Etiket: Dünyasına

  • “Kanserin Mikro Dünyasına Yolculuk” sergilendi

    “Kanserin Mikro Dünyasına Yolculuk” adlı fotoğraf ve farkındalık sergisi, Öğrenci Merkezi Fuaye Alanı’nda açılışı yapıldı.

    Sergide; kanser ile ilgili mikroskobik görüntüler ve çeşitleri hakkında bilgi verilen afişler ile Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi ve Öğrenci Temsilcisi Emre Çömlekçi’nin, Fen Fakültesi Hücre Kültürü Laboratuvarı’nda akciğer ve göğüs kanseri alanında yapmış olduğu çalışmalar ve elde ettiği bulgular yer alıyor.

    Kanserli hücre üzerinde yaptıkları anti-kanser ilaç uygulamaları deneylerinde başarılı sonuçlar elde ettiklerini ve sergide sonuçları yayınladıklarını ifade eden Emre Çömlekçi, “Aynı zamanda tez konum olan yeni sentezlediğimiz bir ilacı nano boyutlarda oluşturduk. Yani kanserli hücreye normal ilaç vermek yerine, hücrelere nanoteknoloji yardımıyla daha küçük boyutlarda daha fazla ilaç veriyoruz. Sonuç olarak çalışmalarımızda bunun kanserli hücre tedavisinde, normal ilaç tedavisinden daha etkili sonuçlar verdiğini tespit ettik” dedi.

    “Kanserin Mikro Dünyasına Yolculuk” adlı fotoğraf ve farkındalık sergisi, 28 Nisan Cuma gününe kadar ziyaret edilebilecek.

  • Müzik dünyasına bambaşka ses geliyor

    Müzik piyasasına single albümü ile bomba gibi girmeyi hedefleyen Arkın Gezen, bunun için albümüne iki şarkı seçti. Doğu Kılıç ve Cüneyt Yalmaz gibi çok önemli iki aranjör ve beste konusunda geleceğin bestecisi olarak tanımlanan Önder Demirtaş ve de her şekilde yanında olan yol arkadaşı gitarist Ercan Koçer ile çalışan Arkın Gezen iddiasını şimdiden ortaya koyuyor.

    Arkın Gezen, 1988 yılında İstanbul’da doğdu. Trabzon Çaykara’lı olan Arkın Gezen, doğduğu şehir İstanbul’da yaşıyor. Müziğe olan ilgisi, annesinin küçük yaşta aldığı piano ile başladı. Fakat zaman ilerledikçe, ilgisini gitar perküsyon ve solistliğe vermiş olup, özellikle çevresindeki kişilerin teşvikleri ile solistliği yaşam biçimi haline getirmiştir. Gittiği mekanlarda, arkadaşlarının yoğun isteği üzerine, konuk sanatçı olarak, sahnelere çıkmaya başlamıştır . 2.5 oktavlık sesi ve sesindeki hoş tını ile kısa zamanda dikkatleri üzerine çeken Arkın Gezen sahne teklifleri almaya başlamıştır. Müzik işini, amatör bir ruh fakat profesyonel bir şekilde yapma konusunda karar aldığında, kendini, şan eğitimindeki ustalıkları üst seviyelerde olan Zehra Belevi ve Alper Alpman’a emanet etmiştir. Aldığı eğitimler neticesinde bilgi ve birikimini sahnelere ve beste yapmaya harcayan Arkın Gezen bu süre zarfında bir çok beste, bunun yanı sıra organizasyon, konser ve çeşitli etkinliklerde bulunup, yaptığı sahneler ile de performansını hayran kitlesi ile buluşturmuştur. Hayranlarının yoğun isteğine daha fazla dayanamayan Arkın Gezen, kısa bir süre sonra çıkartacağı Single albüm ile hayranlarını mutlu etmeyi hedefliyor.

  • İş dünyasına dijital okur-yazarlık dersi

    ULUTEK Teknoloji Geliştirme Bölgesi, iş dünyasına yönelik olarak dijital okur-yazarlık eğitim programı başlatıyor.

