Etiket: din

  • Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. Haçkalı seçildi

    Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. Haçkalı seçildi

    Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı seçildi.

    Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yeni üyeleri, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda düzenlenen törenle görevlerine başladı. Görev süresi bugün dolan Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinin yerine 15 Haziran’da Aday Tespit Kurulu’nun seçtiği 24 aday üye içerisinden belirlenen 12 asil üye ile ilahiyat fakültelerinden belirlenen 4 akademisyen, 5 yıl süreyle Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi olarak görevlendirildi. Kurul üyeleri arasında yapılan seçimle başkanlığa Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı seçildi. Başkan vekilliğine ise Dr. Mustafa Bülent Dadaş getirildi.

    Törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini konulardaki en yüksek karar ve danışma organı olduğunu ifade ederek, Kurul’un dini konularda karar ve fetva vermekten toplumun ve çağın tüm meselelerini İslami açıdan ele alıp görüş belirtmeye, Kur’an meallerini incelemekten her türlü dini nitelikli çalışmayı takip etmeye, Başkanlık özelinde yayınlardan din hizmetlerine, eğitimlerden materyal geliştirmeye varıncaya kadar tüm faaliyetlere rehberlik etmeye, Türkiye’deki dini meseleleri araştırmaktan dünyanın her yerindeki dini konuları gündemine almaya kadar çok geniş ve önemli bir alanda yetki ve sorumluluklarının olduğunu söyledi. Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun geçmişten günümüze dini hayatta milletin en güvenilir dayanağı olduğuna vurgu yaparak, “En zor zamanlarda dahi İslam’ın hakikatlerinden taviz vermemiştir. Aldığı kararlar, yayınladığı eserler, verdiği fetvalar, gerçekleştirdiği din şûraları, istişare toplantıları, çalıştaylar, kongreler, konferanslar ve daha pek çok çalışmalar ile büyük hizmetler yapmıştır ve yapmaya devam edecektir” dedi.

    “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun işi zor, yükü ağır ve sorumluluğu büyüktür”

    Ulaşım, iletişim ve etkileşim araçlarının hızla gelişmesiyle birlikte bireysel ve toplumsal ilgi ve algılar sürekli değiştiğinden yapılan çalışmaların yeterli olmadığı değerlendirmesinde bulunan Erbaş, şöyle devam etti:

    “Üretimden tüketime, gıdadan sağlığa, ekonomiden ticarete, eğitimden teknolojiye kadar birçok alanda her gün yeni meseleler gündeme gelmektedir. Dolayısıyla bugün Din İşleri Yüksek Kurulumuzun işi daha zor, yükü daha ağır ve sorumluluğu daha büyüktür. Çünkü Din İşleri Yüksek Kurulumuz, ülkemizde ve bölgemizdeki dini meseleleri kapsamlı çalışmalarla tüm boyutlarıyla ele alıp zamanın ve olayların gerisinde kalmadan milletimize rehberlik etmek durumundadır. İnançla ilgili hususlardan gündelik hayata kadar milletimizin, özellikle gençliğimizin gündemini takip ederek onlara doğru bilgi, uygun yöntem, anlaşılır bir dil ile yol göstermek durumundayız.”

    “İslam coğrafyasının temel meseleleri ile ilgili çözüm üretmek durumundayız”

    Erbaş, Kurul’un gündemini ve planlarını sadece Türkiye ile de sınırlayamayacağını belirterek, “Dünyadaki tüm Müslüman ülke ve topluluklara da rehberlik etmek, İslam coğrafyasının temel meseleleri ile ilgili çözüm üretmek durumundayız” ifadelerini kullandı.

    Yaşanan küresel krizlerin günümüz insanının küresel boyutta derin bir anlam krizi yaşadığını gösterdiğine dikkati çeken Erbaş, “Modern dönem boyunca insanı, eşyayı, evreni tanımlarken kullanılan argümanlar, referanslar, metodoloji ve yaklaşım biçimi insanlığı derin bir anlam krizine mahkûm etmiştir” diye konuştu.

