Etiket: Ebso

  • Ebso Başkanı Yorgancılar’dan Çek Yasası Uyarısı

    EBSO Başkanı Ender Yorgancılar yeni çek yasasında yapılacak düzenlemelerle ilgili uyarıda bulundu. Yorgancılar, “Düzenleme ticareti tamamen çek ile yapan sektörler dikkate alınarak yapılmalı. Ayrıca alacaklıyı koruyacak tedbirlerle yeniden değerlendirilmeli” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

    KARŞILIKSIZ ÇEK BİTSİN, ’ÇEK’E İTİBAR GELSİN

    Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, iş dünyası olarak yıllardır karşılıksız çekten dolayı yaşadıkları sıkıntıları ifade ederek, çeke yeniden itibarının kazandırılmasının piyasalar açısından önemine dikkat çekti. Bu konuda yapılması planlanan düzenlemelerin yeni mağduriyetlere yol açmaması gerektiğine dikkat çeken Yorgancılar, “Yeni düzenlemede ticareti tamamen çek ile yapan sektörlerimizin olduğu dikkate alınarak, alacaklıyı koruyacak tedbirlerin yeniden değerlendirilmesinde fayda var” dedi.

    “CEZANIN ERTELENMESİN, CAYDIRICI OLSUN”

    Bugüne kadar yasal eksiklikler, ekonomide yavaşlama ve maalesef her geçen gün daha da zayıflayan ticari ahlakın; dürüst, kayıtlı çalışan girişimcilere bedel ödettiğini ve yapanın yanına kar kaldığı bir sistemin kendiliğinden oluştuğunu kaydeden Yorgancılar, “Buna küresel piyasalardaki gel-git’ler ve rekabetin zorlaşmasını da eklediğimizde, en önemli ödeme aracı olan karşılıksız çek, haksız rekabete neden olan konularımızın başında gelmektedir” diye konuştu.

    Bu yönde yıllardır iyi niyetli uygulanan yöntemlerin ne yazık ki istenen etkiyi veremediğini ifade eden Yorgancılar, “Kare kodlu çek uygulaması ile birlikte, yeniden karşılıksız çeke hapis cezası geleceğini öğrenmiş bulunuyoruz. Yeni düzenlemeye göre; karşılıksız çek miktarından az olmamak üzere önce adli para cezası, ardından da ödenmeyen çek için 1 ile 6 ay arasında hapis cezasının verilecek olması ve bu cezanın da ertelenmemesinin caydırıcı olmasını ümit ediyoruz” dedi.

    “KONUYLA İLGİLİ ÖNERİLERİ ARZ ETTİK”

    İş dünyası olarak yeni düzenlemede alacaklının yine alacağını tahsil edemeyerek mağduriyetinin devam edeceği endişesini taşıdıklarını dile getiren Yorgancılar şunları söyledi:

    “Bildiğiniz gibi Türk Ceza Kanunu’nun 52. maddesine göre adli para cezaları devlet hazinesine ödenir. Bu noktada, Sayın Gümrük ve Ticaret Bakanımız ile TOBB Başkanımız nezdinde yapmış olduğumuz girişimde de konuyla ilgili önerilerimizi arz ettik. Biz, çek sahibine borcun intikal ettirilmesini istiyoruz. Bu yapılamıyorsa; söz konusu mağduriyeti gidermek amacıyla, alacağı kalan çek alacaklısının alacağı kadar tutarının devlete ödeyeceği, vergi, SGK primi gibi yükümlülüklerinden düşürülmesi veya vergi iadesi gibi ödenebilmesidir. Bu şekilde gerçek hakkaniyetin sağlanacağı inancındayız. Ticareti tamamen çek ile yapan sektörlerimizin olduğu dikkate alınarak, alacaklıyı koruyacak tedbirlerin yeniden değerlendirilmesinde fayda olacaktır. Bugün Batıda doğrudan borç ödeme sistemi var ve sigorta sistemi çalışmaktadır. Böyle bir sistemin Türkiye’de bulunmamasının eksikliğini en çok bizler çekmekteyiz. O nedenle de önerilerimizin dikkate alınmasını talep ediyoruz.”

  • Ebso Başkanı Yorgancılar: “Hükümetin Önceliği Ekonomiye Vermesi Memnuniyet Verici”

    Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, iş dünyası temsilcileri olarak 65. Hükümetin önceliği ekonomiye vermesinden memnuniyet duyduklarını açıkladı.

