Etiket: Doğrultusunda

  • Yıldız: “DSİ olarak 2023 hedefleri doğrultusunda çalışıyoruz”

    Yıldız: “DSİ olarak 2023 hedefleri doğrultusunda çalışıyoruz”

    Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2023 hedefleri doğrultusunda yatırım yapmaya devam ediyor.

    Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bütün illerini su yapıları ile ihya etmeye, devasa projeler ile yüz yıllık, elli yıllık projeleri yaparak hayalleri gerçeğe dönüştürmeye devam ettiklerini ifade eden DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, ‘Ülkemizin 2023 yılı hedefleri doğrultusunda ve Türkiye’nin her alanda daha da güçlü hale getirilmesi konusunda DSİ olarak bizlere düşen görev; Ülkemizin kalkınması ve muasır medeniyet seviyesine yükselmesi adına yatırımlarımızı arttırarak devam ettirmek, devletimizin bize verdiği vazifeleri en iyi şekilde yapmak için çaba sarf etmektir. Bu çerçevede ülkemizin en büyük yatırımcı kuruluşu olan DSİ’ye çok önemli görevler düşmektedir. Bu bilinçle çalışmalarımıza devam etmekteyiz.’ dedi.
    DSİ’nin su temini konusunda çok önemli çalışmalar ifa ettiğini belirten Genel Müdür Yıldız “Vatandaşlarımızın sağlıklı ve kaliteli içme suyuna, gelişmekte olan sanayimizin enerjiye, tarımımızın modern sulamaya ve tarım alanlarının ve yerleşim merkezlerinin taşkınlardan korunmaya ihtiyacı aşikârdır. Bu bağlamda geriye dönüp baktığımızda, yüzlerce baraj, gölet ve hidroelektrik santral işletmeye alınmış, toplamda sulanan alan 66,9 Milyon dekara çıkmıştır. Esasen baraj ve gölet gibi depolama tesislerimizde biriktirilen sular faaliyetlerimizin çıkış noktasını oluşturmaktadır. Zira bu tesislerde depoladığımız sulardan tarımsal sulama, enerji üretimi, içme, kullanma ve sanayi suyu temini maksadıyla faydalandığımız gibi feyezan akımlarının kontrolünü sağlayarak taşkın zararlarını da azaltıyoruz. Türkiye’de ziraî üretimin üçte ikisi DSİ sulamaları vasıtasıyla gerçekleşmekte olup sulama projeleri neticesinde proje alanında gayri safi millî ziraî gelir yaklaşık 5 kat artmaktadır. ‘dedi.

    Çevre ve Tabiata Uygun Projeleri Hayata Geçiriyoruz
    Suyun günümüzde daha önce hiç olmadığı kadar kıymetli hale geldiğini belirten DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, ‘Nüfus artışı, kontrolsüz sanayileşme, kentleşme ve kirlilik, sınırlı su kaynaklarımızın üzerindeki baskıyı giderek arttırmaktadır. Günümüzde etkileri hissedilir derecede artan küresel ısınma ve iklim değişikliği de tatlı su kaynaklarımız üzerinde ilave strese sebep olmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığımız, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğümüz tüm bu etkenlerin ağır yükü altında bulunan su kaynaklarımızın korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz olarak aktarılması maksadıyla çalışmalarını yoğun biçimde sürdürmektedir. İlgili kurum, kuruluş ve tüm paydaşlarla işbirliği içinde gerek gıda güvenliğinin temini, gerekse enerji arz güvenliğinin sağlanması açısından kilit role sahip olan su kaynaklarımızın optimum seviyede değerlendirilmesi çerçevesinde çevre ve tabiatla uyumlu projeler geliştirilmekte ve hayata geçirilmekte olduğunu ifade etti.

