Etiket: Dönüştürüyor

  • Atık kağıtları sanata dönüştürüyor

    Atık kağıtları sanata dönüştürüyor

    Kahramanmaraşlı Sema Işık, doğadan topladığı atık kağıtları çöpe atmak yerine sanat eserlerine dönüştürüyor.

    Güzel Sanatlar Fakültesi Halı, Kilim ve Eski Kumaş Desenleri bölümünde okuyan Kahramanmaraşlı Sema Işık (36), geri dönüşümün uygulanabilirliğini herkese göstererek büyük beğeni topluyor. Atık kağıt tasarımlarıyla yerli ve milli değerlerin tanıtımında katkı sağladığını söyleyen Işık, farkındalık oluşturmak için çalışmalarına devam ettiğini söyledi.

    Atık kağıtların el sanatıyla değer bulduğunu söyleyen Işık, “Atık kağıtları tercih etmemin nedeni geri dönüşüm ile hayata yeniden kazandırılması. Keloğlan, Hacivat Karagöz, Nasrettin Hoca gibi değerlerimizi korumak ve ön plana çıkarmak adına da katkı sağlayacaktır. Özellikle evde yapmak isteyenler için çok kolay örnekleri var. Bu ürünleri yaparak insanlar kazanç da sağlayabilirler. Yapılması gayet kolay ve pratik ürünler. Siparişler geldikçe ürünleri yapıp gönderiyorum. Çok zevkli ve yaparken hiç sıkılmıyorsunuz. Ayrıca huzur buluyorsunuz. Çöpe atılan malzemeden faydalı ve güzel işler çıkarmak insanı gerçekten çok mutlu ediyor” dedi.

  • Ahşabı yakarak sanata dönüştürüyor

    Ahşabı yakarak sanata dönüştürüyor

    Erzurumlu ahşap yakma sanatçısı Canip Cihangir, Palandöken Belediyesi bünyesinde hem kursiyerlere sanat öğretiyor hem de birbirinden güzel el sanatları ile görenleri büyülüyor.

    Palandöken Belediyesi Recep Tayyip Erdoğan Kültür Merkezi bünyesinde çalışmalarını sürdüren ahşap yakma sanatı ustası Canip Cihangir, bu işi yapan son temsilcilerden. Yıllar önce hobi olarak başladığı sanatı deneme yanılma yöntemi ile geliştiren Cihangir için bu sanat ekmek kapısı oldu. Ahşap yakma sanatı ustası Canip Cihangir, “Erzurum Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü mezunuyum. Erzurum Palandöken Belediyesi Recep Tayyip Erdoğan Kültür Merkezi bünyesinde Halk Eğitim destekli ahşap yakma kursları veriyorum. Bunun yanında filografi ve ahşap oyma gibi çok amaçlı kurslarda veriyoruz. En büyük arzumuz gençlerimizin ve özellikle yetişkinlerimizin kahve köşelerinden uzaklaşıp bu gibi yerlere gelerek el becerilerini geliştirmeleri ve meslek öğrenmeleri çabasındayız. Bunlar öyle meslekler ki yapılmazsa bir sonraki nesle aktaracak bir şey kalmıyor ve zaman içerisinde kaybolmaya yüz tutan meslek gurubu arasına giriyor. Ankara’dan bu tarafa bu mesleği yapan tek sanatçıyım. Bu öyle bir meslek ki her objeden sanatı yapamıyorsunuz. Özellikle ahşap kontrplak üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Portre ve resimde farklı ağaç kullanmak daha avantajlıdır. Yapılacak objeyi önce çiziyoruz sonra yakma işlemi yapıyoruz. Yaptığımız sanat Türk kültüründe bulunuyor. Birilerine bu mesleği öğretmek çabası içerisindeyiz. Erzurum isminin öne çıkması çabası içerisindeyiz” dedi.

    Ahşap yakma sanatının öncelikli olarak sabır isteyen bir çalışma olduğunu dile getiren Cihangir, “Ahşap yakma işinde hata yapılırsa, o hatayı silme şansınız yoktur. Öncelikli olarak bu işle uğraşan kişilerin el becerileri gelişmiş olmalı, çünkü bu öyle bir sanat ki, ahşabı yakmaya başladığınız an artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiş gibi olursunuz, yani hata yapma şansınız yoktur” dedi.