    Küresel piyasaların işleyişinin değiştiği, rekabet yarışının hız kazandığı bir dönemde iş dünyasının geçerliliği kalmayan yöntemlerle, geçmişe yönelik yasal düzenlemelerle yoluna sağlıklı bir şekilde devam etmesinin mümkün olmadığını kaydeden Yorgancılar, TBMM’ye sunulan ancak detaylarının henüz görülmediği pakette yer alan; özellikle damga vergisi, harçlar gibi iş dünyasının üzerindeki gereksiz yüklerden kurtulacakları için çok mutlu olduklarını ifade etti.

    Yorgancılar, “Sözleşmelerde sadece bir nüsha üzerinden damga vergisi ve noter harcı alınması uygulaması yerinde bir karar olup, damga vergisi oranlarının da düşürülmesi gerektiği inancındayız” dedi.

    Yatırımlar için tahsis edilen arazilere yatırım teşvik belgesi süresince emlak vergisi muafiyeti uygulamasının da süresiz yapılmasının daha etkili olacağını vurgulayan Yorgancılar, “Teşvikli yatırımlarda fabrika faaliyet gösterdiği sürece emlak vergisi alınmamalıdır. Tacirlerin veya şirketlerin kurucularının imzalarını gösteren sirkülerin noter yerine ticaret sicilinde yapabilmeleri zaman ve para tasarrufu sağlayacaktır. Bununla birlikte, ticaret sicil müdürlüklerinin daha etkin olması da ayrıca değerlendirilmelidir” diye konuştu.

    YABANCI YATIRIMLARIN ÖNEMİ

    Bürokrasinin, iş dünyasının en sıkıntılı konularından biri olduğunu, yeni paket ile bütün şirket kuruluşuna ilişkin vergi mükellefiyeti belgelerinin, elektronik ortamda ticaret sicil memurluğundan alınmasının şirket açma ve kapamanın önündeki engellerin azaltılacak olmasının olumlu adımlar olduğunu kaydeden Yorgancılar, doğrudan yabancı yatırımları teşvikin önemine de değindi.

    Paketin içinde yer alan, uluslararası şirketlere yönelik teşvikleri olumlu görmekle birlikte, haksız rekabet oluşturmayacak şekilde uygulanmasını ümit ettiklerini belirten Yorgancılar, “Bu açıdan, yönetim merkezi Türkiye’de olan uluslararası şirket haline gelmiş Türk şirketleri de dikkatle değerlendirilmelidir. Ülkemizde doğrudan yabancı yatırımların artması ekonomik büyümemiz ve kalkınmamız adına en önemsediğimiz konulardan biridir. Zira, yabancı yatırımlar istihdam sağlamakla birlikte, nitelikli iş gücü ve katma değer yaratıcı üretimi yükselterek, teknolojiyi geliştirerek; mikro ölçekte fabrikalarımız ile firmalarımıza, makro ölçekte ise iş dünyamıza ve ülkemize önemli kazanımlar sunmaktadır. O nedenledir ki, bizim uluslararası doğrudan yabancı yatırımları teşvik etmemiz, Türkiye’yi alternatif ülkeler planına alan özellikle büyük markalara önemli kolaylıklar ve imkanlar sunmamız gerekmektedir” dedi.

    “KAYYIM KONUSU YENİDEN ELE ALINMALI”

    Doğrudan yabancı yatırımların önemi ortada iken, iş dünyasına birazcık nefes aldıracak söz konusu paketin konuşulduğu ortamda Adalet Komisyonu’nda görüşülmekte olan şirketlere kayyım atanmasına ve şirketlerin ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin de kayyıma devredilmesine ilişkin düzenlemelerin iş dünyasında yarattığı endişeye dikkat çeken Yorgancılar, bu hususun iş dünyasını tedirgin etmeyecek şekilde yeniden ele alınması gerektiğine olan inancını dile getirdi. Yorgancılar, şunları söyledi:

    “Kayyım atanması, üreten ekonomi ile çelişmekle birlikte doğrudan yabancı yatırımcıyı kaçırtan bir uygulama niteliğindedir. Bu uygulama ile Türkiye cazibesini yitirirken, geleceğini de ipotek altına almış olacaktır. Çünkü tasarıyla, kayyım tedbirlerinin uygulanacağı suçların kapsamı oldukça genişletilmekte bu da şirketlerin hareket alanını daraltmaktadır. İş dünyası olarak aklımıza takılan şu sorulara cevap arıyoruz: Kayyım tarafından yetkilerin orantısız kullanılması sonrasında, geriye getirilmesi mümkün olmayan zararlar nasıl telafi edilecek? Bu durumun ticari hayat üzerindeki etkisi nasıl olacak? Bundan nasıl bir fayda beklenmektedir? Şirketlerin ticari yaşamdaki güvenceleri, özgürlükleri, ticari yaşamın istikrarı, rekabet koşulları tamamen farklı bir yöne gitmeyecek mi? Kayyımlara, görevleri nedeniyle tazminat davası açılamaması orantısız yetki kullanma konusundaki riskleri açıkça ortaya koymuyor mu? Hükümetimizin bir yandan yüzümüzü güldürürken, diğer yandan da tedirgin edici risklerle bizleri karşı karşıya getirmeyeceği inancıyla bu yanlıştan dönmesini, endişelerimizin giderilmesini, üretim ve yatırım odaklı politikaların devamının gelmesini diliyorum.”

