Etiket: Duruşma

  • Minik Leyla davasında flaş gelişme, duruşma yeniden görülecek

    Minik Leyla davasında flaş gelişme, duruşma yeniden görülecek

    Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Leyla Aydemir’in davası yeniden görülecek. Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM), Leyla’nın davasının başka şehirde görülmesi için Adalet Bakanlığına dilekçe ile müracaat etti.

    Ağrı’da 2018 yılında dedesinin köyüne geldikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amcası Yusuf Aydemir, istinaf mahkemesinin kararıyla tahliye edildi. Türkiye genelinde başlattıkları kampanyayla UCİM üyeleri Leyla Aydemir davasının Ağrı ilinden alınarak daha sağlıklı bir yerde görülmesi için CİMER’e başvuruda bulundu. Toplamda 54 başvuru dosyada yerini alırken, davanın yeniden görüleceği belirtildi.

    Konuyla ilgili açıklama yapan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Genel Başkan Danışmanı Avukat Ayşegül Aydoğan, “Leyla 2.5 sene önce katledilmişti ve Ağrı’da yargılaması halen devam ediyor. Şu an itibariyle dosya Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ve duruşma gününün verilmesi bekleniyor. UCİM avukatları olarak dosyayı detaylı bir şekilde incelemeye devam ediyoruz. Dün itibariyle dosyaya UCİM yapmış olduğu CİMER başvuruları girdi. CİMER başvurularında biz dosyanın Ağrı’da görülmemesi gerektiğini, Ağrı ilinden başka bir yerde yargılamanın yapılmasının daha sağlıklı olacağını iletmiştik. Dosya kapsamında 54 tane CİMER başvurusu içeriğe girmiş durumda. Umuyoruz ki Adalet Bakanlığının da derin incelemeleri sonucunda yargılamanın Ağrı’dan başka bir yerde Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi için detaylı bir şekilde beklemelerimizi yapıyoruz” dedi.

    “Sanıkların yurt dışına kaçma ihtimali var”

    Sanıkların yurt dışına çıkma yasağı alması için başvuru da bulunacaklarını ifade eden Avukat Aydoğan, “Bu süreçte önemli olan bir konu var. UCİM avukatları olarak bunun için tekrardan başvuruda bulunacağız. Dosyada 7 sanık var ve bu sanıklar için herhangi bir şekilde yurt dışına çıkmaya yasakları yok. Hem ailenin hem de Ağrı’nın yaşam koşulları göz önüne alındığında bu kişilerin yurt dışına çıkış yapabilecekleri düşüncesindeyiz. Hızlı bir şekilde hem savcının hem de hakimlerin karar vererek sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı verilmesi kanaatindeyiz. Yargılama uzun sürdükçe Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi madde 6 gereğince adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor. Dosyalar bu kadar uzun sürmemeli. Ortada katledilen bir çocuk var, halen faili ortada yok. Bu faili meçhul bir cinayet değil. 7 sanığın el birliğiyle Leyla’yı katlettiğine dair derin ibareler var. biz hakimlerin ve savcıların vicdanlı bir şekilde karar vereceğine inanıyoruz. UCİM Avukatları, UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan, Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan ve gönüllüler olarak duruşma gününde kalabalık bir şekilde Leyla’yı savunmak için orda olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “Duruşma yeniden görülecek”

    Duruşmanın tekrardan görüleceğini belirten Avukat Aydoğan, “Biz şu an duruşma gününü bekliyoruz. Süreç uzadı, uzamasını olumlu bir şekilde değerlendirmek istiyoruz. Çünkü dosyaya yeni giren CİMER başvuruları var. Belki de CİMER başvurularını bakanlık dikkate alarak dosyanın hızlı bir şekilde başka bir yerde görülmesini isteyecek. Duruşma yine Ağrı’da görülecekse hızlı bir şekilde gününün hızlı bir şekilde verilmesi kanaatindeyiz. Peşini bırakmayacağız” açıklamalarında bulundu.

  • Ankara Adliyesi’ndeki bazı duruşma salonlarında korona virüse naylon brandalı önlem

    Ankara Adliyesi’ndeki bazı duruşma salonlarında korona virüse naylon brandalı önlem

    Ankara Adliyesi’ndeki bazı duruşma salonlarında, sanık ile mahkeme heyeti arasına şeffaf naylon branda çekilerek korona virüse karşı önlem alındı.

