Etiket: Dünyada

  • ’’Online okul diplomaları tüm dünyada kabul görüyor’’

    ’’Online okul diplomaları tüm dünyada kabul görüyor’’

    Koronavirüs salgını teknolojinin sunduğu imkanlarla ’canlı’ bir öğretmen olmadan anaokuldan liseye kadar temel eğitim almanın bir hayal olmaktan çıkacağını ortaya koydu.

    Çağımızın teknolojisi pek çok alanın dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Bugüne kadar değişime en çok direnen alanlardan biri olan eğitim metotları da teknolojiden nasibini alıyor. Teknolojik imkanların artmasıyla birlikte uzaktan öğrenme kavramı giderek yaygınlaşırken canlı bir öğretmen olmadan öğrenme şüphesi de ortadan kalkıyor. KPMG’ye göre, 2000 yılından bu yana yüzde 900’lük bir artışla eğitim sektöründe en hızlı büyüyen pazar; uzaktan öğrenme olurken, anaokuldan liseye kadarki temel eğitimleri kapsayan K-12 eğitimleri de hızla dijitalleşiyor. İsviçre’de Uluslararası Bern Okulu tarafından kurulan online okul IS Berne Online’ın Genel Müdürü Cody Claver, uzaktan eğitimin bir alternatif olmaktan çıkarak gereklilik haline gelmeye başladığını ve online okulların geleneksel eğitimin kurumlarının yerini almaya hazırlandığını söyledi.

    ’’Salgın, online temel eğitimin bir alternatif olmadığını gösterdi’’

    Northeastern Üniversitesi’ne göre, ABD’li her 3 üniversite öğrencisinden en az biri online dersler alarak temel eğitimini destekliyor. Online eğitimin çağın gereklerine paralel olarak yaygınlaştığını ancak COVID-19 salgının bu süreci hızlandırdığını ifade eden Cody Claver, ’’Yeni tip koranavirüs krizi, 2020 ve 2021 akademik öğretim yıllarının nasıl ilerleyeceği konusunda şüphelere neden oluyor. Ortaya çıkan ekonomik belirsizlikler de özellikle Avrupa’daki birçok ebeveyn için endişe uyandırıyor. Bu süreçte hem ailelerin hem de öğrencilerin desteğine ise online okullar koşuyor. Böylece 21’inci yüzyıl becerilerini güçlendirmek için online öğrenmenin gerekli olduğunu fark edilirken online eğitim bir alternatif olarak değil, çok yönlü bir K-12 eğitiminin gerekli yönü olarak konumlanıyor” dedi.

    ’’Online okul diplomaları tüm dünyada kabul görüyor’’

    Temel eğitim olarak ifade edilen K-12 eğitiminin yeniliğe çok açık olmadığını ancak ebeveynlerin hem eğitim maliyetleri hem de öğrencilerin verimi açısından online eğitimin sağladığı avantajları fark ettiğini belirten Claver, ’’2011 yılından bu yana IS Berne Online olarak yüksek eğitimli ve deneyimli öğretmenlerle eğitim maliyetlerini olabildiğince azaltıyor ve online K-12 eğitimlerini çağdaş ve herkes için ulaşılabilir hale getirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda geleneksel okulların sunamayacağı program ve ders seçiminde esneklik sağlıyoruz. Öğrencilerin yalnızca güçlü bir internet bağlantısı ile dünyanın her yerinden IS Berne Online’ın bir parçası olmasına ve öğretmen destekli sınıflarda öğrenme koçları ve danışmanlar tarafından eğitim almalarına olanak sağlıyoruz. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrencilerimizi tüm dünyada kabul gören tamamen akredite bir ABD kolej diplomasıyla mezun ediyoruz’’ şeklinde konuştu.

  • Covid-19 tanı kitinde dünyada bir ilk olacak yeni ürün müjdesi

    Covid-19 tanı kitinde dünyada bir ilk olacak yeni ürün müjdesi

    Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcı Hasan Büyükdede, “Tanı kitlerinde, nano-teknolojiyi esas alan ve dünyada bir ilk olacak yeni bir ürünü geliştirmeye çalışıyoruz” dedi.

    Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcı Hasan Büyükdede, bir dizi ziyaretler üzere geldiği Eskişehir’de, Arçelik buzdolabı işletmesinin almaya hak kazandığı ‘Güvenli Üretim Belgesi’ teslim törenine katıldı. Burada konuşma yapan Bakan Yardımcısı Büyükdede, küresel pandemiye dönüşen Korona virüsün dengeleri sarstığını söyledi.