  • Ebso Başkanı Yorgancılar: “Büyümenin Lokomotifi Sanayi”

    Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, baz etkisinin de katkısıyla Türkiye’de büyümenin lokomotifinin sanayi sektörü olduğunu söyledi.

    2016 yılının ilk çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendiren Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, önemli açıklama yaptı. Yorgancılar, “Oldukça zorlu bir konjonktürde, baz etkisinin de yardımıyla, ekonomi beklentilerin üzerinde büyüdü. Talep cephesinden özel ve kamu tüketimi, arz cephesinden ise sanayi ve inşaat sektörü büyümenin lokomotifi oldu” dedi.

    Ender Yorgancılar, net dış ticaretin büyümeye katkısının negatif olmasının, tek kanatlı bir başka ifadeyle iç talep çekişli büyümeye işaret ettiğini belirtirken, ayrıca yatırımların hem toplamda hem de özellikle makine-teçhizat boyutunda gerilemiş olmasının gelecek için endişe yarattığı uyarılarını yaptı.

    “EKONOMİK VE SİYASİ ATEŞ ÇEMBERİNİN ORTASINDAYIZ”

    Yorgancılar, “Dolayısıyla hem sevindirici hem de düşündürücü bir büyüme yaşamış olduk. Bu durum özellikle ve öncelikle yatırımlar boyutundan yeni bir senaryoya olan ihtiyacı açık bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’de adeta bir ekonomik ve siyasi ateş çemberinin ortasında bulunuyor. Yunanistan ve Rusya ekonomik sorunlarla, Suriye, Irak, Libya, Mısır siyasi sorunlar yumağı içinde kaybolmuş görünüyor. Türkiye terör eylemleriyle adeta Orta Doğu bataklığına çekilmek isteniyor. Dünya ekonomisi bir türlü normalleşemiyor. Yılın ilk çeyreğinde Euro bölgesi sadece yüzde 1,7, ABD yüzde 2 büyürken Rusya yüzde 1,2 oranında küçüldü. Türkiye’nin en önemli pazarları düşük düzeyde büyürken Türkiye’nin ihracatla büyümesi oldukça zordu. Buna rağmen Türkiye’de; hem genelde sanayi hem de özelde imalat sanayinin gösterdiği yüzde 5,9 düzeyindeki büyüme oldukça önemlidir. Bu gelişmede yılın ilk çeyreğinde yüzde 18,5 düzeyinde artan döviz sepetinin (yarım Euro ve yarım Dolardan oluşan) önemli rolü olduğunu görmek gerekiyor. Çünkü kur artışları hem girdi hem de nihai ürün talebinde yerli olana yönelmeyi zorunlu hale getirdi. Bu da iç talepteki büyümenin yerli üretime yansımasını güçlendirdi. Yılın ilk çeyreğinde toptan ve perakende ticaretin yüzde 5,6 düzeyinde büyümesi de bu savı destekliyor. Dolayısıyla genç ve yüksek tüketim beklentisi olan bir toplumda kurların düşük kalmaması iç talebin iç üretime yansımasına bu da ülkenin gelişmesine ciddi katkı sağlıyor. Dolayısıyla Türkiye bir daha düşük kur politikasına yönelmemelidir” dedi.

  • Ebso Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı

    Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Ender Yorgancılar ve yönetim kurulu üyeleri terörün bir an önce bitirilmesi gerektiğine işaret ederek, iş dünyasının da her türlü faaliyette bulunması gerektiğini ve iç sorunların bitirilerek ekonomiye odaklanılması gerektiğini dile getirdi.

    Ege Bölgesi Sanayi Odası Mart ayı olağan meclis toplantısı, ekonomist Mustafa Sönmez’in katılımıyla EBSO meclis salonunda gerçekleştirildi.

    ŞEHİTLERE SAYGI DURUŞU

    Şehitler adına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan meclis toplantısında konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, terörün artık küresel hale geldiğini ve çözümünün de küresel işbirliği ile olabileceğini ifade etti.

    Siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan gerek ülke olarak, gerekse dünya olarak her geçen gün zor ve olağandışı bir süreçten geçildiğini ifade eden Yorgancılar, terör olaylarında daha somut daha net ortak tavırlar sergilenmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin imajının bir Ortadoğu ülkesinden öteye gitmediğini savunan Yorgancılar, “Benzer şekilde, teröre karşı, toplumsal dayanışmaya da ihtiyacımız var. Birbirimize sırtımızı dönerek değil, el ele vererek, birbirimizi ötekileştirerek değil, bir olarak, dik durarak, gereken cevabı verirsek, ülkemize sahip çıkabiliriz. Kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşman etme gayreti, dün de vardı bugün de devam ediyor ve yarın da olacaktır. Bu noktada da, hangi görüşte olursa olsun başta siyasi irade ve kanaat önderleri olmak üzere tüm kesimler sağduyulu, birleştirici ve umut eken, söz ve davranışları ile halkı doğru yönlendirmekle sorumludur. Aksi takdirde, ’tek vatan, tek millet, tek dil ve tek bayrak’tan söz etmemiz mümkün olamayacaktır” diye konuştu.

    Terörün gölgesinde hayatın devam ettiğini kaydeden EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, ekonomik gündeme dair de değerlendirmelerde bulundu.

    “İÇ SORUNLARI ÇÖZEREK EKONOMİYE ODAKLANMALIYIZ”

    Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in yayımladığı “Küresel Ekonomik Görünüm” raporunu da değerlendiren Yorgancılar, şunları söyledi: “Fitch 2016 yılına ilişkin büyüme tahminlerini revize etmiştir. Küresel ekonomi için 2016 büyüme tahminini; yüzde 2,9’dan yüzde 2,5 düzeyine, gelişmiş ekonomiler için yüzde 2,1’den yüzde 1,7’ye, gelişen ekonomiler için ise yüzde 4,4’den yüzde 4,0’a çekmiştir. Tüm bunlar göstermektedir ki, küresel ekonomide işler iyiye gitmiyor. Beklenilen toparlanma bir türlü gerçekleşemiyor. Benzer şekilde Amerika’da da FED, piyasa beklentileri doğrultusunda faizleri değiştirmeme kararı aldı. T.C. Merkez Bankası da, küresel piyasalar ve enflasyondaki son durum nedeniyle politika faizine dokunmayarak, faiz üst bandında sembolik de olsa 25 puanlık indirim gerçekleştirmiştir. İçinde bulunduğumuz şartları dikkate aldığımızda aslında bu gerçekleşmeler bizim için birer avantaj. O nedenle iç sorunlarımızı bir an evvel çözerek, ekonomiye odaklanmak zorundayız.”

    “HÜKÜMET İZMİR İÇİN ÇÖZÜM ADIMLARINI PAYLAŞMALI”

    Açıklanan işsizlik oranlarına da değinen Yorgancılar, “Son 5 yılın en yüksek işsizlik oranı yüzde 10,3 kaydedilirken, İzmir yeniden yükselişe geçerek yılı yüzde 15 ile kapamıştır. Her raporumuzda yer verdik. Her Ankara ziyaretimizde altını çizdik. İzmir işsizlik oranında ilk 10’da yer almaya devam ediyorsa, bu noktada merkezi hükümetin çözüm adımlarını paylaşması gerekmektedir. Göç alması, teşvik sistemindeki adaletsizlik ve son olarak Suriyeli mültecilerin etkisi ile İzmir bu sorunu tek başına aşamaz. O nedenle yatırım, o nedenle üretim İzmir’de mutlaka doğru araçlarla desteklenmelidir” ifadelerini kullandı.

    “SANAYİ 4.0 UYGULANMALI”

    TOBB’un organizasyonu ile ‘Sanayi 4.0’ deneyimlerini yerinde görmek için Almanya’ya gittiklerini ve sanayi devi fabrikalarını ziyaret ettiklerini belirten Yorgancılar, “Makine ve robotların öne çıkacağı bir sistemde bunu yapacak olanın yine insan olduğunu dikkate aldığımızda, nitelikli işgücüne dayanan ihtiyaç bugünden çok daha fazla olacaktır. O nedenle, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine bugünden hız vermeliyiz. Digitalleşme ile birlikte, yeni iş imkanlarının ortaya çıkacağı gerçeği içerisinde eğitim sistemimizi yeniden ele almalıyız. Bunun için de rehberimiz her zaman ifade ettiğimiz gibi Almanya örneğinde olduğu gibi işbaşında yapılan eğitimler olmalıdır. Bununla birlikte, Sanayi 4.0’ın öncelikli uygulanacağı hedef sektörler Bakanlık tarafından belirlenmelidir. Destekler bu yönde yeniden revize edilmelidir” dedi.

