Etiket: Elde

  • Diyarbakır’da kurbanlıklar elde kaldı

    Diyarbakır’da, Kurban Bayramı için satışa sunulan kurbanlıklar elde kaldı. Birçok üreticinin kredi borcunun bulunduğunu belirten kurbanlık satıcıları, borçlarını ödemek için hayvanları zararına satmak zorunda kaldıklarını, buna rağmen kurbanlıklarının elde kaldığını dile getirdi.

    Diyarbakır’da, Kurban Bayramı için satışa sunulan onlarca kurbanlık elde kaldı. Bağlar ilçesine bağlı Yeniköy bölgesinde oluşturulan hayvan satış ve kurbanlık kesim yerinde satışa sunulan kurbanlıklara alıcı bulunamadı. Ellerinde kalan hayvanları kredi borçlarını ödemek için zararına satmak zorunda kaldıklarını belirten satıcılar, buna rağmen istedikleri satışı gerçekleştiremediklerini kaydetti.

    “Pahalı olduğu için müşteri kaçıyor”

    Yıllardır hayvancılıkla uğraştığını belirten satıcılardan Mustafa Ersoy, hayvanlarının yarısının satılmadığını ve elinde kaldığını söyledi. Ersoy, “Oldukça hayvan kaldı elimizde. Hayvancılık zordur, beşikteki bebek nasılsa hayvan da öyledir. Hayvan pahalı olduğu için müşteri kaçıyor. Biz de esnafız. Biz bu malı getirmişiz, borç etmişiz. Bizim ödememiz var. Biz bu hayvanı ucuza satsak, mecburuz ucuza satmaya. Bu hayvanı zarara vermesek kredimiz düşüyor daha da ticaret yapamıyoruz. Millet bize hayvan vermiyor. Bu sefer biz de hayvanları zararına satıyoruz. Her hayvan başına 100-200 lira eksiğine satıyoruz. O yüzden olmadı. Hayvancılık zor olduğu için bu sefer esnaf perişan oluyor. 150 tane hayvan getirdik bunlardan 75 tanesi kalmış. Yarı yarıya kalmış” dedi.

    “Bu konuda bir şeyler yapılmasını istiyorum”

    Pazardaki bir diğer esnaf Selami Aksoy ise, dişi hayvan kesiminin et fiyatları ve dolayısıyla da kurban fiyatlarının yüksek olmasına etki ettiğini ve vatandaşın alım gücünü aştığını belirtti. Et piyasasına bir düzenleme getirilmesini talep ettiklerini vurgulayan Aksoy, “4 gündür gece gündüz buradayız. Nöbet tutuyoruz akşamları da gidemiyoruz bir yere. Hayvanların yanındayız sürekli. Fiyatlar yüksek olduğundan dolayı satamıyoruz. Çok pahalı. Alıcının gücü 400-500-600 lira civarındadır. Hayvan da baya yüksek olduğundan dolayı milletin bütçesine uyuşmuyor. Bundan dolayı kalıyor böyle. Baya bir dişi hayvan kesiliyor, üretim olmuyor. Üretici yer bulamıyor ondan dolayı hayvan da besleyemiyor. Birçok nedeni var. Yetkililerden bu konuda bir şeyler yapılmasını istiyorum. Üreticiye destek verilmesi lazım” diye konuştu.

  • Onlarca kurbanlık elde kaldı

    Tekirdağ’da, Kurban Bayramı’nda kimi kurbanlık satıcıları umduğunu bulurken, kimisi ise satamadığı onlarca kurbanlık hayvanı beslemeye devam edeceğini söyledi.

    Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde kurbanlık satışı için kurulan canlı hayvan pazarında bayramın sona ermesi ile onlarca kurbanlık elde kaldı. Hayvan pazarında kimi kurbanlık satıcıları umduğunu bulurken, kimileri ise onlarca hayvanı satamadı. Hayvan sahipleri, kalan kurbanlıkları seneye satabilmek için besleyeceklerini söyledi.

    “Para kazanmasak da eğlendik”

    Kurbanlık satıcısı Şakir Altıntaş, “Zarar ettik bu sene kurban iyi gitmedi. 30 tane çıkardık, elde 20 tane küçükbaş hayvanım kaldı. Bunlara içeride bakmaya devam edeceğiz. Umduğumuzu bulamadık. Bunlara tekrar seneye gelecek olan Kurban Bayramı için bakacağız. Kaderimiz bu, bu yılki şansımız budur. Allah bereket versin kaderimiz bu kadarmış. Para kazanmasak da eğlendik” dedi.

    “Allah’a şükür umduğumu buldum”

    Kurbanlık satıcısı Kadir Aksoy ise, “Allah’a şükür bu Kurban Bayramı’nda umduğumu buldum. Elimde sadece 4 tane kaldı. Onları da geri götüreceğiz bayramdan sonra tekrar satacağız” ifadelerini kaydetti.