    Son 18 Yılda 8 Bin 695 Tesisi Hizmete Aldık
    DSİ Genel Müdürlüğü olarak özellikle son 18 yılda devasa büyüklükte baraj, gölet, sulama tesisi, içmesuyu ve arıtma tesisi, atıksu arıtma tesisleri, hidroelektrik santralleri inşa ettiklerini çok sayıda derenin ıslahını gerçekleştirdiklerini ve bununla birlikte sosyal yaşam alanları oluşturarak vatandaşların istifadesine sunduklarının altını çizen DSİ Genel Müdür V. Kaya Yıldız “ Bu dönemde ülkemiz için su ve sulama yatırımlarında bütün imkânlarımızı seferber ettik ve son 18 yılda yaklaşık 254 milyar Liralık yatırım yaptık. Bu kapsamda son 18 yılda; 600 baraj, 423 gölet ve bent, 1.457 sulama tesisi, 253 toplulaştırma projesi, 262 içme suyu tesisi, 21 atıksu tesisi, 590 HES, ve 5.089 taşkın tesisini olmak üzere toplam 8.695 adet tesisi hizmete aldık. Böylece; Sulamaya açtığımız alanlar ve toplulaştırma çalışmalarımız neticesinde çiftçilerimize yıllık 20,1 milyar Lira zirai gelir artışı sağladık. ”dedi.

    2020 Yılında 791 Milyon Zirai Gelir Artışı Sağladık
    2020 yılında ise yaklaşık 10,3 milyar Liralık yatırım yaptıklarını açıklayan Yıldız,’ Bu kapsamda 2020 yılında; 15 baraj, 38 gölet ve bent, 75 sulama tesisi, 31 toplulaştırma projesi, 15 içme suyu tesisi, 3 atıksu tesisi, 6 HES, ve 150 taşkın tesisini olmak üzere toplam 333 adet tesisi hizmete aldık. Böylece; Sulamaya açılan alanlar ve toplulaştırma çalışmaları neticesinde çiftçilere yıllık 791 milyon Liralık zirai gelir artışı sağladıklarını ifade etti.

    2021 Yılında 394 Tesisi Daha Hizmete Sunacağız
    2021 Yılının Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından ‘Su ve Sulamada Hamle Yılı’ ilan edildiğinin altını çizen Genel Müdür Kaya Yıldız,’ Bu kapsamda 2021 yılında; 51 baraj, 39 gölet ve bent, 92 sulama tesisi, 44 toplulaştırma projesi, 12 içme suyu tesisi, 3 atıksu tesisi, 16 HES, ve 137 taşkın tesisini olmak üzere toplam 394 adet tesisi tamamlayarak milletin hizmetine sunulacağını açıkladı.

  • ÖSYM Başkanı Aygün: “Değerli adaylarımız, Cumhurbaşkanlığımızın koronavirüs ile mücadele kapsamında aldığı yeni tedbirler doğrultusunda 2020 yılı sınav takvimimizde yer alan ALES/2, YÖKDİL/2, DUS-STS Diş Hekimliği, e-YDS/13, DİB-MBSTS, YDUS ve DHBT sınavları ileri bir tarihe ertelenmiştir.”

    ÖSYM Başkanı Aygün: “Değerli adaylarımız, Cumhurbaşkanlığımızın koronavirüs ile mücadele kapsamında aldığı yeni tedbirler doğrultusunda 2020 yılı sınav takvimimizde yer alan ALES/2, YÖKDİL/2, DUS-STS Diş Hekimliği, e-YDS/13, DİB-MBSTS, YDUS ve DHBT sınavları ileri bir tarihe ertelenmiştir.”

  • Bakan Selçuk: “Memurlarımız ve işçilerimiz, kendi görüş ve düşünceleri doğrultusunda özgürce istediği sendikaya üye olabilir”

    Bakan Selçuk: “Memurlarımız ve işçilerimiz, kendi görüş ve düşünceleri doğrultusunda özgürce istediği sendikaya üye olabilir”

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) 6’ncı Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Bakan Selçuk, “Memurlarımız ve işçilerimiz, kendi görüş ve düşünceleri doğrultusunda özgürce istediği sendikaya üye olabilir” dedi.

    Ankara’da bir otelde iki gün sürecek kurulun birinci günkü açılış oturumuna katılan ve oturumda konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Dün gece ırak sınırında şehit düşen askerlerimize rahmet dilemek istiyorum. Kederli ailelerine TSK’ya ve aziz milletimize sabır diliyorum. Kahraman yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum” diye konuştu.