    EBSO Meclis Başkanı Salih Esen de ‘teröre alışmalıyız’ söylemlerini eleştirdi. Böyle bir anlayışın, terörün asıl amacı olan korku toplumu oluşturmanın gerçekleşmeye başladığını göstermesi bağlamında oldukça kaygı verici olduğunu belirten Esen, bu tür söylemlerin, güvensiz bir ülke olduğumuza yönelik algı oluşturacağını söyledi.

    “VİZE MUAFİYETİ YERİNE TİCARET ANLAŞMALARI YAPILMALI”

    AB ile devam eden diplomatik görüşmeler kapsamında mülteci krizine yönelik yapılan anlaşmaya değinen Esen, “Birleşmiş Milletler tarafından güncel olarak hazırlanan bir rapor, altını çizerek ifade ediyorum ki; İzmir’de her ay 250 Suriyeli çocuğun doğduğunu ve bu kapsamda kentimizde diğer illerimize kıyasla Suriyeli nüfusun çok daha yüksek bir oranda arttığını ortaya koymaktadır. O nedenle, vize ve maddi destek karşılığında gelen Suriyelilerin bugünden ziyade yarın yaratacağı olası sorunlar yumağını da gözardı edemeyiz. Bugün dahi güvenlik sorunlarımız had safhaya ulaşmışken, yarın işsizlik baş gösterdiğinde hırsızlıktan, tecavüze kadar birçok adli vakalar ile toplumsal huzurdan söz etmek mümkün olamayacak. Mağdur yine halkımız, kaybeden yine Türkiye olacaktır. Bu bağlamda AB ile onarılan anlaşma gereği elde edilen ’vize muafiyeti’ tavizi yerine, geçmişte AB ile akit edilen ve hemen hemen her kesim tarafından ifade edilen ve kabul edilen Gümrük Birliği Anlaşması’nın Türkiye ekonomisine verdiği zararları giderecek düzenlemelerin yapılması, özellikle AB’nin yaptığı 2’li ticaret anlaşmalarına Türkiye’nin de dahil edilmesinin sağlanmasının daha doğru olacağını da düşünüyorum” diye konuştu.

    JAPONLARDAN TERÖR SORUSU

    Japonya’ya balık ihracatında bulunan meclis üyesi Nedim Ambar da, Japon iş ortaklarının kendisini arayarak “Ülkeniz Temmuz ayında da bu durumda olur mu? Eğer olursa alacağımız ürünleri görmeye gelmeyeceğiniz’ diyor. Ben de ‘biz geliriz’ dedim. Bizim mutlaka millet olarak terörün bitirilmesi için her türlü faaliyette bulunmamız gerekiyor” dedi.

    IRAK’TAN ÇİFTE GÜMRÜK VERGİSİ

    Meclis üyelerinden Mert Aydoğdu ise komşu ülkeler ile olan ihracat rakamlarının düştüğünü belirterek, Irak’ta çifte gümrük vergisinin alınmasının işadamlarını zorladığını ifade etti.

    Ekonomist Mustafa Sönmez ise dünya ekonomisi ile birlikte küresel ekonominin Türkiye’ye olabilecek etkilerini değerlendirdi. ABD’nin faizleri artıracağı ve yabancı paranın merkez ülkelere yöneleceği yönünde algı olduğunu ancak bunun gerçekleşmemesinin havayı değiştirdiğine işaret eden Sönmez, Türkiye’ye son bir aydır para girişi yaşanması ile yerel paraların dolar karşısında toparlanmaya başladığını ifade etti.

  • Ebso Başarılı Sanayi Kuruluşları Ödül Töreni

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, iyi ve kötü terörist ayrımı yapmadıklarını belirterek, “Terörün reklamını ve PR’lığını yapmayacaksınız. Milli birliğimize karşı söylemlerde bulunanlar da teröristler kadar acımasız vicdanla hareket etmektedir. Ama biz bu teröre inat daha fazla çalışacağız, birbirimize sarılacağız” dedi.

