Etiket: Düşüklüğü

  • Göz kapak düşüklüğü yüz ifadesini etkiliyor

    Göz kapak düşüklüğü yüz ifadesini etkiliyor

    Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr.Şeyda Atabay, göz kapak ameliyatlarının son yıllarda sıklıkla yapılan estetik ameliyatların başında geldiğini söyledi.

    Yaşla birlikte gevşeyen göz kapakları çoğunlukla sebep iken, bazen de daha erken yaşlarda genetik nedenlere bağlı sorun ortaya çıktığını kaydeden Op.Dr.Şeyda Atabay, “Burada yapılacak tedavi oldukça önemlidir. Çünkü çoğunlukla sebep sadece bir cilt gevşemesi iken, bir kısmında da yağ fıtıklaşması ve derin kas tabakası problemleridir. Doğru tedavi için ayırıcı tanı çok önemlidir. Ayrıntılı bir göz muayenesi ile genelde tanı konulmaktadır. Ayırıcı tanı için görme muayenesi, göz kası fonksiyon ölçümü, biyomikroskop muayenesi gereklidir” diye konuştu.

    Göz kapak ameliyatlarını genelde lokal anestezi ile gerçekleştirebildiklerini anlatan Op.Dr.Şeyda Atabay, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ancak hastamız çok heyecanlı ve panik atak sahibi ise sedasyon ve genel anestezi ile de yapabilmekteyiz. Ameliyat sonrası hastanede kalmaya gerek yoktur. Genelde yarım saatlik dinlenme sonrası hastalarımızı taburcu edebilmekteyiz. Ameliyat sonrası ilk 48 saat önemlidir. Bu süreçte yoğun buz uygulaması sayesinde hastalarımızda ağrı, morarma ve ödem olmamakta veya çok az olmaktadır. Ağrı ameliyat sonrası genelde olmamaktadır. Artık ameliyatlarımızı bistüri bıçak gibi aletleri kullanmadan özel cihazlarla yaptığımız için daha konforlu ve daha kabul edilebilir olmaktadır.

    Ameliyattan 1 hafta sonra dikişler alınmaktadır. Dikiş aşamasında ağrı olup olmadığı hastalarımız tarafından hep sorulmaktadır. Dikiş alırken ağrı olmamaktadır. Dikişlerimizin estetik dikişler olmasından dolayı ameliyat sonrası belirgin bir iz kalmamaktadır. Göz kapakları yapısı gereği ve tabi ki dokuya saygılı ameliyatlar sayesinde gayet iyi iyileşir. Zaten ameliyattan bir süre sonra kullandığımız özel kremler ile de yara yeri izini geçirilibilmekteyiz. Yapılan ameliyat kalıcı bir işlemdir. Tabi ki yaşlanma ve yerçekimi devam eden bir süreçtir. Ancak hastalarımız ameliyat öncesi hallerine hayatları boyunca gelmezler.”

  • Göz kapak düşüklüğü yorgun gösteriyor

    Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, göz kapak düşüklüğünün sıklıkla karşılaşılan ve günümüzde görselliğin ön planda olması nedeniyle çok rahatsızlık veren bir durum olduğunu ifade ederek, “Gözlerimiz karşılıklı ilişkilerde en çok dikkat edilen alan olması yanı sıra günümüz teknolojisinde net görme çok önem kazanmıştır.” dedi.

    Göz kapak düşüklüğünün son zamanların en çok tedavi edilen durumların başında geldiğini kaydeden Op.Dr. Şeyda Atabay, “Ancak burada önemli olan durum göz kapak düşüklüğünün hangi dokuları kapsadığı ve hangi yollarla tedavi edilebileceğidir.

    Çoğunlukla yaşa bağlı olarak cilt ve yüzeyel kaslarda gevşeme ve sarkma olarak karşımıza çıkan durum kozmetik olarak değerlendirilip tedavi planlanmaktadır. Ancak burada önemli olan öncelikle kapak düşüklüğüne neyin sebep olduğunun belirlenmesidir. Çünkü basit bir kapak düşüklüğü olarak değerlendirdiğimiz bu durumun sebebi aslında daha altta yerleşmiş olan derin kas tabakasındaki bozukluğa bağlı olabilmektedi. Tedavi planımıza bunu eklemez isek tedavi yanlış olacak veya eksik kalacaktır. Gözlerimiz bir bütündür. Göz kapak düşüklüğü göz kuruluğu ile birlikte olabilir. Göz kapak düşüklüğü göz temel kaslarının zayıflığı ile birlikte olabilir. Göz kapak düşüklüğü aslında nörolojik olarak tanımladığımız sinir kas kavşağındaki bir hastalığa bağlı olabilir.” diye konuştu.

