Etiket: Elde

  • Kök bitkisinden elde edilen boya dünyada ‘Türk Kırmızısı’ olarak kaydedildi

    Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Genç, yok olmaya yüz tutan bitki, böcek ve deniz kabuklularından sağlıklı boya elde edilme işlemini yaşatmak için akademik alanda ve uygulama alanında çalışmalar yapıyor. Dr. Öğretim Üyesi Genç, doğadan sağlıklı bir şekilde renk elde etme geleneğini yaşatmaya, Anadolu insanına, yeni kuşaklara, öğrencilere ve araştırmacılara öğretmeye çalışıyor. Dr. Öğr. Üyesi Genç, yaptığı açıklamada, “Kök boya asırlarca geleneksel şekilde devam etti. Ancak halihazırda unutulmaya yüz tutmuş durumda idi. 2000’li yılların başından itibaren çaba gösteriyorum. Çok şükür ki bugün başardığımızı görüyorum” dedi.

    “Kök boyama sürecine akademik bağlamda 2000’li yıllardan itibaren başladım. Ama ben yörük çadırında yaşayıp dokumayı ‘alaylı’ olarak öğrendim” diyen Dr.Öğretim Üyesi Genç, “O dokumanın da boyama süreçlerini bildiğim için açıkçası uzak olduğum bir konu değildi. Yüksek Lisans sürecinde Prof. Dr. Recep Karadağ ile birlikte akademik ve uygulama bağlamında kök boyama işlemlerini gerçekleştirmeye başladım. Anadolu coğrafyasında kök boya isimli bir bitki var. Özellikle kırmızının elde edilmesinde kullanılan bir bitkidir. Latince karşılığı Rubia Tinctorum. Kök boyanın Anadolu’da en verimli olduğu yer Manisa’ya bağlı Kırkağaç İlçesi’nin Bakır Köyü’dür. O bitki kırmızı rengi çok güzel bir şekilde veriyor. Örneğin ‘Bayrak Kırmızısı’ kök boyadan elde ediliyor. Daha sonra bu renk dünya literatürüne ‘Türk Kırmızısı’ olarak geçmiştir. Bu meseleler akademik düzeyde araştırılmaya başlanınca sadece birinin değil çok farklı bitki kökünden, yaprağından, çiçeğinden, kabuğundan ve meyvesinden boyama yapıldığı tespit ediliyor” dedi.

    Osmanlı döneminin en önemli ihraç ürünlerinden biriydi

    Isparta coğrafyasından da pıynar meşesinin var olduğuna değinen Genç, “Onun literatürdeki karşılığı kermes meşesidir. Onun üzerinde yaşayan asalak böcekler var. Onlardan biri kermes böceğidir. O da kırmızı renk elde edilmesinde kullanılır. Hatta bir de ‘cehli’ var Anadolu’da. Sarı renk elde edilmesinde kullanılır. Bu da Anadolu’da; Osmanlı Dönemi’nin en önemli ihraç ürünlerinden birisiydi. ‘Altın Ağacı’ olarak da bilinirdi. Toros Dağları’nda; İç ve Doğu Anadolu’da bu ağaçların dikimi yapılarak bunun bir endüstri haline gelmesi sağlanıyor o dönemlerde. Bitki, böcek, deniz kabuğu olduğuna göre buna ‘doğal boya’ ismi verenler oldu. Yapılan işlem için de doğal boyama şeklinde bir kavram türetildi. Ama buna itirazım var. Benim kişisel yaklaşımım şu oldu: Hep şöyle söylenir: ’En güzel pamuk bizde var’; kumaş üretiminde dünyanın en önemli ülkelerinden biriyiz. Ama yoğunluklu olarak kendi markalarımız olmadığı için dünya pazarlarında sadece fason üretim yapan bir ülke konumundayız’ Oysa Türkiye’nin elinde kök boya diye bir marka var. Ben bu yoldan yürüyorum. Zira binlerce yıldır insanlar buna kök boya dedi. Yapılan işleme de kök boyama ismini verdi. Ben bunu neden günümüzde değiştireyim ki; bu perspektif aydınlığında ben kök boya ismini yeniden gündeme getirmeye çalışıyorum” diye konuştu.

    “Benim için en kıymetli olan insanların hayatlarına artı değer üretmekti, şükür başardık”

    “Ben bu bilgileri ön plana çıkararak kök boyama diyorum. Geçmişten gelen birikimini yeniden değerlendirmeye alabilir miyim? sorusu ile yola çıktım” şeklinde açıklamalarını sürdüren Genç, “Çocuklara çok değer veriyoruz. Ama bakıyoruz üzerine aldığımız kıyafetler hep kimyasal ürünler ile boyanıyor. Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Recep Karadağ ile dedik ki ‘Türkiye’de halı ve kilim dokuma eskisi kadar yaygın değil. Biz bunları neden kumaşlar üzerinde denemiyoruz?’

