Etiket: Dinçer

  • Dinçer: “Prim borcu kredisi, esnafın ihtiyacına cevap vermekten uzak”

    Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Talat Dinçer, Bağ-Kur’luya tanınan prim borcu kredisinin esnafın ihtiyacına cevap vermekten uzak olduğunu belirterek, kredinin gerçek amaca ulaşabilmesi için vadenin 36 aydan 60 aya çıkarılması ve sicilin temiz olup olmamasına bakılmaksızın krediye ulaşım imkanı tanınması gerektiğini söyledi.

    Mersin ESOB Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer, yaptığı açıklamada, 6736 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun” ile Bağ-Kur prim borcu olan esnaf ve sanatkarlara vade ile borçlarını ödeyip emekli olma imkanı getirildiğini belirtti. Söz konusu kanun kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile Ziraat Bankası arasında “Prim Borcu Protokolü” imzalandığını anımsatan Dinçer, ancak protokolün esnaf ve sanatkarların ihtiyacına cevap vermekten uzak olduğunu kaydetti. Prim borcu kredisini ölü doğum olarak niteleyen Dinçer, “Bugün en düşük günlük kazanç üzerinden emekli olacak bir 4-b (Bağ-Kur) emeklisi bin lira ile bin 200 lira arasında maaş alabilir. Bankalar ise maaşın yüzde 90’ını geri alır. Bugün 36 ay üzerinden bankanın üstleneceği Bağ-Kur prim borcu 28 milyar civarında. Krediden yararlanmak isteyen 4-b sigortalısı bir esnaf veya sanatkarımızın borcuna ihya da eklenirse (zamanında borcunu 60 ayın altına düşürmediği için vergi kaydı devam ettiği halde ödemeden dolayı geçici terk) toplam borç 50 milyardan az çıkmaz. Bu durumda emekli olmak isteyen esnafımızın 20-25 milyar lira ilave para yatırması gerekir ki, bugün hiçbir esnafımızın bunu gerçekleştirecek ekonomik gücü yoktur. Ancak, vade 60 aya çıkarsa ve banka emekli maaşına mahsuben 50 bin lira kredi kullanma yolunu açarsa esnafımız bu protokolden yararlanabilir. Bizler kurum olarak bu vadenin 60 aya çıkarılmasını talep etmekteyiz” dedi.

    “Vade 60 aya çıkarılsın, temiz sicil şartı aranmasın”

    Protokol ile ‘sicili temiz esnaf’ şartı getirildiğine de dikkat çeken Dinçer, “Ülkemizdeki ekonomik şartlarda sicili temiz esnaf bulmak, samanlıkta iğne aramaya benzer. Geçmişte bu tür emekli maaşına mahsuben verilen kredilerde temiz sicil şartı aranmıyordu. Yine bu kredide de temiz sicil şartı kaldırılmalı. Bugün hangi esnafımızın sicili temiz. Siz zaten banka olarak maaşına el koyacaksınız. O zaman temiz sicil aramak neyin nesi? Bizler söz konusu prim borcu kredisinin amaca ulaşması için vadenin 60 aya çıkarılması ve temiz sicil şartı aranmamasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Dinçer: “Dilin Kemiği Yok Ama Cinsiyeti Var”

    Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Danışma Kurulu Üyesi İlksen Surguç Dinçer, Türkiye’de kadın ve erkeklerin siyaseti ’erkek dili’ ile yaptığını belirterek, “Dilin kemiği yok ama cinsiyeti var” dedi.

    Dinçer, yaptığı açıklamada, siyasilerin üslubunu eleştirerek, saldırgan, küçümseyici, aşağılayıcı, ötekileştirici ve son derece zararlı bir dil kullanıldığını söyledi. Bu dilin, toplumu ayrıştırırken şiddeti de artırdığına işaret eden Dinçer, “Toplum olarak politikacıların şiddetine maruz kalıyoruz. Siyasette var olmaya çalışan kadınlar, ’bu dili kullanarak kabul edilmeye’ çalışıyor, çünkü sayıları çok az. Siyasi partiler ve seçim kanunu değişmedikçe, parti yönetimlerinde ve seçimlerde kota uygulanmadıkça, kadınlar adına değişim çok yavaş olacak. Yani siyasette hakim olan ve giderek ’zorbalaşan’ dili uzun yıllar görmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

    KA.DER olarak partilere, birbirleri ile uğraşacaklarına, karşılıklı söz düellolarına gireceklerine, oturup sorunları ’ortak akılla’ çözme çağrısında bulunan Dinçer, “Her gün insanların teröre kurban gitmesinin, çocukların tacize, tecavüze, sömürüye uğramasının, kadın cinayetlerinin, yolsuzlukların, haksızlıkların önüne geçmenin yolu kavgadan değil barış dilinden, uzlaşmadan, karşılıklı ve toplumla doğru iletişim kurmaktan geçiyor” ifadelerini kullandı.

