Etiket: Doz

  • Rusya, Arjantin’e 300 bin doz Sputnik V aşısı gönderdi

    Rusya, Arjantin’e 300 bin doz Sputnik V aşısı gönderdi

    Rusya ile Arjantin arasında yapılan anlaşma doğrultusunda Arjantin’e 300 bin dozluk Sputnik V korona virüs aşısı teslim edildi.

    Rusya’nın geliştirdiği Sputnik V korona virüs aşısı için Arjantin hükümeti ile Rusya arasında 10 milyon dozluk bir anlaşma yapıldı. Arjantin’de aşının testlerinin tamamlanmasının üzerine Arjantin Ulusal İlaç, Gıda ve Tıbbi Cihaz İdaresi aşının kullanımını onayladı. İki ülke arasındaki anlaşma doğrultusunda Rusya, Arjantin’e 300 bin dozluk ilk parti sevkiyatını gerçekleştirdi. Moskova’dan Arjantin’e ait bir uçağa yüklenen aşılar, Buenos Aires’e gönderildi. Aşının ilk sevkiyatının ardından Arjantin Cumhurbaşkanı Alberto Fernandez sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Aşının geliştiricilerine ve kararlılığından dolayı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

    Aşının adındaki “V” harfine açıklık getirdi

    Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, Arjantin halkına sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile seslenerek Sputnik V ismindeki “V” harfinin adına açıklık getirdi. V harfinin İngilizcedeki “Victory” kelimesinden alıntılandığını ifade eden Dmitriyev, “Bu gerçekten tarihi bir an. Aşımız adına V, zafer anlamına geliyor ve Arjantin halkına bu hastalığa karşı kesin bir zafer diliyoruz” dedi.

  • Sağlık Bakanı Koca: “Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz aşı gelecek”

    Sağlık Bakanı Koca: “Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz aşı gelecek”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Önümüzdeki birkaç gün içinde teslimatının yapılması planlandı. Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz aşı gelecektir” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni korona virüs tedbirlerinin ele alındığı Bilim Kurulu Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Bir yıl boyunda dünyanın ortak gündeminin pandemi olduğunu belirten Bakan Koca, “Pandemi davranışları gözden geçirmemizi sağladı. Virüsün bulaştığı kişi sayısı dünya da 69 milyonu buldu. Halende devam ediyor. 1.5 milyonu aşkın insan Covid-19 nedeniyle hayatını yitirdi. Yeryüzünde bu hastalıktan bağımsız hiçbir ülke kalmamıştır. Aldığımız önlemler gelişini geciktirmiş ve başlangıçta başarılı bir dönem geçirmiş olsak da bu seyir de kurtulabilmiş değiliz. Pandemi mücadelesinden itibaren Bilim Kurulu yol göstericimiz olarak önemli katkı sağlamıştır. Pandeminin ülke içine yönelik alınan kararlarda ve uygulanan tedbirlerde bilim kurulumuzun çalışmaları ve önerileri yönlendirici olmaktadır” şeklinde konuştu.

    “Nisan ayına göre günlük vakasında 5 kattan fazla vefatlarda yüzde 55 artış var”

    Sağlık Bakanı Koca, Nisan ayında önemli bir artış gösteren bulaştırma hızlılığını alınan tedbirler sayesinde bir nebze kontrol altına alındığını ve yaz aylarının dalgalı bir seyirde nispeten daha kontrollü yaşandığını aktardı. Türkiye’de son birkaç ay içinde vakaların arttığını vurgulayan Bakan Koca, şu ifadelere yer verdi:

    “Havaların soğuması, insanların kapalı ortamda kalması çok hızlı bir alevlenmeyi yüz yüze getirdi. Test kapasitemizi artırdık. Bugün itibariyle toplam test sayısı 20 milyonu buldu. Pozitif vaka sayışımız 1.5 milyonu aştı. 15 bine vatandaşımızı kayıp verdik. Ülkemiz de bundan önceki nisan ayına göre günlük vakasında 5 kattan fazla vefatlarda yüzde 55 artış var. Durumu kritik illerden başlayarak valilerimiz sağlık müdürlerimiz ve halk sağlığı başkanlarımızla her gün online görüşüyor ve durumu yakından takip ediyoruz. Filyasyon ekiplerimizi artırıyor personel ve araç yönünden destekliyoruz. Bu illerin umumi hıfzıssıhha kurullarının gerekli ek tedbirlerin alınmasını sağlıyoruz. İhtiyaç gördüğümüz zamanlarda ulusal kaynaklarımız harekete geçirip test laboratuvar hastanelerimizin alt yapısını güçlendiriyor. Yoğun bakım araç ve gereçlerimizi temin ediyoruz. Sağlık çalışanlarımızın nasıl bir yükün altında olduğunu biliyorsunuz görüyorsunuz. Hastanelerimiz sağlık çalışanlarımız gittikçe artan bir yükü göğüslemenin çabalamanın içinde yoğun bakımda hastalarımız çok yoğun bir savaş veriyor.”