    “Salgın riskine karşı ülkemizin tüm kurumları tam bir seferberlik halinde çalışıyor”

    Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcı Hasan Büyükdede, “Dünya genelinde küresel pandemiye dönüşen yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını dengeleri sarsıyor. Salgın, ülkelerin ekonomilerinde arz ve talep şoklarını aynı anda yaşatıyor. Global ekonomi çevreleri; salgının etkileri ile ilgili sağlıklı bir öngörüde bulunamıyorlar. Salgın riskine karşı ülkemizin tüm kurumları tam bir seferberlik halinde çalışıyor. Ülkemiz, salgınla mücadelede, kendini pek çok devletten pozitif yönde ayrıştırdı. Hiç şüphesiz bu başarı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, eşgüdüm içinde atılan adımlar sayesinde oldu. Türkiye; sağlıkta, eğitimde, ulaştırmada, güvenlikte, kamu yönetiminin her alanında dinamik politikalar uyguladı. Ülkemiz Covid-19 ile mücadelede asla geç kalmadı, paniğe de kapılmadı. Hükümetimiz; sağlık alanında uyguladığı tedbirlerinin yanı sıra, ekonomik sürdürülebilirliği de dikkate aldı, istihdam, finansman ve sosyal yardım alanlarında kritik adımlar attı” ifadelerini kullandı.

    “Virüs Türkiye sınırlarına gelmeden önce harekete geçtik”

    Ayrıca Büyükdede, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, virüs Türkiye sınırlarına gelmeden önce harekete geçtik. İlk günlerden itibaren üretimin bütün cephelerinde faaliyet gösteren sektör meclisleri, organize sanayi bölgeleri ve sanayi odaları ile istişare yürüttük. Salgının başından itibaren, her türlü talep ve öneriyi titizlikle dikkate aldık. KOSGEB, TÜBİTAK ve kalkınma ajansları kanalıyla özel destek programları açıkladık. Teknopark firmaları ekonomik açıdan zorluk yaşamasınlar diye kiralar konusunda kritik adım atılarak yönetici şirketlere, kuluçka firmalarından ve teknoparklarda yer alan restoran ve kafe gibi ticari işletmelerden 2 ay boyunca kira almamaları hususunda talimat gönderdik. Teknopark kampüslerinde ar-ge ve tasarım alanında çalışan firmaların ‘2 aylık kiralarını erteledik, ödeme planlarında da kolaylık sağladık. Ardından KOSGEB’in 3’lü koruma paketini devreye aldık. Salgında, en çok ihtiyaç duyulan; dezenfektan, koruyucu elbise, koruyucu gözlük, maske, eldiven gibi sağlık ürünlerinin yerli üretimine işletme başına 6 milyon liraya kadar destek paketini hayata geçirdik. Teknoparklar ve Ar-Ge merkezlerinde uzaktan çalışmayı mümkün hale getirdik” şeklinde konuştu.

    “Tanı kitlerinde, nano-teknolojiyi esas alan ve dünyada bir ilk olacak yeni bir ürünü geliştirmeye çalışıyoruz”

    Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcı Hasan Büyükdede, Korona virüsle mücadelede, dünyada bir ilk olacak ürünü geliştirmeye çalıştırdıklarını belirterek, “Firmalarımız el birliği ile dünya standartlarında bir cihazı 14 günlük rekor sürede üretim bandına indirdi. Kısa sürede ürettiğimiz yerli yoğun bakım solunum cihazıyla, dünya standartlarında ve muadillerinden üstün bir ürünü piyasayla tanıştırdık. Burada Arçelik’in değerli emekçilerine katkılarından dolayı bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bunların yanında salgınla mücadele etmek için aşı ve ilaç çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanındaki projelerimiz dünyanın ilgisini çekiyor. Tedavide kullanılan ve daha önce ithal ettiğimiz 2 farklı ilacın etken maddesini artık kendimiz üretebiliyoruz. Virüs proteinlerini çoğaltıp, satabiliyoruz. Aşıda, geleneksel yöntemlerin yanında, hiçbir ülkenin denemediği yeni teknolojileri deniyoruz. Geliştirdiğimiz yüksek antikorlu plazmayı hasta tedavilerinde kullanıyoruz. Tanı kitlerinde, nano-teknolojiyi esas alan ve dünyada bir ilk olacak yeni bir ürünü geliştirmeye çalışıyoruz” diye belirtti.