    Bu soru ile başladık. 0- 3 yaş çocuk grubunun kıyafetlerini bitkilerle boyadık. Buradan yola çıkarak daha sonra günümüzde damatlık takım elbiseler dâhi bitkilerle, böceklerle boyaması gerçekleştirilmektedir. kök boya yeniden önem kazanmaya başladı işte. Bilirsiniz hep ’organik sebze, meyve; bütünleşik olarak gıda’ söylemi ve yönelimi var. Bu eğilim tekrar gün yüzüne çıktı. Biz de bunları daha bilimsel olarak nasıl anlatabiliriz? Geleneksel yöntemlerin devamlılığını ne ile sağlayabiliriz? sorusuyla çalışmalarımıza devam ediyoruz”.

    Genç şöyle devam etti; “Bir de benim için şu var: Boyamada eğer insanın hayatına bir artı sağlayamazsak sürdürülebilir hale getiremezsiniz. Yani köydeki kişiye ayda 300 – 400 TL ücretli bir halı dokutmaya kalkarsanız sürdürülebilir olmaz. Günümüzde olduğu gibi artık bu işi bilen dâhi kalmaz. Ama siz sigortasını sağlar; en azından asgari ücret öderseniz insanlar dokuma yapmaya devam eder ve bu gelenek unutulmaz. Kök boya konusunda da benim temel yaklaşımım budur. Ne kadar yaygınlaştırır, geliştirebilirsem o kadar etki ve fayda sağlarım. Anadolu’nun hiç tanımadığım bir köyündeki kadın, erkek, çocuk gidip oradan bitki, çiçek toplayıp; onu kurutup pazarlamasını gerçekleştirir hayatlarına bir kıymet katarsa ben o oranda mutlu olurum. Ve ben onları hiç tanımasam; hayatımın tüm evresinde görmesem dâhi artı değer oluştururum. Bu benim için en kıymetli olan yönüydü. Ve bunu da bugün çok şükür başardık.”

  • Büyükşehir belediyesi 6 arsadan 19 milyon 822 bin TL gelir elde etti

    Büyükşehir Belediyesi 31 adet konut ve konut+ticaret alanı arsasını ihaleyle satışa çıkardı. İhalede 6 arsanın satışından 19 milyon 822 bin TL gelir elde edildi.

    Şeker Mahallesi’nde bulunan ve mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan 31 adet arsa için Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda ihale yapıldı. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hüseyin Beyhan’ın başkanlık ettiği ihalede Şehir Hastanesi yanında bulunan konut ve konut+ticaret alanı arsaları satışa sunuldu.

    İhalede 12 konut+ticaret alanı arsasından ikisi, 19 konut alanı arsasından ise dördü satıldı. Satılan 6 arsadan toplam 19 milyon 822 bin TL gelir elde edildi. Satışa çıkarılan diğer arsalar 15 gün boyunca pazarlığa bırakıldı.

  • Mersin, kereste fiyatlarında avantaj elde etme hedefinde

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 34 No’lu Komite Başkanı Mehmet Ali Güldağ, ağaç ve orman ürünleri sektöründeki hammadde sıkıntısını çözmek adına önümüzdeki süreçte bir dizi çalışma başlatacaklarını belirterek, yapacakları araştırmalardan istedikleri sonucu alabilmeleri halinde hem fiyatları aşağı çekmeyi hem de Mersin’i kereste hammadde temin merkezine dönüştürmeyi hedeflediklerini söyledi.

    MTSO 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Ali Güldağ, sektör sorunlarına dikkat çekerek, bu sorunlara çözüm üretmek adına komitenin planladığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. İlk olarak hammadde fiyatlarına değinen Güldağ, Türkiye’deki ormanların korunması adına yürütülen çalışmalar nedeniyle hammadde fiyatlarının arttığını anlattı. Bu korumalara paralel yükselen hammadde fiyatlarını rekabetçi bir noktaya indirebilmek adına sektör temsilcilerinin yeni kaynaklar araştırdığını vurgulayan Güldağ, özellikle Kolombiya, Estonya ve Litvanya’da çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Son yıllarda Kolombiya, Estonya ve Litvanya’dan Türkiye’nin 3’te 1’i fiyatına tropikal ağaç ithal edildiğini tespit ettiklerini bildiren Güldağ, “Komitemiz ilk olarak son 5 yılda yapılan bir ve ikinci sınıf iğneli ve iğnesiz yapraklı ağaçlardan mamul kereste ithalat fiyatlarını araştıracak. Bunun için Odamızın desteğiyle çalışmaya başladık. GTİP numaralarına bakarak ihtiyacımız olan bazı cins kerestelerin Türkiye’ye maliyetini saptayıp uygun fiyatlarla sektörle buluşturulması adına çalışıyoruz” dedi.

