıf olduğunu ancak üremesi halinde başa bela olacağını vurgulayarak şunları kaydetti:

    “Zaten gölümüzde mevcut sazan, yayın, sudak gibi balıkların bunlar karşısında rekabet etme şansı olmayacaktır. İnsanlara karşı da bir tehdit olabilir. Çünkü bunlar özellikle yaralı, kan kokusuna karşı hassas türler. Böyle vakalarla da karşılaşabiliriz. Tabi bunlar senaryo. Böyle bir şey olacağını sanmıyorum ama olursa böyle şeylerle de karşılaşabiliriz.”

  • Bir Eliyle Motosiklet Diğer Eliyle De Bisiklet Kullandı

    Adıyaman’da, seyir halindeki motosiklet sürücüsü bir eliyle motosikleti kullanırken diğer eliyle ise yanındaki bisikleti kontrol etmesi dikkat çekti.

    Edinilen bilgiye göre, Atatürk Bulvarı üzerinde seyir halindeki motosiklet ile yanında seyir eden ve üzerinde kullanıcısı bulunmayan bisiklet dikkat çekti. Motosiklet sürücüsü bir eliyle kullandığı motosikleti kullanırken diğer eliyle de yanındaki bisikleti kontrol etmesi gören yaya ve araç sürücülerin şaşkınlığına neden oldu. Bir eliyle motosiklet diğer eliyle de motosikletti kontrol eden motosiklet sürücüsü adeta ölüme meydan okudu. Motosiklet sürücüsü ve arkasındaki yolcunun kasksız olması ise dikkatlerden kaçmadı. Görenlerin şaşkın bakışları arasında trafikte seyir eden motosiklet zaman zaman hızını arttırırken, bir süre sonra ise ara sokaklara girerek, gözden kayboldu.

  • (Özel Haber) Bir ’Tomar’ Doları, Hırsıza Kendi Eliyle Teslim Etti

    Edirne Kapıkule Sınır Kapısı yolu üzerinde bulunan bir işletmede yaşanan vurgun güvenlik kameralarına takıldı. İşletmecinin bir anlık dalgınlığından faydalanın İran uyruklu hırsız, bir deste doların içerisinden 2 bin 500 doları saniyeler içerisinde cebe indirdi.

    Olay, Edirne Kapıkule Sınır Kapısı mevkiinde bulunan bir işletmede meydana geldi. İran uyruklu oldukları öğrenilen biri çocuk iki kişi, müşteri kılığında girdikleri market içerisinde, işletmecinin bir anlık dalgınlığından faydalanarak, 2 bin 500 doları saniyeler içerisinde çaldı.

    “200’LÜK DOLAR İSTEYEREK AKLIMI KARIŞTIRDI”

    İşletme sahibi Cuma Bingöl’ün yeğeni Mehmet İsmet Bingöl (28), müşteri olarak iki kişinin geldiğini belirterek, “Açıkçası çok fazla dikkate almadım çünkü bu tarz kişiler sürekli geliyor bizim buralara. Alışveriş yaptılar. Bana 100 dolar verdiler. Parayı cihazla kontrol ettim, parada herhangi bir sorun yoktu. 100 doları koymak için kasaya açtım. Kasada bulunan dolar destesini çıkardığımda benden 200 dolarlık banknot istedi. Benim kafamı karıştırmaya çalıştı. Elimden birkaç saniyeliğine desteği aldı ve o sırada olan olmuş. Ben o an fark edemedim” dedi.

    “ARTIK İNSANLARA KUŞKUYLA BAKIYORUM”

    Güvenlik kameralarına an be an yansıyan hırsızlık anında çocuğun market içerisinde bulunan diğer bir müşterinin görmemesi için İran uyruklu Mohsen Hoshmond Gholamerza (52)’a paravanlık yaptığını anlatan Bingöl, “Elindeki desteyi aldıktan sonra kendisine para üstünü dolar olarak verdim ve dükkandan ayrıldılar. Alışveriş esnasında tüp almışlardı, tüpü almaya gelmediklerini fark ettim. Şüphelendim ve kasamı saydım. Kasamda 2 bin 500 dolar açık olduğunu fark ettim. Amcamı aradım ve güvenlik kamerasına baktım hemen. Ve deste içerisinden yüklü miktarda parayı çektiğini anladım. İtalya’da yaşadığını ve halı tüccarı olduğunu söyledi. Bozuk bir Türkçesi vardı, tam net konuşamıyordu. Bu bölgede çok fazla yabancı müşteri olduğu için şüphelenmedim. Ama bundan sonra artık insanlara kuşkuyla bakıyorum. İnsanlara kolay güvenirim ama bundan sonra bir daha böyle inşallah bir şey yaşamam” şeklinde konuştu.