    Op.Dr. Şeyda Atabay, öncelikle kapak düşüklüğü sebebinin belirlenmesi, tedavinin ona göre yapılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

    “Kapak düşüklüğü genç yaşta görülen blefaroşalazis mi, ileri yaşlarda görülen dermatoşalazis mi , yoksa sebep aslında pitozis mi çok iyi değerlendirilmelidir. Bu ayrım yapılmadan tedaviye kalkışılması çok vahim sonuçlar doğurabilmektedir. Pitozis varlığını farketmeden bunu blefaroplasti olarak tedavi etmeye çalışılması ile gözü pekçok risk karşısında savunmasız bırakmaktır.

    Göz kapak düşüklüğü nedenine göre ilerleme göstermektedir. Göz kapak düşüklüğü denilince akla gelen genelde yaş ile veya genetik nedenlerle cilt ve yüzeyel kaslarda gevşemedir. Bu durum yaşla ve yerçekimi etkisiyle yıllar içerisinde ilerleme gösterir. Tedavi olunduğunda hastamız 10-15 yıl daha genç ve sağlıklı görünebilmektedir.

    Göz kapağı düşüklükleri bazı durumlarda derin kas tabakası bozukluğunda meydana gelmektedir. Buradaki sebep farklı olduğu için tedavi de farklı olmaktadır. Bu hastalık pitozis olarak adlandırılmaktadır.

    Göz kapağı düşüklüğü olarak pitozis temelde 4 sebebe bağlı olabilir.

    Bunlar, konjenital , aponevrotik, mekanik ve nörojenik olarak sınıflandırılabilir.

    Konjenital olan göz kapak düşüklüğü cocukluk döneminde vardır, zamanla genelde değişmez, şiddetine göre rahatsızlık yapar. Çok ileri olduğu durumlarda özellikle göz görme aksını kapatıyorsa erken tedavi yapılmalıdır. Tedavide geç kalınırsa göz tembelliğine sebep olmaktadır.

    Aponevrotik nedenler olarak saydığımız diğer bir durum yetişkinlerde karşımıza çıkan ve ilerleme gösteren bir kapak düşüklüğüdür. Burada sebep göz kasının kendisinde bir sorun olmayıp, kasın olması gereken yerden ayrılması durumudur. Çocukluk döneminde yoktur. Genelde geçirilen bir hastalık, geçirilen bir ameliyat, göz kapaklarının sürekli travmaya maruziyeti, kontakt lens kullanımı gibi pekçok nedenle ortaya çıkabilmektedir.

    Bundan daha 15 yıl önce lazerli katarakt ameliyatlarından daha çok olarak yapılan dikişli katarakt ameliyatları göz kapak düşüklüğü için önemli bir sebepti. Günümüzde dikişli ameliyatların terkedilmesi kapak düşüklüğü oranını önemli ölçüde azaltmıştır.

    Gözlerin aşırı ovuşturularak kaşınması, göz kapağına aşırı travma uygulanması, kontakt lens kullanımı genç yaşlarda görülebilen aponevrotik pitozis sebeplerindendir.”

  • Göz kapağı düşüklüğü baş ağrısının sebebi olabilir

    Göz kapağının düşüklüğünün görme alanının daralması, baş ağrısı gibi sıkıntılara yol açabileceğini belirten uzmanlar, sıkıntıların küçük bir operasyonla giderilebileceğini belirtiyor.

    Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Tuna, göz kapağının düşüklüğü hakkında bir değerlendirme yaptı. Düşüklüğün, görme alanının daralması, baş ağrısı gibi bir takım problemlere neden olabileceğini ifade eden Tuna, her sağlıklı bireye uygulanabilecek operasyonları da anlattı. Tuna, “Yaş, yer çekimi, genetik faktörler, çalışma şartları, çevresel faktörler nedeniyle kaşlarda sarkma, alt ve üst göz kapaklarında deri fazlalıklarının gelişmesi, alt göz kapaklarında destek dokuların zayıflaması nedeniyle bu bölgenin yağ yastıkçıklarının ileriye gitmesi sonucu gelişen torbalanmaların operasyonla düzeltilmesi işlemidir. Blefaroplasti, üst göz kapaklarının, alt göz kapaklarının ya da her iki kapaktan gevşek ve sarkmış deri, kas ve torbalanmalara yol açan yağ dokusunun çıkarılması şeklinde uygulanan bir operasyondur. Göz çevresinde daha canlı ve genç bir görünüm sağlamasının yanında, görme alanının genişlemesi, gevşek kapak yapılarının tamiri ile fonksiyonel kazançlar da sağlar. Göz kapaklarını yeterli açma gayesiyle alın kaslarının kullanılması sonucu gelişen baş ağrılarını ve alın çizgilenmelerini önler” dedi.

    “Aynı gün içerisinde eve gitmek mümkün”

    Tuna, “Genel sağlık durumu uygun olan, aspirin gibi kanama pıhtılaşma zamanına etkili ilaç kullanmayan, lokal anestezi almasına engel durumu olmayan, ciddi göz hastalığı olmayan her sağlıklı bireye bu operasyon uygulanabilir. Operasyon, ameliyathane şartlarında, anestezi hekimi gözetiminde, gerektiğinde sedasyon ile desteklenen, lokal anestezi altında uygulanır. Kesiler göz kapaklarının anatomisine uygun olacak şekilde, doğan kıvrımlara uydurularak yapılır. İzler, erken dönemde belirgin olabilirse de zaman içerisinde belli belirsiz hale gelirler. Göz kapağı derisi vücudun en az iz bırakarak iyileştiği bölgedir. Operasyon sonrası aynı gün içerisinde eve gitmek mümkündür. Erken dönemde gözlerde kuruluk, yanma hissi, görmede bulanıklık ve ışığa karşı hassasiyet gelişebilir. İlk birkaç günde göz kapaklarını tam kapatamama gözlenebilir” şeklinde konuştu.

    “Operasyon güvenlidir”

    Op. Dr. Murat Tuna, operasyonun iyi sonuçlar vereceğini de belirterek şöyle devam etti:

    “Uygun tedavi ile bu bulgular birkaç gün içerisinde hafifler ve kaybolur. 1-2 hafta içerisinde morluk tamamen kaybolur. Şişlikler büyük oranda çözülse de bir miktar devam eder. Operasyonun sonuçlarının tam gözlenmesi 1-2 ay süre alır. Gevşek ve sarkmış üst göz kapağı derisi, görme alanı problemleri, alt ve üst göz kapaklarında görülen torbalanmalar, gevsek ve sarkmış alt göz kapakları, alt göz kapaklarındaki aşırı çizgilenmeler gibi problemler bu operasyonla çözümlenir. Operasyon güvenlidir, iyi sonuçlar verir. Revizyon oranları çok nadirdir. Yeni göz kapaklarında genetik, yaş, sigara, çevresel faktörler, uv etkileri devam etmesine rağmen genelde uzun ömürlü sonuçlar alınır.”

  • Göz Kapağı Düşüklüğü Görme Kaybına Neden Olabiliyor

    Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, göz kapağı düşüklüğünün görme kaybına neden olabildiğini söyledi.

    Göz kapağı düşüklüğünün doğuştan veya ileri yaşlarda görülebildiğini anlatan Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, “En sık göz kapağı düşüklüğü nedenleri, yaşa bağlı göz kapağını kaldıran kaslarda güçsüzlük, göz bölgesine gelen travmalar, geçirilmiş göz ameliyatları, miyokondrial miyopati gibi kas hastalıkları ve doğuştan göz kapağı kaslarının yeterli gelişmemesidir” dedi.

    DOĞUŞTAN GÖZ KAPAĞI DÜŞÜKLÜKLERİ NEDEN OLUR?