    Kolombiya, Estonya ve Litvanya’da mevcut durumda kullandıkları ağaçların muadil cinslerine rastladıklarına da dikkat çeken Güldağ, “Bu ürünlerin mevcut durumda GTİP numaraları belli değil. Yapacağımız çalışma ile bu ağaç türlerinin ihracatının önünü açıp bir GTİP numarası belirleyip getirebilmemiz halinde bu ürünlerin Türkiye’deki tek ithalatçısı bölgemiz olur. Uygun şartları sağlayabilmemiz halinde limanımıza bağlı lojistik gücümüzü de kullanarak oldukça uygun fiyatlarla hammadde temin edip tüm Türkiye’ye bu ürünü satabiliriz. Bu sayede Mersin’i kereste hammaddesinin merkezi haline getirebiliriz.Sapladığımız yeni ağaç türlerinin Latince karşılıkları ve Türkiye’deki karşılıklarını bulmak adına çalışıyoruz. Böyle bir çalışmayı bireysel ithalatçıların yürütebilmesi mümkün değil. Bu noktada Oda’nın desteği çok önemli. Hep birlikte bölgemizi kerestecilikte güçlendirebiliriz” ifadelerini kullandı.

    Ülkedeki hammadde sıkıntısı nedeniyle Türkiye’nin yakın çevresindeki ormanlara yöneldiklerini ancak bu ormanların da tükenmeye başladığını dile getiren Güldağ, “Mevcut durumdaki işletmelerimizin ürün sertifikalarının altyapısı içinde bulunduğumuz enlem ve boylamda yetişen ağaçlar üzerine kurulu. Bu nedenle bölgemizde yetişen kerestelerin kullanımı önem taşıyor. Ancak yakın coğrafyadaki hammaddede sıkıntı yaşanması nedeniyle farklı enlem ve boylamlardan alım yapılması zorunlu hale geldi. Bir yandan uygun fiyat araştırmamız devam ederken diğer yandan da mevcut sertifikalarımızla uyum gösterebilecek yeni ürünlerin araştırmasını sürdürüyoruz. Sektörümüz bölgemizde faaliyetini dağınık olarak sürdürüyor. Farklı yerleşim alanlarının yanı sıra sokak, mahalle, sanayi bölgesi ve OSB gibi ayrı yapıların içinde üretim yapmaya çalışıyor. Gerek MTSO gerekse Marangozlar Odası’na kayıtlı toplamda bin 500’e yakın sektör temsilcisi bulunmakta. Yeni teknolojilerle müteahhitlerin de yüzde 80’inin mobilyalarını kendi apartmanlarının altında yaptığı düşünülürse bu sayı 3 bine yaklaşıyor. Kent nüfusunun 1 milyon 200 bin dolayında olduğunu düşünürsek her 400 kişiden birisinin bu sektörde vergi levhası sahibi olduğu, her bir sektör temsilcisinin yanında en az 5 kişi çalıştığı düşünülürse her 80 kişiden birisinin bu sektörle teması bulunduğu söylenebilir. Ankara’da 1960’lı yallarda Ankara Belediyesi tarafından bu potansiyel görülerek çok daha az sayıda sektör temsilcisi bulunmasına rağmen Siteler adı altında mobilyacılar sitesi kuruldu ve bugün Türkiye’de marka haline geldi. Sanırım bu veriler Mersin’in de bu alanda bir branş sitesine ivedilikle ihtiyaç duyduğunu gözler önüne sermektedir. Komite olarak üzerinde duracağımız en önemli ikinci konu budur. Sektörel sanayi sitesi kurulabilmesi adına lobi çalışmalarına ağırlık vermek” şeklinde konuştu.

    Sektör çalışanlarını da değerlendiren Güldağ, sektörün kapasitesinin çok yüksek olduğunu belirterek, en sevindirici özellik olarak ise büyük kapasiteli işler geldiğinde tüm sektör temsilcilerinin birleşip birlikte hareket edebilmesini gösterdi. Yeni iş alımları için birebir temas kurulmasının büyük önem taşıdığını da vurgulayan Güldağ, sektör temsilcileriyle birlikte katılabildikleri kadar çok sayıda fuara katılmak istediklerini de anlattı.

  • Rektör Bircan; “Hedef 25 milyon TL ciro elde etmek”

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı Akademik Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan, 9 milyon lira civarında devraldıkları ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi bütçesini 21 milyon liraya çıkardıklarını ifade ederek, önümüzdeki dönem 25 milyon lira ciroya ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

    ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, dört yıllık görev süresi boyunca dokunmadık hiçbir fakülte ve yüksekokul bırakmadıklarını dile getirerek özellikle Uygulama ve Araştırma Hastanesine organ nakli konusunda yapılan yatırımların göğüslerini kabarttığını söyledi.