    “Sınırlı sayıda ilimizde yüksek risk halen devam etmektedir”

    Bakan Koca, bazı illerde vakaların arttığı uyarısında bulundu. Yatan hasta sayılarının artmakla birlikte bazı illerde bu durumun daha belirgin olduğunu ifade eden Koca, “Doğrudan müdahale ile birçok ilimizde artış kontrol sağlanmış olsa da en ufak bir gevşemeye tahammülün olmamızın gerektiğini belirtmek isterim. Sınırlı sayıda ilimizde yüksek risk halen devam etmektedir. Bu illerimizin valileri halk sağlığı müdürleri çalışanları halen online görüşmeler devam etmektedir. Hatay, Adana, Samsun, Antalya, Mersin ve Ordu’da vaka sayılarımız artmaya devam ediyor. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız ciddi yük altında. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Konya, Sivas, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te vaka artışı düşmeye başladı. Bu durum yansıdı ancak yatan hasta yoğun bakım açısından devam etmektedir” açıklamasında bulundu.

    “Kapalı ortamlarda bulaşma kaçınılmaz”

    Kapalı ortamların bulaşmayı kaçınılmaz kıldığını belirten Koca, “Soğuk iklim şartların hakim olduğu bu dönemde kapalı mekanlarda bulunma zorunluğu daha çok artıyor. Kalabalık ortamlar bulaşmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Özellikle bulunduğumuz mekanların yeterince havalandırılmasını gereğine dikkat çekmek istiyorum. Etkilin korunmanın sadece kendimize değil içinde bulunduğumuz topluma ve özellikle hayatlarını ortaya koyarak bizim için mücadele veren sağlık çalışanlarına karşı sorumlu olduğumuzu ifade etmek isterim” dedi.

    “Kademeli olarak şimdilik 50 milyonluk doz gelecektir”

    Bakan Koca, sokağa çıkma kısıtlama konusuna uyan vatandaşlara teşekkür etti. Aşı konusunda Türkiye standartlarına uygun olabileceği diğer alternatif aşılar içinde görüşmelerinde devam ettiğini vurgulayan Koca, “Etkili tedbirlerin uygulanmasında ısrarcıyız. Çünkü henüz pandemiden kurtulabilmenin başka bir yolu yok. Önümüzdeki günlerde bu tedbirlere aşıyı da eklemenin yolundayız. Daha etkili bir koruma aracı olduğu bilinen aşı geliştirme çalışmaları için bizimde içinde olduğumuz bir çok ülke kaynaklarını seferber etmiş durumdayız. Dünyada yürütülen çalışmaların pek çoğu başarısını kanıtlamış değildir. İlaç ve aşı geliştirmenin doğal seyri budur. Kendi çalışmalarımız bir yana etkisi ve güvenirliğini kanıtlamış aşılara en erken süre şekilde erişebilmenin gayreti içindeyiz. Dünya tüm aşılara odaklanmış durumdadır. Ülke olarak ekonomik yükünü dikkate alınmaksızın güvenirliği etkisi kanıtlanmış ülkemiz şartlarında en kolay en yaygın uygulanabilen aşılardan başlayarak alternatif aşıları temin etmek için yoğun bir gösterdik. Halende görüşmelerimiz devam ediyor. İnaktif aşısını sözleşmesini imzaladığımızı duyurmuştuk. Önümüzdeki günler de dağıtımın yapılması planlandı. Kademeli olarak şimdilik 50 milyonluk doz gelecektir. Yeni ve daha ucuz bir teknoloji olan ve insanda ilk defa denenen mRNA aşısı için görüşmelerimiz devam ediyor. Orta ve uzun dönem sonuçları henüz bilinmemektedir. Daha geç olarak teminatı yapılmasının ötesinde sınırlı miktarın üstünde temin garantisi verilememektedir ancak bu konuda görüşmelerimiz ve ısrarımız devam etmektedir. Türkiye standartlarına uygun olabileceği diğer alternatif aşılar içinde görüşmelerimiz devam ediyoruz” diye konuştu.