    Korona virüs tedbirleri kapsamında durdurulan yargısal süreler ve duruşmaların görülmesine bugünden itibaren başlandı. Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda Ankara Adliyesi’nde korona virüs tedbirleri alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, adliye içerisine sosyal mesafe kurallarına uyulmasına dikkat çekilen yazılar asıldı. Adliyenin birçok noktasına dezenfektan konulurken, adliyeye giren herkesin ateş ölçümü yapılıyor. Öte yandan, bazı duruşma salonlarında, şeffaf naylon brandalı önlem alındığı görüldü. Sanık ile mahkeme heyeti arasına şeffaf naylon branda çekilerek, korona virüse karşı önlem alındı.

  • Minibüsçü Mustafa Yağcı’nın cinayetine ilişkin ilk duruşma görüldü

    Minibüsçü Mustafa Yağcı’nın trafikte tartıştığı iki kardeş tarafından öldürüldüğü iddia edilen olaya ilişkin ilk duruşma görüldü.

    Bağcılar-Bakırköy arası sefer yapan minibüsçülerden Mehmet Yalçın (30) ve kardeşi Sebahattin Yalçın’ın (25) trafikte çıkan tartışma sonucu Mustafa Yağcı’yı (23) öldürdüğü iddia edilen olaya ilişkin ilk duruşma görüldü.

    İddialara göre, Mustafa Yağcı Bağcılar’da 14 Haziran tarihinde trafikte tartıştığı minibüs şoförü iki kardeş tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olayın ardından cinayete ilişkin iki kardeş Mehmet ve Sebahattin Yalçın tutuklandı ve haklarında ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanık kardeşler Mehmet ve Sebahattin Yalçın ile taraf avukatları katıldı. Hakim karşısında savunma yapan tutuklu sanık Sebahattin Yalçın olaya ilişkin ifadesinde, “Bağcılar-Bakırköy hattında ağabeyim ile birlikte minibüsçülük yaparız. Olay günü Haznedar bölgesine geldiğimizde başka bir minibüs solumuza hızlıca manevra yaptı. Bizi sollayıp geçti. Geçerken de direksiyonu aracımızın önüne kırdı. Minibüs şoförünü daha önce tanımıyordum. Yolumuza devam ettik. Öndeki minibüs agresif ve hızlı araç kullanıyordu. Bir ara önümüzde çapraz şekilde durdu. Ağabeyim manevra yapıp minibüsü geçti. Biraz ileride yolcu almak için durunca minibüs şoförü iyice arkamıza yanaştı. Kornaya bastı, sinkaflı sözler söyleyip aracından indi ve bizim dolmuşa doğru yanaştı. ‘Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz’, ‘ne biçim araç kullanıyorsunuz’ dedikten sonra ağabeyimin araçtan indirmeye çalıştı. Ağabeyim şahsı yatıştırmak istedi, araçtan indi. Şahıs ağabeyimi yakasından tutup hırpalamaya çalıştı. Ben de indim. Tarafları yatıştırdım. Esnaflar araya girdi. İtekleşme tartaklama maktul ile ağabeyim arasında yaşandı. Şahsı itmek suretiyle aracına bindirdim” dedi.

    “Maktul sizi doğrayacağım dedi”

    Maktul Mustafa Yağcı’nın aracına bindirilmeye çalışılırken tehditler savurduğunu söyleyen tutuklu sanık Sebahattin Yalçın, şunları söyledi:

