Etiket: Eksikliği

  • Diş Eksikliği, Psikolojik Problemlere Yol Açabilir

    Diş Hekimi Uğur Bilkay, diş eksikliğinin bir çok soruna yol açabileceğini belirterek, “Eksik dişler kişinin daha yaşlı görünmesine neden olur. Kişide estetik kaygıların da etkisiyle ileri dönemde psikolojik problemlere sebep olabilir” dedi.

    Diş kaybının zararları hakkında bilgi veren Diş Hekimi Uğur Bilkay, bu rahatsızlığın ilk olarak çene kemiğinde erimeye neden olacağını söyledi. Kemikte erimenin ilk 6 haftada 1.5 milimetreye ulaşacağını ifade ededen Bilkay, “Erime ilk yıl daha sonraki yıllara oranla 10 kat daha hızlı gelişir. Eksik dişlerin yerine yerleştirilecek dental implantlar, yapay diş kökü oldukları için çene kemiğindeki erimenin oluşmasını engeller. Eğer diş kaybı çiğneme merkezi dişlerimizde ya da onlara yardımcı olan dişlerde meydana gelirse, hastalarımız çenelerinin o kısmını çiğnemede kullanamamaya başlar. Bu durum çiğneme esnasında dil ve yanaklarımızla yaptığımız doğal temizliğin yapılamamasına ve o bölgede diş hastalıklarının, tartarların ve hatta diş çürüklerinin oluşmasına sebep olabilir. Bu rahatsızlık çiğneme esnasında çenemizin kullanmadığımız tarafındaki çene ekleminde ağrı, hareketlilikte kısıtlanma ve ses çıkması gibi sorunlara da yol açar’’ dedi.

    DİŞ EKSİKLİĞİ GASTROENTESTİNAL SİSTEM RAHATSIZLIKLARINA YOL AÇAR

    Eksik diş sayısının fazlalığına bağlı olarak besinlerin yeterli miktarda öğütülemeyeceğini ifade eden Bilkay, bu durumun mide ve bağırsak sistemi hastalıklarına neden olacağını söyledi. Eksik dişlerin kişinin yüz estetiğini de bozacağının altını çizen Bilkay, “Eksik diş, kişinin olduğundan daha yaşlı görünmesine sebep olur. Kişi rahat gülemez, estetik kaygılar baş gösterir bu da psikolojik problemler oluşturur’’ diye konuştu.

  • Çocuklarda Demir Eksikliği Ve Tedavisi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Gebeşoğlu, “Demir eksikliğine bağlı kansızlık çocukluk ve süt çocukluğu döneminde en sık görülen kan hastalığıdır. Yanlış beslenme alışkanlığının da buna katkısı bulunmaktadır” dedi.

    Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Filiz Gebeşoğlu, “çocuklarda demir eksikliği ve tedavisi” hakkında önemli bilgiler verdi. Bebeğe 6. aydan itibaren demir içerikli ek gıdalar verilmesi gerektiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Filiz Gebeşoğlu, “Demir eksikliğinin büyüme gelişme ve beslenmeyle yakın ilişkisi vardır. Diyetteki demirin yüzde 10’u emildiği için çocukluk döneminde diyetle günlük 8-15 mg demir alınması gerekir. Sağlam ve zamanında doğan bir bebekte depolardaki demir ilk 5-6 aydaki kan yapımı için yeterlidir. Düşük doğum ağırlıklı ve erken doğan bebeklerde demir depoları daha önce tükenir ve diyetteki demir önem kazanır. Yenidoğan ve süt çocuğunun temel besini süttür. Ne yazık ki anne sütü ve inek sütündeki demir miktarı yetersizdir. Anne sütünün en önemli üstünlüğü içerdiği demirin yüzde 49’unun emilmesidir. İnek sütündeki demirin sadece yüzde 10’u emilir. Yine de anne sütü alsa bile 6. aydan itibaren demir içeren ek gıdalar başlanmalıdır” diye konuştu.