    ULUTEK Müdürü Prof. Dr. Mehmet Kanık, dijital teknolojilerin son yıllarda çok hızlı bir şekilde hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyledi. ULUTEK Teknopark yönetimi olarak, özellikle iş hayatının yoğun temposu içerisinde teknolojik gelişmelere yeteri kadar zaman ayıramayan işverenler ile yöneticilere yönelik olarak bir dijital okur yazarlık eğitim programı planladıklarını belirten Kanık, eğitimlerin ULUTEK bünyesinde yer alan akıllı “Bilişim Dersliğinde” 15 Nisan 2017 Cumartesi günü uygulamalı olarak başlayacağını söyledi.

    Toplam 16 saat olarak planlanan eğitimler, haftalık 4 saat olmak üzere 4 haftada tamamlanacak. Temel bilgisayar eğitimi ve internet güvenliği, dijital ses, resim ve videolar, mahremiyet ve verilerin korunması, fikri mülkiyet, e-ticaret ve üretkenlik, iş hayatında akıllı telefonların kullanımı gibi başlıklar yer alıyor. Programa katılmak isteyenlerin 13 Nisan 2017 akşamına kadar www.ulutek.com.tr adresinden kayıt yaptırmaları gerekiyor.

  • TRT dev arşivini, halka ve yayıncılık dünyasına açtı

    1927 yılında başladığı radyo yayıncılığından sonra, 1968 yılında Türkiye’yi Televizyon yayıncılığı ile tanıştıran ve yaklaşık 50 yıldan bu yana aralıksız olarak yayında olan TRT, Türkiye’nin ve dünyanın son yarım asrına tanıklık ederek biriktirdiği dev arşivini, TRT Arşiv Projesi ile halka ve yayıncılık dünyasının kullanımına açtı.

    31 Mart Cuma günü Harbiye TRT Stüdyolarında gerçekleşen tanıtım programı ile dev arşivini halka açan TRT,halen dünyada İngiltere, İsveç gibi yalnızca birkaç ülkede uygulanmakta olan “arşivlerin detaylı olarak tasniflenerek reprodüksiyonların internetten kullanıcıya sunulması” uygulamasını Türkiye’de ilk kez hayata geçirdi.

    Dijital ortama aktarılan arşive üyelik gerektirmeden ve ücretsiz olarak internet üzerinden ulaşılabilecek. Boğaziçi Köprüsü’nün açılışı, Zeki Müren’in eşsiz yorumu ve şarkıları, siyasilerin ulusa sesleniş konuşmaları gibi görüntülerin kopyalarına artık herkes ulaşabilecek. Görüntülere www.trtarsiv.com adresinden ulaşılabilecek.

    “TRT Arşiv ülkemizin hafızasıdır”

    TRT Genel Müdürü Şenol Göka tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada; TRT Arşiv’in ülkemizin hafızası olduğunu vurgulayarak, yayın hayatına başladığı günden itibaren ve hatta onun öncesinde de çekilmiş görüntüleri, arşivinde biriktirdiğini belirterek, “TRT’de son derece önemli bir birikim var. Daha sonra eklenen çalışmalarla da bu arşiv çok büyük bir zenginliğe kavuştu ve bunun bir şekilde açılması gerekliydi. O hafızanın tekrar gündeme getirilmesi gerekiyordu, siyasi, kültürel ve sosyolojik açıdan” dedi.

    Göka, zaman içinde çeşitli sektörlerin nereden nereye geldiğinin de arşiv sayesinde görülebildiğine değinerek, şöyle devam etti: “Bütün bunlar hakkında bir fikir sahibi olabilmek, aynı zamanda nostalji duygusunu uyandırabilmek de gerekliydi. Belki biraz güleceğiz, hüzünleneceğiz ve duygusallaşacağız. Çünkü, bu nostalji duygusunu uyandırmak, geçmişle günümüz arasında bir karşılaştırma yapabilmek açısından son derece önemliydi. Bütün bunları yerine getirebilmek, biraz da vatandaşlarımıza geçmiş ve günümüz arasında bir karşılaştırma yapabilme fırsatı vermek için böyle bir çalışmaya gerek duyuldu.”