    “Aşı, korunmada diğer tedbirlerin yanında elimizi güçlendirecektir”

    Çalışmaların olumlu sonuç verirse Nisan ayında Faz-3 ve yaygın uygulama aşamasına geçebilmeyi umduklarını belirten Koca, “Kendi bilim adamlarımızca yerli aşılarımızdan en önde olan aşımızın insan uygulamalarından Faz-1 çalışmalarını tamamlamak olduğu kamuoyuna bilgisi dahilendir. Çalışmalar olumlu sonuç verirse Nisan ayında Faz-3 ve yaygın uygulama aşamasına geçebilmeyi umuyoruz. Önümüzdeki günlerde uygulamaya başlamayı umduğumuz aşı korunmadan diğer tedbirlerin yanında elimizi güçlendirecektir. Bu konuda bilimsel dayanaktan yoksun tartışmalardan uzak kalarak, halk sağlığını önceleyerek bilgisini paylaşan bilim insanlarımıza, siyasetçilerimize, toplum önderlerimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir”

    Aşıların teslim aldığında öncelikle uluslararası akreditasyonu olan halk sağlığı ile tıbbi cihaz ve ilaç kurum tarafından Türkiye’ye ithal edilen diğer tüm ilaçlar gibi incelemeler yapılacağının bilgisini veren Koca, “Yaptığımız sözleşme gereği önümüzdeki hafta içinde ilk kısmını beklediğimiz aşı inaktif virüs aşısıdır. Şuanda klinik çalışmalara devam eden yerli aşımızda aynı teknolojiye sahiptir. İnaktif diye tabir ettiğimiz aşı farklı hastalıklarla ilgili aynı aşı özelliğine sahiptir. Uzun önem güvenirliğe sahiptir. Bu tür. Aşıların depolanmasında gerekli lojistik imkanlarımız ve yaygın yapılmasında alt yapımız hazır durumdadır. Daha önce paylaştığımız bir bilgiyi tekrarlamak istiyorum. Aşıyı teslim aldığımızda öncelikle uluslararası akreditasyonu olan halk sağlığı ile tıbbi cihaz ve ilaç kurum tarafından ülkemize ithal edilen diğer tüm ilaçlar gibi incelemeler yapılacaktır. Bu incelemelerde aşıların güvenirliği testlerini olumlu çıkması ve sonuçlanmakta olan Faz-3 çalışmalarının erken sonuçlarının açıklanmasına takiben veriler ilaç ve tıbbi cihaz kurumu tarafından değerlendirecek. Ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir. Aşıların uygulanmasına bu aşamadan sonra geçilecektir” dedi.

    “Aşı 14-21 gün arayla 2 doz halinde uygulanacaktır”

    Bilim Kurulunca çeşitli nüfus grupları arasında enfeksiyon kapma, ölüm oranı riski göz önüne alınarak belirlenen önceliklere göre aşılama yapılacağı bilgisini veren Sağlık Bakanı Koca, “Bu aşamaların hızlı geçilebilmesi için elimizdeki bütün imkanları değerlendirmeye çalışacağız. Aşı 14-21 gün arayla 2 doz halinde uygulanacaktır. Aşı kampanyası kapsamında vatandaşlarımıza bedelsiz olarak verilecek ve başta aile sağlığı olmak üzere sağlık kuruluşlarımızda yapılacaktır. Aşı yaptıran vatandaşlarımızın sisteme aşıyı yapan kuruluşumuz tarafından kaydedilecektir. Böylece test sonuçları ve temaslılarda olduğu gibi aşılı olan vatandaşlarımız merkezi veri tabanından takip edilecektir” açıklamasında bulundu.

