Etiket: Doktor

  • Burun Estetiğinde Doktor Seçimine Dikkat

    En çok tercih edilen estetik operasyonlardan bir tanesi olan burun estetiği ameliyatlarında dikkat edilmesi gereken en önemli noktaların başında doktor seçimi geliyor.

    Burnun yeniden şekillendirilmesi ve yeniden boyutlandırılması için burun estetiği yaptırma kararı alan hastaların özellikle doktor seçimine özen göstermesi gerektiğine dikkat çeken Estetik International Sağlık Grubu doktorlarından Op. Dr. Yücel Sarıaltın, ‘’Nasıl her ressamı beğenmiyorsak, her şairin şiirini ya da bestecinin müziği sevmiyorsak, burada da aynısı söz konusu. Burun estetiği yaptırmayı düşünenler, sanatını sevdikleri bir cerrahı seçmeliler çünkü burun estetiğinde sanat konuşur’’ dedi.

    SANATSAL BAKIŞ AÇISI

    Yüzde ilk dikkat çeken noktalardan birinin burun olduğunu belirten Sarıaltın, ‘’Burun, görevi ve estetik görüntüsü önemli olan bir organdır. Burun estetiği ameliyatları, burunda küçültme, büyültme, burun deliklerini küçültme, burun kemerinin giderilmesi, burun ucu düzeltme, kaldırma veya doğuştan gelen bozuklukların giderilmesi, kaza sonucu oluşan bozuklukların düzeltilmesi gibi bir dizi estetik sorunlara odaklanır. Ayrıca bu estetik müdahaleler yapıldığında nefes alma sorunu ve gözaltı morlukları gibi sorunlar da kendiliğinden çözümlenebilir’’ diye konuştu. Yüz ile orantısız olan burunların, kişileri mutsuz, kendine güvensiz hale getirebildiğini de vurgulayan Sarıaltın, ‘’ Tüm bu kusurların giderilmesi için anatomi bilgisinin yanı sıra zaten sanatsal bir bakış açısı şarttır. Hasta çıkan sonuçtan ancak bu şekilde mutlu olur” ifadelerinde bulundu.

    BURUN ESTETİĞİ ADAYLARI

    “Yüz kontürüne uygun büyüklükte olmayan burunlar, kemerli burunlar, burun köprüsünde sorun olanlar, burun ucu düşük ya da geniş olanlar, burun deliklerinde darlık ya da genişlik, burun merkezinde çarpıklık olanlar ve hatta bir önceki burun estetiği operasyonundan memnun kalmayanlar, burun estetiği için uygun adaylardır” diyen Sarıaltın, operasyona karar verdikten sonra doktor seçimi için mutlaka çok iyi araştırma yapılması gerektiğinin altını çizdi.

  • Samsun’da Öldürülen Doktor İçin Bafra’da Basın Açıklaması Yapıldı

    Samsun’da görevi başında öldürülen Dr. Aynur Dağdemir için Bafra Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yapıldı.

    Basın açıklamasına İlçe Sağlık Müdürü Dr. Aytaç Akın, Başhekim Vekili Uzm. Dr. Erdinç Acar, Uzm. Dr. Davut Çepni, İdari ve Mali Hizmetler Müdürü Hüseyin Alkan, doktorlar ve hastane personeli katıldı.

    İlçe Sağlık Müdürü Dr. Aytaç Akın tarafından yapılan basın açıklamasında, “29 Mayıs 2015 günü Dr. Kamil Furtun’un bir meczubun saçma sebepler ileri sürerek, görevi başında şehit etmesi üzerinden 5 ay bile geçmeden, 19 Kasım 2015 günü bir kadın meslektaşımız yine kendini bilmez birinin menfur saldırısı sonucu hayatını kaybetti. Daha acımız taze iken bir meslektaşımızı daha kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Saldırı sonucu kaybettiğimiz Dr. Aynur Dağdemir, tüm arkadaşları tarafından sevilen, yaptırdığı doğum ve tedavilerle birçok ailenin sevincine vesile olmuş örnek bir meslektaşımızdı. Bir kez daha tüm Samsun halkını sağlık çalışanlarına, doktorlarına, sahip çıkmaya, yitirilen değerler için bu menfur saldırılar karşısında, bizlerle beraber dimdik durmaya davet ediyoruz. Bu saldırıları kınıyor, lanetliyoruz. İnsani yönden çok değerli doktorlarımızı, çok basit sebeplerle kaybettiğimizin bilinmesini istiyoruz” dedi.

    Basın açıklamasının ardından 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.

