Etiket: Ekim

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: “Ekim ayında ihracatımız Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamına ulaştı”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: “Ekim ayında ihracatımız Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamına ulaştı”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Salgın döneminde dahi Ekim ayı ihracatımızın Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamına ulaşmasıyla sanayi üretimi artışında dünya ikincisi oluşumuzla hep birlikte gurur duyduk” dedi.

    TBMM Genel Kurulundaki 2021 Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi ve 2019 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerinde konuşan

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bugüne kadar her şartta olduğu gibi salgın şartlarında da millete hizmetle dolu bir yıl geçirdiklerini söyleyerek, “Milletimizin ve milli iradenin temsilcisi Meclisimizin desteğiyle tüm engelleri birer birer aşarak bugünlere geldik. Bu yıl içinde hidroelektrik santrallerinden şehir hastanelerine, büyük otoyol projelerinden teknoloji merkezlerine pek çok yeni dev eserin açılışını gerçekleştirdik. Fatih sondaj gemimizin keşfettiği 405 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfinin mutluluğunu 83 milyon hep birlikte hissettik. Salgın döneminde dahi Ekim ayı ihracatımızın Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamına ulaşmasıyla sanayi üretimi artışında dünya ikincisi oluşumuzla hep birlikte gurur duyduk” ifadelerini kullandı.

    Oktay şöyle konuştu:

    “Özellikle Suriye, Doğu Akdeniz, Libya ve Azerbaycan ile ilgili konularda ülkemiz söz sahibi oldu ve diplomasi kanalları etkin şekilde kullanıldı. Bölgemizde yeni çatışmalar ve insani trajedilerin yaşanmaması için elimizden geleni yapacağımızı ve sınırlarımızın güvenliği konusunda da asla geri adım atmayacağımızı hükümet olarak her platformda açıkça dile getirdik. Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili meselelerde Türkiye’nin dışlandığı ve Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını gözetmeyen hiçbir senaryonun hayata geçme ihtimali olmadığını bütün dünyaya ilan ettik.”

    Oktay, yılın üçüncü çeyreğinde ekonomik faaliyette başlayan canlılığın Yeni Ekonomik Programı hedefi olan yüzde 0,3 oranındaki büyüme oranının aşılabileceğine işaret ettiğini belirterek, “Covid-19 salgınına yönelik önlemlerin hafifletildiği Haziran ayından itibaren sanayi üretiminde yüksek artışlar kaydedilmiştir. Toplam sanayi üretim endeksi üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 8,4 oranında artış göstermiştir. Salgına rağmen Nisan ayında 8 milyar 971 milyon dolar olan ihracatımız hemen her ay artış göstermiş ve Ekim ayında da bu yükseliş sürerek 17 milyar 329 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Böylece ihracatımız, salgın öncesi seviyelerini de aşarak 2020 yılının en yüksek ihracat değerine ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

    “Geniş bir istişare sürecinden sonra insan hakları konusunda yol haritamız olacak Eylem Planı’nın taslağı oluşturulmuştur”

    Oktay, şunları kaydetti:

    “Adalet hizmetlerinde altyapı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargıda dijitalleşme ve dinamik mevzuat değişiklikleri gibi alanlarda önemli reformlara imza attık. Geçtiğimiz süreçte Anayasa ve başta temel yasalar olmak üzere gerçekleştirilen değişikliklerle sistemimize birçok yenilik kazandırılmıştır. Kişisel verilerin korunması, çocuk haklarının anayasal koruma altına alınması, sendikal özgürlüklerin geliştirilmesi, kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkının getirilmesi, bilgi edinme ve bireysel başvuru hakkı gibi sosyal ve demokratik haklara odaklı yenilikler anayasal bir zeminde hayata geçirilmiştir. Yargı, hiçbir kişi, kurum veya merciden emir, talimat, tavsiye ya da telkin almaz. Yargının kurumsal varlığı hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmenin, korumanın da güvencesidir; böyle olmaya da devam edecektir. Uyuşmazlıkların arabuluculuk ve uzlaştırma yollarıyla mahkeme süreci öncesinde kısa sürede ve daha az masrafla dostane yöntemle çözülmesini sağladık.”

