Etiket: dükkan

  • Yazlık ve dükkan karşılığı üniversiteli genci öldürdü

    Adana’da yaklaşık 3 ay önce üniversiteli genci öldürdüğü ileri sürülen kiralık katil yakalandı. Genci, bir yazlık ve dükkan karşılığında öldürdüğünü itiraf eden zanlı, tutuklandı.

    Edinilen bilgiye göre olay, Çukurova ilçesine bağlı Mahfesığmaz Mahallesi 79083 Sokak’taki Onur Apartmanın otoparkında 14 Mayıs 2016 tarihinde meydana geldi. İddiaya göre, üniversite öğrencisi Kandemir Yaluk, annesi Aysel Yaluk ile gece yarısı eve dönerken kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. “Cinayet, kız yüzünden işlendi” iddialarını araştıran Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, bir yandan da kaçan aracın plakasını tespit etmek için bölgedeki tüm güvenlik kameralarını incelemeye aldı.

    Polis, Kandemir Yaluk’un eski kız arkadaşı S.Y.’nin yeni sevgilisi Muhammet Emin Kahraman’ın çevrede çıkan dedikodular yüzünden küçük düştüğü için cinayetin işlendiğini tespit etti. Güvenlik kameralarını incelemeye alan ekipler, Kahraman ailesi tarafından olaydan bir gün önce apartmanın çevresinde inceleme yapılarak cinayetin planlandığını, sonra da ‘kiralık katil’ tutularak gencin öldürüldüğünü tespit etti. Olayla ilgili Muhammet Emin Kahraman, annesi Gülesin Kahraman kızları Ramize Ç. ile Rezzan S., damatları Burhan S. ile Gökhan Ç. gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarılan Muhammet Emin Kahraman ve annesi Gülesin Kahraman tutuklanırken, Ramize Ç. ile Rezzan S., Burhan S. ile Gökhan Ç. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cinayetin azmettiricisi olduğu öne sürülen baba Ali Kahraman olaydan bir ay sonra yakalanarak cezaevine gönderildi. Polis, üniversiteli Kandemir’i öldüren kiralık katilin peşine düştü. 3 ay boyunca kaçan Harun E. Adana’nın Ceyhan ilçesine bağlı Doruk Mahallesi’nde sevgilisinin yanına giderken yakalandı. Emniyette sorgulanan kiralık katil Harun E.’nin “Muhammet Emin Kahraman kız arkadaşının eski sevgilisi ile görüştüğü yolunda dedikodular çıkınca jiletle kendisine zarar veriyordu. Babası bu duruma çok üzülmüş olmalı ki beni çağırıp, Kandemir’i öldürmem karşılığında bana Adana’da bir dükkan, Mersin’de ise bir yazlık vereceğini söyledi. Kabul ettim. Cinayeti işledikten sonra kaçtım. Hatta Ali Kahraman yakalanmamam için saçlarımı eliyle jiletle kazıdı. Dükkanı da üzerime almadım bir avukata vekalet verdim. Olaydan bir gün önce Ali Kahraman, oğlu ve eşiyle öldüreceğim gencin evinin önüne gidip keşif yaptık. Burada bir süre bekledik, ancak kimse gelmeyince iş öbür güne kaldı. Ertesi gün tekrar olay yerine geldik Ali Kahraman, oğlu ve eşi oradaki bir kafeye gidip yemek yerken daha önce fotoğrafı gösterildiği için tanıdığım genci tabanca ile apartmana girerken vurup kaçtım. Tabanca sesini duyan Ali Kahraman, eşi ve oğlu da olayın tamamlandığını düşünerek oradan ayrılıp Niğde’ye kaçmışlar” dediği öğrenildi.

    Zanlı, sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Sevk sırasında katil zanlısı pişman olduğunu belirterek, “Genç bir adamı öldürdüğüm için pişmanım” dedi. Zanlı çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

  • (Özel Haber) Vakit Geçirmek İçin Gitti, Dükkan Sahibi Oldu

    Eskişehir’de yıllar önce vakit geçirmek için eşinin torna dükkanına giden ve zamanla işi öğrenip meslek sahibi olan 51 yaşındaki Türkan Karadağ’ın emekli olduğu tornacı dükkanında, Anneler Günü kutlandı.

