Etiket: Dilekleri

  • Özel çocukların dilekleri gerçekleşti

    Kütahya’da Çinikent Özel Eğitim İlkokulu/Ortaokulu ile Kütahya Genç İş Adamları Derneği´nin birlikte yürüttüğü “Bir Çocuk Bir Dilek” isimli Sosyal Sorumluluk Projesi hediye töreni gerçekleştirildi.

    İl Millî Eğitim Müdürlüğü Beylerbeyi Salonu´ndaki törene Vali Yardımcısı Arif Yalçın, İl Millî Eğitim Müdürü Hasan Başyiğit, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Muhsin Kaymak, Şube Müdürleri Ali Küçükçakır, İbrahim Sak, Mustafa Ağca Okur, Kügiad Başkanı Zafer Bintepe, Yönetim Kurulu Üyeleri, veli ve öğrenciler katıldı.

    Proje ile ilgili bilgi veren Çinikent Özel Eğitim Okulu Öğretmeni Yasemin Altun, “ Okulumuzdaki özel çocukların yüzünü güldürmek amacıyla tüm öğrencilerden bir dilek tutmalarını, gerçekleşmesini istedikleri dilekleri yazıp okulda hazırlanan dilek ağacına asmaları sağlanmıştır. Çocuklarımızın dilekleri KÜGİAD Yönetim Kurulu´nun sponsorluğunda gerçekleştirilmiştir. Bu anlamlı projede emeği geçen tüm veli, öğretmen ve gönüllülere teşekkür ediyorum” dedi.(EFE)

  • (Özel) En büyük dilekleri minik Çınar Alp’i ağlatabilmek

    İzmir’de yaşayan Sinem ve Yusuf Çil çifti, özel bir hastanede dünyaya gelen bebekleri Çınar Alp’in ihmaller zinciri sebebiyle pek çok hastalığa sahip şekilde doğduğunu iddia etti. Aile, hareket edemeyen ve doğduğundan bu yana hiç ağlamayan bebekleri için, “Bir bebeğin ağlaması ne kadar önemliymiş. Biz heyecanla ağlamasını bekliyoruz. Bir anne baba bebeğini susturmak için uğraşır ama biz ağlaması için uğraşıyoruz” dedi.

    İzmir’in Torbalı ilçesinde yaşayan 3 yıllık evli Sinem Çil (28) ve Yusuf Çil (35) çifti, özel bir hastanede dünyaya gelen Çınar Alp’in hastanedeki ihmaller nedeniyle sağlıklı bir bebek olmadığını iddia etti. Bebeklerinin doğumda oksijensiz kaldığını, ardından da gerekli tedavilerin uygulanmadığını öne süren aile, 8,5 aylık Çınar Alp’in sağlığına kavuşması için mücadele veriyor. Çil ailesi, doğduğundan bu yana bir kez bile ağlamayan, yutkunma yetisini yeni yeni edinen, hareket edemeyen minik Çınar Alp’in bu durumda olmasına neden olan ihmallerin açığa kavuşması ve sorumluların ceza alması için hastaneye dava açtıklarını söyledi.

    “Bebek oksijensiz kaldı, yoğun bakıma verilmedi”

    Hamilelik sürecinin sağlıklı geçtiğini, tüm kontrollerini eksiksiz yaptığını belirten anne Sinem Çil, “14 Ekim 2017 sabahı hastaneye güle oynaya gittim. Sadece nişanım gelmişti. Normalde nişan gelmesine rağmen 24 saat daha vaktimiz olabilirmiş ama hiçbir ultrason muayenesi olmadan 1 santimetre açıklıkla bana saat 10.00’da suni sancı vermeye başladılar. Saat 11.00 civarında bebeğin NST’deki kalp atışlarının zayıfladığını, bunun sıvı basıncından olabileceğini söyleyen kadın doğum doktoru poşumu patlatarak amniyon sıvısını boşalttı. Bu işlem yapıldıktan sonra bebeğimin hareketlerinin zayıfladığını hissettim. Bu olay sabah oldu, Çınar Alp akşam 19.20’de dünyaya geldi. O süre zarfında ben kasıldıkça bebek darbe aldı. Etrafında sıvı da kalmadı. Kupkuru bir doğum oldu. Bebek çıkıma geldikten 40 dakika sonra dünyaya geldi. Orada sıkıştı, oksijensiz kaldı, doğumdan çıktıktan sonra canlandırma çalışması yapıldı. Canlandırılmış, ambulasyon yapılmış bir bebek yoğun bakıma alınması gerekirken benim yanıma verildi. Orada derme çatma bir kuvözün içine konuldu. Kuvözde oksijen kapalıymış ve bebeği kendi karbondioksitinde boğdular” diye konuştu.