    Yargı ile ilgili Adalet Bakanlığının İnsan Hakları Eylem Planı üzerindeki çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Geniş bir istişare sürecinden sonra insan hakları konusunda yol haritamız olacak Eylem Planı’nın taslağı oluşturulmuştur. Buna ilave olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomik hayatın tüm paydaşları ile bir araya gelinmekte ve İnsan Hakları Eylem Planı Taslağı ve mevzuat ihtiyaçları gözden geçirilmektedir. Bu çerçevede yatırım ortamı, mülkiyet hakkı, sözleşme serbestisi gibi konularda adalet sistemine ilişkin yeni politikalar belirlenecektir. Toplumun tüm kesimlerinin yaklaşımlarının dikkate alındığı yeni bir reform sürecini başlatmış bulunmaktayız. Önümüzdeki aylarda hukuk devleti ilkesini güçlendirme, öngörülebilir kolay erişilebilen hızlı ve etkin işleyen yargı sistemi yönünde yeni adımlar atacağız” diye konuştu.

    “Sonuna kadar insanlarımızın güvenliğini ve haklarını koruyacağız”

    Oktay, kadın cinayetlerine ilişkin olarak, “Kadın katillerine, kadına ve çocuğa karşı suç işleyenlere, istismarda bulunanlara gelince sizler bunları iyi tanırsınız. Dağa kaçırılan çocuğuna kavuşmak isteyen Diyarbakır annesini evinde diri diri yakmak isteyenleri sizler iyi tanırsınız. Mağdur olan bu kadınlarımızı, çocuklarımızı size kurban etmeyeceğiz. İnsani güvenlik mi dediniz? Sonuna kadar insanlarımızın güvenliğini ve haklarını koruyacağız. Demokrasinin de, insanlığın da en büyük düşmanı terördür. Terörle, katillerle mücadelemizi Kürtlerle mücadele gibi yansıtmak tek kelimeyle art niyetliliktir, insafsızlıktır. Tüm Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi gibi konuşmanız gerçeği çarpıtmaktır ve asla doğru değildir” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’de yaşanan deprem felaketlerine ilişkin olarak Oktay, “Başta İzmir, Elâzığ, Malatya ve Giresun olmak üzere doğal afetlerden etkilenen şehirlerimizin yanında olduk, vatandaşlarımızın yaralarını en hızlı şekilde sardık. Afetten etkilenen bölgelere bu yıl toplam 165 milyon lira kaynak sağladık. 3 bin 34 afet konutunun yapımını tamamladık, 20 bin 858 afet konutunun da yapım süreci devam etmektedir. Bildiğiniz gibi İzmir, Ekim ayı içinde 6,6 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı ve 116 vatandaşımızı bu depremde kaybettik. Depremin hemen ardından arama kurtarma ekiplerimiz, ilgili kamu kurumlarımız ve gönüllü ekipler gece gündüz demeden büyük fedakârlıkla çalışarak 107 vatandaşımızı enkazdan kurtarmış ve afetten etkilenen vatandaşlarımızın yaralarını sarmıştır. Deprem, sel ve diğer doğal afetlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum” diye konuştu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütçenin haramzadelerin bütçesi olduğunu iddia ettiğini hatırlatan Oktay, “Bu bütçe, BM insani gelişmişlik endeksinde en yüksek insani gelişmişlik sınıfına çıkardığımız milletimizin bütçesidir. Bu bütçe, Dünya Bankası üst orta gelirler grubuna yükselttiğimiz halkımızın bütçesidir. Bu bütçe, satın alma paritesine göre 2009 yılında 15 bin 457 dolar cinsinden kişi başına geliri 2019 yılında 28 bin 424 dolarla ikiye katlanan insanımızın bütçesidir. Bu bütçe, Türkiye’ye karşı ortaya konulan tüm engellemelere rağmen küresel kriz sonrasında 2010-2019 döneminde ortalama yüzde 5,8 oranında büyüyen ekonomimizde çiftçimizin, esnafımızın, işçimizin, memurumuzun artan vergileriyle oluşturduğumuz milletimizin anasının ak sütü gibi helal bir bütçedir. Bu bütçeye faiz bütçesi, haramzadelerin bütçesi diyenler, bu topraklara tek bir çivi çakmamış, bu ülkenin insanını yıllarca hor görmüş ve bu yüzden de bu milletimiz tarafından ebediyen muhalefetle görevlendirilmiş, muhalefete mahkum edilmiş olanlardır” dedi.