    Atölyesinde çalışmaları devam ettiren Canip Cihangir, öğrenci ve çırak gelmemesi ile bu sanatın unutulan meslek grubu arasına girmesinden üzüntü duyduğunu belirtti.

  • Kuru dalları sanat eserine dönüştürüyor

    Kuru dalları sanat eserine dönüştürüyor

    Oltulu saat tamircisi Sefa Polat (77) 35 yıldır kuru dal parçaları ve çakıl taşlarına küçük dokunuşlarla çok güzel biblolara çeviriyor.

    Oltu Karabekir Mahallesi Şendurak sokakta bulunan evinde 35 yıldır hobi olarak yaptığı bibloların her biri sanat eseri gibi. Apartmanının bir dairesini tamamen bu işe ayıran Polat, yaptığı bibloları odalarda duvarlara asıyor.

    67 yıldır saat tamircisi olan Sefa Polat evinin bir dairesini atölyeye çevirdi. Polat, “Bu bibloları yaparken huzur buluyorum mutlu oluyorum” dedi.

    El oyması ile 300’e yakın yaptığı bibloları özgün çalışma olduğunu belirten Polat, “Burada görmüş olduğunuz bibloların eşi benzeri başka bir yerde bulma şansınız yok” dedi.

    Evli dört çocuk babası olan Sefa Polat, “Doğada dolaşırken yere düşmüş kuru dalları alırım doğadaki yaprakları incelerim kendimce çizimler yapar sonrada onları dal parçalarına işlerim onlara saat makinası takarım işimi severek yaparım” diye konuştu.

  • Aile şirketlerinin 3. kuşağı geleneksel ticareti e-ticarete dönüştürüyor

    Hızla büyüyen e-ticaret sektörünün iddialı firmalarından Battaniye.com.tr ’nin E-Ticaret Direktörü Yasemin Özmercan, geleneksel ticaret yapan aile şirketlerinin 3. kuşak temsilcilerinin e-ticarete yöneldiğini belirterek, e-ticaretin altın kurallarını anlattı.

    Uşak’ta faaliyetlerini sürdüren ve ülke genelinde tekstil sektörünün önde gelen bir firmanın 3. kuşak temsilcisi olan iş kadını Yasemin Özmercan ile çalışma arkadaşları yaklaşık bir buçuk yıl önce kurulan Battaniye.com.tr isimli e-ticaret sitesinin hikayesini, e-ticaret sektörünün ekonomik yapısını ve e-ticarette başarılı olmanın altın kurullarını anlattılar.

    Özmercan 40 senedir ev tekstili üreten bir firma olduklarını belirtirken, artık yenilenen alışveriş ihtiyaçları kapsamında ürünlerinin daha kolay bulunabilir hale gelmesi için e-ticaret sektörüne adım attıklarını söyleyerek şöyle devam etti; “Bir buçuk yıl önce bir web sitesi ile yola çıktık ve e-ticaret yapıyoruz. Hedeflerimizden bir tanesi ürün çeşitliğini her geçen gün artırıp, müşteri portföyümüzü genişletip yurt dışına da hizmet verebilmek. Yüz yüze gelemediğimiz müşterilerimize dokunabilmek için gelen siparişlerin paketlerine anlamlı hediyeler ekliyoruz; kitap, kitap ayracı gibi. E-ticarette başarıya ulaşmak için ilk önce azimli ve tutkulu olmamız gerek. İyi bir network e sahip olmalıyız. Ekip ve uyum içerisinde organize olmak. Hızlı gelişen bir sektör olduğu için yenilikleri iyi takip etmek e-ticaretin önemli adımları. Bunun yanında sosyal medya en önemli unsurlardan. İstenilen kitleye ulaşmak için her türlü imkan mevcut. Sosyal medyayı ne kadar anlamlı kullanırsak geri dönüşün o kadar arttığını gözlemliyoruz. E-ticaretin çok zor kuralları yok. Bir ürününüz varsa e-ticaretin kural ve kavramlarını öğrenerek hemen başlayın. Özellikle üretim yapan aile şirketlerinin 3. kuşağı olarak şu mesajı vermek istiyorum; mevcut geleneksel ticarete ve sisteme dijital bir yön vermeliler.”

