Etiket: Doç.

  • Mezitli Kent Konseyi Başkanlığına Doç. Dr. Aktaş Seçildi

    Mersin’in Mezitli Kent Konseyi başkanlığına, Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Aktaş seçildi.

    Mezitli Kent Konseyi Genel Kurul Toplantısı, Mezitli Belediyesi Meclis Salonu’nda yapıldı. Toplantıya, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Mezitli Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Kent Konseyi üyeleri katıldı. Toplantıda, Mezitli Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Ulaş Bayraktar, görevi süresince gerçekleştirdiği çalışmaları, ’Eylül 2014-Kasım 2015 Faaliyetler Özeti’ başlıklı slayt ile anlattı.

    Divan Başkanlığı’nı Toros Üniversitesi temsilcisi Erol Türedi’nin yaptığı genel kurulda daha sonra yürütme kurulu üyelerinin seçimi yapıldı. Genel kurulda tek aday olan Doç. Dr. Erkan Aktaş, açık oylama sonucu Mezitli Kent Konseyi’nin yeni başkanı oldu.

    Toplantıda bir konuşma yapan Mezitli Belediye Başkanı Tarhan, Mezitli Kent Konseyi yeni yönetimiyle birçok başarılı çalışmaya imza atacakları söyledi. Tarhan, “Mezitli Kent Konseyi, önceki dönemde olduğu gibi yeni yönetimiyle de kentin birçok sorununu gündeme taşıyacaktır. Sorunların çözümüyle ilgili önerilerin gelmesini sağlanması konusunda da bizlerle işbirliği yaparak neticeye kavuşacaktır. Türkiye’de ses getirecek projelere imza atacak ve örnek bir Kent Konseyi haline gelecektir. Doç. Dr. Erkan Aktaş’a ve yeni görevine başlayan herkese başarılar diliyorum” dedi.

  • Doç. Dr. Tayfun Apuhan: “Klimalar Tehlike Saçmasın”

    Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Apuhan, büyük ve kapalı ofislerin vazgeçilmezi olan iklimlendirme cihazlarının gerekli bakımı yapılmadığında neden olabileceği hastalıkları ve bu hastalıklardan korunma yollarını açıkladı.

    İç ortamlarda ve klima tesisatı elemanları üzerinde üreyerek yayılan mikroorganizmaların hastalıkların yayılmasında asıl tehlike kaynağı olduğuna işaret eden Hisar Intercontinental Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Apuhan, ‘Özellikle nem-hava koruma özelliği olan klimalar seçilmemişse, havayı kurutması nedeniyle üst solunum yollarının koruyucu bariyeri olan nem ortadan kalkar ve hem filtre edici hem de partikülleri tutucu etkisi zayıflar. Koruma mekanizması devreden çıktığı için solunum yollarına yabancı partiküllerin geçişi de kolaylaşır” dedi.

    Klimaların üflediği hava solunum yolundaki lokal bağışıklık sistemini zayıflatarak virüs ve bakterilerin yerleşerek çoğalmasına neden olabileceğini vurgulayan Apuhan, “Klimanın çalışması ile havadaki nem oranı azalarak, mekanda yoğunlaşan kuru hava, burun içi dokularda ve boğazda tahrişe neden olabilir. Klimalar, solunum yollarının kendini temizleme mekanizmasını bozan kuru hava nedeniyle işlevini gereği gibi yapamadığı için solunum yolu hastalıkları riskini ortaya çıkarır. Sürekli nemli olan klima filtrelerinde zamanla mantarlar ürer. Bu mantarlar, zaman içinde soluduğunuz havaya da karışarak tedavisi oldukça güç olan burun ve akciğer mantar enfeksiyonlarına neden olur. Bulaşıcı mikroorganizmalara insanlarda geçen ve soğuk algınlığı, kızamık, grip, zatürre, suçiçeği virüsleri ile tüberküloz ve bronşit bakterileri örnek olarak verilebilir. Ofislerde havalandırmanın bozukluğu, toplu halde kalabalık olarak bulunma ve sigara içilmesi, nezle, grip ve alerjik sorunların artışı doğal mukozayı da olumsuz etkilediği için sinüslerin siliyer fonksiyonunda bozulmaya neden olur. Bu durum burun çevresinde bulunan sinüslerin iç yüzünü döşeyen mukozanın iltihaplanmasına ve sinüzite neden olur. Bu enflamasyon çoğunlukla enfeksiyöz bir enflamasyondur. Sonuç olarak da sinüzit çok daha fazla görülür hale gelir. Şiddetli göz ve baş ağrısına neden olan sinüzitin artmasının en önemli sebebi kış aylarında kapalı ortamlarda çok vakit geçirilmesidir” ifadelerini kullandı.

