Etiket: Dünyada

  • Bu Oyun Dünyada İlk Kez Samsun’da Oynandı

    Dünyada örneği olmayan ’futranç’ sporu ilk kez Samsun’da oynanmaya başlandı.

    Futbol ve satranç oyunlarının birleştiği ve isminin ’futranç’ olduğu oyun dünyada ilk kez Samsun’da oynandı. Samsun Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Vakfı Koleji işbirliği ile 1 yıllık bir çalışmanın ardından ortaya çıkan ’futranç’ oyunu, spor salonlarında oynanabilecek. Futranç oyunu 20’şer dakikadan 2 devre halinde oynanabilecek. Oyun, 6’sı sahada, 2’si yedek olmak üzere toplam 8 oyuncu ile oynanacak. Dördüncü hakemin kaldırdığı numaralı oyuncu kenara gelerek satrançta hamle yaptıktan sonra tekrar oyuna dönebilecek.

    Atatürk Spor Salonu’nda tanıtımı yapılan futranç oyunu hakkında bilgi veren Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü İlkadım İlçe Müdürü Murat Turan, “Samsun’da birçok projeye imza attık. Dünyada ve Türkiye’de ilk defa futranç branşının Samsun’dan çıkıyor ve Samsun’da doğuyor olması bizim için bir gurur kaynağıdır. Futranç ismini futbol ve satrançtan almaktadır. Futbol, dünyada herkesin kabul ettiği bir branştır. Satranç zeka ve sabırla oynanan bir branştır. Bu iki branşın birleşmesinden ‘acaba neler olur’ düşüncesi ise ortaya çıkmıştır. Gençlik ve Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç’ın memleketinde böyle bir branşın çıkmasından mutluyuz” dedi.

    BİROL GENÇ: “ZEKA İLE FUTBOLU BİRLEŞTİRMEK İSTEDİK”

    Oyunun kuralları hakkında bilgi veren OMÜ Vakfı Koleji Spor Koordinatörü Birol Genç, “Bu proje ile biz zeka ile futbolu birleştirmek istedik. Bu yapılırken çocuklarımızın bize vermiş olduğu, bu oyunu sevmeleri ve ilgi duymaları bizim daha fazla bu oyuna ilgimizi çekti. Satranç ve futbol birbirinden ayrılmayan iki branş, ikisi de dünyada saygı gören branşlardır. Biz bunların ortak özellikleri olan karar, hızlı mukayese yapabilme, sonuca gidebilme, strateji yapabilme gibi özelliklerini burada birleştirerek, adrenalini yüksek, hareketli, hiçbir zaman boşluk an bırakmadan herkesin yapabileceği şekilde bir oyun ortaya koyduk. Bu oyun 5+1 oyuncudan oluşuyor. Bu oyunda hamleler sırayla hakemler tarafından çağrılan oyuncular tarafından yapılıyor ama aynı anda da maç devam ediyor. Bir oyuncu hamle yapmaya gittiği zaman diğer oyuncular onunla alakalı strateji ve taktik yapmak zoruna kalıyorlar. Bu da satrancı işin içine sokmuş oluyor. Örneğin kaleci oyundan çıktığı zaman burada satrancın ve futrançın özelliği ortaya çıkıyor. Arkadaşlar kale boş olduğu için oraya bir önlem alıyorlar. Kaleci oyuna girene kadar kaleyi savunmak durumunda kalıyorlar. Bu oyunda sonuç, futbol oyununda yenen takım yine aynı şekilde yeniyor. Ama satrancı kazanan takım 2 gol atmış oluyor. Örneğin maçın 85. dakikası maçın skoru 3-1, yenik durumdaki takım satrançta mat yaparsa durum 3-3 oluyor ve maç uzuyor” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından oyuncular ilk defa futranç oyununu oynadı. Maçın başlama düdüğünü de Samsun Vali Yardımcısı Hakan Kubalı yaptı. Salon maçı oynayan oyuncular hakemlerin oyuncuları çağırmasıyla saha kenarındaki satrançta hamlelerini yaparak tekrar oyun alanlarına geri döndü.

