Etiket: Dişleri

  • Bebeklerde emzik kullanımı dişleri etkiliyor

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Çağdaş Kışlaoğlu, bebeklerde emzik kullanımının dişleri etkilediğini söyledi. Kışlaoğlu, “Emzik çocuğun ağzına uygun olmalı. Tabanı, bebeğinizin emziğini yutmasını engelleyecek şekilde geniş olmalı. Burun deliklerini kapatmamalı” deyi konuştu.

    Emziğin tabanının hava akımını sağlayacak şekilde delikli olması gerektiğini dile getiren Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Çağdaş Kışlaoğlu, “Bu delikler, bebeğinizin salyalarının dudak kenarlarını ve çenesini tahriş etmesini önler. Emzik, biberon, diş kaşıyıcıları ve çocuğun kullandığı her türlü eşyalarda BPA(Bisphenol A) ve Pthalates gibi maddeler olmamasına dikkat edilmeli. Bebeğin çene yapısına uygun birkaç emzik alınmalı ve bebek büyüdükçe her 2-3 ayda bir bu emzikler değiştirilmelidir.Silikondan ya da kauçuktan yapılan emzikler kullanılabilir” diye konuştu.

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Çağdaş Kışlaoğlu, 1 yaş dolayları emzik bıraktırmak için uygun bir zaman olduğunu belirterek, “Bazen istemesek de bu süre 2 -3, hatta 4 yaşına kadar uzayabilir. 2 yaşından sonra emmeye devam etmek üst dişleri öne, alt dişleri arkaya çekerek iki diş arasındaki açıklığı arttırır “ V” tipi üst çene darlığını meydana getirerek yüz yapısında bozulmalara neden olabilir. Emzik emme 3- 3,5 yaşına kadar devam ederse bu bozukluklar kalıcı olabilir. Uzun süreli emzik emmek kulak, burun, boğaz hastalıklarının sık tekrarlamasına neden olabilir. Gün boyu ve uzun süreli emzik emmek, özelikle 1 yaşın üzerindeki çocuklarda konuşmayı öğrenmeyi geciktirebilir, konuşmada ve telaffuzda bozukluklara neden olabilir” diye konuştu.

    Sağlıklı bebeklerin dişlerinin ortalama 6- 7 aylıkken çıkmaya başladığını ifade eden Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Çağdaş Kışlaoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü;

    ”Diş çıkartma 3- 4 aylıkken de çıkabildiği gibi, 12- 16 ayı da bulabilir. Bu kalıtım ile anne ve babadan geçe bilen bir özelliktir. Dişlerin tamamlanması genellikle 27- 29 aya kadar sürer.

    Diş çıkartma belirtileri Artan tükürük, Uyku düzensizliği, İştahsızlık, Gelen giden huzursuzluk, Ellerini ısırması, Ağız çevresinde hafif döküntü olarak sıralanabilir.

    Diş çıkarma belirtileri ve şiddeti bebekten bebeğe değişmekle birlikte diş çıkartırken; ishal, ateş, huzursuzluk, uykusuzluk, ağızda tükürük üretiminin artması, kulaklarını çekiştirme, beslenmeyi istememe, kilo alımının yavaşlaması görülebilir. Diş çıkartma belirtileri yukarıda sayılanların bir veya birkaçı ile birlikte diş etlerinde kabarma-şişme ve sonrasında dişin uç vererek görünmesidir.

    Bebeğin bu dönemi rahat geçirebilmeleri için aileler şunları yapabilirler: Bebeğinize çiğneyecek bir şeyler verin. Bebeğin çiğneyerek diş etlerini kaşıyabileceği, özellikle soğuk (soğuk bir muz veya havuç, lastik bir diş halkası v.s) şeyler verilebilir. Bebeğinize çiğnemesi için bir şey verdiğiniz zaman akciğerlerine kaçırmaması için mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın. Bebeğinizin diş etlerine temiz ve soğuk bezle masaj yapın. Diş etlerini hafifçe uyuşturmak için doktor önerisiyle verilen diş jellerinden beslenme önceleri diş etlerine sürün. Diş kaşıyıcı seçerken ürünün plastik ve boyalı olmamasına dikkat edin. Diş tipine göre çıkış süreleri değişebilir, Ön santral dişler: 6-10 .ay, lateral (yan diş) : 9-12. Ay, kanin (köpek dişi) : 15-21. Ay, birinci azılar : 13-18. Ay, ikinci azılar : 24-33.ay”

  • Engelli çocukların dişleri için seferber oldular

    Denizli Otizm Derneği’nin davetiyle özel bir eğitim uygulama merkezine gelen Prof. Dr. Ertuğrul Sabah ve ekibi, öğrencilere ve ailelerine, ağız ve diş sağlığı eğitimi verdi. Muayeneleri yapılan 90 çocuğa koruyucu ve acil diş hekimliği hizmetleri dolgu, çekim ve diş temizliği sunuldu.

    Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Sabah, diş tedavisini engelli ve yoksul hastaların ayağına götürmeye devam ediyor. Seyyar kliniklerle, diş hekimleri ve gönüllülerden oluşan bir ekiple bugüne kadar Türkiye içinde yaklaşık 100 bin kilometre yol yapan Sabah, 85 binin üzerinde engelli ve yatılı ilköğretim bölge okulu çocuğunun diş tarama ve tedavisini gerçekleştirdi. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden 1977 yılında mezun olduktan sonra Almanya’da engelli çocukların diş tedavileri konusunda çalışan Sabah, engelli çocuklara yönelik diş bakımı ve tedavi hizmetlerini, 2001 yılında meslektaşlarıyla kurduğu, Ege Ağız Diş Sağlığı ve Diş Hekimleri Derneği çatısı altında sürdürüyor. İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü, İzmir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü, Katip Çelebi Diş Hekimliği Fakültesi ve Ege Diş Hekimliği Fakültesi ortak protokolü kapsamında çalışmalar devam ediyor.

    Hastaların ağız ve diş muayenelerini yapmak için tam donanımlı seyyar diş hekimliği üniteleri geliştirdiklerini ifade eden Ertuğrul Sabah, ‘’Modern bir diş tedavi merkezinde bulunması gereken ekipmana sahibiz. Gezici tedavi ünitemizle dolgu, diş çekimi, diş temizliği ve basit cerrahi müdahaleler de yapabiliriz. Bütün faaliyetlerimizi gönüllülerimizle birlikte ücretsiz olarak gerçekleştiriyoruz. Denizli’de bulunan 90 çocuğumuzun diş bakımı ve tedavisini gerçekleştirdik. Bütün engelli çocuklarımızın dişlerine bakıp, tedavi etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

  • Yeşil çay dişleri güçlendiriyor

    Diş Hekimi Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, yeşil çay, peynir, kivi gibi besinlerin dişleri güçlendirdiğini söyledi.

    Prenatal dönemde ve çocukluk döneminde yapıya katılan mineral yapısının dişin çürümeye karşı direncini artırdığını belirten Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, “Fakat bu mineral yapı elbette zayıflayabilir. Bu nedenle hayatımız boyunca beslenmenin kalitesi çok önemlidir” dedi.

    Dr. Kışlaoğlu, dişleri güçlendiren besinleri şu şekilde sıraladı:

    “Kereviz: Kereviz dişleri iki yolla korur. Kereviz ekstra çiğnemeyi gerektiren bir yiyecektir. Bu ekstradan tükürük salgılamayı sağlar, bu da çürüklere neden olan bakterileri etkisiz kılar. Buna ilaveten lifli ya da sert yapıdaki doğal yiyecekler dişetlerine masaj yapar ve diş aralarını temizler.

    Peynir: Peynir dişler için birden çok yarar sağlar. İlk olarak ağzın PH dengesini ayarlamaya yardımcı olur. Aynı zamanda çürüklere karşı koruyup, yeni çürükler oluşmasını engeller. Özellikle şekerli gıdalar alındıktan sonra yenilecek bir parça peynir, şekerin dişleri çürütme etkisini giderme açısından son derece önemli.

    Yeşil çay: Yeşil çayda bulunan katesin maddesi ağızdaki bakterilerin yok olmasına yardımcı olurken aynı zamanda kansere karşıda etkili olur. Dolayısıyla ağız kanserlerine karşıda etkili bir maddedir. Bu madde aynı zamanda kötü ağız kokusuna neden olan bakterileri de ağızdan uzaklaştırmaya yardımcı olur.

    Kivi: Vitamin C eksikliği dişetlerini hassaslaştırabilir, bakterilere karşı daha dirençsizleştirebilir. Bu durumda da periodontal rahatsızlığa yakalanabilirsiniz. Bu durumla karşılamamak için yeterince C vitamini almalısınız ve bunun için kiviyi seçebilirsiniz, çünkü kivi diğer meyvelere göre daha fazla vitamin C içerir.

