Etiket: Dönemine

  • İzmir’de Osmanlı dönemine ait tarihi eser ele geçirildi

    İzmir’in Bornova ilçesinde Osmanlı, Bizans ve Roma dönemine ait tarihi eser kaçakçılığı yapan bir kişi jandarma ekipleri tarafından yakalandı.

    İzmir İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler Manisa otoyolu Karaçam mevkisinde yaptıkları uygulamada şüphelendikleri bir otomobili durdurdu. Otomobilde yapılan aramalarda Osmanlı, Bizans ve Roma dönemine ait olduğu öğrenilen 34 tarihi eser ele geçirildi. Otomobil sürücüsü M.Y. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı.

  • Çocuklar da 2.yaş dönemine dikkat!

    Çocuk-Ergen Psikoterapisti Uzman Psikolog Merve Demir, çocuğun gelişimi açısından 2-3 yaşları arasındaki dönemin oldukça önemli olduğunu belirtti. Demir, “Bu dönemde çocuğun gelişimi çok hızlıdır ve çocuk daha bağımsız hareket etmeye başlamıştır. Tuvalet eğitimi ile birlikte çocuklar yavaş yavaş yeme, giyinme gibi alanlarda da daha fazla kontrol sahibi olmak isterler. Çocuklar bu dönemde anne babalarının isteklerine “Hayır” demeye, kendi istediğini yapma konusunda ısrarcı olmaya başlar ve kurallara karşı çıkarlar. Bu sebeple bu dönemde çocuk ve anne baba arasında çatışmalar ortaya çıkabilir” diye konuştu.

    Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Çocuk-Ergen Psikoterapisti Uzman Psikolog Merve Demir, çocuğunuzun 2. yaş döneminde daha uyumlu olması için şu önerilerde bulundu;

    “Net ve tutarlı sınırlar belirleyin; Bu dönemde çocukla olan ilişkide net ve tutarlı sınırlar koymak, ancak çocukla inatlaşmamak gerekmektedir. Çocuk ne kadar sınırlara karşı çıksa da tutarlı sınırlar onun kendini güvende hissetmesini sağlamaktadır. Yeterli ve uygun şekilde sınır konulamayan çocuk, kaygı yaşayacaktır.

    Israrcı ve baskıcı olmayın; Bu dönemde kontrol sahibi olmak çocuk için çok önemlidir. Bu sebeple anne babasının ısrarlı ve baskıcı tutumu çocuğun kendisini kötü hissetmesine sebep olacaktır. Çocuğun anne babasından ayrı bir birey olarak kendisini ortaya koymak için inatlaştığı unutulmamalıdır.

    Bağımsız davranışları mümkün olduğunca destekleyin; Bazı şeyleri kendi başına yapmasına izin verin ve bu davranışları övün.

    Seçenek sunun; Belli sınırlar dâhilinde çocuğa seçenekler sunmak, bu seçenekler içinde kontrol sahibi olmasını sağlamak inatlaşmalarla baş etmekte faydalı olacaktır. Bu dönemde çocukla inatlaşmamak ve çocuğun ağlamaması için tüm isteklerini yapmak da uygun değildir. Ebeveynler öncelikle çocuğa onu anladığını ifade etmeli, neden böyle bir sınır koyduğunu açıklamalı ve ona seçenek sunmalıdır.

    Kuralın sebebini açıklayın; Konulan kuralın sebebinin çocuğa açıklanması; hem çocuğun kendisini değerli hissetmesini sağlayacak, hem de inatlaşmaların azalmasına yardımcı olacaktır.

    Sakin kalın ve eşinizle tutarlı olun; Sınır koyarken kararlı ve sakin olmak, her inatlaşmada aynı kararlı tutumu göstermek ve anne babaların da sınırlarla ilgili kendi aralarında tutarlı olması gerekmektedir. Öfkeli olan çocuğun sakinleşmesi ve kendini kontrol etmesi için zamana ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Anne babanın sakin ve kararlı tavrı bir yandan çocuğun sakinleşmesine yardımcı olurken, bir yandan da sınırları öğrenmesini sağlayacaktır.

    Olumsuz davranışlarda, çocuğun dikkatini dağıtmaya çalışmayın; Kurallara karşı çıkan çocukla baş etmek için çoğu anne babanın sıklıkla kullandığı bir yöntem de çocuğun dikkatini dağıtmak ve başka bir şeyle ilgilenmesini sağlamaktır. Ancak bu şekilde davranılan çocuk sınırları öğrenemeyeceği gibi, anne babası tarafından kandırıldığını düşünebilir. Ayrıca olumsuz bir davranışın ardından çocuğun dikkatini dağıtmak için “Hadi parka gidelim” , “Gel dondurma yiyelim” vb. teklifler çocuk için olumsuz davranışlarını pekiştiren bir ödül de olabilir. Bu sebeple bu yöntem mecbur kalınmadıkça tercih edilmemelidir.