    Prof. Dr. Cavit Bircan “ Daha önce çevre illerde bir şeyler yapılır, daha sonra bizde gerçekleştirilirdi. Şimdi organ nakli bizde gerçekleştirildikten sonra çevre illerde gerçekleştiriliyor. Hatta bu konuda onlara yardımda dahi bulunduk. Göreve geldiğimizde yaklaşık 9 milyon lira olan ciroyu, bugün 21 milyon liraya çıkardık. İnşallah önümüzdeki dönem bu ciroyu 25 milyon liraya çıkaracağız” diye konuştu.

    Konuşmasına Tıp Fakültesindeki, akademik, idari ve fiziki gelişmeler hakkında bilgi vererek başlayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serpil Demirağ, akademik durum, akademik yükselmeler, 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı öğrenci sayısı, koordinatörlük, mali işler, bilim araştırma projeleri, etkinlikler, toplantılar ve Tıp Fakültesi mezunlarıyla ilişkiler konusunda bir sunum yaptı. Prof. Dr. Demirağ, ADÜ Tıp Fakültesinin eğitim kalitesinin artmasıyla kaliteli öğrenciyi Adnan Menderes Üniversitesi’ne kazandırmayı başardıklarını sözlerine ekledi.

    ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mücahit Kapçı ise konuşmasında hastanede son dönemlerde yapılan yatırımların meyvesini vermeye başladığını ifade ederek hastanenin tüm bölgeye hizmet vermeye başladığını anlattı. Başhekim Kapçı, hastane bilgileri, mali durum, borç-fatura tablosu, tescilli yatak kapasitesi, personel sayısı ve giderleri hakkında bilgi vererek konuşmasını noktaladı.

    Tıp Fakültesi bölüm başkanlarının 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı Faaliyet Raporu, Akademik Personel Durumu, Bilimsel Faaliyetler, TÜBİTAK Projeleri, ADÜBAP Projeleri, Hastane Hizmetleri ve Global Bütçe hakkında bilgiler vermesiyle devam eden toplantı, akademik personelin görüşlerini aktarmasıyla sona erdi.

    Atatürk Kongre Merkezi Miletos Salonu’nda tarihinde gerçekleşen Akademik Kurul toplantısına, Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Recai Tunca, Prof. Dr. Törün Özer, Prof. Dr. Halil Kırnak, Genel Sekterer v. Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Aslan, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serpil Demirağ, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mücahit Kapçı, Tıp Fakültesi dekan yardımcıları ve öğretim üyeleri katıldı.

  • Tur Assist ve Wowwo’dan ikinci elde iş birliği

    Banka kredisi ve kefile ihtiyaç duyulmadan güvenilir ikinci el araç sahibi olma çözümleri sunan Wowwo ile Tur Assist arasında önemli bir iş birliği gerçekleştirildi. Buna göre, Wowwo’dan araç satın alan sürücüler Tur Assist’in Warranty Pratik hizmetiyle 1 yıl veya 25 bin kilometre boyunca araçlarını garantili olarak kullanabilecek.

    Farklı alanlarda toplam 6 binin üzerinde birimi ile tüketicilere hizmet veren Tur Assist, banka kredisi ve kefile ihtiyaç duyulmadan güvenilir ikinci el araç sahibi olma çözümleri sunan Wowwo ile önemli bir iş birliğine imza attı. Yapılan iş birliği kapsamında Wowwo, anlaşmalı oto eksperler aracılığıyla ekspertiz işlemi yapılan otomobiller için 1 yıl veya 25 bin kilometre boyunca Tur Assist’in ikinci elde garanti hizmeti Warranty Pratik’i ücretsiz olarak sunacak. Ayrıcalıklı ikinci el otomobil garantisiyle güvenli bir şekilde yola çıkacak olan sürücüler ayrıca, Tur Assist çağrı merkezi üzerinden 7 gün 24 saat yol yardım hizmetlerinden de ücretsiz olarak faydalanabilecekler.

    Yeşil Holding’in iştiraki olan Wowwo ile gerçekleştirilen iş birliğini değerlendiren Tur Assist Genel Müdürü Cemal Fenercioğlu, Warranty Pratik hizmeti kapsamında motor ve şanzıman gibi birçok değerli parçanın mekanik ve elektrik kaynaklı arıza risklerine karşı garanti altına alındığını belirtti.

    Fenercioğlu, “Öte yandan kapsamlı yol yardım hizmeti, ikame araç ve konaklama hizmeti gibi birçok ayrıcalıklı seçenek de Wowwo müşterilerini bekliyor. Sunduğu ödeme çözümleriyle otomobil pazarına yeni bir soluk getiren Wowwo ile olan iş birliğimizin iki marka için de hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde açıklamada bulundu.