    Yaklaşık 20 yıl önce, doktorlar tarafından hala belirlenemeyen bir hastalığı yüzünden sürekli baygınlık geçiren Türkan Karadağ, eşi Rıdvan Karadağ tarafından hastalığı dolayısıyla evde tek kalmaması için çalışanlara çay ve yemek yapması için dükkana götürüldü. Torna dükkanında uzun süre geçirdikten sonra basit işler üzerinde çalışmaya başlayan Karadağ, bir süre sonra ise torna, kaynak ve taşlama gibi diğer işleri de yapmaya başladı. Eşinin sağlık güvencesi yapmaya başlamasıyla birlikte meslek sahibi olan Türkan Karadağ, bir süre sonra kocasının dükkanı üzerine yapması ile vakit geçirmek için gittiği iş yerinin yasal sahibi oldu. Yaklaşık 16 yıldır eşi ve oğlu ile birlikte çalışan Türkan Karadağ, kendi iş yerinden emekli oldu. İş yerinin kendine devredilmesi ve emekli olmasının eşi ve oğlunun kendine en büyük hediye olduğunu ifade eden Karadağ, “Benim hastalıklarım başladı. Hastalandıktan sonra işte ben tarlaya gitmeye kalktım işe. Eşim de dedi; sen tarlaya gidip ne yapacaksın, oralarda düşeceksin, bayılacaksın, hasta olacaksın gel bize çay yap dedi. Çay işi yapmaya geldim. Ondan sonra çay yaparken, onu ellerken bunu ellerken geçivermiş yıllar. İlaç kullandım 10-11 yıl kadar. İlaçlarda artık fayda etmemeye başladı. İyiyim yine elhamdülillah. Moral düzeltmeye yapmış, öyle söylüyor, benim üzerime yaptı. O zamanlar askere gittiler, küçüklerdi çocuklar birde başladığımda. Baya küçüklerdi hastalığım başladığında. Bu dükkanı benim üzerime yapmaları, hem eşimin hem oğlumun bana yani bir nevi hediye” şeklinde konuştu.

    “HEPSİNİ BAKA BAKA ÖĞRENDİM”

    Tornacı dükkanında yaptığı işin ağır olduğunu ancak kadınların tüm zor işlerin altından kalkabileceğini vurgulayan Karadağ, şu an yaptığı işleri de ustaları izleyerek öğrendiğini söyledi. Karadağ, “Ağır diyorlar da bana ağır gelmiyor. Ben mesela birazdan bunları boyamaya çıkacağım. Boya da yapıyorum, taş da kullanıyorum, freze de kullanıyorum. Yeri geldiğinde tornada bile çalışabiliyorum hani kaynak da yapabiliyorum. Hepsini yavaş yavaş, baka baka öğrendim yani” ifadelerini kullandı.

    “BİRLİKTE OLDUĞUMUZ İÇİN MUTLUYUZ”

    Türkan Karadağ’ın oğlu Ümit Karadağ ise, vakitlerinin çoğunu dükkanda geçirdiklerini ve birbirlerine sürekli yardım ettiklerini belirtti. Ümit Karadağ, işler yoğunlaştığı zaman ablasının da yardım ettiğini ifade ederek, “Çoğu insanın yapamayacağı işleri yapıyor burada. Torna olsun, kaynak olsun, boyalar olsun, tulumbalar. Bütün işler onun elinden geçiyor. Yani bu şekilde mutluyuz. Babam, annem, ben hep birlikte çalışıyoruz. Yeri geldiğinde onu da getiriyoruz. Ablamız var oda geliyor arada çok iş olduğunda. Birbirimize vakit ayırıyoruz tabi ki. Vakit ayırıyoruz, nasıl ayırıyoruz, buradayken devamlı birlikteyiz. Burada koca gün şakalaştığımız oluyor, kızdığımız oluyor birbirimize yeri geldiğinde iş dolayısıyla ama yine de mutluyuz.  Yoruluyoruz ama birlikte olduğumuz için mutluyuz. Yani herkes keşke böyle çalışabilse” dedi.

    “ANNEME EN GÜZEL HEDİYE, EMEKLİLİK”

    Anneler Günü hediyesi olarak en güzel hediyeyi babasının dükkanı annesinin üzerine yaparak emekli etmesi olduğunu vurgulayan Ümit Karadağ, “Zaten annemin hani bir hediyesi var. Anneme babam dükkanı anneme hediye etti. Hem Anneler Günü, hem Kadınlar Günü dolayısıyla anneme hediye etti. Bundan güzel hediye de olmaz diye düşünüyorum. Kendisi de emekli oldu buradan” diye belirtti.