    “Dini değerleri istismar eden terör örgütleri, hayatı kan ve gözyaşına boğmaktadır”

    Erbaş, yaşanan bu anlam krizlerinin değerler dünyasını alt üst ettiğini ve korkunç bir ahlak krizinin hayatı kuşattığını dile getirerek, şunları söyledi:

    “İşte doğudan batıya, kuzeyden güneye her gün yeni bir felaket senaryosuyla insanlığın gelecek umudunu paramparça eden tüm krizlerin temelinde söz konusu anlam ve ahlak krizi vardır. İslam coğrafyasına baktığımızda gördüğümüz manzara daha da içler açısıdır. İslam medeniyetinin kadim şehirlerinden, tarihin medeniyet merkezlerinden, Müslüman coğrafyaların başkentlerinden acılar ve feryatlar yükseliyor. Son bir asırdır İslam coğrafyası ile ilgili kurulan neredeyse her cümle, ızdırap ve hüzün dolu kelimelerden oluşmaktadır. Mezhep kavgaları her geçen gün daha keskin hale gelmektedir. Tefrikaya çıkan dehlizler her geçen gün derinleşmektedir. Bütün dini değerleri istismar eden terör örgütleri hayatı kan ve gözyaşına boğmaktadır.”

    “Tahrif edilmiş bir İslam anlayışı çalışmalarının pervasızca üst düzeyden seslendirildiğini görüyoruz”

    Erbaş, Avrupa’da İslam’ı hedef alan söylemlere ve çalışmalara ilişkin de değerlendirmede bulunarak, “Diğer yandan son zamanlarda özellikle Fransa merkezli ’Avrupa İslam’ı adıyla İslam’a ve Müslümanlara yönelik bir operasyon, adeta yeniden dizayn edilmiş, temel ilkeleri ve evrensel hakikatleri tahrif edilmiş bir İslam anlayışı çalışmalarının hızlandığını, hatta pervasızca üst düzeyden seslendirildiğini görüyoruz. Pervasızca ve utanmadan. İslamofobi’nin Batı’da çoktan ırkçılığa ve İslam düşmanlığına dönüştüğünü görüyoruz. Dolayısıyla bugün İslam düşüncesine ve Müslümanlara yönelik bilinçli, planlı küresel müdahalelere karşı tedbirlerimizi almak zorundayız. Ayrıca bir yandan insanlığın küresel arayışlarına ufuk olacak bir mana ve değerler dünyasını yeryüzüne teklif etmek, diğer yandan İslam coğrafyasındaki mezhepçilik, ırkçılık gibi fikrî ve zihnî fay hatlarını bertaraf etmek gibi zor ama yapmaya mecbur olduğumuz sorumluluklar önümüzde durmaktadır” şeklinde konuştu.

    Çağın farkında olmayan, sosyal gerçekliklerden uzak ve kendi eksenine hapsolmuş bir yaklaşımın hayata yön vermesinin imkânsız olduğunun altını çizen Erbaş, “Bunun için de öncelikle İslam’ın ideal ve evrensel ilkelerinin farkında olarak toplumsal değişimin yasalarını doğru okumaya, yaşanan hayatı doğru tahlil ederek bugünü ve yarını doğru inşa edecek bir gaye ve gayretin içinde olmaya mecburuz” ifadelerini kullandı.