    TRT’nin 200 bin saatlik görsel bir arşivi olduğunun altını çizen Göka, şunları kaydetti: “Daha bunun içerisine ses arşivimizi koymadık. Bu, görsel arşiv. Yani yeni medyanın oluşturduğu siteye koyacağı potansiyel olarak 200 bin saatlik arşiv var. Bunun içerisinde son dönemden, hatırlayabileceğimiz dönemlerden görüntüler de görebileceksiniz. 1919’lardaki Sultanahmet konuşmalarını da görebilirsiniz. Dolayısıyla bütün bunlar, TRT’nin elinde var. Bu arşivi açarak bundan belki farklı şekillerde yararlanmak isteyenlere de bir hizmet sunmuş olacağız.”

    “TRT Arşiv kadar detaylı bir proje, hiçbir kamu yayıncısı tarafından halka açılmadı”

    TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren de günümüzde en çok dillendirilen sözün, “Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür” sözü olduğunu ifade ederek, “Çünkü bireysel ve toplumsal olarak tekerrürden ibaret olan hayatlar yaşarken, en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, güçlü bir hafıza. Öyle ki, birbirinin benzeri veya tekrarı olan olay, plan, hesap veya mücadeleleri doğru okuyalım. Hafızasını kaybeden toplum için kimlik, anlamsızlaşır. 21. yüzyılla birlikte küreselleşme altında bir derinlik ve mana kaybı riskiyle karşı karşıya olduğumuzu söylemek çok da iddialı olmasa gerek. Buradan baktığımızda, bireysel ve toplumsal hafızayı koruyup, diri tutmanın ne kadar önemli olduğu açık bir şekilde görülebilir. Bir bilgi veya iddiayı dillendirirken somut belgelere sahip olmak, öz güven verir ve bu çok kıymetlidir” diye konuştu.

    Eren, TRT’nin kurulduğu günden itibaren yaptıklarını belgeye dönüştürmeyi ve arşivlemeyi misyon edindiğini ve bunu çok önemsediğini vurgulayarak, “TRT Arşiv projesiyle insanların geçmişe belgelerle, doğrudan tanık olabileceği bir mecra oluşturmayı hedefledik. Kurulduğundan bu yana TRT arşivinde biriken görüntüler, artık büyük bir özenle tasnif ediliyor ve web üzerinden paylaşıma açılıyor. Projenin Haziran 2014’te başladı. Dünyanın önde gelen birkaç televizyon kuruluşu bu tür bir tasnifleme çalışmasına girdi. Ancak TRT Arşiv kadar detaylı bir proje, hiçbir kamu yayıncısı tarafından halka açılmadı. TRT arşivinde 200 bin saati aşkın görüntü var. Bu sayı giderek artmaya da devam ediyor. Bu durum, TRT Arşiv’in web sitesinde de bu büyüklükte bir içeriğin yer alacağı anlamına geliyor. Web sitemizde, TRT tarafından çekilen görüntülerin yanı sıra, TRT’nin arşivinde olup, yayın hayatına başlamasından önceki dönemlere ait ve diğer devlet kaynaklarından temin edilen görüntüler de mevcut. Sultan Abdülhamid’in biat töreni, Sultan Reşad, Damat Ferit Paşa, 1919 Sultanahmet Mitingi, cumhuriyetin kuruluş dönemine ve Birinci ve İkinci Dünya Savaşına ait görüntüler, bu örneklerden sadece birkaçı” ifadesini kullandı.

    “İstanbul radyosu benim değişmeyen evim”

    Etkinlikte konuşan 92 yaşındaki başarılı sunucu Halit Kıvanç ise TRT Radyo binasına ilk kez 62 yıl önce 1955’te girdiğini söyleyerek, “Konuşmaya başladım bu radyoda ve uzun yıllar bu radyoda hayatımı buldum” diye konuştu.