  • Rusya Devlet Başkanı Putin: “Ekim ayında ateşkes için Aliyev ikna oldu, Paşinyan olmadı”

    Rusya Devlet Başkanı Putin: “Ekim ayında ateşkes için Aliyev ikna oldu, Paşinyan olmadı”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dağlık Karabağ anlaşması öncesinde Ekim ayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’i anlaşma konusunda ikna ettiğini, fakat Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın itiraz ettiğini açıkladı.

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rus devlet televizyonu Rossiya 24’te özel röportajı yayınlandı. Röportajda Putin, en çok Dağlık Karabağ’da imzalanan ateşkese yönelik konuştu. Türkiye’nin doğrudan Azerbaycan’ı desteklediğini belirtmekten hiçbir zaman çekinmediğini söyleyen Putin, “Türkiye’nin rolü çok iyi biliniyor, bu Azerbaycan’da defalarca söylendi ve Türk tarafı bunu asla gizlemedi. Onlar tek taraflı olarak Azerbaycan’ı destekledi” dedi. Putin, çatışmaları değerlendirerek, “Bunlar Sovyetler Birliği’nin çöküşünün jeopolitik sonuçları. Biz bu konuyu her zaman genel olarak ele alıyoruz. Burada genel bir durum değil, şu anda tanıklık ettiğimiz oldukça somut olaylar söz konusu” ifadelerini kullandı.

    “Azerbaycan toprakları iade edildi”

    Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ’ın Ermenistan dahil hiçbir ülke tarafından tanınmadığına işaret eden Putin, “Hiçbir ülke hatta Ermenistan bile Karabağ’ın bağımsızlığını tanımadı. Bu, uluslararası hukuk açısından ne anlama geliyor? Azerbaycan’ın kendi topraklarını, Azerbaycan’ın ve genel olarak tüm dünya toplumunun Azerbaycan’ın toprakları olarak gördüğü toprakları iade ettiği anlamına geliyor ve bu bağlamda, bu konuda kendisine yardımcı olacak bir müttefik seçme hakkına sahipti. Azerbaycan egemen bir devlettir ve kendisine uygun gördüğü ülkeyi müttefik seçebilir. Bu anlamda onu kim bu hakkından mahrum edebilir ki?” diyerek Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan’ın doğrudan haklı olduğuna vurgu yaptı.

    “Dağlık Karabağ’ın statü sorunu var”

    Dağlık Karabağ’da statüsü sorununun devam edip etmediği ile ilgili soruyu yanıtlayan Putin, “Evet, böyle sorun var. Karabağ’ın nihai statüsü çözüme kavuşturulmadı. Şu anki statükoyu mevcut durumu koruyacağımız konusunda anlaştık. Sonra ne olacak, bu gelecekte, ya gelecekteki yöneticiler, bu sürecin gelecekteki katılımcıları tarafından çözülecek. Ama benim görüşüme göre eğer yaşamın normalleşmesi için, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin, özellikle çatışma bölgesindeki insanlar arasındaki ilişkilerin normalleşmesi gereken koşullar oluşturulursa Karabağ’ın statüsünü belirlemek için gereken koşullar oluşacak” şeklinde konuştu.