    “ZATÜRRE, EN SIK KLİMALI VE MERKEZİ SİSTEM HAVALANDIRMANIN BULUNDUĞU ORTAMLARDA OLUŞUR”

    Doç. Dr. Tayfun Apuhan, “Burun içinde çok sayıda göreve sahip konka adını verdiğimiz anatomik yapılar ani ısı değişimlerine cevap olarak alt solunum yollarını korumak amacıyla büyürler. Böylece solunum havasında direnci artırarak hava akımını azaltır ve burun tıkanıklığına neden olurlar. Tıpta Lejyoner hastalığı olarak anılan ’Legionella’ bakterilerinin neden olduğu zatürre, en sık klimalı ve merkezi sistem havalandırmanın bulunduğu kapalı ortamlarda oluşur. Lejyoner hastalığı, genel olarak zatürree gibi bir göğüs hastalığı tablosu çizer, yüksek ateş, terleme, şiddetli baş ve adale ağrıları ile başlayarak, kuru öksürük, nefes darlığı, ishal ve kusma ile gelişen ölümcül bir hastalıktır. Klimalardaki partikül madde insan sağlığını etkileyen en önemli kirleticilerden biridir. 10 µm çaptan daha küçük partiküller en büyük etkiye sahiptir. Çünkü bu partiküller akciğerlere kadar ulaşabilir; hatta kan dolaşımına karışabilir” diye konuştu.

    Böyle bir durumda kalbin olumsuz etkilendiğini belirten Doç. Dr. Tayfun Apuhan, partikül madde konsantrasyonu ve maruz kalma süresine bağlı olarak ciddi sağlık problemlerine neden olduğunu söyledi ve Bu problemleri şöyle sıraladı:

    “Solunum yolu semptomlarında artış; tahriş, öksürük veya nefes almada zorluklar,

    Akciğer fonksiyonlarında düşüş,

    Astım şiddetlenmesi,

    Kronik bronşit gelişimi,

    Kalp atışlarında düzensizlikler,

    Kalp ve akciğer hastası insanlarda erken ölümler”.

    KLİMANIN KEYFİNİ ÇIKARTMAK İÇİN

    Doç. Dr. Tayfun Apuhan klimayı sağlıklı ve keyifli kullanabilmek için için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

    “Filtrelerde biriken mikropların arındırılması için düzenli olarak, bakımının ve temizliğinin yapılmasına özen gösterin.

    Klimayı, gün içerisinde mümkün olduğunca az kullanın; olabildiğince doğal havalandırma yapın.

    Nem dengesini koruyucu klimalar tercih edin veya bulunduğunuz ortamda nemi sağlamak için, sürekli bir bardak su bulundurun. Ortamdaki nem oranı yüzde 40-60 arasında olmalıdır.

    Klima çalışırken sigara içmeyin.

    İdeal oda sıcaklığı 21-22 derecedir. 20 derecenin altına ve 26 derecenin üstüne çıkılmamalıdır.

    Çalışma masanızın yerini iyi seçin, klimalara çok yakın durmayın”.

  • Başkan Doç. Dr. Özgökçe’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı

    Van merkez Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 92. yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

    Başkan Özgökçe, yayımladığı mesajında; bugün, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının milletimize armağan ettiği Cumhuriyetin 92. yılını coşku, mutluluk ve umutla kutladıklarını belirtti. Başkan Özgökçe, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023 hedefine varmak için yerel yönetimler olarak yönettikleri ilçenin daha yaşanır hale getirilmesi ve ilçe halkının, huzur, sağlık, emniyet ve mutluluğunu ön planda tutarak sorumluluklarını yerine getirmek için her türlü çabayı gösterdiklerini ve göstermeye de devam edeceklerini söyledi. Başkan Özgökçe, “Türkiye’nin aydınlık geleceği için, %63 genç bir nüfusa sahip olan Tuşbalıların ve yaş ortalamasının 20 olduğu tüm Vanlıların yarınların sorumluluğunu taşıyan ve karşılarına çıkabilecek her sorunun üstesinden gelebilecek ölçüde, liyakatlı, sadakatli, nitelikli, bilgili ve ideal sahibi insanlar yetiştirmemiz gerekmektedir. Hepimiz bu aziz ve müstesna cennet vatan için bütün benliğimizle insanlık ve daha müreffeh bir Türkiye için çalışmaya ve üretmeye devam etmeliyiz” dedi.

