Etiket: Dokunuş

  • Tarihi dokuya mimari dokunuş

    Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü yüksek lisans öğrencileri, Foça’nın yüzyıllardır süregelen konut geleneğini oluşturan ve birçoğu kaderine terk edilmiş halde bulunan tarihi Kule Evlerini yeniden tasarladı.

    Sazlıca koyunda yer alan ve terk edilerek yok olma sürecine giren Kule Evlerinin işlevsel dönüşümü için gerçekleştirilen stüdyo dersinde, Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü yüksek lisans öğrencileri, evlerin tarihsel kimliğini koruyarak yeniden kullanılmalarına yönelik fikirler geliştirdi. Yrd. Doç. Dr. Ebru Karabağ Aydeniz, Öğretim Görevlisi Sergio Taddonio ve Araştırma Görevlisi Yarkın Üstünes’in yürütücülüğünde yapılan çalışmalarda, tarihi konut yapılarının özgün kısımları zamanın izleri korunarak iyileştirilmiş çelik, cam, brüt beton gibi çağdaş eklerle günümüz yaşamına uyarlanması için çalışıldı. Öğrenciler Ilgın Deniz Barkan, Betül Elif Serbez, Müge Uktay ve Begüm Cansu Aydın tarihi evleri yerinde inceleyerek tasarımlarını hazırladı.

    Yöreye özgü tasarım

    Yrd. Doç. Dr. Aydeniz, “Öğrenciler, tarihi dokuya modern dokunuşun yanı sıra çevrenin özelliklerinin korunması ve bölgenin ihtiyaçlarına göre farklı işlevler geliştirilmesini de amaçlayarak tasarımlar gerçekleştirdi. Yapılan çalışmalarda sanat köyü, konuk evi, etkinlik alanları ve restoranlar tasarlanarak hem bölgeye değer kazandırılmaya hem de yapıların yaşaması sağlanarak yok olmalarının önüne geçilmesine çalışıldı” dedi.

    Tarihi yaşatma vurgusu

    Yaşar Üniversitesindeki proje sunumlarına katılan Foça Belediyesi Başkan Yardımcısı Mimar İsmail Ası, Kule Evlerinin önemini vurgulayarak tescilli yapıları korumaya gayret gösterdiklerini söyledi. Ası, “Tarihi yapıları yaşatmak için birçok projeyi hayata geçirdik. Bağ ve bahçelerdeki evlerin bu şekilde olmasının kente zenginlik katacağını düşünerek de bir proje hazırladık. Yarımadada çok sayıda örnek eser var. Tarihi yapıların yeniden gün ışığına çıkarılması için yaşatarak koruma ilkesiyle hareket ediyoruz. Tarihi binaların metruk kalmaması için Yaşar Üniversitesinin de neler yapabiliriz, nasıl onlara değer katabiliriz diyerek projeler hazırlaması kent için önemli. Buradaki projeleri inceleyip hayata geçirebilir miyiz diye değerlendireceğiz” diye konuştu.

  • Gülüşe estetik bir dokunuş

    Diş Hekimi Emre Harbalioğlu, göz kamaştırıcı bir gülüşe sahip olmak için uygun hastalara dişlerine lamina yani yaprak porselenler uyguladıklarını söyledi.