    Ege Bölge Sanayi Odası yılın yatırım ve üretim alanında başarılı olan sanayicilerini ‘2014 Yılı Başarılı Sanayi Kuruluşları Töreni’ ile ödüllendirdi. Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen ödül törenine Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, oda başkanları ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

    Törende konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye’nin güçlü bir sanayi potansiyeli taşıdığını belirterek, “Hedefimiz hem Ege Bölgesi’nde hem de özel sektörün ülkemizde rekabet gücünü artırmaktadır. Ülkemizin Avrasya’nın teknoloji üssü haline gelmesini istiyoruz. Üretim ve ihracatı artırmak ve ithalata olan bağımlılığı azaltmak amacıyla yurtdışı kapasiteyi artıracak politikayı sürdüreceğiz. Bu kapsamda yüksek katma değerli mal üretimi hedefimiz arasındadır. Küresel ölçekteki siyasi istikrarsızlığa rağmen dönüşüm programlarıyla ihracatımıza hız kazandıracak adımlar atıyoruz” dedi.

    “SEÇİMDEKİ VAADLERİMİZİN YÜZDE 75’İNİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

    Geçtiğimiz yıl ihracatta bir miktar gerileme yaşandığına işaret eden Tüfenkci, bunların aşılamayacak sorunlar olmadığını söyledi. Reel sektörle sürekli istişare halinde olduklarını ifade eden Bakan Bülent Tüfenkci, “ İş dünyamızın, sanayicilerimizin getirdiği fikirlerle birlikte ‘Nasıl Türkiye’de başarı hikayesi oluşturur, sanayicinin önünü nasıl açarız’ın hesabı içerisindeyiz. Biz seçimlerden önce Türkiye’ye ne vaat ettiysek 3 aylık süreçte vaadimizin yüzde 75’ini gerçekleştirdik. İnşallah altı 6 aylık bir süreçte süreçte hem vaatlerimizi hem de yapısal reformları gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

    “İLK HEDEF; GÜMRÜK İŞLEMLERİ”

    Üretimin artması için sanayici ve tüccarın önünü yapısal reformlarla açmaya devam edeceklerini kaydeden Bakan Bülent Tüfenkci, şöyle konuştu:

    “Sanayicimizin ve tüccarımızın uluslararası platformda öne geçmesi için ihracatçımızın, sanayicimizin önü açılsın diye gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah bu çalışmalarımızın neticesini de kısa zamanda görmüş olacaksınız. Türkiye ekonomisi bunu yapacak güce sahiptir. Küresel krizin üzerinde 7 yılı aşkın süre geçmesine rağmen krizin etkileri atlatılamamıştır. Bu noktada Türkiye ekonomisi çok avantajdadır. Çeşitli yatırımları ve projeleri de önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Hatırlayın Türkiye tek bir noktaya mal ve ürün satarken, bugün dünyanın dört bir yanına ihracat yapıyoruz. 1 milyar dolar üzerinde ihracat yaptığımız sayı 8 ülke iken bugün 34 ülkeye 1 milyar dolar üzerinde ihracat yapıyoruz. 2002’de toplam ihracatın yüzde 57’si sadece AB ülkelerine gerçekleşmekteydi ama şimdi bir çok coğrafyaya yaydık. İhracatımızın artışı ve üretimi artırma noktasında bir çok şehrimizi üretim üssü haline getirmek için çeşitli programlarımız mevcut. Gerek organize sanayilere gerekse ulaşıma verdiğimiz destekle bugün 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısını 16’ya çıkardık.”

    Sanayicinin önündeki engelleri kaldırmanın kendilerinin en önemli vazifelerinde olduğunu belirten Tüfenkci, ilk hedeflerinin gümrük işlemlerini kolaylaştırmak ve bunun için de birçok projeyi hayata geçirdiklerini ve gümrükleme maliyetlerini azaltacaklarını ifade etti.

    “DAHA ÇOK PAZARA AÇILMANIZI SAĞLAYACAĞIZ”

    Büyümek için üretmek ve daha çok satmak ve daha çok pazar bulmak gerektiğini dile getiren Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu anlamda biz sizin daha çok pazara açılmanızı sağlayacağınız. Bürokratik sistemde zaman kaybı olmaması için yeni modeller geliştiriyoruz. Yeni çalışmalarımızın temelinde elektronik sistemleri hedef alan sistemler yer almaktadır. Bizler elbette ki sanayide ört sıfırı çok önemsiyoruz ve bu konuda da dünyada geri kalmayacağız. Biz ticaret kolaylaşsın diye Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklikler yaparak, kanunlar çıkardık. Birçok esnafımıza yönelik de çalışmalarımız oldu. Hükümet olarak her zaman sizlerin yanındayız.”