    Kurbanlıklarının yarısının kaldığını ifade eden satıcı Ümit Demirbaş ise, “Hepsi duruyor. Kuzuları verdik keçiler kaldı. 45 tane falan verdik elimde 42 tane kaldı. Umduğumu bulamadım. Bunları meraya salacağız başka yapacak bir şeyimiz yok. Seneye için, adak olur kısmet yani” diye konuştu.

  • Denizli’deki kazı çalışmalarında 8 bin 600 yıllık bulgular elde edildi

    Denizli’nin Çal ilçesinde 2 yıldır süren insanlık tarihine ışık tutacak kazı çalışmaları devam ediyor. Çalışmalarda elde edilen 8 bin 600 yıl öncesine ait bulguların yanı sıra bulunan 5 insan kemiği inceleniyor.

    Denizli’nin Çal ilçesi Dayılar Mahallesi Ekşi Höyük mevkisinde Kültür Bakanlığının desteğiyle başlayan kazı çalışmalarında elde edilen 8 bin 600 yıllık bulguların yanı sıra 5 insan kemiği inceleniyor. Kazı çalışmalarına Çal Belediyesiyle birlikte, Ege Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Nevşehir Üniversitesinden akademisyenler de destek veriyor.

    Kazı alanını ziyaret eden Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, Kazı Heyeti Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu’ndan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Dedeoğlu, “Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Ekşi Höyük’teki kazı çalışmalarını 2 yıl önce başlattık. Burası insanlık tarihi için çok önemli. 8 bin 600 yıllık bulgular elde ettik. 5 ayrı insan kemiği inceleniyor. Erkek iskeletinin oldukça iri olduğu göze çarpıyor. Kemiklerin incelemesi bittiğinde kaç yıllık oldukları belirlenecek. Kazı alanından çıkardığımız materyaller, insanların kullandığı aletler, mimari tabanları incelediğimizde buranın 8 bin 600 yıl önce kullanıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yeni bulgular inceleniyor. Höyüğün 9-10 bin yıl önce kullanıldığı da ortaya çıkabilir. Bu kazı bilim insanlarını oldukça heyecanlandırıyor” dedi.

    Çal Belediyesi her türlü desteği veriyor

    Belediye Başkanı Fethi Akcan, bölgede bilinen en eski yerleşim yerinin Çivril’deki Beycesultan olduğunu söyleyerek, “Çal’daki kazılarda elde edilen bulgular, Ekşi Höyük’ün Beycesultan’dan daha eski bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. Burada görevli bilim insanları, 2-3 yıl sonra geniş kapsamlı daha yeni bulgulara ulaşılacağını söylüyor. Biz Belediye olarak, 26 kişilik kazı ekibine destek veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz. Kısa süre sonra, aynı ekip Aşağıseyit Mahallesi’ndeki höyükte de kazı çalışmalarını başlatacak. Bu kazılar sadece Çal için değil, bilim dünyası ve insanlık tarihi adına da oldukça önemli” diye konuştu.

  • Bakan Arslan: “Türkiye deniz ticaretinde 199 milyar dolar gelir elde eder hale geldi”

    İSTANBUL (İHA) – Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, deniz ticaretinde Türkiye’nin 57 milyar dolar gelir elde ederken bugün 199 milyar dolar gelir elde eder hale geldiğini söyledi.

    Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ) Denizcilik Fakültesi’nin mezuniyet törenine katıldı. Fakültenin Tuzla’da bulunan binasında gerçekleştirilen mezuniyet törenine Bakan Arslan’ın yanı sıra İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, İTÜ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Rektörü Prof. Dr. Ercan Kahya ile öğrenciler, akademisyenler ve aileler katıldı. Havanın sıcak olması nedeniyle veliler kendi imkanlarıyla serinlemeye çalıştı. Öğrencilerin tören alanında yerini almasıyla başlayan törende ilk olarak şehitler için denize çelenk bırakıldı. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ve görevliler tarafından denize çelenk bırakılmasının ardından saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu.

    İTÜ Denizcilik Fakültesi Dönem Birincisi Yunus Gürer konuşma yaptı. Dönem birincisi Gürer, “Yıllardır verdiğimiz uğraşların sonuçlarını tek tek toplayarak bugün mezuniyette toplanmış bulunmaktayız. Her bitiş yeni bir başlangıç doğurmaktadır. Mezuniyetimize bunun bir örneğini göstermektedir. Artık vatanımıza ve milletimize olan görevimizi yerine getirmek için dünya denizlerine açılacağız” dedi.

    Törende konuşan Bakan Arslan, Türkiye’nin denizcilik alanında geldiği noktaya değinerek, “Ülkemizin beyaz bayrak taşıyan denizci ülke olması adına çok mesai sarf ettik. Ve artık beyaz bayrak ülkesiyiz. 180 bin gemi adamımız var. 35 bini aktif zabitan sınıfında meslektaşımız var. 60’ın üzerinde akredite edilmiş eğitim kurumumuz var. Çin’den sonra en çok gemi adamı yetiştiren ikinci ülkeyiz. Gemi adamları haklarının korunmasında uluslararası standartların korunması konusunda çok önemli bir adım attık. Mevzuatı güncelliyoruz. Gemi adamlarının sahip olması gereken belgeleri kolaylaştırıyoruz. Sistemi basitleştiriyoruz” dedi.