    Kıvanç, Radyo Evi’nin değişmeyen evi olduğunu kaydederek, “İstanbul Radyosu benim hayatımda gerçek olarak ilk işim değil ilk sevgimdir. Hayatta ilk yaptığım güzel şey, İstanbul Radyosunda konuşmak. ’Abi düzgün konuşuyorsun. Sen niye radyoda konuşmuyorsun?’ dediler, girdim. O kadar sene. Şu anda söyleyecek sözüm yok çünkü oturup 3 ay anlatmam lazım. Çok anılar var” değerlendirmesinde bulundu.

    Tasnif, Prodüksiyon, Sunum ve Site yönetimi, Sosyal Medya Yönetimi olarak 4 aşamadan oluşan TRT Arşiv sitesi, var olan uygulamalardan bir adım daha öteye giderek, “detaylı tasnifleme”, sınıflandırılan içeriklerden yeni prodüksiyonlar üretilmesi olan “reprodüksiyon”, içeriklerinin kullanıcıya en etkin şekilde web sitesi aracılığıyla sunulması olan “online içerik yönetimi” konularında dünyada bir ilki de gerçekleştirmiş bulunuyor.

    Neredeyse Türkiye’nin görsel-işitsel hafızasını oluşturan TRT Arşiv sitesi için çalışmalara Haziran 2014’te başlandı. Binlerce saatiaşan görüntü arşivinin tasnif çalışmaları halen devam ediyor.

    Sultan Abdülhamid’in Biat Töreni, Sultan Reşat, Damat Ferit Paşa, 1919 Sultanahmet Mitingi, Halide Edip Adıvar’ın mitingde konuşması,1. ve 2. Dünya Savaşı görüntüleri gibi tarihin önemli görüntüleri de yer alıyor.

    Web sitesi, Facebook, Twitter, Instagram gibi platformlar için de farklı ve mecra bazında da çalışmalar yapılan TRT Arşiv Projesinde en eski tarihli görüntü son dönem Osmanlı imparatorluğu görüntülerine ait olduğu belirtiliyor.

  • Vodafone’dan iş dünyasına ‘Gigabit Toplumu’ çağrısı

    Vodafone ve Arthur D. Little işbirliğiyle hazırlanan ’Gigabit Toplumu’na Doğru…’ başlıklı rapora göre, Gigabit Toplumu sayesinde daha iyi bir eğitim ve sağlık sistemi kurmak, daha güvenli bir ortam sunmak, pozitif sosyal etki oluşturmak, çevrenin korunmasına yardımcı olmak ve istihdamı artırmak mümkün olacak. Bu gelecek senaryolarının geliştirilmesinde ise evlerin ve işyerlerinin kapısına kadar giden fiber şebekeler önemli rol oynayacak.

    Vodafone, Türkiye de dahil olmak üzere faaliyet gösterdiği tüm ülkeler için öngördüğü ’Gigabit Toplumu’ vizyonunu konu alan raporu İstanbul’da tanıttı. ’CIO buluşmaları’ adlı etkinlikte iş dünyasının teknoloji liderlerinin görüşlerine sunulan raporda özellikle evlere/binalara kadar giden fiberin hem bireylerin hem de kurumların dijital yaşamında kaldıraç etkisi oluşturacağının altı çiziliyor. Vodafone ve Arthur D. Little işbirliğiyle hazırlanan ’Gigabit Toplumu’na Doğru…’ başlıklı raporda, gigabit vizyonu, altyapısı, uygulamaları, Gigabit Toplumu’nun uygulama alanları ve faydaları ile farklı sektörlerden vaka incelemeleri ele alınıyor.