    “Gelişmeler umutlarımızı erkene çekiyor”

    Ayrışarak, rekabet ederek salgına karşı başarılı olunamayacağını ifade eden Koca, şu açıklamalarda bulundu:

    “Bu mücadeleyi aksatacak her türlü davranış, açıklama, iddia biraz daha enerji kaybına, fazla çaba harcamamıza yol açmaktadır. Bu ay başı itibariyle başlayan kısıtlayıcı tedbirlerin etkisi yakından takip edilmektedir. Henüz daha başlangıcındayız. Daha önceleri ortalama 10 yıl sürede gerçekleşen aşı çalışmaları 1 yıl gibi kısa süreye sığdırılmıştır. Bu gelişmelere milletçe ayak uydurmamıza bağlı. Gelişmeler umutlarımızı erkene çekiyor. Umutlarımızın hayata geçmesi hep birlikte hareket etmemizle mümkün olacaktır. Bir salgın hastalık döneminin içinden geçiyoruz. Sevdiklerimizi elimizden alan, aramıza mesafeler koyan salgının yönetiminde başından beri birlikte hareket etmenin önemine işaret ettim. Hiçbirimizin taraflı bir tutum sergilemeye hakkı yok. Ayrışarak, rekabet ederek salgına karşı başarılı olamayız. Salgın yönetimini etkin şekilde sürdürmek ve milletçe bu illetten kurtulmak için birlikte hareket etmeliyiz. Siyasi mülahaza ve her ne olursa olsun başka saiklerle salgının yönetimini tehlikeye atmaya hiçbirimizin hakkı yoktur. Ortak bir savaş içindeyiz, böyle tavırların, bu tür çıkar grupları dahil kimseye faydası yoktur, hele siyasi hesapla davrananlara hiç faydası yoktur. Salgının seyrini netleştikçe fırsat kollayanların, iştahı kabaranların, politik malzeme çıkarmaya çalışanların saylısı artış gösteriyor. Sizlerden ricam, kesinlikle salgının siyasi alana çekilmesine müsaade etmemenizdir. Salgın hastalıkla mücadele taraflı tarafsız herkesin destek olması, milli seferberlik halidir. Hesaplaşma kaygısı ve güdüsüyle mücadelemize halel getirmeyelim. Bu ulusal anlamda milletçe hepimizin, küresel anlamda insanlığın mücadelesidir. Mücadele ancak birlikte kazanılır.”

  • Sağlık Bakanı Koca: “Yapılan sözleşme ile 50 milyon doz aşı için imza atıldı”

    Sağlık Bakanı Koca: “Yapılan sözleşme ile 50 milyon doz aşı için imza atıldı”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bizim bu dönemde Sinovac dediğimiz inaktif aşıyla diyaloglarımız devam ediyor. Bununla ilgili bir sözleşme yapıldı. Toplam Aralık, Ocak ve Şubat ayında bir sorun olmazsa yapılan sözleşme ile 50 milyon doz aşı için imza atıldı” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Aşılardaki son gelişmelerin sorulması üzerine, Türkiye’de Pfizer ve Sinovac firmaları tarafından geliştirilen aşıların Faz-3 denemelerinin hala devam ettiğini hatırlatan Bakan Koca, “Erken dönemde vatandaşımızı aşıya eriştirmek noktasında bir çaba içindeyiz. Burada özellikle dikkat ettiğimiz husus da; vatandaşımıza uygun bulduğumuz, uygun olabilir diye düşündüğümüz aşının etkinlik ve güvenilirliğini önemsiyoruz. Dolayısıyla bu anlamda etkin ve de güvenilir olduğunu bildiğimiz aşıları erken dönemde tedarik ederek vatandaşımızla buluşturmak istiyoruz. Aşılar biliyorsunuz farklı yöntemlerle geliştiriliyor, inaktif aşılar var, mRNA aşısı, protein ve vektör aşıları şeklinde. Bizim bu dönemde Sinovac dediğimiz inaktif aşıyla diyaloglarımız devam ediyor. Bununla ilgili bir sözleşme yapıldı. Toplam Aralık, Ocak ve Şubat ayında bir sorun olmazsa yapılan sözleşme ile 50 milyon doz aşı için imza atıldı. Yani sözleşme imzalandı. Aralık ayında asgari 10 milyon doz olmak üzere ama 20 milyon hedefliyoruz. Ocak ayında 20 milyonda sorun yok, Şubat ayında da asgari 10 milyon olmak üzere toplam 50 milyon doz için sözleşme imzalandı. Diğer mRNA aşısı (Pfizer) için de Aralık ayında 1 milyon, ilerleyen süreçte takvim daha belirlenmedi ama 25 milyona kadar aşının verilebileceği konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Rusya ve diğer aşılarla da irtibat halindeyiz” şeklinde konuştu.

