Etiket: Dünyasından

  • Bursa iş dünyasından ‘hava kargo taşımacılığı’ hamlesi

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Lojistik Sektör Konseyi, Yenişehir Havalimanı’nın ‘hava kargo’ taşımacılığına açılması için çalışmalarını sürdürüyor.

    Lojistik sektörü temsilcileri, Altıparmak hizmet binasındaki konsey toplantısında bir araya geldi. BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur, Türkiye’de yeni havalimanları, otoyol projeleri ve hızlı tren ağları ile büyükşehirlerin birbirine bağlanmasının lojistik sektörüne büyük katkı sunduğunu söyledi. BTSO olarak kısa sürede kuruluş işlemlerini tamamladıkları Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi’nin ileri teknoloji ve katma değerli üretime büyük katkı sağlayacağını ifade eden Aytuğ Onur, “TEKNOSAB, lojistik avantajları ve ileri teknoloji üretim merkezi kurgusuyla sadece bölgemizin değil, ülkemizin ihracatına ve katma değerli üretimine büyük katkı sunacaktır” dedi.

    BTSO Lojistik Sektör Konseyi Başkanı Hasan Çepni, Bursa’nın Türkiye’nin en önemli lojistik merkezlerinden biri haline gelmesi için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Hasan Çepni, konsey olarak Bursa’nın lojistik sektörden hak ettiği payı almasını istediklerini ifade ederek, sektöre yönelik 2017 yılında bir zirve düzenlemeyi hedeflediklerini vurguladı.

    Hasan Çepni, Yenişehir Havalimanı’nın hava kargo taşımacılığı konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, havalimanının bu potansiyelinin değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Hava kargo taşımacılığı ile Yenişehir Havalimanı’nın daha verimli hale geleceğini söyleyen Hasan Çepni, “Kargo binası ve 8 adet soğuk hava depolarının yer aldığı Yenişehir Havalimanı, 24 saat iç ve dış hat kargo taşımacılığı potansiyeline sahip. Havalimanındaki pistimiz, kargo uçakları için oldukça uygundur. Bursa, yaş sebze ve meyve ihracatında önemli bir merkez. Hava kargo taşımacılığı da, ürünlerimizin dünyaya hızlı ulaşmasına da katkı sağlayacak. Bu açıdan hava kargo taşımacılığının Yenişehir Havalimanı’nda ivedilikle hayata geçmesini talep ediyoruz. Hava kargo taşımacılığı, ürünlerimizin yurt dışına daha hızlı ulaşmasını sağlayarak kent ihracatımıza da güç katacak” diye konuştu.

    Uludağ Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Hasan Eken ise, Yenişehir Havalimanı’nda mutlaka geçici depolama merkezine ihtiyaç olduğunu ifade etti. Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy da 3. havalimanında yaklaşık 250 firmanın kargo taşımacılığı yapabileceği bir kargo üssünün planlandığını ifade ederek, “Yenişehir Havalimanı’nın hava kargo taşımacılığına açılması lazım. Özellikle soğuk hava deposu avantaj. Bu konuda geç kalmış değiliz” ifadelerini kullandı.

  • İSO Başkanı Bahçıvan, finans dünyasından üretim için destek istedi

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, finans dünyasıyla reel sektör arasında üretimi destekleyecek yakınlaşmanın halen kurulamadığına dikkat çekerek “Üretim odaklı yeni ekonomi hikayemizde üzerine titrememiz gereken sektör sanayi olmalı. Sürdürülebilir büyüme için özel sektör yatırım finansmanına uygun maliyetle erişebilmeli” dedi.

