Etiket: Edilmemeli”

  • Vali Sonel: “112, acil durumlar haricinde meşgul edilmemeli”

    Vali Sonel: “112, acil durumlar haricinde meşgul edilmemeli”

    Ordu’da 112 Acil Çağrı Servisi, adeta Kovid-19 Danışma Hattı’na dönüşünce Ordu Valisi Tuncay Sonel, vatandaşlara çağrı yaptı.

    Ordu Valisi Tuncay Sonel, kurumları daha yakından tanımak ve yaptıkları çalışmaları yerinde incelemek üzere 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bir dizi ziyaret gerçekleştirdi.

    112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Yeliz Çakar Güleş’ten kurumun çalışma sistemi hakkında bilgi alan Vali Sonel, 155-Polis İmdat, 156-Jandarma İmdat, 110-İtfaiye, 112-Ambulans, 177-Orman Yangın yardım numaralarını tek bir çağrı numarası altında birleştiren, Türkiye’nin 49’uncu 112 Acil Çağrı Merkezi’nin 5 Ağustos 2020 tarihinde çağrı kabulüne başladığını hatırlattı.

    Vali bile şaşırdı

    Vali Sonel, 5 Ağustos 2020 tarihinde hizmete giren birleşik 112 Acil Çağrı Servisi’nin istatistikleri hakkında bilgi aldı. Vali Sonel, 5 Ağustos tarihinden bugüne kadar toplam 362 bin 372 çağrının geldiği, bu çağrılardan 101 bin 177’sinin vakaya dönüştüğü, vakaya dönüşmeyen çağrı adedinin 261 bin 195 olduğunu öğrendi

    Çağrıların 3’te 1’inin gerçek vaka olduğunu, diğerlerinin Kovid-19 danışma ve talepler ile asılsız ihbarlardan oluştuğu bilgisi karşısında şaşıran Vali Sonel, vatandaşlara çağrıda bulundu.

    112 Acil Çağrı Merkezi’nin gereksiz aramalarla meşgul edilmemesini isteyen Vali Sonel, “Kovid-19 ile ilgili soru ve sorunlar için; İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde oluşturduğumuz Kovid-19 İletişim Merkezi (0 452 223 12 88) aranmalı, acil durumlar haricinde 112 meşgul edilmemelidir. Vatandaşlarımız, Kovid-19 pandemisiyle ilgili merak ettiklerini, karşılaştığı sorununu ve talebini bu numaradan iletebileceklerdir. Dolayısıyla 112 Acil Çağrı Merkezimiz gereksiz yere meşgul edilmemiş olacaktır. 112 Acil Çağrı Merkezi, trafik kazası, kalp krizi, yangın, doğal afet gibi hayati öneme haiz durumlarda aranmalıdır” diye konuştu.

  • Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şube Başkanı Efe: ‘’Engelli sorunları göz ardı edilmemeli’’

    Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şube Başkanı Efe: ‘’Engelli sorunları göz ardı edilmemeli’’

    Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şube Başkanı Sadullah Efe, 3 Aralık, Dünya Engelliler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

    Efe, engelli erişebilirliği konusundaki çalışmaların artırılmasını isteyerek şunları ifade etti:

    “Engelli sorunları göz ardı edilmemeli. Yıllardır uygulaması ertelenen yasa maddesi nedeniyle hala engelliler toplu taşıma araçlarından yararlanamaz durumdadır. Yıllardır mevcut mevzuata uygun yapılmayan yollar, kaldırımlar, meydanlar, köprüler, alt geçitler, kamuya açık binalar nedeniyle erişim öncelikli sorun olmaktan çıkarılamamıştır. Sağlık Uygulama Tebliğinden yapılan değişiklikler engelliler için yaşamsal öneme sahip ilaç, ortez ve protezler ile diğer araç ve gereçlerden yararlanma koşulları neredeyse ortadan kaldırılmaktadır. Büyük çoğunluğu yeterli gelire sahip olmayan engelliler ve aileleri yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli araç ve gereçleri sağlamak için yüksek bedellerle karşılaşmakta, ödemeye güçleri olmadığı için satı n almaktan vazgeçmek zorunda kalmaktadır. Özellikle engelliler için büyük önemi bulunan ve bir çok hakkın kullanımı için zorunlu olan Rapor Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler yeni hak kayıplarını beraberinde getirmektedir. Bu alanda giderek Dünya Sağlık Örgütünün ölçütlerinin çok uzağına düşülmektedir. Yeni bir rapora gereksinim duyamayacak engellilerden yeniden rapor istenmesi, derecelendirmedeki ölçütlerinin değiştirilerek engelli oranlarının düşürülmesi istihdamdan emekliliğe, sağlıktan eğitime birçok alanda hak kalbim doğurmaktadır. Buna bir de toplu ulaşıma erişim olmadığı için motorlu araç almak zorunda kalan engellilere kur farkının oluşturduğu fiyat artışları sorunu eklenmiştir. Özellikle ağır engelliler açısından tekerli sandalye veya sedye taşıyabilecek donanıma sahip bir aracın fiyatı, vergi indirimi için konulan fiyat üst sınırını oldukça almıştır. Son birkaç ay içinde kur farkı yüzde 30’un üzerinde artış yaşarken, motorlu araç fiyat üst sınırı yalnızca yüzde 9,11 oranında artırılacaktır.’’