    Konuşmasında Memur – Sen Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan’ı anarak hatıralarından bahseden Bakan Selçuk, “Babam Atilla Koç, ‘Akif abi, Ankara’da üniversiteye başladığım dönemde tanıştığım, kendisinden çok şeyler öğrendiğim abilerimdendi’ diye söz eder. Eşim, Akif Hocanın Ankara Fen Lisesi’nde öğrencisi olmuş, Akif İnan’ın, matematik, bilim ve teknoloji konularına meraklı gençlere edebiyatı, şiiri ve hatta divan şiirini nasıl sevdirdiğini anlatır. Üstünden 30 yıl 35 yıl geçmiş olsa da öğrencileri üstünde unutulmaz izler bırakmış birisi” ifadelerini kaydetti.

    Memur kelimesinin kökeninden bahseden Bakan Selçuk, “Memur kelimesi, Arapça ‘emr’ kökünden geliyor. ‘Emr’ deyince günümüzde öncelikle emir veya talimat anlaşılıyor. Yapılacak iş vazife anlamına geliyor. Memur varsa bir de amir olmalıdır diye düşünülüyor ve akla hemen bir hiyerarşi geliyor. Memur işini hakkıyla yapan demek, oysa “emr” aynı zamanda, yapılacak iş, vazife anlamı taşır. Yani memur; kamu görevini, kamu hizmetini yapan kişidir. Ben de şu anda, Bakan olarak bir kamu görevi icra ediyorum ve kelimenin hakiki manasıyla ben de bir memurum” ifadelerini aktardı.

    Memur sendikalarının, demokrasi, çalışma ve toplumsal hayatın temel unsurlarından olduğunu aktaran Bakan Selçuk, “(Memur Sendikaları) Sivil toplum kuruluşlarımız arasında da örgütlü en güçlü yapıya sahiptir. Üstlendikleri misyonla toplumun tüm kesimlerini doğrudan ya da dolaylı şekilde ilgilendiren, çalışma hayatı, sosyal güvenlik, örgütlenme ve toplu sözleşme gibi birçok konuda öncü rol üstlenmişlerdir. Sizler birçok konuda sorunluluk sahibisiniz. Yakın dönemde 15 Temmuz hain darbe girişiminde milletimizin verdiği demokrasi mücadelesinde bunu birlikte tecrübe ettik” sözlerine yer verdi.

    Sendika kurma hakkının kamu çalışanlarına 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanındığını hatırlatan Bakan Selçuk, bu hakkın kullanımını düzenleyen yasanın ise 2001 yılında yürürlüğe girdiğini vurguladı.

    AK Parti iktidarında kamu görevlileri sendikacılığında sendikalılaşma oranında artış olduğunu belirten Bakan Selçuk, “2002 yılında yüzde 48 olan sendikalaşma oranı, 2018 yılında yüzde 68’e ulaştı. Hükümet olarak elbette en büyük temennimiz, bu oranların çok daha yüksek seviyelere çıkması ve tüm kamu çalışanlarımızın sendikalaşması yönünde” dedi.

    AK Parti’nin bugüne kadar kamu görevlileri sendikacılığında son derece önemli değişiklikleri hayata geçirdiğinden bahseden Bakan Selçuk, ”Bunlardan en önemlisi şüphesiz kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının toplu sözleşme ile de belirlenebilmesine imkân sağlayan 2010 Anayasa referandumudur. 2012 yılında yürürlüğe giren yasa doğrultusunda toplam dört toplu sözleşme gerçekleştirdik. Yönetime katılma ve sosyal diyaloğun geliştirilmesi amacıyla kurumsal düzeyde Kurum İdari Kurullarını oluşturduk” diye konuştu.