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin Eylül ayı olağan toplantısı, ’Üretimi ve Reel Kesimi Destekleyen Bir Finans Vizyonunun, Yeni Ekonomi Hikayesi ve Sanayimiz Açısından Önemi’ ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya konuk olarak katıldı. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, konuşmasında Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı dışındaki diğer asli amacı olan finansal istikrarın reel kesim için taşıdığı öneme dikkat çekti. Bugüne kadar kurtarıcı olarak görülen Merkez Bankaları’nın aldıkları tedbirlerin küresel ekonomiyi düzlüğe çıkartmakta yeterli olmadığını vurgulayan Bahçıvan, “Tek çözüm; uzun zamandır ısrarla dile getirdiğimiz üretim ekonomisine dayalı bir yaklaşımın yeniden ön plana çıkmasıdır. Üretim ekonomisine hak ettiği yeri yeniden kazandırmak için birinci koşul, finans ayağının sağlam olmasıdır. Küresel boyutta baktığımızda bütün çabalara rağmen finans dünyasıyla reel sektör arasında üretimi destekleyecek yakınlaşma maalesef kurulabilmiş değil. Büyümeye yine en büyük desteği imalat sanayi veriyor. Üretim odaklı yeni ekonomi hikayemizde; üzerine titrememiz gereken sektör de sanayimiz olmalıdır. Ekonomik büyümemizi sürdürmemiz için, özel sektör yatırım finansmanına uygun maliyetle erişebilmelidir” diye konuştu.

    “Tüm bankalar faiz oranlarını düşürmeli”

    Merkez Bankası’nın temkinli ve istikrarlı faiz indirim politikasının üretim ekonomisine geçişin desteklenmesi açısından teşvik edici olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “Tüm bankaların da piyasa dengelerini gözeten bir hassasiyetle yapılan bu indirimleri takip ederek faiz oranlarını düşürmelerini bekliyoruz. Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesine rağmen kredi hacminin artmaması düşündürücüdür. İşin özü şu: Bankalarımız kredi vermekte çekimser davranınca haliyle krediler de zayıf seyrediyor. Zorunlu karşılık oranlarındaki indirimler de ekonomik aktörlerin borçlanma maliyetlerini düşürerek ekonomik aktiviteyi olumlu etkiledi. Bu indirimler bankaların kredi olarak açabileceği likidite miktarının artmasına yardımcı olurken, sanayi kuruluşlarının da bu olanaktan azami ölçüde faydalanmasına imkan sağlanması en büyük dileğimizdir” ifadelerini kullandı.

    “Merkez Bankası Kalkınma Bankası’na re-finansman sağlamalı”

    Yapısal reformlar içinde ilk defa İSO’nun gündeme getirdiği yeni nesil Kalkınma Bankacılığı konusunda Hükümetin attığı adımlardan memnun olduklarını belirten Bahçıvan, “Bu konuda Merkez Bankamız da önemli bir rol oynayabilir. Önümüzde iyi bir örnek var: Eximbank. İhracatı desteklemek için Merkez Bankası ile Eximbank arasında re-finansman ilişkisi son yıllarda başarı ile uygulanmaktadır. Benzer bir model izlenerek, Merkez Bankası’nın Kalkınma Bankası’nın uzun vadeli kredilerine de re-finansman sağlaması, sanayi için büyük katkı sağlayacaktır. Bunun örnekleri dünyada var. Kore’de merkez bankasının kalkınma bankasını tahvil alımı yoluyla desteklediğini görüyoruz” dedi.

    “Bankalar 5-10 yıl vadeli tahvil ihracına teşvik edilmeli”

    Bankacılık sisteminin uzun vadeli fon yaratamamasının önemli bir yapısal sorun olduğunu söyleyen Bahçıvan, “Sistemin uzun vadeli fon yaratabilmesi için mutlaka ve mutlaka bir çalışma yapılması gerekiyor. Örneğin, bankalar 5-10 yıl vadeli tahvil ihracına teşvik edilmelidir. Son zamanlarda uygulama başarısını takdirle izlediğimiz BES birikimleri başta olmak üzere uzun vadeli kurumsal tasarruflar, bu tahvillere yatırım yapmalıdır. Bankalar da uzun vadeli tahvil ihracı ile elde ettiği kaynakları, sanayinin uzun vadeli finansman ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanmalıdır. Bu mekanizmanın özendirilmesi için vergi ve karşılıklar gibi unsurlar da etkin şekilde uygulanmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Erdoğan-Putin görüşmesine İzmir iş dünyasından ilk yorum

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ilk resmi görüşmelerinin ardından verilen ekonomik işbirliğinin artırılması mesajını İzmir iş dünyası önemli bir adım olarak nitelendirdi.