    “1 Kasım 2015 günü yapılacak demokrasi şöleni olacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin şimdiden aziz milletimize ve Dünya lideri olacak Türkiye’ye hayırlar getirmesini dilerim”. diyen Başkan Özgökçe, gerek küresel ve gerekse de bölgesel tüm iç dış tehditler ve oynanan oyunlara karşı her kesimin hüşyar olması gerekmektedir. “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ düsturuyla iç ve dış tehditleri bertaraf etmesini bilen hükümetimiz, bundan sonraki siyasi ve sosyal hayatında da insanlık onur ve şerefine yakışır bir halde hızlı ve kararlı adımlarla ilerlemesini sürdürecektir. Bu duygu ve düşüncelerle aydınlık geleceğimiz ve büyük Türkiye için çaba sarf etmeyi kendisine şiar edinmiş milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını canı gönülden tebrik eder, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve o günden bugüne kadar bütün şehit ve gazilerimizi şükran ve rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Doç. Dr. Güney: “şüpheli İlişki Sonrası Mutlaka Test Yaptırılmalı”

    Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çakır Güney, dünyada 35 milyon kişide Türkiye’de ise 10 binden fazla insanda görülen AİDS’in aslında daha fazla insanda olduğunu, çok sayıda insanın utandıkları için test yaptırmadıklarını söyledi.

    Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çakır Güney, Türkiye’de 10 bine yaklaşan, dünyada ise 35 milyondan fazla insanın HIV enfeksiyonunun etkisinde olduğunu belirterek, “Tek gecelik şüpheli ilişki yaşayanlar AIDS olabileceklerine dair kuşkularını gidermek için test yaptırmaya başladı. Ancak utandığı için testi yaptırmayanlar daha fazla” dedi.

    ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR

    Erken teşhis edilir ve uygun şekilde tedavi edilirse, AIDS’ten korunarak uzun yıllar yaşanabileceğine dikkati çeken Güney, şüpheli her türlü cinsel ilişki, güvenli olmayan kan alışverişi sonrası ve hamilelik öncesi HIV testi yaptırılmasını tavsiye etti. Ankaralab Laboratuarlarında her gün onlarca kişiye HIV testi yaptıklarını belirten Doç. Güney, “Hastaların en büyük tedirginliği kimliklerinin ortaya çıkacağı endişesi yaşamaları. Test yaptırırken kendi isminizi söylemek zorunda değilsiniz. Hiçbir özel hastane ya da laboratuarın nüfus cüzdanınızı ya da fotokopisini isteme hakkı yok. Sağlık Bakanlığı’nın da bu konuda genelgesi bulunuyor” diye konuştu.

    İLİŞKİDEN HEMEN SONRA TEST UYGUN DEĞİL

    Kuşkulu bir cinsel ilişkiden hemen sonra test yaptırmanın uygun olmayacağına işaret eden Güney, şu bilgileri verdi:

    “Virüsün ortalama 2-12 hafta kuluçka dönemi olduğu için testin doğru zamanda yaptırılması gerekiyor. HIV teşhisi için kullanılan testler, hastanın kanında, HIV RNA’sı ve HIV’in p24 antijeni ile bu virüse karşı vücudun savunma sistemleri tarafından geliştirilen özel antikoru saptamak amacıyla yapılır. Bu testler virüs vücuda girer girmez pozitifleşmez. HIV RNA’sı, p24 antijeni veya antikorların testlerle saptanabilir düzeye ulaşması, her kişide farklı zamanlarda gerçekleşir. Testler arasında farklılık olmasına karşılık bu süre genellikle 2-12 hafta arasındadır. Bu nedenle, kuşkulu bir ilişkiden hemen sonra test yapılması uygun değildir.”

    TEST VİRÜSTEN KORUMAZ TEDAVİYİ BAŞLATIR

    Güney, HIV testi yaptırmanın kimseyi HIV enfeksiyonu ya da bunun sonucu gelişen AIDS’ten korumayacağının altını çizerken, bu testlerin düzenli yapılmasının daha erken tanı konulup, tedavi programına bir an evvel başlanmasını için önemli olduğunu aktardı.

    AIDS’İN BELİRTİLERİ

    Doç. Güney, HIV enfeksiyonun belirtilerin şöyle sıraladı:

    “HIV bulaşmasından 2-12 hafta sonra hastaların önemli bir kısmında hafif kırgınlık, halsizlik gibi soğuk algınlığı ya da grip benzeri belirtiler gösterir. Ancak bu durum kısa sürede geçer. 8-10 yıl belirtisiz bir dönem gösterdikten sonra, hızlı kilo vermek, kuru öksürük, yüksek ateş, bitkinlik, ishal, hafıza kaybı, depresyon gibi belirtiler gösterir.”