    “ÇALIŞMAK HASTALIĞINA DA İYİ GELDİ”

    Türkan Karadağ’ın eşi Rıdvan Karadağ, eşinin çalışmasının en çok hastalığına faydası olduğunu ifade etti. Eşinin evde yalnız kalmasına gönlünün elvermediğini belirten Rıdvan Karadağ, “Eşim rahatsızdı işte. Tarlada çapalara gitmek istedi meşgale bulmak için. Bizde de o zaman 7-8 adam çalışıyordu. Gel yemek yap bize dedim, vakit geçirirsin dedim. Hem gözümün önünde. Evde düşüyordu, kafasını yarıyordu, yara bere oluyordu her yeri. Çocuklar ufaktı o zaman. Gözümün önünde çanta gibi yanımızda taşıdık yani. Eskiden günde 4-5 kere bayılıyordu. Şimdi haftada bir, yahut ayda bir kereye çıktı mesela şu anda. İki ay bayılmadığı oluyor. Yani morali düzgün, iyi yani. Hastalığın adını koyamıyorlar. Psikolojik diyorlar, psikiyatri diyorlar yani çözemiyorlar. Bir dediler beyinde damarda tıkanıklık var dediler. Doktorun biri var biri yok diyor işte. Doktorları da anlayamıyoruz yani” şeklinde konuştu.

    “SIRTIMDA BİR YELEĞİM VAR”

    Rıdvan Karadağ, tüm mal varlığını eşi ve çocuklarının üzerine yaptığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

    “Sevgi baya tabi var, mutlaka var ama şimdi ben her şeyimi eşimin üstüne yaptım. Evim de eşimin üstüne, arsa aldım eşimin üstüne mesela. Arabalar çocuklarımın üstüne. Bende bir şey yok. Sırtımda bir yeleğim var. Yani onların emeğiyle geldik bu günlere. Eşimin desteğiyle olduk yani.”

    Türkan Karadağ’ın oğlu Ümit Karadağ, annesine aldığı sürpriz yaş pastayı mumla süsleyerek, Anneler Günü’nü kutladı.

  • Küçükali Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi Kapsamında 5 Blok, 189 Daire, 1.084 M2 Dükkan İnşaatı Kat Karşılığı İhalesi

    Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Küçükali mahallesinde yaptırılacak olan ve toplam 5 bloktan oluşan inşaat karşılığı daire ihalesinin bugün gerçekleştirildiğini söyledi.

    Melikgazi Belediyesi Encümen Salonunda ihale yapıldığını ifade eden Başkan Memduh Büyükkılıç, Küçükali mahallesinde 5 bloktan oluşan ve 189 daire ile 1.084 m2 alanlı dükkan karşılığı ihalesinin aslında çok kapsamlı bir çalışma olduğunu kaydetti.

    Bugün gerçekleştirilen ihale de firmalardan teklif alındığını ve değerlendirme komisyonunda tekliflerin inceleneceğini belirten Başkan Memduh Büyükkılıç, 6 firmanın ihale şartnamesi aldığını ve ihaleye katılan firmaların şu anda inceleme safhasında olduğunu sözlerine ekledi.

  • Esnaf, İzinsiz Dükkan Açan Yabancılardan Rahatsız

    Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (SESOB) Başkanı Hacı Eyüp Güler, yabancıların açtığı izinsiz ve ruhsatsız dükkanlardan rahatsız olduklarını ifade etti.

    Tüm Türkiye’nin genelinde olduğu gibi Samsun’da da mülteciler ve yabancılar ile ilgili sorunlar zaman zaman boy gösteriyor. Esnafların Samsun’da yabancıların açtığı izinsiz dükkanlardan dolayı mağdur olduğunu dile getiren SESOB Başkanı Eyüp Güler, esnafların sorunları hakkında açıklamalarda bulundu.

    “TÜRKİYE’DE ESNAFLIK YAPMANIN KANUNLARI VARDIR”

    Türkiye’de esnaflık yapmak için bir takım kanunların yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen Hacı Eyüp Güler, “Biz Türk toplumu olarak tabi ki düşkünün yanındayız. Bu din, dil, ırk ve milliyet gibi değerlere bakmadan önce insan olduğu için yapılan bir şeydir. Fakat mültecilerin izinsiz olarak esnaflık yapması konusu değişik bir konudur. Türkiye’de bir kişinin esnaflık yapabilmesi için belli bir takım kanunlar vardır. Bu kanunlar ölçüsünde esnaflık yapmak isteyenlerin maliyeye başvurması, esnaf sicilini yaptırması, esnaf odasına kaydını yaptırması lazım. Ben geldim açtığım mantığı kabul edilebilir bir şey değildir. Yabancı da olsa Türk de olsa dükkan açmak isteyen bir kişi üstüne düşen gereklilikleri yapmaya mecburdur” dedi.