    Türkiye ve Rusya arasında geçen Kasım ayında yaşanan uçak krizi sonrasında iki ülke lideri arasındaki ilk resmi görüşme Rusya’nın St. Petersburg şehrinde gerçekleşti. Ortak heyetle gerçekleşen görüşmenin ardından ortak açıklama yapan iki lider, ekonomik işbirliğinin artırılacağına ve yaptırımların aşama aşama kaldırılacağı belirtildi. İzmir iş dünyası da yaşanan gelişmelerin çok önemli adım olduğunu belirterek, her iki ülkeye de gelişmelerin olumlu yansıyacağını söyledi.

    “Rusya ilişkilerini AB kadar önemsiyorum”

    Rusya’nın dünyanın çok önemli bir ülkelerinden biri olduğunu ve darbe girişimin ardından yaşanan bu gelişmeyi önemsediklerini belirten İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, “Rusya hem ekonomik olarak güçlü bir ülke hem de ona bağlı olan bağımsız davetlerle topluluğu ile birlikte önemli ülkelerden birisidir. O nedenle ben Rusya ile olan bu ilişkiyi Avrupa Birliği ile olan ilişkiler kadar önemsiyorum. Kaldı ki Rusya’nın aynı zamanda Shangay beşlisiyle olan ilişkisi dünyanın lider ülkelerinden birisi olmasını daha da artırıyor. Rusya bizim Karadeniz komşumuz ve en çok ticaret en yakın ülkelerle yapılır. O nedenle de Rusya’nın komşu ülke olma özelliği nedeniyle raf ömrü olan yaş meyve sebze gibi balık gibi ürünlerin kısa sürede ulaşabildiği yer olduğu için de ayrıca önem taşıyor. Bu ilişkiler ülkemizin elverişli topraklarının bulunduğu Ege Bölgesi için hem turizm hem ihracat açısından da önem taşıyor. Şu andaki olumsuzluklar içinde, bizi yasa boğan son hain girişimden sonra Rusya ile olan ilişkiler açısından böyle bir güzel haber gündeme geldi. Bu gelişmenin her iki ülke için de yararlı olacağına inanıyorum” dedi.

    “100 milyar dolarlık hedefe doğru yürünecek”

    Her iki ülkenin ortak görüşmesinin ayrıntılarının önümüzdeki günlerde daha da netleşeceğini dile getiren İzmir Deniz Ticaret Odası Başkanı Yusuf Öztürk ise yaşanan süreçten hemen sonra her iki ülke cumhurbaşkanının attıkları bu adımın çok önemli bir adım olduğunu belirterek, “Büyük bir ekiple Rusya’ya çıkarma yaptık. Aslına bakarsanız çok fazla sürpriz olmadı ama bu bir ilk adımdır. Önümüzdeki günlerde Başbakanlık ve Dış İşleri Bakanlığı nezdinde görüşmelerin hızlıca devam edeceğini tahmin ediyorum. Vizelerin kaldırılması önemli bir konudur. Bu da önümüzdeki günlerde netleşecek. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler her zaman, tarihten bu yana hep iyi gitmiştir. 15 Temmuz darbe girişimden hemen sonra Rusya hükümetinin Türkiye’ye olan yaklaşımı takdire şayandı. Rusya bizim stratejik ortaklarımızdan biridir. Ekonomik açıdan 100 milyar dolar gibi ticaret hacmine ulaşmayı planlayan yapıdayız. Dolayısıyla her iki ülkenin de o konuda bu hedeflere doğru yürüyeceğini düşünüyorum” diye konuştu.

    “Yaş meyve sebzede çok ciddi bir rahatlama olacaktır”

    Ege İhracatçılar Birliği Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Seyyar da gelişmelerden memnuniyet duyduklarını ve ihracata belirli etkileri olacağını kaydederek, şunları söyledi:

    “Henüz ayrıntılar tam olarak netleşmedi ancak iki ülkenin bir araya gelmesi oldukça önemli bir gelişmedir. Beklediğimiz arzu ettiğimiz bir tablo var. Türkiye’deki yaş meyve sebze çok ciddi bir rahatlama olacaktır. Çok yakında üzümle ilgili beklentilerimiz vardı. Atılan bu adımlarla önümüzdeki günlerde yaş üzümde de hızlı bir sevkiyat olacağını düşünüyorum. Rusya ile yaşanan kriz sürecinde elbette büyük felaket yaşanmadı, dramatik fiyat düşüşleri olmadı ancak Rusya pazarının olması hem üretici hem ihracatçı açısından bizler için önem teşkil ediyor. Ürünler her ne kadar iç pazarda tüketilse de kayıp bir süreçti. Ancak yeni dönem bunu telafi edecektir.”