  • Dünyada 3 Tesisin Bir Arada Bulunduğu TEK Spor Kompleksi

    Ordu Özel Altaş Koleji tarafından inşa edilen, içinde çok amaçlı spor salonu, yarı olimpik yüzme havuzu ve Karadeniz’in en büyük doğal buz pisti bulunan spor kompleksi, kullandığı ısı sistemleri ile de dünyada tek olma özelliğini taşıyor.

    Ordu’nun Altınordu ilçesinde Özel Altaş Koleji tarafından yapılan spor kompleksinde hentbol ve basketbol salonu, yarı olimpik yüzme havuzu ve Karadeniz’in en büyük doğal buz pisti bulunuyor.

    Yapımına 2014 yılında başlanan ve 7 milyon TL’nin üzerinde bir bütçeye mal olan spor kompleksi bu özelliklerinin yanı sıra Türkiye’de ilk kez uygulanan havalandırma ve ısıtma sistemleri ile de birçok ilke imza atıyor.

    Komplekste bulunan buz pistinde buz oluşumu sırasında açığa çıkan atık ısı enerjisinin sisteme geri kazandırılması ile birlikte spor salonun iklimlendirilmesi, havuz suyunun ve ortamın ısıtılması, duşlardaki suyun ısıtılması ve ana bina da bulunan dersliklerin ısıtılması sağlanıyor.

    “BUZUN OLUŞMASINDA KULLANILAN ENERJİ SİSTEME TEKRARDAN KAZANDIRILARAK, SPOR KOMPLEKSİNİN VE OKULUN ISINMASINDA KULLANILIYOR”

    Yapımı tamamlanan ve öğrencilere hizmet vermeye başlayan modern spor kompleksini Ordu’ya kazandırmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Özel Altaş Koleji Genel Müdürü Selman Altaş, “Yaklaşık 1.5 yıl önce yapımına başlanan spor kompleksimiz tamamlandı. Spor kompleksimizin içinde yarı olimpik yüzme havuzumuz, hentbol, basketbol ve voleybol salonu ve buz pistimiz bulunmaktadır. Bu kompleksin maliyeti yaklaşık 7 milyon TL’yi geçmiştir. Kompleksimizin bir diğer özelliği buz pistinden aldığımız atık enerjiyi biz doğaya atmıyoruz ve sistemin içine tekrar kazanımını sağlayarak havuzun ısıtılmasında, ortamın iklimlendirilmesinde ve sıcak su temininde kullanıyoruz. Artan enerjiyi de kampüs alanımızda ve dersliklerin ısıtılmasında kullanıyoruz. Bu sayede ekolojiye zarar vermeden sistemimizi aktif hale getiriyoruz” dedi.

    “DÜNYADA ÜÇ TESİSİN BİR ARADA BULUNDUĞU TEK SPOR KOMPLEKSİ”

    Çok amaçlı spor salonu, yarı olimpik yüzme havuzu ve buz pisti ile üç tesisi bir arada bulunduran kompleksin dünyada tek olduğunun altını çizen Altaş, “Kompleksimizin yaklaşık 2 bin metrekare kullanım alanı var. Kompleksin en büyük özelliği üç tesisi bir binada bulunduran ve bizim yaptığımız araştırmalarda dünyadaki ilk tesis bizim tesisimiz. Yarı olimpik yüzme havuzu, 400 metrekare buz pisti ve spor salonu ile birlikte dünyada bir binaya toplanmış başka bir örnek bulamadık” diye konuştu.