    “Maktul, ’Sizi buradan geçirmeyeceğim sizi doğrayacağım’ dedi. Parseller mevkine geldiğimizde karşılaşmamak için ara sokaklardan geçmek istedik. Güzergah değiştirdik. Sola dönüş yapacağımız esnada siyah bir araç önümüzü kesti. Geri manevra yapmaya çalıştık. Arkada araçlar olduğu için çıkamadık. Ölen aşağıya indi siyah araçtakiler bizi işaret etti ağabeyim ‘sen inme ben olayı yatıştıracağım’ dedi ve araçtan indi, elinde bıçak görmedim amacı konuşup olayı yatıştırmaktı. Bu kez ölen küfürler savurarak elindeki pala ile bizim olduğumuz tarafa doğru koşmaya başladı ağabeyim tekme attı münakaşa yaşandı. Ağabeyim yere düşünce diğer şahısları da sopayla görünce bende aşağıya indim bu kez ölen palayı kafama indirdi. Kolumu kaldırınca kolum kesildi. Bende bıçak vardı ama bıçağı açmadım. Etraftan yardım istedim. Kolumun derdine düşmüştüm. Gözlerim kararmıştı ölene vurmadım, herkesten yardım istemeye çalıştım, şoka girdim. Ölene palayı gelen siyahlı araçtaki şahıs verdi. Ağabeyimin yaralanması kolumun kesilmesinden sonra oldu. Kolumun koptuğunu düşündüm. O esnada şahsın yerdeki ağabeyime doğru pala ile kafasına vurmaya çalıştığını gördüm. 3-4 defa pala ile başına vurdu. Ağabeyimin ‘yapma bizi öldüreceksiniz’ şeklinde sözlerini duydum. Ağabeyim elleriyle şahsın darbelerinden savunmaya çalıştı. Ölenin nasıl yaralandığını görmedim. Olaydan sonra bizi yaralı vaziyette bırakıp gittiler.”

    Olaya ilişkin diğer sanık Mehmet Yalçın ise kendini korumak için bıçağı kullandığını vurgulayarak, ”Olay günü kardeşimden aracı devir aldım. Bir ara arkamızdaki minibüs sert bir şekilde bizim aracı solladı. Agresifti sıkıştırdı. Ben de kornaya bastım. Bir müddet ilerledikten sonra arkama yanaşıp durdu. Şahıs aracından inip yanımıza geldi. Camı indirdim. Şahıs ‘hayırdır lan neden kornaya basıyorsun’ dedi. Birbirimizin yakasından tuttuk. ‘Beni tanımıyor musun parsellerin çocuğuyum’ şeklinde sözler söyledi. Kardeşim indi. Münakaşaya başlayınca çevredeki esnaflarla birlikte bizi ayırdı. Bu kez şahıs ‘seni parsellerden geçirmeyeceğim göreceksin’ dedi. Tekrar minibüse bindim, tam gaz ilerledim. Amacım bir an evvel parsel bölgesini atlatmaktı. Solu sivil bir araç, sağı da maktul aracıyla kapattı. Sivil araçtan döner bıçaklı, sopalı, palalı kişiler indi. Ölen hızlıca indi sivil araçtaki kişiden palayı aldı. Kardeşime ‘inme konuşacağım’ dedim. İndim beni çembere aldılar. Şahıs küfür ederek pala ile üzerime doğru geldi. Bana salladı. Elimde bıçak vardı ama avucumun içinde saklıyordum. Önce tekme attı. Tekmenin etkisiyle yere düştüm. Kardeşim indi. Yapmayın derken bu kez ölen palayı kardeşime savurdu, kolunu kesti. O esnada yerdeydim. Kafama 3-4 kez palayla vurdu. Kargaşa esnasında kardeşimin sesini duydum. ‘Kolum koptu ölüyorum’ diye bağırdı. Benim de başımdan kanlar akıyordu” ifadelerini kullandı.

    “Çembere aldılar bizi öldüreceklerdi”

    Kardeşiyle birlikte çembere alındığını ve öldürüleceğini düşündüğünü ifade eden sanık Mehmet Yalçın, “Bizi öldüreceklerdi. Yanındaki şahsılar bizdeki kanı görünce duraksayıp korktu. Ölen tekme atıp pala ile vururken kendimi korumak için bıçağı sallamaya başladım. Amacım palayı düşürebilmekti. Ölen durmadan palayla bana vuruyordu. Palayı yere atınca alıp kardeşimin yanına gittim. Kolunu sadece derisi tutuyordu. Şok halindeydik. Bizi öldüler diye bırakıp gittiler. Bıçağı savururken isabet ettirip ettiremediğimi de hatırlamıyorum. Maktul da kalkıp gitti. Öldürme kastım yoktur. Amacım kardeşimi ve kendimi korumaktır” dedi.

    Sanıkların savunmalarının ardından mahkeme heyeti Mehmet ve Sebahattin Yalçın’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

  • Duruşma savcısı “Namus cinayetidir” dedi

    Bursa’da olay yerinde kopan tespit taneleri ile aydınlatılan cinayetle ilgili duruşma savcısı mütalaasını açıkladı. Savcı cinayetin namus için işlendiğini belirterek, 3 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi.