    “YABANCILARIN DÜKKAN AÇMASINA KARŞI DEĞİLİZ, İZİNSİZ DÜKKAN AÇMALARINA KARŞIYIZ”

    Yabancılar tarafından açılan izinsiz dükkanlara karşı olduklarını vurgulayan Güler, “Dışarıdan gelip de çalışmayacaklar diye bir şey de söz konusu değil. Biz mültecilerin ya da ülkemize gelen yabancıların dükkan açmasına karşı değiliz. İzinsiz dükkan açmalarına karşıyız. Çalışma izni olup da çalışmak isteyen yabancılar, dükkan açmak yerine bizim esnaflarımızın yanında da çalışabilirler. Biz esnaf odaları olarak bu arkadaşlara gerekli desteği vermeye hazırız. Biz, izinsiz, ruhsatsız, vergisiz dükkan açıp da bizim esnaflarımızın 3’te 1 fiyatına iş yapan yabancıların açtığı dükkanlara karşıyız. Durum böyle olunca bizim esnafımız da ya dükkanlarını kapatmak zorunda kalıyor ya da zarara uğruyor. Biz, yabancıların esnaflık yapmasına karşı değiliz. Sadece her şeyin kanunlara ve nizamlara uygun yapılmasından yanayız. İzinsiz açılan bu dükkanlarla alakalı olarak da gerekli yerlere gerekli başvuruları yapacağız” diye konuştu.

  • “Küçük Amerika”da Açık Dükkan Kalmadı

    Bir zamanlar 20 binden fazla ABD askeri görev yaptığı için “Küçük Amerika” da denilen İncirlik Üssü’ndeki ABD 39. Kanat Komutanlığı’nın bulunduğu İncirlik’te asker sayısının azalmasıyla bütün dükkanlar kapandı.

    ABD’li askerlere ve ailelerine hediyelik eşya, halı, spor aletleri ve av malzemeleri satışı yapan esnaf iş yapamayınca dükkanları boşaltıp kapatmaya başladı. Halen yaklaşık 3 bin askerin görev yaptığı ABD’ye ait İncirlik Üssü’nün bulunduğu merkez Sarıçam ilçesindeki İncirlik Mahallesi’nde ABD’nin Körfez ve Irak Savaşı döneminde ’altın çağını’ geçiren iş yeri sahipleri, asker sayısı azalıp üs dışına çıkışları da kısıtlandığı için hiç iş yapamadıklarını belirterek dükkanlarını satmaya ve kiralamaya çalışıyor. Hemen hemen bütün dükkanlarda “kapalı” ya da “satılık” yazısı yer alıyor. Açık olan dükkan sayısı ise bir elin parmağını geçmeyecek kadar az.

    Bu nedenle “terk edilmiş şehir” görünümünde olan İncirlik esnafı perişan halde. Yıllardır İncirlik Esnafları Kalkınma Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başakanlığı yapmış eski Başkan Abdülkerim Estetik, yasak ilan edildiğinden beri esnafın evine ekmek götüremediğini belirterek, “Ama bu yasağı koyan Amerikalı komutanın umurunda mı biz eve ekmek götürüyor muyuz götürmüyor muyuz. Konuyla ilgili Meclise kadar gideceğiz. Bu yasağın kaldırılmasını istiyoruz. İnsanları serbest bıraksınlar. Burası demokratik bir ülke. Burada nerede arıyorsunuz IŞİD’i. İncirlik’in hendeklerinde mi derelerinde mi arıyorsunuz? Burada İncirlikliler var. Biz Türk vatandaşıyız. Hepimiz devletimize sadık insanız” dedi.

    Yasak kaldırmazlarsa esnafın eriyip yok olacağını ifade eden Estetik, “Bizde ilk dönemler yaklaşık 300 esnaf vardı. Şu anda yaklaşık 35 turistik eşya satıcısı kaldı. Gerisi hep iflas etti gitti. İncirlik bir zamanlar muazzamdı. Biz imalatçıdan alışveriş yaparken bize ‘İncirlik esnafı doları çuvalla bankaya götürüyor’ derlerdi. Biz öyleydik ama şimdi ekmeği bile bulamayacak durumdayız. Şu anda dükkanlarımız açık, kapatmıyoruz ışıklarımız yanıyor” diye konuştu.