    “Enstitümüz Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzunu hazırladı”

    Öte yandan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcı Hasan Büyükdede, sanayi işletmeleri için Covid-19 kılavuzu hazırlandığını kaydederek, “Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’ın direktifleri doğrultusunda Türk Standartları Enstitümüz, üretim cephesinde büyük bir özveriyle çalışan emekçilerimiz ve sanayicilerimiz için fabrikalarda uyulması gereken temel kuralları belirledi. Ateş ölçümünden, vardiyaların ve servislerin ayarlanmasına, hijyen alanında yapılması gerekenlerden, iş-sürekliliğinin sağlanmasına varıncaya dek alınması gereken tedbirleri üretim tesisleriyle paylaştık. Paydaşlarımızın bu kurallara harfiyen riayet etmesini istedik. Bu kapsamda, Enstitümüz uzmanları sanayi işletmelerimiz için Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzunu hazırladı. Kılavuz, sanayi kuruluşlarının Covid-19 ile mücadelesinde hijyen ve enfeksiyon önlemede rehber olacak. Hazırladığımız kılavuz, tüm sektörlerdeki sanayicilerin enfeksiyon önleme ve kontrol prosedürleri hakkında bilgi sahibi olmasını amaçlıyor. Getirdiğimiz tedbirler, sanayi işletmelerinde çalışanların, ziyaretçilerin, tedarikçilerin, yani tüm paydaşların sağlığını gözetiyor. Kılavuzda tüm sanayicilerimizin kolaylıkla uygulayabileceği bir çerçeve çizdik. Basit ama etkili tedbirler alınmasını önerdik. Pandemi koşullarında firmaların bu kurallara harfiyen uyması gerekiyor. Kurallara uyulması halinde; salgının üretime olan etkisi azalarak yok olacak” ifadelerini kullandı.

    “Bu kılavuz ve kılavuzun mantığı da bütün bu tedbirleri ve bunların arkasında var olan tedbirlerin tamamını kapsıyor”

    Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Adem Şahin ise, sanayi işletmeleri için hazırlanan kılavuzun içeriği hakkında bilgi vererek, “Bilimsel çerçevede Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) iyi uygulamalarına, Sağlık Bakanlığımız bünyesinde kurulan Bilim Kurulu’nun önerilerine ve hazırladıkları kılavuzların tamamını birleştirmek suretiyle bu kılavuzu hazırladık. Elbette ki bu kontrollü sosyal hayat dediğimiz dönem, hepimize belki üç kalemde özetlenen bir tedbirler manzumesi içeriyor. Mesafe, hijyen ve maske. Bu üçü üzerine kurulu bir tedbirler paketi öneriyor. Esasında bakarsanız bu kılavuz ve kılavuzun mantığı da bütün bu tedbirleri ve bunların arkasında var olan tedbirlerin tamamını kapsıyor” dedi.

    Yapılan konuşmaların ardından Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcı Hasan Büyükdede, Arçelik fabrikası Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Öztürk’e Covid-19 Güvenli Üretim Belgesini takdim etti. Programın ardından Bakan Yardımcısı Büyükdede, kentten ayrıldı.

  • Bakan Pekcan: “Türkiye’nin Ağustos sonu itibariyle ihracatı artı 2.9, bu rakam dünyada en çok ihracat yapan ülkeler sırlamasında 7’nci sırada”

    Bakan Pekcan: “Türkiye’nin Ağustos sonu itibariyle ihracatı artı 2.9, bu rakam dünyada en çok ihracat yapan ülkeler sırlamasında 7’nci sırada”

    Bakan Ruhsar Pekcan, “En çok ihracat yapan 50 ülkenin ihracat verileri yayınlandı. Dünya ihracatı 2019 Ağustos sonu itibariyle 8 aylık süreçte eksi 2.6 düşmüş. Türkiye’nin Ağustos sonu itibariyle ihracatı artı 2.9 ve bu rakam dünyada en çok ihracat yapan ülkeler sırlamasında 7’nci sırada. Küresel ekonomideki bu gidişata rağmen biz 2019’da Türkiye olarak iyi bir performans sergiledik” dedi.

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ’Türkiye 2023 Zirvesi’nde düzenlenen İhracat Paneli’ne katıldı. Bakan Pekcan, Türkiye’nin ihracat performansı, korumacılık önlemlerinin ihracat etkisi ve dijitalleşme konusunda yapılan çalışmalara değindi.