    “Rus-Türk gözlem merkezinde İHA’lar kullanılacak”

    Rusya lideri Putin, Dağlık Karabağ’da kurulan gözlem merkezlerinin işleyişi ile ilgili ayrıntılara da değinerek, “Türkiye ile Orta Doğu’da çok iyi bir iş birliği deneyimimiz bulunuyor. Suriye’de İdlib bölgesinde de, Suriye-Türkiye sınırında da ortak devriyeleri, konvoyları birlikte organize ediyoruz. Burada böyle bir iş birliği gerekmiyor. Ancak biz İHA’ların kullanılacağı ortak bir merkez oluşturacağımız, bu araçların yardımıyla temas hattında durumu birlikte izleyeceğimiz, birlikte bilgi alacağımız, birlikte analiz edeceğimiz konusunda anlaştık” ifadelerini kullandı.

    “Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları her zaman örtüşmüyor”

    Dağlık Karabağ konusunda Türkiye’nin rolü ile ilgili önemli ifadeler kullanan Putin, “Barışı koruma görevine gelince, hem Azerbaycan hem de Türkiye daima Türkiye’nin barışı koruma operasyonlarına katılabileceğini söylüyordu. Yine de Türk ortaklarımızı da Azerbaycan’daki meslektaşlarımızı da anlaşmanın bozulması için ortam ve ön koşul, akit taraflardan birini birtakım aşırı önlemlere ve aşırı eylemlere kışkırtabilecek koşullar oluşturmanın gerekli olmadığına ikna etmeyi başardığımızı düşünüyorum” diyerek Rusya’nın bu konuda ikna edici bir konumda bulunduğunu söyledi.

    “Ekim’de Aliyev ikna oldu, Paşinyan olmadı”

    Putin 19-20 Ekim’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bölgede ateşkes için telefon görüşmeleri yaptığını, Aliyev’i Şuşa’ya Azeri sığınmacıların geri dönmesi şartıyla askeri operasyonu durdurmaya ikna ettiğini, ancak Paşinyan’ın buna karşı çıktığını açıkladı. Putin, “Paşinyan bana açık açık Azeri sığınmacıların Şuşa’ya geri dönmesini, Ermenistan ve Karabağ’ın çıkarlarına yönelik tehdit gördüğünü söyledi” dedi.

    “Paşinyan’ın da dürüstçe söylediği gibi durum Ermeni tarafı için çok kritikti”

    10 Kasım’da yapılan anlaşmanın Ermenistan tarafından imzalanmama ihtimali ile ilgili konuşan Putin, “Bu, ülke için intihar olurdu” dedi. Putin, “Azerbaycan ordusu Şuşa’yı kontrol altına aldı. Paşinyan’ın da dürüstçe söylediği gibi durum Ermeni tarafı için çok kritikti. Artık saatleri sayıyorlardı. Hankendi alınmak üzereydi, ilerleme sürebilirdi. Bu koşullarda derhal ateşkesin sağlanması Ermeni tarafının çıkarınaydı. Aksi takdirde intihar olurdu. Başbakan Paşinyan elbette çok zor durumdaydı, zaten üçlü açıklama öncesindeki ve bugünkü gerçek tabloyu, gerçek durumu anlattı. Buna ekleyecek bir şeyim yok. Gerçeği söyledi” diyerek Ermenistan’ın savaşta ağır kayba uğrasına dikkat çekti.

    “Her iki tarafta da her cümle, her madde, hatta her virgül için mücadele vardı”

    10 Kasım’da imzalanan anlaşma öncesinde oldukça fazla çaba sarf ettiklerini söyleyen Putin, Paşinyan ve Aliyev ile art arda görüşmeler yaptığını ve bu süreçte arabulucu görevini üstlendiğini hatırlattı. Putin, “Bunun her yönden zor, enerji tüketen bir süreç olduğunu düşünüyorum. Üçlü istişareler sonucu böyle bir şey oldu. Aslında ben iki liderle de ayrı ayrı konuşurken taleplerini, metinle ilgili şikayetlerini dinlerken, bazı değişiklikler yaparken, karşı tarafla temasa geçerken, onun da isteklerini dinlerken ve ardından tekrar birinci tarafa dönüp önerinin uygun olup olmadığını yeniden istişare ederken arabulucu rolünü üstlenmiş oldum. Her iki tarafta da her cümle, her madde, hatta her virgül için mücadele vardı. Anlaşmanın detaylandırılması neredeyse 1 gün sürdü” dedi.