    “İslam toplumlarında dini açıdan yaşanan kaos, kriz ve karmaşanın dört temel sebebi var”

    Erbaş, günümüzde özellikle İslam toplumlarında dini açıdan yaşanan kaos, kriz ve karmaşanın dört temel sebebinin olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

    “Birincisi, kültür emperyalizmine maruz kalarak kendi inanç ve medeniyet değerlerine yabancılaşmış, yaralı bir bilinç ve yerini, yönünü bulamayan bulanık bir zihindir. İkincisi, öğrenilmiş cehalettir. Yanlış dini bilgiyle şekillenen bozuk bir din tasavvurudur. Üçüncüsü, cehalet, bilgisizlik ve denetimsizliği fırsata çeviren din istismarcılarıdır. Dördüncüsü ise; son asırlarda din-devlet-toplum arasında yaşanan gerilimlerin neden olduğu kaos ve sözü edilen ihmal ve boşlukları fırsata çeviren FETÖ, DEAŞ ve PKK ve benzeri yapılardır. Önemle ifade etmeliyim ki, bahsettiğim her dört hususta da İslam coğrafyasının doğru bilgiyi üreten, en ideal şekilde sunan ve denetleyen mekanizmalara sahip olmayışının etkisi büyüktür. Dolayısıyla Müslüman toplumlar acilen doğru dini bilgiyi üreten, koruyan ve güvence altına alan sistemler kurmak zorundadır.”

    “Kurul, insanlığın temel meselelerini gündemine almak zorundadır”

    Fetvanın özellikle Müslümanların gündelik hayatı için vazgeçilemez hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizen Erbaş, “Ancak, Din İşleri Yüksek Kurulu sadece önüne gelen meselelere fetva vermekle kendini sınırlayamaz. Bireysel boyuttan toplumsal alana, ulusal gündemlerden küresel krizlere kadar insanlığın temel meselelerini gündemine almak zorundadır. Nitekim İslam’ın değerleriyle inşa edilen bir zihin, kalp ve toplumun olmadığı bir vasatta İslam’ın hükümlerinin karşılık bulması ve tüm boyutlarıyla yaşanması da oldukça zordur. Dahası yaşadığımız dünyada itikada ve ahlaka dair sorunlar, önümüze gelen fetvaya dair sorunlardan çok daha büyük ve derindir. Ayrıca fetvayla ilgili bir sorun, sahibini bize yaklaştırırken, itikadî ve ahlakî sorunlar, sahibini çözüm zemininden daha da uzaklaştırabilmektedir” diye konuştu.

    Din İşleri Yüksek Kurulu’nun seçkin ilim adamlarından, çok donanımlı bir uzman kadrosundan oluştuğunu belirten Erbaş, “Ülkemizde ve hatta tüm dünyadaki ilmî birikimi değerlendirebilecek imkâna sahibiz. Bu imkânları gereği gibi değerlendirip değerlendiremediğimizin çok hızlı bir şekilde muhasebesini yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

    Erbaş, yeni oluşturulan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun ülke ve insanlık için hayırlara vesile olması niyazında bulunarak, “Geçmişten günümüze nice değerli hocamız, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Din İşleri Yüksek Kurulumuz bünyesinde milletimize büyük hizmetler etmiştir. Onlardan dâr-ı bekâya irtihal edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara hayırlı ve uzun ömürler diliyorum” diye konuştu.

    Programda söz alan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun eski Başkanı Dr. Ekrem Keleş, yeni oluşturulan kurula başarılar dileyerek, “Cenab-ı Hak, başta ülkemize, milletimize olmak üzere bütün dünyada bizden hizmet bekleyen tüm müminlere hayırlı hizmetler sunmayı nasip eylesin” dedi.

    Keleş, Kurul’un Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ortak aklı ve hafızası olduğunu ifade ederek, “Kurulumuz, Başkanlığımızın faaliyetlerine yön vermiş, ilmi eserleri halkımızla buluşturmuş, İslam’ın ana yolundan asla sapmamış, fetvalarında taviz vermeden vatandaşlarımızı aydınlatmıştır. İnşallah bundan sonra da aynı istikamette aydınlatmaya devam edecektir” dedi.

    Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı ise yaptığı konuşmada, Kurul’un önemine işaret ederek, “Hayatın, şartların, meselelerin ve hadiselerin çok boyutlu olduğu, daha girift bir hale geldiği, uzmanlık alanlarının ayrıştığı ve bilginin neredeyse ihata edilemeyecek şekilde arttığı ve meselelerin genellikle birden çok uzmanlık alanı gerektirdiği günümüzde içtihat ve fetva faaliyetinin ferdi bir faaliyet olmaktan ziyade heyet, yani kurumsal bir faaliyet olması yönünde çok güçlü ve çok yaygın bir kanaat bulunmaktadır. İşte bu kanaati karşılayan kurum, Din İşleri Yüksek Kurulumuzdur” dedi.

    Haçkalı, Kurul’un halkın ve ümmetin ihtiyaçlarını güncel uygulamalar dikkate alarak gerçek hayattan kopmadan tarihi derinliğine, tecrübesine ve birikimine dayanarak çözmek için gayret göstereceğini söyledi. Önceki dönemde görev yapan Kurul başkanı ve üyelerine çalışmalarından dolayı teşekkür eden Haçkalı, “Tarihten günümüze kurulumuzda görev yapan üyelerimizden, başkanlarımızdan ahirete göçmüş olanları rahmetle yad ediyorum. Hayatta olanlara sıhhat ve afiyet diliyorum” dedi.

    Din İşleri Yüksek Kurulu şu isimlerden oluşuyor:

    “Prof. Dr. Ali Avcu, Prof. Dr. Halis Aydemir, Prof. Dr. İhsan Çapçıoğlu, Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay, Prof. Dr. Soner Gündüzöz, Prof. Dr. Abdullah Kahraman, Prof. Dr. Enbiya Yıldırım, Prof. Dr. Ömer Kara, Prof. Dr. Metin Özdemir, Dr. Medet Coşkun, Dr. Bilal Esen, Tahir Tural, Mustafa Irmaklı, İdris Bozkurt.”

  • Diyanet Sen Erzurum Şube Başkanı Ardahanlı’dan Camiler ve Din Görevlileri Haftası Mesajı

    Diyanet Sen Erzurum Şube Başkanı Ardahanlı’dan Camiler ve Din Görevlileri Haftası Mesajı

    Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebeti ile yazılı bir açıklama yapan Diyanet-Sen Erzurum Şube Başkanı Nurullah Ardahanlı, Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın Din Görevlisi eksenli kutlamasını isteyerek “Bu hafta fedakâr din görevlilerimizin toplum açısından öneminin ve yaşadıkları sıkıntıların dile getirildiği bu konularda farkındalık oluşturulan bir hafta olarak kutlanmalıdır” dedi.

    Hafta Amacına uygun olarak kutlanmalı

    Başkan Ardahanlı, yapılan araştırmalarda din görevlilerinin bu haftanın amacına uygun şekilde din görevlilerinin sıkıntılarının ele alındığı bir hafta olarak kutlanmasını istediklerini belirterek “Camiyi ve cemaati sevk eden din görevlilerimiz aynı zamanda beşikten mezara hayatın her alanında insanımızın yanındadır. Tüm ömürlerini din hizmetine adayan toplumun önderi konumundaki din görevlilerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftasını kutuluyor daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmeleri için yetkili sendika olarak elimizden gelini yapacağımızı bilmelerini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Ardahanlı, mesajında şunları kaydetti;

    “Toplumumuzda temel insani ve ahlaki değerlerin yaşamasına, toplumumuzun manen yükselmesine önemli katkılar sağlayan, camilerimizin inşa ve imarında rol alan, dünyevi bir karşılık beklemeden büyük fedakârlıklarda bulunan, samimi davranış ve güler yüzleriyle gönüllerini bütün insanlara açan, hikmet dolu sözleri, dinlendirici hoş sohbetleriyle büyük, küçük herkesin gönlünü kazanan ve görev mahallerinde büyük azim ve gayretle dini hizmetleri en güzel bir şekilde sunmaya gayret eden Din Görevlilerimize karşı son zamanlarda bazı medya kuruluşlarında ve sosyal medya mecralarında yapılan saldırıları kınıyor bu tür haksız saldırıların bir daha yaşanmaması temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