    “BÜYÜK BİR DERS OLDU, İNŞALLAH BAŞKALARININ CANI YANMAZ”

    Kapıkule Sınır Kapısı yolu üzerinde bulunan tesislerinde 25 yıldır esnaflık yaptıklarını ve ilk kez böyle bir vurgunla karşılaştıklarını dile getiren işyeri sahibi Cuma Bingöl ise “İşyerimize İran uyruklu 2 kişi gelmiş. Para bozmak amaçlı, 50-60 liralık alışveriş yapmışlar. Parayı bozmak için bize veriyor, desteyi çıkardığımız zaman kendisi tırnakçıymış, deste içerisinde yeğenimin görmeyeceği şekilde içinden alarak cebine koymuş. Benim olaydan 10-15 dakika sonra haberim oldu ve hemen jandarmaya haber verdik, tutanak tutturduk. İnşallah yakalanır da başkalarının canını yakmaz. Güvenlik kameralarımızı arttırarak önlem almayı düşünüyoruz. Yabancı birisinin girmesini engellemek amacıyla, kasamızın bulunduğu bankoyu da biraz yükselteceğiz. Bize bir ders oldu. Yabancı bir insanı parayı vermemek ve yaklaştırmamak için ders oldu bize. İnşallah böyle bir şey bir daha başımıza gelmez, kimsenin de canı yanmaz” dedi.

    İş yeri sahibi Bingöl, Kapıkule Sınır Kapısı yolu güzergahını kullanan TIR firmaları ile birlikte çalıştıklarını ve TIR sürücülerinin yol ödeneklerini kendilerine havale ile gönderdiklerini belirterek, “TIR firmaları ödenekleri bize havale yapıyor. Biz de bu paraları firmaların şoförlerine tekrar veriyoruz. Onlar da yurt dışına gidiş geliş yol masrafları olarak kullanıyor. Bu sebeple, işletmemizde yüklü miktarda döviz bulunuyor” ifadelerini kullandı.

    24 SAAT GEÇMEDEN KOCAELİ’NDE DE TIRNAKÇILIK YAPTI

    Edirne İl Jandarma Komutanlığı, İran uyruklu Mohsen Hoshmond Gholamerza (52) isimli şahsın daha önce de aynı suçtan aranması olduğunu ve Kapıkule’de yaşanan olaydan bir gün sonra Kocaeli’de de 2 farklı tesiste aynı suçu işlediklerini ve yakalanması geniş çaplı inceleme başlatıldığı bildirdi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

  • (Özel Haber) Osmanlı Sanatı Kadın Eliyle Gün Yüzüne Çıkıyor

    Van’ın Gevaş ilçesinde, Osmanlı sanatı olarak bilinen ve unutulmaya yüz tutmuş ‘filografi’, tekrar canlandırılmaya çalışılıyor.

    Gevaş Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Kadın Kültür Merkezi’nde açılan filografi kursu ile Osmanlı sanatının tekrar canlandırılması amaçlanıyor. Yaklaşık 20 kadın kursiyerin gönüllü olarak katıldığı kursta, birbirinden güzel hat işlemelerinin yanında tarihi yerler de sanata işleniliyor. Kursiyerlere gönüllü olarak sanatı öğretmeye çalışan Zeynep Öğütlüoğlu, hat ile çivi ve telin birleşmesinden oluşan filografi sanatının Osmanlılarda önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, ancak bu sanatın günümüzde unutulmaya yüz tuttuğunu söyledi. Bursa ve İstanbul dışında diğer ilerde pek bilinmeyen filografi sanatının Gevaşlı kadınların eliyle daha da ilerletildiğini vurgulayan Öğütlüoğlu, “Osmanlılar bunu daha çok hat üstüne yapmıştır. Biz ise yüz figürleri, hayvan figürleri veya bir şehrin simgesi olan herhangi bir şeyi ya da tarihi yerlerini işliyoruz. Osmanlıdan biraz daha ilerletilmiş hali diyebiliriz” dedi.

    Filografi sanatının zor olduğunu ve özellikle çivi çakmanın günlerce sürdüğünü ifade eden Öğütlüoğlu, “Filografi, ahşap bir zemin üzerine çivi geçirilerek, belli örgü teknikleri ve çeşitli desenlerin kullanılmasıyla meydana gelen bir sanat. Sadece çivinin çakılması iki günümüzü alıyor. Onun dışında sarması da zor. İlk iki katın sarması biraz kolay fakat üçüncü kat ise artık bütün kusurların kapatılmaya çalışıldığı ince işçilik isteyen bir kat oluyor. Bu da üç günümüzü alıyor. Yani bir tabloyu ancak bir haftada çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Filografi sanatının maliyete dökülmesi halinde Gevaşlı kadınların aile bütçelerine katkı sunacağını belirten Öğütlüoğlu, “Bu öyle bir sanat ki; çaktıkça yeteneğinizi daha da aşabiliyorsunuz. Şu anda Van kedisi, ters lale ve Halime Hatun Kümbeti’nin figürleri de işleniyor. Eğer maliyete dökülürse Gevaşlı hanımlar da kazanacak ve aile bütçelerine katkı sunmuş olacaklar. Gevaş için, Van için ve bayanlar için çok güzel. Evde boş boş duracağımıza burada meslek öğreniyoruz” şeklinde konuştu.

    Cezaevlerinde de yapılan bu sanatın insanları rahatlattığını belirten kursiyerler ise, “Stres atmaya birebirdir. Bir nevi terapi gibi bir şey. Ayrıca Kur’an-ı Kerim harflerinden oluştuğu için bizlere ayrıca bir maneviyat veriyor. Halimizden çok memnunuz. Çok güzel bir sanat. Evde çocuklarımızdan dolayı stres yaşıyor ve bu stresi de burada atıyoruz” dediler.