Etiket: Diyabeti

  • Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe: “Son 5 yılda çocukluk dönemi diyabeti 2- 3 kat artmış durumda”

    Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe, Kağıthane’de düzenlenen “Hasta Okulu Seminerleri kapsamında Diyabet ve Diyabet cerrahisi konularında vatandaşları bilgilendirdi. Çocuklarda sık görülen obeziteye karşı Annelere uyarılarda bulunan Karatepe, “5 yılda Tip 2 diyabetin sıklığı özellikle çocukluk döneminde 2-3 kat artmış durumda. Bununda en önemli sebebi obezite. Diyet regülasyonuyla beraber obezitenin azaltılması ve çocukluk çağında, özellikle beslenmenin düzenlenmesi diyabeti engellemede önemli” dedi.

    Kağıthane’de düzenlenen “Hasta Okulu Seminerleri” kapsamında son zamanlarda artan diyabet hastalığı ve diyabet cerrahisi tüm yönleriyle ele alındı. Kağıthane Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Derindere Hastanesi işbirliğinde düzenlenen “Hasta Okulu Seminerleri” kapsamında “Diyabet ve Diyabet Cerrahisi” konulu seminer düzenlendi. Seminere Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe konuşmacı olarak katıldı. Diyabetin ne olduğunu ve nasıl ortaya çıktığı anlatıldı. Çocuklarda meydana gelen obeziteye bağlı diyabetin arttığını belirten ve tedavisinin diyet regülasyonuyla mümkün olduğunu belirten Karatepe, beslenmenin düzenli olması noktasında da önemli bilgiler verdi.

    “Son 5 yılda Tip 2 diyabetin sıklığı çocukluk döneminde 2-3 kat artmış durumda”

    Obeziteye bağlı diyabetin çocukluk döneminde arttığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oğuzhan Karatepe, “Toplumda diyabetin ve özellikle ergenlik çağı ve çocukluktan sonraki dönemde tip 2 diyabetin en sık nedenlerinden birisi obezite. Günümüzde bu obezite sıklığı giderek artmakta. Çocukluk döneminde görülen diyabetin en sık iki nedeni var. Birincisi Tip 1 diyabet dediğimiz özellikle 7-10 yaş civarı başlayan ve en önemlisi genetik olan diyabet. İkincisi ise ergenlik çağında görülen ve sıklıkla obezite ile ilişkili diyabet, Tip 2 diyabet dediğimiz bir durum. Son verilere bakıldığı zaman son 5 yılda Tip 2 diyabetin sıklığı çocukluk döneminde 2-3 kat artmış durumda. Bunun da en önemli sebebi obezite. Özellikle diyet regülasyonuyla beraber obezitenin azaltılması ve çocukluk çağında, özellikle beslenmenin düzenlenmesi diyabeti engellemede önemli” diye konuştu.

  • Çeşme Devlet Hastanesi’nde diyabeti anlattılar

    İzmir’in Çeşme ilçesinde bulunan Çeşme Devlet Hastanesi, 14 Kasım Diyabet Günü nedeniyle, hastanede bir stant açarak bilgilendirici broşürler dağıttılar.

    Çeşme Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Atıl Birol, Sağlık ve Bakım Hizmetleri Müdürü Merve Yaşar ve Dahiliye Uzmanı Dr. Zeki Karakaya, açılan stantta hastalara diyabet hastalığı hakkında aydınlatıcı bilgi verirken, hastanede açılan Diyabet Okulu’nu da tanıttılar.