  • Milli Eğitim Eski Bakanı Ömer Dinçer Malatya’da Konferansa Katıldı

    Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr Ömer Dinçer Malatya’da konferansa katıldı.

    Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer, Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezinin (BİLSAM) düzenlediği “Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?” konulu konferansa katılarak bir söyleşi gerçekleştirdi. BİLSAM tarafından düzenlenen konferans yaklaşık 2 saat sürerken konferansa vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

    Konferanstan önce bir konuşma yapan BİLSAM Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Tav konferansın önemine değinerek, “Bugün burada Türkiye’de değişim yapmak neden bu kadar zor, sorusunun cevabını aramaya çalışacağız. Türkiye’de değişim ve dönüşüm sürekli engellenmiştir. Toplumumuzun gelişen ihtiyaçlarını karşılayabilecek modeller, reformlar ve zihinsel devrimlere her zaman ihtiyaç vardır. Bu değişim ve dönüşüm ancak güçlü iradelerle gerçekleşebilir” dedi.

    Sözlerine, BİLSAM’a ve katılımcılara teşekkür ederek başlayan Milli Eğitim eski bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer ise “Malatya’ya gelmek benim içinde büyük bir onurdur, Malatya’ya her gelişimde çok verimli programlara katıldım, bugün yapacağımız programın da o yönde olacağını ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Dinçer, “Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?” sorusu üzerinden, zihinsel değişim olmadan Türkiye’de değişimin zor olacağını, anayasa değişmeden değişimin olamayacağını ve bu değişimler olmaz ise elde edilen demokratik kazanımların kaybolacağını aktardı.

    Metodolojik olarak değişim ve dönüşümün kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Dinçer “Değişim olmazsa dünya durur. Değişim mutlaka bilgi ile olmalıdır, sezgi ve tesadüfî değişimlerin sürdürülebilir olması mümkün değil. Bilgi sahibi olmakta yetmez, bilginin mutlaka eyleme ve davranışlara dönüştürülmesi gerekir ve davranışların sevgi ile yoğrularak yapılması gerekir” diye konuştu.

    Konferansın ardından Ömer Dinçer’e günün anısına, BİLSAM üyelerinden iş adamı Basri Yaşar tarafından kayısı ve tablo takdim edildi.

  • Kastamonu Orman Bölge Müdürü Hüseyin Dinçer:

    Kastamonu Orman Bölge Müdürü Hüseyin Dinçer, Türkiye’de sık sık gündeme gelen orman yangınları sonrası yanan yerlerin imara açıldığı şeklindeki söylentilerin doğru olmadığını belirterek, Türkiye’de orman yangını sonrası imara açılmış bir metrekare dahi yer olursa istifa edeceğini açıkladı. Dinçer, ayrıca orman teşkilatının Kastamonu ekonomisine dolaylı olarak yaklaşık 400 milyon lira katkısının olduğunu söyledi.

    Dinçer, bölge müdürlüklerinin 2015 yılındaki faaliyetlerini düzenlediği basın toplantısıyla değerlendirdi. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’nün 21 işletme müdürlüğü, 156 şeflikten oluştuğunu ve 2 bin 74 personelinin bulunduğunu belirten Dinçer, 2015 yılı itibariyle sorumluluk sahalarında yer alan Kastamonu’nun yüzde 66’sının, Sinop’un da yüzde 64’lük kısmının ormanlarla kaplı olduğunu kaydetti. Kastamonu OBM olarak 201 milyon metreküp orman varlıklarının bulunduğunu açıklayan Dinçer, bunun 148 milyon metreküpünün Kastamonu, 53 milyon metreküpünün de Sinop’a ait olduğunu söyledi.