    Yoğurt: Kalsiyum açısından zengin olan yoğurdun dişlere olan faydaları saymakla bitmez. Kalsiyum periodontal rahatsızlığı olan kişilerdeki diş kökleri iltihaplı cep sayısını azaltır. Kalsiyum, periodontal rahatsızlık dolayısıyla oluşmuş sallantılı ve gevşek dişleri iyileştirmede yardımcı olur. Kalsiyum, diş kayıplarını önlemeye yardım eder. Eğer sizde diş sağlığınızı düşünüyorsanız, kalsiyum deposu olan yiyecekleri tercih edin.

    Maydanoz: Ağız kokusuna neden olan yiyecekleri tükettikten sonra biraz maydanoz çiğnemek hoş bir ağız kokusuna sahip olmanıza yardımcı olacaktır. Bu sayede ise kötü ağız kokusu maydanoz sayesinde hoş bir kokuya dönüşür.

    Çilek: Çilek dişlere ve dişetlerine iyi gelir. Aynı zamanda diş taşlarından doğal yöntemle kurtulmanın formülünü taşımaktadır. İçinde bulunan çeşitli asitler diş diplerinde biriken taşları eritir. Diş taşlarının oluşumunu engeller.

    Kuru yemişler: Kuru yemişler ve çekirdekler dişi kaplayarak bakterilere karşı koruyucu bir tabaka oluşturan doğal yağlar içerirler. Bu yağlar diş minesinin güçlenmesine yardımcı olarak çürümelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar ve çekirdekleri de kalsiyum içerir.

    Elma: Elma, kabukla yenilmesi bir yandan dişlerin kuvvetlenmesini sağlarken, diğer yandan da içerisindeki maddelerle dişleri temizler. Elma, havuç gibi meyveleri ısırarak yenilmesi tavsiye edilir.

    Kuru üzüm: Şekerli bir besin yenildikten sonra bakteriler diş minesini yıpratan asitler salgılar ve zamanla dişlerin çürümesine yol açar. Kuru üzüm de tatlı ve yapışkandır. Diğer tatlı besinlerden farklı olarak ağız içindeki bakterilerin gelişimini engeller. Bu nedenle tatlı ihtiyacında güvenle tercih edilebilir.

    Somon balığı: Somon balığı ve uskumru gibi yağlı balıklarda diş ve diş etini korumayı sağlayan ve kalsiyum açısından zengin bir besinlerdir. Somon balığında bulunan D vitamini ağız sağlığı için çok önemlidir. Özellikle çocuklarda diş gelişimine yardımcı olan besinlerin başında yer alır.

    Portakal (C Vitamini): Portakal ve benzeri meyveler bağ dokusunu kuvvetlendirerek diş ve diş etlerinin sağlıklı kalmasında büyük rol oynamaktadır. Turunçgiller, diş ve diş eti iltihaplarını da büyük ölçüde önleyecektir. Portakalda yüksek oranda bulundan florun maddesi, dişin sert katmanındaki yapı gelişir ve dişleri oldukça besler.”

  • 20’lik yaş dişleri korkunuz olmasın

    Global Diş Hekimleri Derneği Başkanı Diş Hekimi Zafer Kazak, dişin bir bölümü diş eti ile kaplı olduğu durumlarda sıklıkla enfeksiyon ve buna bağlı olarak yüzde şişme ve çene açmada azalma meydana geldiğini ifade ederek, “Tekrarlanan enfeksiyonlar sonucu 20 yaş dişlerin etrafındaki kemik erimeye başlar ve yerine iltihabı doku oluşur. Ayrıca çene kemiğindeki konumundan dolayı bazen önünde bulunan azı dişlerine baskı uygulayabilir bu durumda ağrı ve ön dişlerde çapraşıklık oluşur. 20 yaş dişlerin çekimi genellikle cerrahi olarak yapılır ve çekiminden sonra bu bölgede şişlik ve ağrı görülebilir. Bu durum 20 yaş dişinin etrafında kemik dokusu varlığında oluşur” diye konuştu.

    BAZI KİŞİLERDE 20’LİK DİŞ HİÇ OLUŞMUYOR

    Diş etrafındaki kemiği uzaklaştırmak için geleneksel yöntemler yerine sert doku lazeri (ER-YAG) kullanıldığında şişlik ve ağrı yüzde 80 oranında azalmakta ve doku iyileşmesinin hızlandığını anlatan Diş Hekimi Zafer Kazak, “Ayrıca çekimden sonra düşük seviyeli lazer uygulaması ( LLLT) ile 20 yaş çekiminden sonra iyileşme dönemi ve çekimden sonra oluşan kas spazmına bağlı çene kilitlenmesi daha kısa olur” dedi.