    “BUZ YA DA TOPRAK YEME HİSSİ DEMİR EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR”

    “Çocuğunuz buz ya da toprak yeme isteği hissediyorsa demir eksikliği ile karşı karşıyasınız” ifadesini kullanan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Gebeşoğlu, “Toprak veya buz yeme hissi demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık belirtisi olduğu gibi, kansızlığın başlangıç sebepleri de olabiliyor. Çocukların büyük kısmı ilk 2 yaşta çok süt tükettiği için 6-24 ayda demir eksikliğine sık rastlanmaktadır. Demir emilimini engelleyen gıdaların fazla alımı da eksikliği tetikler. Daha büyük çocuklarda kansızlık görüldüğü zaman demirin yetersiz alımı dışında kan kaybı da düşünülmelidir. Demir eksikliğinde büyüme, motor gelişim, davranış ve bilişsel fonksiyonlar, bağışıklık sistemi, deri ve mukozalarda değişiklikler oluşmaktadır. Solukluk, halsizlik, iştahsızlık, huzursuzluk, sık enfeksiyon çok rastlanan bulgulardır. Demir eksikliği olan hastalar buz ya da toprak gibi değişik maddeler yiyebilirler. Hızlı beyin büyümesinin ve psikomotor becerilerin kazanıldığı süt çocukluğu döneminde demir eksikliği zeka düzeyinde kalıcı düşüklüğe neden olabilir” açıklamasını yaptı.

    “DEMİR EKSİKLİĞİ GENETİK GEÇİŞLİ BİR HASTALIKTIR”

    Uygun tedavi ile demir eksikliği sorununun ortadan kaldırılabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Filiz Gebeşoğlu, “Demir eksikliğinde önce depo demiri, sonra kan demiri azalır ve arkasından kansızlık eklenir. Türkiye’de demir eksikliğinin mutlaka talasemi (Akdeniz anemisi) taşıyıcılığından ayrılması gerekir. Genelde yüzde 2-3 oranında olan bu kansızlık güney bölgelerde yüzde 10-15’e ulaşır. Genetik geçişli bir hastalık olduğu için aile taraması önemlidir. Demir eksikliğinde yeterli miktarda demire yanıt hem tanı koydurucudur, hem de tedavide önem taşır. Demir tedavisi sırasında kabızlık ve karın ağrısı en sık rastlanan yan etkilerdir. Günlük tedavi dozu 6 mg/kg ağız yolu ile alınan demirdir. Demir tedavisi günde 2-3 doza bölünerek öğün aralarında yapılmalıdır. Bu şekilde verildiğinde emilim daha iyi olur ayrıca mide bağırsak sistemi yan etkileri de en aza iner. Nadiren ciddi demir emilimi bozukluğunda enjeksiyon şeklinde de demir tedavisi yapılabilir” şeklinde konuştu.

    “GIDALARIN DEMİR EMİLİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ BÜYÜK”

    Uzm. Dr. Filiz Gebeşoğlu açıklamasını şöyle tamamladı: “Sağlam çocuk takibinde her 6 aylık bebeğe 1 mg/kg gün şeklinde demir takviyesi yapılmasında fayda vardır. Beraberinde demirden zengin et, yumurta, meyveler, karaciğer, yeşil yapraklı sebzeler, kuru yemiş ve kaşık mamaları takviyesi bebeğin ayına göre diyete eklenmelidir. Demir emilimini kolaylaştıran limon, mandalina, portakal bol miktarda verilirken; demir emilimini azaltan çay verilmemelidir. Beslenme düzeni iyi bile olsa ilk 1 yaşta her bebeğe tam kan sayımı yapılıp kansızlık düzeyi araştırılmalıdır. Bebek cilt rengi her zaman kansızlık konusunda tam bilgi vermeyebilir. Çok soluk görünmesine karşın kansızlığı olmayan pek çok çocuk vardır. Kansızlık ve demir eksikliği saptanan bebeğe demir depolarını doldurmak için 6 ay tedavi verilmelidir. 3 ve 6 yaşta da birer kez kan sayımı yapılmasında fayda vardır. İlk 6 ayda tercihen anne sütü, anne sütü yoksa demir katkılı formül mamalar alınmalıdır. İnek sütüne bir yaşından önce geçmek sakıncalıdır. Bir yaştan sonra ise günlük süt alınımı 500 cc’yi geçmemelidir. Prematüre ve yetersiz demir alan bebeklere günlük 2-4 mg/kg demir takviyesi yapılması uygundur.”