    Rapora göre, Gigabit Toplumu sayesinde daha iyi bir eğitim ve sağlık sistemi kurmak, daha güvenli bir ortam sunmak, pozitif sosyal etki oluşturmak, çevrenin korunmasına yardımcı olmak ve istihdamı artırmak mümkün olacak. Bu gelecek senaryolarının geliştirilmesinde ise evlerin ve işyerlerinin kapısına kadar giden fiber şebekeler önemli rol oynayacak.

    Hasan Süel: “Bakır altyapıya bel bağlayamayız”

    İş dünyasının teknoloji liderlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda konuşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi: “Bizi gigabit geleceğe taşıyacak transmisyon teknolojisi fiberdir. Gerek baz istasyonlarıyla havadan yüksek kapasiteli mobil internet hizmeti verebilmek, gerekse evlere yüksek kapasiteli sabit internet hizmeti sunabilmek için güçlü bir karasal transmisyon altyapısı gerekiyor. Gigabit uygulamalarını üretmek istiyorsak kalite, kapasite ve hız limitleri sınırlı olan bakır altyapıya bel bağlayamayız. Geleceğin gigabit platformunu oluşturacak servislerde inovasyon ve farklılaşmayı sağlamak için, operatörler tarafından fiber şebekelere yapılacak yatırımların önünün açılması gerekiyor. Bugün, Güney Kore’de 574 bin kilometre fiber uzunluğu ile yüzde 100, Portekiz’de ise 545 bin kilometre fiber uzunluğu ile yüzde 70 fiber penetrasyonuna ulaşılmış durumda. Türkiye olarak bu ülkelerden 7 kat fazla yüzölçümüne sahip olmamıza rağmen bizdeki fiber uzunluğu sadece 284 bin kilometre. Rekabet gücümüzü koruyabilmek için hızlı genişbant ve eve kadar fiber konusunda diğer ülkelerle aynı seviyeye gelmemiz önem taşıyor. Bu yüzden, fiber meselesi memleket meselesi diyoruz”.

    “Yatırımların teşvik edildiği bir iklime ihtiyaç var”

    Fiber konusunda en önemli beklentilerinin 100’den fazla ülkede deklare edilmiş olan kapsamlı bir Ulusal Genişbant Politikası’nın Türkiye’de de hayata geçirilmesi olduğunu belirten Süel, sözlerini şöyle tamamladı: “Yeni nesil şebekeler ile fiber altyapı erişim ve yatırım süreçlerinin güncellenerek, mevcut düzenleyici çerçeveye dahil edilmesine ihtiyaç var. Yatırım yapmak isteyen tüm işletmecilerin bir araya gelerek yeni fiber yatırımı yapmalarını sağlamak amacıyla kurulan ortak şirketlerin desteklenmesi gerekiyor. Herkesin regüle edilmiş fiyatlarla eşit koşullarda ulaştığı tek bir fiber altyapısıyla hem 4.5G ve 5G baz istasyonları arasındaki transmisyon ihtiyacının, hem de evlere ve kurumlara kadar olan fiber ihtiyacının çözülebileceğini düşünüyoruz. Diğer yandan, ülkemizin fiber haritasını merkezi bir ekranda toplayacak, böylelikle fiber kazı ve paylaşım başvurularını hızlandıracak Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sistemi’nin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Sektörümüzde yatırımları teşvik edici modellerin geliştirildiği ve yatırım yapmak isteyenlerin ödüllendirildiği bir iklim sağlanırsa, Türkiye’nin telekomünikasyon sektöründe kendi bölgesinin öncü ülkelerinden biri olabileceğini öngörüyoruz. Arthur D. Little işbirliğiyle hazırlanan ’Gigabit Toplumu’na Doğru…’ başlıklı raporun da bu geleceğin başvuru kaynaklarından biri olacağına inanıyoruz. Bu noktada ülkemizin teknoloji liderlerine de açık çağrıda bulunuyoruz: Gelin ülkemizin bilişim altyapısının geliştirilmesi için inisiyatif alalım ve Türkiye’yi en son teknoloji fiber ağlarla hep birlikte örelim”.