    Estetiğin tarih boyunca insanlar için çok önemli bir konu olsa da artık günümüzde olmazsa olmazlar arasında yer aldığını belirten Medical Park Samsun Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği Dent. Emre Harbalioğlu, “Güzel bir gülümseme insanların sosyal yaşamını etkilediği gibi iş yaşamlarında da etkilemektedir. Kişinin özgüveninin estetik ve güzel bir gülüşe paralel olduğu yapılan araştırmalarda görülmektedir. Gelişen teknolojiler sayesinde sağlık sektöründe de gerçeğe çok yakın doğal ve güzel dişlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Fotoğraflar, protez planlamaları ve yapım aşamaları bilgisayar ortamında düzenlenip hazırlanmaktadır. Bu da bizim işimizi hem keyifli bir hale getirmekte hem de başarı düzeyimizi de paralel olarak yükseltmektedir. Olaya hasta açısından baktığımızda da istediği gülüşü sunmamıza olanak sağlamaktadır. Lamina yani yaprak porselen olarak adlandırdığımız materyal ön dişlerde yapısal bozuklar, renk bozuklukları veya ayrık dişler gibi estetik açıdan sorunlu olan kişilerde uygulanmaktadır. Fakat her hastanın bu uygulamaya uygun olması beklenmemelidir. Zirkonyum veya full seramik protezler ise geçmişte protezlerin olmazsa olmazı olan metal alt yapı olmaksızın sağlamlık ve estetik sağlamaktadır. Bununla birlikte fonksiyonellik konusunda da kayıp yaşanmamaktadır” dedi.

    Dudak ve diş etlerinin estetik olarak dişleri desteklediği çerçevede tüm resmi içerisine aldığını ifade eden Harbalioğlu, “Her farklı çerçevenin farklı çizimleri tamamlaması gibi, birine ait gülüşün dizaynı ve değişimi de kişisel temeller üzerine yapılır. Güzel yapılmış, doğala yakın protezler olsa da düzensiz sağlıksız dişetleri ile birlikte protezin de başarısını etkiler. Bu nedenle gülüşün bir bütün olduğunu düşünerek planlama yapıldığında bir bütün olarak hareket edilmelidir. Estetik protezler ile fonksiyonel çiğneme ve kullanım ile birlikte kişilere beklenen estetik ve fonasyon da sağlanmış olur. Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte diş hekimliğinde de yeni materyaller ile istenen estetik sağlanabilmektedir. Doğal görünüme en yakın yapılan protezle hastaların özgüveninin de kaybolmasına engel olmaktadır. Çünkü sosyal ve iş hayatında gülümsemesine engel olan dişlere sahip olan bireyler özgüven problemi yaşamaktadır. Ayrıca kişilerin görüntülerini en çok etkileyen etmenlerden biri olan dişlerin kötü olması durumunda bireyler psikolojik olarak da etkilenmektedir” diye konuştu.

    Gülüş estetiği konusunda ne yapılması gerektiğine dikkat çeken Harbalioğlu, “Birçok alternatif mevcut olduğundan hastalar hangi tedavinin kendilerine uygun olduğunu bilmemekteler. Estetik açıdan kırılmış, çatlamış, renk değiştirmiş veya eksik dişlerle beraber görüntü ve fonksiyon kaybı olan hastaların diş hekimlerine başvurması gerekmektedir. Doğal dişlerin ışık geçirgenliğine çok yakın içinde alt yapısında metal kullanılmayan ve daha ince çalışılabilen empress, zirkonyum, inseram, lamina yani laminate, yaprak porselenler, tırnak porselenler gibi porselenleri kullanılarak kaplamalar yapılmaktadır. Bu tedaviler yapılırken hastalara dişsiz kalmamaları için gün içerisinde geçici protezler yapılmakta ve yaklaşık 5 gün gibi kısa bir süreçte tedavi tamamlanmaktadır. Böylece beklentilerin de karşılanması sağlanmaktadır. İşlemlerden sonra hastalarda görülen en büyük fark güvenle gülmesi ve konuşmasıdır. Bu da hastanın özgüvenini yerine getirmekte ister istemez bu konudan dolayı etkilenen psikolojisini de düzeltmektedir” şeklinde konuştu.

  • Şehit dayıya son dokunuş

    Suriye’nin El-Bab bölgesinde DEAŞ tarafından yapılan saldırıda şehit düşen 27 yaşındaki Uzman Çavuş Bahattin Bakır, memleketi Zonguldak’ın Devrek ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin 1.5 yaşındaki yeğeni Buğlemnur Küçükkaya, dayısının tabutuna karanfil bırakarak dakikalarca elleriyle sevdi.