  • İş dünyasından darbeye karşı ortak tavır

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSAİAD), Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) ve İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD), ortaklaşa açıklama yaparak 15 Temmuz darbe girişimine karşı ortak tavır sergiledi.

    MÜSİAD, EGİAD ve İZSİAD, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde ortak basın açıklaması düzenleyerek 15 Temmuz’daki askeri darbe girişimine karşı tek ses oldu. MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Ümit Ülkü, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya ve İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, “Darbeye hayır, demokrasiye evet” dedi.

    Kaya: “Her yerdeki çürük elmaların ayıklanması şarttır”

    Üç kurum adına ortak açıklamayı yapan EGİAD Başkanı Seda Kaya, “Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz’da, tarihinin en kara gecelerinden birini yaşadı. Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış hainlerin kalkışması, aziz milletin cansiperane gayretiyle önlendi. Devleti ele geçirme hedefiyle dış güçlerin de desteğini alarak yıllardır her alanda kadrolaşan, örgütlenen FETÖ yapılanması ve benzeri tüm terör örgütlerinin canlanmamak üzere tasfiye edilmesi gerekmektedir. Bu yolda, ülkemizin tamamında üç aylığına ilan edilen olağanüstü hal durumunun en doğru ve verimli şekilde değerlendirilmesi, deyim yerindeyse her yerdeki çürük elmaların ayıklanması, ancak bu yapılırken yaşın yanında kurunun yanmamasına azami dikkat edilmesi şarttır” dedi.

    Küçükkurt: “Kredi derecelendirme kuruluşları politik davranıyor”

    Kaya’nın açıklamayı okumasının ardından kurum başkanları tarafından gazetecilerin yönelttiği sorular cevaplandı. İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu düşürmesiyle ilgili olarak, “Kredi derecelendirme kuruluşları bu dönemde politik davranıyor. Darbe olur olmaz, Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesi bunu gösteriyor” diye konuştu.

    Ülkü: “İçimizde bu zihniyette bir insan olmadığını gördük”

    Türkiye’nin çok büyük bir imtihandan geçtiğini dile getiren MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Ümit Ülkü de şunları söyledi: ”Bu yaşadığımız, gelecek nesillere ibret olacaktır. Bazı tolere ettiğimiz konularda daha hassas davranmamız gerektiğini öğrendik. Bu konuda birçok kurumun da hassas davrandığını biliyoruz. MÜSİAD olarak önce kendimizi sorguladık, 2013 Aralık ayında yaşanan olaylarda bu yapı kendini belli ettikten sonra, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız da ifade etmişti. Eskiden ’cemaat’ denilen bu yapının terör örgütü olduğunu belirtmişlerdi. Çok ciddi bir üye çıkarımı zaten yapmıştık. Bu tarihten sonra da içimizde bu zihniyette bir insan olmadığını gördük.”

    Kaya: “Siyasetçilerden beklen

    Siyasetçilerden beklentilerinin ayrıştırıcı demeçler vermemeleri olduğunu söyleyen EGİAD Başkanı Seda Kaya da, “Türkiye’nin çok acil normalleşmeye ve kutuplaşmanın sona ermesine ihtiyacı var. Biz iş dünyası olarak her zaman üzerimize düşeni yaptık ama siyasilerden de beklentimiz artık ayrıştırmanın olmadığı demeçler vermesidir. 16 Temmuz sabahı gördük ki aramızda farklı inanışlar ve farklı insanlarda olsa hepimiz bu ülke için yaşayan kişileriz. İç savaşla bölünmemek istiyorsak bu farklı insanlara ihtiyacımız var. Siyasetten beklentimiz de aralarındaki ayrıştıran politikalara son verip birlik ve beraberlik için ülkemiz için çalışılmasıdır” ifadelerini kullandı.