  • Doktor Esin Yalınbaş: “Prematüre Bebekler Artık Sorun Değil”

    Kütahya’da, Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Neonatoloji Uzmanı Dr. Esin Yalınbaş, prematüre doğan bebeklerin artık sorun olmadığını ifade etti.

    Son yıllarda Türkiye’de prematüre doğum oranlarının arttığını söyleyen Neonatoloji Uzmanı Dr. Esin Yalınbaş, bütün doğumların yüzde 12’sini ise prematüre bebeklerin oluşturduğunu dile getirdi. Yalınbaş, “Gebeliğin 37. haftasını tamamlamadan önce doğan bebeklerin prematüre olarak kabul edildiğini belirtti. Bin gram altındaki bebeklerin yüzde 70’inde, bin 500 gram altı bebeklerin yüzde 25-35’inde görülen göz sorunu prematürelik retinopatisi nedeniyle tüm prematüre bebeklerde doğum sonrası 4 ile 6. hafta arasında göz muayenesi gerekmektedir. Geldiğimden bu yana doğan küçük prematüre bebekler gayet sağlıklı. Prematüre doğum artık sorun değil. Biz bu bebeklerimizin yaşaması için her türlü desteği elimizden geldiğince yapıyoruz. Erken doğan bebeklerin mutlaka yenidoğan ünitesinde kontrol altına alınması gerekmektedir. Erken doğan bebekler yenidoğan hekiminin ellerindeyse kazanır. Aileler, erken doğan bebeklerinin bakılabileceği merkezlerde doğum yapmalıdırlar.Kütahya’da göreve başladığımdan bu yana doğan küçük prematüre bebekler gayet sağlıklı. Prematüre doğum artık sorun değil. Biz bu bebeklerimizin yaşaması için elimizden geldiğince gayret ediyoruz. Erken doğan bebeklerin mutlaka yenidoğan ünitesinde kontrol altına alınması gerekmektedir. Erken doğan bebekler yenidoğan hekiminin ellerindeyse kazanır. Aileler, erken doğan bebeklerinin bakılabileceği merkezlerde doğum yapmalıdırlar” diye konuştu.

    DPÜ Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yeni doğan yoğun bakım ünitesinin üçüncü düzeye ulaştığını ve 30’a yakın kuvözün bulunduğunu belirten Yalınbaş, “Her türlü ivedi işlemler burada yapılıyor. Bizim istediğimiz bu tür bebeklerin güvenilir merkezlerde doğum yapması. Bunun için imkanlarımız yeterli” dedi.

    Esin Yalınbaş, prematüre bebekler ve aileleriyle pasta keserek Dünya Prematüre Günü’nü kutladı.

  • Samsun, Aynur Doktor İçin Yürüdü

    Samsun’da sekreterinin eşi tarafından çalıştığı hastanede bıçaklanarak öldürülen Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Aynur Dağdemir için sessiz yürüyüş yapıldı. Yürüyüşe, doktorun kızı Tuğçe Dağdemir de katıldı.

    Görevi başında öldürülen Aynur Doktor için harekete geçen sağlık çalışanları ve kadın hakları savunucuları, Samsun’da yürüyüş düzenledi. İstiklal Caddesi üzerinde başlayan yürüyüş, Opr. Dr. Aynur Dağdemir’in görevi başındayken öldürüldüğü özel hastaneye kadar sürdü. ‘Yastayız’ yazılı siyah çelenk, hastane bahçesindeki Opr. Dr. Aynur Dağdemir’in fotoğrafının yanına bırakıldı.

    Öğlen saatlerinde annesi Aynur Dağdemir’i son yolculuğuna uğurlayan ikiz kızlarından hukuk fakültesinde okuyan Tuğçe Dağdemir, akşam saatlerinde annesi için düzenlenen yürüyüşe katıldı. Tuğçe Dağdemir, “Kadına ve Sağlıkçıya Şiddet Sona Ersin” yazılı pankartın arkasına geçerek, en önde yürüyüş yaptı.

    Hastane önünde konuşma yapan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Beyazıt İlhan, sağlık çalışanları ve kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi için ne yapılması gerekiyorsa yapılması gerektiğini söyledi.

    Sağlık ve emek meslek örgütleri adına konuşma yapan Süleyman Bal ise, “Ömrünü insanların daha sağlıklı bir yaşam sürmesi için adayan yetişmiş insan gücünün görevlerinin başında hunharca katledilmesi ve her gün yeni bir şiddet olayı ile uyanmaktan kaygılıyız” dedi.

    Yürüyüşe İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, Samsun Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Dursun Mehel, sağlık çalışanları, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

    Aynur Doktor için gerçekleştirilen sessiz ve meşaleli yürüyüş, hastane bahçesinde yapılan basın açıklamasının ardından sona erdi.