    El-Bab bölgesinde DEAŞ tarafından düzenlenen saldırıda şehit düşen 27 yaşındaki Uzman Çavuş Bahattin Bakır’ın naaşı, öğlen saatlerinde Zonguldak Havalimanına inen uçaktan alınarak Devrek Devlet Hastanesi morguna konuldu.

    Şehidin naaşı için Devrek Cumhuriyet Alanı’nda cenaze töreni düzenlendi.

    Şehidin ailesi feryat edip gözyaşı döktü

    Şehidin tabutu cenaze aracından omuzlara alınarak Merkez Yeni Camii’nin avlusuna getirildi. Şehidin babası Hüseyin Bakır, tören alanında taziyeleri kabul etti. Güçlükle ayakta durabilen baba Hüseyin Bakır, oğlunun tabutu başına geçerek gözyaşı döktü. Şehidin kız kardeşi Habibe Bakır, zaman zaman annesi Hatime Bakır’ın yanağını öperek teselli vermeye çalıştı. Şehidin ablası Nafize Küçükkaya da annesinin elini tutarak destek olmaya çalıştı. Şehidin ailesi oğullarının tabutu başına gelerek feryat etti.

    Şehidin amcasının oğlu Murat Bakır da tabutun başına gelerek şehidin fotoğrafını dakikalarca öptü. Güçlükle ayakta durabilen Murat Bakır, tabutun başından bir an olsun ayrılmadı.

    Buğlemnur’dan dayıya son bakış

    Bir ara abla Nafize Küçükkaya, 1.5 yaşındaki kızı Buğlemnur’u kucağına alarak sevdi. Ardından şehidin yakınları minik bebeği şehit dayısının tabutu başına getirdi. Buğlemnur ellerindeki karanfilleri dayısının tabutuna bıraktı.

    Çok sevdiği dayısının tabutu başına getirilen Buğlemnur, her şeyden habersiz annesi, dedesi, teyzesi ve anneannesi ile birlikte dakikalarca tabutu sevdi.

    Cenaze namazını müftü kıldırdı

    Zonguldak İl Müftüsü Mürsel Öztürk’ün kıldırdığı cenaze törenine AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Hüseyin Özbakır, Faruk Çaturoğlu, Özcan Ulupınar, CHP Milletvekilleri Şerafettin Turpçu ve Av. Ünal Demirtaş’ın yanı sıra Zonguldak Valisi Ali Kaban, İl Jandarma Komutanı Albay Haluk Selvi, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı, belediye başkanları ve 3 bine yakın vatandaş katıldı.

    İkindi namazını müteakip cenaze namazı kılınan şehidin naaşı defnedilmek üzere Pınarönü köyüne götürüldü.

    Kredi çekip aldığı otomobiline iki gün binebildi

    15 gün önce ailesinin yanına gelen Uzman Çavuş Bahattin Bakır’ın, görev yaptığı Tunceli’de bir süre önce kredi çekerek otomobil satın aldığı öğrenildi. Şehidin, köyüne yaptığı ziyaret boyunca yeni aldığı otomobiline iki gün binebildiği öğrenildi.

    Evinin garajına otomobilini koyarak Suriye’deki görev gittiği öğrenilen Bakır’ın, Suriye görevi dönüşünde otomobilini kullanmayı planladığı ortaya çıktı.

  • Anneden kızına son dokunuş

    Ordu’da geçen Cumartesi günü geçirdiği trafik kazasında yaralandıktan sonra tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen ve 4 kişiye ikinci bir yaşam umudu veren 20 yaşındaki Hilal Yiğit, gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.

    Hilal Yiğit’in Ordu Devlet Hastanesi morgundan alınan cenazesi ailesi tarafından alındıktan sonra ilk olarak Bahçelievler Mahallesi’ndeki evlerine getirilerek komşu, dost ve arkadaşlarından helallik alındı.

    Hilal Yiğit’in annesi Zehra Yiğit, Ulu Cami’ye getirilen kızının cenazenin başından bir an olsun ayrılmadı. Tabutu öpüp koklayan gözü yaşlı anne Zehra Yiğit, kızının cenazesine son kez dokunarak, “Meleğim, gül bebeğim, canım kızım” diyerek ağladı.