    “Diyabet Okulu’nda bir öğrenci gibi eğitiliyorlar”

    Başhekim Opr. Dr. Atıl Birol, Diyabet Günü ile ilgili bir açıklama yaparak, Türkiye’de her 11 kişiden birinde diyabet hastalığı bulunduğunu, yaklaşık olarak nüfusun yüzde 8 ile 10’unda diyabet rahatsızlığı bulunduğunu açıkladı. Çeşme Devlet Hastanesi’nde de 2017 yılı içinde 146 kişinin diyabet rahatsızlığından yatarak tedavi gördüğünü belirten Birol, “Ayrıca birer haftalık üç dönem halinde 13 hastamız Diyabet Okulu’muzdan mezun olmuştur. Diyabetin en önemli nedenleri, kilo ve hareketsizliktir. 2040 yılında dünya genelinde diyabetli hastanın 600 milyon olacağı öngörülmektedir. Hastanemizde iki Dahiliye Uzmanı görev yapıyor. Onların yönlendirdiği diyabet hastaları Diyabet Okulu’muza alınıyor. Hastalarımız, bir hafta boyunca komplikasyon ve tedavisi hakkında bilgilendiriliyor. İnsülin kullanması gerekiyorsa, nasıl alacağı anlatılıyor. Bazı şeker hastalarında yara bakımı gerekiyor. Ayak yaraları çok önemlidir. Ayak bakımının nasıl yapılacağı anlatılıyor. Ayrıca diyetisyenimiz beslenme konusunda bilgi veriyor. Hastamız bir öğrenci gibi bir hafta boyunca Diyabet Okulu’nda eğitiliyor” diye konuştu.

    “Hastamızı aydınlatıyoruz”

    Dahiliye Uzmanı Dr. Zeki Karakaya da diyabet hastalığı ve Diyabet Okulu hakkında bilgi vererek, “Hastanemizde hem Diyabet Okulu, hem de diyabetle ilgili görevli hekim ve personelimiz var. Diyabet Okulu’nda, gerek bizim yönlendirdiğimiz hastalar, gerekse yatarak tedavi gören hastalar da eğitim görüyorlar. Biz, beslenme düzeni ve yaşam tarzı ile ilgili önerilerde bulunuyoruz. Diyabete bağlı iyileşmeyen yaraların bakımı ile ilgili bilgilendiriyoruz. Eğer insülin tedavisini öngörüyorsak, insülin nasıl uygulanır, beklenen etkiler, tepkiler gibi konularda hastamızı aydınlatıyoruz” dedi.

    “Şeker hastalığı, önemli bir hastalıktır”

    Halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan diyabet hastalığının pankreasın kana yaydığı insülinin yetersiz olması durumunda kan şekerinin yükselmesi olduğunu açıklayan Dahiliye Uzmanı Dr. Karakaya, “Kan şekeri yükseldiği zaman, bir zehir etkisi yapıyor. Gözde, böbreklerde, sinir sisteminde ve birçok organda zehir etkisi yaratarak, bozulmalara yol açıyor. Bu anlamda, şeker hastalığı, önemli bir hastalıktır. Dolayısıyla, önlem, tedbirler ve tedavi çok önemlidir. Şeker hastalığının iki tipi var. Birincisi; 35 yaşın altında gördüğümüz diyabet. Sebebi daha çok vücudun, mikroplara, bakteri ve virüslere karşı savunma sisteminin pankreasa verdiği zararla ortaya çıkan bir şeker hastalığıdır. Pankreas hücreleri tahribat gördüğü için görevini yapamıyor. Dolayısıyla bu kişilerde tamamen insülin yokluğu söz konusu. Bu kişiler insüline bağımlıdırlar. İkinci tip ise; 35 yaş üstünde gördüğümüz, daha çok halk arasında şeker hastalığı denilen ve yaygın olarak gördüğümüz, Tip 2 dediğimiz diyabet hastalığıdır. Bizim için önlem alınabilir ve tedavisi yapılabilir bir hastalık. Obezler, erkeklerde bel çevresi 102 santim, kadınlarda 88 santimi geçenler, vücut kilo endeksinin 25’in üzerinde olduğu kişiler, ayrıca hareketsiz yaşam tarzı olanlar, sigara içenler, aşırı alkol kullananlar ve birinci derecede aile yakınlarında şeker hastalığı bulunanlar risk altındadır” diye konuştu.