    “TERÖRÜN REKLAMINI VE PR’LIĞINI YAPMAYIN”

    Terör olaylarına karşı birlik ve beraberlik içinde bir tavır sergilenmesi gerektiğine işaret eden Bülent Tüfenkci, bu karşı tavrın dünyada yaşanan bütün teröre karşı gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Bakan Tüfenkci şöyle devam etti:

    “Bu tavrımızı sadece kendi vatandaşlarımın kaldığı terör saldırılarına değil 11 eylül gibi bütün insanlık dışı vatandaşlara karşı bu tavrı koyacağız. Biz iyi kötü terörist gibi ayrım yapmadığımız gibi terörü insanlık suçu olarak gördük ve buna göre hareket ettik. Milli birliğimize karşı söylemlerde bulunanlar da teröristler kadar acımasız vicdanla hareket etmektedir. Terör saldırısını işleyenlerin teröristin taziye çadırında ziyaret edenler siyaset yaptıklarını iddia ediyorlar. Olmaz olsun böyle siyaset. Eğer siyaset yapıyorsanız terörle siyaset yapmayacaksınız. Barıştan yana, dostluktan yana siyaset yapacaksınız. Terörün reklamını yapmayacaksınız, PR’lığını da yapmayacaksınız. Terörün amacı bizi korkutmak ve kaosa sokmaktır. Ama biz bu teröre inat daha fazla çalışacağız, koşturacağız ve daha fazla birbirimize sarılarak sevgiyi öne çıkartacağız. Bunun için asla ve asla bizi Suriyeleştirmeye, Iraklaştırmaya çalışanlara ve Ortadoğu’daki bataklığa çekmeye çalışanlara asla ve asla prim vermeyeceğiz. Kardeşlikten yana tavrımızı koyarak bunu yapacağız.”

    “500 YIL ÖNCE MAZLUMUN YANINDAYDIK, BUGÜN DE YANINDAYIZ”

    Yaşam hakkını savunmanın herkesin ortak görevi olduğunu dile getiren Tüfenkci, “Biz dün de ekmeğimizi ihtiyaç sahipleriyle paylaştık. 500 yıl önce mazlumun yanındaydık bugün de yanındayız. İkinci Dünya Savaşı Avrupa’dan kovulanlar Türkiye’ye sığındıklarında biz yine kapımızı açtık. Sadece mazlum oldukları için ekmeğimizi paylaştık. Bugün de biz mazluma yardım ederken kimliğine, dinine, ırkına bakmıyoruz. 500 yıl önce de sormadık bugün de sormuyoruz. Biz sadece mazlum olduğu için yardım ediyoruz. Bugün de sadece mazlum ve mağdur oldukları için yardım ediyoruz. Terörün istediği kaos, korku ve istikrarı yok etmektir. Bu milleti oluşturan Türkmen, Yörük , Kürt, Arnavut kim varsa birbirimize güvenmemizi ve muhabbetimizi kaldırmaya çalıyorlar. Nasıl Yemen’de, Sarıkamış’ta yan yana şehit düşmüşlerse, bin yıllık kardeşliğimle terör belasını inşallah yeneceğiz. Birlik ve beraberliğimize sahip çıkarak Türkiye’yi büyütmeye ve zirveye çıkartmaya kararlıyız” diye konuştu.

    “İSTİKLAL MARŞINI ŞİİR OLARAK OKUSUNLAR”

    Terörü lanetleyerek sözlerine başlayan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye üzerinde hesap yapanlara şunu söylemek istiyorum. Eğer bizi anlamak istiyorlarsa, geleceğimizi bilmek istiyorlarsa lütfensinler İstiklal Marşı’nı şiir olarak okusunlar. Orada bizi görüler. Bu ülkemizde hiç kimse bir toprak karış söküp alamaz bizden. Ne zaman 80 milyonun bendini çiğnerler o zaman yaparlar” dedi.

    Hisarcıklıoğlu Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun tarım ve gıda sektörüne iki müjde verdiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

    “Türkiye’de artık modası geçmiş tarım depolama sisteminden devletin çıkacak. Buna bağlı olarak Türkiye ürün ihtisas borsası kurulacak. Bütün tarım ve gıda sanayicileri olarak kendilerine teşekkür ediyoruz. Ankara’da bizlerin çektiği sıkıntıların farkında olan bir hükümetimiz var. Bu kapsamda üst üste hükümetle toplantı yapmışız. Ama bir taraftan maalesef felaket haberleri çıkıyor. Ama piyasalar uygulanmaya başladığında olumlu sonuçları göreceği.z Bugünkü zor şartlara rağmen mal satan, ihracat yapan, üretim yapan bütün sanayici kardeşlerimi kutluyorum.”