    “Kısıtlamalar sonrası en erken 1 hafta 10 gün içerisinde sonucu görmek mümkün olur”

    Vaka artışının sürdüğü ve şuan uygulanan hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarının uzayıp uzamayacağı konusundaki sorulara cevap veren Bakan Koca, “Biliyorsunuz geçen hafta sonu başladı kısıtlamalar. Kısıtlamalar sonrası en erken 1 hafta 10 gün içerisinde, ortalama 2 hafta içerisinde sonucu görmek, değerlendirmek mümkün olur. Dolayısıyla şuan değerlendirmek açısından erken olur. Ama önümüzdeki hafta daha net, bu kısıtlamaların pandeminin seyrini nasıl değiştirdiğini, nasıl etkilediğini görmüş olacağız. Ona göre de ilave bir tedbir alınıp alınmaması gerektiğini de öneri olarak sunulmuş olacak. Bahsettiğiniz saat uygulaması, özellikle hafta sonu için söylenen; Bilim Kurulu’nun aslında hafta sonu uygulaması ile ilgili genel olarak kanaat olarak olmamıştı. Kabinede değerlendirildi. Biliyorsunuz yurt dışında, özellikle hafta içi uygulamalarda 21.00 – 07.00 uygulamaları Fransa dahil olmak üzere yaygın. Biz tersine şöyle demiş olsaydık; hafta sonu 20.00 ile sabah 10.00 arası sokağa çıkma yasağı olacak. Demiş olsaydık aynı algı olur muydu? Olmazdı. Ama aslında olan olay buydu. Bu gerektiğinde daha da genişletilebilir. Ama genişletilme veya daraltılma veya farklı bir öneriyi sunabilmemiz bizim 1 hafta – 10 günlük zaman dilimi sonrası bu kısıtlamalarla elde edilen sonuçla doğru orantılı olur” diye konuştu.

    “Bu dönemde en ufak bir grip benzeri, nezle benzeri belirtinin de Covid olabileceğini mutlak düşünelim”

    Covid-19 enfeksiyonunda erken başlanan ilaç tedavisinin hayati derecede öneme sahip olduğuna dikkat çeken Koca, “Vatandaşımızın yüzde 80’e yakınının hafif geçirdiğini biliyoruz. Hafif geçirenler ben ilaç almadan da bunu hafif atlattım diye düşünüyor olabilir. Ama bize özellikle müracaat eden, ağır gelen hastaların özellikle ilaç kullanmayan hastalar olduğunun altını çizmek istiyorum. Yani hastaneye yatan, yoğun bakıma geçişi olan ve erken dönemde kaybetme durumunda kaldığımız hastaların önemli kısmı, erken dönemde tedavisi başlanmayan ve erken dönemde ilacını almayan kişiler olduğunu bilelim. Bu hastalıkta ilk 3-5 günün hatta 6 günün hafif seyrettiğini devamında 7’nci, 8’inci gün giderek akciğerde, akciğer tutulumu ile kendisini gösterdiğini, eğer kötüleşirsen bu 2ilacı al diye bir yaklaşımın doğru olmadığını söylemek istiyorum. Çünkü zaten o dönemde 7’nci, 8’inci günde aldığınızda etkisi artık olmaktan çıkmış oluyor. O nedenle erken dönemde ilaçlarımızı hemen alalım. Bu dönemde en ufak bir grip benzeri, nezle benzeri belirtinin de Covid olabileceğini mutlak düşünelim” açıklamalarında bulundu.

    “Bu dönemde benim vatandaşıma verdiğim bütün rakamların tamamının doğru olduğunun altını çizmek istiyorum”

    Bugüne kadar Covid-19 ile ilgili açıklanan verilerin tamamının doğru veriler olduğunun altını çizen Bakan Koca, “Bugün benim söylediğim 28 bin 351 sayısı toplam vaka sayısı. Vaka PCR testi pozitif olan herkestir. Semptomu olsun, olmasın. Belirtisi olsun, olmasın herkes anlamına gelir. Yani hastaneye yatan bizim hasta diye tanımladığımız, ağır hasta diye tanımladığımız bütün hastalar dahil olmak üzere testi pozitif olan herkes. Bunun dışında ölümlerle ilgili olarak, bizim bu dönemde benim vatandaşıma verdiğim bütün rakamların tamamının doğru olduğunun altını çizmek istiyorum. Vaka sayısı adı altında vakaları vermedik. Hasta sayısı adı altında verdik. Bugün için toplam vakayı vermiş olduk” dedi.