    Şirketin Sistem Yöneticisi Reşit Utandı ise e-ticaretin 2018 yılında pazar payının yıl sonu beklentisinin 50 milyar TL olduğuna dikkat çekerek her geçen gün bu sektörün ivme kazandığını söyledi. Utandı; “Yeni yıl hedeflerimiz arasında bilinirliğimizi artırarak, sektördeki yerimizi sağlamlaştırmak istiyoruz. 2019 yılında e-ticaret sektörü pazar payı hedefini mutlaka artıracaktır. Bazen iniş-çıkışlı ekonomi şartları olabiliyor. Bununla beraber e-ticaret her imkanı parmaklarınızın ucuna taşıyan bir kolaylık ve aradığınız her ürünü bulabileceğiniz vazgeçilmez bir sektör olma yolunda hızla ilerliyor. 2019 yılında da bu sektörün çıkışını sürdüreceğini tahmin ediyoruz” dedi.

    Firmanın Operasyon Uzmanı Bilge Atan da e-ticarette müşterilerin en önem verdiği konulardan birinin de hızlı ve doğru ürün teslimatı olduğunu söyledi. Yüz yüze diyaloğun olmadığı bu sektörde müşterilerle 7/24 irtibat kurmanın önemine değinen Atan; “Her zaman açık olan bir işletmeniz varsa müşterilerinde bir muhatabı olması gerekiyor. Canlı destek, irtibat numaraları ve talep formları gibi. Tabi ki bunu samimi ve çözüm odaklı yapmak görmediğimiz müşterilerimize dokunmamızı sağlıyor. Verdikleri siparişlerin yanında çam sakızı çoban armağanı hediyelerimiz de müşterilerimizin e-ticarete olan güvenini alışveriş şeklinin değişmesine katkı sağlıyor” dedi.

  • Çakıyla taşı sanata dönüştürüyor

    Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde yaşayan 60 yaşındaki Süleyman Akkaya, 50 yıldır çakıyla yaptığı taşlardan oluşan bibloları köy evinde sergiliyor.

    İlçeye bağlı Karabacak köyünde yaşayan ve çiftçilikle uğraşan Süleyman Akkaya’nın elinde taşlar adeta birer sanat eserine dönüşüyor. Akkaya, 50 yıl önce henüz 10 yaşındayken bir merakla başladığı taştan biblolar, figürler ve heykelcikler yapma işinde yıllar içinde 2 binden fazla yaptığı sanat eserini köy evinde sergiliyor.

    Ceyhan Nehri’nin yatağından topladığı taşları hiçbir teknolojik alet kullanmadan sadece çakıyla işleyerek şekil veren Süleyman Akkaya, ilk defa taş işlemeye 10 yaşında başladığını ifade etti. Daha çok kadın figürü, balık ve hayvan figürleri işlediği taşların kendi ruh halini yansıttığını belirten Akkaya, eserlerinin herhangi bir yerden alıntı yapmadan doğaçlama kendi özgün düşüncesi olduğunu söyledi.

    “Ben bunun bir eğitimini de almış değilim”

    2 binden fazla taş eser yaptığını vurgulayan Akkaya, “Allah ömür verdiği müddetçe çakıyla taş işlemeye devam edeceğim. Ama bazen de kendi kendime diyorum ki bu taşlar Ceyhan Nehri’nden geldi hepsini götürüp geri nehre dökeyim. Ama kıyamıyorum. Bir çok kişi gelip gidiyor. Yaptığım bu taşlara bakıyorlar hayret ediyorlar. Ben bunun bir eğitimini de almış değilim. İlk defa 10 yaşında başladım. Zaman içerisinde kendi kendimi geliştirdim. Ceyhan Nehri’nin taşları işlenebilir yumuşak taşlar. Bunları yaparken de herhangi bir teknolojik alet kullanmıyorum. O esnada aklıma ne geliyorsa onu yapıyorum. Sadece çakı kullanıyorum. Evime gelip gidenler işte bize şunu sat veya şu taş hoşuma gitti çok güzel diyorlar ben hiç satmayı düşünmedim. Belki bir gün birisi çıkıp derse bize bunların hepsini toplu halde sat o zaman satabilirim. Çünkü bunların her biri ayrı ayrı yerde olmaz. Toplu halde sergilenirse bir anlamı olur” şeklinde konuştu.