    Bazı kişilerde yirmi yaş dişlerinin kalıtsal olarak hiç oluşmadığını ifade eden Diş Hekimi Zafer Kazak, “Oluşmuş olan yirmi yaş dişleri çene kemiğinde kendisine yer bulabilirse diğer dişler gibi çıkarak yerini alabilir. Bu durumda genel ağız sağlığı açısından sıkıntı oluşturmuyorsa yirmi yaş dişlerinin alınması gerekmemektedir. Ağız içerisineyerleşemeyecek pozisyonda olan dişler ise gömük ya da yarı gömük pozisyonda kalabilir. Eğer gömük yada çıkmış olan yirmi yaş dişi pozisyonu nedeniyle yandaki dişlere ve bulunduğu kemiğe zarar veriyorsa, temizlenemeyecek bir pozisyonda ağızda yer almışsa ve çürük ya da kırık nedeni ile zarar görmüş, dolgu, kanal tedavisi, kuron ya da başka bir tedavi yöntemi ile tedavi edilemeyecekse mutlaka çekilmelidir. Çekim zamanında yapılmaz ise dişlerin çapraşıklaşmasına sebep olabilir, iltahap yapabilir ya da öndeki dişe kalıcı zarar verebilir” şeklinde konuştu.

    DİŞ AĞRISINA NE İYİ GELİR?

    Diş ağrılarının genelinde geçici müdehale için önerilebilinecek bitki, karanfil yağıdır. Aktarlardan alınabilinecek karanfil yağı, pamuk yardımıyla ağrıyan dişin üzerine koyulabilir, kısa sürede ağrıyı keseceği görülecektir. Ancak geçici bir çözümdür, doktorunuza gitmeyi geciktirmeyin, çünkü diş ağrıları kulak ağrısından kalp sorunlarına kadar pekçok ağrı ve hastalığın tetikçisidir.

  • Hesap yüzünden dövülen gencin dişleri, burnu ve elmacık kemiği kırıldı

    Tunceli’de, bir restoranda yemek yedikten sonra hesap yüzünden çıkan tartışmada dövüldüğü iddia edilen gencin iki dişi, burnu ve elmacık kemiği kırılırken, kafa tasında 3,5 santim çatlak oluştu.

    Olay, merkez Munzur Mahallesi’nde bulunan bir restoranda meydana geldi. İddiaya göre, 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Sevkan Çetin ve arkadaşı Onur Ergül bir lokantaya yemek yemeye gitti. Yemeğin ardından restoran sahipleri ile iki arkadaş arasında hesap yüzünden tartışma çıktı. Tartışma sonrasında Onur Ergül lavaboda, Sevkan Çetin ise oturduğu masada darp edildi. Çetin, aldığı darbeler üzerine yaralanarak Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. Tedavisine devam edilen Çetin’in kafa tasında 3,5 santimetre çatlak oluşurken, 2 dişi, elmacık kemiği ve burnunun kırık olduğu tespit edildi.

    Oğlunun restoranda darp edilmesinin üzüntüsünü yaşayan baba İsmail Çetin, “Bugün hastanede çocuğumun bu durumda olması beni üzüyor. İnşallah bir daha böyle hadiseler yaşanmaz. Kimse kimseye öldürme teşebbüsünde bulunmasın. Çocuğum şu anda konuşamıyor. Restoran sahipleri, çocuğumun ve arkadaşının orada oturan müşterilere saldırdığını söylüyorlar. Kendilerini bu şekilde aklamaya çalışıyorlar. Olay öyle değil. Oğlum ve arkadaşı restoranda oturuyor. Hesap kabarık geliyor. Bunların arasında bir husumet oluyor. Çocuğumun arkadaşı lavaboya giderken orada dövüyorlar. Daha sonra orada biri kameraları kapatın diyerek, masada oturan çocuğumun suratına sert bir cisimle vuruyor. Daha sonra baygın bir şekilde olan çocuğumu yerde tartaklıyorlar” dedi.

    Oğlunun darp edilmesinin ardından kafa tasında çatlakların oluştuğunu, burun, elmacık kemiği ve dişlerinin kırıldığını aktaran Çetin, “Doktorlar, çocuğumun burnunda geriye doğru büyük hasarlar oluştuğunu söyledi. Daha sonrada biz yapmadık deyip alay geçiyorlar. Ben baba olarak daha bir şey demeden onlar kendilerini aklamaya çalışıyor. Bu beni derinden üzüyor” ifadelerini kullandı.