Etiket: Dram

  • Ege Denizi’nde Yine Dram: 40 Kişilik Mülteci Teknesi Battı

    Ege Denizi’nde Suriyeli 40 mülteciyi taşıyan teknenin batması sonucu ilk belirlemelere göre 4 kişinin cesedine ulaşıldı, sadece 3 kişi sağ kurtarıldı.

    Olay, sabah saatlerinde Balıkesir’in Edremit ilçesi Altınoluk açıklarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Edremit açıklarından hareket eden 40 kişilik mülteci grubu, Yunanistan’ın Midilli adasına geçmek istedi. Ancak bot açıldıktan bir süre sonra battı. Can pazarı yaşanırken, 40 kişilik bottan 3 kişi sahil güvenlik ekibince kurtarıldı. Ekipler ilk belirlemede 4 kişinin cesedine ulaştı. Yetkililer kesin ölüm sayısının çalışmalardan sonra belli olacağını açıkladı.

  • Suriyeli Değil Aydınlı Ailenin Naylon Çadırda Dram Dolu Yaşam Mücadelesi

    Ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin bir şekilde sahip çıkıldığı Türkiye’de ülke vatandaşı bazı ailelerin yaşam koşulları görenlerin yüreklerini dağlıyor. Aydın’da 4 çocuğu ve ekmek teknesi bir atı ile çadırda yaşayan Şaşkın Ailesi’nin dram dolu yaşam mücadelesi görenleri şaşırtıyor. Havaların soğuması ile birlikte çok zorda olan ailenin yetkililerden tek isteği sıcak bir yuva çocukların ödevlerini elektrik lambası altında yapabilmesi.

    Aydın Ata Mahallesi Toptan Gıdacılar Çarşısı yakınlarında bulunan su kanalının yanında kurulu naylon çadırda yaşayan Ali-Yurdagül Şaşkın Çifti’nin yaşam mücadelesi görenlerin yüreğini dağlıyor. Temin ettikleri naylonlar ve çöpten topladıkları karton kutulardan yaptıkları bir çadırda yaşayan 6 kişilik Şaşkın Ailesi, Aydın’da elektrik ve suya hasret hayat mücadelesi veriyorlar. Biri özürlü 4 çocuğunu okutabilmek için Ali-Yurdagül Şaşkın çifti Küheylan ismini verdikleri atları çöplerden geri dönüşüm maddesi toplayarak ekmek parası kazanmaya çalışıyor. Bir yandan karın doyurmaya çalışan diğer yandan da çocuklarını okutan Türk vatandaşı Aydınlı Aile, Suriyeli sığınmacılardan daha zor şartlarda yaşıyor.

    “HAVALARIN SOĞUMASI İLE VİCDANLAR BUZ TUTMASINDAN KORKUYORLAR”

    Çocukları okula gitmesine rağmen hiçbir yetkilinin ilgilenmediği Şaşkın Ailesi’nin en büyük korkusu sadece havaların soğuması değil havalarla birlikte vicdanların buz tutması… Naylon çadırda yaşayıp cami çeşmelerinden doldurup geldiği su ile yemek, içme ve temizlik suyunu karşılayan, çevre sakinlerinin yardımı ile şarj ettirdiği akü ile de aydınlatma ihtiyacını karşılayan Yurdagül Şaşkın, özellikle kışın yaşam koşullarının çok zor olduğunu belirterek yetkililerden tek isteğinin sıcak bir yuva ve çocuklarının elektrik lambası altında ders çalışması olduğunu söyledi.

    Çocuklarını okutmak için ne gerekiyorsa yapmaya çalıştığını belirten Baba Ali Şaşkın ise, zor bir hayat yaşadıklarını belirterek yetkililerden yardım istedi.

  • Gazze’deki Dram İlk Kez Bir Türk Yönetmenin Gözüyle Sinemada

    Gazze’de yaşanan dram, ilk kez bir Türk filmine konu oldu. Yapımcılığını İkinciyeni Film’in yaptığı, Serdar Gözelekli’nin yönettiği ve 2009’da Gazze’de yaşanan gerçek hikayelerden esinlenerek çekilen ‘MUNA’ adlı film, Antalya Film Festivali’nde yarışmaya hak kazandı.

    İsrail ablukası altında bulunan Gazze’de yaşanan dram, ilk kez bir Türk filmine konu oldu. 34. İstanbul Film Festivali’nin ’Yeni Türkiye Sineması’ bölümünde de gösterilen ’Muna’nın yönetmenliğini Uluslararası Madrid Film Festivali’nde ilk filmi ’İnanç Odası’ ile ’En İyi Yabancı Film’ dalında aday olan genç yönetmen Serdar Gözelekli yaptı. Gazzeli 8 yaşında bir kız çocuğunun gerçek hikâyesinden esinlenerek çekilen filmde ’Muna’ rolünü, Tarsus’un arka mahallelerinden birinde keşfedilen Pınar Balkış oynadı.