    Doğumundan Ölüme Hep Halkımızın Yanındayız

    Diyanet İşleri Başkanlığımız toplumumun din hizmeti ve irşat görevini karşılamaktadır. Bir yandan, başta Kur’an Kursları vasıtasıyla yaygın din eğitimi faaliyetleri yürütülmeye çalışılırken, diğer yandan, cami içi ve dışı din hizmetleri gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bunun yanı sıra, ailede din eğitimi faaliyetlerini desteklemek amacıyla, yetişkin bayanlara yönelik olarak devam ettirilen Kur’an Kursları ile il ve ilçe müftülükleri bünyesinde ailelerin dini konulardaki ihtiyaçlarına cevap vermek üzere Aile ve İrşat ve Rehberlik Büroları faaliyet göstermektedir. Söz konusu faaliyetler müftü, vaiz, Kur’an Kursu öğreticisi, imam-hatip ve müezzin-kayyımlarımız tarafından yerine getirilmektedir.

    Bunun yanında din görevlileri doğum, sünnet, nişan, nikâh, düğün, yeni doğan çocuklara isim koyma, asker uğurlama vb. hem de kötü günde hastalık, ölüm ve cenaze işlemleri vb. insanların yanında olmaktadırlar. Yani din görevlilerinin hizmet alanı yalnızca camiler değil hastaneler, cezaevleri, çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, huzurevlerini de kapsamaktadır.”

    Filyasyon ekiplerinde görev alan din görevlileri şiddete maruz kalmamalı

    Din görevlilerimiz ayrıca, Filyasyon ekiplerince gerçekleştirilen karantina altında olması gerekenlerin denetimi, gözlemlenmesi, bu amaçla kimlik denetimi ve sorgusu yapılması gibi faaliyetlerde de etkin görev almaktadır. Bu görevlileri esnasında hem şiddet hem de bulaşıcı riskleri ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Çoğu zaman yanlarında polis olmadan ev ev gezerek bu görevi icra etmektedirler. Çeşitli şiddet olayları ile de karşılaşan din görevlilerinin güvenlikleri sağlanmalı ve sağlıklarını korumaya dair tedbirler de alınmalıdır. Filyasyon ekiplerinin görevlerini icra etmesinde kolluk-güvenlik birimlerinin din görevlilerimize refakat etmesini koruyucu giysi ve aparatların tedariki konularında hassas davranılmasını istiyoruz

    Kurumdaki 4/B’li Çifte Standardı Biran Önce Son Bulmalı

    Başkanlığımızda halen iki tip 4/B Sözleşmeli personel çalıştırılmaktadır. Tüm 4/B sözleşmeli personel 3+1 formülü ile kadroya alınmalı ve çalışmalarını müteakip 1 yılın sonunda eşi ister kamuda isterse özel sektörde çalışsın tüm 4/B sözleşmeli personel becayiş ve eş durumu tayininden yararlanmalıdır. Sendika olarak kurum personelimizi sıkıntıya sokan bu uygulamaların bir an önce düzeltilmesini istiyoruz.

    Din Görevlilerinin Eğitimini son derece önemsiyoruz

    Sendika olarak din görevlilerinin eğitimini son derece önemsiyoruz. Cami ve İlim temasıyla kutlanan bu yıl ki Camiler ve Din Görevliler Haftası’nın ruhuna uygun olarak ilimlerini artırmak eğitimlerine devam etmek isteyen İlahiyat önlisans mezunu arkadaşlarımızın lisanslarını tamamlamalarına imkan sağlanmalıdır. Bu nedenle İlitam kontenjanlarının bir an önce talebi karşılayacak şekilde yükseltilmesini ve kurum personeline özel kontenjan ayrılmasını istiyoruz.

    Örnek Mekan, Örnek İnsan: Cami ve Din Görevlisi

    Pandemi sürecinde camilerimiz korona tedbirlerine en çok riayet edilen mekânlar din görevlilerimizde fedakarlıkları ve yaptıkları hizmetlerle örnek insan olmuştur.