    “Artan korumacılık önlemleri ve düşük yatırım iştahı nedeniyle küresel konjonktürde zor bir dönemeden geçiyoruz”

    Panelde konuşan Bakan Ruhsar Pekcan, “Küresel ekonomideki ticaret savaşlarının arka planına baktığımız zaman 2000’li yıllardan itibaren gelişmekte olan ülkelerin dünya gayrisafi hasılasından aldıkları payın ve dünya ihracatından aldıkları payın gittikçe arttığını ve gelişmiş ülkelerin de buna bir reaksiyon olarak korumacılık önlemlerini devreye aldıklarını görüyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin dünya toplam gelirinden aldıkları pay 2000 yılında yüzde 43.2 iken, 2018 yılında yüzde 59.2’ye yükselmiş. Gene gelişmekte olan ülkelerin küresel mal ihracatından aldığı pay, 2000’de yüzde 34. 2 iken 2018 yılında yüzde 48.3’e yükseldiğini görüyoruz. Dünya genelinde artan siyasi ve ekonomik belirsizlikler, artan korumacılık önlemleri ve düşük yatırım iştahı nedeniyle küresel konjonktürde esasında zor bir dönemeden geçiyoruz” dedi.

    “Türkiye’nin Ağustos sonu itibariyle ihracatı artı 2.9 ve bu rakam dünyada en çok ihracat yapan ülkeler sırlamasında 7’nci sırada”

    Bakan Pekcan, konuşmasına şöyle devam etti: “En çok ihracat yaptığımız AB ülkelerine baktığımız zaman küresel büyümenin yüzde 1.2 olduğunu, en çok ihracat yaptığımız Almanya’nın büyümesinin binde 5 olduğunu ve İngiltere’nin de yüzde 1.2 olduğunu görüyoruz. Ancak 2019-2023 döneminde küresel büyüme ve küresel mal ihracatının yüzde 3-4 bandında gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Dünya böyle bir süreçten geçerken, Türkiye olarak biz neredeyiz? Ağustos ayı itibariyle Dünya Ticaret Örgütü verileri yayınlandı. En çok ihracat yapan 50 ülkenin ihracat verileri yayınlandı. Dünya ihracatı 2019 Ağustos sonu itibariyle 8 aylık süreçte eksi 2.6 düşmüş. Türkiye’nin Ağustos sonu itibariyle ihracatı artı 2.9 ve bu rakam dünyada en çok ihracat yapan ülkeler sırlamasında 7’nci sırada. Küresel ekonomideki bu gidişata rağmen biz 2019’da Türkiye olarak iyi bir performans sergiledik”.

    “2019 yılında şua ana kadar ihracatımızın 11 milyar dolarlık kısmı korumacılık önlemlerine tabii oldu”

    Korumacılık önlemlerine değinen Bakan Pekcan, “Korumacılık önlemlerine baktığımız zaman, 2017 yılında ülkemiz ihracatının 893 milyon dolarlık kısmı korumacılık önlemlerine tabii olmuş. 2018 yılında korkunç bir artış görüyoruz; ihracatımızın 7.2 milyar dolarlık kısmı korumacılık önlemlerine tabii olmuş. 2019 yılına geldiğimizde bu rakam 11 milyar dolara ulaştı. Ticaret savaşları içinde biz de büyük bir mücadele veriyoruz. Muhtemel önlemleri göz önüne aldığımızda bunun 14.4 milyar dolara çıkması da muhtemel. Türkiye olarak kendi üreticimizi ve ihracatçımızı her platformda koruyoruz, misilleme önlemleri alıyoruz. İthalatımızın 41 milyar dolarını yaklaşık yüzde 19’una korumacılık önlemleri uygulamış bulunuyoruz. Ar-Ge, inovasyon, teknolojik gelişim ve tüm bunların kapsayan dijitalleşmenin, sürdürülebilir büyümenin ana faktörler olarak tanımlandığı stratejik büyüme hedefleri ülkeler tarafından açıklanmaktadır. Ülke olarak teknoloji odaklı Ar-Ge’ye ve tasarıma dayanan yüksek katma değerli ürünlerin ihracatını arttıracak yönde adımlar atmak için kararlıyız, girişimlerimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.