    “Yaşam tarzlarını değiştiriyoruz”

    Dahiliye Uzmanı Dr. Zeki Karakaya pankreasta insülinin olması ama insülin direncinin az olması durumunda da diyabet rahatsızlığının ortaya çıkabildiğini belirterek, “Tip 1 veya Tip 2 dediğimiz hastalarda, kan ve idrar testleri ile rahatsızlığı kolaylıkla tespit edebiliyoruz. Tip 1’lerde insülin bağımlılığı varsa insülin tedavisi, Tip 2’lerde de hayat tarzını değiştirerek, kiloluysa kilo verdirerek, vücut kitle endeksini düşürerek, sigara, alkol gibi alışkanlıklarından uzaklaştırarak, diyet anlamında da şekerli gıdaların tüketimini azaltarak diyabet tedavisi uyguluyoruz. Bunun dışında, gerekli hallerde, ilaç ve insülin tedavisi de gündeme gelebiliyor” şeklinde konuştu.

  • Yoğurt Diyabeti Önlüyor

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın 16 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde uyarılarda bulundu. Işın Sayın, diyabete karşı yoğurt yenmesi gerektiğini söyledi.

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, 16 Kasım Dünya Diyabet Gününde Uyardı. Toplumda giderek daha çok insanda insülin direnci, reaktif hipoglisemi görüldüğünü, diyabete doğru gidişin önemli iki belirtisi olan bu durumun yoğurtla kontrol altına alınabileceğini söyleyen Sayın, günde iki kase yoğurt yemeyi tavsiye etti.

    Işın Sayın “Toplumda fazla kilo, her yaşta pek çok bireyin sorunu haline geldi. Yaygın hata ise, hamur, pirinç, patates, şeker, beyaz un içeren gıda tüketimi. Yani sırf bu yiyecekler yüzünden kolay kilo alıyor, zor kilo veriyorsunuz değil mi? Bu yiyecekler sizi önce kısa süre için mutlu kılar. Sonra sizi olaylara daha mutsuz hale getirir. Bu diyabet davetçisi yiyeceklerin uzun süreli tüketiminin neden olduğu tahammülsüz davranışlarınız, çevrenizde dikkat çekmeye başlar. Halsiz, yorgunsunuzdur. Diyabete giden yoldaysanız (insülin direnci, reaktif hipoglisemi vb), silkelenip toparlanmanız için ilk adımı söylemek benden olsun: Yoğurttan başlayın” dedi.

    Çocuklara, hamilelere, yaşlılara ‘çok yararlı, bak yemen lazım’ denilen ancak düzenli yeme konusunda davranış değişikliğini bir türlü gerçekleştiremediğimiz yoğurdu, günlük hayatımıza dahil etmek için önemli sebepler var aslında. Sayın, bu sebepleri şöyle sıraladı:

    “Yoğurt kan şekerini düzenleyerek insülin direnci ve diyabet riskini azaltır,

    Kan şekerindeki ani düşüşü engeller, tatlı ve hamur işlerine eğilimi emniyetli biçimde azaltır. İştah yatıştırır ve acıkmayı öteler. Yağlı bir yoğurt aynı zamanda CLA ve kalsiyum içeriği ile yağ yakıcıdır. İçtiğimiz kahve ve çayların kemik ve kaslara olumsuz etkisiyle savaşır.”

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın Yoğurt Sevmeyenlere de cazip bir tarif sunarak, “Daha eğlenceli ve daha da faydalı bir yoğurt için, 200 gr yani 1 kase yoğurda, 1 tepeleme çay kaşığı toz tarçın, 3 adet badem, 3 adet yer fıstığı ve 5 adet yaban mersini ekleyin. 200 kcallik bu karışım size lif, vitamin, mineral ve omega yağ asitleri desteği de sağlayacak. Öğleden sonra ara öğün olarak hazırlayabilirsiniz. Akşam yemeği sonrası atıştırmalarınızı bu tarif sayesinde daha güvenli hale getirebilirsiniz. Ayrıca iş yerinden çıkmadan önce saniyeler içinde hazırlayıp yiyebilirsiniz. Bu sayede akşam yemeğine daha kontrollü bir iştah düzeyi ile girebilir, hatta eve giderken trafikte daha sakin olabilirsiniz” şeklinde konuştu.