    “Enfeksiyon belirtisi olan her hasta Covid hastası mıdır”

    Ekrem İmamoğlu’nun ölümler ile ilgili yapmış olduğu açıklamaların sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca şu ifadeleri kullandı:

    “Ölümlerle ilgili bildiğiniz gibi Mart ayında pandemi başladığında baştan definlerle ilgili özel defnedilmesi gerektiği, hatta özel mezarlık, ayrılmış mezarlık olması gerektiği, torbalar durumu, defnedileceği bilgisiyle ilgili kafa karışıklığı vardı. O dönemde genelge yayınlamıştık. Normal bulaşıcı olan diğer hastalıklar gibi HIV ve benzeri, menenjit gibi nasıl defin yapılıyorsa benzer şekilde defnin yapılmasını belirten yazı yazmıştık. Ama o alışkanlık o güden beri yer yer devam eder oldu. Yine o dönemde daha önce bulaşıcı hastalıklar olarak ölüm belgemiz var. Belgenin sol üst kısmında ölüm şekli yazar, altında ölüm nedeni yazar. Ölüm şekli doğal mı, adli bir ölüm mü? Bunu belirlemek için konulan kısım. İlk hekimin işaretlediği bir kısım. Ölüm nedeni ise ikinci bir hekimle doldurulan kısım. Bulaşıcı hastalıklar kısmı var ayrıca. Bu kısımda Mart’tan önce çok da doldurulan bir bölüm değildi. Esas ölüm nedeni çünkü önemli olandı. Fakat bizim genelge sonrası bulaşıcı hastalıklar gibi defnedilmesini belirttiğimiz için her geçen gün bu hane doldurulmaya başlandı. Bildiğimiz 192 bulaşıcı hastalıklar sadece buraya düşülerek işlenmedi. Enfeksiyon bulgusu olan her hasta buraya işlendi. Enfeksiyon bulgusu olan her hasta bulaşıcı hastalıklar kısmına işlendi. Yani akciğer kanseri, prostat, meme kanseri veya lenfoma veya lösemi gibi hastalığı olup enfeksiyonla kaybedilmeyen hasta mı var? Enfeksiyon bulgusu olmayan menenjit hastası mı var, enfeksiyon bulgusu akciğer kanseri hastası mı var kaybedildiğinde? Enfeksiyon bulgusu olan her hastanın işlendiği yer bulaşıcı hastalıklardır. Ama esas ikinci bölüm ise ölüm sebebidir. Ölüm sebebi Covid ise Covid, menenjit ise menenjit yazılıyor. Orası da ikinci bir hekimin denetimiyle yapılıyor. Bakanlık olarak biz yapmıyoruz, hekimlerin doldurduğu kısım bu. Enfeksiyon belirtisi olan her hasta Covid hastası mıdır?”

  • ’10 Amazon Yüksek Doz Yaşam‘ Yazarları, Nata Vega Outlet’te İmza Gününe Katıldı

    Meme kanserini yakalanmış ve büyük mücadelelerle sağlıklarına kavuşmuş 10 kadının bir araya gelerek hikayelerini yazdıkları “10 Amazon Yüksek Doz Yaşam” adlı kitabın yazar kadrosu Nata Vega Outlet te düzenlenen imza gününde okurları ile bir araya geldi.

    İmza gününde ziyaretçilere seslenen yazarlar kitaplarında çağın hastalığı hususunda kadınlara farkındalılık kazandırmak,erken teşhis için önlem olması ve hastalığa yakalanmış kişilere yalnız olmadıklarını hissettirmek amacıyla kişisel tecrübelerimizi paylaştıklarını belirterek, “Hasta ve yakınlarına bir nebze faydamız olursa ne mutlu bize” dediler.

    Farklı şehirlerden bir araya gelmiş fakat yaşadıkları acı ve geçirdikleri süreç aynı olan 10 kadın; Ayşe Durul Aslan, Ayşenur Parlak, Bilgen Denktaş, Elif Bozkurt, Filiz Uzunoğlu, Leyla Bahtiyar, Pınar Akçe, Rabia Ö., Rukiye Işık Doğdu ve Funda Değirmenci, gerçekleştirdikleri söyleşi ve imzanın ardından Avrupanın 3. uzun tünel akvaryumu olan Aqua Vega akvaryumu gezdiler.