    “İÇERİDEKİ HAVA OTOMATİK OLARAK ALGILANIYOR VE İÇERİYE TEMİZ HAVA VERİLİYOR”

    Kompleksin iklimlendirme sisteminin insan faktöründen uzak tamamen otomasyon sistemi ile kontrol edildiğini ifade eden Özel Altaş Koleji Genel Müdürü Selman Altaş, şöyle konuştu: “Kompleksimizin en önemli özelliklerinden bir tanesi de insan faktörünü ortadan kaldırmamız ve otomasyon sisteminin devreye girmesi yer alıyor. Sistem içeride bulunan sporcuların ve seyircilerin solunumundan dolayı artan karbonmonoksit miktarını otomatik olarak algılıyor ve içeriye taze hava depoluyor. Böylelikle içeride bulunan sporcularımız ve seyircilerimiz taze hava tenefüs edip daha sağlık bir ortamda kalıyorlar.”

  • Dünyada 85 Milyon İnsanın Görüşü Bozuk

    Göz doktoru Ercan Varlıbaş, dünyada 85 milyon insanın görüşünün bozuk olduğunu, 39 milyon insanın ise göremediğini söyledi.

    Varlıbaş, yaptığı açıklamada görme kusurlarını iyileştirici, kaliteli lenslerin kullanıldığı ameliyatlar sayesinde hastaların 18 yaşındaki görüş gücüne kavuşabildiğini belirterek, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada tahmini olarak 85 milyon insanın görüşü bozuk, 39 milyonu ise göremiyor. Görüş gücü kaybının yüzde 33’ü katarakt rahatsızlığından kaynaklanıyor. Yaklaşık 20 milyon insan katarakt yüzünden görme gücünü kaybetmiş. Özellikle düşük gelirli ülkelerde katarakt körlüğün en büyük nedeni. Gelir yükseldikçe bu oran düşüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde katarakt nedeniyle kör olanlar yüzde 5 seviyesinde iken Afrika ve Güney Amerika’nın bazı ülkelerinde bu oran yüzde 60’a çıkıyor. 2020 yılında dünyada 60 yaş üzeri 54 milyon insanın katarakt dolayısıyla kör olacağı öngörülüyor” dedi.

    Varlıbaş, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kataraktın çoğunlukla yaşa bağlı geliştiğini ifade ederek, “Yaşlanan nüfus arttıkça katarakt daha fazla görülüyor. Bunun yanı sıra gençlerde bazı sistemik sorunlar, kafa travmaları, ilaç yan etkileri, hamilelikte anne adayının geçirdiği rahatsızlıklar ile çeşitli göz hastalıkları sonucunda katarakt ortaya çıkabiliyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 400 bin katarakt ameliyatı yapılıyor” diye konuştu.

    Varlıbaş, ameliyatın başarısı için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı:

    “Türk göz hekimlerimizin dünyadaki meslektaşlarından hiçbir eksiği yok; çok çalışkan ve başarılılar. Yenilikleri takip ediyorlar, teknolojik ürünleri, cihazları kullanma yetileri çok güçlü. Fakat şu anda SGK işlem fiyatlarının düşük olması, teknolojik lenslere ekstra ücret ödeneğinin olmaması gibi nedenlerden dolayı ucuz, hangi şartlarda üretildiği belli olmayan, kalitesiz lensleri kullanmak zorunda kalan doktorlar var. Halbuki katarak tedavisi için gözdeki doğal merceğin cerrahi bir yöntemle çıkarılmasından sonra yerine takılacak lensin kalitesi ameliyatın başarısını doğrudan etkiliyor; dolayısıyla lens yeterli değilse ameliyat sonucunda yeterli görme gücüne kavuşulamaz.”

    “HİNT, ÇİN LENSLERİNE DİKKAT”

    Varlıbaş, daha önce kalitesiz Hint-Çin lenslerinin hastalara uygulanmasından dolayı yaşanan sıkıntılara tanık olduklarını anlatarak, “Bu gibi durumlarla karşılaşılmaması için hastanelere temin edilen ürünlerin standartlarının yetkili makamlarca denetlenmesi ve yeterli onayların alınması gerekmektedir. İlaçlarda geçerli olan tüm denetim mekanizmaları, iyi üretim prosedürleri hastanelerde kullanılan ürünler için de geçerli olmalı; sağlık ürünleri için yalnızca CE sertifikası yeterli değildir” şeklinde konuştu.