    Oyuncaklarını paylaşmaya zorlamayın; Bu dönemde çocuklar parka, kreşe gittiklerinde diğer çocuklarla oynarlar. Akranlarına ilgi gösterseler de, bu kısa süreli olur ve çoğunlukla kendi başlarına oynamayı tercih ederler. Bu dönemin önemli özelliklerinden biri de, çocukların sevdikleri şeyleri paylaşmakta zorlanmasıdır. Bu sebeple çocuğunuzu oyuncaklarını paylaşmaya zorlamayın.

    Mola verin; Bu dönemde çocuklar, zaman zaman arkadaşlarına şiddet uygulamayı deneyebilir. Böyle bir durumda çocuk, o ortamdan uzaklaştırılmalı ve neden oradan uzaklaşıldığı ve oyuna neden mola verdiği çocuğa kısaca anlatılmalıdır. Arkadaşları ile bir araya geleceği bir sonraki görüşmeden önce çocuğa arkadaşlarına vurduğunda yine oyunun biteceği hatırlatılmalıdır.

    Kaygılandığında kucağınıza almaktan çekinmeyin; Çocukların bu dönemde ev dışındaki ortamlarda kaygılanmaları ve daha fazla ilgi görmek istemeleri sebebiyle, evdekinden farklı davranmaları normaldir. Çocuk yabancı bir ortamda korunmaya ihtiyaç duyduğu için anne-babasının kucağında kalmak isteyebilir. Böyle bir durumda çocuğa anlayışlı yaklaşmamak kaygısını daha da arttıracaktır. Kendisini değersiz hissetmesine sebep olacaktır. Çocuk yeni ortama alışana ve çocuğun kaygısı azalana kadar, kucakta kalmasına izin verilmelidir.

    Çocuklarının bu dönemde gösterdiği problem davranışlar geçicidir. Anne-babalar çocuğun göstermekte olduğu olumsuz davranışların çoğunun içinde bulunduğu gelişim dönemi ile ilgili olduğunu unutmamalıdır.”

  • Ereğli’de Romalılar dönemine ait Sunak taşı bulundu

    Konya’nın Ereğli ilçesinde şüphe üzerine durdurulan bir kamyonette yapılan aramada, Roma dönemine ait Sunak taşı ele geçirildi.

    Edinilen bilgiye göre, Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Gülbahçe Mahallesi’nde şüphe üzerine bir kamyoneti durdurup arama yaptı. Yapılan incelemede, milattan sonra 3. yüzyıldan kalma Roma dönemine ait Sunak taşı ele geçirildi. Sunak taşına el konulurken, aracın sahibi M.U., gözaltına alındı. Üzerinde kurban kesilen, adak bırakılan ve genellikle dini amaçla kullanıldığı belirtilen Sunak taşının Ereğli Müze Müdürlüğüne teslim edildiği öğrenildi.

    Sunak taşının üzerinde yer alan Yunanca yazının da ne anlama geldiği araştırılırken, Müze Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, taşın üzerinde boğa başı ve insan büstü gibi figürlerin de bulunduğu ifade edildi. Ayrıca taş üzerinde bir elinde üzüm salkımı diğer elinde ise buğday başağı tutan sakallı bereket tanrısının da yer aldığı kaydedildi. Müzede uygun bir yere konan Sunak taşı ziyaretçilerini bekliyor.

    Öte yandan, emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edilen araç sürücüsü M.U., çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.

  • Malatya’nın Hitit dönemine ait rölyefi oymacılık sanatıyla hayat buldu

    Tarihi çok eski zamanlara dayanan ve Anadolu Selçuklu devrinde ortaya çıkan oymacılık, Osmanlı tarihinin en iddialı sanat dalıdır. Günümüzde de geleneksel ölçülerinden bir şey kaybetmeden devam eden sanat, ince işçilik gerektiriyor. Malatya Battalgazi’de tarihi Kervansaray içerisinde oymacılık kursu veren heykeltıraş Erkan Ünsal, Malatya’nın Hitit dönemine ait ‘bal şehri’ anlamına gelen rölyefini ahşaba oyarak meraklılarının beğenisine sundu.

    Battalgazi Belediyesi’nin katkılarıyla tarihi Kervansaray içerisinde ahşap oymacılığı kursu veren Erkan Ünsal, Malatya tarihine ait önemli eserlere sanatıyla yeniden hayat veriyor.

    Ünsal’ın en dikkat çeken çalışmalarından biri de Hitit dönemine ait ve o dönem şehrin adı olan ‘Bal Şehri’ rölyefi.

    M.Ö. 2000’li yılların başında varlıklarını gösterdikleri Malatya’da bölgenin kültür ve sanatına önemli katkılar sunan Hititler’in şehri simgelemek için yaptıkları rölyef, Erkan Ünsal’ın çekiç darbeleriyle ağaca işlendi.

    Hitit dönemine ait eserler

    Oymacılık sanatının sabır gerektiren bir sanat olduğunu belirten Ünsal, isteyen herkesin bu sanat dalının inceliklerini öğrenebileceğini belirtti.