    Bursa’da 35 gün arandıktan sonra cesedi Cumalıkız Mahallesi’nde ormanda toprağa gömülü halde bulunan Ömer Erkmen’in yargılamasına devam edildi. Davanın son celsesinde duruşma savcısı mütalaasını açıkladı. Savcı, cinayetin maktul Erkmen’in sanık Selahattin E. ile Şahin E’nin yeğenleri olan C.E. ile yaşadığı gönül ve cinsel ilişki sebebi ile işlendiğinin tespit edildiğini belirterek, 3 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talep etti.

    Olay 2017 yılı Mart ayında Cumalıkızık’ta meydana geldi. 35 gün boyunca kendisinden haber alınamayan Ömer Erkmen’in ormanlık alanda toprağa gömülü vaziyette cesedi bulundu. Olay yerinde kopan tespih tanelerinden yola çıkan ekipler, tespihin Mesut Ahmet K’ye ait olduğunu tespit ederek olayla ilgili 6 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan şahıslardan 3’ serbest kalırken Selahattin ve Şahin E. İle Mesut Ahmet K. tutuklandı. Tutuklu yargılanan Mesut Ahmet K, cinayeti Erkmen’in bir dönem gönül ve cinsel ilişki yaşadığı, hatta Erkmen’den hamile kalan, fakat bebeği aldıran C.E’nin amcaları Şahin ve Selahattin E’nin işlediğini itiraf etti. Selahattin E. ile Şahin E. ise ifadelerinde Ömer Erkmen ile bir husumetleri olmadığını, Erkmen’in kendilerine daha önce öldürülen kardeşlerinin katillerinin bulunması için yardım ettiğini, cinayeti işlemek için bir sebepleri olmadığını, Erkmen’in yeğenleri ile olan ilişkiyi bildiklerini, fakat buna karışmadıklarını söylediler. Şahin E, cinayeti Mesut Ahmet K’nin uyuşturucu yüzünden işlediğini ve Erkmen ile husumetli olduklarını ileri sürerek haklarındaki suçlamayı kabul etmedi.

    Erkmen cinayetinin yargılanmasında neredeyse sona gelindi. Davanın son celsesinde duruşma savcısı mütalaasını açıkladı. Cumhuriyet savcısı, olay yeri incelemesi, otopsi ve adli tıp raporları, tanık ve sanık ifadeleri göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmede cinayetin namus yüzünden Selahattin E. ile Şahin E. tarafından işlendiği kanaatine ulaşıldığını belirtti. Duruşma savcısı, maktulle husumetli olduğu tespit edilen Mesut Ahmet K’nin de cinayeti işleyen üçüncü isim olduğunu ifade ederek, 3 sanık hakkında tasarlayarak adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu. Sanıklar mütalaayı kabul etmezken, sanık avukatlarının süre talebi üzerine duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

  • Duruşma çıkışı kavga trafikte silahlı saldırıya dönüştü: 4 yaralı

    Hatay Adliyesi’nde mahkeme çıkışı iki grup arasında kavga çıktı. Polisin ayırdığı gruplardan birinin trafikte takip ettikleri husumetlilerine düzenlediği silahlı saldırı sonucu 4 kişi yaralandı.

    Alınan bilgiye göre, sabah saatlerinde Hatay Adliyesi’nde görülen davaya katılan iki grup mahkeme önünde tartışmaya başladı. Tartışma kavgaya dönüşürken, adliye polisi iki grubu ayırdı ve şahıslar adliyeden uzaklaştırıldı. Plakası tespit edilemeyen lüks otomobildekiler, Antakya Çevre Yolu otogar mevkisinde takip ettikleri 01 BLD 84 plakalı araca silahla ateş etti. 4 kişinin bulunduğu araç yoldan çıkarak kaza yaparken, hedefteki isim olan M.D. ile M.İ., M.G. ve Y.Z. adlı kadın yaralandı.

    Yaralanan 4 kişi olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından tedavileri yapılmak üzere Antakya Devlet Hastanesi ve çevrede bulunan özel hastaneye sevk edildi. Yaralıların kaldırıldıkları hastanelerde polis ekipleri tarafından geniş güvenlik önlemi alındı.

    Saldırıdan sonra kaçan siyah lüks otomobildeki H.Y., S.E. ve M.Ö.’nün yakalanması için çalışma başlatıldı.