    Eğitim alanında yapılan çalışmalara değinen Efe, ‘’Eğitim de karşılaştığımız sorunlar, saymakla bitmeyecek düzeydedir. Zihinsel engellilerden işitme ve görme engellilere varıncaya kadar farklı gruplardaki engelliler için eğitim ulaşılamaz bir hayal haline dönüşmüş durumdadır. Engelliler için istihdamda konulan kotalar ise ne kamuda ne de özel kesimde önemli oranda boş kalmış durumdadır. İstihdam edilen engelliler arasında, ayrımcılıktan ücretlerinin bir kısmının ellerinden alı nması na varıncaya kadar çok sayıda suiistimal ile karşılaştıkları bilinmektedir. Covid-19 salgını ile dün erişebildiğimiz birçok hizmete de artık erişemez halde olmanın sıkıntısını yaşıyoruz. Kamudan özele hemen her kesimdeki kurumlarda yaşanan kuralsızlıkların, duyarsızlıkların ceremesini en fazla bizler çekiyoruz. Bir 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde de bizler güzel şeyleri paylaşmayı çok istiyoruz.

    Tek isteğimiz bir parça anlayış, duyarlılık, kurallara uymak ve uyulması için çaba sarf edilmesi.

    Basit, kolay ve yapılabilir küçük adımların nasıl büyük değişimlere yol açtığına unutmayın. Engellilerin de yararlanabileceği, yaşayabileceği bir dünya düşündüğünüz kadar büyük maliyetleri gerektirmiyor’’ açıklamasında bulundu.

  • Çelebi: “Yüz yüze eğitim önemli, ancak sağlık durumu gözardı edilmemeli”

    Çelebi: “Yüz yüze eğitim önemli, ancak sağlık durumu gözardı edilmemeli”

    Yaz tatilinin sonuna yaklaşılması ile birlikte okullarda 2020-2021 eğitim-öğretim yılının başlaması ile ilgili açıklamalar ve tartışmalara yönelik açıklamalarda bulunan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı İshak Çelebi “Arzumuz yüz yüze eğitim yapılması, ancak öğrencilerimiz, velilerimiz ve öğretmenlerimizin sağlığı da tehlikeye atılmamalı, her türlü önlem alınmalıdır” dedi.

    Vakaların artması ile birlikte Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda Eğitim-öğretimin 31 Ağustos’ta uzaktan eğitim ile başlaması 21 Eylül’de yüz yüze eğitime geçilmesinin önemli olduğunu, bu süreç zarfında mutlaka gerekli önlemler alınmasını ve vaka olmayan illerde yüz yüze eğitime başlanması gerektiğini söyleyen Çelebi açıklamasında, “Eğitimin temeli, ruhu yüz yüze eğitimdir” diye konuştu.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yüz yüze eğitimle ilgili açıklamalarına katıldıklarını, eğitimde öğretmenin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını belirten Çelebi, açıklamasında şunları kaydetti;