    Muna’nın hikâyesini Gazze’ye giden Yeryüzü Doktorları’ndan dinlediklerini anlatan Gözelekli, “Muna, 2009 yılında Gazze’de yaşanan katliamlardan sağ olarak kurtulmayı başaran bir kız çocuğu, Muna Gazze’de aynı acıyı paylaşan ve hayatı, hayatta kalabilmek için saklambaç oynayarak geçen binlerce çocuktan biri” diyor. Gözelekli, Muna’yı oynayan ve performansıyla set ekibini bile ağlatan küçük oyuncuyu nasıl bulduğunu ise şöyle anlattı: ” “Bu rol için İstanbul’da daha önce oyunculuk yapmış bir sürü aday vardı. Ancak Tarsus’un fakir mahallelerinden olan Tekke Mahallesi’nde Pınar’ı fark edince ’İşte bu’ dedim. Hemen onu kamera karşısına aldım. Üç saat çalıştık. Doğuştan yetenek. Hiç sıkılmıyor. Sette bizim kadar çalıştı. Hayatında hiç şımarmamış. Fakir bir ailenin kızı. Babası ırmak kenarında balık yemi satıyor. Pınar’ın, altından kalkamayacağı rol yok.”

    2014 yılında, ilk planlarının filmi Gazze’de çekmek olduğunu ancak, savaş patlak verince filmden vazgeçmeyip, Gazze’nin coğrafi dokusuyla örtüşen Tarsus’u seçtiklerini ifade eden Gözelekli, film çekimlerini Kobani olayları patlak verdiği ve Tarsus Emniyet Müdürü’nün vurulduğu günlerde yaptıklarını, çekimler sırasında sıkıntılı günler yaşadıklarını söyledi. Filmin danışmanlığını ise 2004 yılında Gazze’de yaralanan ve Türkiye’de okuyan, filmde de yaralı Hamas komutanını oynayan bir Filistinli genç yaptı. . ’Muna’nın müziklerini Coşkun Karademir, Bekir Yusuf Açıksöz ve Furkan Besli yaptı.

    FİLMİN HİKAYESİ

    Henüz 6 yaşındaki Gazzeli Muna ve ailesinin yaşadığı ev, İsraill askerlerinin ani baskınına uğrar. Gece baskını sırasında mutfak dolabına saklarak askerlerden kurtulan Muna, sabah olduğunda evde yapayalnız olduğunu fark eder. Sokaklarda dolaşarak ailesini aramaya başlayan Muna’yı Yeryüzü Doktorları ekibindeki gönüllü doktorlardan biri olan Ela bulur. Ela bu küçük kıza yardım edip ailesini bulmaya kararlıdır. Ela ile doktor arkadaşları Ali ve Süleyman, hem küçük kızın ailesini ararlar, hem de yıkımdaki bir ülkenin dramına şahitlik ederler…

    FİLM ANTALYA FİLM FESTİVALİ’NDE YARIŞACAK

    Öte yandan, Serdar Gözelekli’nin yönettiği ’Muna’, 29 Kasım – 6 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek olan Antalya Film Festivali’nde yarışmaya hak kazandı.

  • Şehidin Ardından Dram Çıktı

    Şırnak’ta mayının patlaması sonucu şehit olan Uzman Çavuş Uğur Akyer’in çökme tehlikesi olan baba ocağı demir direklerle güçlendirildi.

    Şırnak’ın Uludere ilçesinde teröristlerce mevziye döşenen mayının patlaması sonucu şehit olan 24 yaşındaki Uzman Çavuş Uğur Akyer’in cenazesi Bartın’a bağlı Kozcağız beldesinde defnedildi. Şehit evinde üzüntü ve gözyaşı hakim olurken, Uzman Çavuş Uğur Akyer’in şehit düşmeden üç gün önce annesini arayarak “Beş bin lira maaş aldım. İnşallah kısa sürede para biriktirip size ev alacağım” dediği öğrenildi. Şehidin çökme tehlikesi olan baba ocağı ise askerler tarafından demir direkler getirilerek güçlendirildi.

    Bartın Valiliği Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün ve AFAD’ın gerekli çalışmaları yaptığı ve her türlü ihtimale karşı şehit evinin karşısında AFAD tarafından çadır kuruldu.

    “ÇOK ZORLUK ÇEKTİLER, AÇ KALDIKLARI DAHİ OLMUŞTUR”

    Şehit Uğur Akyer’in zor şartlar altında okuduğunu ifade eden komşuları ise devlet yetkililerine çağrıda bulundular. Komşular şu ifadelere yer verdi:

    “Evinin altında göçme tehlikesine karşı direk diktiler. Askerler fark etti. Direkler çatlamış. Demir direk dikerek evin altını sağlamlaştırdılar. Devletimiz el atar da evi yaparsa çok iyi olur. Yoksa babanın sigortası dahi yok biraz orada biraz burada çalışıyor. Uğur çok zor şartlarda okudu dedesi olmasaydı okuyamazdı. Çok zor şartlarda büyüdü. Aç kaldıkları zaman çoktur. Kız kardeşi de hemşire oldu. O biraz destek oldu. Eve devlet bir el atarsa ancak ayaklanır yoksa güçleri yok yapamazlar.”