    “KASTAMONU EKONOMİSİNE KATKIMIZ 400 MİLYON LİRADIR”

    Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’nün Kastamonu’da her yıl 2 milyon metreküpe yaklaşan üretim ve diğer ormancılık faaliyetleri sayesinde orman köylüsüne 160 milyon lira doğrudan destek sağladığını söyleyen Dinçer, “Bu çalışmalarımız sayesinde, nakliyecisine, akaryakıt satıcısına gibi dolaylı yoldan Kastamonu’ya katkımız ise 400 milyon liradır. Sadece dikili satıştan orman köylüsüne de 90 milyon lira destek sağlıyoruz. Yapılmakta olan ormancılık faaliyetleriyle de ilimizde binlerce kişiye istihdam sağlamaktayız” dedi.

    Türkiye’deki 28 bölge müdürlüğü arasında Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’nün üretimde birinci sırada olduğunu söyleyen Dinçer, Kastamonu’da 2015 yılında 330 milyon liralık bir gelirlerinin olduğunu ve bu gelirin bunun yüzde 45’lik bölümünün köylüye yansıtıldığını ifade ederek, kurumlarının kar amacı güden bir yapıya sahip olmadığının da bilinmesini istedi.

    Kastamonu Bölge Müdürlüğü olarak en büyük sorunlarının nitelikli genç iş gücünü bulamadıklarını ifade eden Dinçer, “Maalesef nitelikli genç iş gücü yeterli değil. Bu sayının artmasını umuyoruz” diye konuştu.

    Orman zararlılarıyla mücadele konusunda da titiz bir çalışma yürüttüklerini aktaran Dinçer, “Orman varlıklarımızı tehdit eden bazı böcek türleri var. Bunlara karşı biyolojik bir mücadele yürütüyoruz. Kendi ürettiğimiz bir böcek türü ile bu zararlıları yok ediyoruz. Kastamonu’daki laboratuarımızda 2015 yılında 30 bin adet, Boyabat’taki laboratuarımızda ise 13 bin 284 adet üretim gerçekleştirdik ve ormanlara bıraktık. Yine ayrıca geçtiğimiz yıl yaptırmış olduğumuz 500 adet kuş yuvasını da çeşitli bölgelere astık” şeklinde konuştu.

    “KESTANENİN BÖLGEMİZE EKONOMİK KATKISI 30 MİLYON LİRADIR”

    Kastamonu’nun orman varlıkları içerisinde kestanenin de önemli bir yere sahip olduğunu anlatan Dinçer, “Kastamonu’da Cide, Bozkurt ve İnebolu’da 16 bin 585 hektar alanda kestane ormanlarımız var. Sinop’la birlikte bu alan 23 bin hektara çıkıyor. Kestanenin bölgemize 30 milyon lira gibi bir katkı sağladığını düşünüyorum. Sahil bölgelerimizde önemli bir gelir kaynağı olan kestane ağaçlarında da bazı hastalıklar çıkıyor. Bunlarla da mücadele ediyoruz. Kestane dal kanseri, kestane kızıl kurdu ve mürekkep hastalığı gibi. Son yıllarda Kestane Gal Arısı diye bir böcek türü ortaya çıktı. Bu hayvan dışarıdan ülkemize geldi. Ülkemizde görülen bir hayvan değildi. Bursa bölgemizdeki kestane ağaçlarında görülüyor. Biz bu zararlı türün kendi bölgemize gelmemesi için bazı çalışmalar yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Ormanlarda gençleştirme çalışmaları hakkında bilgi veren Dinçer, şöyle konuştu:

    “Geçtiğimiz yıl Kastamonu’da 229, Sinop’ta ise 24 hektar alanda gençleştirme çalışması yaptık. Yine ayrıca Kastamonu’da 3 bin 439 hektar alanda ise gençlik ve kültür bakım çalışmaları yapıldı. Silvikültürel faaliyetler çerçevesinde Kastamonu’da bin 263 hektar alanda, Sinop’ta ise 428 hektar alanda rehabilitasyon çalışması gerçekleştirdik.”

    “MİLYONLAR FİDANI ÜRETİP TOPRAKLA BULUŞTURUYORUZ”

    Orman Bölge Müdürlüğü olarak bünyelerinde 3’ü Kastamonu’da olmak üzere toplam 4 fidanlığın bulunduğunu belirten Dinçer, şunları söyledi:

    “2014 yılında Kastamonu’da 2 milyon 970 bin adet fidan üretirken, 2015 yılında 4 milyon 100 bin adet fidan üretimi gerçekleştirdik. 2016 yılındaki hedefimizi ise 3 milyon 100 bin adet olarak belirledik. Sinop’ta ise 2014 ve 2015 yıllarında birer milyon fidan üretiminde bulunduk. Gölköy’de bulunan fidanlığımız su baskınlarıyla karşı karşıya kalıyordu. DSİ Bölge Müdürlüğümüz buradaki derede ıslah çalışması gerçekleştirdi ve bu tehditten kurtulduk. Yine Göl Köy’de valiliğimizin de desteği ile sondaj çalışması yaptık. Şimdi buraya bir su deposu tesisi inşa edeceğiz.”

    Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’nün geçtiğimiz yıl Kastamonu’da 479 hektar alanda, Sinop’ta ise 503 hektar alanda ağaçlandırma faaliyetlerinde bulunduğunu ifade eden Dinçer, 2016 yılında ise 699 hektar alanda ağaçlandırma çalışmasının yapılmasının planlandığını kaydetti.

    Bazı eylem planlarından da bahseden Dinçer, Ceviz Eylem Planı dahilinde Kastamonu’da 260 hektarlık alanda 56 bin 160 adet, Sinop’ta ise 165 hektarlık alanda 38 bin 53 adet ceviz fidanı diktiklerini belirtti.

    “DİKİLİ SATIŞTAN ORMAN KÖYLÜSÜNE KATKIMIZ 89 MİLYON LİRADIR”

    Orman köylüsünün en büyük destekçisi olan Orman Bölge Müdürlüğü’nün, üretim çalışmaları kapsamında geçtiğimiz yıl Kastamonu’da orman köylüsüne sadece dikiliş satıştan 89 milyon lira, Sinop’ta da orman köylüsüne 51 milyon lira kaynak aktardığını açıkladı.

    2015 yılında Kastamonu’da 351 bin metreküp, Sinop’ta ise 212 bin metreküp üretim yaptıklarını söyleyen Dinçer, şunları kaydetti:

    “Üretimde çalışan köylülerimize eğitimler de veriyoruz. 2015 yılında 4 bin 350 üretim işçisine ağaç kesme ve boylama operatörlüğü eğitimi verdik. 2016 yılında da 2 bin 690 işçiye eğitim vermeyi planlıyoruz.”

    ORKÖY destekleri hakkında da bilgiler veren Dinçer, şöyle devam etti:

    “Kastamonu’da 2015 yılında 285 aileye, fenni arıcılık, güneş enerjisi, süt sığırcılığı, besi sığırcılığı, besi koyunculuğu konularında 2,5 milyon lira destek verdik. ORKÖY’de 2003-2015 yılları arasında ise Kastamonu’da 6 bin 751 aileye 22,4 milyon lira kredi desteği verdik. Ayrıca 2015 yılında fenni arıcılık için Kastamonu’da 804 bin, Sinop’ta da 480 bin lira ORKÖY kredisi kullandırdık.”

    Odun dışı ürünlerle de vatandaşa destek olmak istediklerini aktaran Dinçer, “2015 yılında 30 bin adet sahlep fidanının dikimini gerçekleştirdik. Yine 438 ton defne, 29 bin 118 ton ise kestane, gövde, çıra, dal, mantar, kızılcık, kuşburnu gibi ürünlerin üretimi gerçekleşti” dedi.

    Kastamonu’da 2016 yılı içerisinde 3 milyon 100 bin, Sinop’ta da 1 milyon fidan üretimini yaparak dikmeyi planladıklarını anlatan Dinçer, “Kastamonu’da 35 kişiye bin 927 dekar, Sinop’ta da 13 kişiye 635 dekan alanda özel ağaçlandırma izni verdik” diye konuştu.

    Kastamonu’da 1 milyon 264 bin, Sinop’ta da 619 bin endüstriyel odun üretimi yaptıklarını söyleyen Dinçer, “Bu üretimle Kastamonu’da faaliyette olan sunta fabrikalarının da üretim ihtiyacını bizler karşılıyoruz” şeklinde konuştu.

    Dinçer, 2015 yılında Kastamonu’da 351 bin 718 metreküp, Sinop’ta da 212 bin 605 metreküp olmak üzere toplam 570 bin 408 metreküp olağanüstü üretim yaparak tamamladıklarını ifade etti.