    “Yüz yüze eğitime geçilmesi için mutlaka gerekli tedbirler alınmalıdır. Yüz yüze eğitime geçen diğer ülkelerdeki örneklerde göz önüne alınarak 21 Eylül’de tekrar gözden geçirilmelidir. Mesleki eğitim çalışmaları uzaktan yapılmalı, temas azaltılmalı Öğretmenler sene başı seminer çalışmalarına sene sonu çalışmalarında olduğu gibi bulundukları illlerde uzaktan katılmalı, vakaların arttığı bu günlerde binlerce öğretmenin birbirleriyle temasına izin verilmemelidir. Mutlaka seminer süresince öğretmenlerimize uzaktan eğitim ve bilişim teknolojilerinin kullanımı ile ilgili eğitimler devam ettirilmelidir. Gerekirse öğrencilerin servis kullanmadan en yakın okulda eğitim almaları için geçici düzenlemelere gidilmelidir. Anne ve babanın çalışmasından dolayı bakıma muhtaç çocukların anaokulu, kreş ve anasınıfları yerine velilerine kolaylık sağlanarak evlerinde kalması sağlanmalıdır.

    Okullarda İdareciler İle Veliler Karşı Karşıya Getirilmemeli

    Okullarımızda yeterli bütçe olmamasından dolayı sık sık velilerimizden okulun ihtiyaçlarının giderilmesi için bağış istenmektedir. Pandemi nedeniyle geliri azalan veya işsiz kalan velilerimiz ile okullarımızın yöneticileri karşı karşıya getirilmemeli, okullarımızın tüm ihtiyaçları Bakanlığımız tarafından karşılanmalıdır. Temizlik ve güvenlik giderleri artacak okullarımızda özellikle İŞKUR tarafından karşılanan personel ihtiyacı okullar açılmadan giderilmelidir.

    Farklı yüz yüze eğitim-öğretim çalışmaları için düzenlemeler şimdiden yapılmalı

    Uygulamaya geçirilmesi düşünülen farklı yüz yüze eğitim çalışmaları için yasal düzenlemeler şimdiden yapılmalı, belirsizlikler ortadan kaldırılmalıdır. Açıklanan yüz yüze eğitim çalışmaları için öğretmen eksiklikleri mutlaka giderilmeli, yüz yüze eğitim çalışmaları başladığı gün sınıflarımızın öğretmensiz kalmaması için gerekli önlemler şimdiden alınmalıdır. Branşı gereği yüz yüze eğitim veremeyecek öğretmenlerimizin durumu netleştirilmeli, mağduriyetler yaşanmamalıdır.

    Bakanlığımızın Uzaktan Eğitim Çalışmaları Başarılı

    Yıllardır eğitim şuralarında, bilimsel toplantılarda tartışılan “tuğla okuldan tıkla okula” uzaktan eğitimde Bakanlık hem pandemi hem de yaz aylarında özverili bir çalışma ile başarılı bir performans sergilemiştir. Canlı derslere erişim ve katılım sayıları ile eksiklikleri de mutlaka giderilmelidir.

    Üniversite Öğrencilerinin Yurt Çilesi Katlanacak

    Salgın nedeniyle üniversite öğrencilerinin çileye dönüşen barınma sorunları Kredi Yurtlar Kurumunun salgın nedeniyle yurt kontenjanlarında azaltmaya gitmesinden dolayı, yüz yüze eğitimler başladığı zaman katlanacaktır. Öğrencilerimizin mağduriyet yaşamaması için mutlaka yeni yurtların açılması sağlanmalıdır. Sonuç olarak; uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alması mümkün değildir. Ancak sağlık açısından sıkıntı yaşadığımız bugünlerde yardımcı ve eksikleri tamamlayıcı bir eğitim imkanı olarak fayda sağlayacaktır.”

  • Yeşilboğaz: “Konkordato suiistimal edilmemeli”

    Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, konkordatonun ‘kazan kazan’ ilkesini ortaya koyarak hem borçluyu hem de alacaklıyı koruduğuna işaret ederek, “Ancak konkordato uygulaması kötü niyetle kullanılmamalı, suiistimal edilmemeli. Firmaların ekonomik krizden kurtulabilmesinin tek yolu konkordato değildir. Bu konuda avukatların da görüşlerine başvurulmalıdır” dedi.

    Mersin Barosu tarafından avukatlara ve mali müşavirlere yönelik ‘Konkordato ve Konkordato Komiserliği’ eğitimi düzenlendi. İki gün süren programda, Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nden öğretim görevlisi Barış Küçük tarafından konkordato konusunda katılımcılara bilgiler verilirken,15 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe giren İcra ve İflas Kanunu’nun yeni konkordato hükümlerinin uygulanmasına ilişkin hukuki ve mali bilgiler aktarıldı.

    Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, bu işin yükünü kaldıracak olan konkordato komiserlerine en iyi eğitimin vermesi gerektiğini belirterek, “Tıkanmanın en üst aşamasında olan bir sorunu çözebilecek teknik bilgiye sahip insanları bizim oluşturmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    “Konkordato ’kazan kazan’ ilkesini amaçlamıştır”

    Konkordatonun ‘kazan kazan’ ilkesini ortaya koyarak, hem borçlunun hem de alacaklının uzlaşmacı tavır sergileyerek, borcun tesviyesini, alacaklının tatmin edilmesini ve sonucunda da ticaret yapan firmanın ileriye dönük yaşamını sürdürmesini amaçlayan kümülatif bir proje olduğunu kaydeden Yeşilboğaz, “Konkordato, iflasın eşiğinde olan firmaların sermayesini kurtarılabilmesi için açılan bir yoldur. Daha önceki yıllarda da yaşanan ekonomik krizde, borçlu şirketler konkordato ilan etti, borçlarını ödedi ve ticari hayatına da devam etti. Ancak bunun suiistimal edilmemesi, iyi niyetli olarak kullanılması gerekiyor. Bütün firmaların içinde bulunduğu durumu, mali analizini çok iyi yapması gerekiyor. Firmaların mali müşavir ve avukatla birlikte, şirketin geleceği hakkında bir rapor hazırlaması gerekiyor. Çünkü krizin ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz. Eğer firma bu süreci öngöremezse, belki de iflasa doğru gidecek. Şahıs zaten batmış olacaktır ve konkordato talebi kabul edilmeyecektir. Firmaların piyasayı çok iyi analiz etmesi ve panik yapmadan hızlı bir refleks geliştirmesi gerekiyor. Konkordato uygulaması konusunda mutlaka iyi niyetli olsunlar. Borçlarını ödeyeceğini ve piyasada kalmak istediklerini iyi bir şekilde anlatırlarsa, kesinlikle bu süreci olumlu bir şekilde, en az zararla atlatırlar ve ayakta kalmayı sürdürürler” diye konuştu.

    “Tek yok konkordato değildir”

    Firmaların ekonomik krizden kurtulabilmesinin tek yolunun konkordato olmadığını, bu konuda bir hukukçu ile mutlaka görüşmeleri gerektiğinin altını çizen Yeşilboğaz, “Örneğin 570 bin TL için konkordato ilan etmek yerine, bir hukukçuyla mutlaka başka çözüm önerileri de getirilecektir” şeklinde konuştu.

  • Şevkin: “Mısır üreticisi, serbest piyasaya mahkum edilmemeli”

    CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, hasadına başlanan mısırı üreten çiftçinin mağdur olmaması için ürün alım fiyatının geç kalınmadan açıklanması gerektiğini söyledi.

    Şevkin, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin en önemli tahıl ürünleri arasında yer alan ve ülkemiz üretiminin yüzde 25’ini karşılayan Adana’da yüksek verim elde eden üreticinin alın teri kurumadan karşılığını alması gerektiğini belirtti. Şevkin, daha çok Yüreğir, Kozan, Ceyhan, Karataş, İmamoğlu ve Seyhan ilçelerinde 1.5 milyon tona yakın üretilen mısırın tüm dünyada stratejik öneme sahip tarım ürünleri arasında gösterildiğine dikkat çekti.

    Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da hasat döneminde ithal ürünlere ağırlık verildiğini söyleyen Dr. Şevkin, mısıra verilen destek miktarının arttırılmasının yanı sıra hasat döneminde hububat ve tahıl ürünleri ithalatının da kısıtlanması gerektiğini vurguladı.

    Şevkin, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) geçen yıl uyguladığı sıfır gümrükle ithalat izninin Çukurovalı çiftçiyi perişan ettiğini ve TMO’nun hasadın sürdüğü şu günlerde çiftçi lehine müdahale alım fiyatı açıklamasını istedi. Şevkin, “İthalat gerekiyorsa yerli üreticimiz mısırı elinden çıkardıktan sonra yapılmalı. Mısır, bilindiği üzere pamuk gibi stratejik ürünler arasında yer almaktadır. Yapılacak destekler ve maliyetler hesaplanarak oluşturulacak fiyatla çiftçimizin serbest piyasa koşullarına ezdirilmesinin önüne geçilmelidir” dedi.