    Kamu görevlilerinin geneline ilişkin olarak, yılda iki kez toplanan Kamu Personeli Danışma Kurulunu yeniden yapılandırdıklarını bildiren Bakan Selçuk, AK Parti hükümetleri olarak, kamu görevlileri sendikacılığını sadece toplu pazarlık süreçlerinden ibaret görmeyerek son derece önemli yönetsel demokrasi uygulamalarını da hayata geçirdiklerinin altını çizdi

    AK Parti hükümetlerindeki yenilikleri anlatan Bakan Selçuk, şunları kaydetti:

    “Tasarrufu Teşvik Fonunda ve Konut Edindirme Yardımı hesaplarında birikmiş olan paraları son kuruşuna kadar hak sahiplerine ödedik. Bankaların maaş promosyonlarını 2011 yılında 200 bin, 2013 yılında da 100 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Yaklaşık 20 bin 4/C’li geçici personeli ise 4/B’li sözleşmeli personel statüsüne taşıdık. Çok yakın bir zamanda kamuda ve özelde çalışan tüm emekçi kardeşlerimizle, birlik içinde kutlayacağımız 1 Mayıs’ı, Emek ve Dayanışma Günü ilan ettik. Günümüzün ulaşım ve iletişim teknolojisinin anlamsız hale getirdiği hafta sonu tatillerinde memurun il dışına çıkış yasağını kaldırdık. Kamu personel yönetiminde, genel olarak devlet sisteminin demokratikleşmesine uygun düzenlemeleri hayata geçirdik. Kamuda başörtüsü yasağını Cumhurbaşkanımızın talimatı ile yürürlükten kaldırdık. Yargı denetimi dışında kalan uyarma ve kınama disiplin cezalarına yargı yolunu açtık. Uyarma ve kınama cezası alan aday memurların görevine son verilmesi uygulamasını kaldırdık. Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) ilişik kesme kararlarının yargı denetimine açılmasını sağladık ve YAŞ mağdurlarının haklarını iade ettik. Gururla söylüyorum ki, Memur-Sen’in de yıllardır mücadelesini verdiği kamuda başörtüsü yasağını Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ve aziz milletimizin desteğiyle yürürlükten kaldırdık. 28 Şubat sürecinde başörtüsü sebebiyle aday memurken görevine son verilen memurlara, kurumlarında yeniden atanma imkânı sağladık. Hamdolsun kardeşlerimiz bugün huzur ve güven içerisinde görevlerini ifa ediyorlar. Kendimden örnek vereyim: Çok değil, bundan 10 yıl öncesinde, benim şu anda karşınızda bulunduğum kıyafetimle Bakan olarak bulunmam bir rejim sorunu olarak görülüyordu. 2007’de yüzde 47 oy almış AK Parti’ye karşı açılan kapatma davasının en önemli gerekçelerinden biriydi bu konu. Oysa toplumumuzda böyle bir sorun, bir ayrım yoktu. Aynı ailede, arkadaş ve iş çevresinde başörtülü ve başı açık kadınlar birlikteliklerini sürdürüyorlardı. Biz bu sorunu toplumsal barış çerçevesinde değerlendirdik ve çok şükür, türlü provokasyon ve çatışma gayretlerine prim vermeden suhuletle çözdük. Son olarak da af kanunlarıyla disiplin cezaları affedilen memurların kamuda yeniden istihdam edilmelerinde kontenjan kısıtlamasını kaldırdık.”

    Engelli memur istihdamında 10 kata varan artış sağlandığını söyleyen Bakan Selçuk, “Kamu kurumlarında 2002 Yılında istihdam edilen engelli memur sayısı 5 bin 777 iken, bu sayı 2018 yılı sonu itibariyle 53 bin 964 olmuştur. 2018 Aralık ayında gerçekleştirilen 2 bin 504 engelli atamasıyla, bu sayı 56 binin üzerine çıkacaktır. Bugüne kadar toplam 41 bin 643 şehit yakını, gazi ve gazi yakınını kamu kurumlarına yerleştirdik. Bunun yüzde 85’i 35 bin 328 tanesi hükümetlerimiz döneminde gerçekleştirildi. 1988 yılından beri Devlet koruması altındaki çocuklarımızdan kamu kurumlarına yerleştirilen hak sahibi sayısı ise 50 bine yaklaştı. Bunun da yüzde 60’ı yine hükümetlerimiz döneminde yapıldı. Bu rakamlar şehit yakını, gazi ve gazi yakınlarımıza, engelli kardeşlerimize tanınan hakların iyileştirilmesinin de açık bir göstergesidir” şeklinde konuştu.

