Etiket: Dopingi

  • Hastaneye Gelenlere ’C’ Vitamini Dopingi

    Bursa’da özel bir hastane, gribe dikkat çekmek için hastaneye gelenlere sepet sepet mandalina ikram ediyor.

    Hava sıcaklığındaki ani değişimlerin gribi tetiklemesi üzerine Özel Hayat Hastanesi farklı bir uygulama başlattı. Hastaneye gelenlere sepet sepet mandalina dağıtan hastane yetkilileri, vatandaşları gribe karşı ne yapmaları gerektiği konusunda uyardı.

    Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkul, “Hastane olarak gribe son kampanyası başlattık. İnsanların dikkatini çekmek için böyle bir uygulama başlattık. Şubat ayının ortasına geldik. İnsanlar artık gribin geçtiğini düşünebilir. Mevsim sebebiyle bu havalara çok dikkat etmek gerekiyor. Ancak mart ayı itibari ile grip hastalığının son bulacağını düşünüyoruz. Bu süreçte insanların gıdalarına dikkat etmesi gerekiyor. Vücut direncini güçlendirmeleri gerekiyor. Onun için mandalina dağıtarak C vitamini takviyesinde bulunmak istedik” diye konuştu.

    Vatandaşların mutlaka vitamin ve minerallerden zengin sebze meyve tüketmesine özen göstermesi gerektiğini belirten Özkul, “Vücut direncini güçlendirmek hastalıklar için çok önemlidir. Hastalıklarla karşılaşmamak ve toksinleri dışarı atmak için bol sıcak sıvı içilmesi gerekiyor. Nane limon çok önem arz ediyor. Ne kadar sıvı alınırsa o kadar toksin atılmış olur” dedi.

  • İzmir’in Emlağına Otoyol Dopingi

    İstanbul-İzmir arasındaki ulaşım süresini 3 buçuk saate düşürecek İzmir-İstanbul Otoyolu hızla devam ederken, İzmir emlak piyasası da İstanbullu yatırımcıları beklemeye başladı.

    Hem İzmirlilerin, hem de İstanbulluların merakla beklediği, iki ili 3 buçuk saate düşürecek dev İzmir-İstanbul Otoyol projesi tüm hızıyla devam ediyor. Bölgede hummalı bir çalışma yapılırken, projenin büyük bir bölümü tamamlandı. İki büyükşehiri yakınlaştıracak olan proje, şimdiden iş dünyasını ise heyecanlandırdı. Emlak piyasasının temsilcileri, projeyle emlak piyasasının canlanacağı görüşünde birleşti. Sektör temsilcileri yaptığı açıklamalarda da, İzmir genelinde emlak fiyatlarının artabileceğini ifade etti.

    Merakla beklenen projeyi değerlendiren Müteahhitler Federasyonu Başkanı Necip Nasır, projeyle inşaat sektörünün büyük bir ivme kazanacağını söyledi. Nasır, “İzmir açısından önemi tartışılamaz bir proje. Ankara-İzmir hızlı tren hattının da tamamlanmasıyla İzmir hem İstanbul ile hem de Anadolu ile kucaklaşmış olacak. Başta inşaat sektörü olmak üzere; İzmir’deki tüm ekonomik sektörler bu anlamda büyük canlılık kazanacak; ancak inşaat sektörü büyük bir ivme kazanacak. Hem Anadolu’dan hem de İstanbul’dan çok sayıda yatırımcı İzmir’de emlak sahibi olabilmek için arayışa girecek. Fakat şunu belirtmeliyim ki; bu yatırımların İzmir’e olumlu yansıması için bir an evvel İzmir olarak master planlarımızı yapmamız gerekiyor. Sadece yolların gelmesi yeterli değil. Bizim bütüncül ve bölgesel planlarla İzmir’i inşaat sektörü açısından yatırım yapılabilir bir kent yapmamız gerek. Mevcut planlar yeterli değil. Planları oluşturmadığımız sürece, gelecek talep sadece yeni sorunların doğmasına neden olacaktır” dedi.