  • Türk dünyasından birlik mesajı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Türk Dünyası Spor Oyunları Şöleni’ Kocayayla’da başladı. Renkli görüntülerin yaşandığı programda birlik ve beraberlik mesajları verildi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu’nun organizasyonuyla Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen ve iki gün sürecek olan ‘Türk Dünyası Spor Oyunları Şöleni, Keles Kocayayla’da yapılan açılış töreniyle başladı. Kocayayla’da 16 Türk Devleti’ni temsilen 16 çadır kuruldu ve Kırgız, Özbek, Türkmen, Moğol, Afgan, Kazak, Tatar ve Bursalı sporcular alanda hazırlıklarını yaptı. Keles İlçesi’ndeki tarihi Kocayayla’da gerçekleştirilen şölen 5 bin yıllık geçmişe sahip tarihi spor oyunları sergilendi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Abdullah Karadağ, programın açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye, Türk dünyasının baş devleti. Dünyanın neresine gidersek gidelim, her yerde dost ülke Türkiye’nin son yıllardaki gelişimi ve kanatlarının altına sevdiklerini alan Türkiye gıptayla ve ibretle seyrediliyor. Bursa da Türkiye’nin önemli bir kenti. Bursa Büyükşehir Belediyesi, her zaman her yerde ilklerin başlangıcını yapıyor. Bugüne kadar birbirlerini tanımayan ve ülkelerinin yerlerini haritada bilen insanlar bugün otaklarını Bursa’da kurmuşlar, yeniden birlik olmak için el ele ve gönül gönüle Kocayayla’da bir aradalar” diyerek mutluluğunu ifade etti.

    Başkanvekili Karadağ, Avrasya coğrafyasında İpek Yolu güzergahında 5000 yıldır oynanan ata spor oyunlarının şenlik havasında gerçekleştirilmesinin önemine vurgu yaptı.

    Keles Belediye Başkanı Mehmet Teke de, Türk dünyasını buluşturan programın Kocayayla’dan dostluk mesajları gönderdiğini ifade etti. Keles Kaymakamı Mustafa Türkcan ise Bursa’da Türk dünyasının kardeşlik ve dostluk için önemli bir organizasyonda buluştuğunu kaydetti.

    Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Altıntaş, Kocayayla’da Türk Milleti’nin ve Türk dünyasının birlik ve beraberlik örneğinin yaşandığını belirterek faaliyetlerin devamının gelmesini temenni etti. Kazakistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Galimcan Erimbetov da Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen programa katılmaktan dolayı onur duyduklarını söyledi.

    Mehter ve kılıç kalkan gösterileriyle de renklenen programda konuşmaların ardından Başkanvekili Karadağ, protokol üyeleri ile birlikte Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen festivalde kurulan çadırları tek tek gezdi. Karadağ, Türk devletlerinin kendilerine özgü kültürel değerlerini yakında tanıma şansı buldu. Çadırlarda ayrıca göçmen dernek ve vakıfların yöresel ürünleri de sergilendi. Büyükşehir Belediyesi bürokratlarının da yoğun katılım sağladığı şölene Kırgız, Özbek, Türkmen, Moğol, Afgan, Kazak ve Tatar sporcuların yanı sıra soydaş ve göçmen STK temsilcileri de katıldı. Şölen boyunca ecdadın yüzlerce yıldır barış ve savaş dönemlerinde zinde kalmak için oynadıkları spor oyunlarla, mangala (köçürme), dokuz taş, satranç, alış (kemik) atma gibi stratejik akıl oyunlardan da örnekler sunuluyor ve isteyen katılımcılara uygulamalı dersler veriliyor. Şölende dört nala giden at üzerinde oğlak kapma oyunu olarak bilinen kök börü oyunu, kuşak, aba ve moğol güreşleri, bilek güreşi, bilek çekme, çubuk çekme (ağaç güreşi) güreşleri, rahvan biniciliği, atlı güreş, at üzerinde akrobasi, atlı okçuluk, ok atma, mızrak atma, kılıç oyunu, cirit oyunu gibi spor oyunlarının yanı sıra ip çekme, çelik-çomak gibi eğlenceli oyunlar da sergileniyor.