    “Ermenistan’daki protestolar onların iç meselesi”

    Anlaşmanın imzalanmasından sonra Paşinyan’ın ülkesinde eleştiri oklarının hedefi olması ve muhalifler tarafından protesto edilmesi neticesinde ülkenin anlaşmadan çekilip çekilmeyeceği ile ilgili soruyu yanıtlayan Putin, “Anlaşmaya uyulup uyulmama meselesi taraf ülkenin kendi işi. Ama yükümlülüklerin yerine getirilmemesi büyük bir hata olur. Umarım böyle bir durum olmaz. Ermenistan’daki politik duruma gelince bu bizim işimiz değil, bu Ermenistan’ın işi. Ermenistan bağımsız, egemen bir devlet ve bu devlet kendi iç meselelerini uygun gördüğü şekilde halletme hakkına sahip” diye konuştu.

    Ermenistan muhalefeti ve iktidarı arasındaki siyasi krizin toplumun bölünmesine neden olabileceğini işaret eden Putin, “Savaşan veya savaşın yeniden başlama tehlikesiyle karşı karşıya olan bir ülke, iktidar organizasyonu alanında dahil bu şekilde davranmayı göze alamaz, toplumu içte bölemez. Bence bu kesinlikle kabul edilemez, verimsiz ve son derece tehlikeli” şeklinde konuştu.

  • Mersin ve Adana’nın ekim ayı enflasyonu yüzde 12,06

    Mersin ve Adana’nın ekim ayı enflasyonu yüzde 12,06

    MERSİN (İHA) – Mersin ve Adana’nın ekim ayı enflasyonu yüzde 12,06 olarak gerçekleşti. TÜİK Adana Bölge Müdürlüğü, Mersin ve Adana’nın oluşturduğu TR62 Bölgesinde ekim ayının zam şampiyonunu salatalık olarak açıklarken, geçen ay fiyatı en fazla düşen ürün ise limon oldu.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adana Bölge Müdürlüğü, TÜİK Başkanlığının ekim ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi. Yapılan açıklamada, Türkiye genelinde TÜFE’de 2020 yılı ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,13, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 10,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,89 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 11,74 artış gerçekleştiği bildirildi.

    Mersin ve Adana’da ekim ayı enflasyonu yüzde 12,06 oldu

    TÜİK Adana Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, Mersin ve Adana’nın oluşturduğu TR62 Bölgesi ekim ayı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) değişim oranları da değerlendirildi. Buna göre, Mersin ve Adana’da TÜFE’de 2020 yılı ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,14, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 10,63, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,06 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 11,71 oranında artış gerçekleşti.

    Salatalık zam şampiyonu, fiyatı en fazla düşen ürün ise limon

    Öte yandan, ekim ayında Mersin ve Adana’da fiyatı en fazla artan ve en fazla düşen ürünler de TÜİK verileriyle ortaya kondu. Buna göre, Mersin ve Adana’da ekim ayının zam şampiyonu salatalık oldu. Salatalığın fiyatı ekim ayında yüzde 28,58 oranında arttı.

    Limon ise geçen ay fiyatı en fazla düşen ürün olarak kayıtlara geçti. Mersin ve Adana’da limonun fiyatı ekim ayında yüzde 23,66 oranında düştü.

  • SANKO okullarında 29 Ekim coşkusu

    SANKO okullarında 29 Ekim coşkusu

    SANKO Okulları Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 97’nci yıldönümünü, düzenlediği online canlı törenle kutladı.