    Öğle namazının ardından kılınan cenaze namazına AK Parti Ordu Milletvekilleri Oktay Çanak, Ergün Taşçı, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Gülyalı Belediye Başkanı Talip Şen, AK Parti Ordu İl Başkanı Uğur Çelenk ve kalabalık bir cemaat katıldı. Acılı baba Murat Yiğit, cenaze namazı kılınırken sık sık dua etti. Metanetini koruyan baba Murat Yiğit, kızının tabutunu omuzlayarak cenaze aracına kadar götürdü. Cenaze araca konulduğu sırada cami etrafında bulunan evlerden insanların dua ettiği gözlendi.

  • Şehit anasından hüzünlü dokunuş

    Manisa’nın Salihli ilçesinde Kurtuluş Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu İlkokulu Okul Aile Birliği tarafından şehitler anısına okul bahçesine yapılan ’Şehitler Çeşmesi’, düzenlenen törenle dualar eşliğinde hizmete girdi. Törene katılan Salihli’nin son şehidi Süleyman Gür’ün ailesi gözyaşlarına hakim olamadı. Şehidin annesi Fikriye Gür’ün oğlunun fotoğrafını gözyaşları içinde sevmesi yürek burktu.

    Hizmete açılan Şehitler Çeşmesi’ne Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığında darbeci generali vurduktan sonra şehit olan Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir ile Şırnak-Cizre karayolunda teröristlerce yola yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu yaralanan ve tedavi gördüğü Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde şehit olan Salihlili Uzman Çavuş Süleyman Gür’ün fotoğrafı asıldı.

    “Onlar bizim kahramanlarımız”

    Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törene Salihli Şehit Aileleri Derneği Başkanı Abdullah Varol, şehit aileleri ile öğrenciler, öğretmenler ve davetliler katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Okul Aile Birliği Başkanı Nazan Aydoğan, “Şehitler Çeşmesi’nden akan her damla su şehit ailelerimizin acılarını biraz olsun hafifletip, yüreklerini serinletecektir. Şehitler Çeşmesi’ni yaparak, her daim onların yanında olduğumuzu hissettirmek istedik. Burada kahraman yiğitlerimizi anlatmaya, ne kelimeler yeter, ne de zaman yeter. Millet olarak onlara hayranız, millet olarak onlara minnettarız. Onlar bizim her zaman kahramanlarımız. Unutmayacağız ve unutturmayacağız” dedi.

    Şehit annesi gözyaşlarına hakim olamadı

    Törende öğrenciler tarafından 15 Temmuz şehitleri ve tüm şehitler için şiirler okundu. Öğrenciler şiirleri okurken şehit aileleri duygulu anlar yaşadı. Salihli’nin son şehidi olan Uzman Çavuş Süleyman Gür için okunan şiirde ise şehidin annesi Fikriye Gür ve eşi Merve Gür gözyaşlarına hakim olamadı.

    Törende Şehit Süleyman Gür’ün ağabeyi Sedat Gür, şehidin eşi Merve Gür ile Şehit Aileleri Derneği Başkanı Abdullah Varol da birer konuşma yaparken, Okul Müdürü Sedat Günay ise şunları söyledi:

    “Çocuklarımızın şehit bilincini, şehit sevgisini ve saygısını kazandırmak için Okul Aile Birliğimiz tarafından yapılan çeşmeye ’Şehitler Çeşmesi’ ismini verdik. Vatan uğruna şehit olan tüm şehitlerimizin anısına çeşmeyi yaparak, çocuklarımız tarafından şehitlerimizin yaşatılmasını istedik. Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.”

    Yapılan duanın ardından Şehitler Çeşmesi hizmete açıldı. Açılış sonrası şehit Süleyman Gür’ün annesi Fikriye Gür’ün oğlunun asılı fotoğrafını okşayarak sevmesi yürek burktu.