    Bu vesileyle, ülkemizde metropol şehrinden mezrasına, ilinden ilçesine, yeryüzünün en uzak noktasında görev yapan din gönüllüsü kardeşlerime kadar mescit ve camilerde din hizmetlerinin en güzel şekilde yapılması için fedakarca çalışan, topluma rehberlik ve önderlik eden, ilmi, irfanı ve yaşantısıyla örnek olan, mihrabın, minberin ve kürsünün hakkını veren bütün kardeşlerimin Camiler ve Din Görevlileri Haftasını tebrik ediyor, ebediyete irtihal edenlere Cenab-ı Hak’tan rahmet niyaz ediyorum.”

  • MAÜ’de online olarak Uluslararası Dil, Düşünce ve Din Bilimleri Kongresi düzenlendi

    MAÜ’de online olarak Uluslararası Dil, Düşünce ve Din Bilimleri Kongresi düzenlendi

    Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ), Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının katkılarıyla online olarak düzenlenen Uluslararası Dil, Düşünce ve Din Bilimleri Kongresi yoğun ilgi gördü.

    Online olarak gerçekleştirilen kongreye dünyanın ve Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden dil bilimi, felsefe, tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji ve ilahiyat bilimleri alanında uzman yerli ve yabancı 175 bilim adamı, yazar ve akademisyen katkıda bulundu. Sosyal bilimlerin en belirgin üç sahasını oluşturan dil, düşünce ve dinin, varoluşundan itibaren insanlığın temel hususiyetleri olan konuşma, kavrama ve inanmaya tekabül eden disiplinler olduklarını belirten Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, düzenlenen bu kongre ile oldukça başarılı pür akademik bir program gerçekleştirildiğini, din, dil ve düşünce alanında yapılan binlerce çalışmaya birbirinden kıymetli ilmi araştırmaların ilave edildiğini aktararak, pandemi sürecinde böylesine zorlu bir çalışmayı yürüten başta MAÜ akademisyenleri olmak üzere tüm ekibe teşekkürlerini iletti.

    Üç gün boyunca kongrenin önemini ortaya koyan 275 bildirinin sunulduğunu ifade eden Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Nesim Doru, sosyal bilimler alanında muazzam bir bilgi şöleni yaşandığını belirterek, kongrenin içeriğini oluşturan dil, düşünce ve din ilimlerinin evrensel boyutuna dikkat çekme amaçlı Türkçe, Arapça, İngilizce, Kürtçe ve Farsça olarak beş dilde gerçekleştirilen sunumların eş güdümlü olarak, dört ayrı online salonda üç oturum şeklinde düzenlendiğini ve sunulan tebliğlerin en kısa zamanda kitaplaştırılmasını planlandıklarını vurguladı.

  • Manyas’ta Kaymakam muhtarlar ve din görevlileriyle kovid19 toplantısı yaptı

    Manyas’ta Kaymakam muhtarlar ve din görevlileriyle kovid19 toplantısı yaptı

    Manyas’ta Kovid19 salgınının yeniden tırmanışa geçmesi üzerine alınacak önlemler için Kaymakam Kaya başkanlığında yapılan toplantı da muhtarlar ve din görevlilerine alınacak tedbirler aktarıldı.