    Kıdem Tazminatı konusuna önem verdiklerini anlatan Bakan Selçuk, “Her kesimi dinleyerek, hiçbir ön yargı ve ön kabul olmadan çalışmalarımızı başlatıyoruz. Bakanlığımızda gerekli görevlendirmeleri yaptık, ekibimizi oluşturduk. Çalışmaların, Bakanlığımız tarafından tüm ilgili kamu kurumlarıyla koordineli bir biçimde yürütüleceğinden kimsenin şüphesi olmasın, sonuçların da tüm kesimler açısında çözüm olacağına inanmanızı isterim” ifadelerini kullandı.

    Bazı belediyelerde üye oldukları sendikalar yüzünden baskı alınan çalışanların olduğunu öğrendiklerini aktaran Bakan Selçuk, “Cumhurbaşkanımızın da geçtiğimiz gün vurguladığı üzere, Anayasal bir hak olan sendikaya üye olma temel özgürlüklerdendir. Memurlarımız ve işçilerimiz, kendi görüş ve düşünceleri doğrultusunda özgürce istediği sendikaya üye olabilir. Buradan özellikle belirtmeliyim ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 657 sayılı Kanunumuz, bakanlığımın bu konudaki denetim ve yaptırım mekanizmaları her zaman yanınızdadır. Bizler, sizlerin baskılara karşı yanınızda olmaya devam edeceğiz“ ifadelerine yer verdi.

  • Samsunlu komisyoncular: “Arz talep doğrultusunda fiyatlar belirlenir”

    TBMM’de gündeme gelmesi beklenen yeni hal yasasıyla ilgili konuşan Samsunlu komisyoncular, meyve ve sebzenin kısa ömürlü olduğu için stokçuluk ve fırsatçılığın yapılamayacağını belirterek fiyatların ise arz talep doğrultusunda belirlendiğini söyledi.

    Gündemde olan yeni hal yasasıyla ilgili görüşlerini bildiren Samsun Bafra Meyve Sebze Halinde iş yapan komisyoncular, çözümün komisyoncuları kaldırmak olmadığını ifade etti. Meyve ve sebzede saklama koşulları olmadığı için fırsatçılık yapılamayacağını dile getiren komisyoncular, ürün fiyatının arz talep doğrultusunda belirlendiğini vurguladı. Yeni yasayla çözümün sağlanamayacağını savunan komisyoncular, çözümün üreticinin desteklenmesiyle sağlanacağını dile getirdi.

    Bafra Meyve Sebze Halinde 20 yıldır komisyonculuk yapan İskender Akbulut, “Yeni hal yasası bizi etkilemez, bütün vatandaşları etkiler. Fiyatlar düşmek yerine iki katına çıkar. Üreticiyi çarşıya gelemiyor, İstanbul’a nasıl gidecek? Bu işin çözümü bu değil. Çiftçi akaryakıt istasyonuna gittiği zaman mazotu ucuz alırsa, gübreyi, ilacı ucuz alırsa çözüm orada. Bu işin enflasyonla alakası yok. Ülkenin enflasyonu buna bağlı değil. Yasayı yapanların da bilgisi yok. Ürünün fiyatını talep belirler. Üretim az olduğu zaman fiyat kendiliğinden artar, üretim çok olduğunda fiyatlar kendiliğinden düşer. Bunun kesin çözümü girdileri düşürmektir ” dedi.

    “Domates 5 TL, salatalık 1,5 TL olduğunda fırsatçı salatalığı neden 5 TL’ye satmıyor?”