    Doğuştan göz kapağı düşüklüğünün, göz kapaklarını yukarı kaldıran ’levator palpebralis’ olarak adlandırılan kasın yeteri kadar gelişmediği durumlarda ortaya çıktığını anlatan Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, “Her 10 bin doğumda bir bebekte bu durum ortaya çıkabilmektedir. Doğuştan göz kapağı düşüklükleri sadece estetik bir durum değildir. Eğer göz kapağı göz bebeğini kapatacak kadar düşükse o gözde tembellik riski olduğundan ileride görme kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle düşüklüğün acilen düzeltilmesi gerekmektedir. Tedavi mutlaka cerrahidir ve başka bir tedavi seçeneği bulunmamaktadır. Uygulanacak cerrahi tedavi ise göz kapağını yukarı kaldıran kasın kuvvetine göre seçilir” diye konuştu.

    ERİŞKİNLERDE GÖZ KAPAĞI DÜŞÜKLÜĞÜ NEDEN OLUR?

    Erişkinlerde göz kapağı düşüklüğünün en sık, yıllar içinde göz kapağını kaldıran kasın zayıflamasına bağlı olarak geliştiğini ifade eden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, “Bu durum özellikle ileri yaşta katarakt ameliyatı geçirmiş hastalarda daha sık görülmektedir. Bunun dışında travmalar, sinir felçleri veya göz kapağı yapısını bozan kitlelere bağlı olarak meydan gelebilir. Erişkinlerde göz kapağı düşüklüğü sıklıkla kozmetik istenmeyen sonuçlara neden olur ve düzeltilmez ise zamanla artabilir” diye konuştu.

    GÖZ KAPAĞI DÜŞÜKLÜĞÜ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

    Göz kapağı düşüklüğünün tedavisinin cerrahi olduğunu kaydeden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, “Yapılacak cerrahi tedavi seçiminde muayenede uygulanacak tanı yöntemleri son derece önemlidir. Kapak düşüklüğünde yanlış tedavi uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar alınamaz bu nedenle cerrahi tedavide tecrübe son derece önemlidir. Tanı yöntemleri arasında en önemlisi göz kapağını kaldıran kasın ne kadar çalıştığıdır. Eğer bu kas iyi çalışıyorsa ameliyat sonrası sonuçlar çok daha iyi olmaktadır. Temel olarak göz kapağı düşüklüğünde iki yöntem mevcuttur. Birinci yöntem göz kapağını kaldıran kas yeteri kadar çalışıyorsa bu kasın kuvvetlendirilerek daha iyi çalışır hale getirildiği levator cerrahisidir. Levator cerrahisi yaklaşık 15-20 dakika süren lokal anestezi altında uygulanan bir yöntemdir. Kapak yüksekliği ameliyat sırasında ayarlanır ve hasta ile kooperasyon son derece önemlidir. Eğer göz kapağını kaldıran kas çalışmıyorsa göz kapağı frontal askı dediğimiz yöntem ile alnımızdaki frontal kasa asılır. Askı yönteminde bacaktan alınan otojen fascia lata veya silikon gibi materyaller kullanılabilir. Frontal askı cerrahisi lokal veya genel anestezi altında yapılabilir. Çocuklarda ise her iki yöntem de genel anestezi altında yapılmalıdır. Hastaların bilmesi gereken en önemli husus kapak düşüklüğünde uygulanan cerrahi sonrasında tekrar ayarlama yapmak gerekebilir. Her iki kapak arasında 1 milimetreden az fark olması başarı kriteri olarak kabul edilir. Ameliyat sonrasında dikişler ise 1.haftada alınmaktadır” dedi.

    Göz kapağı düşüklüğünde en önemli şeylerden birinin göz kapağı yüksekliğinin ayarlanması olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yeniad, “Kapak yüksekliği az veya çok ayarlanırsa istenen sonuç alınamaz. Yetersiz veya fazla düzeltmelerde tekrar ayarlama yapılmalıdır. Özellikle frontal askı cerrahisinde fazla düzeltmelerde göz kapağı yeterli esneklikte olmaz ve kapanmada problemler yaşanabilir. İyi kapanmayan göz kapakları nedeni ile saydam tabakamız korneada çok ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.