    Ekonomik büyümede teknoloji ve dijitalleşmeye dikkat çeken Bakan Pekcan, “Ekonomik büyümeler, Ar-Ge’ye, teknolojiye, inovasyona ve teknolojileri üretebilen ve kullanabilen eğitimli beşeri sermayeye dayanmaktadır. Türkiye olarak Dünya ekonomisini ve günlük yaşantımızı kökten değiştirecek bu dönüşümü, ülkemiz açısından bir fırsata çevirmek istiyoruz. Bu doğrultuda tüm paydaşlarla istişare ederek ihracat ana planımızı hazırladık, Ağustos ayında kamuoyuyla paylaştık. İhracattan aldığımız payı arttıracak tedbirler alıyoruz. Aynı zamanda küresel ihracatta yapmış olduğumuz yüksek teknolojili ürün ihracatının payı Türkiye’de son 10 yılda yüzde 3,5 seviyesindedir. Bunu arttırmak için girişimlerde bulunuyoruz. Bakanlık olarak İhtisas Serbest Bölgelerinde teknoloji odaklı yatırım çekmek üzere teşvik ve destek sistemlerini gündeme getirdik. Çünkü serbest bölgelerimizdeki yüksek teknolojili ürün ihracatının payı yüzde 9 seviyesinde. Bizde bunu en kısa zamanda OECD ortalaması olan yüzde 14’e çekmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

    “İhracat ana planımızda 17 hedef ülke seçtik”

    İhracat ana planında 17 hedef ülkeyi seçtiklerini dile getiren Bakan Pekcan, “Bu ülkeleri seçerken dünya gayrisafi hasılasından yüzde 60 pay alan, dünya ithalatından yüzde 43,7 pay alan, bizim ihracatımızda yüzde 25 payı olan ve 4.2 milyar nüfusu olan ülkeleri seçtik. Hedef sektörleri seçerken de dünyada küresel ticareti artan paya sahip olan, orta ve yüksek teknolojili ürünleri kapsayan sektörleri hedef aldık. Bu sektörlerdeki ihracatımızı binde 7.6’dan yüzde 1’e çekmeyi hedefledik” açıklamasında bulundu.

    İhracatta dijital gümrüğü başarıyla başlattıklarını aktaran Bakan Pekcan, “Şimdi ithalatta dijital gümrük üzerinde çalışıyoruz. İthalatta da diğer kamu kuruluşlarından STK’lardan da beklediğimiz güncellemeler var. Onları da dijital ortama taşıdığımızda ithalatta da dijitalleşmeye gireceğiz. Bakanlığımızın kapsamında çok geniş bir veri ağı var. Bakanlığımızca veri analitiği mükemmeliyet merkezi kuruyoruz. 2020 sonunda kurmuş olacağız. Dijitalleşmeyi ve otomasyonu çalışmalarımızın merkezine aldık. Özellikle dijital ekonomiye geçiş noktasında özel sektörümüze örnek ve öncü olmak istiyoruz. Onları da dijitalleşme alanında çalışmaya teşvik ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • TÜRMOB Genel Sekreteri Arıkan: “Dijital dünyada mali müşavirler de alacaklarını banka yoluyla almalı”

    TÜRMOB Genel Sekreteri Arıkan: “Dijital dünyada mali müşavirler de alacaklarını banka yoluyla almalı”

    Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Sekreteri Yahya Arıkan, tahsilatların banka aracılığı yapılmasının kendi açılarından önemli olduğuna değinerek, “Madem her şey bankaya gidiyor, mali müşavirler de alacaklarının her ay bankaya yatırılmasını kayıtlı olarak ekonomiye de katkısı olacaktır. Mali müşavirlerin ve tüm vergi mükelleflerinin yaptığı harcamaların vergi matrahına inmesini talep ediyoruz” dedi.

    TÜRMOB Genel Sekreteri Yahya Arıkan, Ordu’da bir otelde düzenlenen toplantıda meslektaşları ile buluştu. Yoğun katılımın olduğu toplantıda mali müşavirlerin sıkıntıları ve çözüm yolları ele alındı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan TÜRMOB Genel Sekreteri Arıkan, yaklaşık 120 bin üye sayısı ile Türkiye’nin en büyük odalarından birisi olduklarını hatırlattı. Arıkan, seçimi kazanmaları ile birlikte müşterilere daha iyi hizmet vermek adına çalışacaklarını belirterek, “Özellikle bu dijital dönemde kayıt tutmanın yanı sıra, uzmanlıklarımızı genişleterek müşterilerimize değer ortaya koyan TÜRMOB olacak, bunun altını çizmek istiyorum. İkincisi de meslektaşlarımızın bu değişim ve dönüşüm sürecinde daha rahat etmeleri gerekiyor” dedi.