  • Doktor Ahmet Akın’dan Dünya Koah Günü Günü Açıklaması

    Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Akın, Dünya KOAH günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Akın, hastalığın risk faktörlerinden, belirtilerinden ve tedavi aşamaları hakkında bilgiler verdi.

    Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), ilerleyici ve tam olarak geri dönüşümü olmayan, buna karşılık önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığıdır. Halk dilinde ’kronik bronşit’, ’müzmin bronşit’ gibi adlarla bilinen KOAH, akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı olarak soluk alıp verme sırasında hava akımının kısıtlanması ile nitelenen süreğen (kronik) bir hastalıktır.

    “SİGARA HASTALIK İÇİN EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜDÜR”

    Dünya KOAH günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Akın, hastalığın risk faktörlerini sıraladı. Sigara ve benzeri ürünlerin hastalığın gelişimine neden olduğunu söyleyen Akın, sigaraya pasif maruziyetin de solunumsal şikayetleri doğurabileceğini ifade etti. Diğer nedenleri de sıralayan Doktor Akın, “KOAH’ın diğer kanıtlanmış nedenleri ise iş yeri ortamındaki tozlar, duman gibi kimyasal maddeler ve iyi havalanmayan evlerde yemek pişirme ile ısınma amacıyla kullanılan organik yakıtların yol açtığı iç ortam hava kirliliğidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), organik yakıtların dumanlarına maruziyete bağlı olarak oluşan KOAH nedeniyle her yıl 400 bin kişinin öldüğünü tahmin etmektedir. Dış ortam hava kirliliğinin KOAH gelişimindeki özgül rolü henüz çok iyi bilinmemekle birlikte, akciğerlere solunumla alınan parçacık yüküne katkıda bulunduğuna inanılmaktadır. Erken çocukluk döneminde geçirilen solunumsal enfeksiyonlar, akciğer fonksiyonlarında azalma ve erişkin dönemde solunumsal semptomlardaki artma ile ilişkilidir” dedi.

    “HASTALIK OLDUKÇA SİNSİ İLERLİYOR VE FARKINA GEÇ VARILIYOR”

    KOAH hastalığının belirtilerinin ortalama 40 yaşlarından sonra açığa çıktığını belirten Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Ahmet Akın, sigara kullanımına devam edildikçe belirtilerin de boyutunun artacağını aktardı. Hastalığın belirtilerinden de bahseden Akın, “Hastalık oldukça sinsi bir şekilde ilerlemekte ve hastalar hastalığının farkına çok geç varabilmektedir. KOAH hastalığına tanı konulduğunda çoğu hasta akciğer işlevlerinin büyük bir kısmını yitirmiş olabilmektedir. Öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, soluk darlığı, kanın oksijen doymuşluğunda azalma, kalp yetmezliğine bağlı, ayaklarda şişme ve göğüste tıkanma olarak belirtileri vardır. Fakat tanı, solunum fonksiyon testleriyle doğrulanmalıdır. Bu testler sadece tanıda değil, hastalığın şiddetinin belirlenmesi ve hastalığın seyrinin takibinde de kullanılmaktadır” ifadelerini kullandı.

    “HASTALIĞI YENEBİLMEK İÇİN HASTANIN SİGARA ALIŞKANLIĞINDAN VAZGEÇMESİ GEREKİR”

    KOAH’ın tedavisi için uygulanan ilaçların hastalığın yok olmasına yardımcı olmadığını vurgulayan Akın, sadece nefes darlığı yaşayan hastaların şikayetinin azalacağını bildirdi. İlerleyen vakalarda ise oksijen tedavisi uygulandığını aktaran Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Akın,konuşmasına şöyle devam etti:

    “Hastalığı yenebilmek için hastanın sigara alışkanlığından vazgeçmesi gerekir. Çünkü KOAH tedavisinde temel amaç sigarayı terk etmektir. KOAH tedavisinde hastanın nefes yolunu açacak ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar solunum yolu ile kullanılan sprey tarzında ilaçlardır. Hastalık erken dönemde teşhis edilirse kullanılan ilaçlar ileride oluşacak nefes darlığını önleyebilir ve hastalığın ölüm ile sonuçlanmasını engelleyebilir. Ancak ilaçlardan fayda sağlanabilmesi için düzenli ve tavsiye edilen dozlarda kullanılması şarttır. Hastalık için kullanılan ilaçlar direkt hava yollarına ulaştığı için, düşük dozlarda kullanılmasına rağmen etkisi oldukça fazla olur. Ayrıca önemsenecek her hangi bir yan etkiye yol açmazlar.”