    “ÇOK BÜYÜK BİR TALEP GÖRECEK”

    Kavuklar Grup Gayrimenkul Geliştirme Grup Başkanı Metehan Kavuk da, bölgede 5-6 bin arası yeni marka konut satışı yapılacağını beklediklerini söyledi. Kavuk, “İzmir-İstanbul Otoyol Projesi ilk açıklandığı 2011 yılından bu yana özellikle Urla ve Çeşme gibi Yarımada’da bulunan araziler 5 kata kadar değerlendi. Bu çok büyük bir oran. Bunu bizzat Çeşme’de kendimize ev yapmak için aldığımız araziden biliyoruz. Bu kadar değer kazanacağını biz bile tahmin etmiyorduk. Projenin 2018 yılına kadar tamamlanması bekleniyor. Böyle büyük projeleri incelediğimizde asıl değer artışının, projelendirmenin hemen ardından yaşandığını görüyoruz. Asıl değer artışı yarımada çevresinde kısmen tamamlanmıştır. Proje bitimine kadar bir miktar daha değer artışı yaşanacak daha sonra projenin bitmesiyle yüzde 10-15 civarı bir artışla son bulacaktır. Otoyol projesi, yarımadada bulunan arazilere fiyat artışı olarak yansırken; şehir içine henüz bir etkide bulunmadı. Artık fiyat artış sırası kent merkezine geldi. Otoban bağlantısının ilk giriş ağzı Bornova. Yeni Bornova olarak isimlendirdiğimiz Altındağ – Çamdibi bölgesi özellikle üretilen arsa ve satış fiyatları açısından İzmir’in gelişmeye en uygun bölgesi. Otoyol aracılığıyla İzmir’e gelenleri de ilk karşılayan bölge. Bu yüzden çok büyük bir talep görecek ve önemli bir merkez haline gelecek. Biz bu bölgede yıllık 5 – 6 bin arası yeni marka konut satışı yapılacağını bekliyoruz ki; bu da İzmir genelinde 20 bin civarında bulunan rakamın 4’de biri anlamına gelir” şeklinde konuştu.

    “YENİ BORNOVA KENTİ ÇEKİM MERKEZİ HALİNE GELECEK”

    Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kalı ise İstanbul’da yapılan projeler üzerinden örnek verdi. Otoyol projesinin İzmir piyasasını iki katına çıkaracağını ifade eden Kalı, “İstanbul’da, Kanal İstanbul ve 3’üncü Köprü projeleriyle belli bölgelerin 10 kat prim yaptığını gördük. Bu projelerle ilgili büyük spekülasyonlar da dönüyor. İzmir-İstanbul Otoyolu da İzmir için çok önemli bir proje; ancak İzmir’in güzergahı belli. Spekülasyonlara o yüzden çok açık değil. Otoyol Projesi İzmir piyasasını iki katına çıkaracak bir proje. Fakat Yeni Bornova olarak adlandırdığımız bölge çok daha fazla değer kazanacak. Bu bölgeyi inşaat piyasası açısından ırmağın denize döküldüğü vadi olarak adlandırabiliriz. İstanbullular, bu tür projelere alışık olduğu için gelişmeleri çok daha önceden görüyor. 2016 yılı içinde İstanbul, Bursa ile birleşiyor. Önümüzdeki yıl da İzmir ve Bursa birleşiyor. Toplam yol 3 saate iniyor. Bizler sektörün içinde olduğumuz için gelişmeleri önceden gördük. Şimdi de vatandaşlar değer artışını görüyor. Ancak bu bölgenin kazanacağını söylerken Alsancak’ın değer kaybedeceğini ya da yerinde sayacağını söyleyemeyiz. Tüm İzmir değer kazanacak; ancak bu bölge en çok kazananı olacak. Özellikle Bayraklı’nın yeni kent merkezi olmasıyla da birlikte Yeni Bornova kentin çekim merkezi haline gelecek. İzmir’deki marka projelerin 3’te birini bu bölge karşılayacaktır” diye aktardı.