    Varlıbaş en ideal uygulamanın hastanın rahatsızlığı dikkate alınarak göz kusurlarını kapatan, yüksek görüş gücü sağlayan teknolojik lenslerin kullanılması oluduğunun altını çizerek şöyle devam etti:

    “Bu sayede hasta 18 yaşındaki görüş gücüne kavuşabiliyor. Fakat Türkiye’de henüz yüksek kalite lens kullanım bilinci gelişmedi. Bu yüzden çoğu zaman ameliyat sonrasında gözde yüzde 100 bir iyileşme sağlanamıyor. Katarakt ameliyatlarında hastaya uygun, göz kusurlarını düzeltici lenslerin kullanılması teşvik edilmeli.”

  • Milli Yüzücü, Dünya’da Bir İlke İmza Atmak İçin Hazırlanıyor

    Serbest Dalış branşında iki dünya üçüncülüğü bulunan Milli yüzücü Birgül Erken, Guinnes Rekorlar Kitabı’nda bulunan ‘Bisikletle Sualtında En Uzun Mesafeyi Yapma’ kategorisinde dünya rekorunu kırabilmek için Edirne’de hazırlıklarını sürdürüyor.

    Nisan 2016’da gerçekleştireceği rekor denemesi öncesi hazırlıklarını sürdüren ve dünya çapında bir ilke imza atmak istediğini belirten Milli yüzücü Erken, “Bisikletle sualtında en uzun mesafeyi yapmayı hedefliyorum. Bu alanda rekor sözü veriyorum. Dünya rekorunu kıracağım” dedi. Erken, Sağlık Bakanlığı’nın obezitiye dikkat çekmek için başlattığı ‘ücretsiz bisiklet’ dağıtımı ve bisiklet sporunu yönlendirme kampanyasına kıracağı rekor ile dünya çapında destek olmayı hedefliyor.

    “5 YILDIR MİLLİ FORMAYI TEMSİL EDİYORUM”

    Erken, serbest dalış branşında 5 yıldır Milli formayı temsil ettiğini hatırlatarak, “Dünya çapındaki müsabakalarda iki dünya üçüncülüğüm var. Guinness rekoruna hazırlanıyorum. Bisikletle sualtında en uzun mesafeyi yapmayı hedefliyorum. Bu alanda rekor sözü veriyorum. Dünya rekorunu kıracağım” ifadelerini kullandı.

    “DÜNYA REKORUNUN SÖZÜNÜ VERİYORUM, KIRACAĞIM”

    Erken, Guinness Rekorlar Kitabı’nda bulunan ‘Bisikletle sualtında en uzun mesafe gitmek’ rekorunun bir İtalyan erkek sporcu da olduğunu ve bir bayan sporcu olarak rekoru kırarak dünya tarihine geçmek istediğini dile getirerek, “Söz konusu rekoru daha önce bir İtalyan sporcu 66,7 metreyle kırmış. Ama erkekler klasmanında. Dolayısıyla bayanlarda bu rekoru kıran yok. İlk defa ben olacağım. Türkiye’de zaten yok, dünyada da örneği olmadığı için biz erkekler kategorisindeki rekorun metresine gözümüzü diktik. Gözümüz zirvede ve bu rekorun sözünü veriyorum, kıracağım” şeklinde konuştu.

    “ÇORBADA TUZUMUZ OLSUN İSTİYORUZ”

    Edirne’de Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği yapan bir çocuk annesi olan Milli sporcu Birgül Erken, popüler spor branşları kadar kamuoyunda bilinmeyen bisiklet sporu, serbest dalış gibi sporlara dikkat çekmeyi hedeflediklerini belirterek, “Buradaki amacım, sosyal mesajım şu, hem sporu kendi bedenimde bireysel yaşamımda test ettiğim şeklinde bana olan katkılarını biliyorum. Bunu toplumsal sağlık açısından, topluma yaymak açısından bisikleti ve az bilinen futbol gibi basketbol gibi branşlar kadar bilinmeyen serbest dalışa ilgiyi çekmek istiyorum ve bu konuda Sağlık Bakanlığı’mızında bisiklete dikkat çektiği bir alanda biz de üzerimize düşeni ‘Çorbada tuzumuz olsun’ şeklinde bu projeyle gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