    Okul yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve velilerin online izledikleri tören Saygı Duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. SANKO Okulları Genel Müdürü Fırat Mümtaz Asyalı, yaptığı konuşmada, egemen güçler tarafından işgal edilen vatan topraklarının, savaştan yorgun ama yüreği özgürlük aşkıyla yananların esarete karşı direnişleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğiyle tekrar bağımsızlığına kavuştuğunu söyledi. “Asıl mücadele şimdi başlıyordu. Bu mücadele, yeni kurulan savaş yorgunu Türk devletinin kalkınma mücadelesiydi” diyen Asyalı, şöyle devam etti:

    “Yeni kurulan bir devletin kalkınması ancak çağdaş bir yönetim şekliyle mümkündü. Bir başka deyişle, ancak millet iradesiyle oluşacak bir yönetim şekli ülkeyi kalkındırabilirdi. İşte tam da bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı bittikten 13 ay sonra, 29 Ekim 1923’te yeni kurulan Türk devletinin yönetim şeklinin CUMHURİYET olduğunu milletimize ve tüm dünyaya ilan etti. Türkiye, 97 yıl önce bugün; egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu bir yönetim şekline yani Cumhuriyete kavuştu. Cumhuriyet’in ilanının hemen ardından gerçekleştirilen inkılaplar ve hayata geçirilen köklü değişikliklerle hızla kalkındı Türkiye Cumhuriyeti. Kalkındı, gelişti, güçlendi Cumhuriyet. Cumhuriyet’in ilanının 97. yıldönümünde bizler SANKO Okulları olarak; Cumhuriyetimizi ve onun değerlerini sonsuza dek yaşatacağımıza bir kez daha söz veriyor, öğrencilerimizi vatan sevgisi, bayrak aşkı ve cumhuriyet bilinciyle yetiştirmeye devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümü vesilesiyle; 1001 emek ve fedakârlıkla kurdukları Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi şükran, saygı ve rahmetle anıyor ve onların anısına bir kez daha tüm dünyaya haykırıyoruz. Yaşasın Cumhuriyet.”

    SANKO Okulları Sosyal Bilimler Bölüm Başkanı Mustafa Demir de konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti, bağımsızlığına düşkün, onurlu yaşamaktan başka seçeneği olmayan aziz milletimizin eseridir. Aynı zamanda Milli Mücadele’nin taçlanmış halidir” dedi.

    “Cumhuriyet akıldır, bilimdir, akıl ve bilim eşliğinde çağdaşlaşmaktır. Cumhuriyet fikri hür irfanı hür nesiller yetiştirmektir” diyen Demir, özetle şöyle konuştu:

    “Diline, özüne sahip çıkmaktır, alfabedir Cumhuriyet. Mekteptir, cahillikle ilkellikle savaştır. Kadındır Cumhuriyet. Ülkeyi demirağlarla örmektir. Yurtta barış cihanda barıştır Cumhuriyet. Çalışmaktır, yorulmaktır. Hür yaşamaktır. Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir, diyen Atatürk’tür, Cumhuriyet.”

    Tören, pandemi nedeniyle daha önceden çekilen Cumhuriyet Kadınları konulu video gösterisi, Cumhuriyet temalı lirik dans gösterisi, okul korosunun seslendirdiği eserlerin, Cumhuriyet temalı sanal serginin video gösterimi ve Cumhuriyet konulu şiirin okunmasıyla son buldu.

  • Şuhut’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusu

    Şuhut’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusu

    Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları coşku içerisinde yapıldı.

    Şuhut Erkek İmam Hatip Anadolu Lisesi Konferans Salonunda yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan etkinlik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ’29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ mesajının okunması ile devam etti. Şuhut Kaymakamı Erkan Kaçmaz günün anlam ve önemine belirten konuşma yaparak ’Cumhuriyet’in önemine dikkat çekti.

    29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliğine, Kaymakam Kaçmaz’ın yanı sıra Şuhut İlçe Jandarma Komutanı Teğmen Hasan Yassıkaya, belediye başkanları STK temsilcileri katildi. Kutlama ayrıca Korona virüs tedbirlerine uygun olarak yapıldı.