    “TÜRKİYE’DE ORMAN YANGINLARI SONRASI İMARA AÇILMIŞ BİR METREKARE DAHİ YER BULUN İSTİFA EDERİM”

    Orman yangınlarıyla ilgili olarak orman köylüsüne geçtiğimiz yıl 42 adet olmak üzere şimdiye kadar toplam 144 adet su tankeri dağıttıklarını açıklayan Dinçer, “Kastamonu’da geçtiğimiz yıl 57 adet orman yangını çıktı. Bu yangınlar, Allah’a şükür ormanlarımıza zarar vermedi. Örtü dediğimiz yüzeyde yangınlar meydana geldi. Bu yangınlarda 30 hektarlık alan zarar gördü. Biz yangınları küçük veya büyük diye ayırt etmiyoruz. En ufak bir yangında dahil arazözlerimizi yönlendirip müdahale ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarında Çankırı’dan İskenderun’a kadar sahil bandında yani Ege ile Akdeniz bölgesinde yandıktan sonra imara açılan, bina yapılan, otel yapılan bir metrekare yer bulun ben, hemen istifa edeceğim” diyen Dinçer, “Bu derece iddialıyım, orman teşkilatı 1 metrekare yeri dahil hiçbir şekilde imara açmamıştır. Türkiye’nin hangi bölgesi olursa olsun asla ve asla yanan yerleri imara açmak gibi bir durumu vuku değildir. Aksine biz, orman teşkilatı olarak yanan yerlerin hemen cenazesini kaldırdıktan sonra yani temizledikten sonra ağaçlandırmasını yaparız. Türkiye’de hangi bölge olursa olsun bir metrekare bile yerimiz, yandıktan sonra vatandaşların menfaati için imara veya başka bir şeye açılması söz konusu değildir. Orman teşkilatı bu konuda hassastır. Hatta orman teşkilatı, yanan yeri bir yıl içerisinde hemen ağaçlandırır. Yanan sahaları öncelikli bölge ilan edip, bu şekilde bir sonraki seneye planlamaya alırız” ifadelerini kullandı.

    Dinçer, orman yangınlarına karşı sadece vatandaşların ücretsiz bir şekilde Alo 177 Orman Yangın İhbar Hattını arayarak bizlere bildirmeleri durumunda gereken müdahalenin yapılacağını söyledi.

  • Dinçer; “Esnafın Pirimindeki Artışın Üçte Birini Devlet Karşılasın”

    Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı (ESOB) Başkanı Talat Dinçer, kendi primini kendi cebinden yatıran ve yılbaşı sonrası astronomik artış gösteren 4-B kapsamındaki esnaf sanatkarların sırtındaki yükün azaltılması için prim ücretindeki artışın üçte birinin devletçe karşılanmasını istedi.

    Asgari ücretteki artış sonrası 4-A sigortalılarının çalıştıkları işverene hükümetçe 100 liralık destek primi sağlandığını hatırlatan Dinçer, “Esnafın yanında çalışan usta ve kalfa için sağlanan desteğin, esnafımıza da uygulanmasını beklemek en doğal hakkımız. Aksi halde esnafımıza üvey evlat muamelesi yapıldığını düşüneceğiz” dedi. Dinçer, yeni yılla birlikte 4-B kapsamındaki esnaf ve sanatkarların primlerinde astronomik artışlar yaşandığını ifade ederek, “ Yılbaşı sonrası kendi primini kendi cebinden yatıran tek kesim olan esnaf ve sanatkarlarımızın en düşük prim ücreti 430 liradan 570 liraya çıkarıldı. Esnafımızın yanında çalışan usta ve kalfalara tanınan hakkın, esnafımızı da tanınmasını beklemek en doğal hakkımız” diye konuştu.

    Geçtiğimiz yıl hükümetin kurulamaması, terör olayları ve komşu ülkelerle yaşanan sorunlar nedeniyle esnaf ve sanatkarların siftah yapamadan işyeri kapattığını ve hala piyasalarda adı konulmamış bir krizin süre geldiğini savunan Dinçer, “Bu olumsuzluklar halen devam ederken en düşük esnaf sanatkar prim ücretinin 570 liraya çıkarılması, esnafımızın sosyal güvenlik primini yatıramamasına neden olacaktır. Bizlerin beklentisi 4-A kapsamında çalışanların işverenlerine tanınan 100 liralık destek priminin esnafımıza da yansıtılması ve esnafımızın prim ücretindeki artışın üçte birinin devletçe karşılanmasıdır” ifadelerini kullandı.

    Başkan Dinçer, esnaf ve sanatkarların üvey evlat muamelesi görmesinin önüne geçilerek söz konusu prim artışının üçte birini devlet tarafından karşılanmasına yönelik yasal düzenlemenin biran önce hayata geçirmesini beklediklerini sözlerine ekledi.