    “ŞİMDİ SIRA ARDINDAN GELECEK YATIRIMCILARDA”

    Tanyer İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer de, Narlıdere’nin daha çok ilgi göreceğini dile getirerek, “İzmir-İstanbul Otoyol Projesi son yılların en önemli projelerinden biri. Anadolu’nun Avrupa’ya hızlı bir şekilde bağlantısını sağlayan çok önemli bir yol. Proje bütün Türkiye’yi kapsıyor ve buradaki en önemli ayak ise İzmir. Özellikle İzmir tatil yapmak isteyen İstanbulluların çekim merkezi haline gelecek. Bu konuda İzmir’in ılıman iklimiyle, Akdeniz Bölgesi’ndeki kentlere oranla büyük avantajı mevcut. Bu insanlar ayrıca ulaşımın kolaylaşması ile birlikte İzmir’den konut sahip olmak da isteyecekler. İzmir’de dairesi olan bir adamın yazlığa ihtiyacı yok. Kent merkezinden yarım saat içinde denizine yüzmeye gider. Bu anlamda kentin şu bölgesi mi, bu bölgesi mi daha çok değer kazanır? diyemeyiz; ancak ben Narlıdere’nin yarımadanın hemen girişi olmasından kaynaklı çok daha avantajı bulunduğunu düşünüyorum. Rahat ve yaşanabilir bir kentte denize yakın konut sahibi olmak isteyen İstanbullular için Narlıdere çekim merkezi olacaktır. Çeşme’den yazlık almak yerine çok daha uygun fiyatlara Narlıdere’den konut almak, İzmir’den konut almak isteyenler için en uygun seçenek olacaktır” dedi.

    İzmir Emlak Komisyoncuları Esnaf Odası Başkanı Mesut Güleroğlu ise şunları söyledi:

    “Olumlu etkileyeceği kesin. Arsa fiyatlarında yüzde 20-25’lik bir artış olması bekleniyor. Bu da konut fiyatlarına yansıyacak. Ancak şu anda gayrimenkul satışlarında bir durgunluk var. Emlak piyasası bir kriz içerisinde. Bu kriz aşıldığı takdirde, İzmir bu işten karlı çıkacaktır. Hatta proje ilk açıklandığında yatırım yapanlar karlarını elde ettiler ve ellerindeki arazileri satışa çıkardılar. Kısacası ilk yatırımcılar kazandı, şimdi sıra ardından gelecek yatırımcılarda.”

  • KOSGEB’den İşletmelere Uluslararası Pazar Dopingi

    KOSGEB, Amerika Birleşik Devletleri’nde Uluslararası Kuluçka Merkezi kurulması amacıyla destek çağrısı yayınladı.

    KOSGEB Başkanı Recep Biçer, Uluslararası Kuluçka Merkezi ve Hızlandırıcı Destek Programı kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nde Uluslararası Kuluçka Merkezi kurulması amacıyla 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren destek başvurularının alınmaya başladığını belirterek, son başvuru tarihinin ise 31 Mart 2016 olduğunu açıkladı.

    Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, Uluslararası Kuluçka Merkezi kurulması için, 3 milyon 750 bin ABD Doları destek verilen programın da iki alt destek programında oluştuğu bildirildi. İki alt desteklerden birinin Kuruluş ve Donanım Desteği olduğu, bu destek kapsamında kurulan işletici kuruluşa kuruluş ve donanım desteği kapsamında işletme kuruluş giderleri, bina tadilatı, altyapı, ofis donanımı ve yazılım giderleri için üst limiti 100 bin ABD Doları olmak üzere yüzde 80 oranında geri ödemesiz destek verildiği belirtildi. Diğer desteğin ise Operasyonel Giderler Desteği olduğu bildirilen açıklamada bu destek kapsamında kurulan işletici kuruluşa kuluçka merkezi kirası, işletim giderleri, işletici kuruluş personeli ve bu personele ait ulaşım giderleri ile tanıtım faaliyetleri, eğitim, danışmanlık, mentörlük, iş yönetimi, hukuk, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yeminli mali müşavirlik hizmetleri gibi konularda alacağı hizmetler ve düzenleyeceği organizasyonlar için destek oranı 1. ve 2. yıl için yüzde 80, 3, 4 ve 5. yıllar için yüzde 60 oranında olmak üzere 3 milyon 75 bin ABD Doları destek verildiği bildirildi.