    “Nöbet geçiren bebek için ‘bir şeyi yok’ dediler”

    Bebeğinin doğum anında hiç ağlamadığını, morardığını ve bir sıkıntı olduğunun gözle görüldüğünü söyleyen Sinem Çil, şöyle devam etti:

    “Bebek bariz nöbet geçiriyordu ama çocuk doktoru ısrarla bir problem olmadığını söyledi. Akşam 19.20’de doğum yaptım, saat 04.00’de bebek iyice morardı, balon gibi oldu. Hemen kadın doğum hastanesine, oradan da başka bir hastaneye metabolik rahatsızlık tanısıyla sevk edildi. Eğer oradaki doktorlar olmasaydı Çınar Alp yaşayamayacaktı. Hemen metabolik rahatsızlıkla ilgili araştırmalar yapıldı. Tüm tahlilleri yapıldı ama tahliller temiz çıktı. Tamamen doğum sırasında oksijensiz kalmaya bağlı asfiksi ve onun sonucuna bağlı gelişen hücre ölümleri ve beyin hasarı ile dirençli epilepsi meydana geldi.”

    “Ağlamadığı için alarm kurup yemek veriyoruz”

    Çınar Alp’in yeni yeni yutkunmaya başladığını, bebeğini şırınga ile beslediğini söyleyen anne Sinem Çil, “Bebeğim doğduğundan beri hiç ağlamadı. Daha yeni yeni ses çıkarmaya başladı. Oturamıyor, başını tutamıyor. Yeni yeni yutkunmaya başladı. Yemek yiyebilmesi için büyük mücadele veriyoruz. Bizim her şeyimiz alarma bağlı. Çınar Alp ağlamadığı için acıkıp acıkmadığını anlayamadığımızdan alarm kurup öyle besliyoruz. İnsanlar şikayet eder ama bir bebeğin ağlaması ne kadar önemliymiş. Biz heyecanla ağlamasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Korkmasına bile mutlu oluyoruz”

    Büyük bir yıkım yaşadıklarını dile getiren genç anne, “Çok umutla beklediğimiz bir bebekti. Çok büyük hazırlıklar yapmıştık ve bir gün içinde yıkıldık. Çınar’ın gözlerimin içine bakarak kahkaha atmasını istiyorum. Bir gözyaşına, bir parmak hareketine, bir göz kırpışına, sıçramasına, korkmasına bile mutlu oluyoruz. Bizim sevinç ve mutluluklarımız Çınar Alp ile minimuma indi. Başkasına normal gelen şeyler bizim için büyük sevinç. Çünkü bunlar olduğunda Çınar Alp’in olması gereken tepkileri verdiğini anlıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Biz ağlaması için uğraşıyoruz”