    Yeni hal yasasını tam olarak bilmediklerini belirten komisyoncu İrfan Şükür, “Komisyoncuları mı kaldıracaklar, halleri mi kaldıracaklar? Ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. İçeriğini bilmiyoruz. Komisyonculuk tarihe karışacaksa malları kim satacak? Tüketici gidip yerinden mi alacak malı. Zor bir durum. Ama bunun önünde bir engel yok. İsteyen marketçi, vatandaş, komisyoncu, pazarcı Ticaret İl Müdürlüğüne başvuru yaparak tarladan ürün alabilir. Herkesin böyle bir hakkı var zaten. Biz de aynısını yapıyoruz. Bu durum yanlış lanse ediliyor. Yetkililer, federasyon başkanları çıkıp bu konuda açıklama yapmalı. Halkın bilgilendirilmesi lazım. Arz talep doğrultusunda fiyatlar belirleniyor. Kimse malın fiyatını bilemez. Malın fiyatını pazarı bilir. Örneğin, domates 5 TL, salatalık 1,5 TL olduğunda fırsatçı salatalığı da 5 TL’ye satar. Neden 1,5 TL’ye satıyor. Satmak istese o zaman satar. Her zaman İstanbul’daki pazarcılar marketçiler televizyona çıkıyor. Türkiye sadece İstanbul’dan ibaret değil. Gelsinler buradaki fiyatları incelesinler. Yeni hal yasası ne getirir ne götürür bakacağız” şeklinde konuştu.

    “Biz aradan kalkarsak bu işin olması mümkün değil”

    40 yıldır komisyonculuk yapan Mehmet Torun, “75 TL’lik gübre 150 TL oldu. Köylüye gübreden, mazottan, işçilikten, nakliyeden ek yük geliyor. Bunların düzeltilmesi lazım. Ürünler pahalı deniyor. Ama şu an köylüde bir şey kazanmıyor. Cüzi karlarla biz de ürünleri gönderiyoruz. Biz de sıkıntılar yaşıyoruz. İflas eden çok komisyoncu arkadaşımız var. Biz aradan kalkarsak bu işin olması mümkün değil. Biz köy köy dolaşarak ürünleri alıyoruz. Bunun işçiliği var. Eleman çalıştırıyoruz. Birçok insan buradan ekmek yiyor. Burası kalkarsa o insanlar da işsiz kalır. Yeni hal yasasının faydalı olacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

    “Fiyat farkının büyükşehirdeki halcilerden kaynaklandığını düşünüyorum”

    Hale ürünlerini getiren üretici İbrahim Yılmaz, “Fiyat dengesizliğindeki sıkıntı bence komisyoncu veya üreticilerde değil. Üretici bölgelerindeki halciler belli bir komisyonla ürünleri gönderirler gittiği yerdeki komisyonculara vardığında fiyatlarından arttığını görüyoruz. Bana göre fiyat farkının ürünlerin gittiği büyükşehirdeki halcilerden kaynaklandığını düşünüyorum. Burada çalışan belli başlı halciler var. Herkesin kendi müşterisi vardır. Ürünler düzgün gelir düzgün gider” ifadelerini kullandı.

  • DÜHAM araştırmacıların talepleri doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor

    Düzce Üniversitesi Deney Hayvanları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜHAM), deney hayvanlarının uluslararası standartlarda üretilmesi amacıyla bilimsel araştırma ve uygulamalar için araştırmacılara çalışma olanaklarını sunmaya devam ediyor.

    Uygulama yapacak araştırmacıların, deney hayvanlarıyla yaptıkları bilimsel çalışma süreçlerini evrensel etik ilkelere uygun olarak yürütmelerine olanak sağlayan DÜHAM, eğitim, araştırma ve uygulama projeleri gibi birçok faaliyete ev sahipliği yapıyor. Düzce Üniversitesi araştırmacılarının yanı sıra faaliyetlerini ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içerisinde yürütmekte olan Merkez, bu kapsamda birçok araştırmasını devam ettiriyor.

    Çevre ve sağlık alanlarında ihtisaslaşma faaliyetleri kapsamında, Düzce Üniversitesi’nin işbirliği yaptığı firmalara ilk sonuç raporunu teslim etmeye başlayan Merkez, bu işbirliğiyle firmaların ürünlerinin etkilerinin bilimsel açıdan araştırılması konusunda, Düzce Üniversitesi ve sanayi firmaları arasında yeni bir işbirliği örneği sergiliyor.

    Deney hayvanı tür ve soylarına yönelik arşiv de oluşturan Düzce Üniversitesi Deney Hayvanları Uygulama ve Araştırma Merkezi, faaliyet alanlarına giren konularda gereken alt yapı ve teknik desteği sağlayarak deney hayvanlarıyla ilgili uygulama, eğitim ve danışmanlık hizmetlerini de nitelikli bir şekilde yürütüyor.