    KOSGEB Başkanı Recep Biçer, Uluslararası Kuluçka Merkezi ve Hızlandırıcı Destek Programı kapsamında bulunan Uluslararası Hızlandırıcı Programı için ilk başvuru sürecinin Ocak ayında tamamlandığını belirterek, başvuru değerlendirmelerinin şubat ayında yapılacağını bildirdi.

    Başkan Recep Biçer, destek programı için Mart, Mayıs, Temmuz, Eylül, Kasım aylarında da başvuru alınacağını belirtti.

    Biçer açıklamada şunları belirtti: “Uluslararası Hızlandırıcı Programı ile işletmelerin uluslararası pazarlara girişini kolaylaştırmak amacıyla; teknik, yönetimsel, hukuki ve hedef ülkede satış imkanları sağlayacak profesyonel ağlara erişim hizmetleri sunan uluslararası hızlandırıcı programına, bir organizasyon kapsamında ya da bireysel olarak katılmaları destekleniyor. Bu destek kapsamında, işletmelerin, hızlandırıcıların ortak çalışma alanlarında yer alması, mentörlük, gidilecek ülkedeki risk sermayedarları, iş melekleri ağları ve uluslararasılaşmasını kolaylaştıracak diğer profesyonel ağlara erişim, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlanıyor. Program süresi işletme için 3 yıl olup program kapsamında işletmeye verilecek geri ödemesiz desteğin üst limiti 60 bin ABD Doları ve destek oranı yüzde 80 olarak uygulanıyor.”

    Uluslararası Hızlandırıcı Programın da iki alt destek programından oluştuğu bildirilen açıklamada birinci programın Organizasyonel Uluslararası Hızlandırıcı Programı olduğu, bu programın Oganizasyonel Uluslararası Hızlandırıcı Programı kapsamında, işletmelerin KOSGEB birimleri, üniversiteler, teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketleri, teknoloji transfer ofisleri ve özel kuluçka merkezleri/hızlandırıcılar tarafından münferiden veya birlikte düzenlenecek uluslararası hızlandırıcı programlarına katılmalarına destek verildiği belirtildi. İkinci programın ise Bireysel Olarak Katılım Sağlanacak Uluslararası Hızlandırıcı Programı olduğu bunda ise Ar-Ge ve inovasyon projesi kamu kaynaklarıyla desteklenerek başarı ile tamamlanmış işletmelerin bireysel olarak uluslararası hızlandırıcı programlarına katılmalarına destek verilecek olup, bireysel olarak katılım sağlanabilecek uluslararası hızlandırıcılar, Organizasyonel Uluslararası Hızlandırıcı Programı Kurulu tarafından uygun bulunan hızlandırıcılar da dikkate alınarak ilgili başkanlık birimi tarafından belirlenerek www.kosgeb.gov.tr internet adresinde yayınlanacağı açıklandı.

    Diğer taraftan KOBİ Gelişim Destek Programı kapsamında da, KOBİ’lerin yapacağı yatırımlara proje başına 300 bin TL’si hibe ve 700 bin TL’si faizsiz kredi desteği olmak üzere toplam 1 milyon TL’ye kadar destek verileceği, işletmelere bölgesel ve sektörel alanlarda destek sağlayacak olan “KOBİ-GEL” destek programının da Mart ayında yürürlüğe girmesi beklendiği belirtildi.

  • Operasyondaki Güvenlik Güçlerine Kayısı Dopingi

    Battalgazi Belediyesi tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sürdürülen terörle mücadele operasyonlarında yer alan güvenlik güçlerine 2 ton kuru kayısı ve kayısı ürünleri gönderildi. Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, vatanın bölünmez bütünlüğü ve milletin huzuru için terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin her zaman arkasında olduklarını söyledi.