    Hastanede ihmaller zinciri yaşandığını öne süren baba Yusuf Çil de, “Bebeği sevk ettiğimiz iki hastanede de ‘neden kan gazına bakılmadı?’ diye sordular. Ama bebeğimizin kan gazına bakılmamıştı. Ambule edildikten sonra yoğun bakıma verilmedi. Halbuki ısıyı düşürüp bebeğin nöbet geçirmesini engelleyebilirlermiş ama Çınar Alp’e bunların hiçbiri yapılmadı. Bizim bebeğimiz yanımızda kuvöze konuldu. Kuvözün de kapakları kırıktı. Sadece üzerindeki göstergeler çalışıyordu. Dava sürecini başlattık ancak dava hala açılmış değil. Henüz soruşturma aşamasında. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Hayatımızla oynandı. Başkalarının ihmalkarlığı yüzünden hayatımız mahvoldu. Uyumuyoruz, nöbetleşe gece-gündüz bebeğin başında bekliyoruz. Onun gülmediğini, onun oynamadığını, onun ağlamadığını gördükçe insan yıkılıyor. Bir anne baba bebeğini susturmak için uğraşır ama biz ağlaması için uğraşıyoruz. Geçen bir gözyaşı döktü, ikimiz de acaba ağlayacak mı diye büyük sevinç yaşadık” dedi.

  • Necdet Ünüvar’dan Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Asadov’a Başsağlığı Dilekleri

    Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, günübirlik ziyaret için geldiği Bakü’de, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Asadov’a başsağlığı dileklerini ileterek, “Bu iki ülke hangisinin sıkıntısı olsa diğeri onun elinden tutar. Bugün, Azerbaycan’ın acısını paylaşmak için buradayız” dedi.

    Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar ve dostluk grubu üyesi milletvekillerinden oluşan heyet, günübirlik ziyaret için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye geldi. Ermenistan-Azerbaycan cephe hattında şehit düşen Azerbaycan askerleri için taziye dileklerinde bulunmak üzere Bakü’de bulunan Necdet Ünüvar ve beraberindeki heyet, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Oktay Asadov ve Azerbaycan Tükiye Parlamentolararası Dostluk Grubu üyeleri ile bir araya geldi. Necdet Ünüvar ve beraberindeki heyet temasları kapsamında ilk olarak Dostluk Grubu’nun Azerbaycanlı Başkanı Ehliman Emiraslanov ve Azerbaycanlı üyeleriyle görüştü. Burada konuşma yapan Necdet Ünüvar, “Azerbaycan’ın acısını paylaşmak üzere buradayız. Ziyaretimizin asıl amacı son 10 günde Dağlık Karabağ’da şehitlerimiz var. O şehitler için taziyede bulunmak, yaralılar için şifa dilemek ve bu konuyla ilgili Türkiye’nin Azerbaycan’ın acısını paylaşacak bir dost, bir kardeş ülke olduğunu göstermek adına buradayız. Özellikle sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve Meclis Başkanımızın taziye dileklerini iletmek istiyorum. Azerbaycan ve Türkiye et ve tırnak gibi. İki ülkeden hangisi sıkıntıya düşse diğer ülke onun elinden tutmuş ve kaldırmıştır. Azerbaycan Dağlık Karabağ bölgesinde haklı bir davanın savunuculuğunu yaparken şehitleri var. O şehitlerin acısını paylaşmamız lazım. İktidar, muhalefet bir heyet olarak Azerbaycan’a gelip birkaç saatliğine de olsa bu acıyı paylaşmayı kendimiz için bir görev addettik” ifadelerini kullandı.

    Heyet daha sonra Azerbaycan Meclis Başkanı Oktay Asadov’la görüştü. Milletvekillerini Bakü’de görmekten çok memnun olduğunu ifade eden Oktay Asadov, Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği destek için teşekkürlerini iletti. Görüşmelerden sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Necdet Ünüvar, “Bu iki ülke hangisinin sıkıntısı olsa diğeri onun elinden tutar. Bugün, Azerbaycan’ın acısını paylaşmak için buradayız. Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Parlamenterler Heyeti olarak şehitler için taziyede bulunmaya ve başsağlığı dileklerini iletmeye Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Meclis Başkanımızın Azerbaycan halkına taziye dileklerini iletmek üzere buradayız. Azerbaycan’ın haklı davasında yanında olduğumuzu ifade için geldik” dedi.

    Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu’nda Başkan AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan bulunuyordu.

    Ünüvar ve beraberindeki heyet görüşmelerden sonra Bakü’den ayrıldı.