    “DÜNYA ÇAPINDAKİ SPORTİF BAŞARILAR İÇİN SPONSOR DESTEĞİ ŞART”

    Milli yüzücü Birgül Erken’in aynı zamanda doktor olan ve antrenörlüğünü de üstlenen eşi Değer Erken de uluslararası kulvarlarda sportif başarıların devam ettirilebilmesi için sporcuların çok ciddi bir şekilde maddi desteklere ihtiyacı olduğunu söyledi. Erken, “Bu maddi desteği sporcu bir yere kadar kendi bütçesiyle karşılayabiliyor ama dünya çapında bir sporcunun yetişebilmesi için ciddi bir şekilde maddi desteğin olması gerekiyor. Bunun içinde Türkiye’deki sportif başarıların arkasında sponsor desteğine ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

  • Psikolog Kısaer: “Dünyada En Zor İş Ergenlik Çağındaki Gençle İletişimdir”

    Bursa’da, Özel Hayat Hastanesi tarafından ebeveynlere ergenlik dönemi seminerleri veriliyor.

    İncirli Kültür Merkezi’nde Uzman Klinik Psikolog Dilek Kaymak Kısaer’in verdiği seminerler üç hafta sürecek. Ücretsiz seminerlere katılanlara sertifika verilecek. “Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa, o da ergenlik çağındaki bir gençle iletişime geçmektir” diyen Psikolog Kısaer, “Ergenlik döneminde çocuğunuzun artık eskisinden farklı ve kendine özgü bir fert olduğunu kabullenmelisiniz. Bu dönemi sakin ve huzurlu bir biçimde çocuğunuzla birlikte ancak doğru iletişim kurarak atlatabilirsiniz. Ailelerin çoğu ‘Çocuğumuz bizimle hiçbir şeyi paylaşmıyor, gizliyor’ der. Gençlerin çoğu da ‘Aileme anlattığım zaman beni dinlemiyorlar, ne söylesem hemen tepki veriyor, kızıyor ya da nasihat ediyor. Beni anlamıyorlar, ben de hiçbir şeyi anlatmıyorum’ diyor. Onunla konuşurken geçirdiğiniz zamanın en az 2 katını onu dinleyerek geçirin. O konuşurken başka bir işle uğraşmadan, onunla göz teması kurarak dinleyin” diye konuştu.

    ÖFKELİ ERGENLE İLETİŞİMİN YOLU

    Öfkeli bir ergenle nasıl iletişim kurulabilir sorusunu da cevaplayan Kısaer, “Ergenler hata yapabilir; iyi bir anne baba olmanın yolu ergenler hata yaptığında doğru davranabilmektir. Çocuklarınız size öfkeyle bağırıp çağırıyorsa kendinize sormanız gereken soru, ‘Bu davranışı kimden öğrendi?’ olmalıdır. Çocukların öfkelerini kontrol altına almak için önce kendi öfkemizi kontrol altına almayı öğrenmeliyiz. Çocuğunuz öfkesini dışa vuruyorsa soğukkanlılığınızı kaybetmeyin. ‘Benimle böyle konuşamazsın, kes sesini, odana git!’ şeklindeki konuşmalar bu öfkeyi daha da artırır. Onu sakinleşince dinleyebileceğinizi söyleyin. Sakinleştikten sonra onu dinleyip, ‘Sen benim şunu-bunu yapmama kızmışsın’ şeklinde bir konuşmayla onu anladığınızı gösterdikten sonra kendi bakış açınızı ve duygularınızı paylaşın” şeklinde konuştu.

    Özel Hayat Hastanesi’nin düzenlediği seminerlerin sonuncusu 15 Aralık 2015 tarihinde saat 16:00’da İncirli Kültür Merkezi’nde yapılacak.