    Manyas Kaymakamı Muhammed Kaya tarafından ilk toplantı muhtarlar ile Belediye Kültür salonunda yapılırken, din görevlileri ile ise müftülük toplantı salonunda sosyal mesafe kurallarına uyularak gerçekleştirildi. Muhammed Kaya, muhtarlar ve din görevlilerinden sosyal mesafe kuralları ile maske takılması ve hijyen konusunda hassasiyetle durulmasını, özellikle insanların toplu olarak katılım gösterdikleri, cemiyetlerde yoğunluğun önemine dikkat çekilerek kuralların kesinlikle uygulanmasını istedi. Kaymakam Kaya, camilerde de maskesiz gelen vatandaşlar olduğunda, namaza başlamamalarını o kişi veya kişileri caminin dışında namaz kılmaları konusunda uyarmalarını söyleyerek “Her şeyden önce toplum sağlığı önemli, güvenlik güçlerimiz de bu konuda üzerilerine düşen görevleri yerine getiriyor, bu yetmiyor, sizlerde muhtarlar ve din görevlileri olarak sorumluluk sahibisiniz. Bazı kurallar konusunda bazı ilçeler esneklik gösterebilir, biz bizim ilçemizden sorumluyuz. Kesinlikle kurallardan taviz verilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Toplantılara İlçe Jandarma Komutanı Ütğm. Erdinç Boztepe, Emniyet Amiri Enes Dündar ve ilçe Müftüsü Ahmet Altacı’da katıldı.

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, din hizmetleri müşavirleri ve ataşeleri ile toplantı yaptı

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, din hizmetleri müşavirleri ve ataşeleri ile toplantı yaptı

    ANKARA (İHA) – Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, din hizmetleri müşavirleri ve ataşeleri ile video konferans sistemi ile toplantı yaptı.

    Müşavir ve ataşelerle “2020 Yılı Vekalet Yoluyla Kurban Kesim Programı” hakkında istişarede bulunan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan sıkıntılara işaret ederek, “Sizler de bu süreçte zor zamanlar yaşadınız, bunu biliyoruz. Bu dönemi Avrupa’da çok ağır geçiren ülkeler oldu. Gerek zor durumda kalan kişilere yaptığınız ayni yardımlar ile gerekse bu dönemde aksatmadan devam ettirmeye çalıştığınız din hizmetleri ile büyük bir özveri ve gayretle çalıştınız” ifadelerini kullandı.

    Erbaş, normalleşme sürecini yaşanan ülkelerde camilerin açıldığını, faaliyetlerin başladığını belirterek, henüz bu aşamaya gelmeyen ülkelerde sosyal medya üzerinden yürütülen faaliyetlerin verimli ve etkin bir şekilde devam ettirilmesi gerektiğini söyledi.

    Müşavir ve ataşelere pandemi sürecinde yurt dışında yapmış oldukları yardım faaliyetleri için teşekkür eden Erbaş, “Dünyanın neresinde olursa olsun milletimizin yardımlaşmayı çok önemsediğini de göstermiş oldunuz, örneklik teşkil ettiniz. İslam’ın infak, yardımlaşma ve dayanışma anlayışını, insanlara yardımcı olmayı ilke edinen bir inanç bir sistemi olduğunu bu vesileyle anlatmalıyız” diye konuştu.

    Başkan Erbaş, “Vekalet Yoluyla Kurban Kesim Programı”nın da bir yardımlaşma vesilesi olduğuna dikkati çekerek, “Öyle bir kampanya yürütelim ki ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır’ hadis-i şerifinde belirtilen o ilke gereğince en hayırlı insanlardan olma fırsatı olarak bunu değerlendirelim” ifadelerine yer verildi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın (TDV) yaptığı hizmetlerle insanların güvenlerini kazandıklarına ve bu güvenin de her geçen gün arttığına vurgu yapan Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

    “Bir dilim ekmeğe, bir parça kurban etine muhtaç milyonlarca insan var. Onlara Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ulaşmak zorundayız. Bu bizim üzerimizde bir vazifedir, emanettir. Milletimizin kurban vekaletini de istismar ettirmeden sağlıklı bir şekilde ehil insanların eli ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanız gerekiyor. Bunu çok önemsiyoruz. Sizler de bugüne kadar yapmış olduğunuz gayretli çalışmaları daha da artırarak bu işe sarılmalısınız. Yaptığımız bu faaliyet, küresel çapta bir iyilik hareketidir, iyilik yarışıdır. Her yere iyiliği ulaştıracağız.”

    Toplantıya, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay ve TDV Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı İhsan Açık da katıldı.