    Planladıkları değişim ve dönüşüm sürecinde odalardan gelen sorunları çözmek adına 24 saat esasına uygun çalışmaya hazır olduklarına değinen Arıkan, “En son yaşadığımız berat yükleme sorununda bile geç vakitlere kadar insanlar çalışabiliyorlar. Özellikle devletimizden, maliye bakanlığımızdan, bürokratlarımızdan ve diğer bakanlıklarımızdan beklentilerimiz biraz mali müşavirlerin sorunlarına kulak verilmesi, onların sorunlarının çözülmesi bizi motive edecektir. Çok fazla sorunlarımızı dile getirmek istemiyorum ama evimize zamanında gitmek istiyoruz. Özellikle değişim ve dönüşüm sürecinde bizimle birlikte TÜRMOB ile işbirliği yapıldığı takdirde biz odalarımızdan gelen her türlü sorunları anında bakanlıklara aktaran, onların sorunları çözme noktasında 24 saat uyumayan anlayışla sürdürüyoruz, birinci talebimiz budur” şeklinde konuştu.

    Arıkan, mali müşavirlerin alacaklarının da banka üzerinden yapılmasının hem kendileri açısından hem de ekonomik anlamda faydalı olacağını belirterek, şunları söyledi:

    “İkincisi ise meslektaşlarımız ekonomik sıkıntıları düşünmezlerse evine götürecekleri ekmek lokması ile ilgili acaba nereden tahsilat gelecek diye sıkıntıya girmezse daha güzel bir yaşamları olacak. Bu anlamda da madem dijital bir dünyaya gidiyoruz, madem her şey bankaya gidiyor, mali müşavirler de alacaklarının her ay bankaya yatırılmasını kayıtlı olarak ekonomiye de katkısı olacaktır. Mali müşavirlerin ve tüm vergi mükelleflerinin yaptığı harcamaların vergi matrahına inmesini talep ediyoruz. Bizim önümüzde hem daha iyi hizmet üreten ve daha kaliteli bir mali müşavir ama TÜRMOB camiası olarak da ülkemize daha faydalı bir süreç olacaktır.”

  • ATO Başkanı Baran: ”Dünyada coğrafi işaretli ürünler 200 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor“

    ATO Başkanı Baran: ”Dünyada coğrafi işaretli ürünler 200 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor“

    Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, dünyada coğrafi işaretli ürünlerin 200 milyar dolarlık bir pazar oluşturduğunu belirterek, “Türkiye’nin yöresel ve geleneksel ürünleri bu pazardan hak ettiği payı alacak” dedi.

    Ankara Ticaret Odası (ATO) ev sahipliğinde “2. Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi” çerçevesinde düzenlenen “Anadolu’dan dünyaya” resepsiyonuna büyükelçiler ve diplomatik misyon temsilcileri ile oda ve borsa başkanları katıldı. Resepsiyonda çeşitli etkinlikler düzenlenirken, oyun havalarına yabancı misyon temsilcilerin katılması dikkat çekti. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en kapsamlı “Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi”nin yüksek bir katılımla gerçekleştiğini, zirvenin gerçekleştirilmesinde Ankara’daki büyükelçiliklerin ve diplomatik misyon temsilcilerinin çok büyük rolü olduğunu belirtti. Birçok ülkenin büyükelçiliklerinin Coğrafi İşaretli Ürünler Fuarı’nda stant açtığını ifade eden Baran, şöyle konuştu:

    “Coğrafi işaretli ürünleri ekonominin ve uluslararası ticaretin konusu haline getirmek istiyoruz. Zirveyi düzenlerken öncelikli olarak farkındalık oluşturmak istedik. Bu farkındalığı sağladığımızı düşünüyorum. Yöresel ürünlerimizin ekonomik değer haline dönüştürülmesi uzun bir yolculuk. Bu yolculuğun önemli bir parçası ise Ankaramızın ekonominin de başkenti haline dönüşmesi.”

    “Dünyada coğrafi işaretli ürünler 200 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor”

    Dünyadaki coğrafi işaretli ürünlerin pazarının önemine vurgu yapan Baran, sözlerine şöyle devam etti:

    “Dünyada coğrafi işaretli ürünler 200 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor. Türkiye’nin yöresel ve geleneksel ürünleri bu pazardan hak ettiği payı alacak. Katma değer ve istihdam yaratan, üretici gelirlerini yükselten coğrafi işaret, tarımsal üretimi teşvik ederek kırsal nüfusu yerinde tutuyor.”