    Battalgazi Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından esnafların katkıları ile toplanan 2 ton kuru kayısı ve kayısı ürünleri, Diyarbakır’ın Sur, Şırnak’ın Çizre ve Silopi ilçelerinde terörle mücadele kapsamında operasyonlarda yer alan güvenlik güçlerine verilmek üzere gönderildi. Battalgazi Belediyesi Hayır Çarşısı aracılığı ile gönderilen kuru kayısı ve kayısı ürünleri ile ilgili konuşan Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, terörle mücadele veren güvenlik güçlerinin arkasında olduklarını belirterek, “Malatyalı esnafımızın, özellikle gıda üreticileri firmalarımızın bu hassasiyetini tebrik ediyorum. Bu erdemli davranışlarından dolayı onları kutluyorum” diye konuştu.

    Başkan Gürkan, “Güneydoğu’da gece gündüz demeden, kış kar demeden, evinden çocuğundan ayrı, vatanın bölünmez bütünlüğü için mücadele eden askerlerimiz, polis ve güvenlik kuvvetleri için buradaki Kültür ve Sosyal işlerdeki arkadaşlarımız ve esnaf arkadaşlarımız bir duyarlılık örneği göstererek Malatya’da ürettikleri ve Malatya ile müsemma olan kayısı üreticileri oradaki güvenlik kuvvetlerimize böyle bir jest yapma gereği duymuşlardır. Ben esnaf arkadaşlarımıza ve Kültür Müdürlüğündeki arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu hareket şu mesajı içeriyor; burada Malatyalı hemşehrilerimizin gösterdiği hassasiyet ülkemizin milli birlik ve beraberliğine göstermiş olduğu hassasiyettir. Oradaki güvenlik kuvvetlerimizin arkasında olduğumuzun bir göstergesidir. Güvenlik güçlerimize, terörle mücadelede başarılar diliyorum. Toplanan bu gıda maddeleri de bugün itibariyle bizim Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından Şırnak, Cizre ve Diyarbakır Sur’da çatışma içerisinde olan güvenlik kuvvetlerimize gönderilecektir” ifadelerine yer verdi.

  • Antalya’da Kar Turizmine Güney Kore Dopingi

    Koreli acenteciler Antalya’nın Kemer ilçesinde 2 bin 365 metrede yer alan Tahtalı Zirvesine çıkarak farklı bir heyecan yaşadı. Olympos Teleferik Satış Müdürü Haydar Culfa’nın eşlik ettiği heyet, karlı kaplı zirvede kar yağışı altında hatıra fotoğrafı çektirdi.

    THY ve Mercury Tour iş birliğiyle İstanbul, Kapadokya, Pamukkale ve Antalya’da mevcut ve yeni tur güzergahları belirleyen acenteciler, Güney Kore insanının Türkiye ile çok yakın bir dostluk içinde olduğuna dikkat çekerken, Güney Kore’de Türklerin ve Türkiye’nin çok sevildiğini söyledi. Konuk acenteciler, “Son dönemde de Türkiye’ye olan ilgi fazlalaştı. Sultanahmet’te yaşanan patlama sonrasında herhangi bir iptalle karşılaşmadık. Bu yıl ilginin daha da artmasını bekliyoruz” dedi.

    Teleferik turizminin de alternatif turizm adına farklı bir destinasyon oluşturduğuna da dikkat çeken konuk acenteciler, Kapadokya’da balon turizmi ne kadar önemli ise Antalya’da da teleferikle Tahtalı Dağı’nın zirvesine çıkıp karla buluşmanın o kadar önemli olduğunu dile getirdi.

    Konuk Koreli acente heyetine eşlik eden Olympos Teleferik Satış Müdürü Haydar Culfa, Koreli misafirlerin alternatif turizm merkezlerini ve özellikle doğayı çok sevdiklerini belirterek, “Teleferik ile Tahtalı Dağı’na çıkmaktan da son derece memnun kalıyorlar. Son üç yıldan bu yana Koreli misafirlerimize hizmet vermekteyiz. Bu yıl da bu sayının artacağını düşünüyoruz. Koreli misafirlerimizde özellikle Şubat-Mart ayından itibaren ciddi bir artış olmasını bekliyoruz” dedi.