    Kabotajda taşınan araç sayısında iki katından fazla artış sağlayarak 12.7 milyon araç taşır hale geldik. Ro ro hatlarını 9’dan 19’a çıkardık. Taşınan araç sayısı 220 binden 451 bine çıktı. Deniz ticareti özellikle deniz taşımacılığıyla dış ticaretten biz 57 milyar dolar gelir elde ederken bugün 199 milyar dolar gelir elde eder hale geldik. Limanlarda elleçlenen yük miktarı neredeyse 2.5 kat arttı. 430 milyon ton. Hopa’dan İskenderun’a 170 tane uluslar arası trafiğe açık limanımız var. Elleçlediğimiz konteynır sayısı 2.5 milyondan bugün 8.8 milyon tona ulaştı. Deniz ticareti filomuz yüzde 100’ün üzerinde bir artışla 29 milyon tona yükseldi. Türk sahipli deniz ticaret filosu dünya sıralamasında 13 veya 15. Sıralar arasında zaman zaman yer değiştiriyor. Tersane sayısı 79’a geldi” diye konuştu.

    Denizcilik fakültesi öğrencilerinin çok istediği staj gemisinin fakülteye temini konusunda konuşan Bakan Arslan, “Geminin maliyeti ne olursa olsun biz bakanlık olarak gemiyi yapıp işletmek adına fakülteye vermeye hazırız” açıklamasında bulundu.

    Yapılan konuşmaların ardından Rektör Karaca, Bakan Arslan’a İTÜ Denizcilik Fakültesi rozeti taktı. Mezun olan denizciler hep bir ağızdan denizci yemini yaptı. Mezun olan öğrencilerin fakültenin bayrak ve flamasını alt dönemdeki arkadaşlarına teslim etmesi ve dereceye girenlere diplomaları verilmesiyle tören sona erdi.

  • Alpay: “Yaş-Üstü-Yaş astar serisi ikinci elde değer kaybını önlüyor”

    Yeni oluşturulan astar teknolojisiyle araçlarda fabrika çıkışı standartlarında tamir yapmanın mümkün hale geldiği ve araçların satılırken oluşan değer kaybının önlendiği öne sürüldü.

    Boya ve yüzey kaplama şirketi PPG’nin Otomotiv Tamir Boyaları Türkiye ve Ortadoğu Pazar Müdürü Bülend Alpay, oluşturulan astarlama teknolojisinin hasarlı araçların değer kaybını önleyecek ve ikinci elde kazanç sağlayacak nitelikte olduğunu söyledi. Alpay’a göre, ‘DP4000 Greymatic’ isimli Yaş-Üstü-Yaş astar serisi sayesinde, fabrika çıkışı standartlarında tamir yapmak mümkün hale geldi. Aracın her yerinde fabrika çıkışı mikron kalınlığını elde etmeyi sağlayan PPG Yaş-Üstü-Yaş astar teknolojisi, boyanan araçta oluşan tamir kaynaklı değer kaybının önüne geçerek otomobilin ikinci eldeki değerini artırıyor. Aynı zamanda aracın serviste kalma süresini de 80 ila 100 dakika arasında kısaltan yeni Yas-Ustu-Yas astar serisi, böylelikle hem zaman kaybının hem de değer kaybının önüne geçerek OEM standartlarında bir hizmet sunuyor.

    Araç alım ve satım sürecinde boyanmış araçların yaşadığı değer kaybının en çok şikayet edilen konulardan birisi olduğunu belirten Bülend Alpay, “Fabrika çıkışlı ya da OEM standartları denildiği zaman herkesin aklına boya kalınlığı tüm yüzeyde aynı olan araçlar gelir. İkinci el sürecinde eksperlerin kullandığı mikrometre denilen alet, aracın metal yüzeyinin üstündeki tüm katmanların kalınlığını ölçmeye yarar. Bu ölçü fabrika çıkışı değerlerinden fazla ise araç boyalı ya da kazalı olarak işlem görür ve ikinci el değeri düşer. Ancak bizimle çalışan servislere sunduğumuz Yas-Üstü-Yas astar teknolojisi ile bu fabrika çıkısı kalınlığını geçmeden tamir yapmak artık mümkün oluyor. Bu teknoloji sayesinde astarlama süreci 25-30 mikronda, toplam süreci ise 85 ila 115 mikron arasında tamamlayabiliyoruz. Bu da fabrika çıkışı olan 112-120 mikron aralığında bir değere denk geliyor. Bu sayede PPG olarak araçların satılırken oluşan değer kaybını önlemiş oluyoruz” dedi.