    “İŞ BARIŞI BOZULMADAN STRATEJİ BELİRLENMELİ”

    EBSO Meclis Başkanı Salih Esen ise, “Belirsizlik baskısı altından çıkamıyoruz. Bu baskı da firmalarımızın önünü görmesini engelliyor. Bu noktada en önemli mesele terördür. Sanılmasın ki ülkemizin en batısının da yüreği sızlamaktadır. Büyük bir endişe ile izliyoruz. Bir başka acı da şehrimizde yaşanmaktadır. Mültecilerin durumu ortadadır. Sınır kapılarında bekleyen binlerce mülteciyi dikkate aldığımızda tablo daha da vahim hale gelmektedir. İzmir diğer illere kıyasla mülteci sayısının çok daha hızlı arttığı bir ildir ve bu noktada iş barışı bozulmadan bir strateji belirlenmelidir. Bu ortamlarda iş yapmak dünden daha zor hale gelmektedir. Oysaki ülkemizin daha cesur daha hızlı büyüyen firmalara ihtiyacı vardır. Bu nedenle tüm bakanlıklarımızdan üreticilerimizin iş yapmasını kolaylaştırıcı sağlanan finansman desteğiyle de yanımızda olmalarını istiyoruz” dedi.

    “ÇOK CİDDİ İHANET SORUNU VAR”

    EBSO Başkanı Ender Yorgancılar da 2008’in sonbaharından bu yana dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını belirterek, “Ekonomik durgunluktan çıkılamayan, mülteci gerginliğinin her gün arttığı, soğuk ve sıcak savaşın eş zamanlı yaşandığı zorlu bir dönemden geçmekteyiz. Dünyanın kaotik bir dönüşümde olduğu süreçte ülkemiz bu süreci hasarsız atlatmak için çaba sarf etmektedir. Her gün karşılaştığımız şehit haberleri yüreğimizi dağlamakta, hiçbir şey yapamamak bizleri üzmektedir. İnsanlıktan çıkmış olanlara, vatanına ihanet edenlere lanet olsun diyorum. Çünkü ortada çok ciddi bir ihanet sorunu vardır. Eşit haklara sahip olup daha fazlasını istemenin bir açıklaması olamaz. Ülkemizin kalbi tek yürek atmalıdır” diye konuştu.

    “SANAYİCİ OLMAK ATEŞTEN GÖMLEK GİYMEKTİR”

    Küresel ortamda ve Türkiye’deki mevcut durumda sanayicilerin işine odaklanmakta zorlandığını ifade eden Yorgancılar, şöyle devam etti:

    “Sanayici olmak ateşten gömlek giymektir. Dış politikada yaşanan sorunlar nedeniyle bir çok ülke ile ticaretimiz zorlanıyor. Bir uyanıyoruz dolar 3 TL’yi geçmiş, daha az karla iş yapmak zorunda kalıyoruz. Ya da bir gece kur atışı ile ortaya çıkan borçlarımızın ne şekilde karşılanacağına dair plan yapmak zorunda kalıyoruz. Özetle sanayici olarak istediğimiz kadara önlem alalım bunlar yetmiyor. Çünkü kontrolümüz dışındaki gelişmelerle karşı karşıya kalıyoruz.”

    Yorgancılar, sanayicinin güçlenmesi için önemli adımlar atıldığını ve güçlü bir ülke için sanayicinin olmazsa olmaz olduğunu belirterek, sanayisizleşmenin uçuruma sürüklenmekle eşdeğer olduğunu dile getirdi.

    139 FİRMAYA ÖDÜL

    Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. Bakan Bülent Tüfenkci’nin de ödül takdim ettiği törende, Oda üyeliğinde aralıksız 50 yılını dolduran sanayiciler, yılın genç ve kadın girişimcileri dahil 54 plaket 127 başarı plaketi ile toplamda 139 firmaya ödül verildi. En yüksek üretim kapasitesi kategorisinde Tüpraş, Petkim, Philsa Phılıp Morris, İzmir Demir Çelik Sanayi ödül alırken, KOBİ’lere özel en yüksek üretim kategorisinde, Akseki Demir, Polkima, Doğu İklimlendirme, Budin Akarca Mürekkep, Eroğlu Tekstil’e ödül verildi. En yüksek yatırım kategorisinde Petkim Petrokimya, Tüpraş, Özkan Demir, Phılsa Phılıp Morris ve CMS Jant ödüle layık görüldü. Yılın en başarılı kadın girişimcisi Aysel Özer ile yılın en başarılı genç girişimcisi Serkan Erdur da ödül aldı.