    Özellikle Hitit dönemine ait, bugün Arslantepe’de sergilenen tarih kalınlarına ayrı bir önem verdiğini kaydeden Ünsal, “Arslantepe kralımız Tarhunza ve taktığı tacındaki motifler üzerine çalışmalarımız var. Yine müzeden alıp ahşaba oyduğumuz birçok önemli tarih eser var” dedi.

    “2. Abdülhamid Han ahşap oymacılığıyla bazı şifreli masalar yapmıştır”

    Ünsal, 2011 yılından beri Kervansaray’da ahşap oymacılığı kursu verdiğini kaydederek, “Ahşap oymacılığının Orta Asya’dan Anadolu’ya geçişi Selçuklular dönemine rastlamaktadır. Osmanlılar bu sanatı cami süslemelerinde sık sık kullanmışlardır. Padişah 2. Abdülhamid Han ahşap oymacılığıyla bazı şifreli masalar yapmıştır. Burada 5 yıldır ücretsiz kurs imkanı sunuyoruz. Bu sanatı insanlarımıza daha fazla yayma amacındayız. Malatyalılar kursa gerekli önemi veriyorlar” şeklinde konuştu.

    “Daha çok stres atmak için uğraşılması gereken bir sanat”

    Oymacılık sanatının inceliklerinden de bahseden Ünsal, “Daha çok stres atmak için uğraşılması gereken bir sanat. Mesela ağaç kokusuyla bu sanat insanlara iyi bir terapi olabiliyor. Elma kabuğunu soyarken ince ince hamlelerle elini kesmemek için bir uğraş verirsin ya, bu sanatta da öyle. Beyin sinirleriniz açılır. Ve de en önemlisi tabi ki bu sanat sabır gerektiriyor” diye konuştu.

    “Arslantepe Müzesi’nden alıp ahşaba döktüğümüz birçok tarihi eser var”

    Çalışmalarında Hitit dönemine ait çalışmalara geniş yer verdiğini ifade eden Ünsal, “Arslantepe Müzesi’nden alıp ahşaba döktüğümüz birçok tarihi eser var. Mesela Kral Tarhunza’nın tacı. Yine o döneme ait çiçek deseni. Milattan önce 5 binli yıllara ait bir desen bu. Bu desen günümüzde hala çiçek çizimlerinde kullanılıyor” ifadelerine yer verdi.

    “Tarih kitaplarında Melit olarak geçen bu şekil bal şehrini simgeliyor”

    Ünsal’ın en dikkat çeken çalışmalarından biri de Hitit dönemine ait ve o dönem şehrin adı olan ‘Bal Şehri’ rölyefi.

    Ünsal, bu çalışmasını anlatırken, “Bu rölyef Hitit dönemine ait ve bal, yani ‘Melit’ diye geçiyor. Malatya’nın eski amblemi. Bu amblem Arslantepe’de var zaten. Oradan alıp buraya işledik. Tarih kitalarında Melit olarak geçen bu şekil, bal simgeliyor. Hitit kaynaklarında bu isim çok kullanılır” diye konuştu.

  • Kurak geçen yaz dönemine rağmen silajlık mısır hasadındaki bereket çiftçiyi sevindirdi

    Gaziantep’in Araban ilçesinde kurak geçen yaz dönemine rağmen silajlık mısır hasadında yaşanan bereket çiftçiyi sevindirdi.

    Araban Ovası’nda yaz mevsiminin son dönemlerinin en kurak günlerine neden olmasına rağmen silajlık mısır hasadında yaşanan bereket sevindirdi. Dönümünden 3.5 ton mısır hasadı elde eden çiftçiler, tonunu ise 250 TL’den alıcı buluyor.

    Araban Ovası’nda 80 dönüm araziye mısır eken Mustafa Sülüker, “Tamamen organik koşullarda 80 dönüm araziye mısır hasadı ektim. Kurak geçen yaz mevsimine rağmen kendi imkanlarımla yetiştirdiğim mısırdan silajlık olarak dönüm başına ortalama 3.5 ton hasat yaptım. Bu hasadı tonu 250 TL’den satıyoruz. Çok şükür, üründen, aldığımız verimden ve satış rakamlarından memnunuz” diye konuştu.

    Traktörle biçiliyor

    Ekilen mısırlar hasat zamanı traktöre bağlanan bıçak ve ekipman ile hasat ediliyor. Yem haline getirilen mısırlar, önce traktörün römorkuna, sonra da arazideki boş alana dökülüyor. İşçiler tarafından çuvallara doldurulan mısırlar, alıcılarına göndermek için hazır hale getiriliyor.

    15 işçi çalışıyor

    Mustafa Sülüker, traktör yardımı ile biçtiği mısırı, yanında çalıştırdığı yaklaşık 15 işçi ile çuvala doldurarak, hayvan sahiplerine sattığını ifade etti. Ürünün tamamen organik olduğunu belirten Sülüker, “Mısır suyu sever. Son dönemlerde kurak bir yaz mevsimi geçirmemize rağmen gayet iyi hasat yaptık. Ürünümüz tamamen organik ve kaliteli olması nedeniyle çevredeki hayvan sahipleri tarafından yoğun ilgi görüyor” diye konuştu.